26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET [email protected] SAYFA KÜLTÜR 17 Akyaka’nın betonlaştırılmasına karşı ‘toplumsal direniş’ doruğa yükseliyor Gökova’da ‘karşıdevrim’ İkisi de artık hayatta olmayan İlhan Selçuk ile Nail Çakırhan, derin dostluklarının yanı sıra “Akyaka âşığı” olarak nam salmışlardı. İlhan Ağabey ilk fırsatta soluğu, Kıran Dağları’nın sarp yamaçlarından denize akan çam ormanlarının koyu mavi körfezle buluştuğu bu kıyı kuşağındaki “cennet” Akyaka’da alırdı… Bir akşam demişti ki: “Her yer betonlaştı, sadece burası ranta direnerek güzelliğini korudu. Nedeni, doğayla uyumlu mimariden ödün verilmemesini sağlayan Nail Çakırhan’dır.” “Yöresel mimari”yi ısrarla yaşatan Akyaka’nın alaylı mimar Çakırhan’ın aynı zamanda Akyaka âşıklarından devrimci mimarı “şair ve devrimci” olduğunu da anımİlhan Selçuk. Nail Çakırhan... satıp şunu eklemişti: “Zaten devrimci olmasa, bu mucize sağlanamazdı.” (ÖİB) peyzaj katili Gökova Termik (1990’lar...) Santralı’ndan sonraki ikinci “çılgın” projesine kadar.. akırhan’ın köyü’ Yılların “çevre direnişi”ne bu büyük İşte o gün bugündür ne Akyakalılar ve saygısızlık Cumhuriyet’in ilk haberinde konukları ne de belediyeyi yönetenler ve (Özcan Özgür, 20 Haziran) özetle şöyle koruma kurulu, bu efsanevi devrimcinin yer aldı: “ÖİB, ormanla içiçe yaşayan yarattığı “ormanla bütünleşmiş mimave ‘Sakin Şehir’ unvanı da bulunan ri” sevdasından vazgeçtiler. Öyle ki adı beldedeki 19 dönümlük Hazine arazibile “Nail Çakırhan Köyü” olarak anıl sini pazarlama amacıyla 8 katlı apartmaya başlanan Akyaka’da arazi fiyatları manlar planladı. Belediye Başkanı Ahnın fazlalığına rağmen 40 yıldır 2 kattan met Çalça, 2 katlı bahçeli yöresel miyüksek yapıya kesinlikle izin verilmemariden ödün verilmeyen Akyaka’nın di; kimi zaman ödün verilir gibi olsa da bu planla biteceğini söyledi.” “halk engelledi…” Yapılar ile doğal doBu görüş aynı zamanda Akyakalıku arasında birbirini tamamlayan mimaların ortak düşüncesiydi; nitekim 25 ri karakter tüm binalarda gözetilerek her Mayıs’ta “Akil Adamlar”ı protesto kesin hayran olduğu doğayla içi içe yereden yaklaşık 300 kişi, ÖİB’nin imar leşim ortaya çıktı. darbesini de anımsatarak “Cennet GöBu doku içerisinde “apartman tarzı kova’mızdan elinizi çekin” demişler; yapı”ların yükselmeye başlaması ise artüm yurt Gezi Direnişi’yle ayaktayken tık kimsenin aklına bile gelmiyordu... Ta “Çakırhan’ın Köyü”nün sakinleri bu ki Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın inanılmaz imar vahşetine karşı ayrıca Türkiye’nin bu örnek yerel kıyı dokusuna yüksek apartmanları nasıl da yakıştırdılar... Bilime, Sanata, Yaratıcılığa Tahammülsüzlük! Belki bininci kez, başka başka sözcüklerle de olsa, aynı şeyi tekrarlıyorum: Bilimin yerine, dini inançları koyarsanız... Sanatın yerine din kurallarını yerleştirirseniz... Yaratıcı düşüncenin, eleştirel düşüncenin yerine dini dogmaları doldurursanız... Hiç ama hiçbir yere varamazsınız. Ne birey olarak, ne de toplum olarak! Dini inançlar, bilimin, sanatın alternatifi değildir, olamaz! “The Economist” dergisinden ve “New York Times” gazetesinden sonra İngiliz “The Times” gazetesinde çıkan, yazarlar, sanatçılar, aydınlar tarafından imzalanan eleştirel ilana Başbakan ve hükümetin bunca öfkesine neden, galiba yukarıda vurguladığım ayırımı yapamamaları. Başbakan “Sen!” diye hitap ettiği imzacılara hakaret ederken ve hükümet bunun hesabını soracağız diye kükrerken; yapımcı ve yönetmen Fuad Kavur 30 ismin nasıl bir araya geldiğini, hesap vermeye hazır olduklarını açıklıyordu ajanslara. Ancak Takvim gazetesi ya gündemi izlemediğinden ya da Fazıl Say’a kastettiğinden, The Times’da çıkan ilanın Fazıl Say tarafından yazıldığını manşetten verip, kin kusmaya devam ediyor. Akit gazetesinin tehditleri karşısında Fazıl Say ne mi yapıyor? Söyleyeyim: İki gün önce (30 Temmuz) Bayreuth festivalinde resital. Festivalin Wagner’in 200. yıldönümü için ona sipariş verdiği eserini ilk kez çalıyor. Bestesinin adı “Nietzsche and Wagner”... Bitmedi: Dün akşam (31 Temmuz) Rheingau Müzik Festivali’nde (Almanya) resital veriyor ve Festival Ödülü’nü alıyor... (Programda Mussorgski, Prokofiev, Janacek ve yeni bestesi “Wagner and Nietzsche”) Bitmedi: Bu akşam izleyicilere interaktif konferans veriyor... Bitmedi: Yarın akşam (2 Ağustos) Menton Festivali’nde (Fransa) Stuttgart Oda Orkestrası’yla konser... Mozart 21. Konçerto ve kendi bestesi: “Goethe Divan Şarkıları” Ülkemde densizler Fazıl Say düşmanlığını körüklerken o ne mi yapıyor? Söyleyeyim: 610 Ağustos tarihlerinde Gümüşlük Müzik Festivali kapsamında özellikle genç bestecilere yönelik vereceği “Masterclass” (uzmanlık ustalık sınıfı) derslerine hazırlanıyor. Önemli olan bunlar! Gerisi lafı güzaf! 8 katlı imarı protesto eden Akyakalılar... Fazıl Say düşmanlığı Akyaka’nın belediye binası da böyle... Özelleştirmenin apartman planına dava açtılar. ‘Ç Nail Çakırhan evleri, çocuklar için boyama kitabında. yürüyüş yapmışlardı. Geçen zaman içinde vazgeçilmesi beklenen karardan geri adım atılmayınca, siyasal ve sivil toplum, merkezi hükümetin bu “inadı”na karşı ortak direniş cephesi oluşturdu. Kenan Gürbüz 11 Temmuz tarihli Devrim gazetesinde özetle şunları yazdı: “Aralarında Başkan Çalca, Muğla Barosu’ndan avukatlar ve CHP Menteşe Belediye Başkan Aday Adayı Hilmi Giresun’un da bulunduğu bir grup ‘Akyaka’na sahip çık, Akyaka’da betonlaşmaya izin verme; ‘Akyaka yeşildir yeşil kalacak’ yazılı pankartın önünde basın açıklaması yaptı.” Rant planına dava da açan Belediye Başkanı Çalca diyor ki: “ÖİB’nin ken di yetkisiyle imar planlarında yaptığı 8 kat değişikliğine, Akyaka’nın kültürel kimliğini yok edeceği için AKP’li milletvekilleri bile karşı!” Doğal güzelliği nedeniyle “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilmiş bir yerde böyle bir yapılaşmanın “skandal” olduğunu belirten katılımcılar, sonuna kadar mücadele edecekler... ÖİB, bir belde ya da kentin imar düzeninde bu denli olumsuz değişimler yapmaya yetkili olabilir mi? Başbakanlık kendine bağlı bir kuruluşun bu denli keyfi davranmasına göz yumabilir mi? Halkın bu denli karşı çıktığı bir yapılaşma adeta zorla dayatılabilir mi? Soruları alt alta sıraladıkça akla yine İlhan Selçuk geliyor... Akyaka’da kelimenin tam anlamıyla bir “karşıdevrim” yaşanıyor. Bunu önlemekse, tıpkı Nail Çakırhan gibi devrimcilere düşüyor.. Gökova devrimcileri bekliyor. 28 YAZARDAN GEZİ ÖYKÜLERİ Yaşasın ‘bağzı’ öyküler Kültür Servisi 28 yazarın Gezi Direnişi’yle ilgili öyküleri, “Bağzı Şeylere Öyküler” adı altında, Aylak Adam Yayınları tarafından yayımlandı. Aralarında Ferid Edgü, Necati Tosuner, Adnan Özyalçıner, Hakan Bıçakcı gibi isimlerin öykülerinin yer aldığı derlemeyi Kadir Yüksel hazırladı. Direnişin edebiyata yansımasının ilk örneklerinden olan kitabın arka kapak yazısında şu görüşlere yer verildi: “Gezi Direnişi” kuşkusuz, bu topraklarda yaşanmış en önemli toplumsal hareketlerden birisidir. Böyle bir sürece tarihsel olarak tanıklık edebilecek, yol gösterebilecek sanat yapıtlarının varlığı her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. 28 öykücünün kaleminden derlenen “Bağzı Şeylere Öyküler”, Gezi Direnişi’nin farklı boyutlarına odaklanmakla birlikte, sanatçının önünde açılan olanakların da göz ardı edilmemesi gerektiğini müjdeliyor. ma kamplarından ilkinin, 68 Eylül tarihleri arasında Foça’da kurulacağı da vurgulanarak şu görüşlere İZMİR Bundan altı yıl önce yer verildi: yüzlerce gönüllüyle başlayan anti“İktidara direnişimiz başlakapitalist müzik, yaşam ve mücadele paylaşım festivali RockA’ya son dı. Uzun bir süredir sokaklarda, verildi. Gezi Parkı’nın ardından baş meydanlarda ve barikatlarda devam eden bu direniş ve dayanışlayan süreçte yola Akdeniz Dayanışma Kampı adı altında devam edi ma ruhu hepimizin hayal gücünü harekete geçirdi. Artık sokakleceği vurgulandı. lar bizim. İsyanın karnavala döDüzenleme kurulu tarafından yanüştüğü ve bir pılan açıklamakarnaval gibi da, “Yaşadığımız u “Bu yeni dönemde ortaya yaşandığı güntoprakları ve bizleri hızla değiştiçıkan, bir araya gelme, deneyim lerdeyiz. Akdeniz Dayanışma ren, içinde bulunpaylaşımı ve kalıcı dayanışma Kampı, artık duğumuz bu yoağları örme gibi ihtiyaçlarımız ‘hiçbir şeyin esğun süreç hepimiz için yeni soriçin Akdeniz Dayanışma Kampı’yla kisi gibi olamayacağını’ söylegulamaları ve deyeni bir özgürlük alanlarımızı diğimiz bugünğerlendirmeleri de yaratmaya devam ediyoruz” lerde, işte tam beraberinde getirda bu gelecedi. Bu değerlendirmelerde RockA’nın var olan tar ği, dayanışmayı ve direnişi konuşabileceğimiz bir buluşmaya çağzıyla artık sürdürülemeyeceği sorıdır. Kampta, dayanışma ağlarınucuna vardık. Bu yeni dönemmızı yaratmak ya da var olanları de ortaya çıkan, bir araya gelme, güçlendirmek için yapabilecekledeneyim paylaşımı ve kalıcı darimize karar vereceğimiz forumyanışma ağları örme gibi ihtiyaçlarımızı düzenleyeceğiz. larımız için Akdeniz Dayanışma Kendi müziğimizi üretip ayKampı’yla yeni bir özgürlük alannı zamanda kurulacak sahnemizlarımızı yaratmaya devam ediyode müzisyen arkadaşlarımızı dinruz” denildi. leyeceğiz.” Gezi ruhuyla başlayan dayanışMETE KIZIK Gezi ruhu ‘kampta’ sürecek AKDENİZ DAYANIŞMA KAMPI 67 EYLÜL’DE FOÇA’DA Gezi Parkı Konçertosu’nu beklerken Fazıl Say’ın iki piyano ve orkestra için bestelediği; ilk kez önümüzdeki ekimde Hannover’de çalınacak olan “Gezi Parkı 1” adlı konçertosunu sabırsızlıkla ve heyecanla beklerken, beynime bir eposta saplandı! Konusu: “Benden uyarması, kararı siz verin!!!” (Bu ileti için okurum ve “Selanik Alev Alev”, “İstanbul Falcısı” kitaplarının yazarı Ali Dilber’e teşekkür ederim.) Paylaşıyorum: Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Orhan Çeker: “Müzik için haram diyemeyiz ama helal de diyemeyiz. İçeriği İslama uygun olmalıdır. Ama kadın sesi içeren müzik kesinlikle caiz değildir.” Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren: “Çalgı aletleri, bunları çalmak, satmak ya da şarkı söylemekten para kazanmak, nefsi azdıran, örneğin diri bir kadının ya da şarabın heyecan verici niteliklerini anlatan şarkılar, çalgısız dahi olsa caiz değildir.” Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ekrem Buğra Ekinci: “Şarkı, ancak çalgı ve kadın sesi içermiyor, sözleri de dinen sakıncalı değilse dinlenebilir.” İstanbul Müftü Yardımcısı, Yeni Cami ve Şehzadebaşı Camii vaizi Timurtaş Hoca: “Okullara müzik dersi koyanlar inşallah Cenabı Hakkın gazabına uğrayacaklar!” İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman: “Hanefi mezhebine göre müziğin icrası da, dinlenmesi de haramdır. Bir değneğin, bir çubuğun bir yere ahenkli bir şekilde vurulması bile bu hükme dahildir ve haramdır.” Üniversitelerimize ve hukuk sistemimize geçmiş olsun! n Kültür Servisi Yazar ve sosyolog Aycan Türk’ün, sözcüklerin de terminolojilerin de hızla değiştiğigeliştiği bir ara dönemin temsilcisi olan Y kuşağına ilişkin hazırladığı “Y Kuşağı İçin Sosyoloji Sözlüğü” KafeKültür Yayıncılık tarafından yayımlandı. “Gözlenmesi, değerlendirmesi bile çok zor olan yeni kuşak ve sosyal oluşumlar için” yazıldığı söylenen eser, sözlükten daha fazlası, “bir gözlük, hatta yüksek çözünürlüklü bir kamera” olma iddiasında. Y kuşağını nasıl bilirsiniz? DENİZE SIFIR OTEL ve APART DOĞA CENNETİ TURUNÇ MARMARİS MUĞLA DİPLOMAT Özel Plaj, Yüzme Havuzu, Geniş Bahçe, Oto Park, WiFi İnternet Tüm Odalarda Geniş Balkon, Telefon, Klima, MiniBar, Çift ÇanakDijital ReceiverUydu TV GENİŞ BİLGİ, FİYAT ve REZERVASYON 252476 7145 veya 537825 7979 www.diplomathotel.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle