01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 OCAK 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 ING’nin araştırmasına göre 2013’te Türkiye’de tasarruflar bir önceki yıla göre yüzde 26 oranında azaldı Tasarruf yapamıyoruz Ekonomi Servisi ING tarafından yaptırılan “Finansal Tutumluluk ve Borç Analizleri Araştırması” 2013 sonuçlarına göre; Türkiye’de tasarruflar bir önceki yıla göre yüzde 26 azaldı. Avrupa’nın 13 ülkesinde (Türkiye, Romanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Almanya, Hollanda, İngiltere, Belçika, Lüksemburg, Fransa, İtalya, İspanya) 13 bin kişiyi kapsayan araştırmada küresel finansal krizin tasarruf eğilimleri üzerindeki etkileri incelendi. Araştırmaya göre Türkiye diğer 12 ülkeye kıyasla tasarruflarda en az düşüş yaşanan ülke olsa da; tasarruf oranı açısından gelişmekte olan ülkeler arasında son sırada yer alıyor. Gelişmekte olan ülkeler TBMM El Koymalı! Halkın gözlerini ovuşturarak ve dehşetle yaşadığı AKPcemaat savaşının ana nedeni aralarındaki ekonomik çıkar anlaşmazlığıdır; olanlar, aslında paylaşım kavgasıdır. Hükümet, tam boy içine battığı anlaşılan rüşvet ve yolsuzluk olaylarının soruşturulması sırasında, cemaat yanlılarını uzaklaştırma gerekçesiyle polisi dağıtıyor; yeni bir HSYK düzenlemesi yoluyla, aslında bağımsızlığı yerlerde sürünen yargıyı tamamıyla kendisine bağlamaya çalışıyor. Maliye ve Milli Eğitim’de benzer uygulamalar yaşanıyor. Cumhurbaşkanı’nın gazeteci göndererek cemaatin liderinden barış mektubu getirtmesi savaşı söndürmüyor. Bu konudaki uyarılar, savaşı sona erdirmede yeterli olmuyor; tersine savaş her gün büyüyor; kamu yönetimini tümüyle çökertiyor; çok derin ve onarılamayacak ekonomik, siyasal ve ahlaki yaralar açıyor. HHH Olaya derhal el koyması gereken tek yetkili TBMM’dir. Biliyorum, üyelerinin seçimi çok büyük ölçüde genel başkanlara bağlı olduğundan, TBMM’nin bu konuda yetersiz kalacağı öne sürülebilir. Ancak TBMM, hem kendisi, hem de ülke için bu karanlık tünelden çıkışın öncüsü olmalı; çıkaracağı yasalarla, rüşvet ve yolsuzluk yollarını kapatmalıdır. Bu noktada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen salı günü grup konuşmasında vurguladığı, Kamu İhale Yasası’nın AB ölçülerine göre yeniden düzenlenmesinden siyasetin finansmanının saydamlaşmasına; Sayıştay’ın ve bağımsız kurulların güçlendirilmesinden siyasi ahlak yasasının çıkarılmasına uzanan öneriler yapılacak yasal düzenlemenin temeli olabilir. CHP, diğer partilerden gelecek önerileri de içeren bir rüşvet ve yolsuzlukları önleme tasarısını hiç zaman kaybetmeden TBMM’ye vermelidir. Temiz toplum ya da temiz siyaset yasaları (TTY, TSY) adı altında toplanabilecek böylesine bir köklü girişim hiç kuşkusuz, yıllarca rüşvet ve yolsuzlukların çok ağır bedellerini ödeyen toplumun tüm kesimlerinin desteğini yanında bulacaktır. Millet iradesi sözlerini dilinden düşürmeyen Başbakan’ın milli iradeye ne kadar bağlı olduğu, ülkenin içinden geçmekte olduğu büyük çöküntü günlerinde yalnız ve ancak yolsuzlukla savaşım düzleminde belli olabilir. Ayrıca, ucu oğluna kadar uzansa da bu konuda hoşgörülü davranmayacağı sözünü veren de Başbakan’dır. Bu durumda rüşvet ve yolsuzluk yollarının kapanması için TBMM’nin işlevsel kılınmasında asıl görev ve sorumluluk, orada çoğunluğu elinde tutan Başbakan’a düşmektedir. Var olan koşullarda, kamuoyunu arkasına alacak TBMM’nin çalışmasıyla Başbakan, bu sorumluluktan kaçınamamalıdır! Geçen yıl bankacılık sektöründe alınan tedbirlere rağmen tasarruflar artmak yerine azaldı. En fazla borç yüzde 56 ile yine kredi kartına olurken, tüketicilerin yüzde 52’si aldıkları borcu çabuk geri ödemede zorluk çekiyor. de tasarruf oranı yüzde 33 iken, bu oran Türkiye’de yüzde 12 civarında. Bankacılık sektöründe alınan tedbirlere rağmen tasarrufların artmak yerine azalması dikkat çekiyor. Araştırmaya göre 2013’te tasarruflar İngiltere’de yüzde 27, Almanya’da yüzde 30, Lüksemburg’da yüzde 31, Polonya’da yüzde 32, Çek Cumhuriyeti’nde yüzde 35, Belçika’da yüzde 37 ve Avusturya’da yüzde 38 eridi. En çok tasarruf kaybına uğrayan ülkeler, Fransa (yüzde 41), Hollanda (yüzde 41), Romanya (yüzde 45), İspanya (yüzde 48) ve İtalya (yüzde 58) oldu. Avrupa’da her 3 kişiden 1’i herhangi bir tasarrufu bulunmadığını belirtirken; tasarrufu bulunmayan tüketiciler liginde ilk sırada yüzde 48’lik oranla Romanya yer alıyor. Sıralamada ikinci olan Türkiye’de ise bir önceki yıla göre tasarrufu olmayanların oranı 1 puanlık artışla yüzde 40 olarak gerçekleşti. Türkiye’de tüketiciler eğlence ve boş za man aktiviteleri yerine en çok giyim ve kişisel bakım harcamalarından kesintiye gitmeyi tercih ediyor. Özellikle kadınların giyim ve kişisel bakım harcamalarını yüzde 57 oranında kesintiye gittikleri göze çarpıyor. Erkekler ise bu harcamaların yalnızca yüzde 39’unu kestikleri ifade ediliyor. Araştırmanın ortaya çıkardığı bir diğer çarpıcı sonuç ise borçlu kişilerin yüzde 18’inin ne kadar borç yükü altında bulunduklarını bilmiyor olmaları. Tüketicilerin yüzde 52’si ise aldıkları borcu çabuk geri ödemede zorluk çekiyor. Türkiye’de borçların yüzde 56’sı kredi kartına olurken, Avrupa’da bu oran yüzde 21. Kredi kartına çalışıyoruz İÇ PAZAR KÜÇÜLDÜ İhracatı 5 katına çıkaracak 2012’de ‘10 yılda 10 dünya markası yaratmak’ sloganıyla hayata geçirilen Turquality marka geliştirme programına katılan İnoksan, program kapsamında alınan destekle ürünlerinin yüzde 35’ini ihraç ettiği 5 kıtadaki yayılımını arttırdı. Önümüzdeki 5 yılda ihracat kapasitesini 5 katına çıkartmayı hedefleyen şirket, Kuzey Afrika ülkeleri, Avrupa ülkeleri ve Türki cumhuriyetlerden sonra Uzakdoğu, ABD ve Avustralya ile daha birçok ülkenin mutfaklarına imza atmaya hazırlanıyor. Ekonomi Servisi Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, 2014’ün otomotiv sanayisi açısından özellikle iç pazar için zorlu bir yıl olarak göründüğünü belirterek, “Önümüzdeki yıl iç pazar kaynaklı bir küçülmeye paralel olarak üretimde azalma olabilir. 2014’te küçülen iç pazar nedeniyle ihracata daha fazla odaklanmalıyız” dedi. Önen, 2013’te toplam otomotiv pazarının 2012’ye kıyasla yüzde 9 artarak 893 bin adet düzeyinde gerçekleştiğini söyledi. Geçen yılki üretim artışının ihracat kaynaklı olduğunu dile getiren Önen, sektörün ihracatının ise yüzde 13 artışla 828 bin adet olduğunu söyledi. Önen, “İç pazarımızın son 7 yılda beklediğimiz ölçüde büyümediğini görüyoruz. İç pazarda daralan talep 2014’te üretimi daha çok ihracata bağımlı hale getirecek ve bu durum da sanayimiz için risk alanı yaratacaktır. Baskı altında tutulan bir iç pazar ile küresel rekabette istediğimiz başarıyı elde etmemiz ve yatırımcıları ülkemize çekmemiz zor. Güçlü bir iç pazarın büyük yatırımları getirdiğini unutmamalıyız” yorumunu yaptı. Otocu umudunu ihracata bağladı Vehbi Varlık 1977’de merdiven altında küçük bir atölyede işe başlayan İnoksan, 36 yılda 60’dan fazla ülkeye ihracat yapar hale geldi. Geçen yıl Japonlarla işbirliğine giden şirketle İtalyan ve Amerikalılar ortaklık için görüşüyor. İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Varlık, “Şimdilik ortaklık düşünmüyoruz ama âşık olacağımız bir şirket olursa evleniriz” diyor. Merdiven altında kuruldu, dünya devleri peşinde PELİN ÜNKER Endüstriyel mutfak alanında faaliyet gösteren İnoksan’ın talipleri her geçen gün artıyor. Gram Commercial ile başlayan Japon sermayeli iş ortaklıklarını sürdüren şirket, son olarak Japon Hoshizaki’nin soğutucu ünitelerinde Avrupa üretim ve dağıtım firması olan Lancer ile teknik işbirliğine gitmişti. İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, şimdi de İtalyan ve Amerikalıların aralarında olduğu 56 şirketle görüşme halinde olduklarını belirterek “Şu an için ortaklık düşünmü yoruz ama işbirliğine açığız. Misafir gelmiş diye kapımızı açıyoruz, dinliyoruz, tanışıyoruz. Âşık olacağımız biri olursa evleniriz” dedi. Lancer ile işbirliği çalışmalarının geçen yıl ocakta başladığını söyleyen Varlık, “Japonlar bizim üretim kabiliyetimizden yararlanmak istiyor. Kendi pazarlarını bize açacaklar daha önce girmedikleri pazarlara girecekler” diye konuştu. Premix ünitelerle ilgili yapılan işbirliği, içecek sektöründe kullanılan soğutucuların imalatına yönelik olacak. İnoksan, bu işbirliği sayesinde AB pazarına da soğutucularıyla gire Dünyanın tüm yıldız otellerinin mutfaklarına giren İnoksan, aracek. Varlık’ın verdiği bilgiye göre; ma motoru Google’ın Gemlik Serbest Bölge’de kurulaBrezilya’daki mutfağını cak ortak üretim tesisinde yıllık 10 yaptı. Dubai’deki prensbin adet buzdolabı üretimi planlerin yemeklerinin yalanıyor. Üretimin yüzde 70’i ihrapıldığı deve pişirmeye cat olacak, yüzde 30’u iç pazara uygun mutfak tasarlasatılacak. Pazarı hazır bir ilişki dı. Kanada’da deniz altı olacak. Son dönemde komşupetrol istasyonuna mutlarla ilişkilerin sanayiciyi olumfak üretti. Yurtiçinde Hilsuz etkilediğini ifade eden Varton, RadissonSas, Accor, lık, “Türkiye çok heyecanlı bir Marriott, Park Hayat, Raülke, sürekli tavrı tutumu değimada Otelleri, Real, IKEA, şebiliyor. Tabii bu da bize zarar Carrefour, Big Chef’s ve veriyor. Ama biz siyasete olumReina gibi dünyaca ünlü suzluklara krizlere rağmen ayakmarkaların mutfaklarını ta kalmayı öğrendik” dedi. tasarladı. Deveye uygun fırından deniz altında mutfağa Krediyle ev alacaklar dikkat! TEB Bireysel Bankacılık Satış Direktörü Kumoğlu, “Bu yıl konut kredisi faizleri yine iç ve dış ekonomik gelişmelerle yakından ilişkili olacak. Ancak 2013’teki faiz seviyelerini yakalamanın zor olduğu görülüyor” dedi. leceğini söyledi. Kumoğlu, konut kredisi kullanan kişilerin tercihinin genellikle uzun vadeden yana olduğuna dikkati çekerek, bunun sebebinin gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında, ülke özelinde konut kredisi faizlerinin halen yüksek seviyelerde seyretmesi olduğunu anlattı. TÜİK’in tapu dairelerinden aldığı bilgiler doğrultusunda yayımladığı verilere göre 2013 yılının 3’ncü çeyreği itibarıyla Türkiye’de satılan her 100 konutun 39’unun satışının ipotekli olarak gerçekleştiğini ifade eden Kumoğlu, “Bu oranın kredi kullandırım oranı şeklinde yorumlanması yanlış olmaz. Tahmin edileceği üzere en yüksek ipotekli satış adet olarak İstanbul, Ankara ve İzmir’de gerçekleşti. 2013 yılı 3. çeyrek verilerine göre, bu illerde yapılmış olan her iki satıştan hemen hemen birisi ipotekli olarak gerçekleşti. Bu oran ülke genelindeki sa tışlarda yüzde 39 olarak gerçekleşti” dedi. Ekonomi Servisi TEB Bireysel Bankacılık Satış Direktörü Tuğbay Kumoğlu, 2013’ün ilk yarısının faizler açısından oldukça düşük seviyelerde seyredilen bir dönem olduğunu belirterek, “Yaz aylarından itibaren faizlerde radikal olmasa da bir yükseliş gözlendi ve yıl sonu bu seviyelerden kapandı. Bu yıl konut kredisi faizleri yine iç ve dış ekonomik gelişmelerle yakından ilişkili olacak. Ancak 2013 yılındaki faiz seviyelerini yakalamanın zor olduğu görülüyor” dedi. AA muhabirine, Türkiye genelinde kullanılan konut kredilerini değerlendiren Kumoğlu, Türkiye Bankalar Birliği’nden alınan verilere göre, gerek kredi rakamı gerekse kredi kullanan kişi sayısının 2013’ün 2’nci çeyreğine kadar ciddi bir artış gösterdiğini belirterek, buradaki artışın sebebini tarihin en düşük seviyelerine inen konut kredisi faizleri olarak gösterile bi Bu mal ve hizmetlere zam uğramadı Ekonomi Servisi Enflasyonun tahminleri aştığı 2013’te, bazı mal ve hizmetlerin fiyatları 1 yıl öncesine göre geriledi. Geçen yıl enflasyon yüzde 7.40 olarak gerçekleşirken, enflasyon sepetindeki 52 mal ve hizmetin fiyatında gerileme oldu. Buna rağmen enflasyon tahminlerin üstünde çıktı. AA’nın Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) derlediği verilere göre, tüketici fiyatları açısından geçen yıl en fazla gerileme, yaklaşık yüzde 60’lık oranla uzman doktor muayene ücretinde yaşandı. Fotoğraf makinesi ücreti yüzde 31, telefon onarım ücreti yüzde 21, limon fiyatı yüzde 20, Şehir Hatları vapur ücreti yüzde 18, altın ve telefon yedek parça fiyatı yüzde 16 geriledi. KADINLARIN SESLENİŞİ = Bu güzel ülkenin seçmenlerinin yarısını oluşturan kadınlarımız, = Toplumsalsiyasal yaşamın şizofrenik bir dönüşüme uğratılmasını; BM 2014’ü ‘aile çiftçiliği’ yılı ilan etti İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Birleşmiş Milletler 2014’ü “Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı” olarak ilan etti. İnsanı sömüren tekelci ve endüstriyel tarıma karşı tüm dünyada bir uyanış olduğunu vurgulayan İzmir İli Çiftçi Platformları (ÇİFTÇİPLAT) Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, “Aile çiftçiliğinin yok edilmek istenmesinin salt Türkiye’de değil, dünyada var olan açlık tehlikesini tetiklediği ve doğal kaynakların yok edilmek üzere olduğu, BM kararıyla bir kez daha anlaşıldı” dedi. Türkiye’de de yıllardır, aile çiftçiliği yapan küçük işletmeler ve kooperatifleri desteklemek yerine, endüstriyel tarımın ön plana çıkarıldığını anımsatan Kaymakçı, “Sonuçta kırsal bölgelerde var olan aile işletmeleri, neredeyse tamamen yok olma aşamasına geldi. 2012 sonunda 2 milyonu aşkın çiftçi tarımdan koptu. Çiftçiler 3.3 milyon hektar tarım arazisini işlemekten vazgeçti. Türkiye gıda egemenliğini yitirdi” dedi. = Erkeklerin siyasal arenada birbirlerinin “kurdu” olmalarını; = Her türden değerin ayaklar altına alınıp aklın, ahlakın ve adaletin sürgüne gönderilmesini; = Gazi Meclis’te küfürlerin, sandalyelerin, tabletlerin, tekmelerin uçuşup kaba şiddetin egemen olmasını; Ve = Yiğit bir hukukçuya yönelik kolektif kıskançlığı kınayarak, = Demokrasi unutularak sözde çoğunluğun baskıcı iktidarına “biat edilmesini”; = “Yeter Artık! Kendinize gelin! Yarattığınız bu utanç yüklü siyasal iklime son verin!” diyorlar. KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle