13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP’nin internet üzerindeki sansür imkânını genişleten yasasına karşı imza kampanyası başlatıldı TUNCAY ÖZKAN’DAN MEKTUP 9 Sosyal medya ayakta yüreğim MERT TAŞÇILAR ‘Anlatmaya el vermiyor’ MERT TAŞÇILAR ‘SANSÜR ÜLKENİN PROBLEMLERİNİ YOK ETMEZ ANKARA AKP’nin önceki gün kabul ederek Meclis’e sunduğu internete ilişkin düzenlemeleri içeren torba yasaya karşı imza kampanyası başlatıldı. Kampanyaya kısa süre içerisinde yaklaşık 15 bin kişi imza attı. Kampanya kapsamında yapılan açıklamada, “Şimdi çalışmalarımızı yaptığımız internet ortamı, sosyal medya organlarımıza karşı eşi benzeri görülmeyen bir saldırı ve hak gaspı ile karşı karşıyayız. Halkımızın haber alma, bizlerin haber yapma özgürlüğünü elimizden alacak olan bu yasa tasarısına karşı elbette sessiz kalmayacağız” denildi. İnternette sansürün önünü açan, Telekominikasyon İletişim Başkanlğı’nı (TİB) tek yetkili kurum haline getiren ve yurttaşların internetteki tüm hareketlerini kayıt altına alınmasını amaçlayan Ekonomi Servisi Türkiye’de günlerdir tartışılan ve internete sansürü kolaylaştıracak olan torba yasa Sansür Endeksi (Index on Cencorship) adlı dünyada ifade özgürlüğü için çalışan uluslararası organizasyonun da dikkatini çekti. The Wall Street Journal Türkiye’nin sorularını yanıtlayan organizasyonun başyazarı Padraig Reidy, yeni yasa tasarısının son derece tehlikeli olma potansiyeli taşıdığını dile getirdi. Reidy, Erdoğan’ın Twitter’ı bir tehdit olarak gördüğünü belirterek “Twitter’ı sansürlemek Türkiye’nin problemlerinin yok olmasını sağlamayacak” dedi. Reidy, Türkiye’nin ifade özgürlüğü konusunda da zaten kötü bir imajı olduğuna ve hapiste olan gazeteci sayısındaki fazlalığa da dikkat çekti. Reidy, Politik görüşlerin ifadesi, araştırmacı gazetecilik, hatta sosyal medya sitelerinin bile bu hızlı sansüre kurban gidebileceğini vurguladı. torba yasa teklifine tepkiler büyüyor. Sosyal Medya’da “#Sansürüdurdur” konu başlığı altında tepkilerini dile getiren internet kullanıcıları adına “Sayfalar Ortak Platformu” tarafından internet üzerinden imza kampanyası başlattı. Kampanyaya 1 haftada yaklaşık 15 bin kişi imza attı. Platform tarafından imza kampanyası için yapılan açıklamada, “Çalışmalarımızı yaptığımız İnternet ortamı, sosyal medya organlarımıza karşı eşi benzeri görül meyen bir saldırı ile hak gaspı ile karşı karşıyayız. Halkımızın haber alma, bizlerin haber yapma özgürlüğünü elimizden alacak olan bu yasa tasarısına karşı elbette sessiz kalmayacağız” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, AKP’nin ileri demokrasi, AB standartları, açılım vaatleri ile iktidara geldiğine dikkat çekildi. AKP’nin yaptıkları ile verdiği sözlerin arasında fark bulunduğu dile getirilen açıklamada, internet sansürüne ilişkin şun lar kaydedildi: “İktidar diyor ki: Ya benden yana olacaksın ya da bertaraf olacaksın. Ondan yana olmayan, sesini kısamadığı, sahte hesaplarla ele geçiremediği sosyal medyaya karşı en geri ülkeler de bile olmayan bir yasa ile internete girmeyi tamamen suç kapsamına almaya çalışıyorlar...” Bugün eylem var Torba yasanın gündeme gelmesinin ardından da düzenlemeye karşı eylem çağrısı yapıldı. Eylemle re, torba yasa teklifinin yasalaşması ile birlikte kapatılması gündeme gelebilecek Ekşisözlük, İncisözlük, RedHack ve Zaytung gibi sosyal medya organları da destek verdiğini açıkladı. Sosyal Medya üzerinden örgütlenen gruplar, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok büyük ilde bugün saat 18.00’de eylem yapma kararı aldı. Türkiye genelinde yapılması planlanan başlıca eylem yerleri ise “İstanbul İstiklal Caddesi, Ankara Kızılay Meydanı, İzmir Kıbrıs Şehtileri Caddesi, Eskişehir Espark, Bursa Heykel, Antalya Cumhuriyet Meydanı, Mersin Atıf Yılmaz Meydanı, Balıkesir Merkez TÜİK önü, Denizli Candoğan Parkı, Antakya Armutlu” olarak sıralandı. Açıklamada sokağa çıkamayan yurttaşların ise evlerinde ışıklarını söndürmeleri, tencere ve tava çalmaları istendi. POLİSE SORUŞTURMA ÇIKMAZDA Gezi’nin savcısı da u AKP’nin son savcı operasyonunda Gezi Direnişi sırasında polis şiddetine uğrayanların şikâyetlerini soruşturan savcı Adnan Çimen de başka bir göreve atandı. MURAT İNCEOĞLU sürgün ANKARA (Cumhuriye Bürosu) TÜİK 2013 tük t tici anketinde Alevilerin efiş lendiği iddiasıyla ilgili so önergesini yanıtlayan ru Ka kınma Bakanı Cevdet lYıl maz, Türkiye’de Dini Ha yat Araştırması’nın, fişlem e ve kişilerin kimlik bilgileri nin kayıt edilmesini gerektire bir çalışmayla ilgisinin n bulunmadığını savundu. Ankette “Hangi dine mens up sunuz, dışarı çıkarken ba şı nızı örter misiniz, Alevi misiniz, içki içmek günah mı dır” gibi sorular sorulmu tu. CHP’li Sezgin Tanrı şku soru önergesi yöneltm lu işti. Mezhep anketi fişleme değilmiş! Gezi eylemleri sırasında İstanbul’da polis şiddeti ile karşı karşıya kalanların soruşturması yerinde sayıyor. Avukatların itirazına rağmen yüzlerce kişinin şikâyeti tek bir dosyada toplanmıştı, şimdi ise başvuranların dosyası ayrılmaya başladı. Son savcı atamalarında soruşturmanın savcısı Adnan Çimen Büyükçekmece Savcılığı’na atanınca dosya ortada kaldı. Gezi eylemleri sırasında polisin uyguladığı şiddet nedeniyle onlarca kişi gözünü kaybetti, şiddete uğradı, yaralandı. Polis operasyonlarında gözaltına alınanların bir kısmı tutuklandı, haklarında dava açıldı ve yargılanmalarına başlandı. Ancak polis tarafından şiddete uğrayanların yaptığı şikâyetlerde hâlâ adım atılamadı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen tarafından yürütülen soruşturmada, aralarında halen komada olan 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın da bulunduğu mağdurların tüm şikâyetleri tek bir dosyada toplandı. Savcılığa şikâyette bulunan avukatların, başvurularının toplu dosyaya dahil edilmemesi yönündeki talepleri ise dikkate alınmadı. Soruşturma kapsamında şikâyetlerin değerlendirilmesi için, savcılık Emniyet’ten ve basın kuruluşlarından ellerindeki görüntüleri göndermelerini talep etti. Sadece MOBESE kameralarından 263 bin saatlik görüntü dosyaya girdi. Savcı Adnan Çimen, teknik inceleme için Ulusal Kriminal adlı şirketi bilirkişi olarak görevlendirirken hukuk fakültelerinden de bilir kişi talep etti. Yapılan ilk elemede görüntüler 32 bin saate düşürüldü, ardından 2 bin saate düşürülmesi hedefleniyordu. Ancak gelen tepkiler nedeniyle görüntüler Ulusal Kriminal’den geri alındı. MEB’den Alevilere: İnancını belgele EMRE DÖKER İZMİR İzmirli 11 ailenin başlattığı “çocuklarını din dersine göndermeme” eylemi kapsamında okullara verilen “din dersinden muaf tutun” dilekçelerine, akıl almaz bir yanıt geldi. Bir öğrenci velisinin talebini değerlendiren Balçova Milli Eğitim Müdürlüğü, öğrencilerin Hıristiyan ve Musevi olmaları durumunda bu dersten muaf tutulabileceklerini, dini durumlarını “belgelendirmeleri” gerektiğini bildirdi. İzmir Narlıdere ve Balçova’da yaygınlaşan eylemde çocuklarının dersten muaf tutulması için dilekçe veren öğrencilerden Akın Onur Bazkara’nın velisi Songül Bazkara’nın bu yöndeki talebini değerlendiren Balçova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Talim Terbiye Kurulu kararlarına gönderme yaptı. Yanıtta “T.C. uyruklu Hıristiyanlık ve Musevilik dinlerine mensup öğrencilerin bu dinlerden birine mensup olduklarını belgelendirmeleri kaydıyda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine girmeleri zorunlu değildir” denildi. Ayrıca öğrencilerin dininin belgelendirilmesi istendi. Aileler ise yazıya sert tepki gösterdi. Protesto yürüyüşü yapan öğrenci velileri AKP Narlıdere İlçe Başkanlığı’nın önünden geçerken slogan attı. Bazkara, “Türkiye tarihinin en mezhepçi iktidarı ve nefreti körükleyen siyaset anlayışına geçit vermeyeceğiz” dedi. ‘Torba soruşturma olmaz’ Savcılığın şikâyetleri bir dosyada toplamasını “hukuk dışı bir yöntem” olarak nitelendiren hukukçu Turgut Kazan gelinen noktayı, “Dosya kaç aydır işlemsiz olarak duruyor. Biri Beşiktaş’ta diğeri Taksim’de apayrı polisler tarafından zarara uğratılmış, mağdur edilmiş. Bunların hepsi bir dosyada olur mu? İşte aynı AKP’nin torba yasa uygulaması gibi, ama torba yargılama olmaz. Adeta soruşturmayı örtbas etmek için yapılmış bir uygulamaydı. Şimdi yapılan başvurular ile yeniden dosyalar ayrılıyor” diyerek değerlendirdi. Emekliliğini istedi Ergenekon ve Balyoz’un mimarlarından, eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Yılmazer, ‘mecbur bırakıldım, dava açacağım’ diyerek dilekçesini verdi İstanbul Haber Servisi Ergenekon ve Balyoz operasyonlarının en önemli mimarlarından İstanbul İstihbarat Şubesi eski Müdürü Ali Fuat Yılmazer, önceki gün emeklilik dilekçesini verdi. Emniyet Genel Müdürlüğü Yılmazer’in emeklilik dilekçesini işleme koydu. Yılmazer ise yaptığı açıklamada emekliliğe mecbur kaldığını belirterek, “Emekli olmaya mecbur bırakılmış durumdayım. Zaten davalar açacağım” dedi. Gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanmasından sonra İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı görevinden alınarak Teftiş Kurulu Başkanlığı bünyesinde bir süre görev yapan Ali Fuat Yılmazer, önceki gün Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Daire Başkanlığı’na gönderdiği dilekçesinde emekliliğini isteyerek izne ayrıldı. Yılmazer’in emeklilik dilekçesinin işleme konulduğu kaydedildi. 19 Ocak 2007’de gazeteci Hrant Dink cinayetinden kısa bir süre sonra İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in yerine İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü olan Yılmazer, daha sonra da İstihbarat’tan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı oldu. Yılmazer’in başında bulunduğu İstihbarat Şube Müdürlüğü Ergenekon operasyonunda tüm teknik takip ve dinlemeleri yaptı. ANKARA Ergenekon tutuklusu gazeteci yazar Tuncay Özkan, Silivri’den gönderdiği son mektupta, Fatih Hilmioğlu, Kemal Alemdaroğlu ve Yalçın Küçük’ün sağlık durumlarına ilişkin bilgi verdi. Özkan, Alemdaroğlu’nun 40 derece ateşle revire kaldırıldığını söyledi. Alemdaroğlu’nun hastaneye gitmeyi reddettiğini aktaran Özkan, “Yürümekte bile zorlanan Alemdaroğlu, tekerlekli sandalyede aldığı serumlarla kendine getirildi” dedi. Özkan, Hilmioğlu’nun “ölüme terk edildiğini” belirterek “Hoca son iki ayda 7 kilo verdi. Geceleri ilaç almadan uyuyamıyor” diye yazdı. Özkan mektubunHilmioğlu: Ölüme terk edil da, Yalçın Küçük’ün de miş durumda. katarakt ameliyatının ardından retinasında oluşan gölgeler nedeniyle iki kez Bakırköy ve Beyoğlu Göz Hastaneleri’ne gittiğini aktardı. Tuncay Özkan, Silivri’den önceki gün gönderdiği son mektubunda, Ergenekon tutuklularının içerisinde bulunduğu sağlık sorunlarını çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi. Özkan, hapishane arkadaşlarının sağlık durumuna ilişkin şunları yazdı: Kemal Alemdaroğlu, 40 derece ateşle revire kaldırıldı. Ancak hastaneye gitmeyi reddetti. İki kez, yürümekte bile zorlanan Alemdaroğlu, tekerlekli sandalyede aldığı serumAlemdaroğlu: larla kendine getirildi. 40 derece ateşle Bir kez de ambulansla revire kaldırıldı. sağlık ocağına götürülmek zorunda kalındı. Yalçın Küçük, katarak ameliyatından sonra retinasındaki gölge lekeler yüzünden tekrar ameliyat olması için iki kez Bakırköy ve Beyoğlu Göz Hastanesi’ne gitti. Şimdilik ameliyat gerekmiyor. Fatih Hilmioğlu’nun çilesi bitmiyor. Adli Tıp Kurumu olur vermediği için hoca hem kanseriyle hem de psikolojik sorunlarıyla ölüme terk edilmiş durumda. Son iki ayda tam yedi kilo verdi. Geceleri ilaç almadan uyuyamıKüçük: İki kez hastaneye gitti. yor. Gerisini anlatmaya yüreğim el vermiyor. Vicdansızların yüreği kurusun! Mektubunda, 17 Aralık yolsuzluk operasyonuna da değinen Özkan, “Fethullah Gülen ve cemaatini Ergenekon davasındaki başat rolleri nedeniyle özür dilemeye çağırıyorum. Yoksa bu katakulli sadece onların üzerine yıkılacak” diye yazdı. Ergenekon operasyonunun beyni 75 YAŞINDAKİ HASTA MAHKÛM Yılmazer, bir süredir Teftiş Kurulu Başkanlığı bünyesindegörev yapıyordu. ‘Son günlerini evinde geçirsin’ Yurt Haberleri Servisi Mardin’in Derik ilçesinde 5 yıl önce 70 yaşında tutuklanarak örgüt üyeliğinden 16 yıl ceza verilen Ramazan Dölek, yaşlılığa bağlı birçok hastalığı olmasına karşın tahliye edilmiyor. ANF’nin haberine göre Mardin’in Derik ilçesine bağlı Mavane mezrasında yaşayan Ramazan Dölek, PKK üyesi olduğu gerekçesiyle beş yıl önce tutuklandı. Halen Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan ve şu anda 75 yaşında olan Dölek, yaşlılığa bağlı çeşitli hastalıklarla boğuşuyor. Oğlu Mehmet Şerif Dölek (34), “11 Mart 2009 günü köyümüz basıldı. Köyden sadece babamı gözaltına aldılar. Babama PKK’ye silah temin ettiği iddiasıyla 16 yıl ceza verildi. Babam beş yıldır tutuklu ve halen yedi yıla yakın cezası var. Babamın belfıtığı, sağ bacağında aşırı şişkinlik ve iç organlarında yaşlılığa bağlı rahatsızlıkları var. Baston yardımıyla yürüyebiliyor. Felç olma riski nedeniyle belfıtığı ameliyatı olamıyor. Arkadaşlarının yardımı olmadan yaşamını sürdüremiyor. Babam tahliye edilmezse cezaevi koşullarına daha fazla dayanamaz, yaşamını yitirir.En azından bundan sonra son günlerini çocukları ile geçirebilsin, kalan cezası kaldırılarak tahliye edilsin” dedi. Marmara Üniversitesi’nde karşıt görüşlü öğrenciler arasındaki gerginlik sokağa taştı Öğrenciye satırlı saldırı Yavuz Ulaş’ın sağ görüşlü kişilerce satır, bıçak ve demir çubuklarla yaralanması protesto edildi. (Fotoğraf: DHA) İstanbul Haber Servisi Marmara Üniversitesi’nde karşıt görüşlü öğrenciler arasında bir süredir yaşanan olayların ardından dün Kadıköy’de bir öğrenci satırlı ve bıçaklı bir grubun saldırısına uğradı. Çeşitli yerlerinden yaralanan öğrenci Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Olay yerinde gelen yaralı öğrencinin arkadaşları ile polisler arasında arbede yaşandı. Rasimpaşa Mahallesi, Söğütlüçeşme Caddesi üzerinde yürüyen İktisat Fakültesi öğrencisi Yavuz Ulaş dün sabah saat 10.00 sıralarında sağ görüşlü 5 kişinin saldırısına uğradı. Ulaş’ı arkadan takip ettikleri öğrenilen kimliği belirsiz kişiler yanlarında getirdikleri satır, bıçak ve demir çubuklarla Ulaş’ı yaraladıktan sonra kaçtı. Yurttaşların haber vermesiy le olay yerine çok sayıda polis sevk edilirken, zanlıların yakalanması için inceleme başlatıldı. Olayda kullanılan bir demir çubuk arama sonucunda bulundu. Yaralı öğrencinin hastaneye götürülmesinin ardından 10 kişilik grup ile polis arasında kısa süreli arbede yaşandı. Üniversitede geniş güvenlik önlemleri alınırken Haydarpaşa Kampüsü’nde protesto gösterisi yapan sol görüşlü öğrenciler ile karşıt görüşlü grup dün öğle saatlerinde karşı karşıya geldi. Kavgada bazı öğrenciler yaralandı. Bir grup öğrenci kampüsün içinde kalırken diğer grup üniversitenin dışında toplanarak içerideki öğrencilere taş ve şişe attı. Araya giren çevik kuvvet ekipleri güvenlik önlemi aldı. Üniversite önünde toplanan bir grup da Kadıköy Altıyol’a kadar yürüyerek saldırıları protesto etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle