15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2012 PAZAR [email protected] 16 KÜLTÜR Almanya’nın Kassel kentinde beş yılda bir yapılan dOCUMENTA’nın 13’üncüsü 16 Eylül’de sona eriyor Hollanda’dan şiirler Uluslararası İstanbul Şiir Festivali 11 Eylül’de başlıyor Kültür Servisi Bugüne kadar 40 ülkeden 200’ü aşkın şairin yer aldığı Uluslararası İstanbul Şiir Festivali 11 Eylül’de başlıyor. 12’si yurtdışından olmak üzere toplam 24 şairin katılacağı festivalde, bu yıl da ustalarla şiirin genç kuşağı buluşuyor. 15 Eylül’e kadar sürecek festival, İstanbul’un çeşitli kültür merkezlerinde gün boyu etkinliklerle sürecek ve artık geleneksel hale gelen “Şiir Hatları Vapuru” ile son bulacak. Her sene farklı bir ülke şiirini tema olarak belirleyen festivalin bu yılki tema ülkesi ise HollandaTürkiye arasındaki ilişkilerin 400. yılı nedeniyle Hollanda. Özel olarak Hollanda şiirinin ele alınacağı festivalde, Ester Naomi Perquin, Menno Wigman, K. Michel gibi Hollanda şiirinin önde gelen temsilcileri yer alacak. Festival kapsamında ayrıca “Hollanda Şiiri Antolojisi” hazırlanıyor. Türkiye’den Haydar Ergülen, Şükrü Erbaş, Turgay Fişekçi ve genç kuşak şairleri Cenk Gündoğdu, Süreyya Aylin Antmen, Furkan Çalışkan gibi isimler bu seneki konuklar arasında. Ayrıca, festivale katılacak yabancı şairler arasında “Strong Words” adlı şiir antolojisine imza atan Bill Herbert (İngiltere), şiir kitapları 12 dile çevrilen Claudiu Komartin (Romanya), Kavafis, T.S. Eliot ve Shakespeare’in eserlerini İspanyolcaya çeviren José María Alvarez (İspanya) yer alıyor. Festival mekânları ise Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müzesi, Yerebatan Sarnıcı, Pera Müzesi, İKSV, Caferağa Medresesi, Kızlarağası Medresesi, Dil ve Edebiyat Derneği, At Pazarı. www.istanbulsiirfestivali.org E. Naomi Perquin dOCUMENTA’nın ana mekânı Fridericianum Müzesi’nin önünde “Occupy” eylemcilerinin çadırları yer alıyor. EVRİM ALTUĞ KASSEL Amerika Birleşik Devletleri’nin İkinci Dünya Savaşı ertesinde Avrupa bazında uygulamaya koyduğu küresel kalkınma (kimilerince emperyalizm) girişimi Marshall Planı’nın kültürelpolitik bir uzantısı olarak Kassel’da 1955’ten beri her beşer yılda bir yapılan dOCUMENTA adlı devasa kültür sanat etkinliğinin 13’üncüsü, 16 Eylül’de nihayete erecek. Sanat yönetmenliğini CarolynChristov Bakargiev’in üstlendiği, ünlü aktör Brad Pitt’in de ziyarette bulunduğu etkinlik, Kassel, Kâbil, İskenderiye, Kahire gibi çokuluslu bir “glokal / küyerel” coğrafyaya konumlandırılmış olmasıyla dikkat çekiyor. ? 190’ın üzerinde sanatçının yer aldığı etkinlik, tarihi, insanı, sanatı ve iktidarı sorgulayan işleriyle dikkat çekiyor. Zengin sanatçı listesiyle dikkat çeken ana dOCUMENTA mekânı Museum Fridericianum’da ise modern kültür tarihini sorgulayan kültürel objeler öne çıkmakta. li ufaklı kamusal mekâna özgü işleriyle de öne çıkmakta. 190’ın üzerinde sanatçı ve sanat inisiyatifinin yer aldığı etkinlik, tarihi, insanı, sanatı ve iktidarı kıyasıya sorgulayan işleriyle dikkat çekerken Salvador Dali’den Michael Rakowitz’e, Alighiero Boetti’den Llyn Foulkes’a zengin listeyle dikkat çeken ana dOCUMENTA mekânı Museum Fridericianum’da modern kültür tarihini sorguya çeken kültürel objeler öne çıkmakta. Aynı anda bir cam ardından izlenmesiyle de müze içinde müze Kader Attia’nın kurduğu ‘uygarlık müzesinden iki detay. İçerde ve dışarda... Etkinliğe Türkiye’den katılan sanatçılar Füsun Onur ve Cevdet Erek’i de yalnız bırakmayan kültür inisiyatifi SAHA’nın desteği ile, izleme olanağı bulduğumuz dOCUMENTA, Neue Galerie, Museum Fridericianum, documentaHalle, Orangerie, Hauptbahnfhof (Kassel Garı) gibi kapalı mekânlardaki işleriyle olduğu kadar, Fulda Irmağı’na komşu Karlsaue parkı ve kente yayılan 30’u aşkın iri mefhumunu izleyiciye sorgulatan, yine aralarında Hitler iktidarından kalma gündelik objelerin, AfganistanKâbil’den, Beyrut’taki Lübnan Ulusal Müzesi’nden ya da MısırKahire Tahrir Meydanı’ndan bize erişen öteki entelektüel ve kültürel eleştiri nesneleri de yer alıyor. Bu kısımda dikkat çeken işlerden biri de, Dachau toplama kampında mahpus edilen ve Nazi rejimine karşı çıksa da direnişini geçirdiği her yeni yıl için yetiştirdiği (Örn: KZ1/2 veya 3) kodlu yeni bir tür elma ile sembolize edip, onları kavramsalcı bir bakışla 1910’dan 1960’lara değin görselleştiren Korbinian Aigner’in yapıtları. Kamboçya’nın gölleri... Aynı mekânda dikkat çeken bir diğer sanatçı ise yapıtlarında insan figürü ve sosyal düzendeki konumunu sorgulayan 1929 doğumlu New York’lu sanatçı Ida Applebrog. Sanatçı, dOCUMENTA (13)’e özel olarak, tıpkıbasım çoğaltılmış kişisel arşivini ziyaretçilerle paylaşıyor. Paylaşım konusu, belki de tüm dOCUMENTA (13)’teki en kuvvetli iş diyebileceğimiz, Fransa doğumlu Kader Attia yapıtıyla zirveye ulaşmakta. Cezayir ve Paris arasında mekik dokuyan 1970 doğumlu sanatçı, Kassel’e getirdiği karşıetnografik, antitotaliter uygarlık müzesiyle vicdanın sınırlarını test ediyor. Sanatçının obje, heykel, kupür ve slayt şovlarıyla bezenen dramatik yapıtı, türlü yönleriyle Doğu ve Batı’yı mukayese ederken bir yandan da alışılmadık bir küresel kültür eleştirisi ortaya koyuyor. Kamboçyalı Vandy Rattana’nın etkinliğe dahil ettiği fotoğraf dizisi “Takeo” ise bir başka kültür eleştirisini, emperyalizme karşı yaparak, vaktiyle 11 yıl boyunca 2 milyon 700 bin tonun üzerinde bomba yağdıran ABD’nin ülkeye bıraktığı “bomba gölleri”ni ironik bir güzellikle karşımıza çıkarıyor. 2000’de böbrek yetmezliğinden ölen Kamboçyalı ressam Vann Nath’ın “Kızıl Kmer” faşizmi işkence tablosu ise vahşetin bir diğer boyutunu gözler önüne seriyor. Bu işin en acı ironisi de sanatçının, mevcut iktidar sürecinde en az yüzlerce diktatör Pol Pot tablosu yapmaya zorlanmış olması. Bilgi için: www.documenta.de Niyazi Koyuncu “Muço Pa!” (Beyoğlu Metropol) Karadeniz’in genç sesi Niyazi Koyuncu, ilk albümü “Muço Pa!” (Nasıl Yapayım) ile dinleyicilerine merhaba dedi. Kuşağının ve yaşadığı dünyanın sorunlarına duyarlı bir ses olarak dikkat çeken Niyazi, bu ilk çalışmayla sadece ağabeyi Kazım Koyuncu’nun değil, doğup büyüdüğü toprakların tüm müzikal mirasını saygıyla sırtladığını ortaya koyuyor. Artvin’in Hopa ilçesinde dünyaya gelen 28 yaşındaki genç müzisyen, sanatın en iyi damıtılmış halinin sokaktan geldiğine olan inancını, tüm içtenliği ile yansıtıyor. Has Karadeniz Çocuğu Niyazi; Fırtına Deresi’nin hırçın suyundan, üzerine dikilen barajına direnen inadından doğmuş. Yani hamurunda var insanca olmayan ve yolunda gitmeyen şeylere karşı çıkmak. Müzik yönetmenliği Murat Ço rak ve İberya Özkan tarafından üstlenilen albüm, İhsan Apça ve Özkan Mete tarafından kaydedilmiş; miklerini ise Pieter Snapper gerçekleştirmiş. Türkçe, Lazca, Gürcüce, Megrelce ve Hemşince şarkıların yer aldığı “Muço Pa!”, onun hem besteci, hem de yorumcu tarafını gösteriyor. Aslında “ Muço Pa!” albümünde iki tane Niyazi var. Biri, geleneklere sahip çıkan, soru soran, hak arayan, çığlık atan ilerici, Batılı, özgürlükçü düşüncelerinin somut ifadesi olarak ayakta duran insan Niyazi, diğeri ise Karadeniz yöresinde konuşulan dillerden örnekler sunan anonim parçaları yorumlayıp, rock ile kaynaştıran sanatçı Niyazi. Her iki konuda da hissederek düşünüyor, içtenlikle söylüyor. Niyazi Koyuncu, Karadeniz müziğini Rock ile buluşturan kuşağın dikkate değer en yeni temsilcisi. [email protected] Dan Deacon America (Domino) Müziği üniversitede okuyup, çalışmalarını yaklaşık son 10 yıldır yayımladığı solo albümlerle duyuran bir müzisyen Dan Deacon. Elektronik / alternatif müzik dünyasının dikkatini 2007 albümü “Spiderman of the Rings” ile çekti, elektoakustik soundunu 2009 albümü “Bromst”ta olgunlaştırdı. Yeni albümü “America” ile, son yıllarda ülkesi ile ilgili duygularını bir konsept albümle yansıtan Amerikalı müzisyenler arasına o da katıldı. ABD’den ilk kez 2007 albümünün turnesi sırasında ayrılmış Deacon ve o güne kadar daha önce hissetmediği bir duyguyu yaşamış. Amerikalı olmanın her zaman üstünlük olarak algılandığı topraklardan çıkıp başka ülkelere gidince kendisini yalnız hissetmiş. Sonrasında ülke içinde yaptığı seyahatlerde gözlemleri olmuş. Sonuçta ülkesine dair kendisini mutlu eden çok şey olduğunu fark etmiş; ama bir yandan da hem ABD’yi hem de içinde yaşadığı dünyayı yöneten şeytani korporatokrasiye ve onun neden olduğu çevre katliamlarına karşı duyduğu öfkenin farkına varmış. “America”nın soundunu Deacon’ın önceki albümleriyle karşılaştırınca, yine elektroakustik olmasının yanında, bu defa daha fazla çeşitliliğe dayandığı, yarı pop yarı klasik bir sound olduğunu söylenebilir. Albüm boyunca ajite edilmiş vokaller, elektronik cızırtılar, sentetik ses öbekleri duyarken, marimba, trompet gibi akustik orkestra çalgılarının sesleri de çarpıyor insanın kulağına. Deacon, bu albümle birlikte ses deneylerini ve temalarını daha ciddi bir boyuta taşımış. www.zulalkalkandelen.com Haydar Ergülen Küresel kültür eleştirisi Gençlik Filarmoni Aya İrini’deydi ? Kültür Servisi Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) çatısı altında çalışmalarını yürüten Cem Mansur yönetimindeki Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası, 2012 yılı programı kapsamında “Başkentler Turnesi”nin ilk konserini önceki akşam Aya İrini’de verdi. Konserler, Bursa, Denizli ve Ankara’da devam edecek. Pussy Riot’tan Putin protestosu ? MOSKOVA (Reuters) Rusya’da Devlet Başkanı Vladimir Putin aleyhinde kilisede gösteri düzenledikleri için üç üyesi hapis cezasına çarptırılan punk grubu Pussy Riot, internetten Putin karşıtı bir video yayınladı. Grup üyeleri videoda, yüksek bir duvarda asılı olan Putin’in portresini el fişekleriyle yakıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle