Katalog

SAYFA CUMHURİYET 25 MART 2013 PAZARTESİ 4 HABERLER CHP, ‘akil adamlar’ı Başbakan Erdoğan’ın değil siyasi partilerin seçmesini istedi ‘Meclis devreye girsin’ MURAT KARAYILAN: ÇEKİLME SONBAHARA SARKABİLİR Yurt Haberleri Servisi Terör örgütü PKK’nin Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan, geri çekilme için Meclis’te yasal düzenleme yapılmasını, akil adamlar komisyonu oluşturulmasını ve Abdullah Öcalan’ın sürece müdahil olmasını istedi. Karayılan, çekilme sürecinin sonbaharda olabileceğini söyledi. T24’ten gazeteci Hasan Cemal’e konuşan Karayılan “Bize göre de silahın zamanı geçmiştir” dedi. “Ateşkes” ilan ettiklerini anımsatan Karayılan, ancak kendilerine yönelik saldırı olması durumunda karşılık vereceklerini söyledi. Çekilme için yasal zemin oluşturulmasını isteyen Karayılan, “Hükümetin ve Meclis’in kararı lazım. Böyle bir karar güçlerimizin selamet içinde can kaybına uğramadan çekilmeleri için bir güvence. İkincisi çekilme sürecinin sağlıklı yürümesi için Başkan Apo’nun sürece bir biçimde doğrudan müdahil olması gerekir. Bu arada çekilme sürecini takip edecek ve çıkabilecek sorunları çözecek 30 kişilik bir akil adamlar heyeti kurulabilir. Ne kadar hızlı davransak da bize göre geri çekilme sonbahara kadar sarkar” dedi. TÜREY KÖSE Bölünerek Çoğalmak? Kürt kimliği yerel ölçekten ulusal ölçeğe taşınıyor. Türkiye bölünüyor mu? Bölünürse küçülüyor mu, büyüyor mu? Bölünürse zayıflıyor mu, güçleniyor mu? Türk halkı ve Kürt halkı yan yana daha güçlü mü oluyor? Ya Kürtlerin dışındaki etnik topluluklar ne olacak? Örneğin Çerkezler? Örneğin Lazlar? Örneğin Gürcüler? Daha başkaları? Farklı aidiyetler küçük ulusçuklar mı olacak? Daha küçük daha büyük mü? Bu soruların yanıtları bilinmeden, Türkiye bölünüyor. Net durum budur. ??? Laiklikten vazgeçelim. Ülkemiz İslam ülkesidir diyelim. Sünni Müslüman ülkesiyiz diyelim. Aleviler azınlık olacaktır. Hıristiyanlar, Museviler azınlık olacaktır. Bölünerek daha güçlü mü olacağız? Bölünerek daha mutlu mu olacağız? Ayrı topluluklar olarak mı yaşayacağız? Birbirimizle ilişkilerimiz kimliklere göre mi belirlenecek? Yakınlıkuzaklık, dostlukdüşmanlık, sevginefret ekseni bu mu olacak? Bu mu çağın gerektirdiği demokrasi? Bu mu özlenen insan hakları? Bu mu eşit yurttaş olma? Bu mu güçlü Türkiye? ??? Ulusal kimlikler, yerel kimlikleri birleştirme aşamasıdır. Keşke ulusal kimlikler de kaldırılabilse? Keşke tek bir evrensel kimlikte buluşulabilse? Keşke her insan kendini ayrımlardan kurtarabilse? Keşke, “Ben sadece insanım” diyebilsek? Şimdi, ulusal kimlikten geriye dönülüyor. Hani “ulus olmak” yanlıştı? Kürtler ulus olmaya çalışmıyor mu? Sonrası ne olacak? Sonrası Sevr Antlaşması’na geri dönüştür. “Parçala, böl ve yönet” politikasının uygulanmasıdır. Emperyal satranç böyle oynanıyor. ??? Emperyal satranç böyle oynanıyor. Emperyalizm hiç vazgeçmez. Zamanı kendine kullanır. Aktörlerini dikkatle seçer. Piyonlarını sürer, oynatır, kırdırır. Atları, filleri vardır. Kalelerini dikkatle korur. Vezirini ustalıkla korur. Şahı güvenli yerde beklemektedir. Hiçbir şey umurunda değildir. Hele Müslümanlar? Onlara hiç aldırmaz. Hep onları onlara kırdırır. Irak ile İran sekiz yıl savaştı. İkisi de Müslüman. Irak ile Kuveyt savaştı. İkisi de Müslüman. Kazanan hep Amerika. Emperyalizm. Suriye’nin karşısına Türkiye dikiliyor. İkisi de Müslüman. Kim kazanacak dersiniz? ??? Türkiye bölünüyor. Türkiye ve ‘Kürdiye’ oluyor. Sonrasını da beklemek şaşırtıcı olmaz. Kim kazanacak? Kürtler mi? Türkler mi? Emperyalistler mi? Emperyal satranca bakın. Piyonların arkasına bakın. Atları, filleri de geçin. Veziri izleyin. Şah arkada duruyor. Onu görebiliyorsanız, Oyunu anlıyorsunuz demektir… ASKERDEN İLK DEĞERLENDİRME: HÜKÜMETE UYGUN DAVRANIRIZ BARKIN ŞIK ANKARA Terör örgütü PKK’nin Türkiye’den nasıl çekileceğine ilişkin İmralı ve Kandil arasında görüşmeler yapılırken askerin konuyla ilgili düşüncesi ilk kez gün yüzüne çıktı. Güvenilir askeri kaynaklar, çekilme süreciyle ilgili olarak “Hükümetin belirlediği tavra uygun davranacağız” değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Tayyip Erdoğan, çekilme süreciyle ilgili olarak daha önce, “İnfazlara müsaade etmeyiz” demişti. As kerlerin bu değerlendirmesinden sonra Genelkurmay Başkanlığı’nın hükümetten gelecek direktife göre hareket edeceği netlik kazandı. Türkiye, PKK’nin ateşkes ilan etmesi sonrasında terör örgütü militanlarının Türkiye’yi terk ederken Türk Silahlı Kuvvetleri’nin onlara karşı operasyon düzenleyip düzenlemeyeceğini tartışıyordu. Edinilen bilgiler sonrasında hükümetin TSK’ye direktif vermesi durumunda, çekilen PKK militanlarının hedef alınmayacağı netlik kazandı. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, “akil adamlar” komisyonu için düğmeye basarken CHP, “Öncelikle TBMM’de Toplumsal Uzlaşma Komisyonu kurulmalı ve ‘akil insanlar’ı Başbakan değil, partiler seçmeli” diyor. CHP genel başkan yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, partilerinin Kürt sorununun çözümüne dönük yol haritası önerisini geçen yıl mayıs ayında TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e sunmuştu. CHP, TBMM’de partilerin eşit sayıda göstereceği 8 üyeden oluşacak bir Toplumsal Mutabakat Komisyonu ve TBMM dışında da 12 kişiden oluşacak bir Akil İnsanlar Grubu oluşturulmasını önermişti. BDP de bu süreçte TBMM’de “Barış Komisyonu” kurulmasını istiyor. PKK lideri Öcalan’ın açıklamalarından sonra iktidar TBMM’nin hiçbir biçimde devreye girmemesi konusunda kararlı bir tavır sergilerken TBMM dışında “psikolojik harekât” yürütecek akil adamlar grubu oluşturulması hazırlığına girdi. Tanrıkulu, “Biz öncelikle Meclis’te bir komisyon olsun, o komisyonun çizdiği çerçevede çalışacak akil insanlar olsun istedik. Kutuplaşmanıın arttığı bir dönemde sadece partilerin ‘ERDOĞAN AKP’YE BİAT ETMİŞ AKİL İNSANLAR İSTİYOR’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu öncelikle komisyonun adının “akil adam”lar değil, “akil insanlar” olması gerektiğini söyledi. Loğoğlu, “Biz kadın erkek eşitliği bakımından ‘insan’ diyoruz. İsim tercihimiz bilinçli” dedi. Loğoğlu, şu değerlendirmeleri yaptı: “Bizim önerimizle Başbakan’ınki arasında hiçbir benzerlik yok. Sadece isim, kavram benzerliği var. İki nedenle farklı. Birincisi; biz TBMM’de oluşturulacak Toplumsal Mutabakat Komisyonu’na bağlı olarak ve o komisyonun belirleyeceği bir görev tarifine göre faaliyet gösterecek bir akil insanlar grubundan bahsediyoruz. Partilerin önereceği 3’er temsilciden oluşacak toplam 12 kişilik bir grup. Görevleri Toplumsal Mutabakat Komisyonu tarafından belirlenen ve parlamento dışındaki diğer partiler, sivil toplum örgütleri ile görüşüp sonuçta görüş ve önerilerini Toplumsal Mutabakat Komisyonu’na getirecek bir grup, hükümete değil. Başbakan ise hükümete biat etmiş kişilerden oluşan, hükümetlerin görüşleri doğrultusunda, hükümete servis verecek bir girişimden bahsediyor. Bizim önerimizle esas bakımından hiç ilgisi yok. Laf kalabalığına getirip sayıyı artırıp hiçbir sonuç çıkmayacak bir girişim başlatıyorlar.” çalışmaları yetmez. Akil insanlar uzun sürecek bir süreçte kutuplaşmış toplum kesimlerini ikna etmede aracı olacaklar, hem de görüşülmesi gereken herkesle görüşecekler” dedi. Tanrıkulu, “Meclis’in devrede olmasında yarar olduğunu, siyasi partilerin komisyonda sürece katkıda bulunabileceğini“ vurgularken “Akil İnsanlar Komisyonu için doğru yöntem, Meclis’te siyasi partilerin önereceği isim lerden belirlenmesidir. Şimdi Başbakan seçiyor. Meclis’te bizim önerdiğimiz yöntemle çok daha yararlı olurdu” diye konuştu. Tanrıkulu, “İyimser misiniz” sorusuna “İyimserim. Örgütün silahlı unsurlarının Türkiye dışına çıkmasının tek başına çok önemli olduğunu düşünüyorum” yanıtını verdi. Tanrıkulu, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında Öcalan’ın konuşmasını değerlendireceğini söyledi. YİNE 3 ÇOCUK İSTEDİ Erdoğan, Sarıcakaya’ya girerken yol üzerinde düğünü görünce konvoyunu durdurdu. Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile Halime (19) ve Durmuş (27) Özbal çiftine mutluluk diledi. , Özbal çiftine bilezik hediye eden Erdoğan, yine 3 çocuk tavsiyesinde bulundu. Damat Durmuş Özbal’ın “Maaşım dolgun olursa inşallah 5 çocuk da olur” cevabı üzerine Erdoğan, “Her doğan, kendi rızkıyla doğar” dedi. (Fotoğraf: MAHMUT SERDAR ALAKUŞ/AA) Erdoğan’dan Bahçeli’nin ‘Öcalan’a ne vaat ettin’ sözlerine tepki: Açıklamazsan namertsin CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Bursa mitinginde “Terörist başına ne vaat ettin?” sözlerine sert tepki gösterdi. Erdoğan, “Lafla milliyetçilik olmaz. Beyefendi böyle bir iddianın içinde olduğuna göre, bu iddiayı açıklamak durumundasın. Açıklayamazsan namertsin” dedi. Erdoğan, dün Eskişehir’in ilçelerini gezdi. Sarıcakaya ilçesinde yurttaşlara seslenen Erdoğan, MHP’ye yüklendi. Erdoğan, Bahçeli’nin Bursa mitinginde “Terörist başına ne vaat ettin?” sözlerine tepki gös tererek, “Beyefendi böyle bir iddianın içinde olduğuna göre, bu iddiayı açıklamak durumundasın. Açıklayamazsan namertsin. Çünkü müfteri olarak bir yere varılmaz. İftiralarla bir yere varılmaz. Siyasetçiye yalan yakışmaz, iftira yakışmaz. Bir şey biliyorsan belgele, ortaya koy ama biz seninle ilgili geçmişten bugüne hep bunları belgeledik” dedi. na döndüler. Ana muhalefet de yavru muhalefet de kuduruyorlar. Niye? Bu iş bitecek, bu ülkede huzur olacak, ülkede istikrar olacak diye, refah olacak diye çılgına dönüyorlar.” ‘Şehitliğe karşı değilim’ Erdoğan, Sivrihisar’da halka hitabında, Sivrihisar’ın teröre çok kurban verdiğini belirterek, “Ben şehitliğin karşısında değilim, olamam. Çünkü benim Rabbim, şehitliği peygamber makamından sonra en yüce makam olarak nitelendiriyor. ‘Onlara ölüler demeyin, onlar diridirler’ diyor. Öyleyse biz bununla tabii ki övünürüz ama istiyoruz ki ülkemizin huzuru kaçmasın” dedi. ‘Muhalefet kuduruyor’ Muhalefetin çözüm sürecine destek vermemesini eleştiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çözüm sürecinde başarıya ulaşacağız diye çılgına döndüler, terörle ilgili olarak başarıya ulaşacağız diye çılgı