25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Sen misin Eylemciye Kokoreç Satan! Gezi Parkı eylemlerinde CHP milletvekilleri “lojistik destek” için eylem alanlarındaydı. Özellikle gözaltındaki gençlere “avukat desteği”nde aktif rol aldılar, Emniyetle meydanlar arasında mekik dokudular. Veli Ağbaba, Özgür Özel ve Haydar Akar, Emniyetin yanı sıra, karakol karakol gezip gözaltına alınanlarla birebir temas edenlerden. İşte o ziyaretlerde çok ilginç bir “eylemci” profili de çıkmış ortaya. Veli Ağbaba, karakolun birinde elinde bir “tomar” bayrakla yakalanan bir “bayrak satıcısı” ile sohbet olanağı bulmuş. Bayrak satıcısının, “suç aleti” olan bayraklarına el konulmuş, karakolun bir köşesine istiflenmiş. Ama bayrakçı gayet metin: “Ne yapalım ekmek parası... Çıkarsak satmaya devam.” Bir başka karakolda, yine farklı bir “eylemci” tipiyle karşılaşmış CHP’liler: Kokoreççi! Neden gözaltına alındığına gelince... “Abi kokoreç satıyordum meydanda, kuyrukta 2 kişi vardı, ‘çeyrek kimin’ diye soruyordum ki, polis geldi üçümüzü de aldı...” Yurdumun simitçisi, seyyar satıcısı “eylemci” diye gözaltına alınınca insanın diline ister istemez Sezen Aksu’nun o şarkısı takılıyor: “Simitçi kahveci gazozcuuuu, şinanay da yavrum şinananay...” Eylemciler, ABD Büyükelçiliği’nin kapısını kendilerine kalkan yapınca polis müdahale edemedi ‘Elçilik var giremez’ ALİCAN ULUDAĞ / MERT TAŞÇILAR / SİNAN TARTANOĞLU Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞAA POLİS BİLE İSYAN ETTİ: ANKARA Ankara, Gezi protestolarına destek direnişinin 9. gecesinde yine çatışma sesleri ile sarsıldı. Eylemciler birkaç gündür bekledikleri Kennedy Caddesi’nden Atatürk Bulvarı’nı taştı. TOMA’lı ve gaz bombalı müdahale ile ABD Büyükelçiliği’nin ana kapılarının bulunduğu Nevzat Tandoğan Caddesi’ne kaçan eylemcilere polis müdahale edemedi. Eylemciler Akrep aracının hareketlerini gözlerken birbirlerine “Elçilik var giremez”, “Atarsa direkt elçilik bahçesine atın” dedi. Caddenin sağ tarafına doğru atılan tek gaz bombası ise Sayıştay’ın bahçesinde patladı. Önceki gece, Taksim ve Gündoğdu meydanların da Gezi direnişinin en görkemli gecesi yaşanırken Ankara yine gaza boğuldu. Polis, akşam saatlerinde Tunalı Hilmi Caddesi’nden Kızılay Meydanı’na akan 15 bin kişiye “10 dakika bile sabır göstermedi”. Eylemciler, gaz bombaları ve tazyikli sularla yine Kavaklıdere’ye “süpürüldü”. Eylemciler Atatürk Bulvarı üzerinden Kavaklıdere’ye doğru kaçarken Ankara direnişinde görülmemiş bir olay yaşandı. Sert müdahalesini yumuşatmamasına karşın trafiği kesmeyen Emniyet güçleri, “trafiğin azizliğine” uğradı. Bir TOMA, eylemcileri kovalarken trafiğe takıldı. Kızılay’ın taksi şoförleri bir anda TOMA’nın önünde set oldu. Sıkılan tazyikli su Kuğulu Park’a doğru koşan eylemcileri dağıtmaya yetmedi. “Direnişe desteklerini ekmek tekneleri ile birlikte veren Herkesi kucakla ODTÜ elektronik yüksek mühendisi Fikret Ottekin, Kennedy Caddesi’nde gördüklerini şöyle aktardı: “Akreplerden birinden çıkan kasklı, üniformalı bir oğlan gözlerini ayırmadan kalabalığı izlemeye koyuldu. Biraz sonra göstericilerden birkaç kişi bu arkadaşla konuşmaya geldi. Biraz konuşup gittiler. Bu dakikalarda TOMA’ların yanına gidip hatıra fotoğrafı çektiren yurttaşlar da oldu. Bu oğlanın yanına gittim. Omuzundaki üç yıldızın ‘Başkomiser’ anlamına geldiğini öğrendim. “Güzel günler görür müyüz?” diye sordum. “Bilmiyorum” dedi. Ben de ‘Uzlaşmak lazım, değil mi?’ diye sordum. Bunun üstüne, ‘Kucakla, bi herkesi kucakla. Bizim gazımızla suyumuzla olacak iş mi?’ dedi.” Önder, Eylemleri Planlayan Dış Mihrakı Açıkladı (!) İstanbul’da başlayıp 31 Mayıs’tan itibaren tüm Türkiye’ye yayılan Gezi Parkı eylemleri geçen hafta TBMM’de muhalefet ile iktidar arasında sert tartışmalara neden oldu. CHP’nin polisin kullandığı orantısız şiddetin araştırılmasına ilişkin önergesinin görüşmelerinde milletvekilleri sürekli birbirlerine sataştı, laflar attı ve hakaretler etti. AKP’li TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya’nın konuşmasında Gezi eyleminin dış mihraklar tarafından planlandığını savunmasının ardından söz isteyen BDP’li Sırrı Sürreyya Önder’in konuşmasını genel kurul büyük bir sessizlikle dinledi. Hatta teamüllerin aksine Önder’in konuşması üç kez uzatıldı. Gezi Parkı direnişinde kepçenin karşısına dikilen, halkla birlikte nöbet tutan Önder, kürsüde eylemleri planlayan “dış mihrakı” açakladı: “Orada karıncanın ağzı yok, dili yok… Ağacın hakkını korumanın siyasal bir yönü varsa bunu da kabul ederiz; evet, onu da savunduk orada. Fakat böyle yapmazsanız da Gayretullah’a dokunur. Orada olan ne? Orada olan büyük bir derbederlik; Başbakan’dan zılgıt yememek için, Başbakan’dan zılgıt yememek için sütre gerisine atıp bir sürü tezvirat üretmek. (...) Bu zılgıtı yememek için bu sayın vekilin elindeki gibi, dış mihraklar, iç mihraklar bir yerde planlanmış. Evet, ben planladım, onları planlayanların içinde ben de varım. Saatini, yerini ben planladım...” taksiciler” eylemciler ve Ankaralılar tarafından alkışlandı. 10 gündür olduğu gibi yine Kennedy Caddesi’nde toplanan direnişçiler, polisin “Taşkınlık yapmazsanız müdahale edilmeyecek” ya da “Kuğulu Park’a geçin” anonslarına aldırmadı. Aralarında Beşiktaş Çarşı grubunun da bulunduğu eylemciler TOMA’ların üzerine çıkmaya başlayınca müdahale gecikmedi. Tazyikli su ve gaz bombaları ile yapılan müdahalenin ardında Emniyet güçleri “anlaşılamayan bir nedenle” bir anda TBMM önlerine kadar çekildi. Eylemciler de Kennedy Caddesi’nden taşarak, Atatürk Bulvarı’nı işgal etti ve Meclis’e yürümeye başladı. Ancak saat 02.00 sularında polis tekrar müdahale etti. Eylemciler Kennedy Caddesi’ne ve ABD Büyükelçiliği’nin bulunduğu Nevzat Tandoğan Caddesi’ne kaçtı. “Akrep”, caddenin başına geldi, ancak müdahale etmedi. Direnişçiler bir yandan Akrep’in hareketlerini gözlerken bir yandan da “Amerika’yı keşfetti”. Birbirlerine “Amerikan Elçiliği var, müdahale edemez” ve gelmesi beklenen gaz bombası ile ilgili olarak “Gelirse direkt elçiliğin bahçesine atın” diyen eylemciler gürültü eylemine başladı. Cadde başında bekleyen Akrep, tek bir gaz bombası atabildi. Elçiliğin ana kapısının uzağına caddenin sağ tarafına doğru atılan gaz bombası Sayıştay’ın bahçesine düştü. Eylemciler burada bir süre kaldıktan sonra Paris Caddesi ve Şimşek Sokak üzerinden tekrar Kuğulu Park’a geçti. Çatışmalar Kennedy Caddesi’nde bir süre daha devam etti. Direnişçiler bugün tekrar buluşmak üzere sözleşerek dağıldı. Polis de TBMM ve Bakanlıklar yönüne çekildi. Ankara’da bir çatışma gecesi daha, her iki taraf için de ertesi güne hazırlanmak üzere saat 03.30’da noktalandı. Başkentte Gezi Parkı eylemleri 10. günü olan dün de de Yine sert müdahale vam ederken polis saat 21.45’te müdahale etti. TOMA ve zırlı akrep araçlarıyla tazyikli su ve gaz bombası atan polis, eylemcileri alandan çıkartı. Ara sokaklara kaçan polis ile göstericiler arasında bir süre çatışma yaşandı. Müdahale sırasında 5 kişi gözaltına alındı. Dün saat 16.00 sıralarında Kızılay Meydanı’nı dolduran yaklaşık 5 bin kişi, “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganı atarken hükümeti istifaya çağırdı. Eylemin sürprizi ise BDP’liler oldu. Abdullah Öcalan’ın Gezi Parkı eylemlerine ilişkin “Direnişi anlamlı buluyor ve selamlıyorum” mesajı vermesinin ardından dün bir grup BDP’li, Kızılay Meydanı’ndaki protestoya katıldı. BDP’lilerin, burada “Ha gerilla” şarkısı eşliğinde halay çekmesi kısa süreli gerginliğe neden oldu. Bir yurttaş da TOMA’ların yanında bekleyen polislerin yanına gelerek keman çaldı. Aynı yurttaş polislerin yanından ayrılırken “Abi sizden ricam çok sert olmayın” dedi. Gazetemize destek Ankara’da bir grup yurttaş gazetemizin Ankara Bürosu önüne gelerek destek sloganları attı. Yurttaşlar “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Hükümet istifa” sloganları atarken uzun bir süre “Cumhuriyet sen bizim her şeyimizsin” sloganı da attı. Grup gazete binasının önündeki bir süre bekleyişinin ardından yürüyüşüne devam etti. 1516 Haziran’ın Anlamı Üzerine... AKP, Taksim Gezi Parkı’nda bir anda başlayıp beklenmeyen ölçüde yeni bir toplumsal olaya dönüşen eylemliliğe yanıt vermenin yollarını aramaya başladı. Başbakan Tayyip Erdoğan, eylemcilerin hiçbir partinin çatısı altına girmeme tavrına karşın, kendisine karşı kabul ettiği eylemliliklere karşı kendi seçmenini kastederek, “Yüzde 50’yi evinde zor tutuyoruz” diyerek büyük tartışmalara da neden oldu. Yurtdışından dönüşte kendisini İstanbul’da karşılayan partililer kısmen evlerinden çıkmış oldu. Evden çıkmalar karşılamalar şeklinde Ankara’da da sürdü. Ancak AKP, seçmeninin, “Eylemler karşısında evde tutulmaktan dolayı büyük stres altına girdiği” tespitiyle Ankara ve İstanbul’da iki büyük mitingle gövde gösterisi yapmaya karar verdi. AKP MKYK toplantısında mitinglerin tarihi için de 1516 Haziran seçildi. AKP’nin eylemliliklere mitinglerle karşılık verme tavrının doğruluğu yanlışlığı ayrıca siyaseten tartışılacaktır ama mitingler için seçilen tarihin yanlışlığına vurgu yapılıyor. 1516 Haziran Türkiye tarihinde en büyük işçi direnişinin yıldönümü. Türkiye siyasi tarihine çoktan bu isimle geçti. 1516 Haziran, 68 olaylarının hemen arkasından 1970 yılında yaşanan büyük işçi başkaldırısının yıldönümü olarak her yıl kutlanıyor. 1970 yılında iktidardaki AP hükümetinin sendikalar yasasında yapmak istediği değişiklikleri protesto etmek amacıyla “tıpatıp Gezi Parkı’na benzer şekilde başlayan” eylemlilikler 1516 Haziran’da binlerce işçinin sokağa dökülmesine dönüşmüştü. DİSK öncülüğündeki direnişe on binlerce işçi destek verince iki gün boyunca İstanbul’da hayat felç olmuş, hükümet sıkıyönetim ilan etmişti. Ortaya çıkan çatışmalarda üç işçi, bir polis yaşamını kaybederken, 422 işçi işten çıkarılmış, 162 işçi tutuklanmış ama hükümet sendikalar yasasında istediğini yapamamış geri adım atmak zorunda kalmıştı. Başbakan Erdoğan, kurmayları tarafından 1516 Haziran’ın sosyalist hareket ve Türkiye siyasi tarihi açısından, “Büyük İşçi Direnişi” olan anlamı konusunda kendisine bilgi verilmediği için bu tarihi seçmiş olabilir. Ama tarih 1516 Haziran’ı takvimlere çoktan yazdı. “1516 Haziran’ın takvimdeki adı değişmeyeceğine göre AKP’nin mitinglerinin tarihi değişecektir” sesleri yükselmeye başladı bile. PROTESTO GÖSTERİSİ BÜLENT ARINÇ: AOÇ’de ABD tepkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atatürk Orman Çiftliği’nde (AOÇ) ABD Büyükelçiliği binası yapılacak olması üzerine, çiftlikte protesto gösterisi düzenledi. ABD Büyükelçiliği binasının AOÇ arazisine yapılacak olması yurttaşların tepkisini çekti. Ellerinde Türk bayrağı, Atatürk posterleri ve çeşitli flamalarla Çiftlik Caddesi’nde toplanan grup, hükümeti ve ABD aleyhine slogan attı. Gruptakiler, Taksim Gezi Parkı eylemlerine destek için de Hatay’da düzenlenen gösteride yaşamını yitiren Abdullah Cömert için saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı’nı okudu. Gruptakiler, daha sonra Gezi Parkı eylemlerine destek için Kızılay’da düzenlenecek gösteriye katılmak için çiftlikten ayrılarak yürüyüşe geçti. Birileri bizi silkelemeli İstanbul Haber Servisi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dün İstanbul’da katıldığı bir toplantıda, İstanbul’da aynı anda başka duygular içinde olan topluluklar bulunduğunu belirterek “Birilerinin bizi sarsması ‘Yanlış yapıyorsun, Rabbimizin bize gösterdiği budur’ demesi lazım” diye konuştu. Akabe Vakfı tarafından düzenlenen “Hıtamuhu MiskEsmai Hüsna” programına katılan Arınç, günlük koşuşturma içerisinde olayları anlayabilmek için okumak, sohbet etmek gerektiğini belirterek, “Biz bugün kulluk vazifelerimizi hatırlayabilirsek hepimiz için dünya ve ahret saadetine vesile olacak. Olayları anlamak için buna ihtiyacımız var. Birilerinin bizi uyarması, silkelemesi lazım. Ne yapıyoruz, nasıl yapıyoruz? Her yaptığımız işin veya yapamadıklarımızın hesabını vermek çok önemli” dedi. Gazetecilerden Gezi’ye destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kuğulu Park’ta bir araya gelen gazeteciler, Taksim Gezi Parkı için günlerdir süren eylemlere destek vermek için Kızılay’a yürüdü. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan İpekçi, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Ahmet Abakay ile eski milletvekili Uluç Gürkan’ın da aralarında bulunduğu gazeteciler, Kuğulu Park’ta buluştu. Buradan Atatürk Bulvarı’na çıkan basın mensupları, sloganlarla Kızılay’a doğru yürüyüşe geçti. Yoğun yağışa karşın yürüyüşlerini sürdüren gazeteciler, “Özgür basın susturulamaz”, “AKP elini medyadan çek”, “Çapulcu basın susturulamaz”, “Direnişe selam, yazmaya devam”, “Özgür basın burada, penguenler nerede”, “Diren Ankara, özgür basın burada” şeklinde slogan attı. Yürüyüş, Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde son buldu. Ayşe Sayın, Erdem Gül, Mahmut Lıcalı parlamentokulisi@gmail.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle