23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Din öğretmenlerinin zümre toplantılarında ‘laik eğitime son darbe’ önerileri 5 etkinliklerine katılmak. 20 Kasım 2012’de kaldığı devletin yurdunda gözaltına alınıyor, sabahın dördünde. Tam 7 ay sonra! Üzerinde silah yok, bomba yok... Sadece kitapları var! Kitap ve dergi “terör örgütü üyesi” olduğunu kanıtlıyor işte. Acılar bir değil iki değil... Balyoz’da yaşananlar; emekli askerlerin, sivil memurların, astsubayların başlarına gelenler. Kim suçlu kim suçsuz? Kim darbeci kim darbeci değil? Emekli Tümgeneral Uğur Uzal’ın mektubu Silivri’den geliyor. 2003 yılında Birinci Ordu Komutanlığı’na bağlı olarak görev yapıyor. Balyoz operasyonunda gözaltına alınıp, sorgusu yapıldıktan sonra tutuksuz olarak yargılanmasına karar veriliyor. Birinci ve ikinci Balyoz davalarında adı bile geçmeyen Uğur Uzal, üçüncü Balyoz davasının iddianamesine ekleniyor. Karar: 18 yıl ağır hapis cezası... HHH Siyasi davaların çoğunluğunda polisin topladığı ve birilerinin oluşturduğu dijital veriler var. Şu an tutuklu çok insan var siyasi davalarda... Yazıktır, günahtır! Dünyanın neresinde görülmüş sivil memurların, astsubayların, teğmenlerin, denizcilerin darbe yaptıkları? Hep düşündüm... Eski Genelkurmay Başkanı Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı Yalman Balyoz’da niçin dinlenmedi? Hukukçular bu davaları televizyonlarda tartışadursun. Sözde, yargı 12 Eylül’le hesaplaşıyor. Evren ve Şahinkaya inanın dalgasını geçiyor. 12 Eylül’ün işkencecileri yaşıyor hâlâ! Niye iki kişi var davada? 20022005 arası darbeyi düşünenler varsa o zaman TSK’den atılır ve gereken yapılırdı. Tanrı aşkına söyleyin, yapılmamış bir darbenin davası olur mu? HHH Diyelim ki düşünmüşler ama yapamamışlar!.. Ortada eylem yok! Ne var? Seminer planı! Darbe niyetine, afiyet olsun... Eşler, çocuklar sürünsün... Üniversiteli gençler yaftalanıp zindana atılırken hayatları sönsün! Halkın seçtiği milletvekilleri orada çürüsün, bilim insanları kanserden ölsün! Rahatlayın rahatlayın! Milli Eğitim’de medrese özlemi SİNAN TARTANOĞLU Akşam Erken İner Mahpushaneye... Yalnızlığım kemirir beni gökkuşaklarının altından geçerken... Düşünürken! Yaşamı olanca gücümle kucaklarken! Çocukların gözlerine bakarken! Zindanlardan gelen mektupları okurken! O kalın, sıvası dökülmüş duvarlar, küf tutan hücreler, mazgallar, demir sürgülü kapılar... Sabahın ilk saatlerinde Silivri’de yaşananlar... Ergenekon davasını izlemek için gelen binlerce insanı güvenlik güçlerinin tazyikli suyla, biber gazıyla geriye püskürtmek istemesi... Nerede hukuk devleti, nerede adalette eşitlik! Bu kin, öfke, nefret, intikam neden? Balbay’ın, Tuncay’ın, aydınların, bilim insanlarının, meslektaşlarımızın direnci... Bir umut! Bir ışık! Duyguların altüst olduğu gibi, bir sevdanın damarlara dar geldiği gibi... “Mahpushane mektupları” var elimde... Tutuklu, hükümlü, genç, yaşlı, sivil, asker... HHH Benim ülkem acıların ve hüzünlerin okyanusuna benzer. İnsanlık onuru çiğnenir; 18 yaşında üniversiteli gençler okudukları kitaplardan, şiirlerden ötürü “terörist” diye yargılanıp zindanlarda çürütülür. Şair Şükran Kurdakul 15 yaşında zindana girmişse eğer, Sabahattin Ali Edirne’de faili belli cinayete kurban gitmişse, söylenecek başka bir şey yoktur. Nâzım Hikmet, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Balaban hapis yatmışsa... Sesimi duyuyorsan yanıt ver ey Ahmed Arif, akşam nasıl iner mahpushaneye? Mert Koca, Antalya L Tipi’nde yatıyor... Burdur M. A. Ersoy Üniversitesi öğrencisi, 21 yaşında. Suçu, yasadışı örgüt üyesi olmak... Suçu, 2012 yılında 1 Mayıs ANKARA Ülke genelindeki din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmenlerinin, zümre öğretmenler kurulu toplantılarında, “Ahlaki değerlerle ilgili ayet ve hadislerin pano ve duvar gazetelerine yazılmasını, haramlar ve helaller konusunun müfredata girmesini, uygulamaya yönelik mescit oluşturulması, cuma günü ders programının cuma namazının dikkate alınarak hazırlanmasını” önerdiler. Din öğretmenleri ayrıca “Çok ayrıntılı olan AlevilikBektaşilik konusunun 7. sınıf öğrencilerinin seviyelerine uygun olmaması nedeniyle yeniden u 4+4+4 sisteminin uygulandığı din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinin zümre toplantılarında laik eğitim sistemine tamamen karşıt pek çok öneri geldi. AlevilikBektaşilik konusunun 7. sınıf öğrencileri için ağır olduğunu düşünen din dersi öğretmenleri, cuma namazına uygun ders programı, haramlar ve helaller dersi, okullara ayet panosu ve mescit istiyor. ğerlerle ilgili ayet ve hadislerin pano ve duvar gazetelerine yazılması, derslerin bir bölümünde örnek İslam büyüklerinin hayatlarının görsel ve işitsel araçlarla sunulmasına” karar verildi. hazırlanması ve ileri sınıflara kaydırılmasını” istediler. Öneriler, il milli eğitim müdürlüklerine sunuldu. 4+4+4 sisteminin uygulandığı din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinin zümre toplantılarında aldıkları kararlar, yeni dönemde tartışılacak konuların ipuçlarını verdi. Rize’de, din dersi öğretmenleri zümre toplantısında “Belli başlı ibadet yerlerinin ziyaret edilmesi, okullarda evrensel ahlaki de Namaza göre ders programı Ankara Pursaklar’daki din dersi toplantısında ise üniversite sınavında din dersinden soru sorulmasının dersin daha etkin işlenmesini sağlayacağı yönünde görüş birliğine varıldıktan sonra “Haramlar ve helaller konusunun müfredata alınması, okullarda ayrı bir din dersi sınıfının oluşturulması, din derslerindeki uygulamaya yönelik ünitelerle ilgili mescit gibi uygulama alanlarının oluşturulması, cuma günleri ders programlarının cuma namazına katılmak isteyen öğrenci, öğretmen ve personelin durumu dikkate alınarak yapılması gerektiği” belirtildi. CHP’Lİ TOPRAK: İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN u CHP Genel Başkan Yardımcısı Toprak, iş dünyasının genç temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıda konuşan Toprak, “AKP, farklı pazarlıklarla BDP’yi kendine yedeklemeye çalışıyor” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, “AKP, hem yeni anayasa konusunda hem de terör ve Kürt sorununun çözümü konusunda demokratik bir müzakere ve uzlaşma değil, kendi hedefleri için bir koltuk değneği aramaktadır” dedi. İstanbul iş dünyasının genç temsilcileriyle bir araya gelen Toprak, hükümetin gerek yeni anayasa çalışmalarında gerekse terör sorununun çözümüne ilişkin girişimlerde başta ana muhalefet olmak üzere diğer partileri yok saydığını ileri sürdü. “AKP, hem yeni anayasa konusunda hem de terör ve Kürt sorununun çözümü konusunda demokratik bir müzakere ve uzlaşma değil, kendi hedefleri için bir koltuk değneği aramaktadır. Bu yüzden farklı pazarlıklarla BDP’yi kendine yedeklemeye çalışmaktadır” değerlendirmesinde bulunan Toprak, AKP ve BDP’ye ülkeyi, kendi çıkarları için evrensel demokrasi, insan haklarından ve çağdaş dünya sisteminden koparmaması uyarısında bulundu. Toprak, şunları kaydetti: “Giderek bir nevi ‘al gülüm ver gülüm’ ilişkisine dönen bu süreç halkımızda çok ciddi kaygılar yaratmaktadır. Halkımız da, Başbakan kendi geleceği ve başkanlık sistemi, Öcalan ise kendi konforu için bu ülkenin istikbalini tehlikeye attığı algısı oluşmaktadır. İki partinin ya da iki kişinin kendi çıkarları uğruna, TBMM’yi ve de milli iradeyi, ülkenin geleceğini ve birlik, bütünlüğünü hiçe sayması kabul edilmez. Böyle bir sürecin sonunda ne demokrasi gelir ne de barış. Böyle bir sürecin sonunda ortaya çıkması muhtemel olan şey, bir tarafta diktatörlük diğer yandan toplumsal yapıda bölünme, kamplaşma ve ayrışmadır. AKP’yi ve Başbakan’ı TBMM zemininde çözüm üretmeye, bilgi paylaşmaya ve ortak akıl oluşturmaya davet ediyoruz.” CHP’li TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Atilla Kart: namikzafer@yahoo.com AKP koltuk değneği arıyor Aynı toplantıda din öğretmenleri 12. sınıf müfredatında bulunan “Alevilik ve Nusayrilik konularında çok ayrıntıya girildiğini ve bu ünitelerin yeniden ele alınması gerektiğini” kaydetti. Yine Ankara’da öğretmenler “7. sınıflardaki AlevilikBektaşilik konularının 8. sınıf müfredatına yerleştirilmesinin öğrencilerin gelişim düzeylerine daha uygun olacağını” belirtti. Ankara Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Zümre Öğretmenler Kurulu İl Raporu’nda ise “İbadet yerlerine gezi düzenleyerek konuların pekiştirilmesi, seçmeli derslerin son saatlere bırakılmaması, yaz dönemlerinde açılan Kuran kurslarının daha verimli olabilmesi için din dersi öğretmenlerinin de görevlendirilmesi, olanağı olan okullarda mescit açılması, sınıflarda erdemliler topluluğu tarzı birkaç kişiden oluşacak, ‘iyiliği emredip kötülükten sakındıracak’ basit oluşumların oluşturulması” kararlaştırıldı. Tekirdağ’daki toplantıda ise Tuğlacılar Lisesi’nden gelen “Bizim dersimize diğer derslerle aynı ciddiyetle bakılmalı” önerisine, Zübeyde Hanım Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nden “Bunu sağlamak için dersimizin hayatı kucaklayan bir ders olduğu, hayatın dini ritüellerle başlayıp sona erdiği sık sık vurgulanmalı” desteği geldi. Hayat dini ritüel AKP anayasada ‘Obama, Erdoğan’ın kimyasını bozmuş’ laikliği istemiyor AYŞE SAYIN CHP VE MHP’DEN BAŞBAKAN’A MİLLİYETÇİLİK YANITI ANKARA CHP’nin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Atilla Kart, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ikide bir komisyona süre biçmesi ve “BDP ile işbirliği” söylemini “psikolojik harekât” olarak nitelendirdi. CHP olarak laikliğin tüm unsurlarıyla yeni anayasada yer almasını istediklerini belirten Kart, “AKP en büyük direnişi burada gösteriyor, aslında bu direnişiyle, yurttaşlar arasındaki ayrımcı karakteristiğini de ortaya koyuyor” dedi. CHP Konya Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Kart, AKP’nin “başkanlık sistemi” ve yargının “tek çatı altında toplanması” önerileri nedeniyle çalışmaları “ağır aksak” giden yeni anayasa yazımı konusunda değerlendirmelerde bulundu: biz orada Mayıs 2012’den bu yana taslak yazım çalışmasını yapıyoruz. Anayasa uzmanları da ifade ediyor, anayasa yapım süresi en az 1617 aydır. O nedenle komisyona müdahale edilmediği sürece taslak yazım çalışmalarının mayıs veya haziranda büyük ölçüde şekilleneceği kanısındayım. Süreci tıkayan başkancı model: Özellikle yasama ve yürütme Anayasa mayıshaziranda şekillenir: Yansıtılanın aksine let bakanı da başkanın kılıcı haline getirilecek, yargı mekanizması bütünüyle başkanın mahkemelerine, yargıç ve savcılar da başkanın adamlarına dönüşmüş olacaktır. Böyle bir taslağı müzakere etmemiz söz konusu değildi. nısı. Bu noktada müzakere ediyorlarsa etsinler, BDP’nin bölgesel meclis taleplerine AKP yaklaşıyor mu yaklaşmıyor mu, bir görelim. AKP ile BDP’nin şu anda daha ziyade laikliğin içinin boşaltılması, kamuda türban ve vatandaşlığın belli bir şekilde ifadesi konusunda mutabakat sağlayacakları kanısındayım. Nefret söylemiyle ayrıştırdı: Biz Türkiye’nin AKP’nin poli u CHP olarak Anayasa Komisyonu’nda laikliğin tüm unsurlarıyla anayasada yer alması için çaba gösterdiklerini belirten Atilla Kart, ’AKP en büyük direnişi burada gösteriyor. AKP aslında bu direnişiyle Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları arasındaki ayrımcı karakteristiğini ortaya koyuyor’’ dedi. İç boşaltmada uzlaşıyorlar: AKP sanki, “AKPBDP iş tikaları sonucunda maalesef ayrıştığını görüyoruz. Nefret söyleminin tırmandığını, toplumsal barışımızın tehdit altında olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin barış diline ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Biz CHP olarak başta üniter yapı, laiklik ve kadın hakları olmak üzere Cumhuriyetin kazanımlarına mutlak şekilde sahip çıktığımızı, bunu demokrasi ile güçlendirmemiz gerektiğine inanıyoruz. AKP’nin direnişi laikliğe: ile ilgili olarak AKP’nin getirdiği başkancı model, süreci tıkayan handikap olarak karşımızda duruyor. Taslağın klasik başkanlık sistemiyle uzaktan yakından ilgisi yok. Burada o yasamanın kontrolünün başkana aktarılmasının yanında ada birliği tamam” algısı yaratıyor. Bana göre bu anlamda da işbirliği söz konusu değil. BDP’yi kilitleyen en önemli dinamiklerin başında AKP’nin yerel yönetimler taslağı geliyor. AKP’nin yerel yönetim taslağı 82 Anayasası’nın ay Laikliğin tüm unsurlarıyla anayasada yer alması, Diyanet yapılanmasının da inanç gruplarına hitap etmesi gerektiğini, bunun toplumsal barışımız bakımından son derece önemli olduğunu ifade ediyoruz. AKP en büyük direnişi burada gösteriyor. AKP aslında bu direnişiyle Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları arasındaki ayrımcı karakteristiğini ortaya koyuyor. Bir taraftan 130 bin kişilikli kadrosuyla ve 8 bakanlığa eşit bütçesiyle Diyanet kadrosunun yarattığı kamu gücünü kendi tekelinde tutmak istiyor. Diyanet yapılanmasında ve faaliyetlerinde etkisiz hale gelen laiklik ilkesini tümüyle bertaraf etmek istiyor. sin, dokunulmazANKARA u CHP’li Tarhan, Erdoğan’ın, lıklar kalksın’ diye (Cumhuriyet “Her türlü milliyetçiliği ayaklar öfkeyle haykıran Bürosu) CHP Başbakan, şimdi Grup Başkanvealtına almış bir iktidarız” kili Emine Ül sözlerinin kafa karışıklığından BDP’yi sübvanse etmeye çalıştığına ker Tarhan, Başkaynaklandığını savunurken göre, belli ki sık bakan Tayyip MHP’li Vural da Erdoğan’ın sık fikir değiştirip Erdoğan’ın, “Biz oradan oraya savher türlü milli‘vatansever değil satansever’ ruluyor. ABD geyetçiliği ayaklar olduğunu söyledi. zisine pek hevesaltına almış bir li olmasına rağiktidarız” sözlerine, “Obama’nın aylardır rande men, Obama’nın aylardır, muhvu vermemesi de moralini boz temelen El Kaide sorunu yüzünmuş, kafasını karıştırmış, kimya den randevu vermemesi de morasını bozmuş” diye yanıt verdi ve lini bozmuş, kafasını karıştırmış, “dinlenip toparlanma” önerisin kimyasını bozmuş.” MHP Grup Başkanvekili Oktay Vude bulundu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da “Ayaklar al ral da düzenlediği basın toplantısıntına alınmadık hiçbir manevi de da Erdoğan’ın, milletin milli ve manevi değerlerine savaş açtığını, milğerimiz kalmamıştır” dedi. Tarhan yaptığı yazılı açıklama lete karşı düşmanca söylemler kulda, “Başbakan her türlü milliyet landığını söyledi. Vural şöyle dedi: “Milliyetçiliği ayaklar altına alçiliğe karşı olduğunu, hatta milliyetçiliği ayaklar altına aldığını mak, ‘Çanakkale geçilmez’ diyenbeyan etmiş, yine bir şeyleri bir leri, Sevr’i yırtıp atanları ayakşeylerle ve bu kez de milliyetçi lar altına almak demektir. Millilikle ırkçılığı karıştırmıştır. Al yetçiliği ayaklar altına almak istelahüekber Dağları’nda yatan 90 yenler, zihniyeti işgal edilenlerdir, bin, Çanakkale’de yatan 250 bin Cumhuriyet’i, Kurtuluş Savaşı’nı Mehmet’in birilerinin başkan ya hazmedemeyenlerdir, vatandaşlada first lady olması için değil, bir rımızı yönetenlerin kulu yapmak milleti savunmak için can verdiği isteyenlerdir. Erdoğan’ın vatansever olduğunu ni de anlaşılan unutmuştur” ifadesöylemesini de eleştiren Vural, “Senin sini kullandı. Erdoğan’ın “Çok yorgun olduğu vatanseverliğin ancak Hollanda’nın, nu, yorgunluktan ne söylediğini bil Almanya’nın Patriot füzeleri kadar mediğini” belirten Tarhan’ın açıkla vatanseverdir. Senin vatanseverması şöyle: “Bir süre önce ‘idam gel liğin ancak satanseverliktir” dedi. Gazetemizin dünkü sayısında BDP’nin Karadeniz turuna ilişkin “Çiçeklerle karşılandılar” başlıklı haberde İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel’in ismi yanlışlıkla Levent Tezel ola Düzeltme ve özür rak yazılmıştır. Ayrıca, Tüzel EMEP’in eski genel başkanıdır. Düzeltir, Tüzel, EMEP ve okurlarımızdan özür dileriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle