16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ 4 HABERLER Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı direnişine destek veren kesimleri eleştirmeyi sürdürdü ‘Bedelini ödeyecekler’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ı karşılamak için çok sayıda partili, Esenboğa Havaalanı’nda toplandı. Partililere seslenen Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’ne (AKM) ilişkin de “Atatürk Kültür Merkezi’nin çatısına çıkıyorlar. ‘Yıktırmayız’. Ona senin gücün yetmez, yıkacağız” ifadelerini kullandı. Başbakan Taksim Gezi Parkı protestolarına destek veren sanatçıları da eleştirdi. Faiz lobisine de seslenen Erdoğan, “Senin spekülatörlüğünü yakaladığımız anda da ümüğünü sıkarız” dedi. Başbakan Erdoğan, başkente gelişinde havaalanında partililer tarafından karşılandı. Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, karşılamanın sivil toplum örgütleri ve sosyal medya üzerinden organize olan yurttaşlar tarafından düzenlendiğini belirtirken “Belediye olarak olayın tamamen dışındayız. Sivil toplum örgütleri katılıyor. Ben de ferdi olarak katılıyorum” dedi. Gökçek’in açıklamalarının tersine Erdoğan’ı karşılamak için Esenboğa yolu boyunca çok sayıda zabıtanın ve belediye işçisinin görev yaptıkları gözlendi. Yüzlerce belediye otobüsü ve daha fazla sayıda dolmuş da partilileri havaalanına taşıdı. Esenboğa yolu boyunca Erdoğan’ın büyük boy posterleriyle Menderes, Özal ve Erdoğan’ın fotoğraflarının yer aldığı “Astılar, zehirlediler, yedirmeyiz” yazılı afişler yer aldı. Başbakan’ı desteklemeye gelen yurttaşlar “Polise kalkan eller kırılsın” diye slogan attı. Başbakan da bunun üzerine “Hataları olabilir ama bu hatalar polisime hakaret etmeyi gerektirmez. Polisimizi biz bunlara yedirtmeyiz” dedi. Başbakan Erdoğan, konuşmasında “faiz lobisi” olarak adlandırdığı kişilere de ağır sözlerle yüklendi. Erdoğan özetle şu sözleri söyledi: “Faiz lobisi yıllarca benim milletimin alın terini sömürdü. Bundan sonra sömüremeyeceksin. Çok sabrettik. Bu lobiyi ayakta tutan bankalar, kim varsa söylüyorum. Siz ki bize karşı böyle bir mücadeleyi başlattınız, bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz. Utanmadan, sıkılmadan borsayı çökertme gayretine girenler, borsada Tayyip Erdoğan’ın parası yok, çökersen sen çökeceksin. Eğer senin spekülatörlüğünü de yakalarsak ümüğünü sıkarız.” Başbakan Erdoğan “Ne sağcıyım ne solcu, çapulcuyum çapulcu” dövizi ile Gezi direnişçilerine destek veren Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner’e de sert tepki gösterdi. Başbakan “Bu millete hakaret edenlere hadlerini bildirmek bu milletin görevidir. Ancak demokratik şartlar çerçevesinde” dedi. Kendisine küfredenleri sert şekilde uyaran Erdoğan, “Kem söz, kötü söz sahibinindir dedik, sabrettik. Ama sabrın da bir sonu var” dedi. Erdoğan, defalarca yalanlanmasına karşın direnişçilerin sığındıkları camiye bira şişeleriyle girdiğini iddia ederek “Benim başörtülü kızlarıma, bacılarıma saldırdılar. Dolmabahçe Camisi’ne bira şişeleriyle ve ayakkabılarıyla girdiler” dedi. Bezmi Âlem Valide Sultan Camii müezzini Fuat Yıldırım, iddialarla ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada “Burada içki içilmedi. Eylemciler buraya sığındıktan sonra içki içen görselerdi zaten kendileri dışarı atardı” demişti. Erdoğan, konuşmasında Gezi Parkı direnişine destek veren sanatçılara da yüklendi. Erdoğan, “Eğer siz şu ana kadar sanatınızı icra etmek için çalışıyordunuz da AK Parti iktidarı sizin sanatınızı icra etmenize mani mi oldu? Eğer bir sıkıntınız varsa bunu benim Kültür Bakanımla da, belediye başkanlarımla da, benimle de görüşürdünüz” dedi. Mesaj mı? Ne Mesajı?.. Kadıköy vapuru Beşiktaş İskelesi’ne yanaşıyor. Ben de öteki yolcularla birlikte vapurdan iniyorum. Çevreme bakıyorum. Kadın, erkek, çocuk, genç, her yaştan yolcularla birlikte iniyoruz. Kimileri minibüslere yöneliyor, kimileri taksi arıyor. İşine giden insanlar, gideceği yere araç bakınanlar. Ama o da ne? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan vapurdan çıkanlara bakıyor, başını iki yana sallıyarak “benden değil bunlar” diyor. Hiç aklıma gelmezdi, kendisi söyledi. Fatih Altaylı ile konuşmasında bunları söyledi, şaştım kaldım. Meğer nelere bakıp öfkelenirmiş de haberimiz olmazmış. Kızarmış ama sesini de çıkarmaz, tahammül edermiş. İşte demokrasi varmış da o nedenle vapurdan çıkar çıkmaz polisin copunu yemiyormuşuz. Burası sözün bittiği yerdir. Gene o programda Fatih Altaylı “iki ayyaş”ı soruyor. Atatürk ile İsmet İnönü mü kastedilmiştir? Başbakan “evet” diyemiyor, “hayır” da demiyor, “sözün gelişine” gibi ortaya karışık şeyler söylüyor. Aslında söyleyeceğini söylemiştir. İçki içenler “alkolik”tir. “Ayyaş”tır. Gezide gezenler “çapulcu”. Dindar olmayanlar “dinsiz”. Başbakan, bilinçdışı kendi inancının katı kurallarıyla dolmuş, başka görüşlerin, başka düşüncelerin tümüne kapalı bir zihinsel biçimlenmeyi gösteriyor. Herhangi bir yönetici için bile çok yanlış bir durum olan bu “tek doğrulu yaklaşım”, ülkenin en yetkili yöneticisinde “tartışmaya kapalı bir otokrat” yaratıyor. Burada AKP’yi de aşan bir durum var. İstanbul Belediye Başkanı ağzını açamıyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ancak Başbakan’ın yokluğunda farklı bir tavra cesaret edebiliyor. Cumhurbaşkanı farklı sözler söylediği zaman da hemen Başbakan’ın azarlı yanıtı geliyor. Cumhurbaşkanı “mesaj alınmıştır” mı dedi? Yanıt gecikmiyor: “Mesaj mı? Ne mesajı alınmış?” Her zamanki gibi, önemsememe, küçümseme, beğenmediğini ortaya koyma, haddini bildirme, azarlama. Bu durum artık kendi başına bir faktördür. HHH Gezi olayları ne kesilen ağaçlardır ne de bir alanın düzenlenmesi... Gezi olayları, bir toplumun; İnatla görmezden gelinmesine direnmesidir. Atatürk’ün silinmek istenmesini reddetmesidir. Atatürk Cumhuriyeti’nin ortadan kaldırılmasına karşı çıkmasıdır. Yaşam tarzına yapılan Sünni dinselleştirmelere tepki göstermesidir. Eğitimin dinsel inanç yönünde düzenlenmesini kabul etmemesidir. Hukukun adaletsiz uygulamalara araç yapılmasına karşı çıkan vicdanını dile getirmesidir. Medyanın korkutularak, satın alınarak susturulmasının farkında olunmasıdır. Politik sistemin demokrasi adı altında otokrasiye kaydırılması, bu sistemde bir diktatörün ülkeyi kendi inançları doğrultusunda yönetmesinin kabul edilmemesidir. Bir yandaş kesiminin hızla zenginleşmesinin, geri kalanının sadakaya mahkum edilişinin artık görülmesidir. Dinin her alanda politikaya alet edilmesini, haksızlıklara örtü olarak kullanılmasına karşı çıkılmasıdır. Alınamayan mesaj budur. HHH Mesajın önemli yanı da “toplumun lidersiz olduğu”nun ortaya çıkmasıdır. Başbakan, toplumun değil, kendi kesiminin lideridir. Bu ortaya çıkmıştır. Muhalefet lideri de “toplumun lideri” olamamıştır. Ortaya çıkan bir başka gerçek de; Atatürk’ün bugün de “toplumun tartışmasız lideri” olduğunun anlaşılmasıdır. Bundan sonrası mı? İşte, önemli olan da budur. HHH Yarına “iktidarın doğruları” mı egemen olacaktır? “Doğruların iktidarı” mı egemen olacaktır? Gelecek kimlerin ellerinde biçimlenecektir? İrdeleyeceğiz. AÇILIŞ İÇİN ÇEVRE İLLERDEN PARTİLİ TAŞINDI, GÜVENLİK İÇİN 18 İLDEN TAKVİYE POLİS GETİRİLDİ Yüksek güvenlikli açılış ABİDİN YAĞMUR MERSİN Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Akdeniz Oyunları tesisleri açılış töreninde “yüksek güvenlik” önlemleri uygulandı. Başbakan’ı taşıyan helikoptere 2 helikopter eskortluk yaptı. Polis açılışın yapılacağı alana girenlerden çakmak, kalem gibi eşyaları topladı. Bazı gazeteciler alandan çıkarıldı. Erdoğan’ın katılacağı açılış töreni için Servet Tazegül Spor Salonu’nda ve salona giden yollarda sabah erken saatlerden itibaren güvenlik önlemleri alındı. Polis, salonun 500 metre gerisinde barikatlar kurarak güvenlik alanı oluşturdu, açılışa katılmak isteyenler 2 ayrı arama noktasından geçirildi. Salonun çevresinde ve şehrin ana arterlerinde de 18 ilden takviye edilen polisler tedbir aldı. Açılış töreni için Adana, Osmaniye, Gaziantep, Konya ve Niğde’den partililerin Mersin’e getirilmesi de dikkat çekti. Bazı illerdeki partililerin, uzun yol otobüsleriyle Mersin’e taşındığı gözlendi. Salonun çevresinde AKP örgütlerince asılan pankartlar da dikkat çekti. “Ülke sevdalıları” isimli bir pankartta “Meydanlara inmeyiz, oyunlara gelmeyiz, maceraya girmeyiz” sloganıyla Taksim olaylarına gönderme yapılırken Bir başka pankartta “Mersin sayenizde 2012 yılı ağaç dikmede Türkiye birincisi” ifadeleriyle, çevrecilik tartışmalarına gönderme yapıldı. Gençlik kolları üyeleri de Başbakan’ı “Emrindeyiz” yazılı dev bir pankartla karşıladı. Boyner’e tepki ‘Camide bira...’ NAZMİ AKDAĞ Şimdi de terörist oldular MERSİN Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı direnişine katılanlar için “anarşist, terörist” nitelemesinde bulunarak “Bu meydanları anarşistlere, teröristlere mi bırakacaktık? Neyin mücadelesini veriyorlar?” ifadesini kullandı. Başbakan Erdoğan, Mersin’de yapılacak Akdeniz Oyunları için yapılan 12 tesisin açılış törenine katıldı. Tören için uçakla Adana’ya gelen Erdoğan, havalimanında kendisini karşılayan partililere seslenirken göstericileri hedef aldı. Erdoğan, “Biz birkaç çapulcunun yaptıklarını yapmayız. Onlar yakarlar, yıkarlar. Çapulcunun tanımı budur zaten. Onlar bu ülkenin başbakanına küfredecek kadar alçaktırlar” ifadelerini kullandı. Kendisini çevreci ilan eden Erdoğan, “Eğer inancınıza güveniyorsanız inanç özgürlüğünden korkmayın. Eğer fikrinize güveniyorsanız fikir özgürlüğünden korkmayın. Söyleyeceğiniz bir şey varsa, eğer çevreciyseniz bu ülkede çevreci bir başbakan var. Ge lirsiniz Başbakan ile bunu görüşürsünüz. İnanın bunların yüzde 95’i Gezi Parkı nerede diye sorun bilmezlerdi” dedi. Adana’da göstericileri kovalarken geçitten düşerek şehit olan polis için göstericileri suçlayan Erdoğan, “İşte bir başkomiserimizi şehit ettiler. Ama ahlaki değerlerden nasibini almamış olanlar tweet atıyorlar. Hatay’da ölen gençle ilgili olarak intikamın alındı diyorlar. Bunlar bu denli haddini aşmış olan siyasi parti. Biz bunlara aldırmayacağız ama polisimizi de bunlara yedirtmeyeceğiz. Bu meydanları anarşistlere, teröristlere mi bırakacaktık? Neyin mücadelesini veriyorlar?” dedi. Daha sonra Mersin’e geçerek Servet Tazegül Spor Salonu’nda yapılan törende konuşan Erdoğan, burada da göstericilere yüklendi. Erdoğan, “AKP döneminde verilen özgürlükler hiçbir dönemde verilmedi. Şu anda Taksim’de bulunanlara, meydanlarda bulunanlara, yakıp yıkanlara soruyorum. Bunları hangi özgürlük adına yapıyorlar” diye konuştu. AKP Gezi Parkı eylemlerinin arkasındaki iç ve dış güçleri yapacağı ankette arayacak! Erdoğan anket yaptıracak ERDEM GÜL ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlığındaki MKYK toplantısıyla birlikte AKP yönetimi, Taksim Gezi Parkı eylemlere karşı yine sertlik stratejisi benimsedi. AKP, Ankara ve İstanbul’da kendi seçmeninin katılımıyla gövde gösterisi şeklindeki iki mitingle eylemlere yanıt verme ve “eylemlerin arkasındaki iç ve dış güçleri bularak bunlardan hesap sormayı” kararlaştırdı. Parti yönetiminin bu tavrına karşın AKP içinde önemli isimlerin, “Eylemcileri dinleyelim, anlayalım, ders çıkaralım, uzlaşma arayalım” sesleri de dikkat çekiyor. Erdoğan’ın tarihini öne çekerek İstanbul’da topladığı AKP MKYK’den, “Evlerinde zorla tutulan AKP’nin yüzde 50 seçmeni” için Ankara ve İstanbul’da iki miting düzenlenmesi kararı çıktı. Ancak AKP MKYK’de yapılan değerlendirmeler ve alınan kararlar, 15 Haziran’da Ankara’da, 16 Haziran’da da İstanbul’da Gezi Parkı eylemler yanıt vermek için yapılacak iki mitingle sınırlı kalmadı. Edinilen bilgilere göre, Erdoğan ve kurmayları, mayıs ayında ekonomik verilerin en iyi düzeyde olduğu görüşünden hareketle, eylemler hükümetin bu ekonomik başarılarının hedef alındığı değerlendirmesini yaptı. Toplantıda eylemler için “faiz lobisinin ve dış destekçilerinin sivil darbe girişimiydi” nitelemesi yapıldı. Toplantıda çevre duyarlılığıyla eylem yapanlarla, bu eylemleri Erdoğan ve AKP’ye karşı kullananların aynı görülmeyeceği, ikinci gruptakilere yönelik her türlü cezai uygulamaya gidileceği de ifade edildi. Ayrıca Topçu Kışlası projesi için referandum yapılmasına sıcak bakılmazken, eylemler ilgili halkın ne düşündüğü, hükümetin tavrının nasıl karşılandığı konularında bundan sonraki yol haritasına done oluşturması için anketler yapılması da gündeme geldi. ‘EYLEMCİLERİ DİNLEYELİM, ANLAYALIM, UZLAŞMA ARAYALIM’ Erdoğan ve parti yönetiminin bu tutumuna karşın parti içinde farklı sesler de çıkmaya devam ediyor. AKP içinde sayıları az da olsa, “Olaylara aynı sertlikte gitmeyelim. Dinleyelim, uzlaşma arayalım, ders çıkaralım. Talepleri ve eylemlilikleri anlamaya çalışalım” diyen milletvekilleri de bulunuyor. AKP içinde bu tavırdaki isimlerin başını eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, eski TBMM Başkanı Köksal Toptan ve TBMM Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu Başkanı Naci Bostancı geliyor. Bu isimlerin görüşleri şöyle: Günay: Yanlıştan dönülmeli ‘Her türlü cezai uygulamaya gidilecek’ Tartışma konusu oraya AVM, kışla ya da otel, müze yapılması değil. Sayın Başbakan’a kim, nasıl bilgi veriyor bilmiyorum ama bence taleplerin haklı olduğunu görmek veya tartışmaya açık olmak gerekirdi. Bu haklı talebi dinlemek yerine yönetim özellikle İstanbul’da cuma sabahı insanların üzerine orada şiddetle, gaz ve tazyikli suyla saldırdı. Böyle bir şiddet yoluna sapılınca bütün Türkiye’de infial yarattı. O yüzden bir yanlış yapıldı. Bu nedenle yanlışın bir noktasından da olsa dönmek gerekiyor. Bostancı: Yeni bir söylem geliştirilmeli Seçim var, sandık var, demokratik usuller işliyor, ama buna rağmen bir muhalif enerji teşekkül ediyor. Problem nedir? Böyle bakıldığında iktidarın yapıp etmelerine ilişkin kendi hesabına üzerine düşülmesi, araştırılması, dokunamadığı kesimlere, dokunacak bir söylem, dil geliştirmesi önemli görünüyor. AKP, Gezi Parkı olaylarıyla ortaya çıkan muhalif enerjinin de iktidarı olmalıdır. İktidar açısından da bu muhalif enerjinin neden teşekkül ettiğinin araştırılması gerekiyor. Bu kesimlere güven vermek, görüldüklerini bildirmek gerekiyor. Konuya “sivil itaatsizlik” olarak bakılsaydı olayların bu boyutlara gelmeyeceğini düşünüyorum. Ortaokul ve lise öğrencilerinin eylemlerde görüldüğünü biliyoruz. Hükümetin de süreci soğutacak, yumuşatacak söz ve eylemler içerisinde bulunması lazım. Her taraftan sağduyulu bir çıkış bekliyoruz. Toptan: Hükümet süreci yumuşatmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Taksim Gezi Parkı olayları karşısındaki tavrını eleştirerek “Artık elinizi bu halkın üzerinden çekin. Bu yaptığınız size oy verenlere de haksızlıktır” dedi. Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada “Ölümlerden, bir daha göremeyecek genç gözlerden, kırılan kollardan, gaza boğulmuş insanlardan, onca polis şiddetinden sonra meydanlarda kaç kişi topladığınızın ne önemi var?” ifadelerini kullandı. Tarhan: Artık elinizi bu halkın üzerinden çekin İstanbul Haber Servisi Taksim’in en bilinen ticari işletmelerinden Kızılkayalar Hamburger’in ortaklarından Servet Kızılkaya’nın sosyal medyada tepki çeken mesajlarının ardından şirketteki ortaklığı sonlandırıldı. Kızılkayalar Hamburger Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına yapılan açıklamada, “Taksim Gezi Parkı’nda eylemlere katılanlara yönelik ‘haddi aşan’ twitter mesajları dolayısıyla şirket ortaklarından Servet Kızılkaya ile ticari ilişkiler sonlandırılmıştır” denildi. Kızılkaya’nın “Burası it köpek dolu. 35 senelik esnafım ama inşallah Türkiye bağırsaklarını temizleyecek müslüman bir ülkede yaşayacağız” twiti tepkilere neden olmuştu. Kızılkayalar’da gezi krizi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle