Katalog

SAYFA CUMHURİYET 21 MART 2013 PERŞEMBE 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada mektuplarda neler yazdığını, örneğin Nevruz’da baş teröristin tarihsel dediği mesajının tam metnini iki üç gün önceden okuyor... Örneğin, Apo’nun mesajının 21 Mart’ta Diyarbakır meydanında halka okunmasında bir sakınca görmüyor. Bu kararını ilgili taraflara ulakları aracılığıyla bildiriyor. İmralılı da kendisiyle doğrudan görüşen MİT müsteşarı kanalıyla, örneğin yeni anayasada vatandaşlık tanımı gibi önemli konularda RTE’nin ne düşündüğünü öğreniyor. Aynı konuda aynı doğrultudaki görüşlerini MİT aracılığıyla Başbakan’a iletiyor. Başbakan İmralı ile sürdürdüğü derin muhabbetin ürünlerini kendinden önce başkalarının açıklamasına fırsat vermiyor. Tabii BDP ile yaptığı görüşmede Apo’nun açıkladığı ve kendisine iletilen dayatmalardan hangilerini çözüm sürecinde kullanabileceğini hesaplayarak... ??? Terörist başı, Meclis’te kurulacak bir komisyon, çekilme dahil her konuyu ele alsın, karar versin istiyor? RTE ise Meclis’te kurulacak komisyon dayatmasına olası tepkileri dikkate alarak, “Çözüm sürecinde Meclis’e getirilip TBMM’de konuşulan konuların görüşülmesi gibi bir şey bizim gündemimizde yok” diyen bir açıklama ile karşı çıkıyor... Oysa Başbakan, çözüm sürecinin başarıya ulaşması için, PKK’yi terör örgütü olmaktan çıkaran, savaşın bir tarafı konumuna getirecek olan, teröristleri gerillaya dönüştürecek bir komisyonuna pekâlâ şapkayı çıkarabilir. Zira geçmişi bu olasılığa başvuracağının teminatıdır: ??? Bir yanda gerillaya dönüşen, artık terörist örgüt olmaktan çıkmış, devletin tanıdığı karşı bir güç, PKK… Öte yanda Türkiye Cumhuriyeti!.. Yıllarca PKK’ye söylemediğini bırakmayan, terör örgütü ile değil masaya oturmaya, görüşmeye bile şiddetle karşı çıkan Başbakan’la... ….bu kimliğini bir günde çöpe atan, PKK’yi meşrulaştırmaya yönelik olasılıkları yeterince ve inandırıcı biçimde yalanlayamayan Başbakan, aynı Başbakan! Her şey beklenir... ??? İmralı’nın emrettiği akil adamlar komisyonu ile ilgili çalışmalar yaptıklarını açıkladı RTE. “Hem bireysel hem de kurumsal temsilcilerin bulunduğu bir yapı üzerinde” çalıştıklarını da açıkladı ama... ….kurulacak komisyonun görevinin ne olacağına değinmedi. Ne iş göreceğini, çözüm sürecine katkısının ne olacağını söylemedi. Başbakan söylemedi ama Başbakan’ından izin aldı mı bilinmez elbette, Başbakan Yardımcı Beşir Atalay konuştu. Konuya açıklık getirdi. Akil adamlar komisyonunun “çekilmeyi denetlemekle” görevli olacağını söyledi... Devletin denetleme görevi yapacak onca kurumu, bu konuda yetişmiş elemanı varken hükümet, acaba hangi nedenlerin zoruyla ya da İmralı’yı tatmin etmek amacıyla mı çekilmeyi denetlemeyi akil adamlara bırakıyor? ??? Neden acaba? Apo’nun, “Çekilme, Başbakan’ın verdiği sözlü güvenceyle olmaz” diyen açıklamasını bir kenara yazalım ve komisyon dayatmasının ışığında akil adamlar komisyonunu irdeleyelim. Kuşku yok çekilmeyi denetleyecek komisyonda PKK’yi, BDP veya bir kurum kimliğinde temsil edecek üye ya da üyeler olacak. Akil adamlar komisyonu: Hükümetin, çekilme sürecinde “zorluklarla” karşılaşmaktan korkan teröristlere ve örgüte vermeye hazırlandığı bir ödün... ...terör örgütüne hükümetin bir güvencesi! STOKHOLM Türkiye’de basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar, önceki gün AB içinde Türkiye’ye en çok destek veren ülkelerden İsveç’te masaya yatırıldı. Ocak ayında Washington’da yapılan benzer bir paneli Türkiye’den Açık Toplum Vakfı ile Başkan Obama’nın partisi Demokratlara en yakın düşünce kuruluşu olan Center for American Progress organize etmişti. İsveç Güvenlik ve Kalkınma Politikları Enstitüsü’nün (ISDP) İsveç hükümetinden aldığı yardımla düzenlediği panelde de yine ABD’den ama bu kez Cumhuriyetçilere yakın Freedom House isimli kuruluş çıktı karşımıza. Her yıl hazırladıkları Uluslararası Basın Özgürlüğü Endeksinde Türkiye’yi ’kısmen özgür’ kategorisine sokan örgüt. HABERLER nayabilecek konuma sahip Türkiye’nin demokrasi konusundaki sorunlarını çözmesi gerektiğini belirten Kramer, Türkiye’nin teşvik edilmesi için Avrupa’dan iki beklenti dile getirdi: 1. Avrupalı siyasetçi ve diplomatların ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin basın özgürlüğü konusundaki cesur çıkışlarını örnek almaları. 2. Türkiye’nin AB üyelik sürecini canlandırmaları. Petrol tekelleri Karadeniz için yasa bekliyor EMRE DÖKER Basın Özgürlüğünde Yeni Gündem: Hasan Cemal yakından ilgiliyiz” diye konuştu. OdaTV sanıkları Neim Şener ve Tuncay Özkan için Silivri’ye gelmişti. Şimdi de Ergenekon’da savcıların ağırlaştırılmış müebbet istediği gazetecilerin durumunu inceliyor. ğümüz Hasan Cemal ile hükümetin baskısı üzerine yollarını ayırdığını daha o sabah öğrenmiştik. Orhan Kemal Cengiz, Andrew Finkel, Tülin Daloğlu, İhsan Yılmaz ve Gareth Jenkins gibi farklı görüşlere sahip gazeteci ve yazarların tamamı, hükümetin rahatsız olduğu gazetecilerin bir biri ardına işsiz kalışının ‘Türkiye’de basın özgürlüğü’ sorununun önemli bir ayağı olarak gördüğümüzü vurguladık. Masanın etrafındaki ABD ve Avrupalı yabancıların yoğun ilgisinden, Hasan Cemal isminin ’Türkiye ve basın özgürlüğü’ tartışmalarının sembol isimlerinden biri haline gelmekte olduğu izlenimi edindik. Freedom House Direktörü David Kramer de medya sahiplerine hükümetten gelen dolaylı baskılara diplomasiden esinlenen bir isim bile bulmuş: ‘Arka kanal baskısı (back channel pressure)’ imdi de ’5. paket’ diyorlar Panele katılan Adalet Bakanlığı temsilcisi Ramazan Çaylı, “Bir gazetecinin bile özgürlüğünden mahrum bırakılması bizim için kabul edilebilir değildir. İfade özgürlüğünün korunması alanında yasal ve pratikteki eksiklerimizin giderilmesi için 3 ve 4. yargı paketlerini hazırladık. Eğer talepler karşılanmazsa bir yenisini daha hazırlarız” diyerek umutları 5. pakete yöneltti. Çaylı’nın sözlerine salondan “Eksiklik olduğu biliniyorsa, yeni paket yerine 4. paketi Meclis’te değiştirin” tepkisi geldi. 4. paketin tutuklu gazeteciler açısından bazı iyileştirmeler getirilebileceğine işaret eden Pierini, daha fazla yasal düzenleme ihtiyacının hem içte hem de dışta vurgulanmasının hükümet üzerinde teşvik edici rol oynayabileceğini belirtti. ??? Atlantik’in her iki yakasında arka arkaya gerçekleşen ‘Türkiye’de basın özgürlüğü’ tartışmaları bakalım içeride AKP hükümeti üzerinde nasıl bir etki yaratacak. Ş sveçli bakan: Kaygılarımız artıyor Panel öncesi çalışma yemeğinde bir araya geldiğimiz İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Bakanı Gunilla Carlsson, “Türkiye’de ifade özgürlüğü alanında yaşanan sorunlardan giderek daha fazla kaygı duyduklarını” belirtti. Özellikle takip ettikleri sorunların başına ise ‘cezaevindeki gazeteciler’ ve ‘internet özgürlüğünün kısıtlanması’ konularını yerleştirdi. Katılımcılar arasında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Basın Özgürlüğü Özel Raportörü Dunja Mijatoviç de vardı. Türkiye’ye ilgilerini “Bir ülkedeki basın özgürlüğü ihlalleri ve sansür vakaları tüm dünyayı ilgilendirir. O nedenle Türkiye ile İ ierini: ‘Onlar terörist’ tezine kimse inanmıyor Kısa süre öncesine kadar AB Komisyonu’nun Ankara’daki büyükelçisi olarak görev yapan ve bu yıl ABD merkezli Carnegie Vakfı için ‘Türkiye’de Basın Özgürlüğü’ raporunu kaleme alan Marc Pierini de oradaydı, “Hükümet uzun süre ‘onlar gazeteci değil terörist’ diye kendini savunmaya çalıştı. Ancak imaj savaşını kaybetti. Artık dünyada, gazetecilerini hapseden ülke algısı yerleşti” dedi. İstanbul’da yaşayan İngiliz gazeteci Gareth Jenkins, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gazeteciler aleyhine açtığı davalara işaret etti. P İZMİR BP’nin Doğu Karadeniz’de, 52 milyon dolarlık teminat mektubunu yakmayı göze alarak ikinci sondaj kuyusuna sondaj vurmadan ayrılmasına karşın Karadeniz’de petrolün olduğuna işaret eden veriler ortaya çıktı. Petrol tekelleri, dünyanın “en liberal” Petrol Yasa Tasarısı’nı iştahla bekliyor. Doğu Karadeniz’de araştırma yapan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Araştırmaları Enstitüsü’ne ait Piri Reis gemisinin, deniz tabanından alınan çamur örneğinde “kaynağın” varlığına işaret eden verilerine karşın AKP iktidarının herhangi bir girişimde bulunmaması eleştirilere yol açıyor Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), BP Exploration Türkiye BV. arasında 20 Aralık 2001’de Doğu Karadeniz’de petrol sondajı için anlaşma yaptı. 25 Ekim 2003 ve 25 Ekim 2004 tarihlerinde başlaması gereken sondaj çalışmasının ikincisini firma gerçekleştirmedi. Bir dönem Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde görevli, CHP Bilim Platformu Enerji Çalışma Grubu Başkanı Salih Ertan, Türkiye’nin “petrol fakiri” söylemlerinin doğru olmadığını söyledi. BP’nin Doğu Karadeniz’de kazı yapmasına karşın rezerv bulunmadığı gerekçesiyle ikinci sondajı gerçekleştirmediğini anımsatan Ertan, şöyle konuştu: “Piri Reis bölgede yaptığı araştırmada petrol ve doğalgaz volkanları tespit etti. TPAO’nun ruhsatları 2014’te bitiyor. Sinop, Samsun açıklarında kimlerin ruhsatı var? Hopa, Giresun açıklarında 800 metreden alınan çamurun yandığına ilişkin fotoğraflar var elimizde. Ancak BP firması bu bölgede petrol bulamıyor! TPAO’dan bazı yetkililerin ‘40 metre daha inseler bulacaklardı’ dediklerini biliyorum. 20 milyon dolar tazminat ödemeyi göze alarak bu sondajı vurmadılar. Yeni Petrol Yasa Tasarı’na göre TPAO yok ediliyor.” 40 metre daha inseler... ramer: Arka kanal baskısı Milliyet’in, meslek büyü K vrupa’ya ‘Ricciardone gibi olun’ tavsiyesi Klasik neocon bakışıyla başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’da önemli rol oy A Telefon dinlemelerinin merkezi olan TİB, milletvekillerinin sorularını geçiştirdi, Emniyet ile çelişen bilgiler verdi Üç maymun oynandı MAHMUT LICALI ‘Kul hakkını susuz götürür’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP , kendiGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sini “Rakıyı sulu içiyormuş” sözleriyle eleştiren Başbakan Tayyip Erdoğan’a, Twitter üzerinden, “Tayyip Erdoğan kul hakkını susuz götürür” sözleriyle yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, Twitter’dan yazdığı mesajda, Başbakan Erdoğan’ın AKP grup toplantısındaki “CHP Genel Başkanı bir röportajında ne içtiklerini söylemiş; meğer rakıyı sulu içiyorlarmış. Ben Rizeliyim, İstanbul’da doğdum büyüdüm. Diyorum ki; siz böyle içmeye devam edersiniz, siz elbette Rize’nin tulumuna da çıkar gayda dersiniz” sözlerine yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan rakıyı sulu mu içer bilmiyorum ama çok iyi bildiğim bir şey var: Tayyip Erdoğan ‘kul hakkını’ susuz götürür!” dedi. CHP’den HSYK’ye başvuru ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin soruşturmanın karartıldığı iddiasıyla HSYK’ye yaptığı suç duyurusunun, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ve savcıları ile savcılık yönünden yeniden değerlendirilmesini istedi. Eski Kayseri Vali Yardımcısı Ali Yener Erçin’in yasal telefon kayıtları ortaya çıkmış ve bu kayıtlarda rüşvet pazarlıkları yer almıştı. Dr. Ata Soyer yaşamını yitirdi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye toplumcu hekim hareketinin öncülerinden, Dr. Ata Soyer önceki gün yaşamını yitirdi. Soyer için bugün saat 10.30’da TTB Merkez Konseyi binası önünde bir tören düzenlenecek ve cenazesi öğlen namazını takiben Maltepe Camii’nden kaldırılarak Karşıyaka Mezarlığı’na defnedilecek. ‘Lozan’a 20, şeyhe 40 dakika’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li Nur Serter, MEB’in ortaokullara gönderdiği, 8. sınıf inkılap tarihi ders kitabında hangi konulara ders içinde ne kadar zaman ayrıldığını inceledi. Serter ders kitabında, “Yaşasın Cumhuriyet’ konusuna 40, Lozan Anlaşması’na 20, Şeyh Sait İsyanı’na ise 40 dakika zaman ayrıldığını” açıkladı. AKP’li heyet kaza yaptı: 3 ölü ? KARAMAN (Cumhuriyet) Karaman’da Kazımkarabekir İlçe Belediye Başkanı AKP’li Muammer Sarı, AKP il genel meclisi üyesi Mustafa Bayram, AKP Kâzımkarabekir İlçe Başkanı Ali İhsan Alanlı ve şoför Ertuğrul Demircan’ın bulunduğu araç, karşı yönden gelen servis aracına çarparak şarampole yuvarlandı. Sarı, Bayram ve Demircan yaşamını yitirirken Alanlı yaralandı. ANKARA Yasal olarak telefon dinlemelerinin yapıldığı tek merkez olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), Türkiye genelinde kaç kişinin dinlendiğini “istatistiki olarak bulunmadığı” gerekçesiyle açıklamadı. Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) ise eski CHP lideri Deniz Baykal hakkındaki kaset olayı ile Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ofisindeki böcekle ilgili soruları “Basından öğrendik” diye geçiştirdi. TİB ve EGM, santral dinlemeleri ve milletvekillerinin dinlenmesi konusunda çelişkili bilgiler verdi.. Yasadışı dinlemeleri araştırmak amacıyla kurulan TBMM Böcek Araştırma Komisyonu üyesi milletvekillerinin sorularına TİB ve EGM İstihbarat Daire Başkanlığı yazılı yanıt verdi. TİB’in verdiği yanıtlar şöyle: İstatistiki bilgi yok: Kolluktan ve mahkemelerden gelen dinleme kararları konusunda istatistiki bilgi bulunmamaktadır. Oysa TİB, 2011 yılında mahkeme kararları doğrultusunda 75 bin kişinin dinlendiğini açıklamıştı. Vekil olup olmadığına bakılmaz: (Milletvekillerinin dinlenmesi konusunda) TİB hâkim kararlarının gereğini yerine getirmektedir. Haklarında dinleme kararı verilen kişilerin hangi meslek mensubu olduklarının TİB tarafından bilinmesi mümkün değildir. Santral dinlemesi yapılır: Dinlenecek hedef numaranın, santral numarası ya da şahıs numarası olduğuna bakılmaksızın, mahkemelerce verilen dinleme kararları uygulanmaktadır. Mahkeme kararlarında hedef numaranın santral numarası olduğu ifade edilmiş ise söz konusu karara itiraz edilmektedir. Baykal’ın kaset olayında IP bilgilerinin geç gönderildiği iddiası: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından TİB’e gönderilen yazıyla 11 Haziran 2010 tarihli yazıyla söz konusu görüntülerin yüklendiği IP adreslerinin tespit edilmesi talep edilmiştir. Bu talep üzerine, Başkanlığımızın 12 Haziran 2010 tarihli yazısıyla görüntülerin hangi IP adreslerinden yüklendiğinin ilgili internet sitelerinin yer sağlayıcılarından temin edilebileceği başsavcılığa iletilmiştir. İlgili internet siteleri yurtdışında bulunduğundan aynı yazının ekinde bu sitelerin yer ve içerik sağlayıcılarına ilişkin detaylı bilgiler de başsavcılığa sunulmuştur. Bu bilgiler dışında Başkanlıkça bir IP bildirimi söz konusu değildir. TİB’den suç iması Komisyon üyelerinin milletvekillerinin cep telefonlarının listesini iletmesi ve bu telefon numaralarına yönelik herhangi bir dinleme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi isteğine TİB, Türk Ceza Yasası’nın “göreve ilişkin sırrın açıklanması”, “gizliliğin ihlali” ve “konusu suç teşkil eden emirin hiçbir surette yerine getirilemeyeceği” hükümlerini anımsattı ve “Sonuç olarak bahsedilen taleplerin mevzuat hükümleri kapsamında değerlendirilmesi komisyonun takdirindedir” diyerek bu talebi yerine getirmedi. Balbay ve Haberal dinlensin önergesi Komisyonun CHP’li üyesi Namık Havutça, yasadışı yöntemlerle dinlenen Ergenekon davası kapsamında tutuklu olan CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal ile gazetemiz yazarı CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın mağdur olarak dinlenmesine ilişkin önerge verdi. Havutça, YARSAV Başkanı olduğu dönemde gizli ses kaydı internete konulan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’ın da dinlenmesini talep etti. Önergeler hakkında bugün karar verilecek. Yusuf Aslan’ın annesi yaşamını yitirdi CEREN KAYA Emniyet’in yanıtları şöyle: EGM basından öğrenmiş: (Eski CHP lideri Baykal hakkındaki kaset olayı ve Başbakan’ın ofisinde böcek bulunması konusunda) Bahsedilen özel hayatın gizliliğinin ihlali konuları ile ilgili basından öğrenildiği kadarıyla Cumhuriyet savcılıkları tarafından soruşturma açıldığı bilinmektedir. İstatistik tutmuyoruz: İllerden başkanlığımıza gönderilen mahkeme kararı içeriklerinde takip edilen kişilere yönelik istatistik tutma tarzında bir uygulama bulunmamaktadır. Uydu teknolojileri kullanılmamakta, EGM’nin uzaktan dinleme yapma kabiliyeti bulunmamaktadır. Santral dinlemesi yapmıyoruz: Dinleme kararı taleplerinde bulunması gereken hususlar çerçevesinde santral numaralarına dinleme kararı alınmamaktadır. Vekilleri dinlemiyoruz: Başkanlığımızca yürütülen istihbarat faaliyeti çerçevesinde, halkın temsilcisi olan milletvekillerimizle ilgili dinleme talebinde bulunulmamaktadır. MHP kasetleri: MHP’nin dinlenmesiyle ilgili somut veriler üzerinden, Emniyet’ten talepte bulunulmadığı için bir çalışma yapılmadı. Cihaz ithalatında boşluk var: Yasadışı dinleme cihazlarının temini konusunda yasal bir boşluğun bulunduğu aşikâr olup, bu konunun detaylı bir şekilde düzenleme ve denetlemeye tabi tutulması gerekmektedir. Cihazlar envantere kayıtlı: EGM’de yapılan dinleme işlemlerinde kullanılan cihazlarımız demirbaşa kayıtlıdır. Kendi ürettiğimiz dinleme cihazı bulunmamaktadır. Birimlerimizin demirbaşlarındaki obzervasyon araçları gözetleme amacıyla kullanılmaktadır. MOBESE’ler özel alanları görmez: Sabit MOBESE kameraları, özel alanları görmeyecek şekilde montaj yapılmaktadır. Hareketli MOBESE kameralarında, pencere gibi özel alanlara karşılık gelen yerlerde görüntü perdelenmesi yapılmaktadır. Başbakan’ı dinlemeyiz: Başbakanımız hakkında herhangi bir Emniyet birimi tarafından hiçbir şekilde teknik çalışma yapılması veya iletişimin denetlenmesi tedbirine başvurulması gibi bir uygulama kesinlikle söz konusu değil. ANTALYA Türkiye’nin devrimci gençlik önderlerinden 6 Mayıs 1972’de Deniz Gezmiş ve Hüseyin İnan ile birlikte idam edilen Yusuf Aslan’ın annesi Mediha Aslan Antalya’da yaşamını yitirdi. Antalya Meltem Mahallesi’nde 10 yıldır kızı Emel Bilik ile birlikte yaşayan Yusuf Aslan’ın annesi Mediha Aslan dün sabah 87 yaşında yaşamını yitirdi. Aslan’ın 10 yıldır Alzheimer hastası olduğu belirtildi. Aslan’ın kızı Bilik, “Annem kardeşimin ölümünden sonra çok içine kapandı. Derdini kimseye anlatmazdı” dedi. Aslan’ın cenazesi bugün öğlen namazından sonra Uncalı Mezarlığı’nda defnedilecek. TGC’den muhabirimiz Abidin Yağmur’a ödül Yurt Haberleri Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ile Konrad Adenauer Stiftung’un (KAS) 15 yıldır birlikte düzenlediği Yerel Medya Ödülleri’nin sahipleri belli oldu. Gazetemizin Mersin muhabiri Abidin Yağmur, Mersin İmece gazetesinde yayımlanan “Valiliğe göre salon toplantısı da sakıncalı” haberiyle mansiyona değer görüldü. Bu yıl haber dalında Zonguldak Ereğli Önder gazetesinden Mustafa Kemal Bektaş “Film Gibi Olay” başlıklı haber serisiyle birinci seçildi. Fotoğraf dalında Trabzon’da yayımlanan Günebakış gazetesinden Şükrü Üçüncü ve sayfa düzeni dalında Konya’da yayımlanan Yenigün gazetesinden Onur Kalkan ödüle değer görüldü.