11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 2013 CUMA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 Petrol Yasa Tasarısı’yla yabancı şirketlere suyu, ormanı kullanma olanağı geliyor. Tasarı tekelleşmenin önünü açıyor, TPAO devre dışı bırakılıyor Altın tepsisi eksik MUSTAFA ÇAKIR ANKARA TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edilen, “Türk Petrol Yasa Tasarısı”, uluslararası petrol devlerine geniş olanak sağlıyor. Buna karşın Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) devre dışı bırakılıyor. Türkiye’deki petrol alanlarını yabancı şirketler için “cazip” hale getirmeyi amaçlayan tasarıda yer alan düzenlemeler özetle şöyle: Sakin Olalım Türkiye’nin önünde büyük bir olanak var. Boşa da harcanabilir, olabildiğince iyi de değerlendirilebilir. Bu, silahların susmasıdır. Hem askerler, oğullarını yitirme korkusu içindeki asker aileleri için hem de dağlardaki PKK’liler ve onların aileleri için büyük bir olanaktır. Ve Türkiye’de hiç kimse silahların susmasına, ölümlerin sona ermesine karşı çıkamaz, çıksa da hiç kimse onları ve onların tezlerini dinlemez. Ama bu barışın kalıcılığı için öne sürülen tezleri akıl süzgecinden geçirmek de herkesin görevi. Kısa söyleyelim: PKK’lilerin “çekilmesinden”, çekilmenin devlet tarafından denetleneceğinden söz ediliyor. Öcalan’ın bunun için Meclis denetimi istediği belirtiliyor. Kimse kusura bakmasın ama PKK’liler sınırları geçerken sordular mı ki çıkarken sorsunlar, denetlensinler, denetlenebilsinler. Bunu her kim söylüyorsa ve neden söylüyorsa herhalde anlamadığımız başka bir şeyi söylüyordur. Yasal bir zemin gerekliliğini dile getirenlere ise kulak vermeli. Yasal zemin yoksa, yaratılmayacaksa, “hukukun genelliği” ilkesine uyulmayacaksa, bu işin geleceği de olmaz. ??? Bu yazının asıl konusu ise çekilme meselesi değil, yazanları çizenleri “sessizliğe” davet edenleri, “susmalı mı, konuşmalı mı” diyenleri tartışmak. Önce Başbakan Erdoğan sessizliğe çağırdı, “Herkes sussun” dedi. Yazarlara, gazetecilere, “akıl vermeyin, aklınızı kendinize saklayın” anlamında sözler söyledi. Patronları ve genel yayın müdürlerini korkuttu. Hasan Cemal sessizlik çağrısına uymadı, gazetesinden “nazik” bir dille uzaklaştırıldı. Yine konu hakkında beğenin beğenmeyin fikir yürüten ve kendisini gazeteciden çok uzman sayan Cengiz Çandar, “Sıra bana geliyor” dedi. Bu durumu normal sayıyoruz! Başbakan yalnız bu konuda değil hemen her konuda kendi görüşlerine aykırı bulduğu gazetecileri, yazarları kınıyor, azarlıyor, patronlara “Neden çalıştırıyorsunuz bunları” diyebiliyor. Ama Kürt sorunu, sorunun çözümü, son gelinen nokta, muhtemel tehlikeler konusunda yazdığınız, konuyu tartıştığınızda soldaki arkadaşlardan “dur bakalım ne oluyor, bilip bilmeden konuşma, sakin ol” eleştirisi geldiğinde insan şaşırıyor. Ertuğrul Mavioğlu’nun Bir Gün’de yayımlanan “Vur Abalıya” başlıklı, pek çok haklı eleştiri içeren ve “sosyal medya”daki (şu sosyal medya lafına da alışamadım bir türlü; ötekiler asosyal mi?) yankılarına bakılırsa epeyce de ilgi gören yazısı bu “biraz sakin olalım” diyen yazılardan. Peki biraz sakin olalım. ??? Başbakan’ın “başkanlık” isteği de içinde olan bu sürece ilişkin tasarımları ile ABD’nin bölgeye ilişkin projeleri arasında bir paralellik olduğuna inananlardanım. Her ikisinin planlarını Büyük Ortadoğu Projesi ile ilişkilendiriyorum. Bu projenin Davutoğlu’nun “yeni Osmanlı” projesine de denk düştüğü kanısındayım. Öcalan’ın mektubunda kimi imalar bulunsa da Kürtlerin böyle bir tasarımının bulunduğunu, böyle bir projeden medet umduklarını söylemiyorum. Kürt aydınlarını, siyasetçilerini böyle bir projenin varlığı konusunda dikkatli olmaya çağırıyorum. Çünkü onlar bu proje ile, demokratikleşmeyle bağdaşmayan Erdoğan’ın planlarıyla kendi adımlarını ilişkilendirirlerse bana göre yanlış bir iş yapmış olurlar. “Büyük Ortadoğu Projesi içinde, yeni Osmanlıcılık hayali kapsamında, Başkan Baba sisteminde demokratik bir Türkiye olabileceği iddiası” uydurmadır. Bu tezin içeride, dışarıda hararetle savunulduğunu da herhalde duymuşsunuzdur. Evet Mavioğlu haklı, sakin olalım. Savaşı, düşmanlığı savunanlarla, “Kürt mürt yoktur”, “Vur de vuralım” diyenlerle sorunun çözümünü gerçekten isteyenleri, bu amaçla tartışanları, tartışmak isteyenleri karıştırmamak, tehlikelere dikkat çekenleri ötekilerden ayırmak için sakin olmaya gerek var. Sakin olalım lütfen. HÜKÜMET SINIRLAMALARI KALDIRIYOR Kayıtsız koşulsuz kadrolaşma MUSTAFA ÇAKIR Vergi ayrıcalığı ? Petrol hakkı sahibi ihraç ettiği petrolden sağladığı dövizi yurtdışında muhafaza edebilecek. Bu döviz tutarı Türkiye’ye ithal edilmiş sermaye ile bunu aşan net kıymetlerin transferinden mahsup edilecek. ? Petrol hakkı sahibi, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Yasa hükümlerine bağlı olmaksızın 6 ay süreyle yabancı personel çalıştırabilecek. ? Petrol hakkı sahipleri, yörelere uygulanan teşviklerden de yararlandırılacak. ? Tasarı ile yürürlükteki Petrol Yasası’nda yer alan “petrol ile ilgili; müsade, arama ruhsatnamesi ve işletme ruhsatnamesi alma hakkı devlet adına, TPAO’ya aittir” maddesi kaldırılıyor. Uzmanlar Karadeniz’deki ruhsatların tamamının TPAO’nun elinde olduğunu, tasarının yasalaşması ile Karadeniz’de devlet adına iş yapma hakkının ortadan kalkacağına işaret ediyor. ? Petrol Yasası’nda yer alan “milli menfaatin korunmasına” ilişkin madde de kaldırılıyor. ANKARA Hükümet, bazı kurumlara hâkim ve diplomat gibi sadece belli meslek gruplarından atama sınırlamasını kaldırmaya hazırlanıyor. Tüm memurlara “rotasyonu” gündeme getiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, disiplin cezalarının da “uyarı ve kınama” kaldırılarak doğrudan “aylıktan kesme” ile başlamasını önerdi. Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısı dün yapıldı. Toplantıya, MemurSen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye KamuSen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve KESK Genel Başkanı Lami Özgen de katıldı. Toplantıdan bir gün önce konfederasyonlara “memurların statülerinin değerlendirilmesi, disiplin cezalarının değerlendirilmesi, kamu görevlilerinin ülke geneline eşitdengeli dağılımı, üst düzey yöneticilerin atanma şartları ve görev süreleri, kariyer meslek mensuplarının atanma şartları” başlıklarını içeren 6 maddelik gündem gönderdi. Alınan bilgiye göre toplantıda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 657 sayılı Yasa’da yapılacak olan değişikliklerin 30 Haziran’a kadar tamamlanması gerektiğini söyledi. Toplantıda görüşlerini soru şeklinde dile getiren Çelik, disiplin cezalarında “uyarı ve kınamaya” gerek var mı diye sordu. Çelik, disiplin cezalarının “aylıktan kesme” ile başlayabileceğine dikkat çekti. Tüm memurlara “rotasyon” uygulamasını gündeme getiren Çelik, bu şekilde bütün bölgelere dengelieşit dağılım olabileceğine dikkat çekti. Konfederasyon başkanları öneriye tepki gösterdi. Çelik, üst düzey yöneticilerin hükümetlerle gelip hükümetlerle gitmesi önerisini de gündeme getirdi. Çelik, tüm sözleşmelilerin kadroya alınması konusunda sendikaların değerlendirmelerini sordu. Kamuda üst düzey yönetici olabilmek için belli bir hizmet süresi gerekiyor. Bakan Çelik, bu sürenin 5 yıla indirilmesini de önerdi. Çelik, bazı kurumlara belli meslek grubunda olmayanların atanamadıklarına dikkat çekti. Burada bazı kadrolara atanmak için hâkim olma şartı arandığı örneğini gösteren Çelik, diplomatların da genellikle Mülkiyeli olduklarını söyledi. Bu sınırlamaların kaldırılmasını öneren Çelik, “Bu uygulama kaldırılsa nasıl olur?” diye sordu. Özel sektörden kamuya üst düzey yönetici ataması da gündeme geldi. Çelik, bunun için özelde çalışma süresini 4 yıla indirmeyi önerdi. Çelik ile konfederasyon başkanları haftaya perşembe günü yeniden bir araya gelecek. KESK Başkanı Lami Özgen “Önerilerin dün (önceki) gece gönderilmesi nedeniyle değişikliklerin birazcık aceleye getirilip kotarılmak istendiğini düşünüyoruz” dedi. ‘Uyarı’ yerine ‘aylıktan kesme’ Tüm memurlara rotasyon Hâkim ve Mülkiyeli örneği ? Yabancı şirketler ithal etmiş oldukları sermayelerini, getirdikleri döviz cinsinden, ancak transfer tarihindeki kur üzerinden transfer edinceye kadar elde ettikleri gelirleri, “devlet hissesi hariç”, kurumlar ve gelir vergilerinden istisna edebilecek. ? Arama ruhsatının süresi karalarda 5, denizlerde 8 yıl olacak. Süre karalarda en fazla 9, karasuları içi denizlerde ise en fazla 14 yıl olabilecek. ? Petrol aramalarına açık bir sahaya yapılan ilk arama ruhsatı başvurusunun kapsadığı alan ilan edilecek. İlk ve sonraki başvuruların içeriği ilan tarihini takip eden 90 gün boyunca gizli tutulacak. Bu süre içinde aynı yeri kapsayan başvurular da değerlendirilecek. ? İşletme ruhsatı sahibine talebi halinde ürettiği petrolü nakletmek üzere boru hattı inşa izni de verilecek. ? Petrol hakkı sahibi, arama veya işletme ruhsatında veya civarındaki arazinin kullanma hakkını, arazi özel mülkiyet konusu ise anlaşma, anlaşmazlık durumunda kamulaştırma yoluyla elde edebilecek. Hazine arazileri de kullanılabilecek. ? Arayıcı veya işletmeci, su arama ve bulunan suları kullanma hakkına sahip olacak. Mevcut sular da kullanılacak. ? Ormanlar ve milli parklardaki ruhsat ve izin alanlarında, petrol arama ve işletme faaliyetleri yapılabilecek. ? Petrol hakkı sahibinin, petrol işlemlerinde kullanılacak malzemeyi, ekipmanı, akaryakıtı ithal etmesi ya da yurtiçinden teslim alması gümrük vergisinden, yapılan işlemler harçlardan, düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesna olacak. Ülke yararı nerede? ? Komisyon üyesi CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, hükümetin, “Petrol arama ve işletme (petrol çıkarma) işini yabancıların ilgisini çekebilecek kadar cazip hale getirelim” anlayışıyla hareket ettiğine dikkat çekti. Tasarıya göre, TPAO’nun “herhangi bir şirket” gibi ihalelere gireceğini, ihaleyi kazanırsa arama/işletme işini alabileceğini belirten Susam, “TPAO sadece araştırma, arama ve işletme faaliyetini yürütebileceğinden dünyanın diğer büyük petrol şirketleri karşısında ihale kazanması mümkün değildir. Sadece kârlı olmayan ya da petrol bulma ihtimali düşük alanlarda çalışma yapabilecektir” dedi. Susam, daha önceki düzenlemenin dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Meclis’e geri gönderildiğini anımsattı. Sezer’in ret gerekçelerinin başında “Milli menfaatların korunması ifadesinin kanun metninden çıkartılması ve petrolden alınan devlet hakkının azaltılması” olduğuna işaret eden Susam, “Bu yasada ‘milli menfaat’ ifadesi şeklen bulunsa da mevcut kanunun milli menfaat kenar başlıklı 40. maddesinin kaldırılarak, uluslararası firmaların faaliyetlerinin Bakanlar Kurulu iznine bağlanması, milli menfaat kavramını işlev olarak azaltmıştır” dedi. ? Petrol Mühendisleri, Jeoloji Mühendisleri, Jeofizik Mühendisleri odaları ile Türkiye Petrol Jeologları Derneği ve Petrolİş Sendikası başkanları, düzenledikleri ortak basın toplantısıyla Türk Petrol Yasa Tasarısı’na tepki gösterdi. Petrol Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Kul, TPAO’nun herhangi bir şirkete dönüştüğünü belirterek “Bugün kurum özel sektör ile rekabet ediyor. 40 yıllık bir üretimin sonunda sahalar, devlet adına milli şirkete geri dönüyor. Yeni kanunla bu sahalar 40 yılın ardından müzayedeye çıkarılacak. İçi boşaltılan bir TPAO bu müzayede de rakipleriyle nasıl yarışacak!” Karadeniz’i alırlar Tekel olur ? Petrol ve doğalgazda işletme ruhsatlarının en fazla 40 yıllık olduğuna dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, mevcut yasaya göre kuyuların bu süre sonunda TPAO’ya devredilerek kamunun minimum yatırımla petrol çıkarmaya devam etmesinin sağlandığını, oysa şimdi ruhsat süresi sonunda ihale açılacağını, TPAO’nun ise bu ihaleyi kazanırsa işletmeye geçeceğini vurguladı. Susam, bir şirketin elinde bulundurabileceği arama ruhsatı sayısına yapılan sınırlandırmaların da kaldırılarak büyük sermayeli kuruluşların tekel haline gelmesinin önünün açıldığını bildirdi. Kul, “Karadeniz’de otansiyel olduğunu gören bir şirket, tüm ruhsatları toplayarak ufak harcamalarla burayı yıllarca elinde tutabilir. Bu, ülkenin önünü kapatmak demektir” dedi. Türkiye Petrol Jeologları Derneği Başkanı İsmail Bahtiyar da TPAO’nun ülkedeki petrol rezervinin yüzde 71’ini, doğalgazın ise yüzde 56’sını bulduğunu belirtti. Bahtiyar, “Kalan petrol rezervlerinin yüzde 75’i, doğalgazın yüzde 53’ü TPAO’nun elinde. Dünya genelinde petrol bulma oranı yüzde 10 iken, TPAO’da bu oran yüzde 18’dir. Güneydoğu’da TPAO açtığı her iki kuyudan birinde petrol buluyor” dedi. Petrolİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın da, TPAO’nun ülkenin en kârlı şirketlerinden birisi olduğunu, kurumun gelirlerinin yatırıma dönüştürülmesi gerektiğini söyledi. ALPER AKTAN’ı Değerli anısı her zaman bizlerle birlikte yaşayacak. Sevgimiz ve özlemimiz hiç azalmayacak. AİLESİ, ARKADAŞLARI, DOSTLARI yitirdik. Cenazesi yarın, 29 Mart 2013 Cuma günü, saat 10.30’da Mülkiyeliler Birliği önünde yapılacak olan tören sonrasında, Kocatepe Camii’nde öğle vakti gerçekleşecek uğurlama töreninin ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun kurucularından, S.B.F Fikir Kulübü Başkanı, Mülkiyeliler Birliği Başkanı, Türkiye İşçi Partisi Üyesi, Ankara İl Sekreteri, sosyalist hareketin emektarlarından, sevgili
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle