16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Yazıişleri Müdürleri: Güray Öz (Sorumlu) Murat Ataş Miyase İlknur (Ek Yayınlar) Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Dış Haberler: Özgür Ulusoy Kültür: Celâl Üster Spor: Arif Kızılyalın Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 ? Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Tunca Çinkaya ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.02 Güneş: 6.32 Öğle: 13.08 İkindi: 16.41 Akşam: 19.33 Yatsı: 20.55 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 9 EYLÜL 2012 Modada bahar ışıltısı odada gösM teri sırası New York’ta. MercedesBenz Moda Haftası’nda Noon by Noor’un 2013 ilkbahar koleksiyonunda parlak renkler dikkat çekiyor. Markanın mini şortlarını dekolte gömlekler tamamlıyor. (AFP) Hangimiz daha hızlı? etman lakaplı adrenalin tutkunu İsviçreli pilot Yves Rossy, İsviçre’nin batısındaki Bex köyü üzerinden Spitfire MH434 üzerinden uçarken böyle görüntülendi. Jetman, jetmotoru ve taktığı kanatlarla arkadaşına eşlik etti. (Fotoğraf: AFP) J Vicdan Yoksa Hiçbir Şey Yoktur! Hemen herkesin içinde bulunduğu bir ruh durumu beni de kuşatmış durumda, her gün yeni bir haksızlığın, her gün onlarca ölümün olduğu bir ülkede yaşamanın ne denli zor olduğunu düşünür oldum. Havadaki muhteşem sonbahar kokusu bile bunu gidermeye yetmiyor. Üstelik artık sığınacağım hiçbir şey kalmamış gibi, “12 Eylül’den sonra her şey bizi adım adım apolitik olmaya yönetti”, “Sesini çıkaranı içeri alıyorlar”, “Biz ne yapabiliriz ki?” sözlerini duymaktan bıktım. Böyle söyleyenlere hep aynı cümlelerle yanıt veriyorum: “Kardeşim, çocukları için yüz bin kişi yürüyor mu yürümüyor mu?”, “Artık oğlumu ‘vatan sağ olsun’ diyerek ölüme yollamak istemiyorum” diyenler çoğaldı mı? “Şu sanal âlemde dünyayı bir sözcükle düzelttiklerini sananlar ne zaman yollara dökülecekler?” Yanıtlarım daha da çoğalabilir, daha da kötüsü, yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkedeki vicdansızlık bana acayip dokunmaya başladı. Bu vicdan duygusu nedir? Nasıl öğrenilir? Nedense bu günlerde sık sık, bir dava için kendini yakan Budist rahipler aklıma geliyor, daha doğrusu inandıkları dava uğruna ölüme gidenler. Duydukları nasıl bir acı, nasıl bir vicdan azabıysa, onları ölüm götürüyor ama arkalarında derin bir iz bırakarak... Nedir onları saran bu vicdan duygusu? Hiç kuşkusuz vicdan duygusunun temelinde, herhangi bir başka güç tarafından cezalandırılma korkusu yatar. Örneğin Katolikler, günah çıkararak, vicdan duygusundan arınmayı bulduklarından beri son derece rahatlamış olmalılar. Öldür, ırzına geç, işçilerini sömür, kendini beş kuruş için mafya babalarına sat, ama papaza gitmeyi asla unutma. Tanrı kullarının itiraf edilmiş suçlarını bağışlar. Müslümanlıktaysa öyle papaza filan gidilmez. Suç da günah da Tanrı ile kul arasındadır. Ve ne halt edersen et, iki rekat namaz kıldın mı Tanrı seni bağışlar. Çevreciler, Efemçukuru’nda altın madeni istemiyor Şimdi de sıra İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Çevreciler, Efemçukuru altın madeninin açılma ruhsatının iptali için İzmir İdare Mahkemesi’ne dava açtı. İzmir İl Özel İdaresi tarafından, Tüprag Metal İşletmeleri AŞ’ye verilen işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptalini isteyen çevreciler, madenin İzmir’in su havzası içinde kaldığını vurguladı. İzmirBergama, Eşme, Sivrihisar, Havran/Küçükdere El Ele Hareketi Dönem Sözcüsü Dr. Oya Otyıldız, maden için bölgedeki arazilerle ilgili Bakanlar Kurulu’nun aldığı acele kamulaştırma kararının, Ahmet Karaçam’ın açtığı davada iptal edildiğini anımsattı. Bunun üzerine, altın madenine verilen arama ruhsatının iptali için de dava açtıklarını belirten Otyıldız, “Sağlık koruma bandı oluş ruhsatın iptalinde turmak için acele kamulaştırılan taşınmazlara henüz el konulamadan işletme izni verilmesi özensizliktir, ciddiyetsizliktir. İzmir’in sağlığını göz göre göre tehlikeye atmaktır. İzmir’in sağlığını, yaşamını korumak için ekli dilekçeyle bir kez daha yargıya başvurduk. Yargıdan kısa sürede kamunun yararını koruyan bir karar çıkacağını umuyoruz” dedi. İnsanoğlu, vicdanın bu kadar kolay temizlendiğini görünce toplum düzenini sürdürmek için ahlak ve adalet duygusunu abartıp, bunları herkesin uyması gereken kurallar haline getirmiştir. Bir düşünün, bu dünyanın düzeni sadece insanoğlunun vicdanına bırakılsaydı nasıl olurdu? Şimdi pek çoğunuzun bugünkünden beter olmazdı diyeceğini biliyorum. Haklısınız, zaten Papa, Katolikleri kutsayıp günahlarından arındırdı. Müslümanlar da namaz kılıp duruyor, geriye ne kaldı? Rus Ortodokslar mı, onlar da çoktan kendi yazarlarının, kendi yönetmenlerinin vicdan duygusunu, insanın kendiyle hesaplaşmasını anlatan muhteşem romanlarını okumayı, muhteşem filmlerini seyretmeyi bıraktılar. Şimdilerde Rus mafyası dünyaya hâkim olma harekâtına geçmiş durumda, kim takar vicdan duygusunu. Ama bir güvencemiz var; vicdan duygusu inatçıdır, tıpkı intikam, tıpkı iktidar duygusu gibi nesilden nesile geçebilir. Bütün papaz kulübelerine, kılınan namazlara rağmen yaşamını herhangi bir kimlikte, herhangi bir biçimde sürdürebilir ve hiç umulmadık bir zamanda açığa çıkar. Bir gün, Amerika topraklarında yaşayan bir annenin sesine yerleşir ve sessiz yataklarında uyuyan bazı anneleri uyandırır. Çünkü o annenin oğlu, hiç bilinmeyen topraklarda, nedenini asla bilemediği bir savaşta ölmüştür. Annenin sesi, haksızlığın sesidir ve usulca diğer anneleri uyandırır. Bir gün, bir fotoğrafçı Güney Afrika’da akbabaların peşlerinde dolaştığı aç çocukların fotoğrafını çeker ve ardından intihar eder. Ama o fotoğraflar elden ele dolaşır ve koskoca bir isyanı tetikler. Bir gün bir küçücük kız çocuğunun bir çalılıkta ırzına geçilir ve onun ölü bedeninin acılı resmi gazetelerde yayımlanır. O gazete haberini gören, okuyan birileri, belki bir yargıç, belki bir öğretim görevlisi, kendi kendiyle hesaplaşır ve ertesi gün pek çok nimeti elinin tersiyle iterek, yepyeni bir hayatın peşine düşebilir. Evet, vicdan duygusunu yok etmek için ne kadar çok yol bulunursa bulunsun, insanoğlunun belki de bu en görkemli, en insana yakışır özelliği asla yitmez. Ama yitmemesi yetmez, vicdan duygusu ancak bilgiyle, özenle çoğaltılabilir. Yani dünyanın ve hepimizin işi zor. Bu vicdan duygusu bela bir şeydir, geldi mi gitmez ve insanı yollara düşürür. Düşürsün! Yollara düşürsün! C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle