14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 2013 PAZAR 10 DIŞ HABERLER [email protected] Yunanistan’da hükümet son cinayetin ardından partiyi kapatmadan yasaklamanın yollarını arıyor Atina’da Altın Şafak hesabı Dış Haberler Servisi Yunanistan’ın başkenti Atina’da, Neonazi Altın Şafak Partisi üyesi Yorgo Rupakyas’ın (45), antifaşist bir sanatçıyı öldürdüğünü itiraf etmesinin ardından hükümet, Altın Şafak’a karşı atabileceği adımları düşünmeye başladı. Kurşun geçirmez yelekle, yoğun güvenlik önlemleri altında dün polis ve özel kuvvetlerin çevrelediği mahkeme binasına getirilen kamyon şoförü Rupakyas’ın, bilerek adam öldürmek ve yasadışı olarak silah taşımakla suçlandığı, katil zanlısının ise meşru müdafaa yaptığını söylediği bildirildi. Mahkeme Rupakyas’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. 34 yaşındaki hip hop sanatçısı Pavlos Fyssas’ ın bıçaklanarak öldürüldüğü bölgede toplanan kalabalık ise “Faşistleri durdurun” sloganları attı. Killah P. takma ismiyle müzik yapan Fyssas, işçi semti Keratsini’de çarşamba sabaha karşı öldürülmüştü. Altın Şafak, katil zanlısıyla bağları olduğunu reddetse de Rupakyas’ı parti faaliyetlerinde gösteren fotoğraflarla birlikte, bütün ailenin partiyle bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Başbakan Antonis Samaras, Altın Şafak’ın toplumu “zehirlemesine” ve demokrasinin “altını oymasına” izin vermeyeceklerini söylerken yetkililer de partiye karşı yasal olarak atılacak adımları ele almaya başladı. Hükümet perşembe akşamı, Altın Şafak’ın suç örgütü gibi hareket ettiğini gösteren bir İran ‘Medeniyet İttifakı’ Öneriyor Dış dünyadan “fotoğraf” aynen dünkü yazımda işaret ettiğim gibi çekilmiş: Türkiye kapanırken İran açılıyor… Ya da… Türkiye “Şark”a dönerken İran “Batı”ya yöneliyor. İtalya’nın “La Stampa” gazetesinin dış politika sayfasında dün bu iki haber yan yana verilmişti: “Türkiye: Piyanist Say dine küfürden mahkum oldu” başlığıyla ünlü müzisyene verilen hapis cezası bir sayfada işlenirken yanı başındaki sayfada da Ruhani’nin ABD ile Batı’ya açılımı konu edilmişti. Türkiye dünya çapındaki piyanistini şeriat rejimlerinde olduğu gibi tıpkı “dine küfürden mahkum” ederken… İran’da “Normal ülkelerde siyasi mahkum olmaz!” diyen yeni bir Cumhurbaşkanı Ruhani işbaşına geliyor… Çiçeği burnundaki cumhurbaşkanının görevdeki ilk yedi haftasının sonunda, bir düzine muhalif demir parmaklıklar ardından salıveriliyor! İnternette denetimin gevşetilmesiyle beraber hükümet üyeleri, FacebookTwitter gibi yasaklı sosyal medyada varlık gösteriyor; dışişleri bakanlığına bir kadın sözcü atanıyor; medyadaki bunaltıcı sansür gevşetiliyor ve Washington’la dünyayı şaşırtan bir diplomasi trafiği başlatılıyor. Obama önce İran’ın yeni cumhurbaşkanını kutluyor! Cumhurbaşkanı Ruhani de ABD Başkanı’nın bu tebrik mesajını karşılıksız bırakmıyor; TahranWashington arasında şimdiye dek görülmeyen cinsten bir karşılıklı “mesajlaşma” trafiği başlıyor. Yunanistan’da antifaşist hip hop sanatçısı Fyssas’ın öldürülmesini protesto eylemleri sürerken, cinayetle ilgili gözaltına alınan Neonazi Alltın Şafak üyesi Yorgo Rupakyas’a da resmen suçlama getirildi. Hükümet, yasal olarak partiyi kapatmak zor olsa da, fiili olarak yasaklanmasını sağlamak üzere adım attı. (Fotoğraflar: REUTERS/AFP) Parlamentoda 18 koltuğu bulunan partinin üyeleri göçmenlere ait tezgâhlara saldırmış, parti yalnızca Yunanlar için yiyecek bağışı kampanyası vb. düzenlemişti. Parti üyeleri, göçmenlere, muhaliflere, komünistlere, eşcinsellere saldırıyla suçlanıyor, ancak parti bu suçlamaları reddediyor. Son yoklamalara göre Altın Şafak üçüncü en popüler parti. Bu yüzden bazı siyasi gözlemciler, krizin pençesindeki ülkede partinin yasaklanmasının tehlikeli sonuçlar doğuracağını düşünüyor. dosyayı savcılığa sunmuştu. Son olayda da saldırganın olay yerine bir parti yetkilisi tarafından telefonla çağrıldığı belirtiliyor. Partinin kapatılması için çağrılar artıyor ancak ifade özgürlüğünü güvenceye alan Yunanistan anayasası ile bu zor görünüyor. Aşırı sağ 1980’lerden beri Avrupa’da tırmanışta. Bazı ülkeler partileri kapatsa da yeni isimler altında çıkıyorlar. Yunanistan hükümeti ise farklı bir yaklaşım izliyor. Altın Şafak suç örgütü kabul edilirse, o vakit liderliği dahil bütün parti üyelerini mahkeme önüne götürmek mümkün olabilecek. Bir yetkili “Elimizde bir suç ağının varlığını gösterecek güçlü bir dosya olduğuna inanıyoruz” diyor. Yani parti resmen değil ama fiili olarak yasaklanabilecek. Tabii karar hâkimlere ait ve mahkemeler uzun sürebilir. Mali krizle birlikte artan toplumsal gerilimden faydalanan Altın Şafak, 2012 seçimlerinde yaklaşık yüzde 7 oyla parlamentoya girmeyi başarmıştı. ükleer ve Suriye dosyası’ karşılığında Yetmiyor! Ruhani; BM’nin yıllık genel kurul toplantısı öncesinde ABD’nin NBC televizyonuna hayli iddialı “liberal mesajlar” içeren bir söyleşi veriyor. Bununla da kalmıyor… Putin’in bundan on gün önce “New York Times”ta yaptığı gibi sürpriz bir medya atağına girişerek “Washington Post”a özel bir yazı kaleme alıyor. “Kan davası döneminin bittiğini” müjdeleyen yazı, “nükleer ve Suriye dosyalarında” varılabilecek uzlaşmalar karşılığında ABD’ye Büyük Ortadoğu’ya beraber çekidüzen verecek bir partnerlik ilişkisi öneriyor! Böylelikle “medeniyetler çatışması” pozisyonunu tarihe gömdüğünü ilan eden Tahran, vaktiyle “Büyük Şeytan” olarak adlandırdığı ABD’ye özetle bir “medeniyetler ittifakı” teklif ediyor. Tüm bunlar acaba İran’da “Gorbaçovvari bir ‘glasnost’ süreci mi başlıyor?” sorusunu akla getiriyor. Mollalar Sovyetlerin çöküşüyle özdeşleştirilen bu “açıklık politikası/glasnost” tabirinden haliyle nefret ediyor. Girişilen bu yeni açılım sürecini adlandırmak için onların kullandığı ifade, “kahraman yatkınlık/ esneklik” şeklindeki bir tabir. Dünya basınına Farsçadan “heroic leniency/ flexibility” çevirisiyle aktarılan ifade dini lider Ali Hamaney’e ait. İran’ın 2000’ler başındaki reformcu Cumhurbaşkanı Hatemi’nin (19972005) açılımlarını ısrarla engelleyen ve hüsranla bitmesine yol açan Devrim Muhafızları’na, hafta içinde bir konuşma yapan İran dini lideri Ayetullah Ali Hameney, Cumhurbaşkanı Ruhani’yi desteklediğini belirtmek üzere; diplomatik hamlelere yer açan bu “kahraman esnekliğin”(!) arkasında olduğunu söyledi. Gözlemciler o gün bugün İran siyasi jargonu içinde bu “kahraman esnekliğin” ne olduğunu tartışıyor. Kimine göre kavramın Batı terminolojisindeki karşılığı bir tür “hoşgörü marjı” oluyor… Kimine göre “takıyye” içerebilcek bir “taktik açılım” ima ediyor. Her ne olursa olsun Hamaney, İran’ın nükleer programında büyük söz sahibi olan Pasdaran/ Devrim Muhafızları’na; “Biz şimdi bu süreci münasip gördük. Siz bu işin dışında kalın ve bir çuval inciri berbat etmeyin. Dış politikaya karışmayın!” mesajı veriyor. Böylece, İslamcı rejimin en katı dayanağı Pasdaranı, saf dışı bırakıyor. Dini lider Hamaney’in bu şekilde açıkça Ruhani’nin yanında saf tutması İran’ın Washington’la müzakere pozisyonunu güçlendirmek açısından çok önemli. İran’ın “dini lider” ile “cumhurbaşkanlığı” arasında bölünen “çift başlı” iktidarı çoğu kez “direksiyonda kim var?” sorusuna yol açtığı için, diplomaside Tahran’a sürekli “meşruiyet” sorunu yaratıyor. Hamaney’in devlet başkanının ilk defa böyle yanında yer alması; Ruhani’nin Washington nezdinde elini güçlendiriyor. Ruhani’yi önceki reformcu Devlet Başkanı Hatemi’den güçlü kılan en önemli fark bu: Hatemi’den yana hiçbir zaman ağırlık koymayan Hamaney; bu kez “İran usulü açılımı” destekliyor. İran uzmanları ilk defa “dini lider, cumhurbaşkanı ve reformcu cumhurbaşkanını iktidara getiren seçmenlerin” aynı hizada sıralandıklarını söylüyor. Bu kıpırdanmayı, ekonomiyi çökertmiş olan “yaptırımlar” sağlıyor. Petrol gelirleri 2011’den bu yana yüzde 58 oranında düşmüş… Enflasyon son bir yılda yüzde 42’ye fırlamış. Para yarı yarıya değer kaybetmiş… Mollalar bu şartlarda “statükoyu” sürdüremeyeceklerini biliyorlar. Eli mahkum Washington ile pazarlığa oturarak 1. ABD ile 1979 devriminde kopartılan ilişkileri yeniden kurmak; 2. Nükleerde uzlaşmayı hedefliyorlar. ‘N BİR TEK MERKEL’İN ZAFERİ KESİN Almanya yeni koalisyonunu bekliyor... Dış Haberler Servisi Almanya’da bugün yapılacak seçimlerin sonucunda nasıl bir koalisyonun ortaya çıkacağıyla ilgili yorumlar ve tahminler son ana kadar devam ederken Başbakan Angela Merkel kampanyasının son gününde seçmenlere Avrupa Birliği’ni ve merkez sağ koalisyonu gözetme çağrısı yaptı. Merkel hükümetinin küçük ortağı liberal FDP (Hür Demokrat Parti) yüzde 5 barajını aşamazsa, seçimlerden birinci parti olarak çıkması beklenen Hıristiyan Demokratların Peer Steinbrück liderliğindeki Sosyal Demoratlarla (SPD) koalisyonu gündeme gelebilir. Sol eğilimli partilerin toplam oy oranının merkez sağ koalisyonu zorlaması da mümkün. 62 milyon seçmenin üçte birinin kararsız olduğu, katılım oranının düşük kalacağının tahmin edildiği ve Avro karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin parlamentoya taşıması olasılığı bulunan seçimlerde 60’ın üzerinde de Türkiye kökenli aday yarışacak. Türkiye kökenlilerin oylarını hangi partilere vereceği de merakla bekleniyor. Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, Alman politikacıların Türklerin kalbini kazanmaya çalıştığını vurgulayarak Türkiye kökenli seçmen açısından bugüne kadar Sosyal Demokratlar birinci, Yeşiller ikinci sırada olmakla birlikte Yeşiller içindeki çekişmelerin tercihlerde rol oynayabileceğine dikkat çekti. Türkiye kökenli seçmenlerin kariyerleri açısından da Hıristiyan demokratlara “göz kırpmaya başladığını” ifade eden Şen, bununla birlikte yüzde 50’den fazla oyun Sosyal demokratlara, yüzde 20 oyun Hıristiyan Demokratlar ve Yeşillere gideceğini tahmin ediyor.SPD’den Aydan Özoğuz, Ülker Radziwill ve Metin Hakverdi, Yeşiller’den Cem Özdemir, Ekin Deligöz ve Özcan Mutlu, Sol Parti’den Sevim Dağdelen, CDU’dan Cemile Yusuf seçilmesi beklenen Türkiye kökenli adaylar. Bu seçimlerde ilk kez kurucuları ve adaylarının kökenleri nedeniyle kamuoyunda bir Türk partisi olarak görülen BIG (Yenilik ve Adalet İçin Birlik) partisi de dört ayrı eyalette seçime giriyor. Lüks alışveriş merkezinde dehşet ‘Glasnost’ takıyye olabilir mi? Müslümanları bırakıp, Müslüman olmayanları hedefleyeceklerini söylediler. Eşşebab daha önce vurucağı hedefler arasında bu alışveriş merkezini de saymıştı. (Fotoğraflar: (REUTERS) Dış Haberler Servisi Kenya’nın başkenti Nairobi’de, kentin en lüks alışveriş merkezlerinden Westgate’e düzenlenen silahlı saldırıda en az 22 kişi öldü, 50’den fazla kişi yaralandı. Görgü tanıkları maskeli kişilerin Westgate’e el bombalarıyla saldırdığını, kalabalığa ateş açtığını, 7 kişiyi rehin aldıklarını anlattı ancak bu bilgi doğrulanmadı. Rehinelerin kurtarılması için binaya giren askerler ve polis mağaza mağaza saldırganları aradı. Somalili radikal İslamcı örgüt Eşşebab Kenya’nın Somali’ye asker göndermesine misilleme olarak kiliselere, güvenlik güçlerine, gece kulüplerine ve Batılıların da sıkça gittiği bu alışveriş merkezine saldıracağı tehdidinde bulunmuştu. Nairobi polis şefi ise silah seslerinden önce silahlı kişilerin bir mağazı soymaya kalktığını kaydetti. Amerikan AP ajansı bir görgü tanığına dayanarak “Müslüman olmayanların hedeflendiğini” duyurdu. Daha çok Batılıların gittiği alışveriş merkezine giren saldırganlar ‘Yeni Yol’u yaptırımlar zorladı… Öğle saatlerinde başlayan saldırı sırasında merkezde bulunan Elijah Kamau’nun anlattıklarına göre silahlı kişiler Müslümanların gitmelerine izin verirken hedeflerinin Müslüman olmayanlar olduğunu söyledi. Bir başka görgü tanığı Maniş Turohit, AK47’li ve el bombaları dolu yelekler giymiş silahlı kişilerin binaya girdikten sonra ateş açmaya başladıklarını anlattı. Hollanda Büyükelçiliği’nden Rob Vandijk, yemek yediği sırada binaya giren saldırganların önce el bombaları kullandığını, ardından ateş açmaya başladıklarını söyledi. Bir başka görgü tanığı silahlı kişilerin başlarını siyah türbanla sardıklarını belirtti. Alışveriş merkezinin bazı ziyaretçileri, binanın sinema bölümünde saklanırken polis ilk kattaki tuvalete saklanmış korku içinde bekleyen bir gruba da ulaştı. Olay yerindeki bir İngiliz askeri, ölenler arasında bir çocuk gördüğünü söyledi. IRAK’TA KANLI GÜN Moskova: Esad hile yaparsa tutumumuz değişir Dış Haberler Servisi Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (KSYÖ) ABD ile Rusya arasında varılan anlaşma uyarınca Suriye’nin elindeki silah stokunun ayrıntılarını göndermeye başladığını açıklarken Rusya, Suriye rejiminin “hile yaptığının” anlaşılması durumunda, Moskova’nın pozisyonunu değiştirebileceğini bildirdi. Kremlin idari başkanı Sergey İvanov, Sockholm’de bir konferansta yaptığı konuşmada “Şu an teorik olarak söylüyorum, Esad’ın hile yaptığına inanırsak, Bizim Suriye konusunda duruşumuz değişir” dedi. İvanov, Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’nde veto kararının sürekli olmadığını hatırlattı. Kimyasal silahların hem Esad rejimi hem de muhalefet tarafından kullanılmış olabileceği ihtimaline değinen İvanov, “Dünya kamuoyu böyle bir durumda ne yapacağını merak ediyorum. Rusya’nın ne yapacağına gelince, sadece diplomatik olarak yapmamız gereken yapılır…” karşılığını verdi.Merkezi Lahey’de bulunan KSYÖ, istenen bilgilerin bir kısmını aldıklarını, önümüzdeki günlerde Suriye’den daha fazla ayrıntı gelmesinin beklendiğini belirtti. BM’den bir diplomat “Belgeler hayli uzun ve halen tercüme ediliyor” dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, Suriye yönetiminin, örgüte sunduğu elindeki kimyasal silah envanterini içeren listeye ilişkin, “Sunulan listeyi dikkatlice ve baştan sona kadar inceleyeceğiz” dedi. Dış Haberler Servisi Irak’ın başkenti Bağdat’ta Şii semti Sadr’da bir cenazeye düzenlenen bombalı saldırıda 51 kişi öldü. Polis intihar bombacısının, taziye çadırının yanında bomba yüklü aracı patlattığını bildirdi. En az 70 kişinin yaralandığı saldırıda ölenler arasında kadın ve çocuklar da var. Sadr’da cenazede katliam: 51 ölü Taliban lideri Baradar serbest n Dış Haberler Servisi Pakistanlı yetkililer, Afganistan’da Taliban’ın kurucularından ve ellerindeki en üst düzey Taliban yetkilisi Molla Abdülagani Baradar’ın serbest bırakıldığını açıkladı. 1994’te Afganistan’daki Taliban hareketini kuran dört kişiden biri olan ve Taliban lideri Molla Ömer’in yardımcısı olan Baradar, 2010’da Pakistan’ın Karaçi kentinde yakalanmıştı. Barış sürecine ivme kazandırmak için Baradar’ın serbest bırakılmasını isteyen Afganistan hükümeti kararı memnuniyetle karşıladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle