Katalog

SAYFA CUMHURİYET 19 S ¸ UBAT 2013 SALI 10 ERGENEKON DAVASI MAHKEME, KOŞANER VE ESKİ KUVVET KOMUTANLARINI TANIK OLARAK DİNLEMEYİ REDDETTİ Karar zaten verilmiş S anık avukatlarının, hazır edilen tanıkların dinlenmesi ya da mahkemenin tanık çağırması talebini mahkeme, “dinlenen tanıkların nicelik ve nitelik olarak maddi gerçeği ortaya çıkarmaya yeterli olduğu” gerekçesiyle kabul etmedi. HATİCE TUNCER M ahkeme, ağır hastalıkları bulunan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun “cezaevinde kalmasının kesin bir hayati tehlike teşkil edip edemeyeceği” konusunda rapor düzenlenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na sevkini kararlaştırdı. K uvvetli suç şüphesi gerekçesiyle 67 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, belgeler ve tanık beyanlarını inceleyerek beyanda bulunmaları için avukat ve sanıklara süre vererek duruşmayı 11 Mart’a erteledi. Ergenekon davasında mahkeme, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un savunma tanığı olarak salonda hazır edilen eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve eski kuvvet komutanlarını dinlemeyi kabul etmedi. Mahkeme, ağır hastalıkları nedeniyle tahliye talebinde bulunan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun “cezaevinde kalmasının kesin bir hayati tehlike teşkil edip edemeyeceği” konusunda rapor düzenlenmek üzere Adli Tıp’a sevkini kararlaştırdı. Duruşma 11 Mart 2013 tarihine ertelendi. Ergenekon davası Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişiğindeki duruşma salonunda bir saat gecikmeyle başladı. Başkan Hasan Hüseyin Özese ve üye hâkimler Mehmet Fatih Uslu ve Ercan Fırat’tan oluşan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti salona 10.50 sıralarında girdi. Esas hakkında mütalaasını vermesi beklenen savcı Mehmet Pekgüzel yerine iddia makamını savcı Murat Dalkuş’ın temsil etmesi dikkat çekti. Ergenekon davasının 37 günlük aradan sonra yapılan duruşmasında, avukatlar, salonda hazır edilen tanıkların dinlenmesinin yasal zorunluluk olduğuna dikkat çekerek, getirdikleri tanıkların ifadesinin alınmasını istediler. Emeklilik süreleri dolmadan Ergenekon ve Balyoz davaları sürecine tepki göstererek Temmuz 2011 tarihinde istifa eden eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu ve eski Jandarma Genel Komutanı Atilla Işık da İlker Başbuğ’un savunma tanığı olarak dinlenmek üzere mahkeme binasında bekledi. CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, dosyada delil olarak bulunan DVD’lerin delil niteliği taşıyıp taşımadığına ilişkin bilirkişilerin tanık olarak dinlenilmesini talep etti. Balbay, duruşma öncesinde kendisini destekleyen izleyicilere “Kaç barikat aştınız, hoş geldiniz. 5. yargı paketi de çıkacak. Bunlara inanmayın. Hukuku matruşkaya çevirdiler” diye seslendi. Savcı Murat Dalkuş, hazır edilen tanıkların dinlenmesi talebinin reddi konusunda görüş bildirdi. Jandarma ve polis Silivri Cezaevi önünde geniş güvenlik önlemleri aldı. Bariyerleri zorlayan yurttaşlara müdahale edilirken CHP milletvekilleri sıkılan su ve atılan gazın ortasında kaldı. CHP’li Umut Oran, polis bariyerini, üstünden atlayarak geçti. İZLEYİCİLERİN TEDİRGİNLİĞİ, YERİNİ ALKIŞLARA BIRAKTI Genellikle duruşmalara katılmayan İlker Başbuğ, dün 6. kez duruşmaya geldi. İzleyiciler, salondan atılma korkusuyla başlangıçta sanıkları alkışlamak yerine el sallayarak karşıladı. Ancak daha sonra alkışlar yükseldi. İzleyiciler emekli Orgeneral İlker Başbuğ’u “Başbuğ Paşam” diye seslenerek sevgi gösterileriyle karşıladı. Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, salona girerken uzun süre alkışlandılar. Duruşmayı, görevli gazetecilerin yanı sıra davada yargılanan meslektaşlarına destek için çok sayıda gazeteci ve meslek örgütü temsilcisi de duruşmayı izledi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan İpek, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel, eski TGC Başkanı gazeteci Nail Güreli, Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, gazetemiz yazarları Şükran Soner ve Ataol Behramoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci duruşmayı izledi. Sanatçı Bilgesu Erenus da davayı basın mensupları arasında izledi. Fotoğraflar: VEDAT ARIK AA AVUKAT HİLMİOĞLU: ADLİ TIP KURUMU’NUN GÜVENİLİRLİĞİ KALMAZ Duruşmanın ardından açıklama yapan Fatih Hilmioğlu’nun avukatı Hayati Hilmioğlu “Fatih Hilmioğlu’nun sağlık durumu için Adli Tıp’a sevk edilmesi” kararını değerlendirdi. Avukat Hilmioğlu mahkemenin savcılığın yerine geçtiğini öne sürerek,“Fatih Hilmioğlu ile ilgili 3 rapor olmasına rağmen, kesin hayati tehlikesi vardır. Ölüm tehlikesi vardır demesine karşı Adli Tıp Kurumu cezaevi koşullarında yaşar demektedir. Cerrahpaşa’da bu raporlar işin profesörleri tarafından verilmiştir. Adli Tıp’taki gibi sıradan doktorlar vermemiştir. Üniversite raporları gibi hasta kişilerin raporunu kabul etmediği sürece Adli Tıp’ın güvenilirliği kalmayacaktır” dedi. Avukat Celal Ülgen de mahkemenin ret kararları için “Bugün Ceza Muhakemesi Yasası’nın bir çok maddesinin ihlalinin yanı sıra 177 ve 178. maddeleri açıkça ihlal edilerek kanun yok edilmiştir. Bu hukukun yok edilmesidir, katledilmesidir. Buna hiç kimse, hiçbir kurum izleyici kalamaz” diye konuştu. MAHKEME: MEVCUT BEYANLAR YETERLİ Mahkeme saat 13.00 sıralarında duruşmaya saat 14.30’a kadar ara verdi. Mahkeme 3 saat aranın ardından ara kararlarını açıkladı. Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer ve diğer avukatların hazır ettiği tanıklar ve tanık çağrılması taleplerine ilişkin mahkeme kararında “Bugüne kadar dinlenen tanıklar ve beyanları nitelik ve nicelik olarak mahkememiz açısından vuzuha kavuşturmaya yeterli olduğundan bu konudaki taleplerin reddine” ifadesi yer aldı. Genelkurmay Başkanlığı’ndan gönderilen harddisklere ilişkin naip hâkim raporundaki belgelerin çokluğunu dikkate alan mahkeme heyeti, ayrıca dosyaya gelen diğer belgeler, dinlenen tanık beyanlarını inceleyerek beyanda bulunmaları için sanık ve avukatlarına sonraki duruşmaya kadar süre verdi. Mahkeme 67 sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı. Balbay, davada artık uzun tutukluluk değil, uzun hukuksuzluk sorunu olduğunu söyledi: Takas sandığı değiliz Savcının mütalaasının beklendiği 276. duruşmanın sabahki bölümünde avukatlar, mahkemenin “artık tanık dinlemeyeceği” kararına karşın CMK 178 gereği hazır edilen tanıkların dinlenmesini talep etti. Emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer söz aldı. Avukat Sezer, Başbuğ hakkında ileri sürülen iddiaların asılsız olarak anlaşılabilmesi için birlikte görev yaptığı, aralarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu üst düzey devlet görevlilerinin tanık olarak dinlenmesini talep ettiklerini anlattı. Sezer, Erdoğan’ın “Aramızda güven sorunu yok” şeklindeki sözlerini anımsatarak “Başbakan Erdoğan tanık olarak dinlenseydi bu açıklamaları burada yapacaktı. Bu beyanlar Başbakan’ın İlker Başbuğ ile ilgili suçlamaları reddettiği manasına gelmektedir. Taleplerimiz kabul edilseydi, suçlamaların asılsızlığı görülecekti” dedi. Mustafa Balbay, hazır edi ‘HUKUKU, YARGILANAN BULMAYA ÇALIŞIYOR’ Mahkemenin tanık ve tahliye taleplerini reddetmesi üzerine izleyiciler kararı yuhalamaya başladı. Başkan Özese “Komutan, yuhalayanları kameradan tespit edip işlem yapın” dedi. İzleyicilerden sakin olmalarını isteyen Balbay, “Yüzünüzü asmayın. Hukuku hep beraber arayacağız. Barışı en çok biz istiyoruz. Bu yaptıkları uygulamalar ülkeyi barıştırmaya değil, karıştırmaya götürüyor” dedi. Balbay daha sonra milletvekillerine “Hukuku sanıkların aradığı bir ülkede yaşıyoruz. Hukuku yargılananlar bulmaya çalışıyorlar. Gece yarısı tahliye kararı verilen bir ülkedeyiz” diye seslendi. Tuncay Güney talebi Avukat Vural Ergül ifadeleri davaya dayanak oluşturan Tuncay Güney’in video konferans yöntemiyle tanık olarak dinlenmesi talebi kabul edilirse koşulları hazırlayacağını söyledi. Esas hakkında savunmasına kadar duruşmalardan men cezası bulunan İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in avukatı Hasan Basri Özbey, mahkemenin dinlenmekten vazgeçtiği eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un tanıklığının önemli olduğunu vurguladı. Özbey, eski Genelkurmay başkanları emekli orgeneraller İsmail Hakkı Karadayı ve Hüseyin Kıvrıkoğlu, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanvekili Sabri Uzun, eski CHP lideri Deniz Baykal’ın tanık olarak dinlenmesi taleplerini yineledi. len tanıkların dinlenmesi istemlerinin önemli olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Çok daha ciddi bir yargılama eksikliği var. Bu eksiklik, dava dosyasında yer alan delillerin ne kadar önemli delil değeri taşıdıklarının belirlenmemesidir. Delil olarak ortaya konulanların, delil niteliği olup olmadığına ilişkin çok sayıda bilirkişi raporu var. Artık bu delillerin de bir tanığa ihtiyacı var. Bu tanık bilirkişilerdir. Dosyadaki DVD’lerin delil olup olmadığına ilişkin bilirkişinin tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum. Bu davada artık uzun tutukluluk değil, uzun hukuksuzluk sorunu vardır. Dosyadaki belgelerin delil olup olmadığına ilişkin bilirkişi tale bimiz kabul edilmezse buradaki sanıklar bir pazarlığın takas sandığı olduğumuzu düşüneceğiz.” Başkan Özese’nin müdahalesi üzerine Balbay, “Biz takas sandığı değiliz. Bilirkişiler dinlenerek, bu delillerin ne ölçüde delil değeri taşıdığını belirlemek durumundasınız” diye konuştu. CHP Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal ise “Başbakan’ın bir sözü var: ‘İddia sahibi iddiasını ispatlamakla yükümlüdür!’ Ben de iddia makamından rica ediyorum. Durum ne ise, TBMM’nin çıkardığı yasalar neyse ona göre karar verilsin” dedi. Haberal’ın talebi