22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 AĞUSTOS 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP Hatay Milletvekili Ediboğlu okulların cephaneliğe dönüştürüldüğünü söyledi 5 zindanlarını. Sözün bittiği yerdeydik, ömrümün o beyaz yüzünü, şarapnel parçalarıyla ölen sekiz yaşındaki Ceylan’ın bedenine bakarken. Paul Celan’ın dizeleriyle uyuduğum gecenin yarısında, rüyaların hançeriyle uyandım sabaha karşı. İçimde hüzünle karışık bir sevinç... Sözler bir ölümün değirmenlerinde öğütülmüş ve kutsal. Yüreğiyle sevmenin, yüreğiyle görmenin zamanıdır şimdi. 30 Ağustos zaferinin 90. yıldönümü... Bir ulusun destanını yazan Mustafa Kemal! Bağımsız Türkiye’nin ve devrimlerinin önünü açan, çağdaşlığın adımını atan bir zaferin 90. yıldönümü... Kulu birey yapan... Laik demokratik cumhuriyetin, üniter devletin temellerini atan. Olgunlaşan buğdayın güneş yanığı parmaklarından yaşama, özleme, özgürlüğe ışık tutan. Bir ülkenin çocuklarını, sevdalarını demir ağlarla ören... ??? Nice acıları, kaygıları, kıyımları gördük ağaçların altında... Kentlerde... Dağlarda, bayırlarda... O yıllar bir çocuk gökten ateşi çalıp güneşi çiziyordu denizin üzerine. Umudu arıyordu suluboya resimlerde. Silahların gölgesinde bir yaşamın, patlayan bir el bombasının parçalarında. Avuntularımız bunca yıl hep elimizdeydi bizim. Gözyaşlarımız! Yaşadığımız nice ölümlerde, kimsesizler mezarlığına gömülen genç bedenlerde. Bekir Yıldız’ın “Kaçakçı Şahan”ını okuduğumuz yıllardı, bir ağustos sabahında, göklerin mavisi vadileri ısıtırken, mayınlı alanlardan katırlar geçerken. Şimdi oraların çocukları Karadeniz’de fındıkta, Ege’de, Karacabey’de meyve bahçelerinde işçi. Tuzla tersanelerinde, gökdelenlerde... Hüzün dolu bir yaşam! Gözyaşı. Tüm bu anlattıklarım bilindik şeyler. Gölge öğretir insana yeniden beklemeyi, umut paramparça olsa bile. Unutmayın tüm bunlar hayatın sayfaları! Hatay ve Kilis riskli bölge AKIN BODUR İSKENDERUN CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, İsviçre Ulusal Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Hatay ve Kilis’i riskli bölge ilan ettiğini, Alman ordusunun da Türk kökenli bir askerinin bölgeye gidişini “Ordudan ilişiğini keseriz” diyerek engellediğini belirtti. Ediboğlu, milletvekillerinin sivil kamplara da alınmadığını, Reyhanlı’nın sınır köylerindeki okulların cephaneliğe dönüştürüldüğünü iddia etti. Ediboğlu, Suriye’deki iç karışıklık nedeniyle silahlı güçlerin giriş çıkış yaptığı Hatay ve Kilis’in Avrupa tarafından riskli bölge olarak kabul edildiğini vurgulayarak “İsviçre Ulusal Sosyal Güvenlik Kurumu, tatile giden vatandaşlarına seyahat poliçesi düzenlerken Hatay ve Kilis’i kap sam dışında tutmaya başladı. Bu iki ile gidilmemesini, gidilmesi halinde ‘yüksek riskli bölge ve savaş bölgesi’ olması nedeniyle masrafları karşılamayacağını belirtiyor. Antakya doğumlu olan ve Alman ordusunda subay olarak görev yapan bir vatandaşımıza da izne ayrılırken ‘Türkiye’ye gideceğim’ sözü üzerine ‘Hatay’a gidemezsin. Gidersen ordudan ilişiğini keseriz’ deniliyor ve Antakya’ya gelişini yasaklıyor. Bunun üzerine söz konusu kişi Mersin’deki akrabalarının yanına gidip ailesini Mersin’e çağırarak görüştü ve Almanya’ya geri döndü” dedi. Hatay ve Kilis’i riskli bölge ilan eden kurumları sayısının giderek artacağını ifade eden Ediboğlu, “Avrupa bu durumu görüyor, ama biz gizliyoruz. Hatay’da ‘hiçbir şey yok’ diyenler sadece yaygara koparmasın ve çıksın sorumluluk al dıklarını açıklasınlar. Buradaki katillerin bir şey yapmaları halinde, sorumlu olduklarını belirtsinler. Ben iddiamın arkasındayım ve ispat etmeye de hazırım” diye konuştu. Milletvekillerinin sadece Reyhanlı’da Suriyeli askerlerin kaldığı Apaydın kampına değil, sivillerin bulunduğu kamplara da alınmadığını vurgulayan Ediboğlu, “Milletvekili arkadaşlarım Faruk Loğoğlu, Ali Serindağ, Aytuğ Atıcı ve Refik Eryılmaz ile birlikte heyet olarak gittiğimiz Yayladağı girişinde sivil sığınmacıların kaldığı çadır kente de alınmadık. Milletvekilleri, silahlı militanların savaş için sokulduğu Reyhanlı’nın Kuşaklı ve Bükülmez köylerinde cephanelik olduğu öne sürülen okullara da alınmıyor. Milletvekilleri buralara neden sokulmadı? Gizlenen nedir” dedi. Ölümün Yüzünü Gördük... Umudun ve umutsuzluğun suluboya resimlere çizildiği günleri, gökkuşağının yedi rengini, o bildik yağmurların bizi ıslattığı akşamüstülerini düşünüyorum. O çığlık çığlığa olan anneleri... Polis coplarını! Yerlerde sürüklenen üniversiteli kızları, delikanlıları. Uykuda titrer gibi oluyorum. Yorgunduk, yaşamın yedi rengini unutur olmuştuk. O gözyaşları, çığlıklar içinde dağılmıştık. Genç bedenlerin kurşun bir güneş altında çürütülmesine alışmış bir toplum yani, yurdumun insanı neden böyle tepkisizdi, bilmiyorduk. Deniz, sonbaharların sürgün verdiği günlerde bir iç çekiş, bir yakarış... İşkenceden geçmiş, sorgulanmış, demir parmaklıklar arkasına atılmış o çocuklar, gözaltında kayıplar, Cumartesi Anneleri, sınır boylarında ölen 20 yaşındaki ana kuzusu askerlerimiz. Bombalı tuzaklar, terör... O acımasızlık delik deşik etmişti yüreklerimizi... Gözlerimizi kör! Oysa sevdayı, coşkuyu, özlemi en uysal öğütlerle büyütmenin zamanıydı... Akan kan değil, coşkulu bir ırmak olmalıydı... Ah çaldılar var olan umutlarımızı, çaldılar aşklarımızı. Tek suçumuz umutlarımızın paramparça olmasını, akan kanın durmasını istemekti. Zamanın sapağında savaş tanrılarının acımasızlığını, yangın yerlerini istemiyorduk. Güz bahçelerinden çiçekler toplamalı, demokrasi ve özgürlük türküleri söylemeliydik. ??? Niye bu acımasızlık, bu kıyım niye? Zavallı yüreklerimiz bilinmeyen, daha doğrusu adı konulmayan bir dehşetin içinde. Niye biz görmedik mavi bir bulutun altından çıkan güneşi, kırlangıçları, serçeleri! Kuru bir yerin karanlığında ve aydınlığında o ölümün yüzünü gördük. Anlatamadık tasalarımızı, özgürlüklerimiz ayaklar altında çiğnenip işkenceden geçerken; anlatamadık Diyarbakır, Metris CHP Hatay milletvekilleri herkesin silahlı Suriyeli sığınmacılardan rahatsız olduğunu belirtti Herkes mi yalan söylüyor? YEŞİL’DEN ÇİLLİOĞLU’NA ‘Senin defterini dürdüm’ ? Gizli tanık, Yeşil’in, ölümünden kısa bir süre önce Albay Kazım Çillioğlu’na “Senin defterini dürdüm” dediğini öne sürdü. MALATYA (AA) Tunceli’de 1994 yılında intihar ettiği iddia edilen ancak bilirkişi raporlarına göre öldürüldüğü belirlenen Albay Kazım Çillioğlu ile ilgili soruşturma kapsamında ifadesi alınan ve emekli asker olduğu belirtilen gizli tanık, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın, ölümünden kısa bir süre önce Albay Çillioğlu’na “Senin defterini dürdüm” dediğini öne sürdü. Çillioğlu ailesinden Albay Çillioğlu’nu öldüren merminin parasının alındığı da belirlendi. Malatya Başsavcıvekilliği tarafından Çillioğlu’nun ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında yeni bilgilere ulaşıldı. Kazım Çillioğlu’nun ailesinden intihar ettiği iddia edilen mermiden daha büyük bir mermi parası alındığını tespit eden savcılık, ilgili kurumlardan istediği belgeleri soruşturma dosyasına koydu. Savcılık, “intiharda kullanıldığı” iddia edilen tabancadaki mermilerin 9.19 kalibrelik olduğunu, buna karşın aileden belge karşılığında 9.22 kalibrelik mermi parası alındığını belirledi. Malatya Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nde gizli tanık sıfatıyla ifade veren ve emekli bir asker olduğu belirtilen kişinin ifadeleri de soruşturma dosyasındaki yerini aldı. Gizli tanığın ifadesinde, Çillioğlu ile odasında oturduklarını, odaya gelen “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın kısa bir tartışmanın ardından “Çillioğlu, senin defterini dürdüm” diyerek ayrıldığını anlattı. Gizli tanık, bu olayın Albay Kazım Çillioğlu’nun ölümünden kısa süre önce yaşandığını belirtti. Bu arada MİT, Malatya Başsavcıvekilliği’ne gönderdiği yazıda, Yeşil’in olay tarihinde Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı’na bağlı çalıştığını yazmıştı. Malatya Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nce yürütülen soruşturma kapsamında oluşturulan bilirkişi heyeti, tüm dosya ve deliller üzerinde yaptığı incelemenin ardında hazırladığı 62 sayfalık raporda olayın cinayet olduğunu bildirmişti. ? CHP Hatay milletvekilleri ile CHP’li belediye başkanları düzenledikleri basın toplantısıyla Vali Lekesiz’in “Kaos çıkarmak isteyenler var” şeklindeki açıklamasına sert tepki gösterdi. MEHMET ALİ SOLAK HATAY CHP Hatay milletvekilleri Mehmet Ali Ediboğlu, Hasan Akgöl ve Refik Eryılmaz ile CHP’li belediye başkanları düzenledikleri basın toplantısıyla Vali Celalatten Lekesiz’in “Hatay’da Suriyeliler nedeniyle tedirginlik yaşanmıyor. Kaos çıkarmak isteyenler var” şeklindeki açıklamasına sert tepki gösterdi. Milletvekilleri, “Herkes mi yalan söylüyor?” diye sordu. Bölgede yaşayan herkesin silahlı Suriyeli sığınmacılardan rahatsız olmasına karşın Vali Lekesiz’in “tüm iddialar asılsız” sözlerini eleştiren CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, “Vali Lekesiz doğru söylüyor da herkes yalan mı söylüyor? Halk tedirgin. Ben kendi can ve mal güvenliğimden endişe ediyorum. Yayladağı’nda bir asker sırtından kur Milletvekilleri basın toplantısında Hatay’daki son gelişmeleri değerlendirdi. şunlandı. 26 Libyalı El İntisal gemisiyle İskenderun’a geldi, daha sonra özel araçlarla Hatay’a yerleştirildi. Sayın valinin bu konuda bilgisi yoksa araştırmasını istiyoruz. Hiçbir valinin iktidarın yanlışlarını aklama gibi bir görevi yoktur. Neyi saklıyorlar?” dedi. Mehmet Ali Ediboğlu da 2011’in ilk aylarında İngiliz ve ABD büyükelçilerinin Hatay’da yaptığı ziyaretleri anımsatarak, “O günlerde bu büyükelçilerin Hatay’da neler yaptığını sorduk, cevap alamadık. Vali başkanlığında yapılan gizli top lantıları sorduk, yanıt alamadık. 300 bin sığınmacı için hazırlık yapılacağına ilişkin açıklama yaptığımızda da yalanlandık. Lekesiz, Başbakan ya da hükümetten takdir alabilir ama artık ne yazık ki Hatay halkının güvenini yitirmiştir” diye konuştu. Hasan Akgöl ise “Vali konuşunca halkın endişeleri bitmedi. Vali CHP’li vekilleri hedef aldı. Hükümetin ve Sayın valinin ‘Bölgemizde hiçbir sıkıntı yok’ açıklamalarını anlamakta ve anlatmakta zorlanıyoruz” dedi. Hatay ve İskenderun meslek odaları Vali Lekesiz’i böyle yalanladı ‘18.00’de kepenkler iniyor’ AKIN BODUR CHP’Lİ ÖZGÜNDÜZ SURİYE BATAKLIĞINI ANLATTI İSKENDERUN Hatay ve İskenderun meslek odaları, yaptıkları açıklamalarla izlenen yanlış politikalar sonucu kontrolsüz kalan sınırların, silahlı Suriyelilerin geçişlerine açık hale geldiğini, paralı askerlerin sokaklarda serbestçe dolaştığını, esnafı ve halkı taciz ettiğini vurgulayarak “Endişeliyiz” açıklaması yaptı. Açıklamada, “ Reyhanlı’da saat 18.00’den sonra esnafın sözde sığınmacı gaspçılardan korunmak amacıyla kepenk kapatmak zorunda kalmış olmalarından endişeliyiz” denildi. Hatay ve İskenderun Meslek Odaları Koordinasyon Kurulu yaptığı ortak açıkla ? Hatay ve İskenderun meslek odaları, kontrolsüz kalan sınırların, silahlı Suriyelilerin geçişlerine açık hale geldiğini, paralı askerlerin sokaklarda serbestçe dolaştığını, esnafı ve halkı taciz ettiğini vurguladı. mayla Vali Celalettin Lekesiz’in açıklamalarına karşın Hatay halkının büyük endişe içinde olduğunu belirtti. Açıklamada, “Hükümetin, BM ve TBMM kararı olmaksızın komşu ülkelerin iç sorunlarına yersiz ve haksız müdahalesinin sonuçlarından endişeliyiz. Televizyonlarda gösterilenlerle gerçekte yaşananların farklı olmasından, topluma hiç bilgi verilmemesinden, yalan ve yanlış bilgi verilmesinden endişeliyiz. Libya’dan geldiklerini söyleyen, paralı asker oldukları tahmin edilen, tuhaf kılıklı adamların kentlerimizde serbestçe dolaşmasından, halkımızı ve esnafımızı taciz etmelerinden, polisimizin bu kişilere karşı bir şey yapamamasından, bu silahlı adamların sürekli olarak Suriye’ye gidip gelmelerinden endişeliyiz. Kentimiz, sokaklarımız artık güvenli olmadığı için endişeliyiz” denildi. Mezhep kavgası çıkmasından endişe ettiklerini bildiren meslek odaları şu ifadeleri kullandı: “Reyhanlı’da saat 18.00’den sonra esnafın sözde sığınmacı gaspçılardan korunmak amacıyla kepenk kapatmak zorunda kalmış olmalarından endişeliyiz. Suriye ile ticaret, ihracat ve taşımacılık yapan esnaf ve sanayicimizin iflasın eşiğine gelmiş olmasından endişeliyiz. Suriye konusuna evrensel değerler, insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde değil de, mezhepsel bir dış politika ile yaklaşıldığı için endişeliyiz. Daha önce Irak’ta uygulanan, şimdi de Suriye topraklarında tampon bölge, uçuşa yasak bölge gibi uygulamaların Irak’ta ülkemiz lehine sonuçlar vermediğini göre göre aynı senaryonun oynanıyor olmasından endişeliyiz..” ‘Asıl amaç İsrail müttefiki Kürdistan’ HİLAL KÖSE Erdoğan ve Keskin’in 400 kilometrekare sohbeti Ankara’daki 30 Ağustos Zafer Bayramı töreni sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’le yaptığı samimi sohbet dikkat çekti. Gazetecilerin sohbette neler konuştuklarına ilişkin sorusunu yanıtlayan Keskin, Başbakan’a BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın Şemdinli Çukurca arasındaki 400 kilometrekarelik bölgenin PKK denetiminde olduğu yönündeki açıklamanın ne kadar gerçek olduğunu sorduğunu kaydetti. Keskin, “Demirtaş, çok iddialı bir cümle kurmuştu. İnanmayanlara ‘beraberce gidelim orayı izleyelim’ demişti. Ben de bunu sordum. Bakanlarımızla beraber Hakkâri ve Şırnak’ta bir inceleme yapmanız gerektiğini öngörüyor. Bu çok vahim bir iddia. İddialı bir söz’ dedim. Başbakan bunun doğru olmadığını, bunun hayali bir iddia olduğunu söyledi. O sayıdaki bir insanla hâkim olmanın madden mümkün olmadığını, BDP’nin PKK ile aynı çizgide propaganda yapma amacıyla bunu söylediğini vurguladı” dedi. (Fotoğraf: AA BÜLENT UZUN) lar yerinden oynar. Ve en fazla zararı Türkiye görür... Esad düşerse CHP İstanbul Milletvekili Ali Öz Türkiye bölünür, bunu kimse öngündüz, Dışişleri Bakanı Ahmet leyemez ama üç sene ama beş sene Davutoğlu’nun Başbakan Recep sonra...” dedi. Tayyip Erdoğan’ı bile Suriye koAlevilerin evlerinin işaretlenmenusunda manüple ettiğini savunarak, sinin de Suriye ile ilgili olduğuna dik“Esad düşse de düşmese de Türki kat çeken Özgündüz, “Özgür Suriye zarar etmiştir. Geri dönülemez ye Ordusu ‘Aleviler tabuta, Hıristinoktadayız. ABD bile ‘fazla ileri git yanlar Beyrut’a’ diyor. Esad dütiniz’ diyor. Dışişleri Bakanı olayı ki şerse Alevi katliamı başlayacak şiselleştirdi... ” dedi. demektir. Hakkâri’deki Alevi yurtSuriye’nin Alevi, SünniArap, Kürt taşlarımız tedirgin. Mülteci, Hataylı ve Hıristiyan olmak üzere küçük şe Aleviyi ‘yarın göreceksiniz’ diye hir devletleri haline getitehdit ediyor... Türkirilmek istendiğini vurye’deki Aleviler şimgulayan Özgündüz, asıl diden korksun diye ? CHP İstanbul amacın İran, Irak, Suriye kapılar işaretleniyor. Milletvekili Ali ve Türkiye’den oluşacak Ya da Alevi de sokağa İsrail müttefiki bir Kür Özgündüz, “Esad düşse çıksın istiyorlar... İsdistan’ı oluşturmak ol de düşmese de Türkiye tenen tablo iç savaş” duğunu ifade etti. Özzarar etmiştir. Geri dedi. gündüz, “Suriye’de, Özgündüz, Kürt soözerk Kürt yapısı olu dönülemez noktadayız. rununun, Kürtler, Türkşursa, mümkün değil ABD bile ‘fazla ileri ler, siyasiler, sivil topTürkiye, üniter yapısıgittiniz’ diyor” diye lum kuruluşları ve kanı koruyamaz... Yarın, naat önderleri bir araya konuştu. 1 milyon insanın Digelerek çözülmesi geyarbakır meydanına rektiğini de vurguladı. toplandığını, ‘burası bizim TahBaşbakan Erdoğan’ı ‘bu pisliğin rir’imiz’ dediğini ve içlerinde eli si içine sokanın’ Dışişleri Bakanı lahlı insanların olduğunu düşü Ahmet Davutoğlu olduğunu dile genün. Türkiye ne yapacak? Müda tirerek, Suriye’de BM’nin tavsiyehale edecek. Demezler mi ‘Halkına lerine uyulması gerektiğini kaykarşı silah kullanıyorsun, meşruiye detti: “Bırakın Arap Birliği getini yitirdin’ diye... Bu nedenle, Tür rekeni yapsın... Filistin’de yaşakiye’nin Suriye politikası aptalca, nan bazı olaylar film stüdyolaahmakçadır. Bu ihanet değilse, gaf rında Suriye’de yaşanmış gibi lettir, ahmaklıktır. Bu tablo adım yanısıtılıyor. İngiliz gazetesi İsadım geliyor... Suriye’de taşlar ye tanbul’da Haliç manzaralı evrinden oynarsa bölgede bütün taş lerde bu işin yapıldığını yazdı.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle