18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 MAYIS 2013 CUMA 10 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada Marşı’yla değil, mehterle başlanması gerektiğini söylerken AKP iktidarının gerçek yüzünü yakında bir kez daha göstereceğini müjdelemekteymiş meğer. Çağdaş anlayışa göre lanetlenerek anılması gereken Sultan Yavuz Selim’in, 4070 bin arasında Alevi katlettiğini tarihler yazıyor. Boynunu vurdurduğu ya da kementle boğdurduğu vezirler, sadrazamlar cabası!.. RTE ile A. Gül’ün, İstanbul’da yapılacak üçüncü köprüye devrin zorbası Selim’in adını vermeleri, padişahlarına hayranlıktan mı yoksa… hilafeti, Arap çöllerinden alıp İstanbul’a taşıdığından mı kaynaklanıyor? Oysa Avrupa’da yeni silahlar icat edilmesiyle başlayan hızlı gelişmeler, Osmanlı’nın savaş mertliğine darbe vurduğu gibi, çağına ayak uydurmayan Osmanlı’yı şeriat da hilafet de kurtaramadı.. HHH İlber Ortaylı hocam eleştiri oklarını yöneltebilir ama çıkın Edirne’den arabayla Bulgaristan üzerinden Balkanlar’a, hatta Orta Avrupa’ya uzanan Osmanlı’nın beş yüz egemen olduğu topraklardan geçin…. …..Osmanlı’nın ordularına geçiş sağlayan köprülerden, her gittiği yerde camiden başka tarihe ve insanlığa kültürel mirasını kanıtlayacak bir eser bulamazsınız. RTE de bile bu gerçeğin farkında: Köprü töreninde itiraf etti: “Osmanlı’nın fethettiği ülkelerde arkasında çil çil kubbeler bıraktığını” söyledi. HHH Sünni din devleti hayalinin hastası, kuşku yok Alevi düşmanı Akit gazetesinin dünkü manşetine bakarsanız, yeni köprüye Selim adını neden verdiğini anlarsınız: “Hoş Geldin Yavuz!” Dün söylediklerinden bugün dönen kimdir? Örnekleriyle kanıtlanmıştır ama son örnek, dün söylediğine bugün inanmamak gerektiğinin son belgesi. Satır aralarında kaybolan bilgiye göre, üçüncü (tabii Arapça okuduğu hadislerle) köprüyü dün öven Başbakan, belediye başkanı iken “İstanbul’a üçüncü köprü cinayet olur” diyor. İmamın okuduğu dualarla mehterin davul gürültüleri arasında yapılan törendeki konuşmasında RTE, bir kez daha Türkiye’yi şeriatla yönetilen Osmanlı kopyası bir ülkeye dönüştüreceğini artık saklamadığını, kısacası maskenin düştüğünü, şeriat yanlısı düzen ve elinden gelse hilafeti de getireceğini açığa vuran gerçek yüzünü gösterdi. İçki yasağını, şimdilik şeriat gereğidir dedi, diyemiyoruz ama din buyruğu diye savunması, bu yüzünü açığa çıkaran örneklerden biri... HHH RTE, asıl amacını adım adım gerçekleştirirken, bu ülkede hâlâ, “Canım ne var bu uygulamalara karşı çıkacak? Adam elbette tarihimize sahip çıkacak” diye avunanlar var. İçlerinden biri Milliyet’te yazan Aslı Aydıntaşbaş. Cumhuriyet’in birkaç yıl önceki “Tehlikenin farkında mısınız?” manşetlerini yazısına başlık yapıyor ve o günlerde büyük ses getiren yayınımızı, “tantanalı bir reklam kampanyası” diye tanımlıyor. Oysa bu manşetin ortaya koyduğu gerçeklere bakalım: RTE korkusuyla sararıp solan, ağır gazetecilerini başbakandan uzanan bir parmağın işaretiyle kapı önüne koyan gazetede, döneme uygun adım yürüyen yazarlardan Cumhuriyet’in “Tehlikenin farkında mısınız?” manşetleriyle o manşetler doğrultusundaki yayınların içeriğindeki anlamı anlamaları beklenemez elbette. Ne var ki o günlerden bugünlere dek izlenen, RTE’nin de artık içeriğindeki anlamı saklayamadığı uygulamalarla geriye dönüşü kanıtlayan gelişmeler... …..Cumhuriyet’in o manşetleriyle yayınlarını doğruladı, haklı çıkardı.. HHH Köprü töreninde AKP’li Cumhurbaşkanı’yla, AKP’nin başbakanın eşleriyle birlikte kucak kucağa sergiledikleri tablo… ...Cumhurbaşkanlığı başta, her konuda uzlaştıklarının ilanı! İkisi arasındaki uzlaşmazlığın ülkenin hayırlarına vesile olacağını bekleyenlere duyurulur! HABERLER Petrol devlerine yeni kıyak: Olağanüstü durumlarda bile satış garantisi Gezinin cesur yürekleri l Parkta üç gündür nöbet tutan direnişçilere biber gazıyla müdahale edildi, çadırları yakıldı Kılıçdaroğlu: Akdeniz Karadeniz petrolleri isteriz! MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Petrol sahalarını yerli ve yabancı sermaye şirketlerine açacağı, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) özelleştirilmesinin ilk adımı olacağı gerekçesiyle eleştirilen Türk Petrol Yasa Tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Tasarıda son günde yapılan değişikliklerle, özellikle Karadeniz ve Akdeniz’de arama yapan petrol devlerine olağanüstü durumlarda bile satış garantisi sağlandı. Milli parklar petrol aranılacak yerler arasından çıkarılırken ormanlar yine kaldı. Tasarıda yapılan değişiklikler şöyle: l Devlere satış garantisi: Tasarıda olağanüstü ve beklenmedik durumlarda, yurtiçinde üretilen petrolün “tamamı veya bir bölümünün” Bakanlar Kurulu kararıyla piyasa fiyatı üzerinden rafinerilerce satın alınması öngörülüyordu. Ancak bu maddede değişiklik yapıldı. 1980’den sonra bulunan petrol ve doğalgaza “istisna” getirildi. Buna göre, petrol sahipleri, 1 Ocak 1980’den sonra keşfettikleri petrol sahalarında ürettikleri ham petrol ve doğalgazın kara sahalarında yüzde 35’ini, deniz sahalarında ise yüzde 45’ini ihraç edebilecek. Geri kalan kısmı “memleket ihtiyacı” için ayrılacak. 1 Ocak 1980’den önce bulunmuş sahalarda üretilen petrol ve doğalgazın ise tamamı “memleket ihtiyacı” için ayrılacak. Bakanlar Kurulu bu oranları yeniden belirleyebilecek. Düzenleme ile son dönemde özellikle Karadeniz ve Akdeniz’de arama yapan petrol devlerine olağanüstü durumlarda bile satış kolaylığı sağlanmış oldu. l Vergi arttı: Tasarıda, petrol sahiplerinin kazançları üzerinden ödemekle yükümlü bulundukları vergiler ve hissedarları adına yapmaları gereken gelir vergileri kesintisi toplamında tavan yüzde 40’tı. Ancak devlet gelirleri açısından ciddi vergi kaybı oluşturacağı için bu oran yükseltildi. Yüzde 40’tan yüzde 55’e çıkarıldı. l Milli Parklar kurtuldu: Tasarıda milli parklarda da petrol arama ve işletme faaliyeti yapılmasına izin veriliyordu. Ancak meslek örgütlerinden ve kamuoyundan gelen tepkiler üzerine bu maddede geri adım atıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın önergesi ile milli parklar, petrol arama ve işletme yapılacak alanlar arasından çıkarıldı. Buna karşın ormanlarda yine petrol arama ve işletme faliyetleri yapılabilecek. l Devlet hissesine düzenleme: Düşük graviteli (petrolün yoğunluk değeri) petrolde devlet hissesinin daha fazla azaltılmasının önüne geçmek için değişiklik yapıldı. Tasarıdaki, “Gravitesi 21.5 API’dan daha düşük olan ham petrolden her bir 0.1 API gravite farkı için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden hesaplanan beş ABD senti karşılığı Türk Lirası daha az devlet hissesi alınır. Bu gravite ve devlet hissesinden indirim miktarını her beş yılda bir belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir” hükmü metinden çıkarıldı. l TPAO’ya sorulacak: Tasarıda işletme hakkı süresi sona eren sahaların işletme ruhsatı verilmek üzere müzayedeye çıkarılması öngörülüyordu. Bu düzenleme de meslek örgütleri ve kamuoyunun tepkisini çekmişti. Maddede değişiklik yapıldı. Buna göre, müzayedeye çıkılmadan önce bu sahayı isteyip istemediği TPAO’ya sorulacak. TPAO’nun istemesi halinde saha müzayedeye çıkarılmayacak. İşletme ruhsatı daha önce müzayedeye çıkarılmış bulunan işletme sahasının tamamı veya bir bölümü yine bakan onayıyla müzayededen kaldırılabilecek. İdari yaptırım sonucu iptal edilen işletme ruhsatının sahibi, aynı işletme ruhsatında yeniden hak sahibi olamayacak. İstanbul’a SİBEL BAHÇETEPE / MELTEM YILMAZ / SERCAN MERİÇ Taksim Gezi Parkı’nın korunması için 3 gündür nöbet tutan gruba, polis dün sabah 05.00 sıralarında gaz bombaları ve biber gazlarıyla müdahale etti. Dozerlerle yıkımın yapılmak istendiği olayda, grubun kaldığı çadırlar polis tarafından yakıldı. Polisin eylemcileri dağıtmasının ardından iş makineleriyle parkta çalışma başlatıldı. İş makinesinin önüne yatan bir eylemci güçlükle kaldırıldı. Yıkım bir kez daha BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in dozerlerin önüne geçmesiyle durdu. Önder, “Burada engellenmesi gereken, yasadışı, ruhsatsız iş yapan bütün bu kepçeler ve dozerlerdir” diyerek gruptakilere sağduyu çağrısında bulundu. Müdahale sırasında Greenpeace kampanya sorumlusu Cenk Levi (35) gözaltına alındı, Levi daha sonra serbest bırakıldı. Bazı görgü tanıkları ise Levi’nin Harbiye’deki TRT Radyosu önünde, polisin eylemcilere silah doğrulttuğu sırada kamera kaydı yaptığı, bu nedenle gözaltına alındığını iddia etti. Olay sırasında polisten aldığı tekme darbeleriyle testislerinden yaralanan Hazar Büyüktunca ise Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyata alındı. Testislerinde yırtık olduğu belirtilen Büyüktunca’nın durumunun iyi olduğu kaydedildi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gece yardımcıları Gürsel Tekin, Umut Oran, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce ve İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’le Gezi Parkı’na gelerek Taksim bileşenlerine destek verdi. İstanbul’un tarihi ve kültürünün bozulmaması gerektiğini bir kez daha yineleyen Kılıçdaroğlu, “Taksim Gezi Parkı bozulmamalı. Halka açık olmalı, AVM yapılmamalı. Yapan insanın da İstanbul’a ihanet ettiğine inanıyorum. Eyleme her gün bir CHP’li milletvekilinin destek vereceği sözünü veriyorum” dedi. ihanet ‘Bu parka demokrasi ekildi' l Önceki gece gerçekleşen polis müdahalesinin ardından dün yurttaşlar yeniden parka gitmeye başladı. Akşam saatlerinde parkta binlerce kişi toplandı. Taksim Dayanışması Platformu adına basın açıklamasını okuyan tiyatro oyuncusu Şebnem Sönmez, “Pazartesi gününden itibaren bu parka demokrasi ekilmiştir. Korku duvarını çoktan aştık, buradaki mücadelemiz sadece Taksim için değil, tüm yaşam alanlarımız için” diye konuştu. Mimarlar Odası avukatı Can Atalay da dünden itibaren bütün demokratik kitle örgütleri ve meslek örgütlerinin parkta nöbet tutacağını açıkladı. Binlerce kişi, açıklamaların ardından Kardeş Türküler, Hilmi Yarayıcı ve Ferhat Tunç’un seslendirdiği şarkılarla eğlenerek Gezi Parkı’nı bırakmayacaklarını dile getirdi. Halkla inatlaşıyorlar Gürsel Tekin, “Hiçbir hukuk sisteminde bir başbakanın bir kentle ilgili karar verme şansı olmaz” diye konuştu. İBB Başkanı Kadir Topbaş’ı eleştiren Tekin, “Topbaş, derhal o diplomanızı yırtın atın. Mimarlık diplomanız var, vicdanınız varsa bunu yapın” değerlendirmesini yaptı. ‘Yeni bir Sivas vakası mı?’ Gezi Parkı’na “Taksim için nöbetteyiz” yazılı pankart asan grup, “Taksim bizim, İstanbul bizim”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Tayyip elini doğadan çek”, “Yandaş medya istemiyoruz” sloganları attı. Direnişe çok sayıda yönetmen, aydın, yazar ve siyasi parti temsilcilerinin destek verdi ği direnişte, Taksim Gezi Parkı için mücadelenin devam edeceği vurgulandı. Tiyatrocu Mustafa Alabora: Burası için dünyada bir yarışma açılsın. Peyzaj mimarları gelsinler, Gezi Parkı’nı dünyanın en güzel parkı haline getirsinler. Ben AKP’ye oy veren insanlara da sesleniyorum, gelsinler ağaçlarını korusunlar. Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Laetitia Liebert: Gezi Parkı bir sembol. Hükümet, son dönemde yaptığı bütün projeler ve yatırımlarda halkın taleplerini, ifade özgürlüğünü ve doğayı hiçe sayıyor. Nâzım Hikmet Kültür Merkezi adına sanatçı Orhan Aydın: Kendisine bu ülkenin sanatçısıyım diyen herkese ses leniyorum kovuklarınızdan çıkma vakti gelmiştir. Sinemacı, yönetmen Özün Süzen: Gaz bombası kapsülleri çadırlara atıldı. Uyumaya karar verdiğimiz çadırlar yakıldı. Çadırların içinde uyuyanlar da olabilirdi. Açık alanda bizlere bir Sivas vakası daha yaşatmak istediler. Halkla inatlaşan ilginç bir yönetici ile karşı karşıyayız. DİSK Genel Başkanı Kani Beko ise yaptığı yazılı açıklamada, “Gökdelenlerin, AVM’lerin, rezidansların, toplu konutların, otoyolların, katledilen ormanların, yok edilmek istenen parkların, yıkılan tarihi binaların, yapımına başlanan rantsal köprülerin kıskacındayız” dedi. AKP’nin Biber Gazı Tarihçesi broşürü hazırlayan CHP’li Umut Oran: Adı artık Gazman’dır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, AKP iktidarında dozu giderek artan biber gazı uygulamalarına tepki göstermek amacıyla “GazmanAKP’nin Biber Gazı Tarihçesi” adlı broşür hazırladı. Oran, biber gazının ithalinin ve kullanımının yasaklanması için TBMM Başkanlığı’na yasa teklifi verdi. Umut Oran yaptığı yazılı açıklamada, “Gazman” kitapçığı ile yurttaşları biber gazı, biber gazının yaratacağı sağlık sorunları, biber gazına karşı korunma yolları hakkında bilgilendirdiklerini kaydetti. Aynı zamanda son bir yılda yaşanan biber gazı olaylarına yer verdiklerini belirten Oran, “Esasında tüm biber gazı vakalarına yer vermek isterdik ancak o zaman el kitapçığı değil, 23 ciltlik ansiklopedi basmamız gerekiyordu” dedi. Taksim Gezi Parkı’nda eylem yapanlara biber gazı sıkıldığını anımsatan Oran, “İstanbul; yasak, baskı, korku, cop, tazyikli su ile vatandaşa orantısız güç kullanarak, yüze biber gazı sıkarak, vücuda gaz kapsülüyle ateş ederek teslim alınamaz. Vatandaşın kalbini fethetmek için insaf ve izan sahibi olmak gerekir. Bu hükümette ise insaf ve izan yok, baskı ve şiddet var; insan sevgisi yok, biber gazı sevgisi var. Dolayısıyla Başbakan’ın adı artık Gazman’dır” değerlendirmesini yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle