25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 EYLÜL 2012 CUMARTESİ 8 İstanbul B Edirne PB Kocaeli B Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop B Samsun B Trabzon PB Giresun PB B Ankara 29 33 35 30 33 35 36 29 27 28 27 26 32 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B B B B B PB 31 30 29 32 33 34 36 37 34 35 28 24 24 Oslo PB Helsinki Y Stockholm B Londra B AmsterdamPB Brüksel PB Paris PB Bonn PB Münih Y Berlin Y BudapeştePB Madrid B Viyana PB HABERLER 16 15 16 22 18 19 20 21 19 18 23 33 19 Belgrad B 19 Sofya Y 22 Roma B 25 Atina Y 30 Zürih PB 19 Moskova Y 20 Aşkabat B 29 Taşkent B 30 Baku PB 26 Bişkek Y 26 Tiflis PB 27 Kahire A 33 Şam A 35 Ülke genelinde yağış beklenmiyor Kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığının bugün ve hafta sonunda güney, iç ve batı kesimlerde artacağı tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 15 Eylül GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada gözü ve aklı Osmanlı’ya takılı M. Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eğitimi dinselleştirmek amacıyla yürürlüğe koyduğu 4+4+4’ten sonra ders kitaplarından: “Türk milletinin milli, insani, ahlaki, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve anayasanın başlangıcındaki temel ilkeye dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar yetiştirmek hükmünü ve Türk milli eğitiminin temel ilkelerine göre” hazırlanması emrini yönetmelikten çıkardı. Ceketinin sağ yakasına “Atatürk ilkelerini eğitimden atan bakan” içeriğinde bir madalya takabilmek ve… ….RTE’nin Mustafa Kemal’den arakladığı muasır medeniyet düzeyine erişmeyi özetleyen; “Atatürk temel ilkeleri ve inkılaplarının” bundan böyle hazırlanacak okul kitaplarına rehber olmasını engellemek için… Başbakan ve ME Bakanı Ömer Dinçer ikinci bir hamle ile Atatürk’ün ders kitaplarının nitelikleri bölümündeki, “ilke ve inkılapları ile ilgili kazanımları içerir” ifadesini de yönetmelikten çıkardı. Ellerinden gelse, cesaret edebilseler; hasetle, kıskanarak baktıkları, her fırsatta çoluk çocuk, yaşlı, genç, erkek, kadın yüz binlerce insanın Anıtkabir’i ziyaretini yasaklayacaklar. Artık gerçek ayan beyan ortada. RTE’den kurtulmadıkça, RTE’nin; laik cumhuriyeti yıkma ve çağdaşlığın ta kendisi Atatürk ilke ve inkılaplarını tarihten de halkın gönlünden de silme çabalarından kurtulamayacağız. ??? Tarihsel ve bilimsel bir gerçek “kurtuluşun” işaretlerini veriyor. Yakın günlerdeki AKP Büyük Kongresi’nde son kez genel başkan adayı olacağını açıkladı. Gözünü Çankaya’ya diken RTE; RTE’den kurtulacağımızı müjdeledi. AKP bu son 10 yılda kurumsallaşamadı. Zira halk indinde AKP demek, RTE demekti. Fakat 2014’te Çankaya’ya çıkamazsa, sonraki yıl yapılacak genel seçimlere katılamayacak: RTE, 2015’te yok! “AKP iskeletini bozmadan yenileştirmeye çalışan” RTE’den sonra gelen lider aynı düzeyde karizma sergileyebilecek mi? RTE eşittir AKP, oy eşittir lider sloganları RTE’den sonra sürecek mi? Tarihsel örnekler (Özal ve Demirel’den sonraki dönemler) aksini kanıtlıyor. Karizmatik bir liderin kopmasından sonra gelenle güçlü partiler inişe geçiyor. RTE elbette bu gerçeği bilerek yeni bir dönem örgütlüyor. Bugünden: Partiyi bıraktı, rahata acıktı ve Çankaya’ya çıktı diyecek eleştirileri karşılamaya hazırlanıyor. Bu nedenle partideki mevcut iskeleti koruyarak “ama gençleştirerek” kendinden sonra da AKP’nin aynı güçte olacağını kendi kamuoyunun da partinin de sindirmesini sağlamaya uğraşıyor. Ne ki, RTE’nin sonraki yılları dizayn etme çabaları; siyasette değil birkaç yılın, bir haftanın, 24 saatin bile beklenmeyen değişimlere gebe olduğu kuralına aykırı. RTE’den sonra liderliğe gelmesi olası görünen kişi ve kişilerle, AKP’nin önceki oy performansını 2015’te gösteremeyeceği güçlü bir olasılık. ??? Elbet bu gerçekleri biliyor RTE. Belki de artık başbakanlık döneminin giderek aleyhine dönemece girdiğini gördü. Gelecek yıllarda partinin inişe geçeceğini bilerek liderliği bırakıyor. Siyasal yaşamına yeni bir dönem örgütlüyor. Önümüzdeki 10 yılı biçimlendirecek bu olasılıklar, parti ve ne yazık ki 2015 seçiminde alternatifi olmayan RTE’den ve… ...yönettiği AKP’den kurtulacağımızın işaretleri… Kısacası; demokrasimizin geleceği bir kişinin alacağı kararlara bağlı. CUMHURİYETİN uzun erimli bir yıkılışa sürüklenmekte olduğunu halk ve ulus olarak fark etmekte miyiz acaba? Evet, halk ve özellikle de ulus olarak? Günlük yaşamda sizin ya da yakınlarınızın başından geçenler içinize endişe, telaş ve korku salmış olmayabilir; bireyler olarak bunlarla baş edeceğinizi, hatta onları yeneceğinizi düşünmüşsünüzdür. Ama, ayrı ayrı seksen milyon bireyden oluşan bir halk olupbiteni tam bilemeyeceği için toplu gidişin nereye sürüklendiğini fark edememiş olabilir. Kavram olarak bilinçli halk sayılan ulus da şu sıra toplu karar alabilecek durumda değil. Oysa, bilimsel gözlemle bakıldığında şimdiki gidişin cumhuriyeti çökertmeye ya da en azından Sinsi Sürükleyiş bambaşka bir kimliğe sürüklediği sezilmekte. Belki, haksızlık etmeme titizliğiyle, siyasal iktidar sahiplerini bu durumun tek sorumlusu olarak suçlamak istemeyebilirsiniz; onların bir bölümü de farkında değildir bu sürüklenişin. ??? e var ki, nereden geldiği, kimin akıl edip tezgâhlayarak öncülük ettiği belirsiz “4 artılar”dan oluşan bu sözde eğitim “reform”u, düpedüz, insancıkları körpe yaşlarında yakalayıp dindarlığa ya da dinci kindarlığa zorlamak değildir de nedir? Ayrıntılara kapılıp derslik darlığı, öğrenci kalabalığı, lavabo ve merdiven basamağı yüksekliğiyle oyalanmak, girişimin özünden uzaklaşmak demektir. Öz, eşsiz bir çağdaşlaşma atılımı olan Kemalist Devrim’in mirasını ortadan kaldırmak ve Uzak Asya’dan gelip N dünyanın en kritik noktasına yerleşmiş bir halkın dinamizmini yıkmaktır. ??? n yüzyıllık bir uygarlık yolculuğunun savaşlarından, etki ve esinlenmelerinden doğan bu dinamizm, emperyalizmin şimdiye kadarki planlarını boşa çıkardığı gibi, bundan sonrakiler için de umut vermiyor. Böyle olduğu içindir ki, kapitalist Batı’nın oyalamaları, yanıltmaları, kandırmaları ve en son yerli buluş olarak da “uyuşturucu sinameki eğitimi” planları bir türlü bitmek bilmiyor. Ama biz biz olalım ve koyu dincilikle etnik özerkliğin tuzaklarına takılmaksızın cumhuriyetçi devrimin ulusdevlet ilkelerini aynı dinamizmle geliştirme hedefine yine sımsıkı bağlı kalalım mutlaka. O Ne Değişti Dersiniz? Alıntıladığım yazıyı 27 Ekim 1997 tarihinde yayımlanan “Cumhuriyet’ten Okurlara” köşesi için yazmışım. ??? Terörle Mücadele Yasası’nın yalnız birinci maddede tanımlanan “baskı, cebir, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle” gerçekleştirilen terörü değil, bunların hiçbiri ile ilgisi olmayan görüş açıklamalarını da cezalandırdığı Eşber Yağmurdereli olayı ile bir kez daha kanıtlandı. Eğer Yağmurdereli’nin işlediği iddia edilen suç, Türk Ceza Kanunu’nun maddelerinde yer alan suçlardan biri olsaydı, Terörle Mücadele Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle infazı ertelenen sürenin tamamlattırılması gündeme gelmeyecekti. Çünkü aynı yasanın 17’nci maddesinde “Bu kanun kapsamına giren suçlardan mahkum olanlar, hükümlerinin kesinleşme tarihinden sonra bu kanunun kapsamına giren bir suçu işlemeleri halinde şartlı salıvermeden yararlanamazlar” deniliyordu. Bir hukuk devleti olduğu, anayasasında vurgulanan ülkemizde, fikir suçu da terör suçu olarak nitelendirildiği için bu hukuk dışı olayı yaşıyoruz. Oysa, Yağmurdereli’nin durumuna bugün timsah gözyaşları dökenlerin ellerine, sorumlu yazıişleri müdürlerinin cezalarının ertelenmesini öngören tasarının görüşülmesi sırasında şimdi aradıklarını söyledikleri fırsat geçmişti. Geriye dönerek 14 Ağustos günlü Cumhuriyet’te yer alan haberin son paragrafını aktaralım: “CHP’li Altan Öymen ‘70 dolayında tutuklu gazeteci var. Hepsi kanundan faydalansa, ne olur?’ dedi. Öymen ve arkadaşlarının muhabir, yazar ve karikatüristlerin de yasa kapsamına alınmasına ilişkin önergesi reddedildi. Değişiklik önergesine Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün de aralarında bulunduğu bazı DSP’liler ile ANAP, RP ve DYP’liler de destek verdi. Bazı DSP milletvekillerinin Başbakan Ecevit’in el kaldırmadığını görünce parmaklarını indirdikleri ve daha sonra da önergenin aleyhinde oy kullandıkları dikkat çekti.” 18 Ağustos 1997 tarihli “Cumhuriyet’ten Okurlara” köşesinde de şu satırlar yer almıştı: “Yasa daha önce de belirtildiği gibi, yazar ve çizerleri kapsamamasının yanı sıra, fikir suçu kavramını yürürlükte bırakması açısından da yetersizdi. CHP’nin önergesi tam olmasa da biraz daha geniş bir uygulama alanı yaratacaktı. RP’liler bile kendilerine özgü nedenlerle önergeye destek verdiler. DSP’liler de katılsaydı, fikir suçu ayıbı yine temizlenmeyecek ama biraz olsun azalacaktı. DSP’liler bu tutumlarının sonuçlarını yakın bir gelecekte izlerken vicdan azabının ne olduğunu bir kez daha öğrenecekler.” Mezartaşına “Hastayum dedum dedum inanmadunuz. Ne oldi?” yazdıran Karadenizlinin kara mizahının benzerini uyarılara aldırmayanlar yüzünden Yağmurdereli’nin kişiliğinde hukuk adına yaşıyoruz. Bay Yılmaz ile Ecevit’in kendilerine yöneltilen eleştirileri savuşturmak için Yağmurdereli’nin “azılı bir terörist” olduğunu söylemelerinin mantığını anlamak da ayrı bir sorun. Çünkü tartışılan konu, Yağmurdereli’nin kalan cezasını terör suçu işlediği için değil, fikir suçundan hüküm giydiği için çekmek zorunda kalmış olması. Anlaşılan 55’inci hükümetin “demokratikleşme” vaatleri de hükümet programlarında kalacak. ??? Geldik 15 yıl sonrasına ve “ileri demokrasi” diye tanımlanan (!) sürecin 15 Eylül 2012 gününe. Türk Ceza Yasası ile Terörle Mücadele Yasası değişti ama “azılı terörist” sayılıp kimileri tecride konan 80 dolayında tutuklu gazetecimiz var. Gazetecileri terörist diye suçlayan yöneticilerimiz ne yazık ki değişmiyor. 5. sınıflara insanın yaratılış amacının Allah’a kulluk etmek olduğu anlatılacak ‘Yaratılış’ müfredatta SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Ortaokul ve liseler için seçmeli, imam hatip ortaokulları için ise zorunlu olacak temel dini bilgiler dersinde İslam’a göre yaratılış teorisi anlatılacak. Derste ortaokul öğrencilerine “Evrende bulunan tüm varlıkların yaratıcısının Allah olduğu, ilk insan Hz. Adem’in yaratılışı, ilk insandan sonraki insanların yaratılış evreleri, insanın yaratılış amacının Allah’a kulluk etmek olduğu” anlatılacak. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı (TTKB), 4+4+4 sistemi ile ortaokul ve liselerin müfredatına eklenen temel dini bilgiler seçmeli dersi kapsamındaki İslam seçeneğinin müfredatını Tasfiye sürecine devam ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eğitimİş Genel Başkanı Veli Demir, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) Başkanlığı ve Ders Kitapları Yönetmeliği’nde yaptığı değişikliklerle Cumhuriyetin tasfiye sürecine devam ettiğini belirtti. Demir “Kuruluşundan itibaren politika belirleyici bir danışma ve karar organı olan TTK üyelerinin eğitim alanından gelme zorunluluğu kaldırıldı” dedi. hazırladı. Hazırlanan öğretim programı ortaokul, liselerde seçmeli imam hatip ortaokullarında ise zorunlu olarak okutulacak. Ortaokul öğrencileri için hazırlanan müfredatta, yaratılış teorisine yer verilmesi dikkat çekti. Buna göre, 5. sınıflara “İslam’a göre yaratılış” ünitesi altında “İslam’a göre evrenin ve insanın yaratılışı, ilk insanın yaratılışı, insanın yaratılış ev releri, insan niçin yaratıldı, yaratılıştaki uyum ve güzellik” konuları anlatılacak. Yaratılış teorisi konusunda 5. sınıf öğrencisinin “Evrende bulunan tüm varlıkların yaratıcısının Allah olduğu gerçeğini fark etmesi, ilk insan Hz. Adem’in yaratılışını açıklaması, ilk insandan sonraki insanların yaratılış evrelerini kavraması, insanın yaratılış amacının Al lah’a kulluk etmek ve kul olmanın insana sorumluluklar getirdiğini fark etmesi, hiçbir şeyin tesadüf eseri ve nedensiz olarak yaratılmadığını kavraması” istenecek. Ortaokul ve imam hatip ortaokullarına anlatılacak yaratılış konusu liselere anlatılmayacak. Temel dini bilgiler dersi müfredatında ortaokul öğrencilerine tüm bunların yanında, “Günlük hayatta helal ve haramlar” ünitesinde, “Giyimkuşam ve süslenme, oyun ve eğlence, İslamın günlük hayata ilişkin kuralları bulunduğu, helal, haram, sevap, günah kavramları, günlük hayatta karşılaşılabilecek haram ve helal örnekleri, toplumda yaygın olar hurafeler” gibi konular da işlenecek. KOŞULLU HAK Özür grubu atamaları ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Özür grubu atamaları için öğretmenlere “alan değiştirme” koşuluyla atama hakkı tanındı. Bakanlık, bu yolla 4+4+4 sistemiyle fazla olan sınıf öğretmenlerini eritmeyi ve seçmeli derslerdeki öğretmen sıkıntısını aşmayı hedefliyor. Sınıf öğretmenleri için zihin engelliler öğretmenliği ve teknolojitasarım, diğer alanlardaki öğretmenler de aylık karşılığı okutabilecekleri derslerin alanına geçmek koşuluyla eş durumu ve sağlık nedenlerinden yer değiştirebilecek. Eski Milli Eğitim bakanları Hüseyin Çelik ve Nimet Baş’ın (Çubukçu) özür grubu atamalarında öğretmenlerin mağduriyetlerini gündeme getirmesinin ardından MEB, yılda bir kez düzenlenen özür grubu atamasını “şartlı olarak” bir kez daha yapma kararı aldı. Eski Bakan Çelik’in, öğretmenlerin mağduriyetini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ilettiğini açıklamasının ardından MEB’den yapılan duyuruda 31 Ağustos’ta son bulan özür grubu atamalarından sonra yeni bir atama takvimi açıklandı. MEB’den yapılan duyuruya göre, alanlarında açık norm kadro olmaması nedeniyle özür durumundan yer değişikliği yapılmayan öğretmenlerin özür gereklerini karşılamaya yönelik “alan değişikliği” ve bu değişikliğe bağlı olarak “yer değişikliği” yapılacağı duyuruldu. Alan değişikliği şartına bağlı olarak yapılacak özür grubu atamalarına başvurular 1924 Eylül tarihlerinde alınacak. Atamalar, 25 Eylül’de tamamlanacak. Sınav neden iptal oldu MUSTAFA ÇAKIR Demir’e istifa çağrısı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gençlik Kolları, ÖSYM’de yaşanan sınav skandalları ve en son hâkim ve savcılık sınavında kopya iddialarının gündeme gelmesi üzerine ÖSYM Başkanı Ali Demir’i protesto ederek istifaya çağırdı. Levent’teki ÖSYM İstanbul Binası önünde bir araya gelen grup, “Öğrenci düşmanı Ali Demir istifa” pankartı taşıyıp, “Direne direne kazanacağız”, “AKP elini eğitimden çek” sloganı attı. (Fotoğraf: HAZAL OCAK) ANKARA Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ), taşra teşkilatında görevlendirmek üzere 285 işçi alımı için ağustos ve eylül aylarında yaptığı sözlü sınavları hiçbir gerekçe göstermeden iptal etti. Yeni görevlerine başlamaya hazırlanan işçiler kararla şoke oldu. İptale gerekçe belirtilmemesine tepki gösteren işçiler, yargıya başvuracaklarını açıkladı. Sınava giren bir aday “memurlar.net” internet sitesinde tepkisini şu ifadelerle dile getirdi: “Sözlü sınav sonuçlarının açıklanmasından sonra, evrakları tamamlamaya başladık. Birçoğumuz çalıştığımız işyerleri ile konuşup ayrılırken, TEİAŞ’ın 10 gün sonra yapılan bu iptal kararı ile şoke olduk. Bu konuda birçok arkadaşımız mağdur olmuştur. Mağdur olan arkadaşlar ile konuyu yargıya taşımaktayız. TEİAŞ’ın bir açıklama yaparak, hangi gerekçeyle bu sınavı iptal ettiğini açıklaması gerekmektedir.” MEB yine ÖNDER’i kırmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), seçmeli dersler için belirlenen 1012 Eylül başvuru tarihlerini İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği’nin (ÖNDER) isteği üzerine uzattı. Genelgeyle belirlenen 12 Eylül tarihi 21 Eylül’e uzatıldı. MEB, 31 Ağustos’ta yayımladığı genelge ile seçmeli dersler için başvuru tarihini 1012 Eylül ile sınırlamıştı. Ancak özellikle imam hatip okulları ve seçmeli din derslerine ilişkin önerileri yasalaşan ÖNDER Genel Başkanı Hüseyin Korkut, 12 Eylül’e kadar sınırlandırılan seçmeli derslerin seçimi ile ilgili sürenin yetersiz olduğunu dile getirerek “Sürenin kısa olması nedeniyle velilerin bu durumdan haberdar olamadığını, çocuklarının kayıtlarını netleştirmeyen ailelerin olduğunu, ayrıca bazı vatandaşların ağır hareket ettiğini” kaydetmişti. Korkut, seçmeli ders talep süresinin 21 Eylül süresine kadar uzatılmasını istemişti. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bir televizyon kanalında başvuru tarihlerinin uzatılıp uzatılmayacağı ile ilgili soruya “Çocukların bu hafta sonu da, hatta öbür hafta sonuna kadar da ders seçme olanakları var, hatta seçtiği dersleri değiştirme olanakları da olur. O bakımdan benim çocuğum ayın 12’sine kadar dersini seçemedi, bundan sonra seçimlik ders alamayacak gibi bir endişeye düşmemelidirler” yanıtını verdi. Sürgü’de tehdit sürüyor MALATYA (Cumhuriyet) Malatya’nın Doğanşehir ilçesi Sürgü beldesine Alevilere yönelik baskı, tecrit ve linç girişimi devam ediyor. Belde adeta ikiye bölünmüş bir görüntü sergilerken Alevi ve Kürtlere yönelik taciz, yıldırma, tehdit eylemlerine her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Alevi vatandaşlara kahvehanelere girmelerine, alışveriş yapmalarına izin verilmezken tarlalarının suyu kesiliyor. Evli ailesine tuğla getiren traktörcü Abuzer Yaşar’ın önü köyün girişinde üç motosikletli genç tarafından kesilerek, “Sen bu tuğlaları o aileye götürmeyeceksin. O aileyi de yakarız seni de yakarız” diye tehdit edildi. Servet Evli Alevilerin beldeden göçmesinin istendiğini belirterek her türlü baskı, tehdit ve dışlanmaya rağmen beldeden ayrılmayacaklarını ancak Alevilerin beldede tedirgin olduğunu söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle