18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 ARALIK 2013 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Atatürk’ü Halk Yarattı... KASIM AVCI Emekli Öğretmen Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle yazılarına bir süre ara vermiştir. A nalar doğurdu doğurdu, ak sütüyle besledi besledi, ninnilerle uyuttu uyuttu, sevgisiyle büyüttü büyüttü. Özgür olma, özgür kalma, uygar yaşama özlemleriyle Atatürk’ü yarattı... Atatürk, halkın aydınlığıdır. Bilinçlidirençli gücüdür. Atatürk, halkın birikmiş, gecikmiş çağdaş yaşam özlemidir. Atatürk, halkın yapıcı, yaratıcı, kurtarıcı gücüdür... Atatürk, halkla birlik oldu, Kurtuluş Savaşımızı yaptı. Can vere vere, kan döke döke kazandı. Kolay olmadı Kurtuluş Savaşımızı kazanmak. Cumhuriyetimizi kurmak. Bağımsızlığımızı sağlamak. Hak ve özgürlüğümüzü almak. Kanla, emekle, bilinçle, dirençle kazanılan haklar, olanaklar; kişilerin olduğu kadar toplumların da yaşam kaynağıdır. Can vermeden, kan dökmeden, damarlarındaki son damla kanı akıtmadan bırakılamaz... Atatürk öleli yıllar oldu. Naçiz vücudu çoktan kara topraklara karıştı. Bizimle, bize kazandıkları eserleri kaldı. Dipdiri durmakta, dipdiri yaşamakta onlar. İşte cumhuriyet, işte Atatürk’ün bize kazandırdığı haklarolanaklar. İşte yüzümüzü ağartan devrimler.. İşte Cumhuriyetimizin bekçisi, geleceğimizin güvencesi gençler. İşte Atatürk’ü doğuran, yaratan halk... Cumhuriyetimizi ilelebet korur, Ata’sını sonsuza dek yaşatır. Cumhuriyet Bayramımızı özgürce yaptırmayanlara, Ata’sını gönlünce andırmayanlara karşı halk dipdiri ayakta. Cumhuriyetimizin uyanık bekçileri görev başında. Engeller aşılmakta, barikatlar bir bir kaldırılmakta. Atatürk, halklaşmakta, halk Atatürk’leşmeşte. Tüm en gellere, engellemelere karşın halk bayraklaşmakta. Havadaki kuşlar bile ağızlarını aça aça özgürlük türküleri söylemekte. Kanatlarını çırpa çırpa halklaşan Atatürk’ü; Atatürk’leşen halkı doya doya, yüreğinde duya duya alkışlamakta... Anayasamıza göre yasal hakların, özgürlüklerin kullanılması sınırlanamaz. Kısıtlanamaz... Engellenemez. İzne bağlı kılınamaz. Hele anmabayram yapma gibi doğal haklara hiç dokunulamaz. Yöneticilerin görevi; yasal hakların, özgürlüklerin kullanılmasını sağlamaktır. Bilinildiği üzere herkesin, silahsız, saldırısız; kimsenin yasal haklarına zarar vermeden, özgürlüklerini incitmeden, toplantıyürüyüş yapma, hak arama hakları vardır. Bunlar için gerekli yasal koşul, bunları kullanmadan yöneticileri bilgilendirmektir. Yöneticilerin önlem almasını sağlamaktır... Atatürk’ü kendi gücünden, kendi bilincinden yaratan halkımız, başka yaratılarda bulunmalıdır. Yeni etkinlikler de yapmalıdır. Kendi egemenliğini, kendi yararına kullanmasını da öğrenmelidir. Atatürk’ü yarattığına; gerektiğinde kendisi Atatürk olmasını bildiğine göre; yönetim birimlerimizi kendisi kurmalıdır. Yurdumuzun gerçek yöneticileri de kendisi olmalıdır. Cumhuriyetimize yeniden can, güneşten aydınlık vermelidir. Atatürk’ü yeniden, kendisiyle birlikte güzelden diriltmelidir... ‘Kumpas’ Yalçın Akdoğan’ın kaleminden gündeme bomba gibi düşen “Orduya kumpas kuruldu” iddiası, Genelkurmay Başkanı’nı hapse atan bir ülkede, hiç kuşkusuz bazı hukuksal sonuçlar doğuracak! Nitekim Balyoz Davası’nın avukatlarından Kemal Yener Saraçoğlu ve Nevzat Güleşen, mahkemeye bir dilekçe vererek davanın yeniden görülmesini istediler: “Yalçın Akdoğan 24 Aralık 2013 tarihinde yayımlanan yazısında ‘Kendi ülkesinin milli ordusuna, kumpas kuranların bu ülkenin hayrına bir iş yapmış olmayacağını, amaca ulaşmak için her yolu mubah görenlerin nasıl hastalıklı anlayışlar ürettiğini...’ şeklindeki tespitlerde bulunmuştur. Sayın Başbakan da son dönemlerde yaşanan gelişmeler hakkında yasal olmayan yapılanmaların, örgütlerin olduğunu ve komplolar ürettiklerini açıklamıştır... ... Bu kumpaslar nedeniyle halen yüzlerce insan özgürlüğünden yoksundur ve tüm aileleri ile birlikte ağır mağduriyet altındadır, ülkemizin hukuk düzeni ağır yaralar almıştır. Biz Cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyoruz. Bu komploların ve komplocuların açık izleri, yaptığımız suç duyuruları içinde yer almaktadır. Adalete olan inancı ile tutuklanacaklarını bilerek ifade vermeye gelen, yıllarca bu vatanın bekçiliği ve savunması görevini başarıyla yerine getiren askerlere karşı komploları yapanları bulup ortaya çıkartmak ve ülkemize yeniden hukukun üstünlüğünü getirmek görevi artık Cumhuriyetin tarafsız savcılarındadır.” HHH Silivri davaları kapanmış değildir... Bazılarının Yargıtay aşaması devam ederken, genel tartışmalar, AKP mensupları tarafından yapılan son açıklamalar bağlamında, artarak devam etmektedir. Dünya ve Türkiye kamuoyu, özellikle de hukuk çevreleri bu davaları ilgiyle izlemekte ve kayda geçirmektedir. Yukarıda özetlediğim dilekçe de bu çerçevede, tarihteki yerini almıştır... Bakalım bunun hukuksal sonuçları ne olacak? HHH Konunun MGK’de bile, Genelkurmay Başkanı Özel tarafından gündeme getirildiğine ilişkin haberler var... Ben de, hukuk öğretim üyelerinin görüşlerini merak ediyorum... Var mı duyan?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle