Katalog

5 OCAK 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 11 ‘Felluce bağımsız İslam Devleti‘ Dış Haberler Servisi Irak hükümeti, El Kaide bağlantılı militanlarla güvenlik güçleri arasında yoğun çatışmalara sahne olan Felluce kentinde kontrolü kaybetti. Anbar vilayetinden üst düzey bir yetkili AFP’ye yaptığı açıklamada, “Kent şu anda IrakŞam İslam Devleti’nin (IŞİD) kontrolünde” dedi. Siyah üniformalı Sünni El Kaide militanları Felluce polis karargâhını yerle bir ederken hükümet binalarına kendi bayraklarını çekti ve Felluce’yi yeni bağımsız devlet ilan etti. El Kaide bağlantılı örgütün, ABD deniz piyadelerinin Felluce polisine temin ettiği askeri teçhizatı da ele geçirdiği bildirildi. Felluce, Irak’ı işgal eden ABD güçlerinin Vietnam’dan sonra en şiddetli çatışmalar yaşadığı noktalardan birisiydi. Bir görgü tanığı, kentin merkezinde açıkta kılınan cuma namazına yüzlerce cihatçının geldiğini, içlerinden birisinin imamın yanına giderek “Felluce’nin artık bir İslam devleti olduğunu ilan ediyoruz, sizi de bize destek olmaya çağırıyoruz” dediğini aktardı. Dün kent merkezinde hükümet güçlerinden hiçbir iz gözükmezken şehirle Bağdat’ı bağlayan ana yolda çatışmalar meydana geldi. Bağdat’ın batısındaki Felluce ve Ramadi’nin bir bölümü günlerdir militanların kontrolündeydi. Irak’ta merkezi hükümet karşıtı gösterilere verdiği destekle bilinen milletvekili Ahmed el Alvani’nin, geçen cumartesi günü Anbar’ın başkenti Ramadi’deki kanlı baskınla gözaltına alınmasının ardından yükselen gerginlik nedeniyle çok sayıda askeri birlik bölgeye sevk edilmişti. Güvenlik güçlerinin Ramadi’de hükümet karşıtlarının çadırlarını dağıtmasıyla taraflar arasında çatışmalar şiddetlenerek Felluce’ye yayıldı. Her iki şehirden de güvenlik güçlerinin çekilmesiyle IŞİD iki kentte büyük ölçüde kontrolü ele geçirdi. Ramadi ve Felluce’de aşiretlerce de desteklenen güvenlik güçleri ile IŞİD militanları arasındaki çatışmalarda sadece cuma günü 100’den fazla kişinin öldüğü belirtiliyor. 3 Ocak, Irak’ta son yıllarda en fazla can kaybının yaşandığı gün oldu. Balbay’la Büyükada’da ‘Martıların Kıskandığı Mutluluk’ “Biz bu şarkıyı hep ‘Adalar’dan çok dost gelir bizlere’ diye söyledik” diye yazdı Mustafa Balbay, belediye başkanı “adaşı” Mustafa Farsakoğlu’nun önüne bıraktığı şeref defterine ve arkadan şöyle devam etti: “Bugün biz Adalar’a dostların kucağına geldik. Öylesine mutluyum ki sanıyorum martılar kıskanıyordur!” 4 Ocak Cumartesi sabahı... Adalılar yeni yılın ilk güneşi ve de “zulümhane” günlerini arkada bırakan Balbay’la duygulu bir kucaklaşma yaşıyor. Tekneyle yanaşıp motordan adaya indiği ilk andan itibaren; Mustafa Balbay’ın etrafını, onu hiç bırakmayan sevgi halesi alıyor. Silivri’de 57 ay geçiren Türkiye’nin en ünlü tutsağı ile hatıra fotoğrafı çektirmek için insanlar sıraya giriyor. Çarşı içinde herkes ona alkış tutuyor, yol boyunca dükkânlarından dışarı çıkıp selamlıyor, ikramlarda bulunuyor, fırsat bulunca sıkı sıkı sarılıp bağırlarına basıyor. Mustafa Balbay siyasetin dibine dek kirlendiği, demokrasi ve hukuk devleti adına “görsel efekt” babında korunan sembollerin dahi feda edildiği bir dönemde insanlara “umut” “başka bir Türkiye mümkün!” umudu vaat ediyor. “Dışardakilerin desteğiyle kötü günlerimde dahi umudumu hiç kaybetmedim” diye konuşuyor Balbay; “Dışarı çıktıktan sonra da anladım ki bu halkla çok şey yapılır!” Her durak ve yaptığı her konuşmada Balbay hemen nerdeyse yalnız gelecekten bahsediyor. Dört aylık hapis macerasından bir “mağduriyet destanı” devşiren başbakanın tam aksi yönünde, Silivri günlerini hatırlatmaya pek istekli görünmüyor. Yeri geldiğinde elbette Silivri de konuşuluyor ama Mustafa’nın vurgusu daha çok gelecek ve insanlara umut telkin eden “yeni mücadeleye” yönelik oluyor. Hapisten çıktığı ilk gündeki gibi Balbay özellikle, “intikam tuzağına” düşmeyi reddediyor. “‘Bu dönemin intikamı alınsın!’ duygularının toplumdaki yükselişine” dikkat çeken, bunun büyük bir tehlike olduğuna atıf yapan yazarımız “Bu ülkede benim düşmanım dediğim hiç kimse yok. Tersine, düşüncelerimizin iktidara gelmesini biz ancak toplumla kucaklaşarak sağlayabiliriz. Bizdensizden ayrımının kazanını olmaz. Bir kardeşiniz olarak ben 57 aylık esaret günlerinden ürettiğim geleceği sizlerle paylaşacağım. Geçmişi değil” diyor. “Siyaset yapma anlayışının” ipuçlarını da paylaşan Balbay özetle! “Siyaseti de, Türkiye’nin sorunlarına çözüm aramayı da özgürce, halkla yapacağım. Çözüm; halkla sandıktan yeni bir iktidar çıkarmaktır! Bunun dışında her şey ya geçici, ya hormonlu kalacaktır… Bu süreçten biz çıkarız, yeter ki sol solun kurdu olmasın. Birliktelik ve hedef ortaklığı kurmak lazım. İktidarı almaya inanmak lazım. ‘Biz kırsal kesimin oylarını alamayız!’ saplantısını aşmak lazım. Yerel seçimlerde İstanbul, Ankara, İzmir… Büyük kentleri mutlaka almak lazım” diyerek konuşuyor. Tartışmaların iktidarın hangi kanadı haklı/haksız boyutu üzerinden değil; “yeni dönem” vizyonuyla yürütülmesi gerektiğine işaret eden yazarmilletvekili; “bardak yarı doluboş yaklaşımını da” reddediyor: “Bardak yoksa, biz yeni bir bardak bulacağız” diyor, “Silivri’ye ben gazeteci girdim. Siyasetçi ve aynı zamanda oyun yazarı olarak çıkıyorum. Siyaset sahnesinde oynayacağım ve iyi bir rol alacağım” diye ekliyor. Silivri öncesinde Ankara’daki gazetecilik yıllarında sık görüştüğü yabancı misyon şeflerinin kendisine “Avrupa’nın Hıristiyan demokrat deneyimlerine atıf yapan biçimde Türkiye’de de ‘Müslüman demokrasi’ olmaz mı?” sorusunu yönelttiklerini hatırlatan Mustafa; “Avrupa’da yüzyılların birikimiyle gelişen bir şeyin bu topraklarda hemen boy vermesinin zorluğuna da” dikkat çekerek özetle şunları ilave ediyor: “Bugün camideki insanlar da anladı ki bunun adı demokrasi değil. Türkiye’nin son 20 yılını kayıp dönem olarak görüyorum ama bu da yaşanacaktı. Deneyim çok iyi bir okul. Bugün Türkiye’de hukukun olmadığını herkes kabul etti. Biz yıllarca demir parmaklık ardından ardından bunu söylemeye çalıştık; yargılamaların yargılama olmadığını, hukukun hukuk olmadığını söyledik. Meğer kumpas varmış! En son Cemil Çiçek fişi çekti. ‘Anayasanın 138. maddesi öldü’ dedi. Hepimizin başı sağ olsun!” Adalar belediyesi ve CHP ilçe binasında, ardından tarihi vapur iskelesinin karşısındaki “Yıldızlar kahvesinde” ve kıyıdaki “By Şükrü” lokantasında, tutsaklık döneminde “Balbay’a özgürlük platformu” kuran destekçileriyle buluşan ve öğle yemeği yiyen CHP vekili; her vesileyle çocukları ve eşi Gülşah’ı da andı. 6 yaşına girmek üzere olan oğlu Deniz’le ilgili olarak özellikle şu çok sempatik anısını paylaştı: Tutuklandığı zaman ana kucağında henüz bebek olan Deniz için baba Balbay; “gezmeye gittiğimizde her yarım saatte bir şimdi tuvalete gitmek istiyor!” diye anlatıyor: Annesi Deniz’i eli mahkum şimdiye dek dışarıda hep kadınlar tuvaletine götürmüş… Deniz için babayla birlikte erkekler tuvaletine gitmek başlıbaşına bir rüşt ispatı olmuş! Yılbaşını geçirmek için geldiğim Büyükada’da Mustafa’nın “martılarla ilk özgürlük buluşmasına” tanık olmak benim için en güzel yeni yıl hediyesi oldu. Sıklıkla kullandığı “arkadaşlar!” hitabının sıcak tınısı, hep kulaklarımda olacak. Suriye’de bütün grupları karşısına alan Irak ve Şam’da İslam Devleti, Irak kentinde kontrolü ele geçirdi. Felluce’nin merkezini ele geçiren IŞİD askerlerine karşı Suriyeli gruplar savaş açtı. Direncin, değişimin umudu İslamcılardan cihatçılara ultimatom Dış Haberler Servisi Suriye’de İslamcı isyancıların yeni oluşturduğu ittifak dahil 3 grup, vahşi uygulamalarıyla adını duyuran El Kaide bağlantılı “Irak ve Şam’da (Levant) İslam Devleti”ne savaş açtı. İsyancıların El Kaide bağlantılı örgüt militanlarına teslim olmaları için 24 saat tanıdığı belirtilirken ülkenin çeşitli yerlerinde de İslam Devleti’ne karşı protestolar yapılıyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, cihatçılara karşı savaşan isyancıların önceki günden beri “Irak ve Şam’da İslam Devleti’ne mensup en az 36 kişiyi İdlib yakınlarında öldürdüğünü ve Halep ve İdlib çevresinde 100 kadarını da yakaladığını” duyurdu. IŞİD’e karşı savaş başlattığını önceki gün açıklayan, 8 grubun oluşturduğu Mücahit Ordusu, İslami Devlet savaşçılarını ya kendilerine katılmaya ya da silahlarını bırakarak Suriye’yi terk etmeye çağırdı. Mücahit Ordusu, IŞİD’i, “güvensizlik ve nifak yaymak, başka savaşçıların kanını dökmek, onları haksız yere kâfirlikle suçlamak, ailelerini özgürce yaşamak için büyük bedeller ödedikleri topraklardan sürmekle.. hırsızlık, yağma, adam kaçırma, isyancı komutanlara ve aktivistlere işkence ve cinayetle” suçladı. AFP’ye göre, on binlerce savaçısı olan en büyük isyancı ittifakı İs ‘İkinci Devrim’ lami Cephe ve Suriye Devrimcileri Cephesi de İslam Devleti’ne karşı savaş açtı. Suriye Ulusal Konseyi de karara destek verdi. Aktivistler IŞİD’e karşı başlatılan savaşı “ikinci devrim” olarak niteliyor. Aktivist İbrail el İdelbi “Devrim gerçek yoluna döndü, Suriye üzerinde güneşin ışınları yeniden görülmeye başladı” derken Lazkiye’den Ammar da Facebook sayfasında “3 Ocak 2014: Irak ve Şam’da İslam Devleti’ne karşı devrim başladı” diye yazdı. Son çatışmaları, halkın sevdiği bir doktor olan ve Ebu Reyyan olarak bilinen Dr. Hüseyin el Süleyman’ın işkence edilerek öldürülmesinin tetiklediği belirtiliyor. ‘Mağduriyet’ devşirmek istemiyor Halepçe il olmasın Halepçe’nin il olmasın protestosu sona erdi. Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Süleymaniye kentine bağlı Seyidsadık ilçesinde vatandaşların, Halepçe’nin il olmasına karşı başlattığı eylemler, Belediye Başkanı Cemal Heme’nin istifa ettiğini açıklamasıyla sona erdi. İki gün süren protestolarda bir kişinin öldüğü, yaralı sayısının 144’ü bulduğu bildirildi. (Fotoğraf: AA) Dış Haberler Servisi El Kaide bağlantılı Abdullah Azzam Tugayları lideri Suudi Arabistan uyruklu Mecid el Mecid’in, gözaltında tutulduğu hastanede öldüğü bildirildi. Lübnan’ın başkenti Beyrut’taki İran Büyükelçiliği’ni hedef alan 23 kişinin öldüğü saldırının zanlısı olan ve Suudi Arabistan’ın en çok aranan teröristler listesinde bulunan El Mecid, kısa süre önce tutuklanmıştı. Emniyet kaynakları, Mecid’in, böbrek yetmezliği nedeniyle yoğun güvenlik önlemleri altında tedavi için kaldırıldığı askeri hastanede hayatını kaybettiğini açıkladı. ABD’ye göre 2009’da kurulan, Lübnan ve Arap Yarımadası’nda faaliyet gösteren Abdullah Azzam Tugayları’nın liderliği 2012’den beri El Mecid’de. El Mecid gözaltında öldü Sorunlara özgür çözüm tercihi VEFAT Biricik annemiz, Atatürk sevdalısı, 80 yıllık Cumhuriyet okuru Lezbiyenlere tecavüz şiddeti Dış Haberler Servisi Güney Afrika’da lezbiyenleri tekrar heteroseksüel olmaya zorlamak, “tedavi etmek” için yapılan toplu tecavüzler, insan hakları örgütlerinin tepkilerine karşın şiddetlenerek sürüyor. Mvuleni Fana, futbol antrenmanından eve dönerken 4 erkeğin tecavüzüne uğramış. Bayılmadan önce kulağına çalınan son sözler “Sana yapacaklarımızdan sonra gerçek bir kadın olacaksın, bir daha öyle davranmayacaksın” olmuş. Geçen 15 yılda 31 kadın bu nedenle öldürüldü. 2007’de eşcinsel hakları savunucusu Sizakele Sigasa ve kız arkadaşı Salone Massoooa, bir grup erkeğin tecavüzüne uğramış, iç çamaşırlarıyla bağlanmış ve başlarından vurulmuşlardı. Clare Carter’ın fotoğrafını çektiği 45 kurbandan birisi olan Pearl Mali, 12 yaşından sonra 4 yıl boyunca, lezbiyen olduğundan şüphelenen annesinin eve aldığı yaşlı bir adamın tecavüzüne uğramış. ‘Bunun adı demokrasi değil!’ Nermin Atlı’yı (19262014) kaybettik. 5 Ocak 2014 pazar günü (bugun), öğle namazını müteakip Yeşilyurt Camii’nden sonsuzluğa uğurluyoruz. Işıklar içinde yat; nefes aldıkça sevgiyle anacağız... Kızı; Hande Atlı Torunu; Hazar Vural ABD, Türkiye’yi listeden çıkarmadı Dış Haberler Servisi ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Körfez başta olmak üzere 20 ülke ya da kenti “yakın tehlike tazminatı” listesinden çıkardı. Türkiye listede kaldı. Üçte bir oranında azaltılan listedeki “riskli” bölgelerde görev yapan ABD askerlerine ek ücret ödeniyor. Pentagon sözcüsü Albay Steve Warren, Bahreyn, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan, Umman, BAE, Kırgızistan ve Özbekistan’daki askerlerin yanı sıra Basra Körfezi, Umman Denizi ve Kızıldeniz’deki donanma birliklerine söz konusu ek ücretin ödenmeyeceğini duyurdu. Listede yer almaya devam eden yerler ise Afganistan, Irak, Ürdün, İsrail, Azerbaycan, Atina ve Guantanamo Körfezi olarak açıklandı.