29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EKİM 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Bir kaçışın hikâyesi... HDP’den ‘süresiz direniş’ çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dün akşam saatlerinde toplanan HDP MYK’den acil çağrı yapıldı. Açıklamada, “IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobani’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı. HDP Parti Meclisi ve MYK dün partinin eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başkanlığında toplandı. Akşam saatlerinde toplantı halinde MYK’den acil çağrı açıklaması yapıldı. Çağrıda, “Kobani’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobani’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” denildi. Yapılan açıklamada, “Kobani’de yaşanan katliam girişimine karşı 7’den 70’e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz. Bütün uluslararası kurumlar, demokratik kitle örgütleri, emek ve meslek örgütleri, kadın ve gençlik örgütleri, demokratik güçler Kobani’de yaşanan vahşete karşı harekete geçmelidir. Bundan böyle her yer Kobani’dir. Kobani’deki kuşatma ve vahşi saldırganlık son bulana kadar süresiz direnişe çağırıyoruz” denildi. Arap Maha ve Kürt Bozan’ın öyküsü, asıl sorunun halklar arasında olmadığını anlatıyor Biden’ın Özrü “Obama, (Birleşik Arap Emirlikleri velihat prensi) Muhammed bin Zayed’in ayaklarını da öpünce, her şey yoluna girmiş olacak!” “Önce gerçek… sonra diplomasi dansı. Muhataplara evvela her şeyin ayırdında olduğumuzu söylemek lazım ki, bizi aldattıklarını sanmasınlar.” “Joe (Biden) ortaklarımız hakkında gerçeği ifşa etmekle, Obama, kendisinden tam ne yapmasını istiyorsa onu yaptı. Obama bunları doğrudan söyleyemez. (Müttefikleri) utandırmak işi Joe’ya düşüyor; Obama da ıslık çalıyor. Mükemmel!” “Zavallı Biden. Yönetimdeki tek dürüst adam, gerçekleri dile getirdiği için özür dilemek zorunda kaldı. Bu, Biden’ın en mükemmel anı. Bundan daha mükemmeli tiksintiyle istifa etmek olurdu. Ama o bunu Obama’ya yapamaz. Başkana fazla sadık. O nedenle bu çakma özrü sundu!” Bunlar ABD’nin etkili yayın organlarından Washington Post’ta “Biden Birleşik Arap Emirlikleri’ne de ikinci özrü sundu” başlığıyla yayımlanan haberin altında çıkan okur yorumları… Harvard’da, dünyada olanlardan haberdar bir izleyici kitlesi önünde Biden’ın yaptığı açıklamalar için “Post” haberinde şu noktanın altını çiziyor: “Biden’ın samimi yorumlarının ortaya koyduğu gibi Obama yönetimindeki çok insan… radikal güçlerin palazlanmasından Körfez’deki Arap ülkeleriyle Türkiye’yi sorumlu tutuyor!” Biden demek salt kendi adına konuşmamış, “Obama yönetimindeki” yerleşik kanıları yansıtmış… Başkan yardımcısının Harvard konferansında söylediği sözler öyle “kuşku götürmez gerçekler” olarak kabul ediliyor ki, ABD’nin popüler internet gazetelerinden olan Daily Beast’te yayımlanan konuyla ilgili haber doğrudan; “Başkan yardımcısı gerçeği söylediği için özür diliyor” başlığı konmuş. Başlık altındaki ifadeler de gene şöyle: “Başkan yardımcısının geçen haftaki yorumları bölgedeki Sünni müttefiklerle diplomatik bir fırtına koparttı. Ama o sadece olanı biteni olduğu gibi söylemekle yetindi!” Medyadaki bu havadan, Biden’ın reytinginin arttığını söyleyebiliriz. Alıntıladığım örneklerde bir “Amma patavatsızlık!” tepkisinden çok; “Nihayet biri çıkıp herkesin aklında olanları söyledi. Bizi en azından aptal yerine koymayacaklarını bilsinler!” tavrı hâkim. Washington’da dolayısıyla genel geçer bir “sabır taşma halinin” olduğu görülüyor. Özre gelince… ABD, “kara harekâtı” için Türkiye’ye malum çok muhtaç… Bunun için her deklarasyonu yapabilir, Biden’ın amuda kalkıp yürümesini dahi isteyebilir… Rağmen Beyaz Saray’ın “özür” açıklamasında “koşullu” bir ifade dikkat çekiyor. “Başkan yardımcısı; Türkiye, bölgedeki diğer müttefik ve ortakların IŞİD’i ya da Suriye’deki diğer şiddet yanlısı aşırıları ‘taammüden’ desteklediği ya da büyümesini kolaylaştırdığı yönündeki her türlü ima nedeniyle özür diledi” deniyor. Özetle Biden “Konuşmamdan Türkiye IŞİD’i ‘taammüden destekledi’ gibi bir anlam çıktıysa… sade bu bağlamda özür dilerim” demiş oluyor… “Kasıtlı olmamakla birlikte”… öyle ya da böyle, yolunu bulup IŞİD’e giden destekler özrün kapsamı dışında tutuluyor. Özür açıklamasındaki “taammüden” (“intentionally”) kavramı, bu sebeple çok önemli. “Daily Beast”, başkan yardımcısının özrüne kurnazca monte edilen bu anahtar sözcük için, Türkçeye “anlamı tahrif eden kelime” diye çevrilen “weasel word” tanımını yakıştırmış. “Weasel”, sinsiliğiyle ünlü hayvan “sansar” demek! Wikipedia; “weasel word” deyimini, “Muğlak bir tavır alınırken çok önemli ve anlamlı bir açıklama yapılmış izlenimi veren ama ‘açıklama’nın hesabı sorulduğunda içeriğinin boşaltılması imkânı veren kelime” olarak açıyor… Diyeceğim o ki… Birdenbire hükümet cephesinde içine girilen “Süper güç özür dilerse, herkes özür dileyecek!” havası çok abartılı… Süper güç çünkü “özrün içini, gereğinde boşaltacak özen ve dikkatle dizayn etmiş!” Muhalefete göz dağı vermek babında, selefini hiç aratmayan yeni Başbakan, Suriye politikasının arkasında hemen hizalanmayan herkese “Biden özrünü” bir “biat çağrısı” olarak kullanıyor. Elverişli ve kurnaz bir diplomasi hamlesinden ibaret olan “Washington’ın özrü”nü; bundan böyle kendilerini her eleştiriden muaf kılacak bir kalkan olarak kullanmaya çalışıyor: “Türkiye’yi eleştirmek kimsenin haddi değildir!” diye kafadan “eleştiri tehdidini” şeytanlaştırıyor! Oysa, IŞİDTürkiye bağlantısı Biden özründen önce ne ise, bugün de o. Biden’ın zevahiri kurtarmak için yaptığı özür, üzerinde çok sayıda soru işareti olan bu ilişkiyi aklamış/temize çekmiş değil çok yazık ki… “Daily Beast”te bu meyanda ABD’nin sevilen “Homeland/Ulusal Güvenlik” dizisi hakkında da bir değerlendirme gördüm. Tüm dünyada izlenen dizinin yeni sezonu “IŞİD”e yer verecekmiş. Ankara’nın “İmajımızı zedeler” diye Türkiye’de çekilmesine izin vermediği dizinin yeni bölümlerinde, artık Biden’ın diplomatik açıklamalarının geri planını görürürüz. Öyle kurgu deyip geçmeyin… “Embedded medya”nın irdelemediği pek çok gerçeğe bundan böyle “kurgu” el atıyor. Suruç’ta Suriye’de 3 yıldır süren iç savaş ve IŞİD’in bölgedeki saldırıları yüz binlerce insanın göç etmesine neden olurken, aileleri de parçaladı. Katliamlar ve korkup kaçan insanların öyküsünü dinledikçe, aslında etnik gruplar arasında gerçek bir sorun bulunmadığına tanık oluyoruz. Arap Maha (37) ile Kürt eşi Bozan Temmi’nin (44) öyküsü de bunlardan biri. Mahmut ORAL Maha ve Bozan çocuklarıyla birlikte kaldıkları evlerine yılda 2 bin lira ödüyorlar. Çakma özür, yalın gerçek Gitmek istiyorum ama gidemiyorum Demirtaş, Müslim’in temaslarını değerlendirdi ünlük kazanç 10 lira G ‘Alma verme pazarlığı yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HDP Eş başkanı Selahattin Demirtaş, PYD lideri Salih Müslim’in Ankara ziyareti sırasında Kobani’ye destek için pazarlık yaptığı iddialarını yalanladı. Müslim’in Ankara temasları için “Diplomatik bir görüşme. Alma verme pazarlığı söz konusu değil” diyen Demirtaş, pazarlık sonrasında anlaşmaya varıldığı ve Kobani’ye Türkiye’den yardım konvoylarının harekete geçtiği haberleri ile ilgili olarak da, “Yani oradaki yerel kaynaklarla da doğrudan göreşme yaptık ilaç veya gıda yardımı yapan çok sayıda TIR’ın Türkiye’den giriş yaptığına dair bilgiyi teyit edemedik” dedi. Demirtaş, partisinin PM ve MYK toplantıları sırasında Kanal D’nin sorularını yanıtladı. PYD lideri Salih Müslim’in gizli Ankara ziyareti ile ilgili olarak “Türkiye’ye gelip görüşme yaptığını biz de biliyoruz, yani bu diplomatik bir görüşme. Yoksa öyle bir pazarlık alma verme pazarlığı söz konusu değil” dedi. da olur. Çünkü ihtiyaçları var insani yardıma ihtiyaçları var bunun Türkiye üzerinden olmasının faydası var” ifadelerini kullandı. Kobani’deki son durum ile ilgili olarak Demirtaş, “Dün akşam itibarıyla bazı IŞİD gruplarının kent merkezinde bazı mahallelere sızma girişimleri olduğunu duyduk. Gece boyunca o kenar mahellelerde çatışmalar yaşanmış ama şehre girmeyi başaramamışlar. Oradaki YPG güçleri mahallelerden püskürtmeyi başarmışlar. Koalisyon güçlerinin vurduğu bölgeler de daha çok Kobani’nin dışında olduğu için, bu IŞİD’in Kobani’ye dönük saldırı gücünü kırmış değil. Halen tanklarla, büyük obüs toplarıyla Kobani’yi vurmaya devam ediyorlar” bilgisini verdi. Demirtaş, hükümetin tavrı ile ilgili olarak da “Hükümet IŞİD ile PKK bizim için aynıdır derse, kimse buna ciddiyet atfetmez. Ben merak ediyorum. IŞİD’iyle PKK aynı ise Türkiye’de cezaevlerinde binlerce PKK’lı tutuklu var bir tane IŞİD’li tutuklu var mı, Türkiye’de IŞİD’e yardım ettiği için, militan kazandırdığı için bir tek tutuklu var mı, açılmış bir dava var mı? Türkiye IŞİD’e karşı aktif bir mücadeleye girmiş değil, aktif mücedele yürütenlere de destek değil” diye konuştu. Demirtaş, “Kobani’de direnenler bir askeri müdahale desteği istemiyorlar. Kendilerine uygulanan ablukanın, ambargonun kırılması gerektiğini belirtiyorlar. Bu çok meşru bir haktır” değerlendirmesini yaptı. Aileyi aslında 13 yaşındaki çocukları sayesinde tanıdık. Hiç Türkçe bilmiyordu Merwan, bildiği Kürtçe ise benimkinden daha farklıydı. Lokantada bulaşıkçılık yapan Merwan, mutfaktaki işini bitirdiğinde salona çıkıp, müşterilerle de ilgileniyordu. Ailesiyle birlikte buraya yerleşmişler. Merwan, inşaatta beton kalıpçısı olan babası Suruç’ta iş bulamadığından çalışmak zorunda kalıyor. Günde 10 lira kazanıyor. Kazandığını da olduğu gibi annesinin eline bırakıyor. Merwan’ın bir de 16 yaşındaki Samire adlı kız kardeşi çalışıyor ailede. O da haftada 30 lira alıyor. Diğer kardeşleri Celal de bulaşıkçı. O eve gelmiyor, lokantada yatıyormuş. Başka da ailede çalışan yok. Evlerine yılda 2 bin lira kira veriyorlar. Yemeklerini ve ısınma ihtiyaçlarını da elektrikle karşıladıklarından, ayda onun faturası da en az 250 lira.Yani iki yaka bir araya gelmiyor evde. İş bulmakta zorlanıyormuş Bozan, bulsa da en iyi günde 40 lira yevmiye alıyor. Eliyle odaya dizilen çocuklarını işaret edip “Nasıl yetsin ki” diyor. Hem kira da çok pahalı. Yetiştiremiyorlar. Aynı mahallede bir başka ama daha ucuz bir ev bulup taşınacaklarını söylüyor. “Ülkene döner misin” diye soruyoruz Bozan’a “Gitmek isterim ama gidemem Suriye’ye. Burada da geçinemiyoruz, kendi ülkemdir, herkesle konuşurum, bu kadar para sıkıntısı da olmaz. Burada geçinemiyoruz” diyerek yanıt veriyor. IŞİD terörünün savurduğu bu güzel aileyle vedalaşıp ayrılıyoruz daha sonra. vin en küçüğü 1.5 yaşında Merwan’ın öyküsünde ilgimizi çeken asıl şey, aradan geçen zamana karşın ailesinden hiç kimsenin Türkçe öğrenememesi nedeniyle yaşadıkları zorluklar. Bu yüzden İmad adındaki bir kardeşlerini okula gönderecekler ama onun için de onlara okuma yazma bilen birinin rehberlik etmesi gerekiyor. Çünkü Şanlıurfa’ya gidip bir evrak çıkarmaları gerekiyor. Bu nedenle Merwan’ın evine konuk olup, anne ve babasını dinliyoruz. Maha ile Bozan, Şam’da tanışmışlar. Bozan, o zaman büyük bir devlet binasının bahçesinde hem özel güvenlikçi hem bahçıvan E lık yapmış. 7 çocukları olmuş, sadece kuaförde çalışanı kız. En küçüğü Yezen, henüz bir buçuk yaşında. Maha anlatıyor önce. Şam’dan sonra Rakka’ya taşındıklarını orada kocasının inşaatçılık yapmaya başladığını anlatıyor. İşleri de iyiymiş. Ama Suriye’de karışıklıklar başlayınca, ancak 3 yıl direnebilmişler Rakka’da. “Rakka’da IŞİD vardı, ben de Arap olduğum halde bizi Araplar çok rahatsız ediyordu. Eşim Kürt olduğu için IŞİD’lilere şikâyet ediyorlardı ve yaşananlar da bizi rahatsız ediyordu. Kobani’ye yerleşmek istedik, bu olaylar nedeniyle Şam’dan Rakka’ya çok Kürt kaçtı, sonra da oradan da kaçtılar. Kobani’ye geldik yerleşmek istedik ama kiralar çok yüksekti, ev de bulunmuyordu, o yüzden buraya geldik” diyor Maha. ler. Biri Şam’da Esad’ın hapsinde, ama diğerlerini IŞİD mi kaçırdı yoksa başkası mı, sağlar mı ölü mü bilmiyorum. Her gece onları rüyamda görüyorum, gecegündüz ağlıyorum.” Sonra Türkiye’ne nasıl geldiklerini anlatıyor Maha, Birecik’ten girmişler. Sabah yola çıkıp, gece olmasına beklemişler yakalanmamak için. Bir parça kuru ekmekle öylece güneşin batmasını beklemişler ailece. Çocuklar küçük olduğundan sıkılmışlar, saklandıkları yerden çıkmak istemişler ama o hepsini sıkı sıkı tutmuş dizinin dibinde. Onlara hikâyeler anlatıp, sakinleşmelerini sağlamış. Sonra da gelebilmişler nihayet. Baba Bozan da başlarından geçeni anlatıyor. Aslında 1900’lü yılların başında dedeleri Suruç’tan Kobani’ye göç etmiş. Türkiye Kürtlerinden yani. Sonra Suriye içinde dağılmışlar. Burada olduğu için “Ata topraklarına döndük” diyor. Onun ülkesindeki olayları yorumlaması biraz radikal görünüyor. “Arapların derdi benim Kürt olmamdı, o yüzden şikâyet ediyorlardı. O yüzden Kürtlerin hepsi kaçtı, kalmadı hiç kimse. O zamanlar ben bir yerin güvenlik görevlisiydim, Maha’yı görüp istettim o zamanlar Kürt Arap ayrımı yoktu ki, ama IŞİD’den sonra Kürtlerle Arapların da arası bozuldu. Şimdi Kürt Arap savaşı oldu oralarda” diyor. Bir parça kuru ekmek Kilit sözcük ecegündüz ağlıyorum Hep gülen bir yüzü var Maha’nın. Ama o gülüşün altında büyük bir acı yattığı belli. Çünkü gözleri hep ağlamaklı. “Neden böylesin?” diye soruyoruz Maha’ya. Ve yaşadığı acıları anlatmaya başlıyor: “İki senedir annemibabamı görmedim. Şebekeler çekmiyor. Sadece telefonun açıldığını ‘Alo’ dediklerini duyuyorum. Böylece de iyi olduklarını anlıyorum. 3 kardeşim vardı onları daha çok özledim. Onlar hem IŞİD’e hem de Esad’a muhaliftiler. Yakalandıklarını söyledi G ardımı teyit edemedik’ Müslim’in Ankara ziyareti sırasında Ankara’nın taleplerini kabul etmesinin ardından Kobani’ye yardım konvoylarının gönderildiği haberlerinin anımsatılması üzerine Demirtaş, “Bazı yardım TIR’larının Kobeni’ye gittiği şeklinde haberler çıktı. İlaç, gıda yardımı... Bu saat itibarıyla yardım TIR’larının oraya ulaştığına dair biz bir bilgi almadık. İnşallah en kısa zaman ‘Y UNICEF çocukların Suriye’nin Rojava bölgesindeki Kobani kentine IŞİD’in 15 Eylül’den bu yana sürdürdüğü yoğun saldırılardan kaçan binlerce Kürt, Suruç’a sığındı. Savaşın en ağır yükünü ise yine çocuklar çekiyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) Türkiye Temsilciliği, Kobani’den kaçıp gelen kadın ve çocuklara destek hizmetleri vermeye başladı. Suruç YİBO ve Süleyman Şah Saygı Parkı’na UNICEF tarafından “Çocuk Dostu Çadırı” kuruldu. UNICEF, Kürtçe ve Arapça bilen tercümanlar eşliğinde hizmet veriyor. Çadırlarda önce çocuklar 4 ile 18 yaş arasında yaş gruplarına göre ayrılıyor, daha sonra da oyunlar oynanıyor. Çocuklar, en çok körebe, saklambaç, yüzünü güldürüyor ebeleme gibi evrensel ve yerel oyunları seviyor. Çadıra gelen çocukların iletişim becerilerinin gelişmesi için özel programlar da uygulanıyor. Bu kapsamda sessiz sinema ve gazeteci olup röportaj yapmak çocukların en çok eğlendikleri oyunların başında geliyor. Çadır, çocuklara özel bir alan olduğundan, yetişkinlerin alınmasına izin verilmiyor. Ailelerin, ilk başta projeye temkinli yaklaştığını ancak onlara çadırları gezdirdikten sonra ikna olduklarını anlatan UNICEF yetkilileri, “Şu anda karşılaştığımız akut ve acil bir durum yok. Hatta çocuklar çadır kurulurken üzerini süslemede bize yardım ettiler. Bütün yaşadıklarına rağmen hâlâ gülüyorlar, eğleniyorlar” dedi. Roth Ezidileri ziyaret etti Alman Yeşiller Partisi Milletvekilli ve Parlamento Başkan Yardımcısı Claudia Roth, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, bazı Alman milletvekilleri ve yardım derneklerinin temsilcileriyle Yalım Mahallesi’ndeki otogara yerleştirilen Ezidi aileleri ziyaret etti. Sığınmacılarla bir süre görüşen Roth, “Trajedik olayların gerçekleştiğini ve bu insanların gerçekten büyük bir zulümden kaçarak buralara geldiklerini görüyoruz. Yerleştikleri yerde Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün büyük katkıları ve desteği ile bu insanların huzur bulduğunu görebiliyoruz. Bu yeterli değil. Türkiye devletinin de desteği olması gerekiyor, uluslararası kuruluşların da desteği gerekiyor. Bu çocukların geleceğini elinden almak kimsenin haddi değildir” diye konuştu. Roth, Mardin’den ayrıldıktan sonra Diyarbakır’da Yenişehir Spor Tesislerine yerleştirilen Ezidileri de ziyaret etti. (Fotoğraf: ADNAN AVUKA) Arkası ‘Homeland’de…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle