23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2013 SALI 6 HABERLER Sen misin polise kimlik soran! Öğretim görevlisi Acar, kimliğini sorduğu polis tarafından dövüldü, parmağı kırıldı SAKARYA (Cumhuriyet) Artvin Çoruh Üniversitesi öğretim görevlisi Özbek Acar, hafta sonu geldiği memleketi Sakarya’nın Akyazı ilçesinde, kimliğini sorduğu sivil polisin kendisine şiddet uygulayarak parmağını kırdığını öne sürdü. Acar, geçen cumartesi akşamı Akyazı ilçe merkezindeki bir banka önünde beklerken yanına gelen bir kişinin kimliğini sorduğunu söyledi. Acar, “Sivil kişi gelerek polis olduğunu söyledi, benden kimliğimi istedi. Önce kendisinin kimlik göstermesini söyleyince tartıştık. Birkaç dakika sonra ikinci bir kişi daha geldi ve polis olduğunu söyleyerek benim kimlik göstermememe öfkelenerek beni polis merkezine götürmek istediklerini söylediler. Ben o kişiden de kimliğini göstermesini isteyince zor kullandılar. Araca bindirdikten sonra küfredip tartakladılar. Polis merkezine geldiğimizde benim hakkında ‘Polise görevini yaptırmamak’ iddiasıyla işlem yaptılar. İfadem alındıktan sonra serbest kaldım” dedi. Serbest bırakılmasının ardından sol elinde acı hissettiğini anlatan Özbek Acar’ın, yakınlarıyla birlikte geldiği Adapazarı’nda ToyotaSa Hastanesi’nde yapılan muayenesinde sol el yüzük parmağının tarak kemiğinde kırık tespit edildi. Hastaneden rapor alan Özbek Acar, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Sakarya Emniyet Müdürlüğü iddiayla ilgili olarak inceleme başlatıldığını açıkladı. Kürt Meselesini Nasıl Çözmeli? Silivri’de ve dün Çağlayan “Adalet” Sarayı’nda avukatlara karşı iktidarın polis ve jandarmaya uygulattığı “ileri demokrasi vahşeti”nin, hele tam diktatörlük aşamasına geçilmesi durumunda “çok daha ileri demokratik düzey vahşeti” yaşayacağımızın provası ve örneği olduğunu kaydederek, söze başlayalım. “İleri demokrasi”ye geçildi gibi bir yalanı bu ülkeye yutturmaya kalkışacak kadar insanın yüzü kapı duvar olur mu? Dünyanın hiçbir yerinde, ülkemizde uygulanmakta olan açıkgizli diktatörlük politikalarını, kendi halkına ve dünyaya “demokrasi” olarak sunmayı akıl edecek başka bir iktidar ve yardakçılarını bulamazsınız. İktidar RTE “Kürt Çözümü”ne odaklandı ya, bu sözde “çözüm”den RTE anayasasıyla bir dikta yönetimi çıkarabilirler mi’yi deniyorlar. Bakıyorum herkes hâlâ “Kürt Çözümü”nün kuyruğuna takılmış gidiyor. Sosyal ağlardaki iletişimde, “Çözüm için RTE padişahlığına evet deyin” yazıma gelen tepkilerden birinde “Keşke sizin çözümünüzü de yazsaydınız” diye bir mesaj gelmişti. Aslında bu mesajı “başka çözüm mü var, RTE’nin ortaya koyduğundan ve etnik temelde Kürtlere özerklik vermekten” biçiminde de algılamak mümkündü. AKP gibi, küresel egemenlerin ilmeğini iktidarın boynunda taşıyan güçlerin, ülke yararına bir çözüm üretmeleri mümkün değil. Böyle bir çözüm yok, bu çözümlerin hiçbirisi Anadolu’nun, ülkenin, Türkiye’nin, burada yaşayanların yararına bir sonuç üretemez. AKP gibi çalışan sınıfların, halkın büyük çoğunluğunun yararına, ekonomik yarar, demokratik ve insani hak ve özgürlükler üretemeyen bir iktidarın şimdi Kürt meselesini çözme girişimine destek çıkanların, herhalde bunu gerekçelendirecek birkaç sözleri olmalı! Kürt meselesinde çözüm giderek zorlaşan bir darboğaza giriyor. Hele hele AKP egemenleri sorunu özerklik federasyon noktalarına ulaştırmışsa, konu daha da zorlaşıyor. Fakat, iktidarın politikalarına bağımlı olmadan bazı ilkeler belirleyebiliriz, ben şunları ortaya atıyorum: Halkın büyük çoğunluğunun uzlaşısı! Milletin büyük çoğunluğunun kabul etmeyeceği, evet demeyeceği bir çözümü, tepeden müzakerelerle, al gülüm ver gülümle, ver bana diktatörlük yetkisi al sana özerklik ve ayrılma ilişkisi ile kimse dayatamaz... Çözüm diye, kendisine modern padişahlık diktatörlük yetkileri isteyen bir liderin, hiçbir çözümü samimi olamaz. Bu kişi, çözüm değil kendisi için tek adamlık istemektedir… Kürt meselesinde bir çözüm, emperyalist güçlerin baskısıyla gerçekleşemez. Çözümü bu millet tartışarak, dış baskılardan arınmış olarak, zorbalıklardan, şiddetten arınmış olarak, samimiyetle tartışarak geliştirmelidir. Bunun sonucu, beraber yaşamak istemiyoruz olsa bile! Şu gerçeği bilmeliyiz: Etnik temelde çözüm, daha büyük etnik temelde çözümlere yol açar. Anadolu yakın geçmişinde bunun örnekleriyle doludur. Etnik temelde çözüm önerileri, Türklerin de ayrı yaşama isteklerini güçlü bir şekilde gündeme getirir. Sosyoloji bilimine kulak verirseniz, bunu görürsünüz. Bu ülke ve Anadolu için en büyük tehlike, etnik temelde (TürkKürt) çözüm üzerinde yoğunlaşmaktır. Gündem, bunun alternatifleri ile doldurulmalıdır. Bu konuda gündemde neredeyse sıfır seçenek vardır. Bütün çözümler, iktidarda asla olmayan çalışanemekçi halkın yararını, adaleti, daha çok eşitliği gözetmelidir. Çözüm için büyük demokrasi, büyük eşitlik, büyük adalet, büyük ekonomik eşitlik sağlanmalıdır. Türkiye’de ise bunlar yoktur. Demokrasi, Adalet, Eşitlik yoksa hiçbir görüşmeden halkın yararına, ülkenin yararına, Kürtlerin ve Türklerin yararına bir sonuç çıkamaz. Türk ve Kürt egemenleri, çalışan halkın ve ülkenin geniş yararına bir çözüm üretemezler. Bu dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Çözüm için “ekonomi” çok ciddi bir araçtır. Bu, gelir eşitliği ve pastanın mümkün olduğu kadar eşit dağılımını gündeme getirir... Ve son bir ilke daha belirtelim: Gerçekten demokrasi, geniş özgürlükler yaratmadan bir çözüm üretilemez. Ancak diktatörler yaratılabilir, her iki tarafta da... ??? Nitekim bunu net olarak görüyoruz. RTE’nin, iktidarın, AKP’nin dayattığı çözüm bir RTE diktatörlüğüdür... Eşref Bitlis dosyası kapatılmadı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in 1993’teki ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada zamanaşımı süresi dün doldu. Ancak, henüz “zamanaşımı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına” dair bir karar yazmayan TMK Savcısı Hüseyin Şahin, AİHM’nin bazı kararları çerçevesinde zamanaşımının uygulanıp uygulanmayacağını değerlendiriyor. AİHM’nin, insan hayatına karşı işlenen kimi suçlarda zamanaşımının uygulanamayacağına ilişkin kararlar verdiği bildiriliyor. CHP’li Loğoğlu, Suriye’den gelen kadınlara yönelik iddiaları gündeme taşıdı ‘Mülteciler satılıyor’ ? CHP Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu, Suriye’den Türkiye’ye sığınan kadın ve kızların Arap ülkelerinden gelen zengin şeyhlere satıldığına yönelik duyumlar olduğunu açıkladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacıların haklarına yönelik ihlaller bulunduğuna ilişkin duyumlar olduğunu belirterek “Kadın ve kızların Arap ülkelerinden gelen zengin şeyhlere, kişilere satıldığı şeklinde iddialar var” dedi. Loğoğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, dış politikadaki gelişmeleri değerlendirdi. Suriye rejiminin halkına karşı füzelerle saldırmasının yanlışlığına işaret eden Loğoğlu, neye karşı mücadele veriliyorsa, bunun yorumunun füze saldırısı olmadığını söyledi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “kem küm” politikasıyla hareket ettiğini, “Hep silahsız çözümden yana olduk” dediğini belirten Loğoğlu, “Bu cümleyi kurarken biraz utanır; bu, gerçeklere uymayan bir iddiadır” diye konuştu. Cilvegözü Sınır Kapısı’ndaki olayın halen aydınlatılamadığını belirterek hükümetten inandırıcı bir açıklama beklediklerini kaydeden Loğoğlu, “Yaklaşık 200 bin Suriyeli kardeşimiz kamplara yerleştirildi. Ancak insan haklarının çok ciddi şekilde ihlal edildiğine dair duyumlar var. Kadın ve kızların, Arap ülkelerinden gelen zengin şeyhlere, kişilere satıldığı şeklinde iddialar var, çocuk yaşındakilerin silahlandırılarak Suriye’deki çatışmalara sürüldüğü iddiaları var” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın açıklamalarından, AB’nin bu hükümet için bittiğinin anlaşıldığını söyleyen Loğoğlu, “Aldığımız bilgiye göre AB İlerleme Raporu’nun sözde AB yetkilileri tarafından yapılan tercümesinin, aslında AB birimleri tarafından değil, Ankara’daki AB Bakanlığı tarafından ve tahrip edilerek yapıldığını anlıyoruz. CHP olarak katılım müzakerelerinin daha sağlıklı sürdürülmesini istiyoruz” diye konuştu. PKK’nin suikast timi yakalandı ? HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK’nin dağ kadrosundan Hakkâri’ye eylem yapmak ve üst düzey yöneticilere suikast düzenlemek üzere gönderildiği belirtilen 3 PKK’liden 1’i teslim olurken, 2’si yol kontrolleri sırasında gözaltına alındı. Teröristlerle birlikte 1 Glock tabanca, iç çamaşıra gizlenmiş 2 el bombasının da ele geçirildiği belirtildi. Alman bakan çifte vatandaşlıktan yana ? Dış Haberler Servisi Almanya Federal Hükümeti İnsan Hakları Sorumlusu Markus Löning, Almanya’da yürürlükte olan vatandaşlık yasasına karşı olduğunu belirterek çifte vatandaşlık hakkından yana olduğunu söyledi. Löning “Göçmen çocukları Alman toplumunun parçasıdır. Göçmen çocukları hem vatandaşlık haklarına sahip olmalı hem de kendilerini ebeveynlerinin memleketlerine bağlı hissedebilmelidir” dedi. İzmir’de korkutan patlama İZMİR (AA) İzmir’in Kemeraltı Çarşısı 914 Sokak’ta bulunan Nejat Coşkun’a ait “Ege Barakuda” adlı dalış malzemeleri satan işyerinde patlama meydana geldi. İşyerinin yanı sıra çevrede bulunan dükkânlarda hasara yol açan patlamanın ardından yangın çıktı. İşyerinden yaralı halde çıkan Nejat Coşkun ve dükkânda bulunan yeğeni Nur Coşkun, çevredekilerce hastaneye kaldırıldı. Olay yerine ulaşan itfaiye ekipleri yangını söndürdü. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Fuat Barandır da patlamanın dalış tüpünden kaynaklandığını, nasıl meydana geldiğini henüz tespit edemediklerini ifade etti. (Fotoğraf: AA) Eylisli’nin sonu Hrant gibi olmasın İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları örgütleri, Azeri yazar Ekrem Eylisli’ye karşı ülkesinde yürütülen linç kampanyasını protesto etti. İHD İstanbul Şubesi’nde İHD, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Girişimi ve Yüzleşme Derneği adına ortak açıklamayı okuyan İHD Yönetim Kurulu üyesi Meral Çıldır, Azerbaycan’da Ekrem Eylisli’ye karşı yürütülen saldırgan kampanyanın endişe verici boyutlara ulaştığına dikkat çekti. Çıldır, “31 Ocak tarihinden bu yana yazarın evinin önünde protestolar sürdürülmekte, Eylisli’ye tehditler yağdırılmakta, kitapları yakılmaktadır” dedi. Ey AKP için AB bitti İsrail Türkiye’ye teçhizat veriyor ? Dış Haberler Servisi İsrail’in, Mavi Marmara krizi patlak verdiğinden beri ilk kez Türk ordusuna askeri teçhizat sağladığı yolundaki haberler İsrail savunma kaynakları tarafından doğrulandı. Haaretz gazetesinin haberine göre Boeing firması ve Amerikan yönetiminin baskılarına maruz kalan İsrail, Türk Hava Kuvvetleri’ne elektronik teçhizat göndermeye başladı. İsrailli üst düzey savunma kaynakları, erken uyarı uçaklarında kullanılan sistemlerin, Türk Hava Kuvvetleri için Boeing tarafından sipariş edildiğini söylediler. lisli’nin sadece Azerbaycan’a değil tüm Türk ulusuna hakaret etmekle suçlandığına vurgu yapan Çıldır, “Moderna Musavat Partisi yöneticileri, Eylisli’nin kulağını kesip getirene 10 bin Manat ödül vereceğini açıkladı, linç kampanyası doruğa ulaştı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de Eylisli’nin ‘halkın yazarı’ ünvanını geri alarak, emeklilik maaşının kesilmesini öngören kararnameyi imzalayarak tehditleri destekliyor” diye konuştu. Yazar Suna Aras ise Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin Eylisli’yi kınamasına dikkat çekerek, “Biliyorsunuz Hrant Dink’i de böyle kaybettik, Eylisli’yi de kaybetmeyelim” dedi. Adaletsizliğe örgütlü isyan Halkevleri Başkanı Ersoy, 81. kuruluş yıldönümünde gericiliğe karşı aydınlanmayı, faşizme karşı demokrasiyi, sömürüye karşı eşitliği savunmak için örgütlenme çağrısı yaptı İstanbul Haber Servisi Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, Halklevlerinin 81. kuruluş yıldönümünde ülkemizde sorunu olan herkesi, örgütlenmeye çağırdı. Ersoy, “Gericiliğe karşı aydınlanmayı, faşizme karşı demokrasi güçlerini, sömürüye karşı eşitlik mücadelesini savunanları Halkevleri’de çağırıyoruz” dedi. 19 Şubat 1932’de kurulan Halkevleri, 81. kuruluş yıldönümünü bir dizi etkinlikle kutluyor. AKP’nin “ileri demokrasi” adı altında demokratik hakları gasp ettiğini vurgulayan Oya Ersoy, “AKP iktidarının görmezden gelmeye çalıştığı bir şey var. Bu ülkede demokrasi mücadelesi geleneği köklüdür. Halkevleri, halkın adaletsizliğe karşı isyan duygusunu, adalet, demokrasi, eşitlik ve özgürlük taleplerini sokağa taşıyanların örgütüdür. Halkevleri, itaatkâr, biat eden bir toplum yaratmak isteyenlerin karşısında hakkını bilen, hakkını arayan, halkın hakları için mücadele edenlerin örgütüdür.” Yıldönümü kapsamında Kızılay’da açılan Halkevleri sergisi, 22 Şubat’a dek sürecek. 19 Şubat’ta “Umut Ol” adıyla organ bağışı kampanyası başlatılacak, 23 Mart’ta “Kuşaklar Buluşuyor Ankara SöylüyorBarış için Söyle” isimli konser düzenlenecek. Bilgi için “0312 419 27 17 ve 0212 245 82 65 numaralı telefonlar aranabilir, bilgi@halkevleri.org.tr adresine başvurulabilir. Muhalifler bombayı Türkiye’de yapıyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Milletvekili Hurşit Güneş; millevekillerinin tümüne 14 Kasım 2012 tarihli Irish Times gazetesinde çıkan Suriyeli muhaliflerin kullandığı patlayıcıların Türkiye’den geldiğini anlatan makaleyi dağıttı. Makalede, 20’li yaşlarda Suriyeli gençlerin, bomba yapımında kullanılan malzeme satın alma misyonuyla Türkiye’ye geldikleri belirtiliyor. 8 kişiye 31 biner lira ? ANKARA (AA) On Numara çekilişinde 10 bilen 8 kişi 31 bin 485 lira kazandı. Şanslı numaralar 6, 12, 17, 18, 25, 26, 28, 30, 33, 35, 39, 42, 44, 45, 46, 49, 50, 53, 55, 66, 69 ve 78 olarak belirlendi. 9 bilenler 865’er lira, 8 bilenler 64 lira 25’er kuruş, 7 bilenler 14 lira 5’er kuruş, 6 bilenler 2 lira 60’ar kuruş ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 2 lira 45’er kuruş alacak. ÜLKÜ ADATEPE’NİN MİRASÇILARI DAVA AÇTI İstanbul Haber Servisi Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe’nin oğulları Ali Kemal ve Ahmet Kemal Doğançay, dün İş Bankası ve CHP aleyhine, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde kısmi alacak davası açtı. Doğançay kardeşler, Atatürk’ün 5 Eylül 1938’de düzenlediği vasiyetnamesi gereğince annesine bırakılan mirasın eksik ödendiğini öne sürüyor. Mahkemeye sunulan dilekçede, Atatürk’ün Ülkü Adatepe’nin de arlarında bulunduğu altı kişiye o zamanın koşullarına göre ayda 200 TL pay verilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Adatepe’ye, 1 Ağustos 2006’da 5 bin 500, daha sonra kademeli olarak 10 bin ve son olarak ölümünden önceki 2012 yılında 15 bin TL nema ödemesi yapıldığı belirtildi. Adliye önünde açıklama yapan Ahmet Kemal Doğançay, “Bunca sene hakkımız yendi. Hakkın tecelli etmesi gerekiyor, göreceğiz” dedi. LİSELİ KIZ, ERKEK ÖĞRENCİYİ JİLETLE YARALADI İstanbul Haber Servisi Üsküdar’da sosyal paylaşım sitesi üzerinden randevulaşan öğrenciler arasında çıkan kavgada lise öğrencisi bir kızın erkek öğrencinin bileğini kestiği ileri sürüldü. İddiaya göre, aynı sokakta bulunan ilköğretim okullardan birinde eğitim gören bir kız öğrencinin sosyal paylaşım sitesindeki hesabı üzerinden diğer ilköğretim okulunda okuyan bazı kız öğrencilere hakaret edildi. Bunun ardından her iki ilköğretim okulu öğrencileri arasında site üzerinden küfürleşme yaşandı. Daha sonra grup kavga etmek üzere randevulaştı. Kavgada, liseli kız öğrencilerden biri, erkek öğrencinin sol el bileğini jiletle kesti. Erkek öğrencinin çığlıklarla kendini yere atmasının ardından kavga sona ererken, öğrenciler kaçtı. Sol bileğinden yaralanan E.E, olay yerine gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı. Metro AG’nin kurucusu intihar etti Haber Merkezi Dünyanın en büyük perakende şirketlerinden Metro’nun kurucusu Otto Beisheim 89 yaşında RottachEgern’deki evinde intihar etti. Bild Zeitung’un haberine göre Alman milyarderin uzun süredir hasta olduğu ve artık iyileşme umudunu yitirdiği için kendini öldürdüğü belirtildi. 2009’da şirketteki hisse sayısını yüzde 18.5’ten yüzde 10’a düşüren Beisheim’ın serveti 3.5 milyar dolardı. Forbes dergisine göre Beisheim dünyanın en zengin 344., Almanya’nın ise 22. en zengin kişisiydi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle