01 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 OCAK 2014 PAZARTESİ 4 HABERLER HSYK görüşmelerinin 3. günü de gergin geçti. AKP’li vekiller Eminağaoğlu’na yine saldırdı Meclis’te yine kavga ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HSYK’nin yapısını değiştiren yasa önerisinin Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerinde söz talebinde bulunan YargıSen Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu önceki günkü tekmeli saldırının ardından dün de AKP’li vekillerin linç girişimine uğradı. Tartışmada AKP ile CHP’li vekiller de birbirine girerken, Eminağaoğlu’nun bir gazete manşetini göstermesi gerilimi artırdı. Eminağaoğlu, CHP’li vekillerin korumasıyla salondan dışarı çıktı. TBMM Adalet Komisyonu’nda HSYK’nin yapısının sil baştan değiştirilerek, kurulun Adalet Bakanlığı’na fiilen bağlanmasını öngören yasa önerisinin görüşmelerinin 3. gününde de kavga çıktı. Komisyonun dünkü çalışmalarına önceki gün başına iPad çarpan CHP’li Müslim Sarı katılmazken, önceki günkü görüşmelerde AKP’li Zeyid Aslan tarafından yüzüne tekme atılan Eminağaoğlu dünkü görüşmede bürokratlara ayrılan sıralara oturdu. Eminağaoğlu, komisyon başkanlığına kendisine rahatsızlığı dolayısıyla erken saatlerde söz hakkı verilmesi talebiyle dilekçe verdi. Komisyon kandil kutlamalarıyla sakin bir ortamda çalışmalarına başlarken, söz alan parti grup başkanvekilleri önceki gün yaşanan görüntülerin tekrarlanmaması için temennilerde bulundu. Ancak bu temenniler maddeler üzerindeki konuşmalar başlamadan çıkan kavgayla sözde kalmış oldu. Bin Yaşıma Daha Girdim… “Bir yaşıma daha girdim”. Bu söz, akla gelmeyenlerin başa geldiği, düşünülmeyenlerin yaşandığı durumlar için söylenir. Memleketin durumuna bakılınca öyle şeylerin yaşandığı görülüyor ki, bin yaşımıza girmek bile yetmez. Kabile ile cemaat arasındaki çatışmanın her gün yeni boyut kazandığı ülkemizde bizim seyirci durumunda kalmamız da talihin bir oyunu mudur bilinmez. Ama işte bir ülkenin tarihi beklenen çizginin dışında bir seyir izlediği zaman haklının suçlu olduğu, suçlunun güçlü olduğu, kendinizin de olup bitenin dışında kaldığınızı görüverirsiniz. Yaşamış olmak deneyimli olmak değildir. Deneyim, yaşananlardan doğru sonuçlar çıkarmak, bu sonuçları yaşamına katabilmektir. Hitler Almanyası’na ilişkin bir kitap okuyorum. 1945 yılından sonra, savaşı kaybeden Almanya vatandaşlarının bu savaş hakkında ne düşündükleri araştırılıyor. Almanların büyük çoğunluğu kendilerine haksızlık yapıldığını, kentlerinin acımasızca bombalandığını, milyonlarca Alman gencinin cephelerde can verdiğini, aç kaldıklarını, acı çektiklerini söylüyorlar. 6 milyon Yahudinin toplama kamplarında öldürülüşü? Tıs yok. Polonya, Çekoslovakya, Macaristan katliamları? Yok öyle bir şey. Sovyetler Birliği’nin kentleri, askerleri, halkı, köyleri? Ses yok. Başlarına gelenlerde Hitler’in payı. Sessizlik. Naziler her türlü şiddeti uygularken karşı çıktınız mı? Çıt yok. Nasyonal Sosyalist partiye oy vermediniz mi? Yorum yok. Dehşet içinde kalmıyor musunuz? Deneyimmiş. Ben deneyime inanmıyorum. Bilinçtir her şey. Bilinç varsa var. Bilinç yoksa yok. Hem de hiçbir şey yok. HHH “Biat edeceğiz” diye bağırıyor, AKP’nin belediye başkan adayı. “Biz biat edeceğiz. Soru sormak yok. Söylenene, anlatılana biat edeceğiz. Biat”. İnanç temelli kabile kültürüdür bu. “Kabilemden olan ne yaparsa yapsın doğrudur.” “Kabilemden olmayan ne yaparsa yapsın yanlıştır...” Düz mantık. Eğrilmeyen tavır. Dik duruş dedikleri bu. Dün söylediğinin bugün tersini söyle. Hiç önemi yok. Ağzından çıkanı kulağın duymasın. Mertsin mert. İstediğine hakaret edeceksin. Sıkı adamsın. Astığın astık, kestiğin kestik. Güçlü iradesin. Bize komplo kurdular. Demek ki neymiş. Paralel devlet kurmuşlar. Bak hele sen, neler olmuş? Çete var çete. Çete çet, pata pat. Yargıyı ele geçirmişler. Yapma yahu! Emniyet’e sızmışlar. Haberiniz de olmamış yani. Eğitimi ele geçirmişler. Dershaneler açmışlar. Bak sen! Bin yaşına girmek bile yetmez dostlarım. Ortaçağa gidelim. Osmanlı’yı yeniden kuralım. Yaşanmışları yeniden yaşayalım. 1918’leri yeniden yaşayalım. Atatürk’ü yeniden bekleyelim. Belki gelir… Bu arada: Bir yaşıma daha girmişim. Bunu hatırlayıp bana da hatırlatan dostlarıma teşekkür ederim. Hep birlikte ülkemizin yeniden uygarlık yoluna girmesini dileyelim. ‘Uçan tekme’ye ceza istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, TBMM Adalet Komisyonu’nda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile ilgili yasa önerisi görüşmeleri sırasında çıkan kavgadaki “uçan tekme”nin sahibi AKP Tokat Milletvekili Zeyid Aslan hakkında işlem yapılması için TBMM Başkanlığı’na başvurdu. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın başvurusunda, AKP’li Zeyid Aslan’ın komisyon çalışmalarını izleyen Yargıçlar Sendikası Genel Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’na karşı fiziki saldırıda bulunduğu vurgulanarak “Fiziki saldırı, TBMM’nin kamuoyundaki itibarını telafisi çok zor bir şekilde zedelemiştir. Ayrıca, zikredilen şahısla birlikte, iktidar partisi milletvekillerinin fiziki saldırıları TBMM Adalet Komisyonu çalışmalarını ve görevini yerine getirmesini de engellemiştir” denildi. Zeyid Aslan Grup başkanvekillerinin konuşmalarının ardından Eminağaoğlu’nun ayağa kalkarak “Sayın başkan, burada ayakta duracak durumda değilim. Rahatsızlığım nedeniyle zor durumdayım. Dünkü olaylarla ilgili bir açıklama yapmanızı bekliyorum” diye söz talep etmesi üzerine AKP sıralarından çok sayıda milletvekili Eminağaoğlu’nun oturduğu sıralara gelmeye başladı. AKP’li vekiller “Çık dışarı”, “Senin gibi birine yer yok burada”, “Provokatör” derken, AKP’li Metin Külünk de “28 Şubat’ın katilisin, 28 Şubat’ın köpeğisin, provokatör” diye bağırdı. Eminağaoğlu da “Sayın başkan siz ne zaman söz verirseniz o zaman konuşurum” diyerek konuşma talebini yinele di. Bu sırada, “Otur yerine, konuşmazsın sen” diye bağıran AKP’lilere CHP’li Emre Köprülü’nün, “Sen kimsin? Sen mi karar vereceksin kimin konuşmasına” diye yanıt vermesi başkanlık divanı önünde ikinci bir gerginliğin yaşanmasına neden oldu. CHP’li Köprülü ile tartıştığı AKP’li vekiller birbirlerinin üzerine yürüdü. Gerginlik sürerken, söz alan CHP’li Engin Altay, komisyon başkanının toplantıya davet edilmeyen kişilere söz verme yetkisinin olduğunu belirterek bunun geçmişte örnekleri olduğunu ifade etti. Söz alan AKP’li Ahmet Aydın da “Kimsenin korsan bir tebliğde bulunmaya hakkı yok. Bunun içtüzükte yeri yoktur” dedi. AKP’li Aydın, YargıSen’in kuruluş dilekçesinin ve rilmesine karşın kabul edilmediğini söyledi. Eminağaoğlu’nun bu sırada ayağa kalkarak eline aldığı, “Tanımadıkları sendikaya Avrupa’dan ödül” manşetinin olduğu bir gazeteyi açıp milletvekillerine göstermesi kavganın şiddetinin artmasına neden oldu. CHP’li Engin Altay “Bunu yapmaya hakkın yok. Böyle bir şey yapamazsın” diyerek Eminağaoğlu’nun elindeki gazeteyi aldı. Aynı anda çok sayıda AKP’li vekilin de Eminağaoğlu’nu yaka paça dışarıya atmaya çalışması nedeniyle CHP ile AKP’li milletvekilleri birbirine girdi. CHP’li vekiller Eminağaoğlu’nun çevresini sararak AKP’li vekillerin herhangi bir fiziki müdahalede bulunmasını engellerken, CHP’li Altay, “Ben dışarı çıkaracağım” diyerek AKP’lileri sakinleştirmeye çalıştı. Bu sırada komisyon başkanı Ahmet İyimaya da “Lütfen dışarı çıkın” diyerek Eminağaoğlu’nun dışarı çıkmasını istedi. Gerginlik Meclis koridorlarında da devam etti. AKP’li TBMM İdari Amiri Ömer Faruk Öz’ün de görevli polislere, “Polisler görevinizi yapın; atın şunu dışarı, çıkarın buradan” diye bağırması dikkat çekti. Eminağaoğlu CHP’li vekillerin korumasında CHP grubuna götürüldü. Eminağaoğlu partilere gönderdiği bir yazıyla muhalefetin HSYK görüşmelerinden çekilmesi çağrısı yaptı. Polislere attırmak istedi CHP’li Aygün ilk kez açıkladı: Polis banyoda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meclis’te HSYK’ye yönelik değişiklik görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili konuşmaları sık sık tartışma çıkmasına neden oldu. CHP’li Ali Haydar Öner’in tutuklu Halk Bankası Genel Müdürü’nün evindeki ayakkabı kutusundan 4,5 milyon TL çıktığını anımsatması üzerine; AKP’li Belma Satır, “Sizin vekilinizin evinden de 2.5 milyon Avro çıktı” dedi. Bunun üzerine söz alan CHP’li Sinan Aygün; bugüne kadar bu konu hakkında açıklama yapmadığını ancak artık yapacağını ifade etti. Aygün, kendisine düzenlenen ilk operasyonda evinde bulunan paralarla ilgili yanında savcı Zekeriya Öz’e telefon açıldığını ifade etti. Öz’ün “Paralarla işimiz yok” dediğini ve paraların kaldığını kaydeden Aygün; ancak 22 gün sonra düzenlenen ikinci operasyonda paraların istendiğini ifade etti. Aygün, bir tüccarın kasasında para olmasının suç unsuru sayıldığını belirterek, “AKP döneminde Maliye Bakanlığı benim defterleri alıp inceledi. Ben ekonomiyi eleştirdi silah aradı Makam aracıyla Mezarlıkta yaklaşık 20 dakika kalan Başbakan Erdoğan daha sonra yapımı devam eden Çamlıca Camisi’ne geçti. Başbakan Erdoğan’a oğlu Bilal Erdoğan eşlik etti. Yolsuzluk operasyonu kapsamında ifadeye çağırılan ancak gitmeyen Bilal Erdoğan, ziyaretlere babasının makam aracında katıldı. Çamlıca Camisi inşaatında incelemelerde bulunan Erdoğan, aracından inerek yurttaşların Mevlit Kandili’ni kutladı. ğim için bunu yaptılar. Şimdi yüksek bir yerde görevli olan bir kişi ‘Susarsan incelemeyiz’ dedi. Ben de ‘Susmayacağım, inceleyin’ diye yanıt verdim” diye konuştu. MASAK tarafından kendisinin ve yakınlarının hesaplarının yıllarca didik didik arandığını söyleyen Aygün, “Sonuçta ben aklandım” dedi. Aygün Ergenekon kapsamında evinde yapılan aramalarla ilgili bir ayrıntıyı da ilk kez açıklayacağını ifade etti. Evindeki banyoda temizlikçi tarafından glock marka bir silah bulunduğunu kaydeden Aygün, söz konusu silahı gidip polise teslim ettiğini ifade etti. Aygün bu olayın ardından Ergenekon kapsamında evinde yapılan aradama polislerin sürekli banyoya girip çıktığını ve banyodaki fayansları incelediğini belirterek, “Ben o zaman anladım. Polisler benim daha önce bulduğum silahı arıyorlar” dedi. Bu konuyla ilgili pek çok bakanı uyardığını; Cumhurbaşkanıyla bile konuştuğunu söyleyen Aygün, “Ben o zaman yargıdaki bu sıkıntıyı görüş gerekli uyarıları yapmıştım. Şimdi sizin başınıza geldi” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Karacaahmet’teki anne ve babasının mezarının ziyaretine, rüşvet operasyonunda adı geçen Bilal Erdoğan’la gitti Öz’ün ailesinden Erdoğan’a tepki İstanbul Haber Servisi Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne geçici görevle atanan savcı Zekeriya Öz’ün ailesi, oğullarının yolsuzluk operasyonunun ardından iktidarın hedefi haline getirilmesine tepki gösterdi. T24 İnternet Gazetesi’ne konuşan baba Ali Öz, “Ben haram yemedim ki oğlum haram yesin. Ben ona kefilim” dedi. Öz’ün 73 yaşındaki annesi ise “Suçu hırsızı yakalamak mı? Madem oğlum bu kadar kötüydü, 17 Aralık’tan sonra mı akıllarına geldi?” diye sordu. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlunu tehdit ettirdiğini belirten anne Öz, “İşten attırmak için uğraşıyor. Cahilim ama ondan daha vicdanlıyım” diye konuştu. Bakandan ilginç çıkış TEKİRDAĞ (DHA) Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 17 Aralık operasyonu ile ilgili olarak “HSYK’da referandumu biz yaptık. Milletin ümüğü sıkılmasın diye... Benim ağzımda çürük diş olabilir, dolgu gerekebilir. Hey savcı ve hakim kardeşim, senin görevin bu dolguyu yapmak. Ama beni öldürmeye hakkın yok. Sağlığımı, istikrarımı bozmaya hakkın yok” dedi. HSYK’ye şikâyet İstanbul Haber Servisi Zirve Yayınevi katliamı davasının tutuklu sanıkları Astsubaylar Abdullah Atılgan ve Murat Göktürk, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na atanan Zekeriya Öz hakkında HSYK’ye suç duyurusunda bulundu. Tutuklu sanık Abdullah Atılgan, Öz’ün Zirve soruşturmasında yetkisi olmaması nedeniyle cep telefonlarının 3 ay dinlenme talebine gerekçe olarak “Ergenekon adına faaliyet gösterme suç şüphesi”ni gösterdiğini anlattı. Atılgan dilekçesinde “Öz, görevi ihmal ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlemiştir” iddialarında bulundu. İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, HSYK tasarısının görüşüldüğü Adalet Komisyonu’nda AKP’li milletvekillerinin saldırısına uğrayarak yaralanan YargıSen Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nu hedef alarak “Sen kimsin? Bir defa haddini bil. Sen illa burada konuşmaya çok meraklıysan mensubu olduğun zihniyet seni de bir milletvekili yapar” dedi. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda adı geçen Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan dün babasının makam aracında mezarlık ve Çamlıca Camisi ziyaretlerine katıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün sabah saat 10.20’de Üsküdar Kısıklı’daki konutundan ayrılarak Karacaahmet Mezarlığı’na gitti. Başbakan Erdoğan, annesi Tenzile Erdoğan ile babası Ahmet Erdoğan’ın mezarlarını ziyaret edip dua etti. Erdoğan daha sonra yapımı devam eden Çamlıca Camisi inşaatında incelemelerde bulundu. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, önceki gün TBMM Adalet Komisyonu’nda, eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun Başkanlık Divanı kürsüsünde konuşmak istemesi üzerine AKP’li vekillerin saldırısına uğradığı kavgaya ilişkin şunları şöyledi: “Senin orada bir defa konuşma yetkin yok. Yani bir taraftan hukukçuyum diyeceksin, bir taraftan orada konuşma yapmak isteyeceksin. Sen kimsin? Bir defa haddini bil. Senin konuşma yapacağın yer, başka yer. Sen illa burada konuşmaya çok meraklıysan mensubu olduğun zihniyet seni Oğulla ziyaret de bir milletvekili yapar, olursun milletvekili, gelirsin o zaman orada konuşursun. Bunlar hukukçu filan değil. Bunlar bu işin militanı durumunda. Provokatör anlayış ile buralara geliyorlar, o havayı da maalesef kirletiyorlar. Olay bu.” HSYK’nin yapısında değişiklik öngören tasarının Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulacağını söyleyen Erdoğan “Eğer Cumhurbaşkanımız onarsa, sonra burada muhalefetin bir şansı var; alır Anayasa Mahkemesi’ne götürür. Onun kararını bekleriz. Demokrasinin güzelliği zaten buradadır. ‘Ben yaptım oldu’ ile olmayacağını biz de biliyoruz. Bugün yargı gelip de millete hesap vermiyor, millete hesabı veren biziz. Siz kalkar da bu ülkede yatırımcıların, girişimcilerin önünü kesecek adımlar atarsanız ve bu adımları atarken tahminler üzerinden giderseniz veyahut da herhangi bir zihniyetin temsili anlamında farklı yerlerden alınan emirlerle hareket edecek olursanız, o zaman yürütme olarak bize yasamadaki ekibimizle beraber bir görev düşer” diye konuştu. Milli iradenin parlamentoda temsil edildiğini ifade eden Erdoğan “Her ana muhalefetin genel müdürünün söylemesiyle kimse bu ülkede kusura bakmasınlar yolsuzlukların içerisinde değil. Asıl yolsuzlukların içerisindeki ta kendisidir. Kendisi Rahşan affı ile şu anda siyaset yapıyor. Kendisi bir kaset genel başkanı. Eğer o kaset olmasa bugün o partinin başında o olmayacaktı, eski genel başkanı olacaktı” dedi. Kerry, endişelerini Davutoğlu’na iletti DUYGU GÜVENÇ ANKARA ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Paris’te yaptığı ikili görüşmede, “Türkiye’de hukukun üstünlüğü ile ilgili kaygılarını” dile getirdi. Kerry, görüşme sonrasında Davutoğlu ile yaptığı açıklamada, “Bizim Türkiye’nin içişlerine karışma niyetimiz yok. Hukukun üstünlüğüne ilişkin konu başlıklarını da görüştük” dedi. Cenevre2 Konferansı hazırlıkları öncesinde Suriye Halkının Dostları Çekirdek Grubu, Paris’te bir araya geldi. Toplantı marjında Davutoğlu ve Kerry bir de ikili görüşme yaptı. Kerry’nin görüşme sırasında, Türkiye’de 17 Aralık’ta gerçekleştirilen rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında yaşanan ve hükümetin attığı adımlarla ilgili kaygılarını dile getirdiği öğrenildi. Cumhuriyet’in ulaştığı diplomatik kaynaklar, Kerry’in görüşmede ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone ve bazı ABD’li yetkilileri hedef alan haberlerden duyulan rahatsızlığı da dile getirdiğini belirtti. Kerry, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada da “Türkiye’nin içişlerine karışma niyetimiz yok” derken, Bakan Davutoğlu’nun ise ikili görüşmede şu yanıtları verdiği öğrenildi: “Biz de hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Yapılan düzenlemeler hukuk düzeninin tesis edilmesi için her iki ülke de birbirinin sistemine saygılı olmalı. İki ülke de birbirinin içişlerine karışmaz.” Kerry’nin ayrıca görüşme sırasında ABD Dışişleri Sözcüsü Jen Psaki’nin yaptığı açıklamalar doğrultusunda mesajlar verdiği belirtildi. Psaki, Türk halkı için “acil, hızlı, şeffaf ve kimsenin hukukun üzerinde olmadığı bir hukuk sistemi istediklerini” açıklamıştı. Adli Tıp’ta ıslak imza değişikliği İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” altındaki imzanın “Albay Dursun Çiçek’in ıslak imzası” olduğuna ilişkin rapor veren Adli Tıp Kurumu’nun 5 üyesinin görev yeri değiştirildi. 17 Aralık’ta 4 bakana kadar uzanan “Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu”nun ardından açıkça yürütülen iktidarcemaat arasındaki kavgada görev yerleri değiştirilenlere Adli Tıp Kurumu üyeleri de katıldı. Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Tıp Kurumu’nda 5’i Fizik İhtisas Dairesi’nden olmak üzere 32 kişinin görev yeri değiştirildi. Adli Tıp Kurumu’nda “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nı inceleyen 11 kişilik heyetten “İmza Dursun Çiçek’in” tespitinde bulunan 7 kişiden 5’i görevden alındı. “İmza tespit edilemez” diyen 4 üye ise yerinde kaldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle