18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ARALIK 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 AYM’nin Balbay kararının ardından bugün gözler yine Silivri’de olacak Hasret bitsin artık HABERAL’IN AVUKATI HELVACI: ‘Dini Hayatın Parametreleri’ Nasıl Ölçülür? CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Diyanet’in çokça tartışılan ve “dindarlık anketi” olarak nitelendirilen “Türkiye’de Dini Hayat” araştırmasını TBMM gündemine taşıdı. Acar, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Laik bir ülkede yurttaşlara hangi dine inandığı, ne kadar dindar olduğu nasıl sorulabilmektedir. Dindarlık için nasıl bir ölçüt konulmuştur? Dindarlığın ölçülmesi ile varılmak istenen sonuç nedir” sorularını yöneltti. Soru önergesine yanıt veren Bozdağ, Türkiye’de dini hayatın homojen bir yapıda olmadığı, bölgeden bölgeye, bazen coğrafi olarak yakın olsalar bile ilden ile bile farklılıklar gösterebildiği, bu bağlamda ortaya çıkan farklılıkların hizmet ulaştırılırken göz önünde bulundurulması gerektiğini belirttikten sonra, araştırmanın ülkedeki dini hayatın bütün çeşitliliği ile incelenerek gündelik hayatta nasıl ve ne şekilde yer aldığı, dini hayatta ortaya çıkan farklılıkları bölgelere ve ülke geneline göre objektif bir şekilde ortaya koymak üzere yapıldığı açıklamasını getirdi. Bozdağ, araştırmanın temel hedefini de şu ifadelerle açıkladı: “Araştırmanın temel hedefi dindarlık değil, dini hayatın parametlerelerinin, ölçüt ve kriterlerinin ortaya çıkarılmasıdır.” Bozdağ’ın yanıtını değerlendiren Acar’a göre, AKP’nin yaptığı araştırma bir tür “dindarölçerlik”. Acar, hükümete şu çağrıyı yaptı: “AKP bu tip anket ve araştırmalarla kendi dindarlık ve din anlayışını topluma dayatmaya çalışıyor. Bunu da bu tip anketlerle perdelemeyi hedefliyor. Toplumun özgürce inancını yaşayabileceği ortamı sağlayan laikliktir. AKP, dindarölçer aramak yerine laikliği zedelemekten vazgeçmelidir.” AYM’nin kararına uymazsa suç işler HATİCE TUNCER İstanbul Haber Servisi Anayasa Mahkemesi (AYM) CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay hakkında verdiği “uzun tutukluluk süresinin seçilme hakkını ihlal ettiği” kararının ardından bugün yine gözler İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde olacak. Balbay’ın avukatlarının 4 Aralık tarihli Anayasa Mahkemesi kararının bağlayıcı olduğuna dikkat çekerek yaptıkları tahliye istemini mahkeme henüz karara bağlamadı. Mahkemenin Balbay’ın tahliye talebine ilişkin kararını ne zaman vereceği açıklanmadı. Balbay’ın avukatları 5 Aralık ve 6 Aralık günü Silivri Cezaevi’nin ve Ergenekon davalarının görüldüğü salonun karşısında yeni yapılan adliye binasında mesai saatinin bitimine kadar beklemelerine karşın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, talebi karara bağlamadı. Avukatlara, savcılık mütalaasını da karar ile birlikte tebliğ edileceği bildirildi. Balbay’ın avukatları bugün de Silivri’de yine mahkemenin kararını bekleyecek. Ergenekon soruşturmaları kapsamında 6 Mart 2009 tarihinde tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konulan Mustafa Balbay, 4 yılı aşkın süren yargılama sonunda 5 Ağustos 2013 tarihli hükümle 34 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Avukatların Anayasa Mahkemesi’ne hak ihlallerine ilişkin bireysel başvuru 4 Aralık çarşamba günü akşam saatlerinde karara bağlandı. Anayasa Mahkemesi, “Başvurunun seçilme hakkının ihlal edildiği ile tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiaları yönünden kabul edilebilir olduğuna, tutuk luluğun makul süreyi aştığı iddiasıyla ilgili olarak anayasanın 67. maddesinin birinci fıkrasıyla bağlantılı olarak 19. maddesinin yedinci fıkrasının ihlal edildiğine, seçilme hakkının ihlal edildiği iddiasıyla ilgili olarak anayasanın 19. maddesinin yedinci fıkrasıyla bağlantılı olarak 67. maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine” hükmetti. Kararın bir suretinin davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar veren Anaya Mahkemesi ayrıca Balbay’a 5 bin lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı. Balbay’ın avukatları Mehmet İpek, Aydın Metin, Oktay Yılmaz ve Ulaş Özkan, 5 Aralık günü mahkemeye sundukları dilekçede Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının bağlayıcı olduğuna dikkat çektiler. Avukatlar dilekçelerinde “Mustafa Ali Balbay ile ilgili kararın gereğinin derhal yerine getirilmesi ve bir an önce tutukluluğunun kaldırılarak tahliyesine karar verilmesi gerekmektedir” dediler. ‘Derhal tahliye’ 6 Mart 2009’da tutuklandı Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ile birlikte “uzun tutukluluk nedeniyle hak ihlaline uğradığı” kararı verdiği CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı, “AYM’nin tespit ettiği ihlale derhal son vermek ilgili mahkemenin yükümlülüğündedir. Emsal Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına göre mahkeme kararının kasten uygulanmaması kamu görevlileri açısından görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur” dedi. Ergenekon davasında 4.5 yıl tutuklu kaldıktan sonra 5 Ağustos 2013 tarihinde 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan ve tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak tahliye edilen Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına ilişkin sorularımızı yanıtladı. Avukat Helvacı, AYM’nin, Balbay ile ilgili verdiği ihlal kararında tutuklulukta makul sürenin aşıldığı, ayrıca seçilme hakkının ihlal edildiğini açıkça belirttiğini ifade ederek “Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi Kanunu’nun 50/2. maddesi ile AYM İç Tüzüğü’nün 79. maddesi uyarınca AYM’ce ihlal kararı verilmesi halinde ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak ilgili mahkemeye aittir” dedi. AYM’nin ihlal kararının Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermeye karar verdiğine dikkat çeken avukat Helvacı, “Bunun için, AYM’nin gerekçeli ihlal kararının beklenilmesine de gerek yoktur” dedi. Avukat Helvacı, yüksek yargı kararlarında şu örnekleri verdi: “Danıştay’ın daha önce vermiş olduğu pek çok kararında, AYM’ce verilen kararlarının basınyayın organları vasıtasıyla kamuoyuna duyurulması halinde mahkemeler ve idari makamlar tarafından derhal gereğinin yerine getirilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 3 Ekim 2006 tarihli ve 2006/4196 E2006/204 K. No’lu kararında da ‘yargı kararlarının uygulanmaması hali kamu görevlileri açısından görevi kötüye kullanmak suçu’ kapsamında değerlendirilmiştir.” “AYM’nin ihlal kararının, Balbay’ın hürriyeti ile ilgili olması, buna aykırı bir uygulamanın aynı zamanda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu da meydana getirebileceğini ortaya koymaktadır” diyen Helvacı, “Balbay’ın 5 yıla ulaşan ağır hak ihlaline mahkemesince derhal son verilerek tahliyesine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Nitekim, ülkemizde daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce tutukluluktaki makul sürenin aşıldığına dair ihlal kararı verilen pek çok davada, ilgili mahkemelerce derhal başvurucunun tahliyesine karar verildiği ortadadır” diye konuştu. Haberal’ın istemi doğrultusunda devletten herhangi bir tazminat talebinde bulunmadıklarını anlatan Helvacı, “AYM’nin, verdiği bu ihlal kararı Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın yaklaşık 4.5 yıl boyunca hürriyetinden haksız ve hukuksuz bir biçimde alıkonulduğunu bir kez daha tüm açıklığı ile gözler önüne sermiştir. ” Ankara’ya da Türkeş Olsun! CHP’nin Hatay’da belediye başkanlığına, geçmişte belediye meclis üyeliğine seçilen CHP’lilere “Sesimizi bozmadık, yoksa çok konuşanın dilini koparır, kıyma yapar ve ona yediririm” dediği belirtilen MHP kökenli eski İskenderun Belediye Başkanı Mete Aslan’ı aday göstereceği haberleri, CHP örgütlerinde oldukça tepkiyle karşılandı. Cumhuriyet’in haberi kamuoyuna duyurduğu geçen hafta, CHP Genel Merkezi’nin telefonları da adeta kilitlendi. Kürtlere karşı sert tutumu nedeniyle eleştirilen ve ilçeyi “Ya sev ya terk et” afişleriyle donatan Aslan’ın aday gösterilmesi karşısında Hatay’daki bazı ilçe örgütlerinin, “istifa ediyoruz” telefonları üzerine parti yöneticileri, “Henüz kesinleşen bir şey yok” diyerek partilileri ikna etmeye çalıştılar. CHP’de bir genel başkan yardımcısına ise bir yakınından çok ilginç bir tepki geldi: “İşyerindeki arkadaşlar, size şu mesajı iletmemi istediler: Madem Hatay’da Mete Aslan’ı aday gösteriyorsunuz, Ankara’ya da Tuğrul Türkeş’i aday gösterin olsun bitsin!” Emsal kararlar ‘Balbay derhal tahliye edilmeli’ İstanbul Hukuk Fakültesi Dekanı Sözüer, AYM’nin kararını yerine getirecek makamın yerel mahkeme olduğunu söyledi ALİCAN ULUDAĞ Hürriyeti ihlal ANKARA İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından gazetemiz yazarı, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın derhal tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. Sözüer, “Bu kararın mahkemeler açısından tartışılacak bir yönü yok. Artık bir gün bile tutuklu kalması uzundur” dedi. Anayasa Mahkemesi (AYM)’nin 5 yıla yakın bir süredir tutuklu olan Mustafa Balbay’ın “seçilme hakkının ihlal edildiği” ve “tutukluluğun makul süreyi aştığını” açıklamasının ardından gözler Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çevrildi. Balbay’ın avukatlarının yaptığı tahliye talebini geçen cuma günü karara bağlamayan mahkemenin bugün bir karar açıklaması bekleniyor. 2004 yılında çıkarılan Türk Ceza Yasası ve Ceza Muhakemesi Yasası’nın hazırlanmasında önemli rol alan Sözüer, Yüksek Mahkeme’nin kararını şöyle değerlendirdi: “Anayasa Mahkemesi, Balbay’ın tutukluluğunu haksız bulmuş. Artık mahkemeler bakımından bu kararın tartışılacak bir yönü yok. Yerel mahkemenin yapacağı şey, Anayasa Mahkemesi’nin kararını derhal yerine getirmektir. Hatta çok geç bile kalınmıştır. Çünkü halen haksız tutuklama devam ediyor. Bir gün bile Balbay’ın tutuklu kalması uzundur. Tahliye kararını vermesi gereken İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’dir.” CMK’nin 104. maddesinde kovuşturmanın her aşamasında tahliyenin talep edilebileceğini düzenlediğini kaydeden Sözüer, tutukluluk konusunda karar verme yetkisinin halen yerel mahkemeye ait olduğunu kaydetti. Sözüer, şunları dile getirdi: “Olması gereken hukuk bakımından durum değerlendirilecek olursa halen tutuklu bulunan tüm milletvekilleri bakımından bu kararın emsal nitelikte olduğunu söylememiz gerekir. Engin Alan bakımından ise durum farklılık arz etmektedir. Alan, artık tutuklu değil hükümlü durumundadır ve hükümlülüğü milletvekili seçilmeye engel suçlardan birisinden kaynaklanmaktadır.” TBMM’de Sitelere ‘Otomatik Sansür’ Bilgi ve iletişim çağındayız; 10 yılda Türkiye’de internet kullanıcı sayısı 30 milyona dayandı, mobil cihazlardan internete erişim de Avrupa’da üst sıralara çıktı... Herkesin sosyal medya hesapları ve günlük gelişmeleri takip ettiği internet portalları var... Bir araştırma yapmak istediğimizde ilk olarak arama motorlarına danışıyoruz. İnternet artık hayatımızın her alanında; ancak Türkiye’deki hukuki normlar interneti olabildiğince hayatımızın dışında bırakmak istiyor. Öyle ki küçük bir içerik nedeniyle herhangi bir internet sitesine erişimin tamamen durdurulması da bize özgü. TBMM’de herkese açık olan internet ağından bazı internet sitelerine giriş yapılamıyor. Bunun nedenini soran MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’ye TBMM Başkanvekili Sadık Yakut şu yanıtı veriyor: “Mahkemeler ve yetkili merciler tarafından yasaklanmamış, TBMM dışında erişimi serbest olup, TBMM’den erişilemeyen internet siteleri TBMM Kurumsal Güvenlik Sistemi tarafından 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun uyarınca belirtilen site kategorilerine göre sistem tarafından otomatik olarak engellenmektedir.” Özetle mahkeme kararı dahi olmadan TBMM’deki sistem; yasada tanımlanan site türlerinde suç unsuru olup olmadığını da umursamadan ortak ağında sitelere otomatik olarak erişimi engelliyor. İster “sansür”, ister “ileri hukuk” deyin; Yakut, bunun amacını da “TBMM’deki kurumsal bilişim sistemlerinin güvenli bir şekilde sürekli olarak çalışabilmesi ve kurum kaynaklarının etkin kullanılmasını sağlamak” diye açıklıyor. Osmanlı’nın son dönemindeki Milli Eğitim Bakanı Emrullah Efendi’nin “Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim” açıklamasından esinlenerek TBMM görevlileri için şunları demek mümkün: “Şu internet sitelerine erişim olmasa bilişim sistemlerinin güvenliğini ne güzel sağlardım.” CHP’Lİ VEKİLLER TUTUKLU ASKERLERİ ZİYARET EDECEK İstanbul Haber Servisi CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri Nurettin Demir, Veli Ağbaba ve Özgür Özel, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Rıza Türmen ile birlikte bugün Silivri Cezaevi ile Hasdal ve Hadımköy askeri cezaevlerini ziyaret edecek. CHP’li vekiller eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile emekli orgeneraller Hurşit Tolon, Hasan Iğsız’ı Silivri Cezaevi’nde ziyaret edecek. CHP heyeti emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Oramiral Özden Örnek, emekli Orgeneral İbrahim Fırtına’yı ve askeri cezaevlerinde yatan muvazzaf askerlerle görüşecek. Milletvekileri, Teğmen Mehmet Ali Çelebi ile de Hasdal Cezaevi’nde görüşecek. KARADAYI 1112 ARALIK’TA SAVUNMA YAPACAK ANKARA (AA) 28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak” suçundan yargılanmalarına bugün devam edilecek. Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın avukatı Erol Aras, müvekkilinin duruşmada hazır olamayacağını belirterek “Müvekkilimin sağlık durumunda çok ani bir değişim olmazsa savunma yapmak üzere bu hafta mahkemeye gelecek. 1112 Aralık’ta çok büyük bir ihtimalle savunmasını yapacak” dedi. Emekli orgeneraller Çevik Bir ve Çetin Doğan, emekli tümgeneraller Erol Özkasnak, Kenan Deniz ile emekli Tuğgeneral İdris Koralp tutuklu olarak yargılanıyor. Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle