19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EKİM 2013 SALI CUMHURİYET KÜLTÜR [email protected] Şiddeti kanıksamak İlham Yazar’ın yönettiği Ankara Devlet Tiyatrosu oyunu ‘Jerry ve Tom’un seyircisi gençlerden oluşuyor u Şiddetin kanıksanabilir bir insan edimi olduğunu gösteren, ölüme ilişkin ses ve görüntülerle yüklü bir sahne metni var karşımızda. Yüzleşmek zorunda kaldığımız korkunç gerçeği suratımıza vuran… oyun uzamlarının oluşturduğu çemberin ortasındaki 100 dolayındaki döner iskemleyle sınırlı. Oyun alanları dansçı Yıldız Kaplan’ın sahnedeki hareketi başlatan performansıyla tek tek belirleniyor. Oyunu –yönetmenin “Mojo” çalışmasında da olduğu gibi iskemlenizde gereken yöne dönerek izliyorsunuz. Bu noktaya dek sorun yok. Ne ki oyuncular –yarı karanlıkta bir oyun alanından bir başkasına koşarken, bir yandan da soluk soluğa kılık değiştiriyorlar. Bu nedenle yer yer estetikten yoksun bir trafik oluşuyor. Yönetmen Yazar’ın “Japon Kuklası” yapımında da uyguladığı – ses ve görüntü düzeyindeki kimi dışavurumcu anlatımlar ise, sahne olayına –dizgesel bir anlayışla kullanılmadığı için önemli katkı sağlamıyor. Bu iki nedenle, “Jerry ve Tom” İlham Yazar’ın “en iyisi” değil. “En iyisi”, kullanılan her bir anlatım öğesinin yerli yerine oturduğu 2013 EBBŞT yapımı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü”ndeki çalışması… “Jerry ve Tom” oyunculukla parlıyor. Mafya şiddeti ve gizemli ölümlerle yüklü bir kültürün ürünü olan bu çok Amerikalı oyunu Amerikalı taklidi yaparak oynuyor sanatçılar. Cüneyt Mete, sevecen aile babası/kıdemli tetikçi Tom’u, Robert de Niro’nun sinema yorumlarında sergilediği inceliği yakalayan bir ustalıkla canlandırıyor. Özgür Öztürk, yeniyetme katil Jerry’nin enerjisini, huzursuzlukduygusallıkçocuksuluk bireşiminde yakalamış. Ünsal Coşar, canlandırdığı kurban/katil/yazar tiplerinin her birini, Amerikan sinemasından tanıdık görüntü, ses ve tınılarla donatıyor. İlginçtir, “Jerry ve Tom”un seyircisi gençlerden oluşuyor... Ankara Devlet Tiyatrosu’nun, geçen yıldan süren yapımı “Jerry ve Tom” (1998) Stüdyo Sahne’den İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’ne aktarılmış. Oyunda, gündüzleri sıradan bir aile/iş yaşamı sürdüren, aşağı sınıftan iki Amerikalının birer kiralık katile dönüştükleri gece yaşantıları anlatılıyor. Şiddetin kanıksanabilir bir insan edimi olduğunu gösteren, ölüme ilişkin ses ve görüntülerle yüklü bir sahne metni var karşımızda. Yüzleşmek zorunda kaldığımız korkunç gerçeği suratımıza vuran… Kiralık katillerden yola çıkarak sistem eleştirisi yapan tiyatro başyapıtı, Harold Pinter’ın “Gitgel Dolap” (1956) adlı oyunudur. Ben ve Gus adlı iki tetikçinin trajikomik konumunu anlatan, şiddet ve ölüm sahnelerinin yer almadığı oyunda “mafya” örgesi metafor olarak kullanılır. Güçlü bir ülkenin amaçlarına hizmet etmek için, adaletsiz bir ekonomik sistemdeki mekanizmaları çalıştıranların çıkarlarını korumak için, erk sahiplerinin üstün konumunu sağlamlaştırmak için, çeşitli düzeylerdeki “tetikçiler”in “ücret karşılığında” işbaşında olduğu bir dünyada yaşıyoruz… Emmy ödüllü senaryo ve dizi yazarı Cleveland’in metni ise – sinema diliyle yüzlerce kez anlatılmış olan Amerikan kültürüyle yoğrulmuş türden bir şiddet ve ölüm öyküsü sunuyor. Şiddeti komikleştiren varoluş biçimleriyle Disney’in ünlü kedifare ikilisini çağrıştıran Tom ile Jerry adlı karakterlerin öyküsündeki en önemli nokta, ilk başta “iş”i yapamayacak düzeyde vicdan sahibi bir kişi olan Jerry’nin, zaman içinde bir ölüm makinesine dönü şüvermesidir. Cleveland, insan doğasının “şiddet”i böylesine sarıp sarmalayabilmesinin korkutuculuğunu vurgulamaktadır. Oyunda olayların birbirine gevşekçe bağlandığı çok sayıda “epizot” (bölüm) yer alıyor. Değişik ve çeşitli biçimlerde –ama hep gözümüzün önünde yer alan cinayet sahneleri, ikilinin gündelik yaşamlarındaki sıradan olguları ve sorunları gösteren evcil tablolarla zıtlaştırılarak “kara güldürü” etkisi yaratılmış. Ancak, Amerikan sinemasının şiddet ile gülmeceyi buluşturan parlak ürünlerindeki görselişitsel çarpıcılığı, Cleveland’ın sahne anlatımında bulamıyorsunuz. Zeynep Nutku’nun çeviri metni de bir oranda dilsel şiddetin vuruculuğundan arındırılmış olabilir mi? İlgi çekici çalışmalarıyla gündemde olan Devlet Tiyatroları’nın “çalışkan” ve “yaratıcı” yönetmeni İlham Yazar, dekor tasarımcısı Murat Gülmez ve ışık tasarımcısı Zeynel Işık’la çalışmış. Seyir alanı, yan yana dizilmiş çeşitli
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle