22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ŞUBAT 2013 PAZARTESİ HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 Türkiye’nin AİHM’de mahkum olduğu rakam çeyrek milyar Avro’yu buldu AİHM faturası ağır BAHADIR SELİM DİLEK Ceremesi CHP’ye... ANKARA Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye ile ilgili verdiği 2 bin 404 ihlal kararını ortadan kaldırmak amacıyla hazırlanan ve Meclis’e sevk edilen “4. Yargı Paketi”ne ilişkin tartışmalar sürerken Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal nedeniyle bugüne kadar ödediği tazminat astronomik düzeye ulaştı. Son 10 yılda sadece Türkiye’deki vatandaşların insan haklarının ihlal edilmesi nedeniyle AİHM’nin hükmettiği tazminat miktarı çeyrek milyar Avro’yu buldu. AİHM ve Adalet Bakanlığı verilerine göre Türkiye 20042011 yılları arasında mahkum olduğu davalar sonucu toplam 207 milyon 942 bin 904 Avro ödedi. AİHM’nin 2012 yılında Türkiye’yi mahkum ettiği tazminatların faturasıysa henüz netleşmedi. Ancak, 2012 yılında AİHM Türkiye hakkında yapılan 123 yargılamanın 117’sinde, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin en az bir maddesini ihlal ettiğine hükmetti. İhlal kararlarındaysa ilk sırayı “yargılamanın uzunluğu” aldı. 2011 yılındaysa ilk sırada “adil yargılama hakkının ihlal edilmesi” yer almıştı. AİHM, 2011 yılında Türkiye hakkında 174 davada karar açıklamış, bu kararların 159’unda AİHS’nin en az bir maddesinin ihlal edildiğine hükmetmişti. 2004 yılından bugüne kadar Türkiye’nin mahkum olduğu tazminat miktarının 250 milyon Avro’yu bulması bekleniyor. Türkiye, AİHM’nin verdiği kararlarda geçen yıl sadece yargılamanın uzunluğu alanında Avrupa Konseyi’ne 47 ülke arasında 51 mahkumiyetle birinci oldu. AİHM’de bekleyen yaklaşık 128 bin dava arasında Türkiye yine geçen yıl, 16 bin 879 dosya ile ikinci sırada yer aldı. AİHM istatistikleri incelendiğinde açılan davalar açısından Türkiye’nin artan bir grafik çizdiği dikkat çekiyor. Son üç yıla bakıldığında, 2009 Giderek artıyor yılında AİHM’ye Türkiye’den 4 bin 474 başvuru yapılırken bu rakam 2010’da 5 bin 821’e, 2011’de ise 8 bin 668’e çıktı. 2012’de ise AİHM’ye Türkiye’den 9 bin 98 başvuru yapıldı Türkiye, “etkin soruşturma yokluğu” nedeniyle 135 kez, “özgürlük ve güvenlik hakkı” konusunda 554 kez, “adil yargılanma hakkı” konusunda 729 kez, “ifade özgürlüğü” konusunda 207 kez, “toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü” konusunda 53 kez, yaşam hakkı ihlali davalarında 92 kez, “mülkiyet hakkı” konusunda 611 kez mahkum oldu. İstatistikler, Türkiye’nin AİHM’ye taraf 47 ülke arasında AİHS’yi en çok ihlal eden ülke olduğunu gösterdi. GÖREVDEN ALINAN 4 KİŞİDEN 1’İ GERİ DÖNDÜ Bürokrat tasfiyesine yargı engeli MAHMUT LICALI Yurtiçi ve yurtdışında katliamı anlatacak HBVAKV ‘Alevilik ayrı bir yoldur’ ALİ AÇAR Sinop’ta HDK üyesi BDP milletvekillerine yapılan saldırı, geçen hafta Meclis’in de gündemindeydi. BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, olaylarla ilgili önce CHP’li Sinop Belediye Başkanı Baki Ergül’ü suçlayıp daha sonra iddiasını kanıtlayamayınca, özür diledi dilemesine ama CHP’lilerle BDP’liler arasındaki “sataşmalar” kulislerde de sürdü. Muhalefet kulisinde sigara içme bölümünde BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ile CHP Bursa Milletvekili Kemal Ekinci sohbet ederken söz Sinop olaylarına geldi. Esprili kişiliğiyle bilinen Ekinci, BDP’nin CHP’yi hedef almasını eleştirirken espriyle karışık Kaplan’a yüklendi: “Kardeşim, Kürt sorunu konusunda BDP dilini kullanıyor, AKP dinini kullanıyor. CHP de aranızda kalıp ceremesini çekiyor!” Şarjım Hemen Bitiyor, Dinleniyor muyum? “Beni de dinliyorlar mı” endişesi son yıllarda herkesin kâbusu oldu. Artan şikâyetler üzerine TBMM bünyesinde bu konuyu araştırmak üzere kurulan komisyon, çalışmalarına geçen hafta başladı ve bu kapsamda Türkiye’de yasal olarak bütün dinlemeleri yapan tek kurum olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın da (TİB) bilgisine başvurdu. “Soruların rahat yanıtlanması” gerekçesiyle basın mensuplarının alınmadığı oturumda TİB yetkilileri vekillere teknik bilgilerlerin yanı sıra telefon dinlemesinden korunmak için önemli “tüyolar” da verdi. Komisyon üyesi milletvekilleri ile TİB yetkilileri arasında yaşanan ilginç diyologları “5 soruda telekulağın püf noktaları” diye özetlemek mümkün: Soru 1: Telefonun dinlendiğini nasıl anlayabiliriz? Anlamanız mümkün değil. Soru 2: Cızırtı ya da parazit falan da mı olmuyor hiç? Hayır olmaz. Biz ruh gibi dinleriz. Dinleme yapıldığınızı hiç kimse anlayamaz. Soru 3: Dinlemelere karşı nasıl önlemler almalıyım? Yasadışı dinlemelere karşı basit telefon modellerini tercih edin. Akıllı telefonlara kolaylıkla casus yazılım yüklenebiliyor. Soru 4: Basit telefonu siz de dinleyemez misiniz? Biz her türlü telefonu dinleriz. Akıllı, akılsız; mobil, sabit; fark etmez... Soru 5: Şarjım çabuk bitiyor acaba dinlemeden mi kaynaklanıyor? Telefonu çok kullandığınız, çok konuştuğunuz için bitiyordur. Dinleme yapılması telefonun şarjını etkilemez. ANKARA Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde son 9 yılda görev yapan 510 bürokrat çeşitli gerekçelerle görevden alınırken mahkeme kararıyla görevine geri dönen bürokratların sayısı 145 oldu. Bakanlıkta görevine son verilen ortalama her 4 bürokrattan biri mahkeme kararıyla geri döndü. MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun soru önergesini yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, bakanlıkta yapılan bürokrat tasfiyesinin bilançosunu gözler önüne serdi. Bayraktar’ın verdiği bilgiye göre, bakanlığın merkez teşkilatında AKP iktidara geldikten sonra 2003 yılında 54, 2004 yılında 62, 2005 yılında 41 bürokrat görevinden alındı. 2006, 2007 ve 2008 yıllarında 27’şer bürokratın işine son verilirken 2010 yılında 34 bürokrat gönderildi. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın kapatılarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kurulmasıyla birlikte teşkilat yapısı değişen bakanlıkta 2011 yılında 139 bürokrat görevden alındı. 2012 yılı içinde de 11 bürokratın işine son verildi. Buna göre bakanlığın merkez teşkilatında AKP döneminde toplam 449 bürokrat görevden alındı. Bakanlığı bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, İller Bankası AŞ bünyesinde görev yapan 61 bürokrat gönderildi. Böylece bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarından 9 yıl içinde toplamda 510 bürokrat görevinden alındı. AKP döneminde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan gönderilen 510 bürokrattan merkez teşkilatlarda 111’i, taşra teşkilatlarındaysa 34 bürokrat mahkeme kararıyla görevine geri döndü. Başka bir deyişle merkez teşkilatta gönderilen her 4 bürokrattan biri, taşra teşkilatındaysa tasfiye edilen 2 bürokrattan biri mahkeme kararıyla geri döndü. Madımak müze otobüs oldu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Madımak katliamında üç yakınını yitiren Hüseyin Karababa’nın öncülüğünde başlatılan Madımak Müze Otobüsü yollara düşmeye hazırlanıyor. Karababa, otobüsün tamamlanma aşamasına geldiğini belirterek “Bu otobüsle şehir şehir, ülke ülke gezip 2 Temmuz 1993’te Madımak’ta yaşananları dünyanın gözlerinin önüne sereceğiz” dedi. Bornova Belediyesi Başkanı Kamil Okyay Sındır’ın destek verdiği projenin tanıtım toplantısına yobazlar tarafından yakılan Madımak Oteli’nden kurtulan şair yazar Hidayet Karakuş, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin ve çok sayıda yurttaş katıldı. Katliamın üzerinden 20 yıl geçtiğini anımsatan Karababa, “Aradan geçen bunca yıla rağmen Madımak Oteli bir türlü müze haline getirilmedi. Biz de Madımak müze olana kadar bir otobüsü müze haline getirerek Madımak’ta yaşananları, ozanlarımızı aydınlarımızı halkımıza anlatmak istedik. Avrupa’daki çeşitli ülkelerin parlamentonlarında yaşananları ortaya koyacağız” diye konuştu. Bornova Belediye Başkanı Sındır, “Madımak’ta yaşananlar sosyal devlete laikliğe Mustafa Kemal’e karşı olanların yaktığı bir ateştir” dedi. ‘İbadetimize karışamaz’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Servet Demir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, cemevlerinin ibadet yeri değil kültürel alanlar olduğu yönündeki açıklamalarına tepki gösterdi. Narlıdere Cemevi’nde basın açıklaması yapan Demir, Erdoğan’ın sözlerinin kabul edilemez olduğunu belirterek “Alevilerin ibadet yeri cemevidir. Bu gerçeği Başbakan istese de saklasa da değiştiremez. Başbakan’ın tavrı hak ihlalidir. Başbakan bu konuda kural belirleyemez, tanım yapamaz. Başbakan halkın dinine, ibadetine karışamaz” dedi. Demir asimilasyon politikalarının sürdüğünü vurgulayarak Erdoğan’ın yaptığının hak ihlali olduğunu söyledi. Alevi Bektaşi Federasyonu’ndan Erdoğan’a tepki Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Beyoğlu Şubesi’nin dayanışma yemeği önceki gün gerçekleştirildi. Beyoğlu Makina Mühendisleri Odası’ndaki yemeğe CHP Haluk Eyidoğan, SODEV Genel Sekreteri Mehmet Tüm, Halkların Demokratik Kongresi Genel Meclis Yürütme Kurulu Üyesi Hatice Altınışık, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu ve çeşitli cemevlerinin yöneticileri katıldı. Etkinlikte konuşan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “İslamda ibadethane Cami’dir” yönündeki sözlerini eleştiren HBVAKV Beyoğlu Şube Başkanı Vedat Kara, “Biz Başbakan’ın anladığı İslamın ibadethanesi değiliz. Bizim inancımız ve yolumuz farklı. Başbakan’ın inancına hapsolacak değiliz. Alevilik sadece Başbakan’ın söylediği gibi Ali’yi sevmek değil. Alevilik ayrı bir yoldur ve o yolun kuralları vardır” dedi. Kara, 28 Nisan’da 3. Büyük Alevi Kurultayı’nı düzenleyeceklerini ve burada soldan yana olan siyasi partilerin düşünce ve projelerini dinleyeceklerini söyledi. Kenanoğlu da “Bu devlet hep birilerini kendine düşman görmüştür. Kürt sorununun çözümünün yaşandığı bu süreçte yeni tehdit Aleviler olarak gösteriliyor” diye konuştu. Beşir Atalay’ı Erdoğan’ın Hışmından Kurtaran Gezi Başbakan Tayyip Erdoğan, geçen hafta partisinin bölge toplantılarının 4.’sünü Orta Anadolu milletvekilleriyle yaptı. Tüm bölge toplantılarında olduğu gibi Orta Anadolu toplantısına da o illerin AKP milletvekilleri, bakanlar, belediye başkanları ve il başkanları da katıldı. Toplantıya, Orta Anadolu illerinde AKP’nin son durumunu ortaya koyan anketler damgasını vurdu. Erdoğan, toplantıda bulunan illerde yapılan anketleri tek tek açıkladı. Ve toplantıya tam anlamıyla Kırıkkale bombası düştü. Çünkü ankette Kırıkkale’de AKP’li belediyeyi başarılı bulunların oyu yüzde 11 çıkmıştı. Olası bir yerel seçimde ise AKP’ye oy vereceğini söyleyenlerin oranı ise ancak yüzde 13’ü buluyordu. 2009’da AKP Kırıkkale’de yüzde 31’le belediyeyi kazanmıştı. Bu ankete çok sinirlenen Erdoğan, tepkisini “fecaat” diye ortaya koydu. Toplantıda bulunan Belediye Başkanı Veli Korkmaz’ı tam anlamıyla haşladı. Toplantıdan sonra Kırıkkale milletvekillerinin ağzını bıçak açmıyordu. Ancak toplantı sonrası bir noktaya dikkat çekildi. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da Kırıkkale milletvekili. Belediye başkanıyla daha sonraki seçimlerde milletvekili adaylarının belirlenmesinde tam yetkili olarak çalıştı. Ancak o günkü toplantıda Atalay yoktu. Çünkü Atalay, aynı zamanda çözüm sürecinden de sorumlu olarak STK’lerle toplantı için Diyarbakır’daydı. Toplantıya katılanlar Erdoğan’ın kızgınlığını “Beşir Hoca Diyarbakır’a gitti, Başbakan’ın hışmından kurduldu” sözleriyle ifade etti. Adalet Bakanlığı yasal dinlemeler konusunda TBMM Böcek Komisyonu’na bilgi verdi: Ayşe Sayın, Erdem Gül, Mahmut Lıcalı parlamentokulisi@gmail.com Türkiye’de delil, Avrupa’da bilgi MAHMUT LICALI amaçlı olarak değerlendiriliyor. ANKARA Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı rapor, Avrupa’nın pek çok ülkesinde yasal olarak yapılan telefon dinlemelerinde elde edilen verilerin delil olarak kullanılmadığını, ancak Türkiye’de telefon dinlemelerinin yasal anlamda ana amacının “delil elde etmek üzerine” kurulu olduğunu gösterdi. Yasadışı ve sınırını aşan yasal dinlemeleri engellemek amacıyla kurulan TBMM Böcek Komisyonu’na bilgi veren Adalet Bakanlığı, “Mukayeseli Hukukta İletişimin Denetlenmesi” adlı bölümde Türkiye ile Avrupa ülkelerinin dinleme konusundaki yasal mevzuatlarını karşılaştırdı. Adalet Bakanlığı’nın çalışmasında Avrupa ülkelerine ilişkin şu değerlendirmeler yer aldı: Almanya’da dinlemeler katalog suçlar için hâkim kararıyla uygulanıyor. Elde edilen veriler delil ola rak kullanılabiliyor. 5 parlamenterden oluşan bir heyet tarafından denetlenebiliyor. Fransa’da telefon dinlemeleri delil olarak kullanılamıyor. Yasal dinleme suçluluğa ait kuvvetli belirti olması durumunda yapılıyor. 2 yıl ve daha fazla hapis öngören suçlar için dinleme yapılıyor. Yasal dinlemelerin denetimi özerk bir birim olan İletişimin Denetlenmesi Milli Kontrol Komisyonu tarafından gerçekleştiriliyor. Amaç dışı dinleme kayıtları 10 gün içinde imha ediliyor. İtalya’da savcının talebiyle hâkim kararına bağlı olarak dinleme yapılıyor. Elde edilen bilgiler yalnızca amacına ilişkin yapılan dinlemede delil olarak kullanılıyor. İstihbari amaçlı dinlemede elde edilen veriler delil sayılmıyor. Avusturya’da kuvvetli suç şüphesinin varlığı ve başka surette delil elde edilemeyecek olması hallerinde yasal dinleme yapılıyor. Elde edilen bilgiler delil olarak kullanılmıyor. Avusturya’da istihbari amaçlı telefon dinlemesi yapılmıyor. İngiltere’de başka yolla delil elde edilmesinin zor olması durumunda telefon dinlemesi yasal anlamda yapılabiliyor. Veriler delil olarak kullanılmıyor, yalnızca istihbari Türkiye’de hem adli, hem istihbari amaçlı telefon dinlemesi yapılıyor. Soruşturma ve kovuşturma sırasında adli dinleme de yapılabiliyor. Adli dinlemeler hâkim kararıyla yapılırken, istihbari dinlemeler gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Jandarma ve Emniyet tarafından da hâkim kararı olmaksızın yapılabiliyor. Dinleme süresi 3 ay olurken, bu süre 3 ay daha uzatılabiliyor. Avrupa ülkelerinde adli dinlemeler belli bir üst sınırdaki suç veya katalog suçlarıyla sınırlandırılırken, Türkiye’de herhangi bir sınır olmadan her suç için adli dinleme yolu kullanılıyor. Yasal telefon dinlemeleri delil serbestisi ilkesi kapsamında her türlü konuşma delil olarak kullanılıyor. Adli dinlemede başkasına ait tesadüfen elde edilen bir delil, katalog suçlarıyla ilişkiliyse delil olarak kullanılıyor. Türkiye’de sınır geniş İşçiler maaş, TSK Kirpi’yi alamıyor BARKIN ŞIK ANKARA BMC işçileri, mali sorunlar nedeniyle 10 aydır maaş alamadıkları gerekçesiyle İstanbul ve Ankara’da eylem düzenlerken Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de bu firmaya ihale ettiği “Kirpi” isimli mayına dayanıklı araçları teslim alamadığı öğrenildi. BMC firması TSK’ye vermesi gereken 250 Kirpi’yi teslim edemiyor. Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından açılan mayına dayanıklı zırhlı araç ihalesi, Çukurova Holding bünyesinde yer alan BMC’ye 2009’un Mart ayında verilmişti. Sözleşme gereği araçların, Aralık 2011’e kadar teslim edilmesi gerekiyordu. Firma, maddi kriz içine girince üretim aksamaya başladı. Bunun üzerine teslimatların 2012’nin Mayıs ayına kadar yapılması için sözleşme değişikliğine gidildi. Bugüne kadar BMC, TSK’ye yalnızca 218 Kirpi teslim edebildi. Kalan, 250 Kirpi’nin teslimatının da en geç önümüzdeki nisan ayına kadar tamamlanması öngörülüyordu. Fakat BMC 10 aydır çalışanlarının maaşını dahi ödeyemiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle