23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ARALIK 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 15 Argerich ve Kremer şöleni u Yıllardır birlikte çalmış, nice kayıt yapmış Argerich ve Kremer gibi büyük yorumcuların bir misyonu da çağdaşları ve az tanınmış bestecileri sunmak. İki ustanın geçen haftaki İstanbul konserindeki programlarında, kimilerin tanımadıkları Rus besteci Weinberg de vardı. Geçen hafta piyanist Martha Argerich ve kemancı Gidon Kremer İstanbul’un müzik yaşamını taçlandırdılar. Beethoven’in 5. ve 8. sonatları, bis olarak çaldıkları Kreutzer’in son bölümü ve Piazzolla’nın Tanguano’su dinleyicinin ayaklarını yerden kesti. Kimileri tanımadıkları Rus besteci Weinberg’i yadırgadı. Oysa bu muhteşem ikilinin iğne oyası gibi işlediği Weinberg’in 5. sonatını ve Kremer’in çaldığı solo keman sonatını, önyargılarını bir yana bırakıp dinleselerdi, değişik bir tat alacaklardı. Argerich ve Kremer gibi büyük yorumcuların bir misyonu da çağdaşları ve az tanınmış bestecileri sunmak. Ünlüle Ertuğrul Oğuz Fırat’a Kütüphanede Kitap Çürütmek Milli Kütüphane’nin üç deposunda 346 bin adet kitabın çürümeye terk edildiği haberleri çıktı geçen hafta. Depolardan 1500’lü yıllara ait yazmalar, TBMM’nin gizli tutanakları, Danıştay’a ait bilgiler, eski milletvekili M. Tevfik Gerçekeri’nin Milli Kütüphane’ye hediye edilmiş kütüphanesi, Türk Ocak koleksiyonu çıktığı bildiriliyordu. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik “Milli Kütüphane, milli kültürün kalesidir” diyor. Çelik haklı, Milli Kütüphane sıradan bir kütüphane değil. Türk kültür, bilim, edebiyat ve sanatının “milli arşivi” olması amacıyla özel bir yasayla kurulmuş. Ülke kütüphanelerine önderlik etme, örnek olma gibi bir durumu var. 22 Şubat 2012’de yenilenen Derleme Kanunu’na göre “ülkemizin kültürel varlığı ile bilgi birikimini oluşturan fikir ve sanat eserlerinin basılmış veya çoğaltılmış nüshaları etkin, sağlıklı ve eksiksiz bir biçimde toplanması, gelecek kuşaklara aktarılması, elverişli ortamlarda saklanması, korunması, düzenlenmesi ve toplumun bilgi ve yararına sunulması” amacıyla derleme kütüphanesi olarak görevlendirilmiş bir kuruluş. Türkiye sınırları içinde basılan veya çoğaltılan, her türlü eseri derleyip korumakla yükümlü. 31 Ekim tarihi itibarıyla Milli Kütüphane koleksiyonunda 3.147.999 kitap ve süreli yayın bulunuyor. 2012’de koleksiyonuna 77.728 eser eklenmiş. Her yıl da bir o kadar kitap ve basılı materyal koleksiyona eklenecek. Çünkü Derleme Kanunu böyle gerektiriyor. Milli Kütüphane kolesiyonunun sergilenemediği, depoların yetmediği yeni bir bilgi değil. Yolsuzluk suçlaması ile görevden uzaklaştırılan eski başkan Tuncel Acar bu durumu defalarca ifade etmiş, yeni depolar yapılması gerektiğini söylemişti. Kütüphaneciler kitapların çürümeye terk edildiği haberlerinin Tuncel Acar ve arkadaşlarını yıpratmak amacıyla bilinmeyen bir olaymış gibi gündeme getirildiğini düşünüyor. Kütüphanecilikle değil siyasi niyetlerle ilgili olduğunu iddia ediyor. Milli Kütüphane kitap çürüten tek kütüphane değil. Böyle birçok kütüphane var. Ama Milli Kütüphane farklı, çünkü o “Milli Hafıza”. Tıpkı yasayla derleme görevi verilmiş Beyazıt Devlet Kütüphanesi, TBMM Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Ankara Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi ve İzmir Milli Kütüphanesi gibi. Onlarda da benzer sorunlar yaşandığını biliyoruz. Beyazıt Kütüphanesi depolarının 21 yıldır temizlenmediğini, el yazması nadide eserlerin zarar gördüğünü 2011’de göreve atanan Ayten Şan ortaya çıkarmıştı. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde de birçok kitabın kullanılamadığı söyleniyor. İzmir Milli Kütüphanesi’nin yer darlığından görev yapamadığını eski bakan Ertuğrul Günay bizzat görmüştü. TBMM Kütüphanesi’nin de derleyip korumakla yükümlü olduğu kitapların çoğunu okullara bağışladığı yaygın bir söylenti. Eski Milli Kütüphane binasındaki Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi’nin yer darlığı, personel yetersizliği biliniyor. Bizzat bakan Ömer Çelik’in öncülük ettiği denetimlerin siyasi olmadığını ve Milli Kütüphane ile sınırlı kalmayacağını umuyorum. Derleme kütüphanelerinin yasa gereği korumakla yükümlü oldukları kitap, dergi ve basılı materyalin ne kadarının koleksiyonlarında olduğunu, ne kadarının ise depolarda bile bulunmadığını merak ediyorum. Çok acı sonuçlarla karşılaşacağımıza, “Milli Hafıza”nın korunmadığının ortaya çıkacağına inanıyorum. Umarım yanılırım. rin yorumuyla konser salonları az tanınanları da programa almayı kabul ediyor, yorumcu da besteciye saygısını kanıtlama fırsatı buluyor. Yıllardır birlikte çalmış, nice kayıt yapmış Kremer ve Argerich ikilisinin bedenlerinde tek soluk vardı sanki. Yerçekimi ortadan kalkmış, müzik sanatı soyut varlığıyla çalanı da dinleyeni de kuşatmıştı. Bu konserdeki sponsorlara dikkat çekmek isterim: Ne büyük bir holding, ne bir banka! İki müziksever hanım: Berrin Erengül ve Eva Barlas. Böyle bir konseri bize dinlettikleri için İKSV ile birlikte adları tarihe geçti. altın madalya Bilmem onun adını kaç okurumuz bilir, kaçı onun yapıtlarını duymuştur. Bugüne dek sayısı 100’e yaklaşan çalışmalarına karşın yapıtları en az çalınan, en az tanınan bestecilerimizden biridir. Ertuğrul Oğuz Fırat (1923) yirmili yaşında müziğe başlamış, konservatuvarlı olmamış, büyük bir tutkuyla müzik tarihini ve özellikle çağdaşları öğrenip kendi kendini yetiştirmiş. Uzun yıllar Anadolu’nun çeşitli köşelerinde yargıçlık yapmış. Bu arada resim ve edebiyat dallarında da hatırı sayılır yapıtlar üretmiş. Besteleri yenilikçi dili konuşur, seslendirilmesi için yorumcuya uzun bir çalışma süreci gerektirir. Bir konuşmamızda yılmadan yapıt üretmesini bakın nasıl yorumlamış: “Ben bu kadar çok yapıt yazmamı, belki de yapıtlarımın seslendirilmemiş olmasına borçluyum. Canlı seste yeniden yansıma bulacaksınız. Haydn’ın yapıtları çağına göre neden değişiktir? Her senfonisinde bir değişiklik yapmayı düşünmüştür. Çünkü Esterhazy çiftliğinde tek başına yaşamak zorundadır, Avusturya müzik çevresinde değil. Esterhazy prensi her hafta yeni bir beste ister. Mozart’ın ise bir yapıtı beğenilince, aman bunun gibi bir şey daha yaz demişler.” İlhan Usmanbaş ile mektuplaşmaları çağdaş sanat üstüne tarihi değer taşır. Fırat, evinde düzenlediği müzik sohbetleriyle Fazıl Say, Mehmet Nemutlu, Muhiddin Dürrüoğlu gibi nice müzikçimize zengin ufuklar açmıştır. Son yıllarda A.K. Müzik tarafından yayımlanan 5 CD’de oda müziği çalışmaları gün yüzüne çıktı. Yeni müzik dilini ustaca kullanırken incecik bir Anadolu ezgisini de göz ardı etmediği çalışmalar. Sevda Cenap And Müzik Vakfı’na, bu yıl Altın Onur Madalya’sını Fırat’a verdiği için teşekkürler. SERpİL TAMuR ‘Sahnede ölmek istiyorum’ Kültür Servisi Serpil Tamur’un 50. sanat yılı, Tiyatrokare’de oynadığı “Müziksiz Evin Konukları”nın gala gecesinde sürpriz bir törenle kutlandı. Serpil Tamur, seyirci ve oyuncu arkadaşlarını “Sahnede ölmek istiyorum” diyerek selamladı. Tamur, “50. sanat yılını paylaştığım tüm arkadaşlarım ve bu sahnede aynı rolü paylaştığım Macide Tanır ablamın anısına kesiyorum” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu yılki destek yardımına değer bulunmayan Tiyatrokare’nin kurucusu ve oyunun yönetmeni Nedim Saban ise oyun sonrası seyirciye “Bakanlık bize sıfır verdi, siz kaç verdiniz” diye sordu. Amerikalı oyun yazarı Neil Simon’un 1991’de Pulitzer Ödülü alan, Nedim Saban’ın Türkçeye kazandırıp yönettiği “Müziksiz Evin Konuklları”, Nazi Almanyası’ndan ABD’ye göçmüş bir kadının hikayesine odaklanıyor. Oyunda, Tamur’un yanı sıra Özge Özder, Abdül Süsler, Asuman Çakır, Emrah Düzkaya, Selim Tezin, Abdullah Semercioğlu rol alıyor. Oyun, 8 14 22 ve 28 Aralık’ta Profilo, 11 Aralık’ta Yunus Emre, 19 Aralık’ta Kozyatağı Kültür Merkezi sahnelerinde izlenebilecek. Tiyatrocuların ‘itirazı’ var OĞUZ YILDIZ İZMİR Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) tarafından düzenlenen 2. Uluslarası İzmir Tiyatro Festivali yarın başlıyor. Ana teması “İtiraz” olarak belirlenen festivalle, kentin her köşesi birer tiyatro sahnesine dönüşecek. Etkinliğin onur ödülü Ferhan Şensoy’a, emek ödülü tiyatro emekçisi Cebrail Nişancı’ya verilecek. Festival özel ödülü de, geçen günlerde yaşamını yitiren Alaiddin Eraslan adına sunulacak. Festival yarın Fransız Kültür Merkezi’nde düzenlenecek ödül töreniyle başlayacak. Festival boyunca yerli ve yabancı oyunlar sanatseverlerle buluşacak. 16 Aralık’ta sona erecek etkinlikte, 27 grup 29 oyunla tiyatroseverlerin karşısına çıkacak. Sanatseverler festival boyunca Ferhan Şensoy, Tiyatro Kare, Tiyatro Kedi, Duru Tiyatro, Samsun Sanat, Actor Club, Sadri Alışık Tiyatrosu, Samsun Sanat Tebdili Mekan tiyatroları tarafından sahneye konulacak oyunları izleyebilecekler. Yeryüzü Sahnesi de “Benden Selam Söyle Anadolu’ya” adlı oyunun ilk gösterimini gerçekleştirecek. Festivalde engelli oyunculardan oluşan Yön Tiyatrosu da “Kamyon” adlı oyunla sahnede yer alacak. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, “İki Efendinin Uşağı” adlı oyunu Kürtçe sahneye koyacak. Topluluk, geçen yıl da Hamlet’i Kürtçe olarak sahnelemişti. 2. Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali yarın başlıyor KONSER 7 ARALIK’TA BOSTANCI GÖSTERİ MERKEZİ’NDE Şebnem Ferah’tan yeni albüm konseri Kültür Servisi Şebnem Ferah, mayıs ayında yayınladığı yeni albümü “Od” sonrası ilk konserini Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleştiriyor. 7 Aralık’taki konserde, Şebnem Ferah, yeni albüm şarkılarının yanı sıra eski albümlerinden sevilen şarkılarını da seslendirecek. Şebnem Ferah’a Bostancı Gösteri Merkezi konserinde yıllardır aynı sahneyi paylaştığı, Ozan Tügen (klavyeler), Metin Türkcan (gitarlar), Buket Doran (bas gitar) ve Aykan İlkan (davul) eşlik edecek. Eleştiriler nedeniyle başlamadan bitti ASLI ULUŞAHİN ‘Gezi Şiir Ödülü’ iptal geçin. Ne olur şiiri daha fazla ayağa düşürmeyin, Gezi rantını yer miyiz diye elinizi ovuşturmayın” dedi. Ardından Karayazı, Ücra gibi edebiyat dergileri de “Şiir ödülüne katılacak kişilerin şiirlerine dergilerinde yer vermeyeceklerini” duyurdu. Eleştirilerin ardından dün Mehmet Hameş, “İyi niyetli olarak, direniş sırasında 3 can kaybının yaşandığı Hatay’da böyle bir etkinlik düzenlemek istediklerini, amaçlarının Gezi ruhunu yaşatmak olduğunu, ancak duyarlılıklar karşısında ödülü vermekten vazgeçtiklerini” açıkladı. Seçici kurulda yer alan Sennur Sezer ise gelen eleştirilere tepki gösterdi. Sezer, “Eleştirileri anlamıyorum. Kimse Gezi’yi ben temsil ediyorum demedi ama Gezi’yi herkes üstlenebilir. Ne kadar çok kişi sahiplenirse o kadar iyi değil mi” dedi. Sosyal medyadaki eleştiriler, Gezi Şiir Ödülü’nün duyurusu yapılır yapılmaz iptal edilmesine neden oldu. Şair Mehmet Hameş öncülüğünde Hatay’da düzenlenecek ödülün seçici kurulunda şair Ahmet Telli, şair Ayten Mutlu, şair ve yazar Sennur Sezer ve şair Şükrü Erbaş yer alıyordu. Eleştirilerin ardından önce Telli ve Erbaş kuruldan ayrıldı, ardından Hameş ödülün iptal edildiğini duyurdu. Önceki akşam sosyal medyada Gezi Şiir Ödülü verileceğinin açıklanması, yine sosyal medyada büyük tepkiye neden oldu. Eleştirilere birçok şair ve yazar da açıklamalarıyla katıldı. Latife Tekin kişisel Twitter hesabından “Gezi Şiiri Ödülü jürisine: Şiirin şiirini aşmış, şairin şairisiniz demek...” derken, yazar ve yayıncı Altay Öktem de, “Gezi Şiir Ödülü veriliyormuş. Vaz Ustalar geleceğin karikatüristlerini yetiştiriyor Akbank Sanat>Çocuk Tiyatrosu POLKA THEATRE iş birliği ile Eğlenceli, komik ve sürprizlerle dolu “İçerisi Dışarısı” mükemmel bir çocuk oyunu! Geçtiğimiz yıl 40. yılını Türkiye turnesi ile kutlayan Akbank Çocuk Tiyatrosu, yeni oyununda uluslararası bir iş birliğine imza atıyor. Akbank Çocuk Tiyatrosu ve 1979 yılında Londra’da kurulan Polka Tiyatrosu’nun iş birliği ile İstanbul’da sahnelenmeye başlanan “İçerisi Dışarısı” isimli oyun, İngiltere’de çocuklar ve aileleriyle yapılmış olan ortak atölye çalışmaları sonucunda oluşturuldu. CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nin Prof. Atila Özer Karikatürlü Ev’inde çocuklara yönelik karikatür etkinlikleri devam ediyor. Karikatürlü Ev’in fikir babalarından Cumhuriyet gazetesi çizeri Kâmil Masaracı ile Ferit Avcı’nın rehberliğinde merkezde bir karikatür atölyesi çalışması gerçekleştirildi. Karikatürist Ferit Avcı, yeni karikatüristlerin yetişmesi açısından bu çalışmanın önemli olduğunu belirterek, “Atila Özer’in adını taşıdığı bu güzel mekânda her cumartesi farklı çizer ustalarımızla güzel bir çalışma yapacaksınız. Aranızdan gelecekte usta karikatüristler yetişecek” dedi. Masaracı da, “Başkanımız Ataç’a verdiği desteklerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Çocuklar çizdikçe biz güleceğiz. Biz güldükçe dünyamız gülecek. Gülen bir dünya için başka bir şey istemiyoruz” diye konuştu. Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç ise “Kâmil Masaracı öncülüğünde burada atölye çalışmaları oldu. Bugün de Ferit Avcı’yı konuk ediyoruz. Onun mesleğinin inceliğinden yararlanacağız” dedi. Yönetmen Çevirmen Oyuncular Sahne Tasarımı Işık Tasarımı Yardımcı Yönetmen Süpervizör Yürütücü Yapımcı : Jonathan Lloyd : Seçil Honeywill : Kubilay Çamlıdağ, İpek Türktan Kaynak : Albert Potrony : Chris Randall : Lerzan Pamir : Mehmet Ergen : Hakan Silahsızoğlu 07142128 Aralık Cumartesi Saat: 11.30 BİLET SATIŞ NOKTALARI > Akbank Sanat İstiklal Cad. No: 8 34435 Beyoğlu, İstanbul > Bilgi için > 0212 252 35 00 / 01 > www.akbanksanat.com Etkinliklerin gerçekleştirileceği salonlara girebilmek için davetiye veya biletlerin önceden alınmış olması gerekmektedir. YETİŞKİN 6 TL ÇOCUK BİLETLİ 3 TL > www.biletix.com Çağrı Merkezi > 0216 556 98 00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle