18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2013 PERŞEMBE 4 HABERLER Şehit ailelerinin heyete tepkisi sivil polislerce engellenmeye çalışılınca ortam gerildi Süreci Kim Yönetiyor? Şeffaf olmayan, kimin ne dediğinin tam olarak anlaşılmadığı, doğru ile yalanın birbirine karıştığı garip bir “barışçı çözüm(!) süreci” yaşıyoruz. Bu süreci sorgulamak suçların en büyüğü olarak kabul edilirken, sorup soruşturmadan savunmak ve kamuoyuna sokuşturmaya çalışmak da “akil” davranış olarak sunulmaya çalışılıyor. Başbakan süreci kendisinin yönettiğini söylüyor. Öcalan’ın ne karşılığında örgütünün sınır dışına çekilmesine razı olduğu sorusuna ise onun İmralı’daki koşullarının düzelmesi ve 12 kanallı bir televizyon karşılığında buna razı olduğunu söylüyor. Yersen, yerseniz, yersek! Sahneyi siyasette artık böyle dönüyor çarkıfelek. Eskiden adları terörist iken, artık gerilla olmuş olan PKK militanlarının, çekilme sürecinin nasıl olacağı konusunda da henüz bir açıklık yok. Başbakan önceleri, nasıl girdilerse öyle çıksınlar diyordu. Eh, süreci o yönettiğine göre uygulamanın da öyle olması bekleniyordu. Peki ya güvenlik güçleriyle karşılaşırlarsa ne olacaktı? Böyle bir olasılıkta nazik bir durum ile karşılaşılacak demekti. Bir yanda Öcalan’dan emir alanlar, karşı tarafta, bir zamanlar şu anda terörden hüküm giymiş, hapiste bulunan İlker Başbuğ’dan emir almış olanlar. HHH Burada çözümü zor bir soru ile karşı karşıyayız. Öcalan’ın yolunu izleyenler, barışçı çözüme hizmet etmek için çekilen gerillalar. Peki, bir zamanlar şimdi terörden hüküm giymiş olup da hapis yatan İlker Başbuğ’un komutası altında olanlar, onlar ne? Terörist değil mi? Terörist başından emir alan ne olur? Neyse bu işi fazla karıştırmanın anlamı yok, çünkü içinden çıkmak mümkün değil. Zaten bu ÖcalanBaşbuğ konularına girdiğinizde, kimin kahraman, kimin hain olduğunu kararlaştırmak da çok güç. Karar yurdun dört bir yanında başka, Silivri’de başka. Ne var ki Başbuğ’un akıbeti yurdun bağrında değil, Silivri’de belli oluyor. Her neyse, PKK militanlarının sınır dışına çekilmeleri konusuna dönelim tekrar. Bu alanda ne yapılacağı konusunda Başbakan, Kırgızistan’dan dönüşte polis ve askerin rahat çalışabilmelerini temine yönelik bir adım atacaklarının sinyalini verdi. Utku Çakırözer 15 Nisan tarihli yazısında, Tayyip Bey’in giderken ve dönerken söyledikleri arasındaki çelişkilere dikkati çekiyor ve “Öyle anlaşılıyor ki, hükümet PKK’lilerin çekilme sürecine ilişkin valilikler kanalıyla polis ve askere bir talimat verme noktasına gelmiş durumda” diyor. Peki bu talimat konusundaki karar nerede alındı? HHH 15 Nisan tarihli Cumhuriyet’in alıp manşetten verdiği yazısında Utku Çakırözer, bu durumu Selahattin Demirtaş’ın şöyle değerlendirdiğini yazıyor: Bu konu İmralı’da, Öcalan ile devlet arasında konuşulmuş ve mesafe alınmış bir mevzuydu. Demirtaş, bu sözleriyle Cumhuriyet’in 15 Nisan günkü şu manşetini doğruluyordu. Karar İmralı’da alındı. İmralı’nın bu karar için neden dayatmada bulunduğunu da şöyle açıklıyor Demirtaş: Bu işin gayri ahlaki, gayri meşru bir iş olmadığını ortaya koyması açısından idari bir düzenleme önemlidir. Görüyorsunuz, İmralı çekilmesinin ahlaki ve hukuki meşruiyetini kabul ettirecek idari kararları devletin alması için dayatıyor. Başbakan önceleri “Nasıl girdilerse öyle çıksınlar” demiş olsa da çark ediyor. Peki söyler misiniz bana, bu durumda bu “barışçı çözüm sürecini” kim yönetiyor? Eğer çözüm sürecini Öcalan yönetiyorsa, çözümün encamı Apo’nun insafına kalmış, demek yanlış mı? Acaba bunları söylerken, barışçı çözüme karşı çıkan bir ulusalcı konumuna mı düşmüş oluyorum? Akillere Kayseri’de tepki FIRAT KOZOK KAYSERİ Konya ve Karaman’ın ardından Kayseri’ye gelen Akil İnsanlar İç Anadolu Grubu, şehit ve gazi ailelerinin sert tepkisiyle karşılaştı. “Türkiye artık İmralı’dan yönetiliyor. Şehit kanı üzerinden pazarlık yapmayın. Defolun gidin” diyen aileler akilleri deyim yerindeyse “kovdu”. Grubun Kayseri’deki ilk durağı Melikşah Üniversitesi oldu. Toplantıda söz alan bir öğrencinin “Benim ağabeyim şehit olsaydı, ‘Dişe diş, kana kan’ derim. Silahı bırakan bu adamlar nereye gidecek?” sorusuna yanıt veren Dicle Üniversitesi öğretim üyesi Vahap Coşkun, “Gandi’nin çok sevdiğim bir sözü var, göze göz dersek hepimiz kor olacağız” dedi. Heyet daha sonra 2006’da Bingöl’de şehit düşen Kâzım Faydacı’nın baba evini ziyaret etti. Şehidin annesi Meryem Faydacı “Bizler yandık baskaları yanmasın” dedi. Heyetin büyük sürpriz yaşadığı üçüncü durak ise Kayseri Şehit Yakınları ve Gaziler Evi oldu. Dernek Başkanı Ali Yavuz, “Türkiye’de Kürt sorunu değil, terör sorunu var. Kürt sorununu çözeceğiz diye AKİL İNSANLAR HEYETLERİNE ÜST DÜZEY KORUMA TRABZON (Cumhuriyet) İçişleri Bakanlığı tarafından “gizli” ve “çok acele” ibaresiyle valilikler, emniyet müdürlükleri, jandarma komutanlıkları ve MİT bölge temsilciliklerine gönderilen genelge ile çözüm sürecinde 7 bölgede temaslarda bulunan akil insanlar heyetlerinin korunması istendi. Genelgede, “Terörle mücadele faaliyetleri için oluşturulan ve kamuoyunda ‘akil insanlar’ olarak adlandırılan heyetlerin yapacakları çalışmaların, milli duyguları istismar etme arayışları içerisinde bulunan bazı gruplarca, şahıslarca protesto edilebileceği ve sürece zarar verebilecek provokatif amaçlı eylemlerin gerçekleştirilebileceği bilgileri alınmıştır. Bu kapsamda istihbari faaliyetlere ağırlık verilerek, emniyet tedbirleri en üst düzeyde alınmalıdır” denildi. MARDİN Bu da şeyhin çözüm paketi MARDİN (Cumhuriyet) Akil İnsanlar Güneydoğu Anadolu bölgesi Heyeti, heyet başkanı Yılmaz Ensaroğlu ile Mehmet Emin Ekmen Mardin’in Kızıltepe ilçesinde eski milletvekili ve Kikan aşireti reisi Abdulkadir Timurağaoğlu ile görüştü. Timurağaoğlu, “Kan dökülmemesi ve davanın büyümemesi için kapanması taraftarıyız” dedi. Ensaroğlu ve Ekmen daha sonra ise Şeyh Seyda Selahaddin Seydaoğulları’nı ziyaret etti. Seydaoğlulları da heyete 15 maddelik bir dilekçe verdi. Dilekçede, “dil ve din haklarına ilişkin tahditleri kaldırılan ve dini sivilleştiren bir anayasa, tarikat ve cemaatlerin idari, mali ve istihbari olarak teşvik edilmesi, din adamlarından irşat heyetleri oluşturulması, bölgede medrese eğitiminin yeniden canlandırılması, mollaların bu süreçte elçilik etmesi” gibi talepler yer aldı. yola çıkarsak baştan arabayı devirmiş oluruz. Benim burada oturan babamın bir oğlunu aldı, benim bacağımı aldı ama bunun sorumlusunu bugün biz muhatap alıyoruz” dedi. Yavuz’un bu sözleri üzerine salondaki şehit aileleri, “Boşuna vatan sağ olsun demişiz” diye bağırdı. Dernek olarak akil insanlarla görüşmelerinin bile tepkiyle karşılandığını belirten Yavuz, “Biz bu süreçten fazlasıyla rahatsızız. Çok gerginiz. Sizlerin yerinde olsam bu yoldan bir an önce çekilirdim” dedi. Şehit ailelerinin sürece itirazları üzerine salondaki sivil polislerden uyarılar geldi. Bunun üzerine salondaki gerginlik daha da tırmandı. Türkİş Başkanı Mustafa Kumlu’nun sözleri ortamı yumuşatmayınca akiller, derneği terk etmek üzere ayak landı. Bu sırada salondaki şehit ve gazi yakınları “Biz akil insan falan istemiyoruz. Kanın üzerinden pazarlık yapmayın. Asıl terörist sizsiniz. Defolun gidin” diye tepkilerini sürdürdü. Heyet, hızla bölgeden uzaklaştı. Daha sonra Erciyes Üniversitesi’nde öğretim üyeleriyle bir araya gelen heyet, Hacı Bektaşi Veli Kültür ve Dayanışma Derneği’nde de eleştirilerin hedefi oldu. Aleviler, heyet üyelerine “Acaba bu sürecin altında başkanlık, federasyon ya da özerklik mi var?” sorularını yöneltirken akil insanlardan gelen “Bizim yetkimiz yok. Biz sadece aracıyız” yanıtına da “Yetkiniz yoksa ne arıyorsunuz burada?” diye tepki gösterdi. Heyet akşam da Kayseri’deki STK’ler ile Hilton Oteli’nde bir araya geldi. Oldukça gergin baş layan toplantıya yine şehit ailelerinin ve ülkücülerin tepkileri damga vurdu. MHP’li yönetici Dursun Şahin gruba, “Oslo ve İmralı emriyle mi geziyorsunuz? Allah nezdinde bu vebalden kurtulamayacaksınız” diye seslenirken Türk Ocağı temsilcisi İsmet Tanrıöğen, “Bu grubun geçmişteki başörtüsü ikna gruplarından farkı yoktur. Ayrıca teröristlerin silahlı çıkışlarına göz yumanların yargılanması gerekmez mi” eleştirilerini yöneltti. Art arda yükselen bağırışlar üzerine heyet başkanı Ahmet Taşgetiren, bizim için toplantı burada bitmiştir deyince gerilim tırmandı. Heyetin çevresi polisler tarafından sarılırken salondakiler İstiklal Marşı’nı okumaya başladı. Bu sırada salondaki bazı grupların ayağa kalkmaması nedeniyle de tartışma yaşandı. ÖCALAN’DAN CHP’YE: İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN ‘Akil insanların temasları Destek vermezse Haber Merkezi BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, terör örgütü PKK lideri Abullah Öcalan’ ın, İmralı’da yaptıkları 5. görüşmede “CHP sürece destek vermezse kendini bitirir” dediğini aktardı. Buldan, Öcalan’ın akil insanlar heyeti için önerdiği isimlerin de genel olarak heyetlere alındığını söyledi. Buldan, geçen pazar günü İmralı’da Öcalan ile yaptıkları 5. görüşmenin ayrıntılarını Özgür Gündem gazetesine anlattı. Buldan, Öcalan’ın 3 aşamalı bir çözüm süreci geliştirdiğini belirterek “Öcalan Meclis’te kurulan komisyona CHP’nin mutlaka milletvekili vermesi gerektiğini ifade etti. ‘CHP bu sürece katkı sunmazsa, bu sürecin dışarısında kalırsa, bu süreçten sonra CHP kendisini bitirir’ dedi. CHP komisyona üye vererek bence bu tavrını netleştirebilir. Sayın Öcalan da bu konuda hem iki komisyonun kurulması hem de geri çekilme meselesinin tamamlanması ile birlikte ikinci aşamaya ge kendini bitirir çileceğini ifade ediyor” diye konuştu. İkinci aşamada Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması, TCK’nin bazı maddelerinin değiştirilmesi, seçim barajının indirilmesi ve seçim yardımıyla ilgili maddelerin düzenlenmesi gibi değişikliklerin tartışılacağını ifade eden Buldan, “Esas demokratik Türkiye şekillenecekse ikinci aşama dediğimiz süreçte şekillenecek ve her şey orada belki belli olacak” dedi. Buldan, Öcalan ile devlet heyeti arasında yapılan görüşmelerde akil insanlar komisyonları için Öcalan’ın bazı isimleri önerdiğini ve önerdiği kişilerin de genel olarak komisyona alındığını belirtti. Hakkâri’de çiçekli karşılama ALİCAN ULUDAĞ Öcalan’ın mektubu Kandil’de MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından çekilme süreciyle ilgili Kandil’e yazılan mektup, BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder tarafından Kandil’e götürüldü. Kışanak ve Buldan havayolu ile Erbil’e ulaşırken Sırrı Süreyya Önder de karayolu ile buraya gitti. Heyet geceyi Erbil’de geçirdikten sonda dün sabah saatlerinde örgütün “Medya Savunma Alanı” olarak adlandırdığı Kandil Dağı bölgesine giderek PKK yöneticileriyle görüştü. Yola çıkmadan önce kısa bir açıklama yapan Kışanak, mektubun içeriğine dair bir bilgilerinin olmadığını söyledi. Kışanak, Kandil dönüşünde detaylı açıklama yapacağını belirtti. HAKKÂRİ Akil İnsanlar Doğu Anadolu Heyeti, çözüm sürecine ilişkin bölge illerinde yürüttüğü görüşmeler kapsamında Hakkâri’de halkla bir araya geldi. Terörden en fazla etkilenen illerin başında gelen kentte düzenlenen toplantılara söz alan Hakkârililer, yaşadıkları “acıları” anlatırken artık barışın gelmesini istedi. Toplantılarda, gençler “Anadilinde eğitim, Öcalan’a özgürlük” taleplerini dile getirdi. Geçen hafta Malatya ve Elazığ’da temaslarda bulunan akil insanlar heyeti, dün Hakkâri merkeze gelmeden önce ilk olarak 20 kilometre uzaklıktaki Kırıkdağ köyüne uğradı. Çiçeklerle karşılanan heyet için kurban kesildi. Öğrenciler de “Hayat Bayram Olsa” şarkısını söyledi. Köylüler, “Savaşa hayır, barışa evet” şeklinde pankartlar açtı. Jirki aşireti liderlerinden Mehmet Adıyaman, “Kurban kestik, bu son kan olsun. 30 yıllık savaş bitsin” dedi. Köyde bazı evlere Türk bayrağı asıldığı görüldü. Buradan ayrılan heyete, kent girişinde yer alan Depin Polis Kontrol Merkezi önünde de bir karşılama töreni düzenlendi. Depin Karakolu’nda görevli polisler heyet üyelerine kırmızı gül dağıttı. Heyet başkanı Can Paker, “İlk defa devletten gül alıyorum. Polisten de bunu almak çok mutluluk verdi bize. Devlet bundan sonra hep çiçek verecek” diye konuştu. Paker’in karşılamalar sırasında duygulandığı, gözlerinin dolduğu görüldü. Heyetin asıl toplantısı valiliğe ait kültür merkezinde öğretim üyeleri, öğrenciler ve sonrasında halkla gerçekleşti. Açılış konuşmasını yapan aynı zamanda TESEV Başkanı olan Can Paker, “Hakkâri’nin barış istediğini biliyorduk ama barışa bu kadar susadığını buraya gelince anladım. Barış karşısında hangi ödünler verilecek deniyor. Biz müzakereci değiliz. Asıl amaç, insanların haklarıyla yaşayacağı bir ortam yaratmak, Türkiye’nin demokratikleşmesidir” dedi. Süreç sonunda bölge ile Kuzey Irak’ın ekonomik olarak bütünleşmesi gerektiğini söyleyen Paker, sınırların öneminin kalmayacağını savundu. Heyetin ardından dinleyiciler söz alarak görüşlerini aktardı. Eski Geçitli köyü muhtarı Mehmet Salih Kaya, yaşanan çatışmalar nedeniyle onlarca köyün boşaltıldığını belirterek köye dönüş olanağı verilmesini istedi. Toplantıda söz alan öğrenciler ise daha keskin taleplerde bulundu. “Abdullah Öcalan’a özgürlük isteyen” öğrenciler ana talepleri olarak “anadilinde eğitimin” mutlaka sağlanması gerektiğini vurguladı. [email protected] di. Toplantıda söz alan İstanbul Milletvekili Bülent Turan, “MHP’yi AKP’den sonra ikinci parti olarak tercih eden çok sayıda seçmen bulunduğunu” belirterek Erdoğan’a “bu süreçte MHP’ye yüklenmemesi” önerisini yaptı. Erdoğan ise Turan’a, “Katılmıyorum. MHP’nin de CHP’nin de yanlışlarını söyleyeceğiz” karşılığını vedi. Toplantıda bir milletvekili, TRT 3’ün TBMM çalışmalarıyla ilgili canlı yayının yanı sıra muhalefet milletvekillerinin basın toplantılarını da verdiğini belirterek “Muhalefetin borazanı oluyor. Bunun olmaması lazım” dedi. Erdoğan da, konuyla ilgileneceğini söyledi. Polislerden çiçek Vekillere ‘Sadece BDP ile kalsak da yeni anayasayı yapacağız’ dedi genelkurmay ve mit devrede Çekilme için çalışıyorlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin, çekilme süreci ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı ile koordineli çalışmaya başladığı kaydedildi. Çalışmada konunun teknik ve hukuki boyutlarının masaya yatırıldığı ifade edildi. Çekilme sürecinde, Türk Silahlı Kuvvetleri ve valiliklere verilecek talimat bir süredir gündemde tartışma konusuydu. Kulislere yansıyan bilgiye göre hükümet, Genelkurmay Başkanlığı ile çekilme süreci için koordineli çalışmayı başlattı. Bu çerçevede, MİT, Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığı’nın birlikte çalıştığı belirtildi. Çekilmenin koordinatlarını da içerecek olan teknik boyutunun yanı sıra hukuki boyutunun da çalışma kapsamında ele alındığı dile getiriliyor. Erdoğan BDP’ye güveniyor ERDEM GÜL ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, yeni anayasayı, “CHP ve MHP ile uzlaşma olmaması ve sadece BDP ile kalmaları halinde” BDP ile yapıp referanduma götüreceklerini açıkladı. Erdoğan, partisinin bölge toplantılarının 7’ncisini İstanbul milletvekilleri, il, belediye, kadın ve gençlik kolları başkanlarıyla gerçekleştirdi. Edinilen bilgilere göre toplantıda yeni anayasa ve çözüm süreciyle birlikte İstanbul’daki yerel seçim hazırlıkları gözden geçirildi. Erdoğan, toplantıda çalışmalarında sürenin sonuna doğru gelinen TBMM Uzlaşma Komisyonu’nun sona ermesinin ardından yeni anayasayı BDP ile birlikte yapabileceklerinin mesajını ilk kez açıkça verdi. Erdoğan, “Bizim A, B, C planlarımız var. 4’lü olmazsa 3’lü deneyeceğiz. O da olmazsa CHP ile deneyeceğiz. Ancak bundan da sonuç alamazsak ve sadece BDP ile kalsak da yeni anayasayı yapacağız” dedi. Erdoğan, BDP ile sayılarının anayasa değişikliği için gereken 367 için yeterli olmadığını ancak referandum yoluyla da olsa yeni anayasayı yapmayı düşündüklerini açıkladı. Erdoğan çözüm sürecinden umutlu olduklarını, kamuoyu araştırmalarında halk desteğinin artmakta olduğunu söyle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle