14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EYLÜL 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA . . . z i s e c n e v ü G Kayıt dışı... Dezavantajlı... işgücüne katılım oranı yüzde 31.6 iken, erkeklerin oranı yüzde 72. Yüksekokul mezunu kadınların işsizlik oranını yüzde 13.1 olarak açıklanan verilerde, erkeklerde bu oran yüzde 5.9. Yani yüksekokul mezunu olan işsiz kadın sayısı erkeklerin iki katından EKONOMİ [email protected] Verilere göre, Türkiye’de çalışma yaşındaki her 100 kişiden yalnızca 45’i iş buluyor. Bu oran kadınlarda yüzde 26’ya düşüyor. 15 Kolaycılığın Sonu Kadınlar eve kapanıyor tında daha fazla yer almasına dö riyet Bürosu) CHP, nük oldukça popülist politikalar işsizlikteki artışta büsergilediğini, ortaya atılan öneri yük payın kadınlardan lerin de kadınların işgücüne katı geldiğine dikkat çekerek, “kadınların iş bulımını sağlama adına onların partlamadığı için ev kadıntime yani yarızamanlı çalışmaya lığına döndüğüne” vuryönlendirildiğini ifade etti. Yıl gu yaptı. maz, çıkması planlanan düzenCHP Ekonomi Poli lemenin kadını yarızamanlı ça tikaları Genel Başkan lışmaya ittiğini oysa kendileri Yardımcılığı’nın Genel nin, kadının yalnız iş bulması Başkan Yardımcısı Faik nı değil iş hayatına güvence Öztrak’ın koordinasyonunli bir şekilde katılmasını iste da hazırladığı 72. Ekonomik Görünüm Raporu’nda, diklerinin altını çizdi. haziran işgücü ve istihdam ANKARA (Cumhu İşgücüne katılım yüzde 31.6. Yüksekokulu mezunu olup da işsiz olanların oranı yüzde 13. Kayıt dışı istihdam ülke genelinde yüzde 37.7 iken kadınlarda kayıt dışılık yüzde 53.4. Yani çalışabilen kadınların yarısından fazlası da kayıt dışı... İş ararken karşısına çıkan ‘kadın’ olmanın getirdiği ‘dezavantaj’ durumu çocuk sahibi olunca katlanıyor. bile fazla. Verilerde Mayıs 2008’de yüksekokul bitiren işsiz kadın sayısıÇalışma Bakanlığı’nın kadınlarda nın 129 bin olduğu bu rakamın şimdoğum iznini 16 haftadan 18 ya da di 265 bine çıktığı ve 5 yılda yükse20 haftaya çıkarmak istemesine başkokul bitiren kadın işsiz sayısının iki ta İstanbul ve Ankara sanayi odalarıkatına çıktığı, kayıt dışı istihdam edinın itirazları ve ‘artık kadın işçi istelen erkeklerin sayısının bir yılda 307 mezük’ açıklamaları dikkatleri kabin azalırken, kadınların sayısının, 57 dın istihdamına çekti. Çok kısa bir bin arttığı da yer alıyor. araştırma ve TÜİK, DİSKAR Tüm ülkedeki kayıt dışı istihdam ve Devlet Personel Başkanoranı yüzde 37.7 iken, çalışan kadınlığı verileri ortaya koyuların yarısından fazlası yani yüzde yor ki kadınlar çalışma 53.4’ü kayıt dışı çalıştırılıyor. BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata da, geçen piyasasında zaten kaVerilere göre, işgücüne dahil günlerde kadınlara dayatılan esnek ve güvencesiz çalışma koşullarının yol açtığı mağduriyetler için Meclis yıt dışı, dezavantajol(a)mayan kadınların yüzaraştırması açılmasını istedi. Araştırma önergesinin gereklı ve güvencesiz... de 58’i ev işleriyle meşgul çesinde kadın istihdamı konusundaki politikaların, temeldeki Türkiye İstatisoldukları için çalışmak issorunu çözmeyip daha da derinleştirdiğini belirten Ata, “Kadıntik Kurumu (TÜtemiyor, ev işlerinin büların çalışma yaşamı içinde neredeyse istisnasız olarak erkeklere İK), Devrimci yük bir bölümünü de çogöre daha düşük ücretlerde çalıştırılmasına ek olarak, doğum İşçi Sendikaları cuk bakımı oluşturuyor. durumunda kolayca işten çıkarılabilmekte, doğum izninin yalnızca kadınlara verilmesi, bu ayrımcılığa hizmet etmektedir” dedi. Bakım Konfederasyonu Çalışma yaşamında hizmetlerinin kadının sorumluluğuna bırakılmasının ve işverenler Araştırma Daireyer alan kadınların yüzkadınların bu yüzden dezavantajlı çalışanlar olarak algılanması si (DİSKAR) ve için de 53’ünün kayıt dışı çasonucunda kadına dayatılan koşulların ‘esnek’ tabir edilen işler Devlet Personel lıştığını belirten Eğitim Sen olduğunu da vurgulayan Ata, şu noktalara dikkat çekti: Esnek Başkanlığı verileKadın Merkezi Sekreteri çalışma evden, yarızamanlı, kısa süreli ve kayıtdışı işleri rinden yararlanılaiçermekte ve kadınlar işverenler için de ucuza mal edilen Sakine Esen Yılmaz, kaişgücü konumuna düşüyor. İşverenlerin istediğinde işe rak elde edilent tablo, dınların nitelikli işgücü olaalıp çıkarabildiği, sosyal güvence sağlamadıkları ve kadınların çalışma harak piyasada iş bulamadığına düşük ücretlerle çalıştırabildikleri kadınlar bu yatında ne kadar mağdur dikkat çekiyor. sebeple kariyer açısından ilerleme sağlaedildiğini gözler önüne seYılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar yamağı gibi ekonomik olarak da riyor. Verilere göre, kadınların Bakanlığı’nın kadının çalışma hayaözgürleşemiyor. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Yarardan çok zarar getirecek gelişmeleri ile ocakağustos bütçe verileri değerlendirildi. müdür olamazsın Raporda, haziranda işsiz saÜlkede kadınların yüzde yısının, geçen yılın aynı ayı58’i ev işleri uğraşıyor ve na göre, 299 bin kişi artarak 2 yine bu kadınların önemli milyon 525 bin kişi olduğu, iş bulma ümidini kaybetmiş veya bir bölümü tarım sektörün çeşitli nedenlerle iş aramayan de istihdam ediliyor. Kamu ancak “İş bulsam çalışırım” da çalışanların oranı yüzde diyenleri de kapsayan geniş iş3536’yı geçmiyor. Çalı sizlerin sayısının 553 bin kişilik şan kadınların üçte birlik artışla 4 milyon 556 bin kişiye bir bölümü kamuda. Ka ulaştığı kaydedildi. Rapora göre tarım istihdamınmuda çalışıyor olmak güda son bir yılda yaşanan 81 bin venceli çalışmak demek. kişilik gerilemenin tamamı da, Bu konuda çalışanların “kadınların ücretsiz aile işçisadece yüzde beşlik bir liğinden çekilmesinden” kaybölümü yönetici ola naklandı. Haziranda genç işsizlirak çalışıyor. Görevde ği de bir önceki yılın aynı dönemiyükselemiyor, o işye ne göre 1,4 puan arttı ve genç işrinde önemli yerlere siz sayısı 110 bin kişi artarak 822 bine ulaştı. Çalış ama gelemiyorlar. OECD’ye göre Türkiye yedinci Ekonomi Servisi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Türkiye’nin dünyadaki 7’nci büyük tarım üreticisi ülke olduğunu belirterek, “Son yıllarda tarım sektörünün hukuki ve kurumsal çerçevesinin güçlendirilmesine doğru önemli bir ilerleme sağlanmasıyla birlikte emtia tabanlı destek sektörün potansiyelini tam olarak gerçekleştirebilmesini aksatabilir” değerlendirmesi yaptı. OECD’nin “Tarım Politikası İzleme ve Değerlendirme 2013” raporu yayınlandı. Türkiye’nin tarım üreticisine desteği 198688’de yüzde 20 iken, 20102012 arasında yüzde 24’e çıktı. OECD Türkiye’de ekonomik büyümenin 2011 ortasından itibaren yavaşladığını, sonuç olarak büyük cari açığın daralmaya başladığını bildirdi ve şu bilgileri verdi: “Özellikle tarla üretimi olmak üzere tarımsal üretim geçen 20 yılda hızla büyüdü. Küçük ölçekli ve geçimlik ya da yarıgeçimlik çiftliklerin hâkimiyeti ve çiftçiler arasındaki düşük okuryazarlık gibi çeşitli yapısal darboğazlara bakmaksızın Türkiye önemli bir tarım ihracatçısı olarak dünya çapındaki sıralamada yer almaktadır. Türkiye’nin ana ticaret ortakları AB, ABD ve Ortadoğu’dur.” 389 tekne görücüye çıktı Ekonomi Servisi Uluslararası İstanbul Boatshow, Marintürk İstanbul City Port Pendik’te 32’nci kez ziyaretçilerine kapılarını açtı. Pendik’teki Uluslararası İstanbul Boatshow’da 7 bin liraya alıcı bekleyen tekneler de var. Fuardaki en pahalı teknenin fiyatı ise 8 milyon Avro. NTSR Fuarcılık’ın organize ettiği ve sektörde 1 milyar doların üzerinde ticaret hacmi oluşturacak fuarın geçen yıl olduğu gibi bu yıl da en önemli müşterileri Araplar. Bölgeden 200 işadamı geliyor. National Commerical Bank (NCB) da İstanbul Boatshow’u ziyaret edecekler arasında. Arap işadamlarının dışında bu yıl fuara Çinli ve Afrikalılar da yoğun ilgi gösteriyor. Çin’in Deniz Ticaret Odası’ndan 35 kişilik heyet de fuar için İstanbulda. Boatshow’da 380 tekne 150 bin metrekarelik alanda deniz üstünde görücüye çıktı. Boyları 3 ile 50 metre arasında değişen 2013 tasarımı mega ve motor yat, yelkenli tekne ve katamaranlar yeni sahiplerini arayacak. Türkiye son dönemde Çin, Venezüella, Brezilya ve Meksikalı zenginlerin son gözdesi haline geldi. Yat üretimi de her yıl yüzde 8 büyüme gösteriyor. NTSR Fuarcılık’ın Başkanı Serkan Tığlıoğlu, “İstanbul Boatshow’a 2 yıldır gelen yabancı ziyaretçi profilindeki zenginliğe bakarsanız, bu büyümenin gerçekleşeceğini görürsünüz. 2014’te Hollanda’yı geçip dünyada ikinci sıraya otururuz” dedi. Geçen yıl fuarda Türk üreticilerin 45 mega yat siparişi aldığını anlatan Tığlıoğlu, “İki yıldır yerli üreticiler daha ön planda. Bu yıl yatların yüzde 35’ini yerli üreticiler yaptı. Türkiye 24 metreden uzun yatlarda dünya liderliğine oynamaya başladı. Avrupalı üreticilere göre fiyatlar yüzde 40 daha ucuz. Mesela İtalya’da 10 milyon Avro’ya satılan yat burada 6 milyon Avro” diye konuştu. Yerli ve yabancı 300 firmanın katıldığı fuar, 29 Eylül’de sona erecek Türkiye, tasarruflarını artıracağına, ülkenin üretim yapısını değiştireceğine, yatırımlara girişeceğine, nitelikli insan yetiştireceğine, teknolojik atılımlar yapacağına kolaycılığa kaçıyor. Günü kurtarma, göz boyamayla, lafazanlıkla başarılı gözükmeye çalışıyor. Doğal olarak olumsuz sonuçlardan kaçınamıyor; ülkede ekonomik ve siyasal çalkantılar, krizler birbirini izliyor. Ülke özlenen düzeylere yükselemiyor. Ekonomide sürekli cari işlemler açıkları da bu kolaycılığa kaçışın kaçınılmaz sonucu. 1950’lerin kolaycılığı savaş yıllarında birikmiş altın stokunun eritilmesi, 1952 sonrası da enflasyon, para basarak yatırım yapmak tarım ürünlerine yüksek fiyat ödemektir. Enflasyonla sağlanan görülmemiş (!) kalkınma, kısa bir süre sonra hüsranla sonuçlanıyor. 1958 yılında ülke belki de ekonomi tarihinin en kapsamlı, sert, kemer sıkıcı istikrar tedbirlerini almak zorunda kalıyordu. 1960’lı yılların başlarında planlı ekonomiye geçen düşük enflasyonla kalkınma modeli yeterli siyasal destek bulamıyor, “Plan değil pilav istiyoruz” söylemi ile özdeşleşen popülist politika egemen oluyor, Türkiye 1971 yılında yeniden istikrar programı yapmak zorunda kalıyordu. Türkiye gereken dersleri çıkaramıyor, kolaycı, enflasyonist, popülist politikaları 1970’li yıllarda da sürdürüyor. 1980 yılında yeniden bir siyasal, ekonomik bunalıma giriyordu. 1980’li yılların ekonomik kolaycılığı, “vergi alacağına borçlan politikası” idi. Yüksek faiz, düşük vergi, bir kesimde refah artışı sağlıyordu. Özalizm dünyaya ekonomik bir model olarak gösterilmeye başlanılıyordu. “Vergi alma, borçlan, teşvik ver” politikası 1994 yılında kayaya çarpıyor, yeni bir istikrar ve kemer sıkma politikası zorunlu hale geliyordu. Ardından izlenen bankalar aracılığı ile borçlanma, yüksek faiz, kamu finansman açıkları, yanlış para politikaları ekonomiyi 2001 krizine sokuyordu. HHH İçeride 2002 sonrası daha şanslı bir dönemdi. İstikrar önlemleri alınmış, bankalar kurtarılmış, dış dünya hızlı büyüme, konjonktürün yükselme dönemine girmişti; özellikle 2007 yılından sonra likidite bolluğu yaşanmaya başlanmıştı. 2002 sonrası kolaycılığı özelleştirme, rant yaratma, borçlanma oluyordu. Yalnız borç alanlar değişiyordu. 2001 öncesi daha çok devlet borçlanırken sonrasında özel sektör dışardan, hane halkı da bankalardan borçlanmaya başlıyordu. Özel kesimin dış borcu, en az üçte biri kısa süreli olmak üzere 250 milyar USD’ye ulaşıyor; hane halkının banka borcu, GSYH’nin yüzde 20’sini aşıyor, banka kredileri içinde tüketici kredileri ilk sıraya yükseliyordu. 2012’de yolun sonuna yaklaşıldı. Satılacak çok az kamu malı kalmıştı, likidite bolluğu azalıyor, dünyada faizler yükselme eğilimine giriyor, dışarıdan ve içeriden borçlanmak güçleşiyordu. Yeni bir istikrar paketi hazırlamak, hatta IMF’nin kapısını bir kez daha çalmak zorunluluğu belirmişti. Merkez Bankası, politika faizini sabit tutarak, uluslararası rezervleri tüketerek, günü kurtarmaya çalışıyor, kemer sıkıcı önlemleri geciktirmeye çalışıyor. Yılın son iki ayında durumun vahameti daha da netleşecek; milli gelir tahmini ve enflasyon hesabındaki TÜİK etkisi de durumu örtemeyecek. Türkiye yine kolaycılığın bedelini bir istikrar programı ile ödeyecek. Ancak yerel seçimler nedeniyle Merkez Bankası dayanabildiği kadar, ciddi önlemler almayı öteleyecek. Gecikmenin maliyeti de yüksek olacak. Kolaycılığın bir bedeli vardır. Bu bedel kesinlikle ödenir. Ancak adaletli bir ödeme olamıyor. Düzgün olanlar daha çok bu bedeli ödemek zorunda kalıyor. Milano’da Türk Ekonomi Servisi 12 milyar dolarlık ayakkabı ihraç eden İtalyan üreticiler, ekonomik kriz nedeniyle rotalarını Türkiye’ye çevirdi. Modanın başkentlerinden Milano’da düzenlenen Micam Fuarı’nda İtalyanlar, Türk ayakkabı firmalarıyla görüşebilmek için sıraya girerken, fuarı gezen Hilton Otellerinin vârisi Paris Hilton, Türk ayakkabılarını övdü. Milano’daki MICAM Ayakkabı Fuarı’nda düne kadar Türkleri muhatap almayan İtalyanların büyük ilgisi ile karşılaştıklarını söyleyen Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı Hüseyin Çetin: İtalya’nın 12, İspanya’nın da 7 milyar Avro’luk ayakkabı ihracatının yaşanan kriz nedeniyle zor günler geçirdiğine dikkat çekti. Çetin, ülkenin bir önceki fuara göre iki kat ilgi gördüğünü de sözlerine ekledi. Enerjinin faturası 32 milyar dolar Dış ticaret açığının yüzde 18 artışla 60 milyar 463 milyon dolar düzeyinde gerçekleştiği bu yılın ilk 7 ayında, ülkenin enerji ithalatı 31 milyar 863 milyon dolar oldu. Ekonomi Servisi Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığı faturayı da her geçen geçen gün artırıyor. Dış ticaret açığının yüzde 18.3 artışla 60 milyar 463 milyon dolar düzeyinde gerçekleştiği 2013’ün ilk 7 ayında, Türkiye’nin enerji ithalatı 31 milyar 863 milyon dolar oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerinden yapılan belirlemeye göre Türkiye’nin yılın ilk 7 ayında verdiği 60 milyar 463 milyon dolar düzeyindeki dış ticaret açığının yüzde 52.7’sini enerji ithalatı oluşturdu. 2012 yılının ilk 7 ayında enerji ithalatının dış ticaret açığı içindeki payı da yüzde ayakkabılarına büyük ilgi 66.7 düzeyindeydi. Enerji ithalatının alt kalemleri ele alındığında; bu yılın ilk 7 ayında gizli veri adı altında toplanan Türkiye’nin petrol, doğalgaz ve bitümenli taşkömürü ithalatı geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 8.1 azalarak 20 milyar 530 milyon dolara geriledi. Türkiye, bu yılın ocaktemmuz döneminde 210 milyon dolarlık elektrik enerjisi, 1 milyar 439 milyon dolar doğalgaz ve mamul gaz, 8 milyar 957 milyon dolar petrol ve petrolden elde edilen ürün, 673 milyon dolar taşkömürü, kok kömürü, briket kömürü ithalatı yapıldı. Gnçtrkcll’den ‘Geri Gelsin’ kampanyası “Geri Gelsin” kampanyası kapsamında bir gün içerisinde gerçekleştirilen paket dışı ses, SMS ve internet harcamaları, ertesi gün hediye TL olarak hatta yüklenecek. Kampanyaya kayıt olan gnçtrkcll’liler, 24 saat boyunca yaptıkları 15 liraya kadar kadar olan tüm harcamaları ertesi 24 saatte hediye lira olarak kazanacak. Kampanya kasıma kadar geçerli. Keskinoğlu’ndan organik tavuk Keskinoğlu 25 milyon liralık yatırımla organik tavuk üretimine başladı. Akhisar’da üretime başlayan şirket 5 yılda 150 milyon dolara ulaşması beklenen organik tavuk pazarından yüzde 20 pay almayı hedefliyor. Serbet kümeslerde yetiştirdiği doğal besi tavuklarının yanı sıra şimde de organik pazarda yer almayı planlayan şirket her biri bin metrekaresi kapalı alana ve 40 bin metrerarelik gezinti alanına sahip toplam 10 adet işletmede üretim yapacak. Markanın ilk yıl belirlediği üretim kapasitesi 500 bin adet olarak belirlendi. BlackBerry 4.500 kişiyi atacak Bir süreden beri zor günler yaşayan Kanadalı akıllı telefon üreticisi BlackBerry, mali krizi aşabilmek için 4 bin 500 çalışanını işten çıkaracak. İşten çıkarmalar 2015’e kadar giderlerin yarı yarıya azaltılması planı kapsamında yapılacak. Şirket geçen yıl 950 milyon dolar zarar etmişti. Rakip firmaların model yenilemeleri karşısında giderek sıkıntıya giren ve son olarak Z10 modelinde de aradığını bulamayan BlackBerry’nin, 2013’ün ikinci çeyreğinde bu modelden ancak 3.7 milyon adet satmasına karşın, aynı zaman diliminde Samsung 71.3 ve Apple da 31.9 milyon adet telefon satışı yapmıştı. Araştırma sektörü geleceği İstanbul’da belirleniyor. Dünya araştırma pazarının çatı kuruluşu olan ESOMAR, yıllık olağan kongresini İstanbul’da Pervin yapıyor. 2125 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da yapılan Olgun kongre, 77 ülkeden 833 kişiyi ağırlıyor. Dünyaca ünlü satranç şampiyonu Garry Kasparov ve Financial Times’ın yazarı Tim Harford’un da aralarında bulunduğu 75 önemli konuşmacının katılacağı kongrede, 40 milyar dolar büyüklüğe sahip dünya araştırma sektörünün geleceği şekilleniyor. “Think Big Büyük Düşün” temasıyla düzenlenecek kongreye dünya genelinde 550 şirket katılıyor. Araştırma sektörünün global sorunları ve çözüm önerilerinin tartışıldığı kongre için Türkiye’nin tercih edilmesini önemli bir gelişme olarak değerlendiren ESOMAR Türkiye temsilcisi ve Barem Research Üst Yönetisici Doç. Dr. Pervin Olgun, “Geçen yıl bu kongre Atlanta’daydı. 82 firmanın faaliyet gösterdiği Türkiye araştırma sektörü 200 milyon dolarlık bir büyüklüğe sahip. Pazar her geçen yıl büyümekte ve Türkiye, dünyanın yakından takip ettiği bir ülkeye dönüşmekte” diye konuştu. Türkiye bundan önce de 1996’da aynı kongreye ev sahipliği yapmıştı. 40 milyarlık sektör İstanbul’da
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle