Katalog

30 EKİM 2013 ÇARŞAMBAHHHH CUMHURİYET SAYFA SPOR 19 ‘TFF F.Bahçe’yi satmıştır’ HİLMİ TÜRKAY Eski yöneticilerden Mahmut Uslu, Yıldırım’a övgü yağdırırken Aydınlar’ı topa tuttu Kongreye sayılı günler kala herkes konuşmaya başladı. Bazı grupçular var ki; her zaman olduğu gibi klasik yöntemlerini ortaya koyarak destek verip karşılık istiyorlar. Son durumlara göz atalım: Başkan Aziz Yıldırım’ın kitapçığındaki açıklamalar birbirinden çarpıcı. Benim en beğendiğim sözü şu oldu: “Cumhuriyet’in kulübünü Cumhuriyetin değerlerine inanmayanlara teslim etmem.” Diğer tarafta Mehmet Ali Aydınlar gidişatla ilgili “Her gün binlerce destek mesajı alıyorum. Bu beni ayakta tutuyor. Camianın gösterdiği ilgiden fazlasıyla memnunum” diyor. 1907 Derneği dün neyse bugün de aynı. İkiye bölünmüş durumda. Adaylardan Hulusi Belgü’de proje çok. Belgü, Salı Pazarı’nı içine alan bir kompleks yapmayı düşünüyor. Ayrıca Samandıra, altyapı ve amatör branşlarda da ‘reform’ sözü veriyor. Ali Koç’un da seveni çok. “Başkan olma sırası geldi” diyenlerin sayısı çığ gibi. Koç, bırakın koltuğa oturmayı, yönetime girmeyi dahi düşünmüyor. Son durumu: yüzde 30 “Evet”, yüzde 70 “Hayır”. SPOR YORUM ARİF KIZILYALIN Aziz Yıldırım: Masumuz Aydınlar: Ben Kurtardım Fenerbahçe’nin “seçim” gündemli olağanüstü genel kuruluna artık sadece saatler kaldı. Sarı Lacivertli aile, pazar günü sandık başına giderek “geleceğin” yönetimini seçecek. Görünen o ki, AVM kralı Hulusi Belgü’yü saymazsak, Aziz Yıldırım ile Mehmet Ali Aydınlar arasında geçecek “başkanlık” yarışı. Gelgelelim, “kazananı belli” bir seçim olacak hafta sonunda. Neden mi? Çünkü, Fenerbahçe ailesinin büyük çoğunluğu 3 Temmuz sürecinden bu yana “Şike yapmadık, üzerimize oyunlar oynandı” görüşünü benimsiyor doğal olarak. Bu mücadele grubunun en başında da şimdiki Başkan Aziz Yıldırım var. 1 yıl süre ile tutuklu kalıp, Yargıtay’ın kararını bekleyen Yıldırım, hemen her söyleminde, “Biz temiziz” ifadesini kullanıyor. 16. Ağır Ceza’nın verdiği mahkumiyet, UEFA Disiplin Kurulu ve CAS Mahkemesi kararlarının ise “yanlı” polis fezlekesiyle “olmayan delil”lere dayanılarak oluşturulan iddianame doğrultusunda verildiğini savunuyor. Yıldırım’ın 800 sayfalık Yargıtay savunmasında en önemli parametre, “çürütülen” iddialar. Bir örnek verecek olursak, o dönem Karabük’te oynayan Emenike’nin para sayma görüntüleriyle Sivas’a yollandığı iddia edilen para çantası hâlâ bir “şehir efsanesi”... Özel yetkili polisler dışında bu iki delili gören, duyan olmamış! Bu bağlamda, Fenerbahçe kongre üyeleri eğer “Biz 3 Temmuz sürecinde suçsuzuz” görüşünü benimsiyorsa beğenmese bile Yıldırım’a oy verecektir. M.Ali Aydınlar’a gelince... Sporcu kişiliğine diyeceğimiz olamaz. Fenerbahçe Acıbadem Voleybol Takımı’na yaptığı yatırımlar bir yana amatör spora sağladığı katkı, saygın işadamlığı kimliği ve “tartışılmayacak Fenerbahçe sevgisi” onun artıları. Ne var ki TFF Başkanlığı koltuğunda oturduğu günlerde patlayan 3 Temmuz sürecinde kullandığı sözler, onun “Fenerbahçe başkanlığı” düşü önündeki en büyük engel. 5 Temmuz sabahı, “19 maç sıkıntılı, durum çok vahim...” lafı hâlâ tüm Fenerbahçelilerin benliğinde. “Ben olmasaydım Fenerbahçe küme düşerdi, Fenerbahçe’yi Avrupa’ya göndermeyerek büyük iyilik yaptım” lafları da kafasını her akşam yastığa koyan milyonlarca Fenerbahçelinin uykusunu “hâlâ” kaçırıyor. Belgü’ye ayıp olmasın, onun şansı yoktan daha az. Çünkü başkan adalığı açıklamasında, “Fenerbahçe’ye yeni tesisler kazandıracağım” dedi. Stat, salon, Dereağzı, Samandıra, Topuk Yaylası, Fikirtepe, Gölbaşı’ndaki görkemli yapılar dururken bu söylemle başkanlığa soyunmak gerçek bir hayalperestlik. Üstelik adama sorarlar, “75 bin kişilik stadı yapacaksın da şimdiki stat arazisi de AVM mi olacak sayın Belgü” diye! Şimdi eğri oturun, doğru düşünün, siz Fenerbahçe kongre üyesi olsanız kime oy verirsiniz? ‘Yıldırım önemli bir figür’ Eski yöneticilerden Mahmut Uslu önceki gün telefonla katıldığı TV programında Aziz Yıldırım’a övgüler yağdırırken Mehmet Ali Aydınlar’ı da topa tuttu. Uslu, bilindiği gibi Yıldırım dönemlerinde toplam 9.5 yılı bulan süre yöneticilik yapmış, sonrasında ise kötü bir ayrılık yaşamıştı. İşte Uslu’nun sözleri: “3 Temmuz’dan sonra 1 kere TV programına katıldım. Aziz Yıldırım önemli bir figür. Bugüne kadar gelmiş geçmiş başkanlar arasında artıları çok fazla. . Aziz Yıldırım Fenerbahçe için çok iyi işler yaparken (Federasyon) maalesef Türkiye’yi ve F.Bahçe’yi satmışlardır.” ‘YANLIŞ İŞLER YAPILDI’ “Çok yanlış işler yapılmıştır. Ben bunu Mehmet Ali Aydınlar’a söyledim. Hayır demedi, herhangi bir şey de söylemedi. Ben Aydınlar’ı çok severim, kendisini evinde de ziyaret ettim. Fenerbahçelilerin birlikteliğe ihtiyacı var. Ben Aziz Bey’le münakaşa ederek ayrıldım. Aziz Bey hırsızlık yapmadı, adam öldürmedi, adam gibi adamdır. Türkiye ve F.Bahçe satılmıştır, Beşiktaş satılmıştır diyorum. Belçika’dan beni aradılar ve bunu söylediler. Federasyon yetkilileri tarafından bu yanlışlar yapıldı. Bir seçim var, sandık ne derse o olur. Fenerbahçe dimdik ayakta. Kulüp, Nihat Özdemir’in, Ali Koç’un, Abdullah Kiğılı’nın sayesinde ayakta kalmıştır. Başkaları olsaydı batardı.” ‘AZİZ’ ELEŞTİRİ! Birleşik Fenerbahçeliler Vakfı Başkanı Aziz Yılmaz “Kötü adam yine ben oldum” ismini verdiği kitabında olayların bilinmeyen yönlerini anlattı. Kulüpte 42. yılını geride bırakan Yılmaz, kitabında “Fenerbahçe en büyük yaralarını son 15 yılda aldı” yorumunu yaparak Aziz Yıldırım’ı eleştirdi. BAşkan YILDIRIM OBRADOVIC’LE BULUŞTU lAziz Yıldırım, Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı Başantrenörü Zeljko Obradovic ve takım menajeri Mirsad Türkcan’ı öğle yemeğinde ağırladı. Büyük Kulüp’te organize edilen yemeğe; Başkan Aziz Yıldırım, yöneticilerden Deniz Tolga Aytöre, Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı Başantrenörü Zeljko Obradovic ile Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı Menajeri Mirsad Türkcan katıldı. aydınlar’dan gönderme F.Bahçe’de olağanüstü genel kurulda başkanlığa aday olan Mehmet Ali Aydınlar, sadece Sarı Lacivertli kulübü değil, seçim kültürünü de yukarılara çekme arzusunda olduklarını söyledi. Aydınlar, “F.Bahçe sadece bir kulüp değildir. Bu ülke için bir kulüpten çok daha ama çok daha fazlasıdır. F.Bahçe’nin sorunu da sadece kulübün sorunları değil, Türk sporunun, Türk insanının, Türkiye’nin sorunudur” dedi. F.Bahçe’nin dünkü antrenmanı öncesinde Sarı Lacivertliler 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı. Teknik heyet ve futbolcular açtıkları büyük Türk bayrağıyla poz verdi. Girdiği ikili mücadele sonrası sağ kaşı açılan Sow’a bir dikiş atıldı. Sow, tedbir amacıyla antrenmanı yarıda bıraktı. DOĞRU YORUM / AHMET GÜVENER Sportif Kurumsallaşma (2) Geçen yazımda ülkemizdeki sportif kurumsallaşma çabalarına bir ayna tutup eksik yönlerini belirtmiştim. Bugün ise sportif kurumsallaşma için ‘olmazsa olmaz’ önkoşullardan söz edeceğim. Sportif kurumsallaşmanın olmazsa olmaz ilk koşulu profesyonel yapı ile başkan / yönetim kurulu arasındaki görev ve sorumluluk ilişkilerinin doğru belirlenmesidir. Ne yazık ki ülkemizde gerek federasyonlara, gerekse kulüplerin yönetimine seçilenlerin hedefleri ile diğer sektörlerdeki yöneticilerin hedefleri arasında bariz farklılıklar vardır. Spor sektörünün seçilmiş yöneticileri her ne kadar ‘spor kulüp’ sevgisinden bahsetseler de uygulamalarında hep kendilerine bu pozisyondan bir rant kazandırma istekleri ağır basmaktadır. Bu rant bazen maddi olabildiği gibi, bazen ve çoklukla da manevi / güçsel / iletişimseldir. Gerçek spor ve kulüp sevgisi olan azınlıktaki yöneticileri bu genellemeden tenzih ederim. Sporun toplum gözündeki önemi nedeniyle federasyonların ve kulüplerin yönetimlerinde görev almak zaman zaman bunun maddi bir bedeli olsa bile çok istenilen bir şeydir. Bugünkü kulüp başkanlarının kaç tanesini başkan olmadan önce tanırdınız ya da medyada ne kadar yer alırlardı? Halbuki diğer sektörlerdeki yönetim kurulu başkanı ve üyeleri şahıs şirketleri hariç için bu görev sadece kuruma kâr ettirmek amacıyla yol gösterme ve denetleme niteliğindedir. Bu kişiler kurumu tamamen profesyonellere teslim ettikleri gibi günlük işlere hiç karışmazlar. Hatta çoğu için bu görev biraz metazoridir. Sportif kurumsallaşmanın olmazsa olmaz birinci koşulu, bu kişileri başkan ve yöneticileri görev ‘aşkından’ vazgeçirmektir. Tabii bunu hiçbiri isteyerek yapmayacaktır. Bunu sağlamak için çok güçlü bir başkana ve o tip bir başkanı seçecek bir genel kurul iradesine ihtiyaç vardır. Bu ‘kurumsal’ yönetim kurulu diğer sektörlerdeki yönetim kurulları gibi yalnızca yol gösterici bir görev üstlenmelidir. Yani günlük işler ile uğraşmamalı, günlük işleri yapacak profesyonelleri seçmeli, onların hedeflerini belirlemeli, bütçeyi ve stratejik hedefleri periyodik olarak denetlemeli ve stratejik işbirliği kararlarını vermelidir. Nokta; bu kadar. Sportif kurumsallaşmanın ikinci olmazsa olmazı yukarıda bahsettiğim yönetim kurullarının yol gösterme ve denetleme görevini yapmasını sağlayacak olan araçtır. Bu araç stratejik plandır. Bugün çağdaş her kurumun mutlaka bir stratejik planı vardır. Stratejik plan, kurumun vizyonu doğrultusunda paydaşların katılımıyla hazırlanan 3 yıldan az olmayan ama 5 seneyi de geçmeyen bir hedefler manzumesidir. Bu hedefler, sportif kurumlar için sportif, mali, örgütsel ve iletişimsel ana başlıkları altında toplanabilir. Her ana başlık altında spesifik, ölçülebilir, ulaşılabilir, rasyonel ve sürelendirilmiş hedefler vardır. Stratejik plan oluşturulup kurumun yasama organı tarafından onaylandıktan sonra yürütme organı tarafından yürütülür. Kurumsal yapıda yürütme organı yönetim kurulu ve profesyonellerden oluşur. Böylece kurumsal yönetim kurulu atadığı profesyonellerin hedeflere uyup uymadığını kolaylıkla denetleyebilir. Uyanları ödüllendirir, uymayanları cezalandırır. İnanmayacaksınız ama bu kadar basit. Sportif kurumsallaşmanın olmazsa olmaz önkoşullarını sıraladık. Şimdi okuyucu kolaylıkla bilgi çağında kendi litmus testini uygulayabilir. İnternette bakın bakalım kurumsallaşma iddiasındaki federasyonların ve kulüplerin kaçında bu önkoşullar var. Gerisi lafügüzaf. İtalyan teknik adam futbolcularına defans yapma taktikleri veriyor Mancini savunma öğretiyor! CUMHUR ÖNDER ARSLAN G.Saray Teknik Direktörü Roberto Mancini, Sarı Kırmızılı takımda futbolculara ‘savunma’ öğretiyor. Göreve geldiği günden bu yana G.Saray’ın hücum anlamında sıkıntı yaşamadığını ancak savunma hattında yapılan hataların üst düzeyde olduğunu vurgulayan ve Kayserispor maçının ardından “Çok fazla gol atacaksınız ve az gol yiyeceksiniz” diyen İtalyan teknik adam düğmeye bastı. İnter ve Manchester City’de görev yaparken savunmada uygulattığı taktikle şampiyonluğa ulaşan Mancini, Sarı Kırmızılıların dünkü antrenmanında çalışma yöntemini gösterdi. Mancini, savunmada görev yapan 4 futbolcusunun sahada belirli mesafelere kurulan kukalara doğru birlikte hareket etmesini istedi. Savunma dörtlüsü sağda Eboue, solda Sabri, ortada ise Chedjou Semih ikilisinden oluştu. Top ayağında olan savunma futbolcusuna, yanında yer alan 3 arkadaşı eşzamanlı olarak aynı yöne hareketlenip eşlik etti. Mancini, rakip takımların kanat ataklarında da 4 savunma futbolcusunun yine aynı anda hareket etmesini istedi. Hakan Balta’nın sakatlığının sürmesi, Dany ve Riera’nın da ‘6+0+4’lük yabancı futbolcu kontenjanı nedeniyle sürekli forma giymemesinin üzerine Sabri’nin sol bekte denenmesi, 1 Kasım’daki Torku Konya maçında tecrübeli futbolcunun ters kanatta sahaya çıkma ihtimalini güçlendirdi. UMUT’TAN BURAK’A GOL DESTEĞİ lG.Saraylı futbolcu Umut Bulut, “Burak’ın gol atmasına daha çok sevindim. Onun daha çok ihtiyacı vardı. Oynamadığım zaman ister istemez etkileniyorum ama çalışmaya devam ediyoruz. Hocamız görev verdiğinde elimizden geleni yapıyoruz. Kopenhag karşılaşmasıyla birlikte 3 maçtır arka arkaya kazanıyoruz. Morallerimiz yerinde. Önümüzde Torku Konyaspor maçı var. O maçı da kazanıp seriye devam etmek istiyoruz” dedi. SARIGÜL: KADIKÖY FOBİSİ YOK lG.Saray Yönetim Kurulu Üyesi Emir Sarıgül, Radyospor’a yaptığı açıklamada F.Bahçe derbisi hakkında, “Bizim için kolay rakip yok. Bizim için en önemli olan Cuma günü oynayacağımız Konya maçı, sonrasında Kopenhag maçı var. Öncelikle bunları düşünüyoruz. F.Bahçe maçı bizim için asla fobi değil. Son dönemde yapılan maçlara baktığımızda pek çoğundan 3 puanla ayrılmışız. F.Bahçe maçı bizim için normal bir lig maçıdır. G.Saray’ın bu motivasyonu, azmi ve hırsıyla 90 dakika sonunda 3 puanı alan tarafın bizim olacağımızı düşünüyorum. Biz hiçbir önyargıyla gitmiyoruz. Dostça bir maç olacağına inanıyorum” dedi. 18’LİK İBRAHİM ANTRENMANDA lG.Saray’ın dün yaptığı antrenmanda sahada sürpriz bir genç yetenek yer aldı. Sarı Kırmızılı takımın sezon başında Fransa takımı Auxerre’den transfer ettiği 18 yaşındaki İbrahim Coşkun, Mancini yöntemindeki antrenmanda özel olarak çalıştı. G.Saray 19 yaş altı takımı forması giyen ve savunmaya yönelik orta saha oyuncusu olan İbrahim, her iki ayağını da kullanabiliyor. AKÇAY DEĞİŞİME GİDİYOR TRABZON (Cumhuriyet) Sezon başından bu yana kadro yetersizliği yaşayan Trabzonspor Teknik Direktörü Mustafa Akçay, Colman ve Adrian’ı ligin 10. haftasındaki Elazığspor maçına kadar hazır hale getirip takıma dahil edecek. Savunmada ise Aykut ve Mustafa’nın yokluğunda Giray ile Bamba görev alacak. Cezası nedeniyle Kasımpaşa karşılaşmasını tribünden izleyemeyen Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun Trabzon’a giderek Divan olağan kongresine katılması ve üyelere kulübün son durumuyla ilgili bilgi vermesi bekleniyor. DAUM’DAN ANLAMLI HAREKET lBursaspor Teknik Direktörü Daum dünkü antrenmana Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Türk bayraklı tişörtle çıktı. kısa... kısa... kısa... kısa... kısa... kısa... l ZİRAAT Türkiye Kupası 3. tur / ElazığsporPendik: 31, 1461 TrabzonAltay: 21, ÇankırıAdana: 10, SivasAnkaragücü:31. l A MİLLİ Futbol Takımı, 15 Kasım’da Adana’da Kuzey İrlanda ile 19 Kasım’da Belarus’la Mersin’de özel maç yapacak. l VOLEYBOL Deniz Bank Erkekler CEV Şampiyonlar Ligi / ArkasRecycling Volleys: 13. l BAYANLAR voleybol CEV Kupası ilk tur rövanş maçında F.Bahçe, Bursa BŞB.’yi 30 yenerek tur atladı. l ACIBADEM Erkekler Voleybol Ligi / F.Bahçe GrundigÇankaya B.: 30. l 6’LI; 2/413/105/662 (Adana) 1.071,12 lira; 5108627/14 (Ankara) 10.488,47 lira verdi.