Katalog

10 ŞUBAT 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 19 Tomatito’ya konserde dansçısı Paloma Fantova eşlik etti Sivas 93: Bir isyanın adı Oyunu güncelleyen Genco Erkal, ‘unutturmamak’ için yeniden sahnede SELDA GÜNEYSU ANKARA Tiyatro sanatçısı Genco Erkal, Sivas’ta, Madımak Oteli’nin yobazlar tarafından ateşe verilmesi sonucu yaşamını yitiren 33 aydının anısına yıllar önce sahneye taşıdığı “Sivas 93” adlı oyunu bugüne uyarladı. Sivas davasında en son verilen zamanaşımı kararını hicvetmek için bu kez... Oyunu “unutmamak ve unutturmamak” için sahnelediklerine dikkat çekiyor Erkal, “Ne yazık ki toplumun bu tür olaylara, Sivas’a, Maraş’a ve Çorum’a duyarsız olduğunu gözlemliyorum. Bana öyle geliyor ki toplum olanlardan hâlâ pişman değil. Bugün bile böyle olaylar olabilir diye düşünüyorum bazen” diyor. İlk kez 2008 yılında sahnelenen “Sivas 93” Erkal’a göre bir “isyan”. Yıllar sonra aynı oyunla Ankara seyircisiyle buluşan Erkal, Sivas’ta yiti rilen canların ailelerinin bugün hâlâ Madımak’ın müze olmasını beklediğine dikkat çekiyor ve Almanya’dan örnek veriyor: “Madımak Oteli bir utanç müzesi olmalı. Unutulmasın, belleklerde kalsın, insanlara uyarı olsun diye... Herkes anımsar, Almanya’da Neona ziler Türk bir ailenin evini yaktı. Alman yetkililer o evi müze yaptılar. İşte o nedenle Madımak da müze olmalı.” Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in olaydan hemen sonra yaptığı açıklamada, “Otelin etrafını saran vatandaşlarımıza hiçbir biçimde zarar gelmemiştir” dediğini anımsatan Erkal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da zamanaşımı kararının ardından “Bu karar ülkemize, milletimize hayırlı olsun” dediğini belirterek, o tarihten bu yana siyasilerin üsluplarında bile bir değişimin olmadığına vurgu yapıyor. u Genco Erkal bu kez Sivas davasında en son verilen zamanaşımı kararını hicvetmek için “Sivas 93”le sahnede. Erkal, Başbakan Erdoğan’ın zamanaşımı kararının ardından “Bu karar milletimize hayırlı olsun” dediğini hatırlatıyor. Acının sesi flamenko CEREN ÇIPLAK Flamenko gitaristi Tomatito İstanbul’daydı ‘Tiyatroyu yok etmek istiyorlar’ Erkal, Ankara’nın göbeğinde yer alan iki tiyatro sahnesinin, Akün ve Şinasi’nin Emek İnşaat AŞ tarafından satılmak istemesini de kendi tiyatrosu ile özdeşleştiriyor. Erkal, “Bu durum benim İstanbul’daki halim. 23 yıl sonra Muammer Karaca Sahnesi, henüz yazılmamış bir raporla elimizden alındı. Yerine ya otel ya da alışveriş merkezi yapılacak. Şimdi dönem bu, kültürel ve sanatsal hiçbir değer onlar için önemli değil. Sadece nereden para gelir diye bakıyorlar. Atatürk Kültür Merkezi de yıllardır çürümeye terk edildi. Emre Kınay’ın Duru Tiyatrosu da aynı şekilde elinden alındı. Tüm bunlar genel bir politikanın parçası” diyor. Erkal, Başbakan Erdoğan’ın tiyatroları özelleştirmeye yönelik sözleriyle başlayan girişimin bugün sahneler üzerinden yürütüldüğüne de dikkat çekiyor. “Tiyatroyu yok etmek istiyorlar. Rant uğruna ortada ne tiyatro kalacak ne de bu tür tarihi yapılar” diyor. Grammy ödüllü ünlü flamenko gitaristi Tomatito “Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri” kapsamında dün İstanbul Kongre Merkezi’nde konser verdi. Daha önce Erkan Oğur, Arif Sağ ve Mısırlı Ahmet’le ortak çalışmalar yapan Tomatito’yu konser öncesi kuliste ziyaret ettik. Tomatito flamenkonun acılardan türeyen bir müzik olduğunu belirtiyor: “En çok zulmün, isyanın, aynı zamanda da aşkın anlatıcısıdır flamenko. Maalesef bütün dünyada bir ırkçılık söz konusu. Çingenelerin çektikleri acıların temelinde de ırkçılık var. Flamenko da bu isyanın, acının bir sesi aslında.” Kahramanı olarak nitelediği Paco de Lucia saye sinde flamenkonun dünyaya açıldığını belirtiyor, kendi müzikal yolculuğunun başlangıcında ise ailesi yer alıyor. “Müzisyen bir ailem var. Dolayısıyla müzikle büyüdüm. Sürekli çalışıyorum… Kültürümü yaşamak ve yaşatmak benim için çok önemli” diyor. Peki, flamenkonun geleneksel yapısı onun yenilikçi tarzıyla nasıl örtüşüyor? “Farklı müzikleri dinledikçe ortaya çıkan müzik de farklı oluyor. Çaldığım zaman ortaya ne çıkarsa çıksın o, flamenko oluyor” diyor. Tony Gatlif’in “Vengo” filmine de müzik yapan ve bu çalışmasıyla ödül kucaklayan Tomatito, Gatlif hakkında ise şunları söylüyor: “Tony Gatlif, Çingenelere âşık birisi. Kültürümüze ilgi duyuyor, bizi anlıyor.” Melis Danişmend ‘Biraz Gülmek İstiyordum’ (We Play) Kimilerine göre hem göze hem kulağa hitap ediyor; müziği kadar sosyal pozisyonu ve etkileyiciliği ile de sosyal medyaya konu oluyor. Maç skor eşitliğiyle tamamlanacak gibi görünürken, ikinci albüm “Biraz Gülmek İstiyordum” ile 21 müzik öne geçiyor. Kendine has kadın singersongwriter’larımızdan Melis Danişmend; güçlü olmayan ama ıslaklığıyla dinleyeni etkileyen karakteristik bir ses. Eğer hakkında bir güçten söz edeceksek, o da samimiyeti. İlk solo albümü “Daha Az Renk”in pek çok açıdan devamı “Biraz Gülmek İstiyordum”. Vokal, gitar ve piyano üçgenindeki akustik albüme, bu kez davul ve bazı nefesliler yancılık ediyor. Dokuz şarkının söz ve müzikleri yine kendisine ait. Şarkılar yine sade; kısa ve net cümlelerle ifade edilmiş doğal kompozisyonlar halinde tınlıyor. Şarkıları büyük bir rahatlık içinde söyleyen bu orta sınıf mensubu şehirli romantik kız, serbest çağrışımlar kullanmaya devam ediyor; erikle aşkını, Hülya Koçyiğit ile kederini paylaşıyor. Björk’e has Kuzey soğukluğunu, Tori Amos ile ısıtıyor. Hikâyenin olumsuz sonuçlandığına işaret eden albüm adı yanıltmasın bizi; biraz sabırlı olmak gerek, son gülen iyi güler… muratbeser@muratbeser.com My Bloody Valentine m b v David Bowie’nin 10 yıl sonra kaydettiği albümden sonra yılın ikinci büyük sürprizi, indie rock grubu My Bloody Valentine’dan geldi. Gerçi bu albüm, 22 yıldır bekleniyordu ama zamanlaması ani oldu. Grup, 2 Şubat’ı 3 Şubat’a bağlayan gece, “m b v” adlı 3. albümünü kendi sitesi üzerinden yayımlayınca site aşırı ilgiden çöktü. Indie rock tarihinde adeta bir girdabın içine kapılmış gibi çalan gitar soundu denilince akla gelen ilk gruplardandır MBV. Tremolo kolunu çekili tutup bol reverb ile seslerin eğilip bükülmesi o soundun en temel özelliği. Yeni şarkılarında da bunu yine büyük ustalıkla kullanmışlar. Albümün özellikle ilk yarısı, 2. albüm Loveless’a benzeyen bir çizgide ilerliyor. Vokalin gitar sesleri ve sample’ların arasına gömüldüğü, insanın adeta başını döndüren bir his yaratan o tanıdık sound yine hâkim. Ancak son 3 şarkıda melodik altyapıda hissedilir farklı etkileşimler var. Jungle music etkisinin çok daha belirgin hale geldiği şarkılar bunlar. “m b v”, Loveless’dan önemli miktarda iz taşıyorsa da bu durumu göz ardı etmemeli. Yıllar önce gönlümüzü kaptırdığımız MBV, tamamen aynı kalsaydı da şikâyet edilemezdi ama kanımca oldukça başarılı bir geri dönüş yaptılar. www.zulalkalkandelen.com ÖLÜMÜNÜN 9. YILINDA Cem Karaca anıldı Kültür Servisi Anadolu rock müziğinin efsane ismi Cem Karaca ölümünün dokuzuncu yılında Antalya’da düzenlenen etkinlikte anıldı. Antalya Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’nda önceki gün düzenlenen anmada, sanatçının eserleri, Cem’niyet Grubu ve Turhan Yükseler yönetimindeki Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde, solist Devrim Altanay ta rafından seslendirildi. Ayrıca TRT de sanatçıyı bir belgeselle andı. “Beni Bekleme Kaptan” isimli filmin yapım ve yönetmenliğini Zafer Akturan ve Sema Cabbaroğlu üstlendi. n Kültür Servisi Amerikalı şarkıcı Andy Williams’ın sanat koleksiyonu mayıs ayında Christie’s tarafından satışa çıkarılacak. Geçen yıl yaşama veda eden Williams’ın koleksiyonunda Pablo Picasso, Paul Klee ve Henry Moore gibi sanatçıların yapıtları bulunuyor. Williams’ın koleksiyonu satışta