16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2012 CUMA 4 HABERLER 25 şehit Kanalizasyon İşçisi Bir Ulaşım Uzmanı Bazı kitaplar vardır, karar veremezsiniz, anı mı, gülmece mi diye. Ahmet İsvan’ın Türkiye İş Bankası Yayınları arasında çıkan “Başkent Gölgesinde İstanbul VESAYET ALTINDA YEREL YÖNETİM” adlı kitabı da öyle. Güler misin, ağlar mısın? Kitabın ulaşımla ilgili acıklı gülünç bölümüne birlikte göz atalım: “İstanbul Belediyesi o yıllarda 4 milyon nüfuslu ve ülkenin en büyük belediyesiydi. Belediyemizde bir planlama müdürlüğü vardı, ama son derecede önemli uzmanlık gerektiren ve karmaşık sorunlarıyla ilgilenecek bir ulaşım birimi yoktu. Ayrıca 1930 tarihli Belediye Yasası’ndan sonra çıkan Karayolları Yasası’nda ‘belediyelerin trafikle ilgili yetkilerinin kaldırılmış olduğu’ madde zikredilerek belirtilmişti. Herhalde yeryüzünde şehir içi trafik kurallarını uygulatma yetkisi olmayan bizdekilerden başka belediye yoktur. Tabii halk bunları bilmiyor, trafik sıkışınca belediyeyi anıyordu...” Böyle bir ortamda, ulaşım sorununa el atacak bir uzman aramaya koyulur İsvan. Ona İTÜ’nün ulaşım kürsüsü mezunu olan Atila Alpöge’yi tavsiye ederler. Alpöge, o sırada THY’de planlama müdürü olarak çalışmaktadır. ??? Sonunda İsvan, A. Alpöge’yi THY’den kopararak tam zamanlı alır. Ancak bir sorun vardır. Belediye kadrosunda bir ulaşım müdürlüğü yoktur. Belediye başkanının da böyle bir kadro oluşturma yetkisi bulunmamaktadır. Geriye bir tek yol kalmaktadır. O da başkanın ihtiyaç duyduğu uzman kadrosu için hükümete başvurması, Bakanların da bu ihtiyacı ve aylık miktarını onaylamaları. Ancak, AP hükümetinin CHP’li belediyeye kadro vermeyeceği bellidir. Geriye bir yol kalmaktadır. Başkanın yüksek ücretle işçi almak yetkisi vardır. İsvan da ulaşım danışmanlığı bölümünün başına getireceği A. Alpöge’yi o yolla istihdam eder. Kısacası, binlerce yıllık geçmişi olan İstanbul Belediyesi’nin 6 milyon insanın ulaşım sorunlarıyla ilgilenecek bölümünün başına, daha fazla ücret aldığı bir işten vazgeçerek gelme özverisinde bulunan uzman kişi, ancak tıkanan fosseptik kanallarını açma konusunda uzman işçi olarak gelebilmiştir. “Ulaştırma Uzmanı”nın işe gelişi ilginç, ama gidişi daha da ilginç olmuştur. Ahmet İsvan’ın anlatımıyla izleyelim: “12 Eylül 1980 darbesi benden sonraki belediye başkanı Aytekin Kotil’i görevden indirdi, yerine uygun bir paşa ve onun kurmay kadrosunu getirdi. Onlar mezbaha müdürlüğünde uzman sığır kesici kadrosundaki Turgut Cansever ile mecralar müdürlüğünde işçi kadrosundaki Atila Alpöge’ye iş çizmelerini göndererek, esas vazifeleri sığır kesme ve fosseptik temizlemeye dönmelerini emretti.” ??? Okurken düşündüm, yine de her ikisi de bu işten ucuz kurtarmışlar. 12 Eylül’den sonra DİSK Davası’ndan yargılanan Ahmet İsvan’ı, fosseptik temizlemekte ehliyetsiz bir kişiyi işe alarak nüfuzu kötüye kullanmaktan, Atila Alpöge’yi de kendini kanalizasyon temizleme uzmanı olarak göstererek, ammeyi aldatmaktan yargılamamışlar neyse ki... Cumhuriyet ile yaşıt olan Ahmet İsvan’ın, 12 Eylül’de başına gelenler düşünülürse, böyle bir olasılığın da yabana atılır cinsten olmadığı anlaşılır. Geçen yıl bugünlerde, Atila Alpöge ile birlikte Ahmet İsvan’ı Yalova’da ziyaret ettik. Her ikisi de ulaşım alanında birbirlerinin çabalarını vurguluyorlardı. Atila, çalışmalarından övgüyle söz eden, İsvan’a şunları söyledi: Ben teknisyenim, önerilerimi baştan beri ciddiye alıp dinleyen siz oldunuz. Karar merci sizdiniz, asıl sizin yaptığınız çok önemli bir şeydi. Ahmet İsvan inandığı halkçı politika uğruna çok tepkiyi göğüsledi, çok sıkıntı çekti, kimi zaman yeterli desteği göremedi. Siyasette kahraman, doğru olduğuna inandığı politikayı tepkileri göğüsleyerek uygulayana denir. Ahmet İsvan bunlardan biriydi. İstanbul’daki uygulama vesilesiyle bir kez daha andığımız Ahmet İsvan’a sağlıklı, uzun ömürler diliyorum. Acı yoklama atlamada şehit olan askerlerin isimleri, sabah saatlerinde düzenlenen içtimada eksik olanlardan tahmin edilerek belirlendi. Cenazelerin kime ait olduğunun belirlenmesi için DNA testi yapılacak. Ankara GATA’ya getirilecek cenazelerden alınan örnekler kimlik tespiti için Adli Tıp Kurumu’na gönderilecek. Şehit askerlerin isimleri ise şöyle: Astsubay kıdemli başçavuşlar Bedri Nayim, Murat Döğer, onbaşılar Hüseyin Apaydın, Cüneyt Akkuş, Fatih Şalgam, Burak Kaplan, Emrah Aral, Emrah Kartal, Hayri Kaya, Emre Yıldırım, Ahmet Sandalcı, Mehmet Emre Özer, Hüseyin Gökhan Eriç, Tolga Taştan, Ahmet Tosun, Burak Ümit Gedik, Onur Fikret Dülger, Mücahit Coşkun, Barış Öztürk, Mehmet Emin Çağun, Faruk Ergeç, erler Ayhan Kurtçu, Abdullah Tokgöz, Bayram Uluer, Kadir Aydın. Yaralı askerler: Hasan Boncuk, Ramazan Yılmaz, Mustafa Durmaz, Gökhan Güldalı, Ufuk Terzioğlu, Feti Tuna, Soner Güleçyüz, Fatih Yüksel. P Cephanelik faciası Afyonkarahisar’daki patlamanın acı bilançosu sabah saatlerinde netleşti. Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasında patlamanın nedeninin ‘henüz belirlenemediği’ belirtildi ALİCAN ULUDAĞ/CAN HACIOĞLU AFYONKARAHİSAR Afyonkarahisar’da Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’na bağlı Mühimmat Depo Komutanlığı’nda, el bombalarının depolandığı cephanelikte meydana gelen patlamada 25 asker şehit oldu, 6’sı asker, 9’u sivil olmak üzere 15 kişi yaralandı. Patlama sonrası kışla ve çevresi savaş alanına döndü. Cephanelikteki el bombaları ve diğer mühimmatlar, patlamanın etkisiyle kışlanın dışına kadar dağıldı. Kışla çevresine dağılan patlamamış mühimmatlar tehlike saçtı. Acı olay, çarşamba saat 21.15 sıralarında, 500. İstihkâm Ana Depo Komutanlığı Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası’nda yaşandı. Ataköy bölgesinde konuşlu Mühimmat Depo Komutanlığı’nda, el bombalarının depolandığı cephanelikte askerler sayım yaparken “henüz bilinmeyen bir nedenle” patlama meydana geldi. Patlamanın etkisiyle ortalık bir anda savaş alanına döndü, askeri mühimmatlar çevreye yayıldı ve büyük bir yangın çıktı. Çıkan yangına patlamamış mühimmatlar nedeniyle uzun süre müdahale edilmedi. Yangın ancak gece 03.00 sıralarında geç saatlerde kontrol altına alındı. Gün ışıyınca patlamanın boyutları net olarak ortaya çıktı. Yetkililer, patlamadan, kışlada bulunan diğer cephaneliklerin etkilenmemesinin facianın daha da büyümesini önlediğini söyledi. ‘Acemi askerlere sayım yaptırıldı’ atlamanın ardından asker yakınları, Kışla önüne akın etti. Aileler, içerden gelecek haberi endişeli gözlerle bekledi. Yakınlarının durumu hakkında bilgi alamayan bazı ailelerin, polis barikatını aşarak kışlaya girmeye çalıştıkları gözlendi. 25 askerin şehit olduğu bilgisi gelince de kışla önünden feryatlar yükseldi. Bakan Eroğlu’nun açıklaması sırasında geceden beri bölgede bekleyen asker ailelerinden feryatlar yükseldi. Gözyaşlarına boğulan babanın isyanı bütün Türkiye’yi ağlattı. Olayın çözülmesini isteyen baba, “Acemi askerlere sayım yaptırıyorlar. Olmaz böyle şey” diyerek gözyaşlarına boğuldu. Kışla etrafında bekleyen sağlık görevlileri fenalaşan bazı asker yakınlarına müdahale etti. P ‘CESETLER ALANA YAYILMIŞ’ Hürriyet.com.tr’ye konuşan Afyon Cumhuriyet Başsavcısı Adem Yazar, şunları söyledi: “Patlamanın etkisi ile askerlerin cesetleri ve oradaki patlamış mühimmat 1.5 kilometrelik bir alana yayılmış durumda. Çok acı bir görüntü vardı. Arazi arama tarama işlemi yapan ekipler alana savrulan ceset parçalarını topladı. Dışarıdan bir müdahale olmuş olabileceğini düşünmüyorum. Böyle bir müdahale mümkün görünmüyor.” getiren Askerleri cephaneliğe landı. rça pa da ma kamyon patla ‘3 gün gece gündüz çalıştık’ aralı askerlerden Fethi Tuna da, “3 gündür 6’dan akşam 1112’ye kadar, başka illerden gelen cephaneleri depoya diziyorduk. Cephaneler depoya gelişigüzel istiflendiği için önce dışarıya çıkarıp sonra düzenli olarak yerleştiriyorduk. Gece cephaneleri kesinlikle dışarıda bırakmıyorduk. Her kasa 30 kilo ağırlığındaydı. Patlamanın olduğu akşam komutanımdan izin isteyip dinlenmek için dışarıya çıktım. Kamyonun önünde oturuyordum. Çok şiddetli bir patlama oldu. 30 metre kadar ileriye fırladım ve bir çukura düştüm” dedi. Yaralı bir asker ise “Biz cephane istifliyorduk. Ben de 50 metre ileride namaz kılıyordum. O esnada patlama oldu. Patlamanın nedeni sabotaj değildir. Biz cephane istiflediğimiz için ters giden bir olay oldu sanırım, onunla ilgili bir durum oldu” dedi. Y Güney Kıbrıs’ta üç istifa gelmişti Yurt Haberleri Servisi Afyonkarahisar’da önceki gece yaşanan mühimmat deposundaki patlamanın benzeri Kırıkkale ve Sakarya’da da yaşanmıştı. 29 Ağustos 2008’de Kırıkkale’de MKE’ye ait barut fabrikasının deposunda meydana gelen patlamada üç kişi öldü, 26 kişi de yaralandı. Kırıkkale’deki MKE mühimmat fabrikasında ise 3 Temmuz 1997’de meydana gelen patlamada iki kişi hayatını kaybetti, 50 kişi yaralandı. 7 Temmuz 1995’te Sakarya Pamukova’daki mühimmat bölüğünde yangın çıktı, cephanelik havaya uçtu. 15 bin nüfuslu ilçe boşaltıldı. Dünya’da ise Kıbrıs Rum Kesimi’nin Evangelos Florakis Deniz Üssü’nde 11 Temmuz 2011’de mühimmat sandıklarının patlaması sonucu Donanma Komutanı dahil 13 kişi ölmüştü. Patlamanın ardından Genelkurmay Başkanı‘nın yanı sıra Savunma ve Dışişleri Bakanları istifa etmişti. İran’ın başkenti Tahran’daki Devrim Muhafızları kışlasında 12 Kasım 2011 meydana gelen patlamada ise 17 asker hayatını kaybetmişti. 15 yaralının 7’sinin ayakta tedavi edildiğini, 8 yaralının da tedavisinin sürdüğünü bildiren Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yaralıların hayati tehlikelerinin bulunmadığını kaydetti. Eroğlu, cephanelikteki ikinci patlamayla içeride bulunan askerlerin şehit düştüğünü, dışarda bulunan askerlerin ise yaralandığını kaydetti. İçerde bulunan ve yatsı namazını kılmak için dışarı çıkan bir askerin yaralılar arasında yer aldığını belirten Eroğlu, bazı askerlerin ise patlama sırasında nöbetçi kulübelerinden düştüğünü anlattı. Cephaneliklerin çevresinde köylerin bulunduğunu ve bu nedenle de yeni tedbirlerin gündemde olduğunu da belirten Eroğlu, “Oranın yerinin taşınması konusu ele alınıyor. Onun müzakeresini yaptık” diye konuştu. Milli Savunma Bakanı Yılmaz ise “Şehitlerin tamamının cenazelerine ulaşıldı mı” sorusu üzerine, “Çalışmalar devam ediyor. DNA tespitiyle birçoğunun kimlik tespitinin yapılması lazım. Kimlik tespitlerinin ardından cenazeler, muhtemelen Ankara Adli Tıp Kurumu’na teslim edildikten 24 veya en geç 48 saat içerisinde ailelerine uğurlanacaktır” dedi. Yaralıların durumu iyi Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ Bölgedeki kuru otların da tutuşmasıyla yeni patlamaların olabileceği ihtimaline karşın ekipler çalışmalarını temkinli yürüttü. Yurttaşlar, çevreye dağılan cephanelere dokunmamaları konusunda uyarıldı. Afyonlular, kan vermek üzere hastanelere akın etti. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, gece saatlerinde kente geldi. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz kente gelerek incelemelerde bulundu. Genelkurmay Askeri Savcılığı da olayla ilgili soruşturma başlattı. Genelkurmay Başkanlığı, dün sabah yaptığı açıklamada, el bombalarının depolandığı cephanelikte yapılan çalışma esnasında, henüz bilinmeyen bir nedenle patlama meydana geldiği belirtildi. savcılık Askeri soruşturma başlattı ‘Yağmur gibi şarapnel yağdı’ Patlamanın etkisiyle çevrede bulunan yerleşim yerleri adete deprem oluyor gibi sallandı. Ataköy Mahallesi’ndeki yurttaşlardan Gevher Koç, “Ben hayatımda böyle gürültü duymadım. Ev başımıza yıkılıyor zannettik. Evimizin çatısına kayalar düştü” dedi. Mehmet Türk, “Sarsıntıyla birlikte öyle bir ateş yukarı çıktı ki aynı mantar gibi göğe yükseldi. Etrafı kara bulutlar kapladı” diye konuştu. Yağmur gibi şarapnel parçalarının yağdığını ifade eden Mustafa Gök ise 1 kilometre uzaklıktaki tarlasına düşen şarapnel nedeniyle çukur oluştuğunu söyledi. Köylülerden İsmail Sarı da, bir anda adeta atom bombası gibi bir patlama yaşandığını belirterek “Sanki dünyanın sonu geldi” dedi. Muzaffer Tan ise “Deprem oluyor gibi sarsıldık. Evlerin çatılarında taş, demirler, bombalar var” dedi. Bedelliyi reddetti atlamada şehit düşen er Emrah Kartal’ın, dedesinin bedelli askerlik teklifini reddettiği öğrenildi. Kartal’ın ABD’nin Texas eyaletinde bulunan A&M Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde 5 yıl boyunca eğitim gördüğü öğrenildi. Kartal’ın acemiliğini yeni tamamladığı, 4 gün önce Afyonkarahisar’daki usta birliğine teslim olduğu öğrenildi. P Din görevlileri bölgede Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri tarafından şehit yakınlarını teskin etmek ve destek vermek maksadıyla 5 psikolog ve din görevlilerinin hazır bulundurulduğu söyledi. Mayın tarlasına dönen köy ALİCAN ULUDAĞ AFYONKARAHİSAR 25 askerin şehit olduğu Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası’ndaki patlamadan, en fazla buraya en yakın yerleşim yeri Kışlacık köyü etkilendi. Patlamanın ardından Kışlacık köyüne giriş ve çıkışlara izin verilmedi. Cumhuriyet ekibi olarak, köye ancak akşam saatlerinde girebildik. Kontrol noktasındaki jandarma, “Bölge tehlikeli, giderken yolun ortasını kullanın” diyor. Patlayan deponun, önünde sadece ağır hasar gören bir askeri araç kalmış. Deponun bulunduğu alan dümdüz olmuş tu. Cephaneliğe en yakın evin önünde duruyoruz. Üç katlı evde yaşayan “Türk ailesi”nin tüm fertleri, binanın önünde bekliyor. Gazeteci olduğumuzu söyleyince Halil Türk başlıyor anlatmaya: “Buraya gelip bir Allah’ın kulu, ne haldesiniz diye sormuyor. Esas hasarı gören Kışlacık köyü. Bu mühimmat deposunun, şehrin ortasından kaldırılması lazım. Bir yetkiliyi arıyorum, çadır istiyorum. Burası benim bölgem değil diyor. O zaman biz ölelim. Ev kullanılamaz hale geldi, her birimiz, komşularda kalıyoruz.” Eşi Hanefe Türk, araya giriyor. Bir yandan ağlayan Hanefe Türk, diğer yandan patlama anını anlatıyor: “Ateşler gökten yağıyordu. O anda el bombaları düşüyordu. Başım döndü merdivenlerden düştüm.” Halil Türk, patlamanın yaşandığı gün deponun önünde kutular gördüğünü dile getiriyor. Evin bahçesini gezdiren Türk, içerden 4, bahçeden ise 10 adet el bombasının polisler tarafından götürüldüğünü söylüyor. Ancak, polisler ve askerler tarlalardaki mühimmatlara dokunmamış. İki tarlanın arasından ilerlerken, patlamayan bombaları görüyoruz. Derken bastığımız yerde patlamış bir el bombası karşımıza çıkıyor. Cephaneliğe yakın köyün diğer evleri de ağır hasarlı. Köyden çıkışta yolun 4 metre kenarında bir havan görüyoruz. Biraz daha dikkatli baktığımızda tarladaki el bombaları seçilebiliyor. Tarlalar, bir nevi “mayın tarlasına” dönmüş. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle