23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 AĞUSTOS 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Eğitimİş, okullardaki yeni düzenlemelere karşı rapor yayımlayarak eylem çağrısında bulundu 7 ‘Karanlığa itiliyoruz’ 4+4+4 DEVLETTEN UZAKLAŞTIRDI Özel okullara rağbet arttı ? Eğitimİş‘in raporunda, “Yapılması gereken, farklılıklarımızı bir kenara bırakarak ülkemizi ortaçağ karanlığına teslim etmek isteyen siyasi iktidara karşı eylem birlikteliğini gerçekleştirmektir” denildi. CEMİL CİĞERİM Suriyeli Muhalif Askerlere Üs mü Olduk? Sığınmacının askeri ile sivili arasında fark olur mu? Ülkesini terk ederek bir başka ülkeye kaçan kimse, ilke olarak silahsız ve rütbesizdir. Oysa Suriyeli rejim karşıtları için insani amaçlarla Hatay sınırımızda kurulmuş olan kamplarda farklı statüler olduğu, Cumhuriyet Halk Partisi adına o kampları görmek isteyen Kocaeli Milletvekili Prof. Hurşit Güneş ile eski DİSK Başkanı ve İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’ye uygulanan yasakla ortaya çıktı. Sivil sığınmacıların kaldığı kampa girebilmek, izin almak koşulu ile mümkünmüş. Askerken ülkelerinden kaçanlara giriş iznini ise, kaldıkları kampın eli silahlı yöneticisi, Esad muhalifi Abu Hüseyin Nami “olmaz” dediği için verilememiş! Abu Hüseyin Nami Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ana muhalefet partisi üyesi iki millet temsilcisine, kamplarının farklı statüye tabi olduklarını ileri söyleyerek nasıl “yasak” diyebiliyor? Ve Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, gerektiği zaman kendisini de denetleme yetkisine sahip bu parlamenterlerden kendi ülkelerindeki sığınmacılar tarafından küstahça uygulanan bu yasağa baş eğmelerini isteyebiliyor! Sayın Başbakan, iki gündür medyamızda yer alan bu konuyu okumuş olduğunuzu varsayarak size bir ilke sözünüzün hatırlatmak istiyorum: “Ülkemde seçilmişler, atanmışların üstündedir” diyen siz değil miydiniz? Üstelik bizim uyruğumuzda olmayan bir isyancı mülteci, iki seçilmiş milletvekiline bizim toprağımızda nasıl yasak uygulayabiliyor? Buna dağdaki gelmiş, bağdakini istememiş demezler mi? O iki seçilmiş milletvekilinin, kampta atanmış Türk görevliler karşısında ne duruma düştüklerini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı başta, tüm milletvekillerinin düşünmesi gerekiyor. Şayet o kamp, insani amaçlarla bir başka ülkeye yani bize sığınmak isteyenler için açılmamış da, gizli birtakım işlerin döndüğü bir üs ise; onun da bilinmesi gerekir. Amerikalı bir senatör ya da Temsilciler Meclisi üyesi, kendi bayraklarının dalgalandığı her yere rahatlıkla girerek yöneticilerini sorguya bile çekme olanağına sahip. Türk milletvekillerinin yetkileri ise iktidar partisi üyesi olanlarla olmayanlar arasında farklı olarak değişiyorsa, herkes bilsin ve hesabını da ona göre yapsın. Dün bu yazıyı hazırladığım saate, yani 16.00’ya kadar TBMM Başkanı Çiçek’ten bu konuda hiçbir tepki medyaya yansımamıştı. Hatay Valisi’nin bir kripto gibi çözülmesi gereken açıklamaları da, asker sığınmacıların kaldığı kamplardan yansıyan haberler de halk söylemi ile kapalı kapıların arkasında mide bulandırıcı işlerin döndüğünün işaretleri ile dolu. Tüm bu sevimsiz gelişmeleri okuyup, güney sınırlarımızda ve özellikle Hatay’da uyuyan yılanın kuyruğuna bastığımızın hâlâ farkına varmıyor muyuz? Topraklarımızı başka ülkelerdeki rejim muhaliflerinin sığınması için açmaya evet... Ama bu toprakları başkalarına saldırı amacıyla kullandırtmaya kocaman bir hayır demeliyiz. HİCRAN ÖZDAMAR İZMİR AKP hükümetinin eğitimde 4+4+4 sistemiyle yarattığı karışıklıkla birlikte veliler, 6672 ay arasındaki öğrencilerinin daha nitelikli eğitim alması için bireysel çözüm yolu arıyor. Rapor alarak çocuklarının fişlenmesini istemeyen veliler, bütçelerini zorlayarak özel okullara yöneliyor. İzmir’de özel okul sayısının geçen yıla göre yüzde 14 arttığına dikkat çeken eğitimciler, yurttaşların, devlet okulu yerine fiziki olanakları daha iyi olan bu eğitim kurumlarını “zorunlu” seçtiğini vurguladı. EğitimSen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Abdullah Tunalı, 4+4+4 eğitim sistemi tartışmalarının şubat ayında başladığını, o dönemden bu yana İzmir’de özel okulların sayısında yüzde 14 oranında artış yaşandığını söyledi. Tunalı, bunun eğitimin ticarileştirildiğinin bir göstergesi olduğunu belirterek “Sosyoekonomik seviyesi orta ve üstünde olan yurttaşlar, çocuklarını yap boz tahtasına dönen eğitim sisteminden bir nebze olsun korumak istiyor. Eğitimde oluşan bilişim dışı düzenlemelere karşı, velilerimiz bütçelerini sonuna dek zorluyor” dedi. Devlet okullarının sınıf mevcutlarının bazı kentlerde 70’i bulacağını, ideal rakam olan 25’in çok üzerinde rakamlarda öğrencilerin bir sınıfta toplanacağını vurgulayan Tunalı, “Özel okulların fiziki şartları, devlet okullarına göre daha iyi. Bugün devlet okullarında kütüphaneleri, laboratuvarları bozarak sınıflar açılıyor. Ancak özel kurumlarda fiziki donanımlar daha olumlu olarak karşımıza çıkıyor. Velilerimiz şartlarını çok zorluyor. Bu okulların bir ay öncesinden kayıtlarında doluluk olduğunu öğreniyoruz. Bir öğrencinin özel okul maliyeti, servisi yemeği olmadan en az yıllık 10 bin lirayı buluyor. Bu rakamlar 25 binlere dek çıkıyor” diye konuştu. SAMSUN Eğitimİş, 4+4+4 eğitim sistemiyle ilgili hazırladığı raporda 5 yaşındaki çocukların okula başlamasının gelişimleri için zararlı, okulöncesi eğitimin zorunlu eğitimin dışına çıkarılmasının bilimsel gelişime aykırı, ikinci 4 yılın ardından çocukların mesleki eğitime yönlendirilmesinin sakıncalı olduğunu vurguladı. Raporda, “Yapılması gereken ülkemizi ortaçağ karanlığına teslim etmek isteyen siyasi iktidara karşı eylem birlikteliğini gerçekleştirmektir” denildi. Eğitimİş Samsun Şube Başkanı Rüstem Kara, sendikanın hazırladığı raporu Cumhuriyet’e anlattı. Çocukların 5 yaşında okula başlamasının çok sakıncalı olduğunu belirten Kara, “6 yaş öncesi çocuğun beynindeki bilişsel yapılar okul temelli akademik öğrenme için henüz gelişmiş değildir. Bu dönemdeki çocukların dikkat süresi kısa olduğu için okullardaki 40 dakikalık derslerde oturmaları ve dikkatlerini derse vermeleri mümkün değildir. Çocukların dikkat dağınıklığı, disiplinsizlik, dinleme bozukluğu gibi etiketlendirmelere maruz kalmaları ve bu durumun sonraki eğitim yaşantılarını derinden etkilemesi olasıdır” dedi. UNESCO İstatistik Enstitüsü’nün verilerine göre, dün Bilimsel eğitimin dışına çıkılması, veliler tarafından da tepkiyle karşılanıyor. yadaki 204 ülkenin 126’sında, yani ülkelerin yüzde 62’sinde, okula başlama yaşının 6 olduğuna dikkat çeken Kara, “Yeni sistemde ilköğretimin ikinci kademesinde okul türlerinin çeşitlenmesi beklenirken, amacın yalnızca imam hatip ortaokullarının açılması olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca yönetmelikte yapılan değişiklikle İHO 5. sınıf öğrencilerinin bir yıl izinli sayılarak Kuran kurslarına devam etmelerinin önü açılmıştır” diye konuştu. İlköğretimde 30 saat olan haftalık ders sayısının, 5. ve 6. sınıflarda 36, 7. ve 8. sınıflarda 37 saate çıkarıldığını vurgulayan Kara, “İkili eğitim yapan okullar bu ders yükünü kaldıramayacak, sabahçı çocuklar çok erken saatlerde derse başlayacak, öğlenci ço cuklar ise çok geç saatlerde çıkacaktır” dedi. umhuriyetle hesaplaşıyorlar! İktidarın 28 Şubat süreciyle değil Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerleri ve devrim yasalarıyla hesaplaştığını vurgulayan Kara, şunları söyledi: “Görünen o ki; siyasal iktidarın bu yasaya bağlı olarak ulaşacağı ikinci aşama karma eğitime son vermektir. Yandaş sendika, ‘Eğitime Bakış’ adlı dergisinin sadece karma eğitime ayırdığı bir sayısında, ‘Bakanlığa düşen görev, insanları kendi inançlarıyla, kültürleriyle ve pedagojik ilkelerle çelişkiye sokan mecburi karma eğitim uygulamasına son vermek olmalıdır’, ‘Karma eğitim mecburiyeti bir insan hakkı ihlalidir, öğrencinin ve öğrenci velisinin iradesine zorbaca el koymaktır’ ifadelerine yer vermiştir.” C ESKİ MİLLİ EĞİTİM BAKANI ULUĞBAY’DAN 66 AYLIK ÇOCUĞUNU OKULA GÖNDERMEK İSTEMEYEN VELİLERE ÖNERİ ‘Rapor almayın, dava açın’ FİGEN ATALAY 5.5 yaşındaki çocuklar, “zihinsel ve fiziksel gelişimlerini tamamlayamadıklarını kanıtlayan’’ sağlık raporunu alamamaları halinde, değil bir yıl bir gün bile okulöncesi eğitim almamış da olsalar 10 Eylül’de okula başlayacak. Devlet hastanelerindeki çocuk doktorları, büyük gelişim ve sağlık sorunu olmayan 66 aylık çocuklara rapor vermiyor. Çocuğunu damgalayacak bile olsa okula gitmemesi için rapor almaya razı olan veliler, hastanelerden rapor alamayınca ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. 17 Eylül’de 66 ayını dolduracak olan Ezgi’nin babası Harun Turgut, “Çocuğum için ‘geri zekâlıdır’ da yazsa o raporu almak istiyorum. Eğer o raporu alamazsam Ezgi anaokuluna da gidemeyecek. Hiç okulöncesi eğitim görmedi. Bir sağlık problemi yok ama okula hazır olmadığını net görebiliyorum ama doktorlar rapor vermiyor’’ dedi. Eski Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, yeni öğretim yılında ilkokul 1. sınıfa kaydedilecek öğrencilere ilişkin tartışmalı durumun temelinde “0’’ yaşı reddetme ve 5 yaşın bitimiyle ilgili hesabın yattığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Milli Eğitim Bakanı’na ve bakanlığa göre çocuk, 60 ayını tamamladığında 5 yaşını bitirmiş sayılmalıdır. İstatistik bilimine göre 5 yaşın bitip 6 yaşa girilmesi ise 72 ayın sonunda gerçekleşmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, son bakanın göreve başlamasına değin istatistik bilimini esas alan yasaları uygulamaya gelmiştir. Yeni bakan ile yeni bir uygulama başlatılmak isteniyor. Bakanın yaş hesaplama yaklaşımının doğru olmadığına inanan benim gibi birçok kişi vardır. Bu durumda yapılacak işlem, bu uygulamayı kabullenmek veya çocuklar için rapor almak yerine, Danıştay’da genelgenin yürürlüğünün durdurulması ve iptali için dava açmaktır.’’ Dava nasıl açılır? Dava, ancak uygulamadan etkilenen veliler tarafından hem uygulanan idari işleme, hem de düzenleyici işleme karşı açılabilecek. 66 aylık çocuğu okula otomatik kaydedilen veli, buna ilçe ya da il milli eğitim Müdürlüğü’ne vereceği bir dilekçe ile itiraz edecek. İtirazı haklı bulunmaz ve reddedilirse, ret kararının kendisine tebliğinden itibaren, hem uygulanan işleme hem de düzenleyici genelgeye karşı 60 gün içinde iptal davası açabilecek. Bilgi’de işçi kıyımına tepki ? İstanbul Haber Servisi DİSK’e bağlı Sosyalİş Sendikası İstanbul Şubesi üyeleri, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde küçülme gerekçesiyle işten atılan 13 işçinin işe iade edilmesini istedi. Sosyalİş Sendikası İstanbul Şubesi Sekreteri Mahsun Turan, yıllardır üniversiteye hizmet veren 13 işçinin üniversite kampusundaki bir binanın kapatılacağı gerekçesiyle işten çıkarıldığını belirterek “Üniversitede personel sayısında daralma değil, artış söz konusudur” dedi. Üniversiteliler harç kararının ikinci öğretimleri de kapsamasını istedi ‘Tamamen kalksın’ MERT TAŞÇILAR ANKARA Üniversite harçlarının kaldırılması, öğrenciler arasında farklı tepkilere neden oldu. Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı İlker Yücel, kararı “erken seçim yatırımı” olarak değerlendirirken Öğrenci Kolektifleri kararın ikinci öğretimleri de kapsaması gerektiğini bildirdi. Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre 2 bin 824 tutuklu öğrencinin bulunduğu Türkiye’de, AKP’nin neoliberal politikaları hayata geçirmek istediğine dikkat çeken Kolektifler, kararı “Bugün harçların tamamen kaldırılmamasının nedeni, yükseköğretimde harçlar ile elde edilen gelirin üniversite eğitiminin maliyetinin bir bölümünü karşılamasıdır” şeklinde yorumladı. Kolektifler, “YÖK Yasası öncesi ağzımıza bir parmak bal çalmak ve seçim CHE, Zafer Bayramı’nı kutladı Cumhuriyet Halk Evleri (CHE), ücretsiz matematik, bilgisayar, resim ve tiyatro derslerine katılan gençler ve kadınlarla birlikte 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı İstanbul Boğazı’nda düzenlediği tekne gezisiyle kutladı. Kutlamaya katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Cumhuriyetin değerlerinin ve ulusal bayramların AKP tarafından yok sayıldığını belirterek “Millet kendi bayramlarına sahip çıkıyor” dedi. 4+4+4 eğitim sisteminin komedi olduğunu ve derhal terk edilmesi gerektiğini anlatan Tekin, hem çocukların hem de öğretmen ailelerinin AKP tehdidi altında olduğunu vurguladı. Tekin, “Anayasamızda aile bütünlüğünün korunması yükümlülüğü var. AKP bakanları ise aileleri dağıtıyor” ifadelerini kullandı. (AYSU ÖZBABACAN) Öğrenciler polisi protesto etti ? İstanbul Haber Servisi Öğrenci Kollektifleri ve Liseli Genç Umut üyesi öğrenciler, polisin, yaz kampına katılan öğrencilerin ailelerini arayarak “Çocuklarınız terör kamplarında silahlı eğitim alıyor” yönünde bilgi vermesini Emniyet Müdürlüğü önünde protesto etti. Açıklamada, “Sanatçıların, gazetecilerin katıldığı kamplarda hangi terör faaliyeti yürütmüşüz. AKP demektedir ki benim dindar kindar gençliğim olmazsanız, İslamcı örgütlerin kamplarına gitmezseniz, bilimsanatüretmepaylaşım kamplarına katılırsanız teröristsiniz” denildi. lerde iyi bir propaganda malzemesi olarak ‘harçları kaldırdık’ yaygarası koparmayı amaçlayan siyasi iktidarın, YÖK Yasası ile üniversitelileri nasıl bir yükün altında bırakacağı ise hâlâ muamma” açıklamasında bulundu. Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Genel Başkanı İlker Yücel ise, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın seçimlerde elini güçlendirmek için böyle bir hamle yaptığını ileri sürdü. Türkiye Öğrenci Konseyi Başkanı Nihat Ağaoğlu da, temel kaygılarının yemekhane fiyatları ve sosyal ihtiyaçlar gibi öğrencilerin gereksinim duyduğu şeylerin fiyatlarında artma ihtimali olduğunu söyledi. Ayrıca ikinci öğretim, uzaktan eğitim, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinden alınan harçların da kaldırılması için çalışma başlattıklarını açıklayan Ağaoğlu, “Bizim bundan sonra ikinci öğretimlere de kaldırılması yönünde önerilerimiz olacak” dedi. BAKAN ERGİN AÇIKLADI 7 yılda 3 bin 777 çocuk ‘mahkum’ edildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ağır ceza mahkemelerinde 20042011 yılları arasında yargılanan 8 bin 828 çocuktan 3 bin 777’si hakkında mahkumiyet kararı verildi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in yazılı soru önergesini yanıtladı. Devlet güvenlik mahkemelerinin 30 Haziran 2004 tarihinde kaldırıldığını, yerine yeni ağır ceza mahkemelerinin kurulduğunu anımsatan Ergin, ağır ceza mahkemeleri ile özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanan açılan dava, sanık ve mahkumiyet sayıları hakkında bilgi verdi. 10 Eylül bekleniyor 40 bin öğretmen atanacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 40 bin kadrolu öğretmen atamasını 10 Eylül 2012’de yapacak. Başvurular 39 Eylül arasında alınacak. MEB’den yapılan açıklamada, bakanlığı bağlı resmi eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere “ilk atama” yoluyla 40 bin kadrolu öğretmen ataması yapılacağı anımsatıldı. Buna ilişkin “20122 Öğretmenliğe Başvuru ve Atama Kılavuzu”nun http://www.meb.gov.tr adresinden kamuoyuna duyurulacağı belirtilerek başvuruların 39 Eylül günleri arasında elektronik ortamda yapılacağı bildirildi. Atamaların 10 Eylül günü bilgisayar ortamında gerçekleştirilece ği, atanan öğretmenlerin 11 Eylül’den itibaren göreve başlayacakları duyuruldu. Açıklamaya göre, adaylar, tebligatı takiben Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü’nce 1216 Eylül 2012 tarihleri arasında uyum eğitimine alınacak. Açıklamada ayrıca mezuniyetleri itibarıyla, “sınıf öğretmenliği” alanından başka alanlara geçmek isteyenler başta olmak üzere il genelinde ihtiyaç duyulan alanlara alan değişikliği yapılacağı belirtildi. Buna ilişkin “2012 Yılı Alan Değişikliği Kılavuzu”nun ise http://www.meb.gov.tr adresinde kamuoyuna duyurulacağı bildirildi. Bu başvurular, 1013 Eylül arasında alınacak, atamalar ise 14 Eylül’de yapılacak. 209 bin 750 kişi yargılandı Buna göre, mahkemelerde 20042011 yılları arasında 8 bin 828’i 18 yaşından küçük olmak üzere 209 bin 750 kişi yargılandı. Bu yargılamalarda, 3 bin 777’si 18 yaşından küçük olmak üzere 137 bin 692 kişi hakkında mahkumiyet kararı verildi. Devlet güvenlik mahkemelerinde ise 20022003 yıllarında açılan 11 bin 174 davada ise toplam 903’ü 18 yaşından küçük olmak üzere toplam 32 bin 863 kişi hâkim karşısına çıktı. Bunlardan 222’si 18 yaşından küçük olmak üzere 13 bin 619 kişi mahkum oldu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle