25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 AĞUSTOS 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER 9 İstifa eden Annan’ın yerine gelecek Suriye özel temsilcisinin görüşüleceği toplantı gerekçe açıklanmadan ertelendi Arap Birliği toplanamadı Dış Haberler Servisi Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde dün yapılması planlanan Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısı ertelendi.Toplantıda, Suriye’deki gelişmeler ve istifa eden Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği’nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın yerine getirilecek isim görüşülecekti. Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Ahmed bin Hilli gazetecilere yaptığı açıklamada, toplantının ileri bir tarihe ertelendiğini bildirdi ancak yeni bir tarih vermedi. Bin Hilli, toplantının ertelenme gerekçesini de açıklamadı. Önceki gün Suriye krizini görüşmek için Türkiye’ye gelen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da Cidde’ye gitti. Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısının Clinton’ın Cidde ziyareti nedeniyle ertelenmiş olabileceği belirtiliyor. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) yargılanmasını istedi. Westerwelle, Almanya’da yayımlanan Bild am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada, devÖzgür Suriye Ordusu militanları Halep’in Selahaddin bölgesindeki çatışmalarda Suriye ordusuna roketatarlarla karşılık veriyor. (Fotoğraf: REUTERS) Eski Suriye Başbakanı Riyad Hicab’ın görevini bırakıp muhaliflere katılmasının “erozyonun iktidarın merkezine ulaştığını” gösterdiğini belirten Westerwelle, Rusya ve Çin’in Esad’a desteklerini çekmemeleri ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde engelleyici tutumlarını sürdürmeleri halinde ağır sorumluluk taşıyacaklarını savundu. Suriye’nin başkenti Şam’da çatışmaların sürdüğü bildirilirken, Suriye devlet televizyonu, “teröristlerin” Şam’da Merkez Bankası yakınlarında bir bombalı saldırı düzenlediğini çevreye rasgele ateş açtıklarını duyurdu. Hama, Halep ve Humus kentlerinden de çatışma haberleri gelmeye devam ediyor. Kürdistan Gerçekleşmeden Bölge Ülkelerine Rahat Yok mu? Kürt sorunu bir boyutu ile “insan hakları ve katılımcı demokrasi” ile ilgilidir. Madalyonun diğer yüzünde ise Kürdistan’ın Batı tarafından kurdurularak kullanılması boyutu vardır. Kürdistan’ı gerçekleştirmek isteyen küresel güçlerin bölgede, demokrasi ile bir ilgileri yoktur. Onlar için önemli olan yandaş ve kontrol edilebilir bir Kürdistan’ın Ortadoğu’da kullanılmasıdır. Kürdistan’ın gerçekleştirilmesi ABD, İsrail ve bazı Avrupa büyükleri için çok önemli. Sadece İran, Araplar ve Türkiye üzerindeki etkileri açısından değil, Çin ve Rusya’ya karşı bölgede kullanılması yönünden durum çok kritiktir. Dolayısıyla, Kürdistan’ın kurdurulması yalnız bölgesel değil küresel güç dengeleri açısından önem taşıyor. Zaten günümüzde küresel dinamikler ile Ortadoğu’nun bölgesel dinamikleri iç içe geçmiş bulunuyor. Küresel güçler açısından İslami boyut bile, Kürdistan’ın gerçekleştirilmesi için kullanılabilmektedir Yangın Yayladağı’na sıçradı rilmesi halinde Esad’a ne olacağının sorulması üzerine, “En iyisi Esad’ın UCM’de yargılanması olacak” dedi. Westerwelle, “Ölümler duracaksa Esad gönüllü olarak ülkeden ayrılabilir. Bu durumda yargılanması benim için birinci öncelik değil. Gerçi bu benim adalet anlayışıma aykırı bir durum ama her şeyden önemlisi Suriye’de ölümlerin durdurulması ve demokratik bir gelecek kurulması” diye konuştu. Westerwelle, Suriye’ye askeri müdahaleye karşı olduğunu, bunun sorunları azaltmak yerine artıracağını, dışarıdan müdahalenin “yangını genişletme tehlikesi” bulunduğunu söyledi. İki gündür silah ve top seslerinin duyulduğu Suriye’nin Kesep Sınır Kapısı yakınlarında dün öğle saatlerinde kızılçam ağaçlarının yoğun olduğu ormanlık alandan dumanlar yükselmeye başladı. Rüzgârın etkisiyle alevler kısa sürede genişleyerek Yayladağı Sınır Kapısı yakınlarından Türkiye tarafına sıçradı. Yetkililer, Türkiye’deki yangının akşam saatlerinde kontrol altına alındığını belirtti. ‘UCM’de yargılansın’ 1990 sonrası hızlandı Kürdistan konusu son yüzyıl içinde hep vardı ama 1990’dan sonra ivme kazandı. Bu Ortadoğu’yu denetim altına alma kavgası idi; Batı (ve ABD) hem taraftı hem de kendi içinde ABD, AB, İsrail rekabeti bulunmaktadır. Rusya ve Çin bölgeyi Batı’ya (ve ABD’ye) tamamen kaptırmak istemiyorlar. ABD, İsrail ve bazı AB büyükleri BOP adı altında bunu gerçekleştirmeye karar verdiklerinde Kürdistan ve İslami boyut koçbaşı görevini üstlendiler. Kürdistan, “İran, Araplar ve Türklerin yanına bir dördüncü boyut getiriyor”. Ilımlı İslam adı altında Batı politikalarına destek verecek ikinci boyut da ortaya çıkarılıyor. Müslüman Kardeşler Kürdistan’la birlikte oyuna dahil oluyorlar. TÜRKMENLER ANLATIYOR ‘Annan sonrası saldırılar arttı’ AKIN BODUR YAYLADAĞI Suriye’de “Bayır” diye adlandırılan bölgede, Lazkiye yöresinde yaşayan Türkmenler, Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği’nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın görevini bırakması sonrası, BayırBucak bölgesindeki saldırıların artarak yoğunlaştığını savundular. Yayladağı’nın sınır köylerinden birinde kalan 55 yaşlarındaki Ahmet Mılla Hasan, savaşmak üzere Suriye’ye yeniden döneceğini söylüyor. Çocukları ve yeğenleri konuşmasını, o da fotoğrafının alınmasını istemiyor. Konuşmaya da “basın kartını” görmesi sonrası başlıyor. Önce adını vermek istemiyor, ama sonra söylüyor; Ahmet Mılla Hasan. Hasan, “Türkiye’ye gelmek, ailemi getirmek zorunda kaldım. Ama silahımız olsaydı, toprağımızı, evimizi terk etmezdik. Saldırılar karşısında kendimizi savunamadığımız için, silahımız olmadığı için gelmek zorunda kaldık” dedi. Türkiye ve Kürdistan 1980’li yıllardan itibaren Türkiye’deki yönetimler açıktan evet demeseler bile Kürdistan’a göz kırpmaya başladılar. İlk adımı Özal attı; “ABD bunu dayatıyorsa, karşı çıkmanın anlamı yok, Türkiye de işin içinde olsun” zihniyeti yavaş yavaş örtülü bir biçimde yaygınlaştı. Bazı siyasal partilerin ve TSK’nin karşı çıkışları rahatsızlık yaratıyordu; bu gibi engeller bertaraf edilmeliydiler. Türkiye’de Cumhuriyetin değerlerine, Atatürkçülüğe ve Lozan’ın kazanımlarına arka çıkanlar ise yoldaki diğer engellerdi. 1990’lı ve 2000’li yıllar, Kürdistan ve Ortadoğu’nun yeniden yapılandırılmasının önündeki engellerin temizlenmesi ile geçti. Bugün gelinen noktada, Kürdistan’ın artık kaçınılmaz olduğuna inanan oldukça geniş bir kesim oluşturuldu. Irak’ta ayrışma ve bölünme fiilen ortaya çıktı. Suriye’deki gelişmeler, durumun Irak’takine benzer bir biçimde gittiğini gösteriyor. Türkiye’de kamuoyunu hazırlama görevini üstlenenler oldukça ilerlemiş durumda. Ayrıca Güneydoğu’daki çatışmalar ve kimi açık siyasi talepler olağanlaşmış görünüyor. Sanki insanın, “Kürdistan gerçekleşmeden bölge insanlarına huzur yok” diyesi geliyor. Acaba durum gerçekten böyle mi? Kürdistan konusundaki fiili gelişmelerin, “kimi çevreler tarafından pek görülmek istenmemesi” bana ilginç geldi. Nedenini henüz anlamış değilim. TÜRK ORDUSUNU İZLEME SUÇLAMASI Felaket büyüyor İsrailli gazeteci gözaltına alındı Dış Haberler Servisi İsrailli gazeteci Roee Ruttenberg’in, Türkiye’de Suriye sınırına yakın bir bölgede “Türk ordusunu izlediği” gerekçesiyle gözaltına alındığı bildirildi. İsrail’de yayımlanan Yedioth Ahronoth gazetesinin internet sitesine göre, ABD pasaportu da taşıyan 34 yaşındaki Ruttenberg önceki gün, başında bulunduğu televizyon ekibiyle “Kuzey Suriye’nin Kürt bölgesindeki iktidar boşluğuna” ilişkin haber yaptığı sırada gözaltına alındı. Habere göre, ABC News, CCTV News ve El Cezire için de çalışan Ruttenberg, “Türk polisinin, bölgedeki Türk ordusunun hareketlerini belgelediği kaygısıyla ekibinin elektronik cihazlarını kontrol ettiğini” belirtti. Ruttenberg’in eposta yoluyla iyi olduğunu ve kendisine iyi muamele edildiğini bildirdiği de öğrenildi. Ruttenberg’in ekibindeki fotoğrafçı ve ses elemanının Türk olduğu belirtildi. İran’ın kuzeybatısını önceki gün vuran iki depremde ölenlerin sayısı 250’ye çıkarken, yaralı sayısı 2 bini aştı. Tebriz ve Ahar kentleri yakınlarında meydana gelen 6.4 ve 6.3 büyüklüğündeki depremlerin ardından bölgede 55’ten fazla artçı deprem yaşandığı bildirildi. İran’ın Fars haber ajansı, Doğu Azerbaycan eyaletini vuran depremlerin merkez üssünde yer alan Eher, Verzegan ve Heris ilçelerine bağlı 110 köyün tamamen ya da kısmen tahrip olduğunu duyurdu. Deprem bölgelerinde arama kurtarma çalışmaları sürerken, artçı sarsıntılar nedeniyle halka evlerine dönmeleri uyarısı yapıldı. İran Kızılayı evleri yıkılan kişiler için Tebriz kentinde bir stadyumu tahsis ederken, afet bölgesine binlerce battaniye, çadır ve tonlarca gıda sevk edildi. Türk Kızılayı depremzedeler için İran sınırına acil yardım malzemesi yollandığını duyururken, Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da her türlü yardım için Türkiye’nin hazır olduğu bildirildi. (Fotoğraf: AFP) Sina’da büyük operasyon Dış Haberler Servisi Mısır ordusunun dün Sina Yarımadası’nda başlattığı geniş çaplı operasyonda, 7 kişinin öldürüldüğü, 3 askerin de öldüğü bildirildi. Yetkililer, Sina’ya gönderilen takviye birliklerin Refah yakınındaki üç bölgede konuşlandığını duyurdu. Operasyonun, Mısır ile Gazze Şeridi arasında geçişi sağlayan Refah sınır kapısına giden yoldaki çatışma haberlerinin ardından geldiği bildiriliyor. El Mısri el Yavm gazetesinin bir haberinde ise Sina Yarımadası’ndaki El Gura köyünde İslamcı militanlara ait olduğu iddia edilen bir evin füzeyle vurulduğu ve saldırıda 7 kişinin öldüğü belirtildi. Geçen hafta militanların İsrail sınırı yakınındaki saldırılarında 16 sınır muhafızı öldürülmüştü. İki kritik isim görevden alındı Haber Merkezi Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, sürpriz bir karara imza atarak Yüksek Askeri Konsey Başkanı ve Savunma Bakanı Hüseyin Tantavi ile Genelkurmay Başkanı Sami Annan’ı emekliye sevk etti. Tantavi ile Annan’ın cumhurbaşkanı müsteşarı olarak atandıkları, Abdulfettah Sisi’nin Savunma Bakanlığı’na, Sıdkı Subhi’nin de Genelkurmay Başkanlığı’na getirildiği bildirildi. Mursi, Sina Yarımadası’nda 16 Mısır güvenlik görevlisinin öldüğü saldırının ardından bölgedeki bazı askeri yetkilileri görevden almıştı. ‘DÖNERCİ CİNAYETLERİ’ SORUŞTURMASI TC HASSA (HATAY) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2012/74 Davacı BOTAŞBoru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. tarafından Hatay ili, Hassa ilçesi, Ardıçlı köyü Fatih Mahallesi 215 ada 12 parsel sayılı Fatma Küçük, Gülüzar Göçer, Mustafa Ateş, Ali Ateş, Haydar Ateş, Kadir Kocacık, Hüseyin Kocacık, Şerif Kocacık, Mehmet Kocacık, Fatma Bayram, Ayşe Bayram ve Emine Kocacık’a ait taşınmazların belirlenen 758.57 m2’lik kısmında MÜLKİYET kamulaştırması yapılmış olup, Kamulaştırma Kanunu’nun 10. Maddesi gereğince kamulaştırma bedellerinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı BOTAŞBoru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. adına tapuya tesciline karar verilmesi Mahkememizden istenilmiştir. Bu taşınmazlardaki hak sahiplerinin ve 3. kişilerin tebliğden itibaren 30 gün içerisinde Kamulaştırmanın iptali için İdari Yargıda ya da maddi hataların düzeltilmesi için Adli Yargıda dava açabilecekleri, açılacak davada husumetin kamulaştırmayı yapan BOTAŞBoru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’ye yöneltileceği, bu süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın bedellerinin yargılama sırasında hak sahipleri adına Ziraat Bankası Hassa Şubesine yatırılacağı, ilgililerin davaya ve taşınmazların değerine ilişkin bütün savunma ve delillerini de tebliğden itibaren 10 gün içerisinde Mahkememize yazılı olarak ibraz etmeleri gerektiği 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince ilanen tebliğ olunur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 50837) Neonaziler bir polis öldürmüş BERLİN (AA) Almanya’da Türkleri öldüren “Nasyonalsosyalist Yeraltı” (NSU) terör hücresinin, kadın polis Michele Kiesewetter’i öldürdüğü kesinleşti. Almanya’da yayımlanan Der Spiegel dergisi, NSU mensuplarının kaldığı evde bulunan bir pantolondaki kan izlerinde Kiesewetter’in DNA’sının tespit edildiğini yazdı. Derginin haberinde, pantolonun ceplerinde bulunan kâğıt mendillerde de net bir şekilde, katillerden Uwe Mundlos’un DNA’sına rastlandığı belirtildi. Federal savcılığın bir sözcüsü, soruşturmanın sürdüğü gerekçesiyle ayrıntılı bilgi vermek istemedi, ancak Kiesewetter’in NSU tarafından öldürüldüğünün büyük ölçüde ispatlandığını söyledi. “Dönerci cinayetleri” olarak bilinen olaylarda 8 Türk ve 1 Yunanlı öldürülmüştü. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle