24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2013 PERŞEMBE 14 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Boston’daki saldırıların ardından ABD Başkanı’na yönelik tehdit ortaya çıkarıldı Şimdi de zehirli mektup alarmı Dış Haberler Servisi ABD’nin Boston kentindeki patlamalardan bir gün sonra ABD Başkanı Barack Obama’ya “şüpheli madde” içeren mektup gönderildiği açıklandı. ABD gizli servisinin sözcüsü Edwin Donovan dün yaptığı açıklamada, mektubun önceki gün Beyaz Saray’ın posta merkezine gönderildiğini ancak Beyaz Saray’ın dışındaki tarama biriminde fark edildiğini söyledi. Aynı gün, Cumhuriyetçi Parti Mississippi Senatörü Roger Wicker’a gönderilen bir mektubun zarfında da öldürücü zehir risin maddesine rastlandığı bildirildi. Mektubun, Senatör Wicker’a ulaşmadan önce Maryland eyaletinin Prince George bölgesindeki bir posta işlem tesisinde ortaya çıkarıldığı öğrenildi.Senatörlere gönderilen bütün postalar teslim edilmeden önce dikkatli bir taramadan geçiriliyor. Bazı kaynaklar ise hem Obama’ya hem Wicker’a gönderilen mektuplarda, “Daha önce beni dinlemediniz. Şimdi dinleyeceksiniz, insanlar ölmüş olsa bile” denildiğini duyurdu. Demokrat Parti Missouri Senatörü Claire McCaskill da olayla ilgili olarak bir şüphelinin tespit edildiğini söyledi ancak bir tutuklama yapılıp yapılmadığı konusunda bilgi vermedi. McCaskill mektubun Kongre üyelerine sık sık yazan biri tarafından gönderildiğini de belirtti. Senato güvenlik görevlisi Terrance Gainer ise senato üyelerine gönderdiği posta mesajında, Wicker’a gönderilen u ABD gizli servisi, Başkan Barack Obama’ya “şüpheli madde” içeren mektup gönderildiğini açıkladı. Aynı gün bir senatöre de zehirli mektup gönderildi. Boston’daki saldırılarda kullanılan patlayıcılara ilgili ayrıntılar da belli olmaya başladı. Uzmanlara göre, düdüklü tencere, metal parçaları, çivi ve pil gibi basit düzenekler, bir amatörün işi olabilleceği gibi, polisi şaşırtmak isteyen bir profesyonelin elinden de çıkmış olabilir. Batıya Doğru Akan Nehir ve Fazıl Say “Batıya Doğru Akan Nehir”, son “dönemin” üzerinde konuşulan, iddialı belgeseli! Medeniyetler çatışması tezine karşı tez olarak üretilmiş. Kısaca birden fazla değil, insanlığın tek ortak mirası ve ortak paydası olan “tek medeniyet vardır” diyor: “Amma velakin bizim kendi medeniyetimiz (İslam medeniyeti) her halükârda en iyisidir!” demeye getiriyor. THY uçuşlarında ve TRT’de gösterilen belgesel, emek ve masraftan kaçınılmadan üretilmiş. Görebildiğim kadarıyla şimdi de yurtdışında tanıtımları yapılıyor. Önceki gün Roma’daki tanıtıma ben de katıldım. Roma’nın en köklü üniversitesi La Sapienza’nın, Bahçeşehir Üniversitesi ile ortaklaşa kurduğu “Avrasya Araştırmaları Merkezi”nin açılışı vesilesiyle yapılan belgeselin sunumu, bir kokteylle tamamlandı. Belgeselin gösterimi ve kokteyl için seçilen mekân ilginçti: “Palazzo della Cancelleria/Cancelleria Sarayı.” Cancelleria Sarayı, Roma’nın göbeğinde, 16. yüzyıldan kalma, Vatikan’a ait olan muhteşem bir Rönesans binası. Bu görkemli Vatikan yapısı vaktiyle “engizisyon mahkemesi” olarak kullanılmış… Galileo Galilei ve gökbilimci düşünür Giordano Bruno hep burada yargılanmışlar. Dört asır önce bu binanın duvarları arasında yargılanan Giordano Bruno’yu, alıp hemen az ilerdeki “Campo dei Fiori” meydanına götürüp, orada kazığa bağlayıp canlı canlı yakmışlar… Kilise dogmasına karşı düşüncenin özgürlüğünü savunan Bruno’nun yakılmasının nedeni, sarf ettiği “Ne gördüğüm gerçeği gizlemekten hoşlanırım, ne dile getirmekten korkarım!” sözleri olmamış sadece. Bruno’yu özgürlüğe karşı bir gözdağı olsun diye ateşe vermişler: “Kilise öğretisini hiçe sayanların sonu böyle kazığa tutuşturulmaktır!” mesajını işlemişler. Bir düzine kardinalin oluşturduğu engizisyon mahkemesi, Rönesans mimarisinin en özgün örneklerinden birini oluşturan bu binada, düzenli olarak bir araya gelip; “kutsala hakaret ettiği” ya da “kutsalı çiğnediği düşünülen” ve “ahlaka karşı olduğu saptanan” yoldan çıkan(!) tüm düşünceleri yargılarmış… “Batıya Doğru Akan Nehir”; bize böyle bir yerde gösteriliyor. Gösterimin yapıldığı salon baştan aşağı nakış gibi işlenmiş freskolarla çevrili. Mimar, ressam ve yazar Giorgio Vasari’nin eseri olan duvarlarda, “güzel konuşma”, “adalet”, “merhamet” temalarına ilişkin figürler göze çarpıyor. “Batıya Doğru Akan Nehir”i bu sanat dolu atmosferde akademisyenler, öğrenciler, diplomatlar ve gazeteciler izliyor. Belgesel sonunda Başbakan Erdoğan’ın görüntüleriyle bitiyor. Erdoğan son dönemde diline doladığı Yunus’un bir özdeyişini tekrarlıyor ve “Biz yaradılanı yaradandan ötürü severiz!” diyor. Bu sözlerin ardından; Başbakan’ın danışmanı ve aynı zamanda belgeselin yazarı olan Prof. Bekir Karlığa söz alıyor. “Belgeselin yapımına en büyük desteği veren kişinin bizzat Medeniyetler İttifakı Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu” söylüyor. “Rönesansın merkezi, açık hava müzesi Roma’da” bu belgeselin gösteriminden duyduğu memnuniyeti belirtiyor. Çıkan çalışmanın “dinler, kültürler, medeniyetler arası diyaloğa” hizmet ettiğini ifade ediyor. Tam bu noktada İtalyan konuklardan biri kulağıma eğilip “Sizdeki bu medeniyetler ittifakı, galiba yalnız yurtdışında geçerli oluyor!” diyerek fısıldıyor: “İzlediğim kadarıyla yurtiçinde büyük bir medeniyetler çatışması var. Fazıl Say’ın başına gelenleri duyduk. Türkiye bu büyük piyanistini şimdi hapse mi atacak? Bu nasıl bir hoşgörü? İtalya’da hoşgörü dersi vermek kolay. Erdoğan Türkiyesi’nin hoşgörüsü yalnız yurtdışında mı geçerli olacak? Hoşgörü mesajının bir engizisyon sarayında verilmesi bu bağlamda çok sembolik oldu!” Dakika bir, gol bir… Roma’da “Batıya Doğru Akan Nehir”in tamamını izleyemedik. Tanıtım için gösterilen 20 dakikalık bölüm; belgeselin önemsenen ve özenilen bir proje olduğunu düşündürüyor. Prof. Karlığa, belgeselin yapımı için iki yıl çalışıldığını, 16 ülkede yapılan çekimlerde onlarca düşünür, sanatçı, bilim adamı, politikacının görüşlerinin alındığını belirtiyor. Ancak bu çabaların hiçbiri, Türkiye’nin inandırıcılık probleminin üstesinden gelemiyor! Aydınına, sanatçısına neredeyse engizisyon dönemlerini akla düşüren zulümleri uygulayan bir ülkeden verilen “hoşgörü, medeniyet, kültürler arası diyalog” mesajları ne yazık ki öyle pek uzun boylu ciddiye alınmıyor. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!” derler… Say’a tam “10 ay hapis cezası” verirken, Roma’da bir “hoşgörü” belgeseli göstermeye kalktığınızda, “Siz giderken biz geliyorduk!” tepkisi alıyorsunuz: “Uygarlık üzerine başkalarına ders vermek için” denmiş oluyor böylelikle: “Daha çok fırın ekmek yemeniz lazım!” kın, 1’i 8 yaşında çocuk 3 kişinin ölümüne, 17’si ağır 176 kişinin yaralanmasına yol açan patlamaların ardından polisin aşırı sağ üzerinde durduğu da belirtiliyor. Saldırının “Yalnız Kurt” diye adlandırılan, tek başına hareket eden aşırı sağcı bir kişinin işi olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Oklahoma’da 1995’te federal bir binayı bombalayıp 168 kişiyi öldüren aşırı sağcı Timothy McVeigh daha sonra idam edilmişti. Boston polisi, güvenlik kamerası görüntülerinde koyu tenli bir erkeğin elindeki siyah torbayı dikkatli bir şekilde olay yerindeki çöp kutusunun bulunduğu yere yerleştirdiğini tespit etti. Son derece net olduğu belirtilen görüntülerdeki kişiyle benzerlik taşıyan bir kişi gözaltına alındı. Saldırılarla ilgili Suudi bir öğrenci de ifade verdi ancak daha sonra serbest bırakıldı. Yaralılar arasında 2 Suudi Arabistan vatandaşının da bulunduğu, bu kişilerin de şüpheli olmadıkları açıklandı. Boston’da yaşayan Müslümanlar saldırganların radikal İslamcı çıkması ihtimali nedeniyle tedirgin. Kentte Müslümanların korunmasına yönelik bazı tedbirler alındı, bazı camilerin çevresinde polis devriyeleri artırıldı. ABD Başkanı Barack Obama da bugün Boston’da ölenler için düzenlenecek anma törenlerine katılacak. zarfın üzerinde şüpheli bir iz ve gönderenin adresinin yer almadığını, Tennessee eyaletinin Memphis kentine ait bir posta damgasının bulunduğunu bildirdi. Gainer, buna benzer başka şüpheli zarfların da olduğuna ilişkin bir işaret bulunmadığını ancak yine de tedbirli olunması gerektiğini belirtti. Boston’daki saldırıların kim ya da kimler tarafından ve neden düzenlendiği hala belirlenemedi. Amerikan Washington Post gazetesine konuşan uzmanlar, saldırılarda kullanılan patlayıcıların maliyetinin 100 doları geçmeyeceğini, patlayıcıların son derece basit malzemelerden yapıldığını söylediler. Uzmanlara göre, bombaların basit olması, saldırgan ya da 100 dolarlık patlayıcı saldırganların kimliğinin belirlenmesini güçleştiriyor. Bombayı gelişmiş malzemelere ulaşma imkânı olmayan amatör bir kişinin ya da izlerini örtmek ve güvenlik birimlerini şaşırtmak isteyen bir patlayıcı uzmanının da yapmış olabileceği belirtiliyor. Washington Post, saldırıları büyük bir terör örgütünün gerçekleştirmesi durumunda sorumluluğunu üzerine alacağını, bu nedenle patlamaların bir kişi veya grupla alakalı olduğunu yazdı. Olayın ardından, patlayıcıların düdüklü tencerelerin içine metal parçaları ve çiviler doldurularak yapıldığı ve siyah sırt çantalarına yerleştirilerek yere bırakıldığı, düzenekte pil de kullanıldığı açıklandı. FBI kayıtlarına göre, aynı tür bombalar Afganistan, Hindistan, Nepal ve Pakistan’da daha önce kullanıldı. Boston maratonunun bitiş çizgisine ya Bir kişi gözaltında Özgür düşünceye gözdağı simgesi Müslümanlar endişeli ‘SURİYE’NİN DOSTLARI’NA TEPKİ Lavrov: Çözüme katkısı yok taraflar arasında önkoşul getirilmeden ilk olarak silahlaoskova, başta Anka rın susması gerektiğini söyra olmak üzere Şam leyen Lavrov, Moskova’nın rejimi karşıtı cepheye Suriye Cenevre mutabakatının bir an konusunda pozisyon değişik önce uygulamaya geçirilmesi liğimiz yok mesajını bir kez gerektiği düşüncesini vurgudaha yineledi. Rusya Dışişleri ladı. Moskova’nın Şam’daki Bakanı Sergey Lavrov dün rejimin devam etmesi yönünTürkiyeRusya Ortak Stratejik de bir ısrarı olmadığını ancak Planlama Grubu’nun 3. top öncelikle diyaloğa odaklanıllantısı çerçevesinde geldiği masını istediğini belirtti. İstanbul’da Suriye krizinde ABD Dışişleri Bakanı askeri çözümlere yönelmenin John Kerry’nin yaklaşık şiddeti daha da körükleyece 2 hafta önce Türkiye ziyareğini belirtirken bu cumartesi ti sırasında duyurulan çekiryine İstanbul’da toplanacak dek “Suriye’nin Dostları” “Suriye’nin Dosttoplantısının bu ları” faaliyetlericumartesi günü ne de sert eleştiri İstanbul’da gergetirdi. çekleştirileceği Dışişleri Bakanı hatırlatılan LavAhmet Davutoğrov, Moskova’nın lu ile Lavrov, dün bu oluşuma yöneÇırağan Sarayı’nda lik karşıtlığını yiyapılan toplan nelerken bunun tı çerçevesinde 1 Suriye’de çözüsaati aşkın baş bame olumsuz katşa, ardından da he Lavrov kıda bulunduğuyetler arası görüşnu vurguladı ve meler gerçekleştirdi. İki ba İstanbul’daki toplantıda “akkan ortak basın toplantısın lı selimin” egemen olmada ticariekonomik ilişkilere sını beklediklerini söyledi. övgü getirirken diğer yandan Suriye’deki gelişmelerin açıklamalarına Suriye konu Türkiye açısından güvenlik sunda görüş ayrılığının sürdü riski taşıdığını kaydeden Dağü mesajı damgasını vurdu. vutoğlu ise Suriye’de 1 milLavrov, Türkiye de araların yonu aşkın insanın mülteci da olmak üzere Şam yönetimi durumunda olduğunu söykarşıtı cepheye atıfta buluna lerken, Türkiye’nin mülterak “Esad yönetiminin git cilere yaptığı yardımın 700 mesi, iktidarın değişmesinin milyon doları aştığını belirtöncelik olması durumunda ti. Davutoğlu, Türkiye’deböylesi bir jeopolitik yakla ki kamplarda son 2 yıl içinşımın bedeli masum insan de evini, köyünü tanımadan ların hayatı pahasına ola doğan 3 bin çocuk buluncaktır” dedi. Suriye’de tüm duğunu anlattı. MİNE ESEN K M raliçe II. Elizabeth’in de katıldığı eski başbakanın cenazesinin 10 milyon sterlini aşan masrafı tartışma konusu oldu. Bu kadar masraf yapılmasına karşı çıkanlar, 3 milyon kişiyi işsiz bırakan ve bugünkü ekonomik krizin temellerini atan Thatcher’ın “bu tür bir harcamayı hak etmediği”ni savunuyor. Hoşgörü yurtdışı için… Dış Haberler Servisi İngiltere’nin savaş sonrası döneminin Demir Leydi lakaplı en önemli politik figürlerinden biri olan eski başbakan Margaret Thatcher, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in de katıldığı görkemli bir askeri cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Törene hayattaki eski 11 İngiltere başbakanının yanı sıra çok sayıda politikacı ve 2 bine yakın yabancı davetli katıldı. Thatcher’ın cenazesinin parlamentoda konulduğu katafalktan alınarak ünlü St. Paul Katedrali’ne Thatcher’ın cenazesi de tartışıldı götürülmesiyle başlayan törene iki ülke arasında savaşa yol açan Falkland Adaları gerginliği nedeniyle Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernández de Kirchner davet edil medi. Yerine davet edilen Arjantin’in Londra büyükelçisi ise 4 bin polisin görev yaptığı cenaze törenine katılmadı. Ekonomi politikası nedeniyle büyük tepki çeken Thatcher’ın cenazesinde beklendiği oranda protesto gösterisinin yapılmadığı bildirildi. Thatcher’ın başbakanlığı döneminde Poll Tax (kelle vergisi) ola rak da bilinen belediye vergisini koyduğu ilk bölge olan İskoçya’nın Glasgow kentinde “politikaları yüzünden yoksulluk ve umarsızlığa düşen kitlelerin anılması amacıyla” bir miting düzenlendiği kaydedildi. ‘İnandırıcılık’ sorunu Maduro: ABD kışkırtıyor Dış Haberler Servisi Venezüella’da devlet başkanlığı seçimlerini kazanan Nicolas Maduro, seçim sonrası başlayan ve yedi kişinin ölümüyle sonuçlanan çatışmalardan, oylar yeniden sayılıncaya kadar seçim sonuçlarını geçerli kabul etmeyeceğini belirten ABD’yi sorumlu tuttu. ABD’nin Caracas Büyükelçiliği’nin, şiddet olaylarının arkasındaki Neonazi gruplarına maddi destek sağladığını iddia eden Maduro, yedi kişinin ölümünden de seçim sonuçlarına itiraz ederek sayımın yeniden yapılmasını isteyen muhalefetin adayı Henrique Capriles’i sorumlu tuttu. Oylar yeniden sayılıncaya kadar Maduro’nun devlet başkanlığının yasal olmayacağını söyleyen Capriles ise hükümetin yeniden sayımı engellemek için “şiddete başvurma emri” verdiğini ileri sürdü. Capriles, can kaybına yol açan şiddet olaylarının ardından, daha önce taraftarlarına yaptığı sokağa çıkma çağrısını geri alarak, yönetim ile diyaloğa açık olduğunu da duyurdu. Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales de ABD’yi Venezüella’da “darbe hazırlamakla” suçladı. Morales, ABD’nin, “istikrarsızlık ortamı yaratarak Venezüella’ya müdahaleyi haklı göstermeye çalıştığını” ileri sürdü. MAHKEME KARARI Mısır Başbakanı’na görevden azil Dış Haberler Servisi Mısır’da Ed Dokki Ceza Mahkemesi, Başbakan Hişam Kandil’in görevden azline hükmederek bir yıl hapis ve 290 dolar para cezasına çarptırdı. Başbakan Kandil’in, Mısır İdare Mahkemesi’nin daha önce aldığı, bir şirketin Suudi Arabistanlı işadamı Abdullah El Ka’ka’ya satışının iptali ve şirket mülkiyetinin devlete iade edilmesi kararını uygulamadığı gerekçesiyle ceza aldığı açıklandı. Hükümetin epostayla yaptığı açıklamada, kararın temyize götürüleceği duyuruldu. yeniden sayılsın ABD: Oylar Abbas hafta sonu geliyor Maduro. ABD Dışişleri Bakanlığı, muhalefet lideri Henrique Capriles’in oyların tekrar sayılması isteğine karşın Seçim Komisyonu’nun iktidar partisinin adayı Maduro’yu seçimin galibi ilan etmesini anlamanın mümkün olmadığını bildirdi. Haber Merkezi Filistin lideri Mahmud Abbas’ın hafta sonunda Türkiye’ye geleceği bildirildi. Filistinli bir yetkili, AFP’ye yaptığı açıklamada, Abbas’ın iki günlük Türkiye ziyareti boyunca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Başkanı Ahmet Davutoğlu ile de görüşeceğini söyledi. Abbas’ın Türkiye’deki temaslarında, Babakan Tayyip Erdoğan’ın mayıs ayı sonunda Gazze’ye yapmayı planladığı ziyaretin de gündeme gelmesi bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle