15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EYLÜL 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak Y Sinop B Samsun PB Trabzon B Giresun B PB Ankara 27 32 27 29 30 32 30 24 27 26 27 28 32 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y PB PB A PB A A A A A B B PB 27 23 31 31 35 34 37 38 34 37 30 28 27 Oslo B Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamPB Brüksel B Paris B Bonn B Münih B Berlin PB Budapeşte B Madrid B Viyana B 16 16 11 22 20 20 23 22 24 19 24 32 21 Belgrad B 25 Sofya Y 25 Roma B 27 Atina PB 32 Zürih B 22 Moskova Y 15 Aşkabat A 31 Taşkent B 31 Baku PB 25 Bişkek Y 31 Tiflis PB 25 Kahire B 33 Şam A 37 Ülkemizin kuzey kesimlerinin parçalı yer yer çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Batı Karadeniz, Kırklareli, Kütahya, Eskişehir, Ankara’nın kuzey ve batı çevreleri ile Doğu Karadeniz kıyıları sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığı kuzeybatı kesimlerde 4 ila 6 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. 7 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7 Eylül GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Mustafa Balbay, İlhan Selçuk’un ifadeleriyle ilgili açıklama yaptı: ? Baştarafı 1. Sayfada ne de medya kaldı... Demediğini bırakmadı. Beyefendi milleti ayrımsız kucaklayacak, siyasal olaylara tarafsız gözle bakacak, kurucusu olduğu parti ile diğerlerini ayırt etmeyecek Çankaya’daki devletin bir numaralı koltuğuna, cumhurun başkanlığını temsil eden koltuğa oturmaya hazırlanıyor. Gruptaki esip savuran konuşmadan sonra internet sayfalarına düşen, şuracığa aldığım sağlıklı yorumlardan biri şöyle diyor: “Sadece bağırıyor ve bu bağırtı yıllardan beri devam ediyor. Bir gün de biz şurada hata yapmışız demek akıllarına gelmiyor. Ülkeyi deneme tahtasına çevirdiler. Komşularla itişmekten başka hiçbir şey yapmıyor. Milli dış politikamız kalmadı. (Mehmet Ödoğ)” ??? Kendi söylediğine kendinin inandığı bir hava tutturmuş; durmadan CHP ile BDP aynı ağzı kullanıyor diye ana muhalefeti karalıyor. Bu üslup teröre karşı aczini, ülkeyi Artvin’den İskenderun’a uzanan çizginin doğusunda kalan illeri bölücülüğün adresi yapan politikaları halkın gözünden uzak tutabilmek için kullandığı siyasal bir taktik. Kim inanır on yıldır yüzlerce örneğini gördüğümüz palavra içerikli RTE damgasını taşıyan bu manevralara? Pek çok yanını eleştirebiliriz, eleştiriyoruz da; fakat herhangi insafsız mantık bile CHP’yi, Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi ile bu partinin silahlı gücü, bölücülüğün ana eksenindeki PKK ile özdeşleştiremez. Bak, BDP’ye Kandil’e çıkmayı salık veren sözlerini sağduyu nasıl yorumluyor: “Kandil’e çıkmalarına gerek yok ki… Sayenizde Kandil’i TBMM’nin içine kadar soktular zaten. (Abdullah Yege)” ??? Dün grupta gelecekten kaygılı milletvekillerini uyutan açıklamalar yaptı. Önümüzdeki kongrede genel başkanlığa veda ediyor ya; öyle bir çalışma ve çaba içindeymiş ki AKP’yi 2023’e kadar iktidarda tutacak “yeni kadrolar” hazırlıyormuş. Yeni kadrolar ise; varlığı olmayan Demokrat Parti’ye bir ara genel başkanlık yapan Süleyman Soylu ile kurduğu partiden kurtulmak için, kader birliği yaptığı arkadaşları ile partisini iflas masasına sürükleyen Numan Kurtulmuş’u AKP’ye monte etmek! Partiyi yeni kadrolarla canlandırmak mı amacı, yoksa Çankaya’ya çıkarsa daima emre amade kadroların mı oluşturduğu tartışmalı bir konu. Geleceğe egemen olma cesaretini nereden alıyor RTE? Özal’ı yukarı çıkarken istediğini yaptıracağı sanısıyla genel başkan seçilmesini ve başbakan olmasını sağladığı kişi tersledi. Demirel, kendinden sonra başbakanlığa gelen Çiller’in kendisine danışmadan adım atmayacağını sandı. Yanıldı. RTE, iki kez seçilerek Çankaya’da kalacağını, bu sürede tek başına iktidar olacağına inandığı AKP’yi tepeden 2023’e kadar yöneteceğini sanıyor. “Yenileri” partide kalan “eskiler” bakalım sindirebilecek mi? 2O1323 arası on yıllık programı dün ilan etti. Son zamanlarda hık deyicisi MHP ile anlaşarak ülkeyi 2013’te erken yerel seçime götürüyor. 2014’te Gül’ü oyun dışına iterek cumhurbaşkanı olmayı hesaplıyor. Haziran seçimlerindeki yüzde 50 oyu sürekli muhafaza edeceğini varsayıyor. ??? Grup konuşmasını yorumlayan vatandaş Önder Saraç haklı: “O kadar becerikliydin de 10 yıldır neden halletmedin terörü, kaldırmadın dokunulmazlıkları” diye soruyor. MHP’nin anayasanın dokunulmazlıklarla ilgili 83. maddesinde değişiklik yapma önerisini gerçekleştirmeye, ne gücü ne de yüreği yetmediği için dün başka bir yol yöntem uygulayacağını açıkladı. Laf kalabalığı arasında, “Yargı gerekeni yapıyor, biz de (AKP çoğunluğu + MHP grubu ile) parlamentoda gereği neyse onu yapacağız” dedi. Meclis Anayasa Komisyonu’nda dokunulmazlıklarla ilgili mevcut 735 dosyanın 581’i BDP milletvekillerine ait. Çoğu terörle bağlantılı. Son kucaklaşma olayının soruşturma yapan savcılıktan fezlekesi de gelirse Meclis’e; RTE ile Bahçeli’ye düğün bayram. Seçerler dosyalardan birini; gönderirler BDP’li 9 vekili özel mahkemeye, ağır hapis cezası ile… ??? RTE, önceki gün gruptaki konuşmasıyla barış ve huzur bekleyen halkımıza önümüzdeki üç yıl; her gün, her ay, her yıl, rahat yüzü göremeyeceklerini ve göstermeyeceğini “müjdeledi”! Ülkesiyle nefes alıp verdi HATİCE TUNCER Ergenekon davasında, 3.5 yıldır tutuklu yargılanan CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, duruşmada okunan 21 Haziran 2010’da yitirdiğimiz İlhan Selçuk’un ifadelerine ilişkin söz aldı. Balbay “İlhan Selçuk ile birlikte siyasete müdahale ettikleri” iddiasına karşılık “Beni siz siyasetçi yaptınız, beni bu iddianame siyasetçi yaptı. İlhan Selçuk, bu ülke ile nefes alan bir insandır” dedi. Mesleğini en iyi şekilde yapma gayretlerinin “örgüt faaliyeti” olarak değerlendirildiğini belirten Balbay, “Bunların nasıl örgüt suçu olarak değerlendirildiğini aklım almıyor” diye konuştu. Cumhuriyet gazetesine 3 el bombası atılması ve Danıştay’a silahlı baskın dosyasının Ergenekon ile birleştirilmesinde ifadeleri önemli yer tutan Gizli Tanık 9, çağrılmasına karşın duruşmaya gelmedi. Sanık avukatları, Gizli Tanık 9 dinlenirken sanık Osman Yıldırım’ın duruşmada hazır edilmesini istedi. Osman Yıldırım’ın duruşma düzenini bozduğu gerekçesiyle esas hakkındaki savunmasına kadar men cezası bulunuyor. Duruşma bugüne ertelendi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişindeki salonda görülen davanın 225. duruşması yapıldı. İfadeleri Ergenekon ile Danıştay dosyalarının birleştirilmesinin gerekçelerinden biri olarak görülen görülen Gizli Tanık 9’un beklenmesi nedeniyle duruşma 2.5 saat geç başladı. Saat 11.00 sıralarında oturumu açan Başkan Hasan Hüseyin Özese, emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün kızı ve avukatı Zeynep Küçük’ün Gizli Tanık 9’un duruşmada dinlenmesini talep ettiğini, ancak duruşmaya gelmediğini kayıtlara geçirdi. Tutuklu vekillerden ortak açıklama İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasından tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Balyoz davasından tutuklu yargılanan MHP İstanbul Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, son günlerde tırmanan terör olaylarına karşı kamuoyuna ortak bir yazılı açıklama yaptı. Balbay, Haberal ve Alan, açıklamalarında terör saldırılarının ülke bütünlüğünü tehdit eden seviyelere yükseldiğine dikkat çekerek “Geçmişte, bu tür vahim olayları bertaraf ederek, birlik ve bütünlüğünü muhafaza eden milletimizin, bu dönemde de tarihten aldığı güçle, birbirine güvenip, daha da kenetlenerek, korkmadan bu güçlükleri de yeneceğine ve aydınlık günlere kavuşacağımıza olan inanç ve kararlılığımızı bir kez daha tekrarlıyoruz” dediler. Başımızdaki Uğursuzluk! Önceki gecenin ilerlemiş saatlerinde Afyon’da bir mühimmat deposunda baş gösteren patlama sonunda 25 Mehmetçiğimiz daha teröristlerle savaşırken verdiğimiz şehitler kervanına katıldı! İlk açıklamalar bile, şayet o patlama bir kaza sonucu da olmuş olsa, gecenin ilerlemiş bir saatinde “21.15” 2’si astsubay, 25 evladımızın havaya uçarak aramızdan ayrılmalarının nedeni, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun sıcağı sıcağına bir kanaate vararak söylediği gibi, gerçekten kaza mıdır? Yoksa bazı uzman emekli askerlerin sözünü ettiği şekilde, olası bir terör saldırısı kuşkusu üzerinde mi durmamız gerekiyor? Dün sabah çalışma ofisime gelirken aracımın radyosundan dinlediğim emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk’ün söyledikleri mi bize olayın doğrusunu yansıtacak? Emekli generale göre, gecenin o saatinde böyle bir sayımı sürdürmenin bağışlanacak yanı yoktur. Ve bu tür sayımları sıradan eratın değil; eğitilmiş kadroların yapması gerekir. Şehit askerlerimizden iki astsubay ve iki uzman çavuşun dışındaki 21 evladımızın TSK’de sadece 6 gün askerlik yapmak üzere o gün Afyonkarahisar garnizonuna geldiğini söylersem hatanın ne ölçüde affedilmez olduğunu da vurgulamış olurum. Aziz dostum Hasan Pulur da zaman zaman değinir. Osmanlı ordusundan bu yana Silahlı Kuvvetlerimiz için insan yaşamından önce ne yazık ki, araçlar öne çıkmıştır. Hasan benzer bir kazada dönemin paşasının yitirilen insandan önce o dönemde askerin her şeyi olan katırların kaybıyla ilgilendiği bir anekdotu sık sık yansıtır. Bakın, Solmaztürk önceki geceki o acı patlama olayını büyüteç altına alırken, askeri mühimmatın uzman ya da eğitilmiş bir kadro tarafından yapılması gerektiğinin üstünde duruyor; bir terör olasılığına da hemen “evet” ya da “hayır” denilemeyeceğini de söylüyor. Oysa Su İşleri Bakanı Eroğlu, henüz patlamalar sürerken olayı ısrarla bir kaza olarak değerlendirmiştir. Bu tür bir açıklamanın asıl sahibinin Milli Savunma Bakanı olması gerektiğine aldırış etmeden, olayın bir uzmanı gibi konuşabilmiştir! Afyonkarahisar’da yayımlanan günlük Odak gazetesinin başyazarı Mehmet Emin Güzbey arkadaşımın gözlemleri ise gerçeğe çok daha yakındır. Güzbey araştırmacı bir gazeteci olarak “Şehitlerimizin kısa dönem yükümlülükten yararlanan 6 günlük asker olarak gelmiş gençler olduklarını” saptamış. Patlamanın tedbirsizlikten kaynaklanmış olabileceğini söylerken, Güneydoğu’ya kadar uzanan 20’yi aşkın ildeki garnizonlara gönderilmesi gereken mühimmatların Afyonkarahisar’da depolandığını belirtiyor ve ekliyor: “Daha önce garnizon komutanımız bir tuğgeneral rütbesindeydi. Bu yıl 30 Ağustos’ta Ankara’ya atandı yerine bir albay görevlendirildi. Sanırım depo sayımı bu devir teslimin sonucu olarak geceli gündüzlü sürdürülüyordu.” Yazılarını belirli bir zaman diliminde göndermesi gereken bir gazetecinin dün edindiği gözlemlerden sonra, değerli okurları ile paylaşma ihtiyacını duyduğu başka konular da olmalıdır. Böylesine beklenmeyen bir olay, bir bölük askerimizin dörtte birinin şehit olması, onların bayrağımıza sarılı cenazelerinin ardından gözyaşı dökerken, “Şehitler ölmez! Vatan bölünmez!” şeklindeki haykırışlarımızı; o sırada törenleri askeri bandonun Chopin’in cenaze marşı ile mi; yoksa Itri’nin ilahisi ile mi uğurlamak gerekiyor tartışmaları ile uğraşmanın faydasızlığını da hatırlatmalıdır. Başbakan, Afyonkarahisar patlamasının gerçekleştiği saatlerde, yine bütün şiddeti, bütün celali ile CHP Genel Başkanı’na verip veriştiriyordu. Gözünü kapatarak dinleyen ve kendisini hiç tanımayan bir yabancı; o sesin bir ülkenin başbakanına ait olduğuna nasıl inanır? ABD Başkanlık seçimleri için sürdürülen kampanyada karşıtları Obama’yı yeteneksizlikle suçlarlarken, Beyaz Saray’ın bugünkü sakini, koltuğunda oturmuş olarak arkadan çekilmiş bir fotoğrafını medyaya servis ederek, latif esprilerle ortamı yumuşatmayı sağlıyor. Ya bizim Obama’mız?.. Önceki gece o patlamalar sırasında Çankaya’ya çıkma hedefini iki TV kanalına açıklayarak kampanyasını Sayın Gül’e de karşı şimdiden başlatmış olan müstakbel Başkanımız? Eskiden denenmiş ve terörü önlemek şöyle dursun, eşkıyanın ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir yararı olmayacağı saptanan dokunulmazlıkların kaldırılacağını BDP’li milletvekillerine tebliğ ederken, parlamentonun grup toplantılarında bu konuda görüşme yapılamayacağını unutacak kadar hiddetlenmiş görünüyor. Dahası. Afyon patlaması kadar akılları durduracak bir açıklama daha yapıyor Erdoğan... O dokunulmazlıklar kaldırılınca BDP’li milletvekillerinin hesabını görmeleri için yargıya emir verdiğini gocunma gereği duymadan söylüyor! Bu içten açıklamalar karşısında daha ne söyleyebilirim ki... Söz çoktan bitmiş demekten başka!.. mını yitiren Engin Aydın’ın ifadelerinde adının geçtiğini belirterek söz aldı. Balbay “İlhan Selçuk ve Engin Aydın ‘ağabey’ dediğim, sevdiğim, saydığım, gazetecilik yaşamım içinde olan insanlardı” diye konuştu. İlhan Selçuk’un 21 Mart 2008 günü sabaha karşı evi basılarak gözaltına alınmasından sonra 22 Mart günü Emniyet ve savcılıkta verdiği ifadelere dikkat çeken Balbay, “Gerek polisin gerekse iddia makamının bu ifadelerden sonra her şeyi yeni baştan değerlendirmesi gerekir” dedi. Nasıl örgüt? İlhan Selçuk’a Emniyet ve savcılık ifadelerinde kendisi hakkında delil oluşturma gayretiyle soru sorulduğunu belirten Balbay, şöyle konuştu: “Ankara temsilcisi olduğum gazetenin imtiyaz sahibi İlhan Selçuk ile yaptığımız işle ilgili görüşmelerde en ufak bir suç unsuru olmadığı gibi görevimi en iyi şekilde yapma gayretimin suç olarak gösterilmek istendiğini görüyorum. İlhan Selçuk, yaşamı boyunca bu ülke ile nefes alıp vermiş, 12 Eylül darbesinin ardından Fransa’nın iltica talebini reddetmiş bir insan. İlhan Selçuk, Cumhuriyet gazetesinin imtiyaz sahibi, ben de Ankara temsilcisiyim. Bu ilişki nasıl terör örgütü faaliyeti olarak yorumlanıyor, aklım almıyor.” Mahkeme heyetine “Siz de muhakeme edin bir tek hukuk dışı görüşme zemini var mı?” diye soran Balbay şunları söyledi: “Ben Ankara temsilcisi olarak, İlhan Selçuk Ankara’ya geldiğinde ev sahibi olarak ağırlamak için her türlü çabayı gösterdim. Bu ilişkinin iddianameye, iddia olunan ya da var olmayan bir örgütün faaliyeti olarak konulduğunu hayretle görüyorum.” TÜBİTAK raporu Kendisine ait olduğu iddia edilen notları içeren dijital kayıtlara ilişkin TÜBİTAK raporuna dikkat çeken Balbay, “Beni asıl yaralayan bu dijital kayıtların ‘delil değeri taşımadığını’ yazan 3 Ocak 2012 tarihli TÜBİTAK raporuna karşın bunların delil olarak değerlendirilmesi” dedi. Ağabeylerimdi Mustafa Balbay, 21 Haziran 2010’da kaybettiğimiz gazetemiz başyazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk ve 2 Mayıs 2011’de yaşa ERGENEKON DAVASI 6 günlük askere verilen görev! Obama’ya mektup İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında esas hakkındaki savunmasına kadar duruşmalardan men cezası bulunantutuklu sanık, avukat, emekli Üsteğmen Serdar Öztürk, ABD Başkanı Barack Obama’ya mektup gönderdi. Öztürk, Obama’dan bazı ABD istihbarat örgütleri hakkında “senato soruşturması” başlatmasını istedi. Türkiye’de Ergenekon adı ile yürütülen ve yasal bir süreçmiş gibi açıklanan faaliyetlerin, ABD kaynaklı Pentagon, TTIC ve CIA görevlileri tarafından icra edildiğini iddia eden Öztürk, “Sahte belgelerle ABD’nin savaş politikalarına karşı olan gazeteci, siyasetçi, yazar, hukukçu ve asker tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konmuş, böylece ülkemizde yerli bir Guantanamo yaratılmıştır” dedi. Öztürk’ün bu mektubunun Beyaz Saray’a iletildiğine ilişkin belge, avukatına ulaştı. Şehit cenazesinde hükümete tepki Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi yakınlarındaki Kato Dağı’nda çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Tanju Çolak, dün Esençay beldesinde son yolculuğuna uğurlandı. Şehit Çolak’ın cenazesinde yakınları, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık’ın gönderdiği çelenklere saldırdı. Gül’ün gönderdiği çelenk parçalanırken, diğer çelenkler askeri görevlilerce toplandı. Şehidin annesi Muradiye Çolak, “Ben yavrumu ne zorluklarla büyüttüm. Bu itler öldürsün diye mi büyüttüm” diyerek ağıtlar yaktı. Şehidin dayısı Ali Yücel de “Baharlar hep Araplara, PKK’lilere. Bize hep kış. Dirayetli bir başbakanımız olsa böyle olmazdı” dedi. Yurttaşlar da tören boyunca AKP hükümeti aleyhine sloganlar attı. Terör saldırıları dün de sürdü. Hakkari Yüksekova’da karakol inşaatında nöbet tutan geçici köy korucularına terör örgütü üyelerince açılan ateşte korucu Kenan Taşel (28) şehit oldu. (Fotoğraf: AA) 67 EYLÜL’ÜN 57. YILDÖNÜMÜ İstanbul Haber Servisi İstanbul’da yaşayan başta Rumlar olmak üzere azınlıklara yönelik, 67 Eylül 1955’te yaşanan tahrip ve yağma olaylarının 57. yıldönümü. Atatürk’ün Selanik’teki evinde bir bombanın patladığına yönelik haber, önce 6 Eylül 1955 günü saat 13.00 haberlerinde radyoda yayımlandı. “Atamızın evi bombalandı” manşetiyle çıkan İstanbul Ekspres gazetesi Kıbrıs Türktür Derneği üyelerince bütün İstanbul’da satılmaya başladı. Kıbrıs Türktür Cemiyeti’nin öncülüğünde diğer gençlik örgütleri, meslek kuruluşları, DP teşkilatı, bazı resmi ve gayriresmi makamların telkin ve teşvikiyle yerel kalabalıklar ve kente dışarıdan getirilmiş olan kitlelerce 6 Eylül akşamı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yağma ve yıkım eylemi gerçekleştirilmişti. Binlerce Rumun, Türkiye’den göç etmesine neden olan olaylar sonrası çok sayıda gözaltıya karşın ceza alan olmadı. ‘GAZA GELDİK, OLAYI YAPTIK’ MALATYA (AA) Zirve Yayınevi’nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin davanın 43. duruşmasına Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Savunmasını yapan sanıklardan Emre Günaydın, “5 arkadaş, 5 tane saf genç bir araya geldik. Kendi kendimizi gaza getirdik, gittik ve olayı gerçekleştirdik. Daha önceki ifademde Varol Bülent Aral ve Hüseyin Yelki’ye de iftirada bulundum. Bundan ötürü çok pişmanım” dedi. Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa’nın “‘19 yaşında bir gençtim’ diyorsun. Senin matematik, fizik çalışman gerekirken nasıl oldu da misyonerlerle ilgili bu kadar kafa yordun” sorusuna Günaydın, “Efendim gazeteler yazıyordu, internette okumuştum. Misyonerlerle ilgili gazetelerde çok haber çıkıyordu. Ben de bundan ötürü merak ettim” yanıtını verdi. 34 general ve amiral Silivri’de İstanbul Haber Servisi Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla emekliye sevk edilen Balyoz, Ergenekon ve diğer davalardan tutuklu 34 general ve amiral dün askeri cezaevlerinden Silivri Cezaevi’ne sevk edildi. Korgeneraller Nejat Bek, Korkut Özarslan, İsmail Hakkı Pekin, Mehmet Eröz’ün de aralarında bulunduğu tutuklu askerler, dün saat 13.00 sıralarında Hasdal ve Hadımköy askeri cezaevlerinden geniş güvenlik önlemleri altında ve ambulans nezaretinde otobüslerle 14.30’da Silivri Ceza İnfaz Kurumları yerleşkesine getirildi. Generallerin 4 ve 5 No’lu cezaevlerine yerleştirilecekleri öğrenildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle