14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ 6 HABERLER KartalKadıköy metrosunun açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, medyaya yüklendi: Kimden yanasınız? ? Erdoğan, “Herkes açık net olacak, kimden yana olduğunu söyleyecek. Sen PKK terör örgütünden yana mısın, yoksa bu milletten yana mısın?” diye seslendi. İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, medyaya yönelik eleştirilerine bir yenisini daha ekledi. Artan terör saldırılarına dikkat çeken Erdoğan, “Televizyon kanallarına, onların avukatlarını, onların meddahlarını çıkartan medyaya karşı tavrım vardır ve bundan sonra da olacaktır. Herkes net olacak, kimden yana olduğunu söyleyecek. ‘Sen PKK terör örgütünden yana mısın, yoksa bu milletten yana mısın?” dedi. Erdoğan 10. Yıl Marşı’na da göndermede bulunarak “Neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin. Demir ağlarla şimdi Türkiye’yi biz örüyoruz” diye konuştu. Erdoğan, bitiş tarihi 4 kez ertelenen ve yapımı 7 yıl süren 22 km’lik Kadıköy Kartal metro hattını dün Kadıköy Meydanı’nda düzenlenen gösterişli bir törenle açtı. İBB, açılış öncesi neredeyse bütün gazetelerin birinci sayfalarına ve televizyonlara ilan verirken Anadolu yakasını da adeta reklam panoları, afiş ve ilanlarla donattı. Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, Anadolu yakasının bu ilk metro hattının temelinin 29 Ocak 2005’te atıldığını anımsatarak “Yaklaşık 7 yılda, 3.1 milyar liralık bir finansErdoğan makinist koltuğuna geçerek metroyu Kadıköy’den Kartal istasyonuna kadar kullandı. (Fotoğraf: AA BURAK AKBULUT) Türklük, Kürtlük, Türkiyelilik Günümüz Türkiye’sinin en yakıcı, çözümü en güç görünen sorununun “Kürt sorunu” olduğu herhalde söylenebilir. Siyasal iktidarlar değişse de sorun güncelliğini, çözümsüzlüğünü koruyor. ??? Kürt sorununu Türk sorunundan ayıramayız. Başka bir deyişle, Türkiye içinde Kürtlük kavramının öne çıkarılması Türklük kavramının da tanımlanmasını gerektiriyor. Bu ise bana göre çok güç değil. Ulus devletler bağlamında bir ulus devlete ait olmanın önkoşulu etnik köken olmadığına göre, anadili Türkiye Türkçesi olsun ya da olmasın, bu dili sonradan öğrenmiş ya da öğrenmemiş olsun, kendini Türk olarak duyumsayan herkes Türk, benim daha çok benimsediğim bir adlandırmayla Türkiye Türk’üdür. Türk sözünden tedirginlik duyan varsa, aynı şeyi Türkçe sözü için de duyması kaçınılmaz olur… Türkçe ya da Türkiye Türkçesi bu coğrafyada bin yıldan fazla bir süredir büyük çoğunluğun konuştuğu, ulusu birleştiren, ulus yapan ortak dildir. Bu dil 20. yüzyılda çağdaş bir edebiyat ve bilim dili olmayı da başarmıştır. Dünya bu coğrafyada, bugün Türkiye sınırları içinde yaşayan insanları Türk diye adlandıra gelmiştir. 19. yüzyıl Osmanlı devrimcilerinin ilk kuşağı, hangi etnik kökene ait olurlarsa olsunlar kendilerini “Genç Osmanlılar” diye adlandırırken Batı onlara “Genç Türkler” dedi. Türklüğün, Türkiye Türklüğünün ne olup ne olmadığının bilimsel bir irdeleme amacıyla değil de yadsımacı bir anlayışla tartışma masasına yatırılması, eğer derin bir bilgisizlik sonucu değilse ve bunu yapanlar Türklerin kendileriyse, insanın kendi ulusuna ihanet etmesinden başka bir anlam taşımaz. ??? Ben Türkiye içinde Kürtlük kavramına da yukarıdaki anlayışımla tutarlı kalarak, yani etnik aidiyet kavramıyla bağımlı olmayarak, Türkiye Kürtlüğü olarak bakıyorum. Kürt kökenli Türkiye yurttaşını da salt etnik aidiyetiyle tanımlamak, ırkçı bir anlayıştır ve bütün ırkçılıklar gibi yanlış, sakat, ayrımcı, kan dökücüdür. Kürt asıllı bir Türkiye yurttaşının kendini Türkiye Türk’ü olarak hissetmemesi için herhangi bir engel bulunmamaktadır. Bunun sayısız örneklerini vermeye bu yazının sınırları yetmez ve gerek de duymuyorum. Kürt kökenli, sayısız devlet adamı, işadamı, şair, yazar, sanatçı, dün olduğu gibi bugün de gözler önündedir. Kimse onları Kürt kökenlidir diye ikinci sınıf yurttaş olarak görmez, görmemiştir. Osmanlı’dan beri, sürüp gelen gelenek budur. Türkiye’nin, Türkiye Türklüğünün mayasında ırkçılık yoktur. Kendini bir Türkiye Türk’ü değil de Türkiye Kürt’ü olarak hisseden bir Türkiye yurttaşının önünde de etnik aidiyet gibi ulus devletler öncesine ait bir kavramı öne çıkararak bölücü olmamak, “ulus yıkıcılığı” yapmamak koşuluyla, bugün artık herhangi bir engel bulunmamaktadır. O da, herhangi bir Türkiye yurttaşı gibi, ait olduğu ya da ait olduğunu düşündüğü etnik kökenin kültürel, geleneksel değerlerini yaşayıp geliştirmek özgürlüğüne ve olanaklarına tam olarak sahiptir ve bu alanda var olabilecek bütün engellerin de kaldırılması gerekir… ??? Türkiye Türklüğü bence ulusu birleştiren gerçekçi bir kavramdır. Irkçılıkla ilgisi yoktur. Sadece Türk dediğimiz zaman da kastettiğimiz, kastedilmesi gereken budur. Ulusu birleştiren dil ise bunu tarihsel süreçler içinde, denebilirse eğer bileğinin hakkıyla kazanmış, ulusal bir dil olarak evrenselleşmiş Türkçe ya da Türkiye Türkçesidir… Aynı ulus içinde ikinci bir ulusal dil zorlaması, eşyanın doğasına aykırı, bilim dışı, sonuçta da ulusun bölünüp parçalanmasına yol açarak emperyalizm dışında kimsenin işine yaramayacak bir dayatmadır. ABD emperyalizminin Türkiye coğrafyasında istediği, hedeflediği ve şu andaki siyasal iktidar eliyle gerçekleştirmeye çalıştığı amaç da tam olarak budur… makinist, yani sürücü bulunmayacak. Kumanda merkezindeki operatör, mouse hareketleriyle bu trenleri yönlendirecek” dedi. Erdoğan, artan terör saldırılarına da değinirken yine medyaya “kimin tarafındasınız” diye sordu. Erdoğan şunları söyledi: “Ramazanın ruhuna, anlamına tamamen ters bir şekilde her türlü kutsalı çiğneyerek ramazan ayında da kan akıtan teröristlere açık net söylüyorum. Televizyon kanallarına, onların avukatlarını, onların meddahlarını çıkartan medyaya karşı tavrım vardır ve bundan sonra da olacaktır. Bunu da söylüyorum. Herkes net olacak. Kimden yana olduğunu söyleyecek. ‘Sen PKK terör örgütünden yana mısın, yoksa bu milletten yana mısın?’ Bunu açık ve net ortaya koy ve birçok senaryolara da karnımız toktur. Bunu da bilmenizi istiyorum” Basın mensuplarının İstanbul’un metro hattı haritasının daha önce mizah dergilerine konu olduğunu hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Zaten onu biliyorsun ben birçok televizyon programlarında gösterdim. Türkiye’yi biz karayollarını da nereden aldık? Hangi ağlarla donattık, demiryolunu nereden aldık hangi ağlarla donattık? Biliyorsunuz 10. Yıl Marşı’nda geçer, demir ağlarla ördük falan, neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin. Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla şimdi Türkiye’yi biz örüyoruz” diye konuştu. ‘Demir ağlarla biz örüyoruz’ manla, inşallah 22 kilometre uzunluğunda, yerin yaklaşık 40 metre altında bu hattı tamamlıyoruz. Şimdi bu hatta 2.5 dakikada bir araç hareket etmesiyle farklı bir zenginlik geliyor. Bu süre zamanla daha da kısalacak, 1.5 dakikada yani 90 saniyede bir, Kadıköy’den Kartal’a, Kartal’dan Kadıköy’e araç hareket edecek. Günde 1 milyon 266 bin kişinin bu hattı kullanacağını tespit etmiş bulunuyoruz” dedi. Erdoğan, hattın Kartal’dan sonra Yakacık, Pendik, Kaynarca’ya dek uzatacaklarını, bu hattın da yüzde 85’inin tamamlandığını ifade etti. Kartal’dan Üsküdar’ın 35, Yenikapı’nın 47, Taksim’in 55, Otogar’ın 66 ve Hacıosman’ın 79 dakikada ulaşılabilir güzergâhlar haline geleceğini belirten Erdoğan, “Anadolu yakasındaki bu ilk metro hattımızın teknolojik altyapısı aslında bir devrim niteliğinde. KadıköyKartal metro hattındaki trenlerde Makinist olmayacak Amasya’da imam hatip kampanyası MEHMET MENEKŞE SBS sonuçları açıklanırken 10 şampiyon Galatasaray Lisesi’ni seçti Anadolu İHL’lerde boş yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SBS yerleştirme sonuçlarına göre, devlet ve özel okullarda açılan 467 bin 697 kontenjandan 6 bin 371’i boş kaldı. Özel okulların 14 bin 314 kontenjanı için yerleştirme yapılamazken Anadolu imam hatip liselerinde açılan 41 bin 638 kontenjanın tamamı doldu. SBS’de ilk 10’a giren 34 adaydan 20’si devlet lisesini tercih ederken bu adaylardan 10’u Galatasaray Lisesi’ne yerleşti. Milli Eğitim Bakanlığı, ortaöğretim kurumlarına geçiş için yapılan Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yerleştirme sonuçları, öngörülen tarihten 1 hafta önce açıkladı. Devlet ve özel okullar olmak üzere toplam 6 bin 889 okul için 777 bin 96 aday tercih yaptı. Toplam 467 bin 697 kontenjanın 437 bin 874’ü doldu, 6 bin 371 kontenjan boş kaldı. Fen liseleri ve sosyal bilimler liselerinin 15 bin 2 olarak kontenjan sayısının tamamı doldu. 226 bin 900 kontenjan açılan Anadolu liselerinde ise 17 kontenjan boş kaldı. 29 bin 880 Anadolu öğretmen liseleri konEzgi, annesi Bilge Menzi ile birlikte. AMASYA Amasya İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği (AHİMDER) kentin çeşitli yerlerine astıkları afişlerle imam hatip liseleri için kampanya yapıyor. AHİMDER Başkanı Abdulhamit Budak da diğer okullarda suç oranlarının çok yüksek olduğunu ileri sürerek çocukları imam hatibe yönlendirmeye çalışıyor. “20 soruda imam hatipler” başlıklı bir bildiri yayımlayan AHİMDER Başkanı Budak, “İmam hatipte inançlı gençler yetiştirilmektedir. Gençlerimize bu okullarda değerler eğitimi verildiği için kötü alışkanlıklar yok denecek kadar azdır” ifadesini kullandı. ‘Öğretmen açığı var’ itirafı ANKARA (ANKA) Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bakanlığın MEBBİS Norm İşlemleri Modülü verilerine göre alanlar bazında 138 bin 180 öğretmen ihtiyacı bulunduğunu söyledi. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı, 2010 ve 2011 yıllarına ait KPSSP sonucuna sahip atama bekleyen kişi bazında toplam 236 bin 895 potansiyel aday bulunduğunu belirterek, “Atamalar alan bazında KPSSP puan üstünlüğü ve eğitim kurumu tercihleri esas alınarak gerçekleştirilmektedir” dedi. Ezgi, Galatasaray Lisesi’ne gidecek Uluslararası Satranç Yarışması’nda 2. olduğu için eklenen puanı ile SBS’nin şampiyonu olan TED Mersin Özel İlköğretim Okulu öğrencisi Nezihe Ezgi Menzi, 507.424 puanı ile Galatasaray Lisesi’ne yerleşti. tenjanından 165’i boş kalırken, meslek ve teknik ortaöğretim liseleri 139 bin 963 kontenjanından 40’ına yerleştirme yapılamadı. Bu liselerden sanat gibi alanlarında eğitim veren kurumlar için 23 bin 404 öğrenci ise mülakat hakkı kazandı. En büyük kontenjan açığı ise özel okullarda yaşandı. 14 bin 314 özel okul kontenjanına 8 bin 165 öğrenci yerleşti, 6 bin 149 özel okul kontenjanı ise boş kaldı. Ülke genelindeki 450 Anadolu imam hatip lisesinin 41 bin 638 kontenjanı için 41 bin 590 aday asil kayıt hakkı kazandı. 48 öğrencinin mülakat hakkı hazandığı anadolu imam hatip liselerinde boş kontenjan kalmadı. SBS sonuçlarına göre ilk 10’a giren 34 adaydan 20’si devlet okullarını tercih ederken 14’ü özel okullara yerleşti. İlk 10 içinde devlet liselerine giren 20 adaydan 10’unun Galatasaray Lisesi’ni tercih etmesi ise dikkat çekti. Yerleştirme sonuçlarına göre asıl olarak kayıt hakkı kazanan öğrencilerin, 27 Ağustos’ta başlayacak kayıt işlemlerini 31 Ağustos günü saat 17.00’ye kadar tamamlaması gerekecek. Boş kontenjanlar, 3 Eylül günü saat 08.00’den itibaren ilan edilecek. Yedek kayıt döneminde, boşalan kontenjanlar için yedek listede yer alan sıradaki öğrenciye kayıt hakkı verilmesi işlemi, 12 Eylül saat 17.00’ye kadar sistem tarafından otomatik olarak yapılacak. Yedek listede yer alan öğrencilerden kayıt hakkı kazananlar, Ortaöğretim Geçiş Sistemi internet sayfasından kayıt durumlarını takip edebilecek. TTB’den 600 bin öğrenciye ‘okula başlayamaz’ raporu Hekimliği alet etmeyin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, 66 ay ve üzeri yaş grubundaki çocuklarını okula göndermek istemeyen ailelerin Sağlık Bakanlığı kararı ile kamu ve üniversite hastanelerinden rapor almaya yönlendirilmesi ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte Sağlık Bakanlığı’nın aileleri rapor almaya yönlendirmesinin sonucunda “bazı raporlarda gelişimsel bozukluk tanısının bile yer aldığını” bildiren Aktan, “Çocuklarımızı ‘bedenen veya zihnen gelişmemiş’ diye damgalamak ve bakanlıkların aileleri buna zorlaması en hafif deyimiyle büyük haksızlıktır. Çocuklarımızın gelişimleri normaldir. Anormal olan bilim dışı biçimde erken okula başlamaya zorlanmalarıdır” dedi. 6672 ay arası çocuk sayısının yaklaşık 600 bin olduğunu dile getiren Aktan, TTB olarak, bu 600 bin çocuğa sembolik “okula başlayamaz” raporu verme kararı aldıklarını söyledi. Aktan, “Bu rapor sistemin kendisinedir. Resmi bir rapor değildir. Burada veliler mutlaka sorumluluk almalı. Çocuğunu okula göndermeyen velilere para cezası verileceği söyleniyor. İstediğiniz raporsa buyurun raporunuz budur. ‘Ben raporumu TTB’den aldım’ deyip velilerin bu hakkını kullanması gerekiyor” dedi. Prof. Dr. Aktan, karanlık zihniyetin bütün toplumu kendi gerici dünya görüşü doğrultusunda yukarıdan aşağıya şekillendirdiğini, çocuklarımızın geleceğini karartmaya çalıştığını belirterek, “İktidar, dindar ve kindar nesil yetiştirmek için, henüz oyun çaProf. Dr. Aktan ğındaki çocuklarımızı okula başlamaya zorluyor. Çocukların ruh ve beden sağlığından sorumlu Sağlık Bakanlığı da Milli Eğitim Bakanlığı’nın yardımına koşuyor. Toplum mühendisliği; Sağlık Bakanlığı’nın işi değildir, hekimlik mesleğini kendi ideolojik, politik amaçlarınıza alet etme çabanızdan vazgeçin, çocuğunu erken yaşta okula göndermek istemeyen anne babalara zorluk çıkarma, raporları düzenleyecek olan hekimler üzerinde psikolojik baskı kurma tutumunuza son verin” ifadelerini kullandı. Aktan sözlerine “Bizler, mesleki bilgi ve birikimimizi binlerce yıldan süzülüp gelen hekimlik vicdanımızın rehberliğinde, her zaman için çocuklarımızın yararına kullanacağız. Ve bilinsin ki çocuklarımızı ‘dindar ve kindar’ nesil yetiştirmek emellerine alet etmek isteyenlere karşı doktor amcalara ve teyzeleri umudumuzun çiçeklerinin hep yanında olacak!” ifadeleri ile son verdi. Şahin: Camiyle okul barışmalı GAZİANTEP (AA) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, “Cami ve okulu barıştırmak durumundayız. İkisinin de birbirinin tamamlayıcısı olduğunu artık yaşamak ve yaşatmak durumundayız” dedi. Gaziantep’te Yeşilkent Camisi’nin açılışına katılan Şahin, camilerin önemli bir eğitim kurumu olduğunu belirterek “Bugün modern ve çağdaş dünya, kendi sorunlarını çözemiyorsa, çarenin nerede olduğu belli” dedi. Şahin, “O yüzden okullarımızda çocuklarımızı yetiştireceğiz. Teknolojiyi, bilgiyi en son noktaya taşıyacağız. Ama beraberinde yüksek ahlaklı bir nesli de yetiştirmek durumundayız. Cami ve okulu barıştırmak durumundayız. İkisinin birbirinin tamamlayıcısı olduğunu artık yaşamak ve yaşatmak durumundayız” ifadesini kullandı. Bakanlıktan yapılan açıklamada Şahin’in ifadelerine farklı anlamlar yüklenmemesi istenerek konuşmada “çocuklarımız için bilgiyi en son noktaya taşımanın yanı sıra çocuklarımızın temel değerlerimize bağlı olmalarının önemine” vurgu yapıldığı savunuldu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle