Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 AĞUSTOS 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Karacaahmet Cemevi’nin dünden bugüne öyküsünde hep başrolde yer aldı Erdoğan çok çektirdi MUHARREM ERCAN: MİYASE İLKNUR Hafızai Beşer... Eski Kara Kuvvetleri Komutanı muhtıra demiş miydi, dememiş miydi? Muhtıra sözü ciddi bir anlamda teklif miydi, değil miydi? Yakamoz, Ayışığı planları ciddi bulunmuş muydu, bulunmamış mıydı? Genelkurmay’a gelen MİT belgesi inandırıcı mıydı, değil miydi? Dokuz yıl geçtiği için hatırlamakta zorlanıyor herkes. Eski Kara Kuvvetleri Komutanı diyor ki “Muhtıra dediğimi hatırlamıyorum”. Eski Genelkurmay Başkanı diyor ki “Ben hatırlıyorum; dokuz yıl geçti, ama muhtıra sözü kullanıldı”. Bu davalar biraz daha sürerse niye açıldığını da hatırlayan kalmayacak. ??? Dokuz yıl uzun zaman. Hatırlamak zor bütün ayrıntıları. Bu haberleri okurken başka bir haber düşüyor ekrana. Sekiz şehit haberi. Dokuz yıl önceki muhtıranın davası bitmek bilmiyor. Hatırlaması zor. Herkes başka bir şey anlatıyor. Muhtıra verilmiş mi, verilmemiş mi; düşünülmüş mü, düşünülmemiş mi; birileri bu işe hazırlanmış mı, hazırlanmamış mı; eski başkan bu işi çaktırmadan mı önlemiş, yoksa ne olur ne olmaz diye sesini mi çıkartmamış? Bir Genelkurmay başkanı, emrindekiler, kendisinin dışında bir iş çevirecekse canlarına mı okur, dur bakalım idare edelim, kasaptaki ete soğan doğramayalım mı der? Hatırlaması zor. Dokuz yıl uzun zaman. ??? Ama dokuz yıl önce, 19 yıl önce unutulmayan şeyler var. Tıpkı bugünkü gibi gelen şehit haberleri. Şehit vermiş miydik, vermemiş miydik diye sormaya gerek yok. Onu hepimiz hatırlıyoruz. Terörü bitireceğiz, barışı getireceğiz, Kürt açılımı yapıyoruz açıklamalarını da hatırlıyoruz. PKK’ye muhtıra vermiş miydik? Habur’da gelenlere muhtıra mı vermişlerdi, tören mi yapmışlardı? Çok zaman geçti, hatırlamak zor! Suriye’ye, İsrail’e, Kuzey Irak yönetimine muhtıra vermiş miydik? Uzun zaman geçti. Tam muhtıra dememiştik de galiba hissettirmiştik. Yaşlanıyor insanlar. Hafıza yanıltabiliyor. Sahi ne diyordum ben? Tahrik, kin ve nefret söylemi ALİ AÇAR Karacaahmet Sultan Derneği Genel Başkanı Muharrem Ercan, milyonlarca kişinin ibadet ettiği cemevi için yaptığı benzetme nedeniyle Başbakan’a tepki göstererek “Cemevinin kaçak ve ruhsatsız olmasının suçunu Alevilerde değil, devleti yönetenlerde aramak gerekir” dedi. Üsküdar’daki dernekte basın toplantısı düzenleyen Ercan, cemevlerinin ibadethane sayılmaması ve buna bağlı olarak imar planlarında yer verilmediği için ruhsat alma olanağı bulunmadığına dikkat çekti. Ercan, Türkiye’de sayıları 900’ü bulan cemevlerinin tamamına yakınının bu ayrımcılık politikası yüzünden ruhsatsız olduğunu vurgulayarak “Türkiye’de cami yaptırma dernekleri tarafından Hazine arazileri üzerine yapılan caErcan milere sonradan planlara işlenip yasal statüye kuvuşturulurken benzer uygulama cemevlerinden esirgenmektedir. Bu uygulama anayasanın eşitlik ilkesinin açıkça ihlalidir. Cemevlerinin kaçak ve ruhsatsız olmasının suçunu Alevilerde değil, devleti yönetenlerde aramak gerekir” dedi. Yargıtay’ın “Cemevleri ibadethane değildir” kararına da atıfta bulunan Ercan, “Demokratik hukuk devletinde bu ne Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ne de Yargıtay’ın yetkisindedir. Bütün inançlara eşit mesafede olması gereken Başbakan’ın milyonlarca yurttaşın ibadet ettiği bir yer için ‘ucube’ sözü açık bir tahrik, kin ve nefret söylemidir” dedi. Karacaahmet Sultan Dergâhı, Aleviler için kutsal olan üç büyük dergâhtan biri. Hacıbektaş Dergâhı Aleviler için serçeşme kabul ediliyor. Antalya’nın Finike ilçesine bağlı Elmalı köyündeki Abdal Musa ve Karacaahmet Dergâhı serçeşmeye bağlı ana iki dergâh. Alevi cemlerindeki on iki hizmet postunda “Gözcü” postunun sahibidir. Alevi inancına göre Kırklar Cemi’nde bu post, “Ebuzer Gıffari”ye aittir. Hacıbektaş’ın halifesi olarak 14. yüzyılda İstanbul’a gelen Karacaahmet Sultan, dervişliğinin yanında ruh ve sinir hastalıklarını tedavi eden bir hekim olarak da kısa sürede halk arasında ün yapıyor. Doğum ve ölüm tarihi tam olarak bilinmiyor. Öldükten sonra Üsküdar’da “duvar dibi” olarak bilinen yere gömülüyor. Rivayete göre Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Gülfem Hatun, bir gece rüyasında Karacaahmet Sultan’ın kendisine “mezarımı yaptır” çağrısında bulunduğunu görüyor. Gülfem Hatun rüyasına giren bu ulu dervişin mezarını arayıp bularak üzerine 1561 yılında türbe yaptırıyor. Türbe yaptırıldığı tarihten itibaren Alevi ve Bektaşi düşüncesinin kutsal mekânlarından biri oluyor. Cumhuriyet Türkiye’sinde tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin kanunun çıkmasıyla diğer tekke ve dergâhlar gibi bir bekçi ile yalnızlığa terk ediliyor. Ama yine de ziyaretçisi hiç eksik olmuyor. Yıkım kararı büyük bir tepkiyle karşılanmıştı. Güllü Ana onarıyor İstanbul’daki Aleviler, bugünkü kadar olmasa da sık sık ziyaret ediyor Karacaahmet Sultan’ı. Ta ki, 1960’lı yıllarda Güllü Ana türbede lokma pişirip cem ayinleri düzenleyene kadar. Aleviler arasındaki adı ile Güllü Ana, Karacaahmet Dergâhı’na hayat veren kadın. Kemaliye’nin Ocak köyünden. Sağlığında türbeyi onaran eşinin ölümünden sonra sık sık Karacaahmet’e uğrar olmuş Güllü Ana. O dönemde Karacaahmet Sultan’ın sandukasının bulunduğu ziyaret yerinin yanında küçük bir bekçi odası bulunuyordu. Bugün dergâhta bulunan aşevi, cemevi, kütüphane, mutfak, kurban kesim yeri o yıllarda hayal bile edilemezdi. Güllü Ana ve birkaç dostu samimi buldukları bazı Alevilerle, topladıkları bağışlarla türbenin çatıkatını cemevine, bekçi odası ile türbe arasındaki holü de büyüterek aşevine dönüştürüyor. Güllü Ana’nın organizasyonu ile türbede aşureler, lokmalar pişiriliyor, çatı arasındaki cemevinde de cemler yapılıyordu. Bu Servisi ine İstanbul Haber Tekin, “Başbakan cemev a el ığ rs aç ü Yardımcısı G k, bilinç altındaki kodları ve ‘ucube’ diyere ğan, toplumu ayrıştırmaya çıkardı. Erdo ye gibi bir inanç mezhep ri Türkiye’yi Su çekmeye çalışıyor. Bu hem e in iç ın ın belediyelere kavgas hem de AKP’li ” dedi. CHP r, u d çu su t re tir nef ek ı edef gösterm cemevlerini h e Gençlik Kolları da yaptığ ec ı. m ek ad n kç kı ’ı Küçü a ile Erdoğan yazılı açıklam İ K A D N I T L A Ç N İ L İ B TEKİN: K TI I Ç A Y A T R O R A L D KO aşkan CHP Genel B faaliyetler Aleviler arasında yayılınca beş on kişi ile yapılan cemlere yüzlerce kişi akın ediyor. Tabii gizli gizli. 1961 ihtilalinin hemen ertesine rastlayan bu faaliyetler zaman zaman jandarma tarafından basılıyor. Güllü Ana ve arkadaşları sık sık sıkıyönetim komutanının karşısında buluyorlar kendilerini. Ama faaliyetlere ara vermiyorlar. Sonunda dernek kurma kararına varıyorlar. Herkes dernek kurulmasına destek veriyor ama sıra kurucu üye ol Güllü Ana maya gelince herkes bir bahane ile kaçıyor. Sonuçta 1969 yılında, kendisi Sünni olan Avukat Şükrü Alptekin, bir kurucu eksik olduğu için kurucular arasında yer alarak, Karacaahmet Derneği’ni kuruyor. Halen Türkiye’de faaliyet gösteren en es ALEVİ DERNEKLER TEPKİLİ ‘Asıl ucube Başbakan’ MEHMET MENEKŞE AMASYA – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın atv’deki Gündem Özel programında Karaacahmet Cemevi’nden “ucube” diye bahsetmesi, cemevlerinin ibadethane değil kültür evi olması gerektiğini söylemesi ve “Ben Aleviliği Hazreti Ali’yi sevenler olarak biliyorum. O zaman ben bugün Aleviyim diyenlerden daha Aleviyim. Biz Müslümansak tek ibadethane olması lazım. Aksi takdirde ayrımcılık, bölücülük olur” sözlerine Alevi derneklerinden tepki yağdı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül: İnkâr ve nefret politikasını devam ettiren Başbakan Türkiye’nin bir numaralı ucubesidir. Alevi çalıştaylarıyla kendi Alevilerini yaratmak istediler ama başarılı olamadılar. Şimdi Diyanet, Yargıtay ve hükümet ortak bir konsept içinde Aleviliği asimile etmeye, yok etmeye çalışıyorlar. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez: Başbakan savaş mı istiyor, ülkeyi terk etmemizi mi istiyor? Ne biz cemevlerimizi terk ederiz ne de camiye gideriz. Başbakan’dan beklediğimiz bir çıkıştı. İçindeki Alevi nefretini dışavurmuştur. Sünniler çıkıp yeter demeli. 2 Temmuz Pir Sultan Abdal Kültür Vakfı Genel Başkanı Emel Sungur: İstanbul’da yapılan camilerin çoğu ruhsatsızdır. Erdoğan’ın belediye başkanlığında, Karacaahmet Cemevi Alevilerin direnişiyle yıkılamamıştır. Başbakan’a anımsatmak isterim ki bu ülkenin üçte biri Alevi’dir. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Selahattin Özel: Alevilik Erdoğan’ın dediği gibi sadece Ali’yi sevmekle sınırlı değildir. Alevilik insandan, eşitlik ve özgürlükten, haktan, hukuktan yana olmaktır. Bunların hangisi Başbakan’da var? Başbakan konuştukça Alevilere yönelik saldırılar da artıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan, cemevini yıkamayınca yöneticiler hakkında Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuyor. Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada başkan Mehmet Başaran, yöneticiler Hıdır Uluer, Miyase İlknur, Abbas Genç, Hüseyin Sağlam, Hasan Cendere ve Nurettin Sözen, 15 yıl ağır hapis istemiyle yargılandılar. İki yıl süren dava sanıkların beraatıyla sonuçlandı. Erdoğan’ın 1994 yılında Karacaahmet’i Sonuçta, Alevilerin ilk yıkma girişiminden sonra kez planlı ve yasal bir Turhan Selçuk aşağıdaki karikatürü çizmişti. cemevi yapma girişimi sonuçsuz kaldı. Türkiye’nin dört bir yerinde beş kişiyle kurulan Cami Yaptırma Dernekleri’nin beğendikleri yerde kondurdukları camilere sonradan ruhsat verilirken, cemevleri için bu kural, ibadethane sayılmadığı için uygulanamıyor. Cemevleri de gecekondu misali, kaçak ve Alevi dergâh mimarisi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan binalar şeklinde yükseliyor. Bu “ucube binalar”ın sorumlusu olarak da Başbakan Alevileri gösteriyor. ki Alevi derneği olan Karacaahmet Sultan Derneği, 1969’dan beri faaliyetini sürdürüyor. Dernek kurulduktan sonra ziyaretçi sayısı da hızla artıyor. Artık küçük türbe dar gelmektedir. Fiili durum yaratılarak arkada bir bahçe yapılıyor. Çünkü ziyaretçiler dar gelen türbeye sığmayınca mezarlıklar arasına dağılmaktadır. Nurettin Sözen’in belediye başkanlığı döneminde bahçenin üstünü örtme izni alan dernek, daha sonra bu bahçenin üzerine bir cemevi inşa etmek için proje yaptırıyor. Geleneksel Alevi dergâh mimarisine uyan proje 1992 yılında İstanbul Mimarlar Odası’nın açtığı yarışmada en iyi ikinci proje ödülünü alıyor. Mimarlar Odası dergisinde kapak olan projeyi hayata geçirmek için Doğan Kuban başkanlığındaki Anıtlar Ku rulu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile görüşmelere başlanıyor. Nurettin Sözen, “Bizden yana sıkıntı yok, Anıtlar Kurulu da onaylarsa proje yaşama geçerilir” diyor. Aralarında Oktay Ekinci ve Prof.Dr. Yıldız Sey’in de bulunduğu Anıtlar Kurulu iki kez Karacaahmet’i ziyaret ediyor. Cemevine yasal statü kazandırmak için çalışmalar yürürken 1994 yerel seçimleri gelip çatıyor. Dernek yönetimi, belediyeyi sağ partilerin kazanması halinde kendilerine asla bu iznin verilmeyeceğinin bilinciyle alelacele cemevini yapmaya başlıyor. Seçimlerde İstanbul’u hiç ummadıkları bir parti Refah Partisi kazanmış, Recep Tayyip Erdoğan da büyükşehir belediye başkanı olmuştur. Mazbatalarını alıp tebrikleri kabul ettikleri birinci haftada önce RP’li Üsküdar Belediye Başkanı Yılmaz Bayak Karacaahmet Cemevi’ne gelerek inşaatı durdurmalarını istiyor. Bir hafta sonra da büyükşehir belediyesinin yıkım ekipleri sabaha karşı cemevinin duvarlarını yıkmaya başlıyor. Haberi alan binlerce Alevi cemevinin önünde etten duvar örüyor. Kadınlı erkekli günlerce cemevinde yatıp kalkarak yıkıma engel olmaya çalışıyorlar. Devreye Başbakan Tansu Çiller, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu giriyor ve cemevi yıkımdan kurtuluyor. Yöneticilere dava AKADEMİK KADRO SIKINTISI Üniversite çok, profesör yok MAHMUT LICALI Gülen mercek altında FRANKFURT (Cumhuriyet Bü ? Almanya merkezli Der Spiegel dergisi, Fethullah sörü Dani Rodrik’in “Bu hareket boğazına kadar kirli işlerin içine rosu) Almanca konuşulan dünyanın Gülen cemaatinin Almanya’daki ‘en tehlikeli’ batmıştır” sözleri haberde öne çıen büyük haber dergisi Der Spiegel, İslami hareket olduğu ifadelerine yer verdiği karken, Zaman gazetesinin eski Avyeni sayısında Gülen cemaatinin Alrupa Genel Yayın Müdürü Mahmanya’da da korkutucu bir güce sahaberinde, eğitim örgütleriyle birlikte mut Çebi’nin cemaate yönelik tüm hip olduğunu belirtti. Fethullah Gü‘Fethullahçılar’ın ‘gizli ittifak’ını sorguluyor. suçlamaları reddettiği belirtildi. len hareketinin İslamcı ve Batı düşmanı bir zihniyete sahip olduğuna emaat bir tür mafyadır’ dair açıklamalara da yer verilen haya’daki Fethullahçı “öğrenim ve ticaRodrik’in Zaman gazetesi ve cemaate berde, “cemaat”in Almanya’da gençlere ret kurumlarının” da dökümü verilirilişkin “Zaman gazetesi, bu mafyayı özellikle eğitim ve barınma sorunlarından ken dünyaca ünlü İslam uzmanlarının yalan, sahtecilik ve çarpıtmalarla deshareketle yaklaştığı ve sürekli yeni yandeğerlendirmeleri yayımlandı. teklemektedir” sözleri haberde dikkat daşlar kazandığı kaydedildi. Dergi karamyetullah Humeyni gibi çeken ifadeler arasında yer alıyor. sar bir tablo çıkarırken Gülen’in geçmişteDerginin haberinde, Fethullahçılık’tan ki yaşamı ve görüşlerinden ABD’deki Hollandalı sosyolog Martin van ve “Işık Evleri”nden ayrılanların denegünlerine kadar geniş bir döküm sundu ve Bruinessen, Gülen cemaatinin gizli KaAlmanya’nın ciddi bir İslamcı güçle karşı tolik örgütü “Opus Dei” ile paralellikle yimleri de sıralandı. Gülen cemaatinin büyük gücünün sakarşıya olduğu mesajını verdi. rine dikkat çekti. Amerikalı tarihçi ve dece Türkiye değil artık Almanya’da da Der Spiegel “cemaat”in her türlü say Ortadoğu uzmanı Michael Rubin, Güaçıkça görüldüğünü bir tabloyla destekdamlıktan uzak ve gizlideki yüzüyle de len’i İran devriminin lideri Ayetullah leyen Der Spiegel, Gülen hareketinin korkutucu niteliğini tartışmaya açarken, Humeyni’ye benzetti. Alman İslambiAlmanya’daki “yüzü” olarak tanımlakendisini dinler arası barış ve hoşgörülimci Prof. Dr. Ursula Spuler Stegenan Berlin’deki “diyalog derneği” nün egemenliğinde bir hizmet hareketi mann ise “Fethullahçılar”ın “AlmanFID’nin 31 yaşındaki Başkanı Ercan olarak tanıtan “Fethullahçılar”ın, karya’daki en önemli ve en tehlikeli İslaKarakoyun’un portresini, “söylenenşıtlarınca gizlilik içinde çalışan aşırı mi hareket” olduğunu ve her yere dalerle gerçeklerin çeliştiğine” dair örmuhafazakâr bir gizli ittifak olarak göğıldıklarını savundu. neklerle verdi. rüldüğünü vurguladı. Dergide, AlmanBu arada, dünyaca ünlü iktisat profe ANKARA AKP iktidarının son 5 yıldır “Her ile bir üniversite” söylemiyle art arda açtığı devlet üniversiteleri yetersiz akademisyen kadrosu ve altyapı eksiklikleriyle “tabela üniversitesi” olmaktan öteye gidemiyor. Son 5 yılda 50’ye yakın üniversite açılırken söz konusu yükseköğretim kurumlarının 23’ünün akademisyen kadrosunda 10’dan az profesör bulunuyor. Bazı üniversitelerde 6 fakülte bulunmasına karşın akademisyen kadrosunda bir tane bile profesör olmaması dikkat çekiyor. Yeni kurulan pek çok üniversiteye, yakın çevredeki üniversitelerin profesörleri haftada biriki saat ders vermek için gidip geliyor. Yüz binlerce aday, üniversiteli olabilmek için baraj tartışmalarıyla geçen bir tercih sürecinin tamamlanmasının ardından yerleştirme sonuçlarının açıklanmasını beklemeye başlarken, son 5 yılda kurulan üniversitelerde yaşanan akademisyen sıkıntısı, bu okulların eğitim kalitesini de tartışmalı hale getiriyor. Söz konusu üniversitelerin kadroları incelendiğinde binlerce adayın tercih ettiği pek çok üniversitenin kadrolu akademisyen sayısının 10’u bile geçemediği görülüyor. Misafir öğretim üyeleri Öğretim üyesi eksikliğini aşmak için kadroları farklı üniversitelerde olan profesörler, haftada biriki saat ders vermek amacıyla yeni kurulan üniversitelere gidip geliyor. Bu durumun öğrenci ile profesör arasındaki iletişimin aksamasına neden olması yeni kurulan üniversitelerdeki eğitimin kalitesini de tartışmalı hale getiriyor. Yeni kurulan pek çok üniversiteye, yakın yerlerde akademik kadro sıkıntısı olmayan üniversitelerden konuk öğretim üyeleri ders veriyor. ‘C A En çok 1 profesör Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Haziran 2012 tarihli verilerine göre 105 devlet üniversitesinin 23’ünde görev yapan profesör sayısı 10’u bulmuyor. Söz konusu 23 üniversitenin tamamı son 5 yıl içinde açılan üniversiteler arasında yer alıyor. Ağrı İbrahim Çeçen, Erzurum Teknik üniversitelerinde hiç profesör bulunmazken, Siirt, TürkAlman, Bitlis Eren ve Gümüşhane üniversitelerinde ise yalnızca bir tane profesör görev yapıyor. C MY B C MY B