18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2013 PERŞEMBE 12 EKONOMİ [email protected] Teşvik yasasının sona ermesi emekçiyi vurdu. İki ayda 14 bin 147 çalışan işinden oldu Trabzon’da işçi kıyımı AHMET ŞEFİK TRABZON (Cumhuriyet) Hükümetin 5084 sayılı Teşvik Yasası’nı 31 Aralık 2012 itibarıyla sona erdirmesinden sonra sadece Trabzon’da ilk 2 ayda 14 bin 147 işçinin işten çıkarıldığı ortaya çıktı. Ülke çapında bu nedenle kaç kişinin işten çıkarıldığı ya da kayıt dışına itildiği henüz netleşmedi. Bilindiği gibi hükümet, aralarında Trabzon’un da bulunduğu 49 ilde 5084 sayılı Teşvik Yasası’nı uyguluyordu. Yasanın en önemli yararı, 10 kişi ve üzerinde işçi çalıştıran işletmelerde SGK kesintilerinde işveren payının devlet tarafından ödenmesiydi. Teşvik sisteminin sora erdirilip yeni teşvik sistemine geçilmesi sırasında çok ciddi sorunlar yaşanabileceği ve Teşvik programında statüsü değişen ve bazı teşvikleri kaybeden ilde SGK verilerine göre, 2012 yılı Aralık ayında özel sektörde 107 bin 450 işçi çalışırken 2013 yılı ocak ayında bu rakam 104 bin 80’e indi. Yani ocak ayında 3 bin 370 işçi işten çıkarıldı. Şubatta da tam bir kıyım yaşandı, çıkarılan işçi sayısı 10 bin 777’ye ulaştı. ülke çapında yüz rildi ve nispeten binlerce işçinin ya işine son verileceği ya da kayıt dışına çıkarılacağı uyarıları yapılmıştı. Hükümet yeni çıkardığı yasayla daha önceki teşvikten yararlanan bir kısım ile yine benzer teşvikler verdi. Ancak bazı iller eski teşvikten daha kötü koşullara terk edildi. Bu illerin başında da Trabzon geliyor. Trabzon, şişirilmiş rakamlarla ülkenin en gelişen illerinden biri olarak göste gelişmiş 3. derece iller arasında sayıldı. Teşvikteki avantajlarını da kaybetti. Eski teşvik sisteminin sona ermesinden sonra Trabzon için 2013’ün ilk 2 ayında çok vahim bir tablo ortaya çıktı. SGK verilerine göre, 2012 yılı Aralık ayında Trabzon’da özel sektörde 107 bin 450 işçi çalışırken 2013 yılı Ocak ayında bu rakam 104 bin 80’e indi. Yani ocak ayın da 3 bin 370 işçi işten çıkarıldı. Şubatta ise tam bir kıyım yaşandı, çıkarılan işçi sayısı 10 bin 777’ye ulaştı. Mart verileri ise henüz açıklanmadı. Ancak sadece Trabzon’da işten çıkarılan işçi sayısının 20 bine ulaşabileceği belirtiliyor. İşten atılmaların temel nedeni, işverenin maliyetlerindeki artış. Bir kısım işverenin gerçekten de artan maliyetlerle baş edemediği, bir kısım işverenin de gelen yükü devletle paylaşmak istemediği öne sürüldü. İşten çıkarmaların bir kısmının, “kayıt dışı çalıştırma” olduğu iddia edildi. Başta Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, işveren oda ve dernekleri olmak üzere birçok kuruluş, hükünete ve Başbakan Erdoğan’a, 5084 sayılı Teşvik Yasası’nın en az 3 yıl daha devam ettirilmesi çağrısı yaptı. Dortmund’da DHL protesto edildi AlmanyaDortmund Ticaret Odası (IHK) tarafından düzenlenen toplantının katılımcıları arasında yer alan DHL şirketi protesto edildi. Toplantının yapıldığı salon önünde eylem yapan Dordmundlu emek örgütleri Türkiye’de sendikalı işçiyi işten çıkaran DHL’yi uluslararası normlara uymaya davet etti. Konferansın yapıldığı salona giren sendikacılar, DHL şefi Appel’a, “ILO normlarına uyup ne zaman TÜMTİS’le anlaşacaksınız” sorusunu yöneltti. Yasal haklarını kullanarak TÜMTİS’e üye olan DHL işçilerinin direnişinin 299. gününde de dayanışma eylemi vardı. Sendika karşıtlığı rapor edildi IKEA’nın işgücü hukukunun güçlü olduğu ülkelerede işçi haklarına saygılı, güçlü olmadığı ülkelerde ise işçi haklarını ihlal ettiği, ABD’li Prof. Logan tarafından rapor edildi. IKEA’nın, Türkiye mağazalarında sendikal örgütlenmeyi engellemeye dönük faaliyetleri, San Francisco Devlet Üniversitesi’nden Prof. Dr. John Logan tarafından rapor edildi. Koopİş Sendikası raporu, 2024 Mayıs tarihlerinde İsveç’te IKEA yöneticilerine sunulacak. San Francisco Devlet Üniversitesi, İşgücü ve İstihdam Çalışmaları Başkanı Profesör John Logan, tarafından kaleme alınan raporda IKEA’nın işgücü hukukunun güçlü olduğu ülkelerde işçi haklarına saygılı davrandığı, aksi durumlarda emekçi haklarını ihlal ettiği belirtildi. Rapora göre, geçen iki yılda IKEA Türkiye, İstanbul, Bursa, İzmir ve Ankara mağazalarındaki çalışanlarının sendikalaşmaya yönelik sarf ettiği çabalara karşılık bir gözdağı, engelleme ve baskı kampanyası yürütüldü. Bu kampanya, IKEA Genel Müdürü’nden tutun da bireysel mağaza yöneticilerine, ekip başkanlarına ve amirlere dek her seviyede idari personeli kapsadı. IKEA yönetimi tarafından kullanılan sendika karşıtı taktikler şöyle özetlendi. * Aktivistleri devre dışı bırakmak için performans değerlendirmeleri kullanımı dahil sendika aktivistlerinin kanunsuz olarak işten çıkarılmaları. * Sendika aktivistlerinin görevlerinden ayrılmaları için baskılar ve rüşvetler teklif edilmesi. * Düşük de ğerlendirme, ücret artışlarını reddetme, tercih edilmeyen konum ve bölümlere atama biçiminde sendika üyelerine misilleme yapılması. * Bireysel sendika üyeleriyle mağaza yöneticileri arasında bire bir görüşmeler. * Sendika dostu seslerin işyerinden uzaklaştırılması. * Çalışanların sendikaya katılmasını engelleme veya sendika üyesi çalışanları üyelikten çıkmaya zorlama yönünde açıklamalar. * Yeni çalışanlara sendika karşıtı yönde telkinlerde bulunulması. Yargı kadro dedi hükümet duymadı MUSTAFA ÇAKIR İşgücü hukuku varsa sendika var “IKEA’nın Türkiye’de Dibe Vuruş Süreci IKEA’nın Türkiye’deki Faaliyetleri Üzerine Bir Rapor”da dikkat çeken bölümlerden biri de şirketin farklı ülkelerde farklı politika yürütmesi. Rapora göre şirket, kanunların işgücü standartlarına dair güçlü koruma sağladığı ve işçilerin sesinin istihdam ilişkileri sistemi içerisinde hayati bir bileşen olarak görüldüğü ülkelerde işçi haklarına saygı gösteriyor. IKEA’nın işletmede olduğu Norveç, Danimarka, Avusturya, İsveç ve Belçika gibi pek çok Avrupa ülkesinde güçlü korumalar bulunuyor. Avustralya’da da biraz daha zayıf da olsa korumalar mevcut. Bu ülkelerde, firma işçilerin örgütlenme özgürlüğüne saygılı, sendikalarla sosyal diyaloğa girer, düzgün ücretler öder ve iyi işyeri sağlık ve emniyet koşulları temin eder. Bu ülkelerdeki IKEA mağazaları, işyeri ilişkilerine dair pek çok “iyi uygulama” örneği sağlar. Maalesef IKEA’nın işgücü sicili; yetersiz kanunlar, kanun ihlalleri karşılığı caydırıcı olmayan cezalar veya kanunların kötü uygulanışı yüzünden temel haklara dair korumaların daha zayıf olduğu ülkelerde oldukça kötü. Bu ülkelerde IKEA yönetimi yetersiz kanunları istismar ederek işçilerin sendika kurma haklarını rutin biçimde ihlal etmiş. Sendika aktivistlerini taciz ve takip ettirmiş, “zorunlu katılımlı” toplantılar düzenlemiş, işçilerin sendika yanlısı sesleri duymasını engellemiş ve işyerinde bir korku ve sindirme ortamı yaratmış. İşçinin AKP’li belediyeyle tazminat savaşı MEHMET MENEKŞE ANKARA Hükümet, sendikaların “taşeron çalıştırmanın daha da yaygınlaşacağı” gerekçesiyle tepki gösterdikleri yasal düzenleme için hazırlıklarına son hız devam ederken bu konuda yargıdan çıkan kararları da uygulamıyor. Yargıtay, Karayolları’nda çalışan 6 bin 420 taşeron işçisinin “işe ilk girdikleri andan itibaren Karayolları Genel Müdürlüğü’nün işçileri” olduklarına ilişkin mahkeme kararlarını onadı. Aradan 1.5 yıl geçti ancak işçilere kadro verilmedi. İşçiler hâlâ yol bakım ve onarımında kadrosuz çalıştırılıyor. Bakanlıklar durumu biliyor ancak adım atmıyor. Yolİş Sendikası işçilerin kıdem tazminatları ile birlikte alacaklarının 800 milyon liraya ulaştığına dikkat çekti. KarayolYolİş Sendikası’ndan ları’ndaki 6 alınan bilgiye göre bin 420 işçiye Karayolları’nda 2 ile Yargıtay’ın kara 20 yıldır çalışan binlerrına karşın 1.5 ce taşeron işçisi bulunuyor. Taşeron firmalar deyıldır kadro ğişse de işçiler değişmedi. verilmedi. Yol bakım ve onarımı, kar temizliğinde görevlendirilen işçiler, Karayolları’nın ana görevlerini yerine getiriyor. Yolİş Sendikası, bu işçilerden yaklaşık 8 binini sendika üyesi yaptı. İşçiler taşerona karşı mahkemelere başvurarak, “işe başladıkları günden itibaren Karayolları Genel Müdürlüğü’nün işçisi olduklarını” tespit ettirdi. İtirazlar üzerine mahkeme kararları Yargıtay’a taşındı. İlk kararını Ekim 2011’de veren Yargıtay, mahkeme kararlarını onayladı. Konu işçi konfederasyonları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in katıldığı son Üçlü Danışma Kurulu toplantısında da gündeme getirildi. Karayolları bürokratları da Yargıtay kararına karşın bu işçilerin kadroya alınmadığını kabul etti. Yunanistan’da doktorlar bir günlük grev yaptı AMASYA Adıyaman AKP’li Tut Belediyesi 2009’da yerel seçimlerin hemen ardından 8 işçiyi AKP’ye oy vermedikleri iddiasıyla tazminatsız işten çıkardı. Yargı kararına karşın belediye işçilerin tazminatlarını ödemeyince Belediye Başkanı Mehmet Akat’ın makam aracı ile belediyeye ait bir kamyonet haczedildi. Ancak Tut Belediyesi “kamu yararı” nedeniyle mahkemeye yaptığı başvuru üzerine haciz kalktı. İşçiler şimdi belediyenin dükkânlarının haczedilerek satılması için başvuruda bulundu. AKP’li Belediye Başkanı Mehmet Akat, “Bu arkadaşlarımızın parasını tabii ki ödeyeceğiz. Belediyenin de durumu belli, şu an maaş ödeyemiyoruz. Birçok ay ben de maaş almıyorum. Gerekirse kredi kullanıp tazminatları ödeyeceğiz” diye konuştu. Yunanistan’da, sağlık kurumlarının birleştirilmesine ve işten çıkarılmalara itiraz eden doktorlar, 24 saatlik grev kararı aldı. Yunanistan Hastane Doktorları Sendikası’nın (OENGE) kararıyla dün saat 06.00’da başlayan grev süresince devlet hastanelerinde yalnızca acil ve güvenlik ekiplerin hazır bulundu. Devlet Toplusözleşme görüşmehastanelerindeki sağlık çalışanlarının da hekimlere destek için leri uyuşmazlık aşamasın09.0015.00 saatlerinde iş bırakacağı kaydedildi. Çeliği nakış gibi işleyenler çelik yumruğunu vuruyor mumuz ne? Hiç iyi değil arkadaşlar, hiç iyi değil… Ekonomik büyümeye rağmen reel ücretler yerinde sayıyor” diye konuştu. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının asgari ücretin dört katı olduğunu hatırlatan Kavlak, yasalarda işverenler lehine yapılan değişikliklerle emeğin köleleştirildiğinin, emek gücünün taşeronlaştırıldığının ve işgücünün giderek daha ucuz hale getirildiğinin altını çizdi. İşçilerin huzursuz, gergin ve krizde olduğuna değinen Kavlak, krizin yalnız ekonomik değil sinir krizi de olduğuna işaret etti. “İşte biz bu adaletsizliğe itiraz ediyoruz. İşte biz işçilerin bu kara talihini yenmek için mücadele ediyoruz” diyen Kavlak, bu sözleşmenin kendileri için yalnızca bir ücret zammı sözleşmesi değil, onur sözleşmesi olduğunun altını çizdi. da olan Türk Metal, her çarşamba günkü toplu basın açıkAlmanya’da posta çalışanları lamasını dün Bursa’dan yaptı. 37 bin metal işçisinin katılıuyarı grevine gidecek mıyla yapılan basın açıklamasınAlman posta şirketi Deutsche Post çalışanların yarın da, genel merkezin aldığı eylem uyarı grevine gidiyor. Hizmet sektörü sendikası Verdi kararlarını her hafta hayata geçitarafından yapılan açıklamada, grev nedeniyle posreceklerini dile getiren Türk Metal ta işlemlerinde aksaklıklar meydana gelebileceBaşkanı Pevrul Kavlak, daha sonra ği belirtildi. Sendika ile işveren arasında dün yaİzmir, Ankara, Manisa ve Eskişehir’de pılan ikinci tur toplusözleşme görüşmeleri soolacaklarını söyledi. nuçsuz kalmıştı. Verdi, 25 Nisan’da yapılacak Çalışma barışından yana olduklarını begörüşmeler öncesi işverenler üzerine baslirten Kavlak, “Ancak geldiğimiz noktada kıyı artırmak istiyor. Sendika, posta şirçeliği oya gibi işleyenler artık çelik yumrukketinde toplusözleşmeli yaklaşık 132 larını vuruyor. Ülkemizdeki en büyük 50 şirbin çalışan için yüzde 6 oranında ketin 27’si bizim işkolumuzda. Peki bizim duruücret artışı talep ediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle