27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ İmtiyaz Sahibi: Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Yazıişleri Müdürleri: Güray Öz (Sorumlu) Murat Ataş Miyase İlknur (Ek Yayınlar) Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Dış Haberler: Özgür Ulusoy Kültür: Celâl Üster Spor: Arif Kızılyalın Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 ? Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Tunca Çinkaya ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.46 Güneş: 7.17 Öğle: 12.22 İkindi: 14.50 Akşam: 17.14 Yatsı: 18.38 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 20 OCAK 2013 www.timshowcenter.com ? “Rüyalar Ülkesine Yolculuk Galtük”, yarıyıl tatilinde çocukları düşsel bir yolculuğa davet ediyor. Tim Show Center’da 25 Ocak’ta başlayacak gösteri, düşünde en sevdiği oyuncağı dev zebrası çalınan bir çocuğun fantastik gezisini görsel bir şölenle anlatıyor. Rüyaların doğduğu ülke olan Galtük’te, çocuğa ve yanından hiç ayırmadığı büyük kuklasına, akrobat suaygırları, ip atlayan flamingolar, kaplumbağalar, balıklar ve fareler eşlik ediyor. Düşsel yolculuk BM: Akdeniz alarm veriyor ANKARA (AA) Barındırdığı türlerin yüzde 30’u sadece kendine özgü olan ve 21 ülkenin kıyısı bulunan Akdeniz’in biyolojik çeşitliliği tehlike altında. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Akdeniz Eylem Planı (UNEPMAP) tarafından hazırlanan Akdeniz Deniz ve Kıyı Durum Raporu’nda, turizmdeki gelişmeler, habitat kaybı, kıyı erozyonu, ekosistemi etkileyen aşırı avlanma, deniz dibi yapısını bozan dip trolü ve diğer yöntemler de dahil tahrip edici balıkçılık; özellikle şehirleşme ve sanayileşmeden kaynaklanan kirlilik, bölgeden bölgeye yoğunluğu değişen baskı unsurları olarak tespit edildi. Akdeniz foku, göçmen kuşlar ve deniz memelilerinin sayısının azalması, Akdeniz’e özgü denizçayırı gibi balıkların üreme alanlarının yok olması ve Akdeniz’de istilacı türlerin her geçen gün artmasına da dikkat çekilen raporda çözüm için harekete geçilmesi istendi. Amcası, Rızasıyla Olmuş… Birileri öfke çıkarma odası yapmış, içeri giriyorsun elinde bir sopa, artık Allah ne verdiyse, çevredeki eşyaları kırıp döküyorsun. Bu yazıyı yazmadan önce, aklımdan acaba evde küçük çaplı bir öfke odası mı kursam, diye geçirdim. Mesela şu; Mardin’de dedesi yaşındaki esnaf ve yüksek düzey bürokratların arkadan tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki N.Ç. olayı sanırım hepinizin belleklerindedir ve bu olayda yerel mahkeme, yıllarca sürdü ve sayın mahkeme üyeleri, karşılarına kravat takarak gelen ve “Evet sayın hâkim”, “Öyle sayın hâkim” diye hitap eden tecavüz suçlularına, “iyi halden” ve de “kızın rızası söz konusu” diyerek 3 ile 5 yıl arasında uyduruk cezalar verdi. Mahkeme kararı Yargıtay’a gitti, Yargıtay ne yaptı, “iyi hali” görmedi, cezaları 79 yıla yükseltti ama “kızın rızası söz konusudur” baki kaldı ve en az 25 yıl ceza verilmesi gereken esnaf ve yüksek düzey bürokratlar, yargının kimselere göstermediği acayip bir şefkatle adeta sarıp sarmalandı. Ben Türkiyeli bir yurttaş olarak bu davanın seyrinden utanıyorum! Utanmaktan vazgeçtim, çok öfkeliyim. Bu mahkemelerde “Kardeşim 13 yaşındaki bir kız çocuğunun kendi rızası ne demeye geliyor” diye soracak, vicdan sahibi biri yok mu? Vazgeçtim yasalardan, mahkemelere “merhamet duygusu” hiç mi uğramıyor, bu hâkimlerin, bu savcıların kızları yok mu? Tanrılar Türk adaletinden bizi korusun! Çünkü aynı adalet, aynı gün başka bir gencecik kıza, Sevil Sevimli’ye 21 yıl istiyor. Ne yapmış bu kız? Ülkesini merak ettiği ve sevdiği için Fransa’da eğitim görürken, öğrenci değişimiyle Eskişehir’e gelmiş, üniversitede dönemini tamamlarken, 1 Mayıs yürüyüşüne katılmış, başka ne yapmış, Grup Yorum’un konserine gitmiş. Öyle mi, hakkında “yasadışı DHKPC örgütü üyesi olmak, örgüte yardım ve yataklık etmek, örgütün propagandasını yapmak” suçlarından dava açılıyor ve söylediğim gibi hakkında 21 yıl isteniyor. Kızcağızın yaptığı ne? Bu kızcağız elinde silahla mı yakalanmış? Canlı bomba mı? Hâkim amcalar, savcı amcalar, 1 Mayıs’a katılmak ne zamandan beri suç? Sadece Sevil değil, pek çok genç insanı içeri alıp, son derece yasal olan eylemlere örgüt kılıfı geçirip, içeride yatırıyorsunuz... Nedense N.Ç. olayında tecavüzcülere gösterdiğiniz şefkat, bu ülkeyi daha aydınlık, daha özgür bir ülke kılmaya çalışanlara pek işlemiyor. Bir düşünün, şu “iyi hal” ve “rıza” ortadan kalksa ve Türk adaleti, kadınlara yapılan zulümleri hiçbir indirim olmadan uygulasa, durum ne olur? Yeni Türk Ceza Kanunu her suçun doğru dürüst cezasını tek tek yazmış. Bu indirim muhabbeti ne? Öyle görülüyor ki, savcılara, hâkimlere, polise öncelikle kadınerkek her yurttaşın hukuk açısından eşit bireyler olduğunu öğretmek gerekiyor. “Kadının rızası var” sözünün ben size bilinçaltındaki algılarını sözcük haline getireyim. “Canım kadın kuyruk sallamasa erkek bir şey yapmaz...” “Erkek adam sürekli tahrik olur, bu nedenle kadını kapamak gerekir.” “Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin!” Peki ya dinimiz? Yazılan dinsel içerikli kitaplardan biliyoruz ki, cennetin vaat ettiği en önemli şey; huriler ve ereksiyon halleri hiç bitmeyen dini bütün erkek vatandaşlar. Allah aşkına siz cennette kadınları neyin beklediğini yazan bir din kitabına rastladınız mı? Cennetin bile kadınlara ne vaat ettiğinin bilinmediği bir ülkede, erkek egemenliği ve bunun her alana yansıması elbette korkutucu boyutlarda olacaktır. Kadın ölümlerinden, çocuk yaşta gelinlerden, aile meclisinin kararıyla infaz edilen genç kız cinayetleri ve intiharlarından geçilmeyen ülkemizde, bütün bu ölümlere, sürekli “rıza” ve “iyi hal” veren adalet mekanizmasının katkısı nedir? Ey devletliler, biraz bunu düşünün!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle