23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 AĞUSTOS 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 11 Yurtdışında da büyüyen İş Bankası, Batum’da şube açarak bölgesel güç olma yolunda bir adım daha attı Bizde yürek mangal gibi ? Suriye’deki gelişmeler, İran’la gerginleşen ilişkiler ve Şemdinli olaylarının yatırımcıya getirdiği riskleri değerlendiren İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince, “Bizde yürek Selanik değil, mangal gibi. Neden korkacakmışız. Yakında Yüksekova’ya şube açacağız” diyerek teröre meydan okudu. HASAN ERİŞ ‘Günahtır’ Demokrasisi! Demokratik bir ülkede sorunların çözümü nasıl sağlanır? Yanıt açık: Siyasi iktidarın üzerinde toplumsal demokratik baskı oluşturarak. Bu noktada siyasi muhalefetin etkinliği önemliyse de gerçek demokrasilerde gücü, yasama, yargı ve yürütmeden hemen sonra gelen medyanın çok ayrı bir yeri ya da üstün konumu vardır. Hak ve özgürlüklerin gerçekten bekçisi olmak, medyanın varlık nedenidir. ??? Bilinen bir gerçektir ki, medya sermayesi son yıllarda artan bir hızla AKP’lileşiyor. Medya sermayesinin bu yönde el değiştirmesi süreci, sektörün, özgür basın anlayışından hızla uzaklaşacak biçimde yeniden yapılanmasına yol açıyor; çok sayıda köşe yazarı, yorumcu ve diğer çalışanların işten çıkarılması ya da özgürce çalışamaz duruma gelmiş olmaları, hiç kuşkusuz basın özgürlüğü açısından başlı başına bir yıkımdır. Ancak yıkım bununla kalmıyor, ortam, medyada çalışmaya devam edenleri kaçınılmaz olarak çok olumsuz etkiliyor; bunların korku içinde kalmaları ve ister istemez kendi kendilerini sansür etmeleri sonucunu veriyor. Yüzden fazla gazetecinin yıllarca tutuklu tutulması da eklenince özgür basın yok oluyor; demokrasinin dördüncü ayağı ta yukarısından, kalçadan kesilmiş oluyor. ??? Gerçekte AKP’lileşme kültürünün yerleştirilmeye çalışılması ilk doğal meyvelerini veriyor. Medyada Arapça ve Farsça sözcüklerin kullanımı hızla yaygınlaşıyor. Yarışma programlarına varıncaya dek TV kanallarında Arapça ve Farsça sözcükler geçmişe göre daha çok kullanılıyor. Toplumsal kültür Arapça ve Farsça yönünde evrildiğinden kişiler de bu sözcükleri öğrenmek zorunda kalıyor; birikimli bir kültürel dönüşüm süreci oluşuyor. Anımsanacağı gibi, aylar önce Başbakan bu konudaki duyarlılığını vurguluyordu. Kültürel gidiş, dilin ötesine geçiyor, geçmişe dönme özlemlerine olanak veriyor. Kimi TV yorumcuları, Cumhuriyetle gelen kesintiden söz ediyor. Latin alfabesinin kabulüyle çok büyük bir kültürel kopukluk yaratıldığı ve bu kopukluğun giderilmesi gerektiğini ısrarla dile getiriliyor. AKP’ye en büyük “demokratik” meyve ise yine köşe yazarı ve TV yorumcularından geliyor. Medya iktidara gerçek demokrasilerde olması gerektiği gibi, yani, “siz demokratik bir ülkenin seçimle işbaşına gelmiş başbakanı ve diğer yöneticileri, yaptıklarınızın ya da yapmadıklarınızın hesabını sürekli olarak vermek zorundasınız” içeriğiyle yaklaşamıyor. Medya, iktidarı hesap vermeye hiç ama hiç zorlayamıyor. Tersine, Başbakan medyayı sürekli suçluyor ve ilginçtir artık o medyadan hesap soruyor! Bu birlikteliğin bir sonucu olarak, şu yapılsın, bu yapılmasın türü iriliufaklı her sorunun çözümü için Başbakan’a başvuruluyor. Ancak, Başbakan’dan istekler, inşallah, maşallah gibi yaygın dileklerin çok ötesine geçiyor; dinsel içerikli yalvaryakar biçiminde oluyor; yapmayın, etmeyin diye başlıyor, yazıktır, günahtır, noktalarına taşınıyor! “Şükürler olsun”; medya sermayesinin el değiştirmesinin ve kültürel dönüşümün bir sonucu olarak demokrasimiz, sorumlulukların sonuçlarını ve sorunların çözümünü Başbakan üzerinden öbür dünyaya havale eden bir aşamaya ulaşmış bulunuyor! BATUM Bölge ülkelerindeki rolünü ve ağırlığını giderek yoğunlaştıran Türkiye İş Bankası, son atağını Gürcistan’ın Acara Özerk Cumhuriyeti başkenti Batum’da da bir şube ve Batum Havaalanı’nda bir şanj bürosu açarak yaptı. Açılış nedeniyle verilen resepsiyon sonrasında İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ile birlikte gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suriye’deki gelişmeler, İran’la gerginleşen ilişkiler ve Şemdinli olaylarının yatırımlar ve bankacılık açısından bölgeye getirdiği riskler konusunda ne düşündükleri sorulan Özince, “Bizde yürek Selanik değil, mangal gibi. Neden Korkacakmışız. Yakında Yüksekova’ya şube açacağız” diyerek teröre meydan okudu. Bu sorunun kendilerine Gürcistan’da da sorulduğunu belirten Özince şöyle devam etti: “Kafkaslar da bir dönem volkandı, şimdi uyuyor. Kaldı ki bugün Ortadoğu’daki risklerimiz Avrupa’dakinden daha az. Elbette ülkemizi ilgilendiren her konu bizi de ilgilendirir. Ama böyle şeyler var diye işimizi yapmayacak değiliz. Biz Kurtuluş Savaşı’nın bankasıyız. Cumhuriyeti kuran iradenin kurduğu Türkiye’nin ilk özel teşebbüs bankasıyız. Bizim sermayemizde bu irade var. Sermayedarlarımızın mangal gibi yüreği var. Biz, feşmekân banka gibi değiliz. Onlar gibi Türkiye’deki işlere tali işler gibi bakmayız. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda camın arkasına para yığmış ve güven telkin etmiş bir bankayız. Biz bankayız, banka olmaya da devam edeceğiz. Bu tür riskler bize vız gelir.” 1197 şubeli bir banka olduklarını ve yakında Yüksekova’da bir şube açacaklarını açıklayan Özince, “Tası tarağı toplayacak değiliz. Diyarbakır’da en fazla kredi artıran bankayız. 15 ilde ticari kredide birinciyiz. Erbil’e kim gider? Elbette biz gideceğiz” dedi. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali de Batum şubesinde Türk ve Gürcü ortaklı firmalara yönelik kurumsal ve ticari bankacılık ağırlıklı bir hizmet verileceğini, ayrıca bireysel bankacılık hizmetlerinin sunulacağını söyledi. YURTDIŞINDA Bali’nin verdiği bilgilere göre; buraATAKTA daki iş hacmi, biraz varlıklı bir Anadolu İş Bankası gekenti gibi. Ülkede çen yıl Rusya’da 200’ün üstünde banka almış adını Türk yatırımcı İşbank Rusya olarak var. 1.5 milyar değiştirmişti. Burada dolar seviyehalen 6 şube ve 9 bağsinde yatırım lı şube ile faaliyette. mevcut. GürBankanın yüzde 100 işcistan uluslartiraki İşbank AG’nin arası iş yapma 12’si Almanya’da, kalitesi açısınFransa, Hollanda, İsdan üst seviyeviçre ve Bulgarisde. Bürokratik tan’da toplam 16 şukolaylıklar yabesi var. Ayrıca bancı sermaye KKTC’de, Londra, açısından kolayBahreyn ve Erlaştırıcı. Tüm bil’de şubesi, onay ve lisanslar Çin’de ve Mısantralize edilmiş dusır’da temsilrumda. Bu kolaylıklar, cilikleri özellikle Acara’yı yatırım var. için cazip hale getiriyor. ‘Özel sektörü yurtdışında da destekliyoruz’ İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince ve İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen İş Bankası Batum Şube’sinin açılışına Acara Özerk Cumhuriyeti Başbakanı Levan Varşalomidze ile Batum Başkonsolosu Engin Arıkan da katıldı. Açılış öncesi resepsiyona da katılan Varşalomidze, ziyaret boyunca heyetle birlikte oldu. Gürcistan Devlet Başkanı Mikhail Saakaşvili de, heyet üyeleriyle bir öğle yemeğinde buluşarak sohbet etti. Açılışa konuşan Adnan Bali, “Özel sektörü yurtdışında da destekliyoruz” dedi. Bugün Türkiye, Gürcistan’ın en büyük ticari ortağı. KONUT SEKTÖRÜNDE Türkiye’nin Gürcistan’ın topRİSK GÖRÜNMÜYOR lam dış ticaretindeki payı yüzde 16.2, son 5 yılda topErsin Özince ve Adlam 525 milyon dolarlık nan Bali, konut sektörünyatırımla tüm yabancı de risk görmediklerini belirtyatırımlar içindeki payı ti: İstanbul’da konut sektörünyüzde 8.7. Son dö de bir duraklama var, ama bunu nemdeki HES yatırımAvrupa ve Amerika’daki emlak ları dahil, Türk mütesorunu ile karıştırmamak lazım. ahhitlerinin bu ülke Bizde gayrimenkul sadece yatırım de üstlendiği 83 proamaçlı değil, ihtiyaç amaçlı alınıjenin tutarı 1 milyar yor. Mortgage krizine benzer bir doların üzerinde. kriz olma ihtimalini görmüyoruz. İranlı turist sayısı yüzde 40 azaldı Ekonomi Servisi Türkiye’ye en çok yabancı turist gönderen ilk 10 ülkeden biri olan İran’dan gelen turist sayısı yılın ilk yarısında yüzde 39.6 oranında azalırken, Suriye’den gelen turist sayısı yüzde 35.25 oranında geriledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre, OcakHaziran döneminde Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen 10 ülkeden 6’sında gerileme yaşandı. İran’dan gelen turist sayısı 553 bin kişiye, Fransa’dan gelen turist sayısı yüzde 17.3, Yunanistan’dan gelen turist sayısı yüzde 5.7, İngiltere’den gelen turist sayısı yüzde 7.3, Suriye’den gelen turist sayısı yüzde 35.2 azaldı. Türkiye’yi ziyaret eden 12 milyon 723 bin 978 yabancıdan yüzde 15.1’i Almanya’dan geldi. Alman sayısı yüzde 0.4 artışla 1 milyon 924 bin 108 kişi oldu. Suriye’ye ihracat dibe vurdu Antakya Ticaret Borsası ve TOBB Yönetim Kurulu üyesi Kuseyri: 2010’da 2.5 milyar doları bulan satış 300 milyon dolara düştü MEHMET ALİ SOLAK HATAY Antakya Ticaret Borsası Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Ali Kuseyri, Suriye’ye 2010’da yapılan 2.5 milyar dolarlık ihracatın, bu yıl 300 milyon dolara gerilediğine vurgu yaptı. Özellikle Suriye’ye sınır komşu olan illerdeki ekonomik hareketliliğinin yerini durgunluğa bıraktığını vurgulayan Kuseyri, “Suriye’nin son yıllarda dış ticaretinde önemli kalem oluşturan ürünleri, yaklaşık 800 kilometrelik sınır komşuluğu bulunan Türkiye’den karşılamasıyla, özellikle bu ülkeyle sınır komşuluğu bulanan Hatay, Adana, Mersin, Gaziantep, Kilis ve Mardin kent ekonomilerinde yaşanan ciddi hare ketlilik şu sıralarda tamamen durmuştur. Hatay Havaalanı da yaşanan bu olaylardan nasibini almış, olumsuz etkilenmiştir” dedi. Kuseyri, artan zararlarla ilgili özetle şu bilgileri aktardı: Suriye üzerinden Ortadoğu ülkelerine yapılan taşımacılık durma noktasında. RoRo taşımacılığı yetersiz. Cilvegözü kapısı açık kalmalı, güvenliğin sürdürülebilir olması lazım. Tampon bölgedeki araçlara ve ürünlere sahip çıkılmalı. Kapanan bu kapılar bizim güney, güneydoğu ve doğu illerimizden Suriye ve Suriye üzerinden Körfez ülkelerine yayılan çok büyük bir üretim ve ticaret kapısı durumundaydı. Hükümetin kapattığı sınır kapıları ile Arap ülkelerine örneğin, Ürdün’e gidilebilmesi için Suriye’den 550 km kaydedilirken, aynı yol Irak üzerinden 2000 km’ye çıkmaktadır. Transit taşımacılık da olumsuz etkilendi. Londra’da kazak, ceket, şemsiye ile dolaşıyorduk. Sıcaklıklar bu yıl mevsim ortalamalarının çok altında kaldı. Bodrum (iki haftalığına tatildeyim) ve Türkiye’de de mevsim ortalamalarının çok üzerinde... Mevsimlerde bir gariplik olduğu kesin. ABD’de bir yılda 26 bin sıcaklık rekoru kırılınca, eyaletlerin yarısı kuraklıktan felaket bölgesine dönüşünce (Krupp, Wall Street Journal, 06/08/2012), hem küresel ısınma tartışmaları yeniden yoğunlaştı hem de “şüpheciler” kampından inanmışlar kampına geçişlerle, muhafazakâr kesimleri de kapsayan yeni bir mutabakat oluşmaya başladı. Ancak tartışmanın yaşandığı dönemin, ekonomik demografik özellikleri göz önüne alındığında, bu mutabakatın hem çok geç kaldığını hem de çok yetersiz olduğunu söylemek gerekiyor. üresel ısınma nasıl bir şey? Bilim insanları, atmosfere salınan sera gazlarının, hızla artmakta olan CO2 oranının gezegeni ısıtmakta, bir iklim krizini hazırlamakta olduğunu, 1960’lardan bu yana savunuyorlar, ancak iş çevrelerini, siyasetçileri inandıramıyor, önlem almaya ikna edemiyorlardı. Nihayet, gelmekte olduğu söylenen şey geldi ve kapıya dayandı. Son yıllarda sıra dışı ilkim olaylarına tanık olmaya başladık. Ortadoğu ve Avrupa’da 2003 yılında daha önce görülmemiş bir şiddette sıcaklık dalgası yaşandı. Rusya’da 2010 yılında sıcaklık dalgası, kuraklık 13 milyon hektarlık arazide ürünü yok etti (Bloomberg, 06/08/2012). Bu yıl ABD’de tarım alanları felaket düzeyinde bir kuraklıkla savaşıyor. Türkiye’de de sı K caklıklarda bu yıl olağanüstü bir artış var. Dünyada sıcaklık dalgalarının sıklığı, süresi ve şiddeti giderek artıyor, Doğu Amazon bölgesinde tropik ormanlar giderek çayırlara dönüşüyor, birçok tropik bölgede canlı türleri yok oluyor; Afrika’nın, yağmura bağımlı tarım alanlarında bazı bölgelerde yüzde 50’ye varan kayıplar yaşanıyor; Asya’nın bazı bölgelerinde sel felaketlerine, su baskınlarına ve kuraklıklara bağlı olarak salgın hastalıklarda artış gözleniyor (http://climate.nasa.gov/effects/). Kutuplar, gezegenin geri kalanından iki kez daha hızlı ısınıyor (The Economist, 16/07/2012, Financial Times 05/08/2012). Geçen yıl yapılan bir NASA araştırması buzların hızla erimekte olduğunu ortaya koydu (www.nasa.gov/topics/earth/features/thickmelt.html). Temmuz ayında NASA gözlemleri Grönland’ın buzlarında daha önce görülmeyen oranlarda erime yaşandığını saptadılar (Forbes, 05/08/2012). Arizona Üniversitesi’nden, jeoloji ve iklim bilimleri profesörü Jonathan Overpeck, “İşte küresel ısınma, bölgesel ve kişisel düzeyde böyle bir şey” diyor. Stanford Üniversitesi Carnegie Kurumu’ndan Chris Field’a göre “bugüne kadar hep konuştuğumuz örneklerin hepsinin birden ABD’yi etkilemekte olduğunu görmek çok çarpıcı”. Princeton’dan Prof. Michael Oppenheimer de son yaşananlar için “Küresel ısınmanın nasıl bir şey olduğunu bize gösteren bir ‘Küresel Isınma’, Yeni Mutabakat: (Çok geç, çok yetersiz) Ipencere açtı” diyor (Los Angeles Times, 19/07/2012). ‘Yeni mutabakat’ Küresel ısınmanın nasıl bir şey olduğunu gösteren bu örnekler, özellikle ekonomiyi de etkilemeye başlayınca, düne kadar küresel ısınmayı kuşkuyla karşılayan, iddiaları “solcuların kapitalizme atmaya çalıştığı bir kazık” olarak gören muhafazakâr kesimlerde de bir tutum değişikliği yaratmaya başladı. Bu değişiklik, son haftalarda, yukarıda aktardığım gibi, Wall Street Journal, The Economist, Financial Times, Bloomberg, Forbes, gibi iş çevrelerinin yayınlarına da yansıyor, küresel ısınmayı kabul eden yeni bir mutabakatın oluşmakta olduğu görülüyor. Küresel ısınmaya piyasacı bir çözüm aramak için kurulmuş, muhafazakâr Environmental Defense Fund (Çevre Savunma Fonu) adlı kuruluşun direktörü Fred Krupp’un Wall Street Journal’daki yazısı bu mutabakat üzerineydi. Yazar, John Kasich (Ohio), Chris Christie (New Jersey) gibi Cumhuriyetçi Parti’den eyalet valilerinin, Rubert Murdoch’un, Exxon Mobil CEO’su Rex Tillerson’un artık kü resel ısınma olgusunu bir gerçek olarak kabul ettiklerini aktarıyordu. Bu bağlamda en çarpıcı gelişmelerden biri, Kosch kardeşlerin, iklim değişikliği savlarını yalanlamak için kurdurdukları Berkley Earth Surface temperature Project’in kurucusu, direktörü, Prof. Richard Muller’in New York Times’ta yayımladığı “Bir iklim şüphecisinin dönüşümü” başlıklı denemeydi. Kosch kardeşler ABD’nin en etkili 100 milyarderi arasında sayılıyor. Çay Partisi’ni finanse ediyorlar ve Obama’ya karşı kararlı bir mücadele sürdürüyorlar (Huffington Post, New York Times). Berkeley Earth’ün araştırmasının bulguları, dünyanın yüzey ısısının son 250 yılda 1.5 derece arttığını, bunun 0.9 derecesinin geride kalan 50 yılda gerçekleştiğini gösteriyor. Bu 1.5 derece ve 0.9 derece ilk anda önemsiz görünebilir, ama 12 bin yıl önce sona eren “mini” buzul çağıyla günümüz arasındaki ısı farkı yalnızca 6 derece. Richard Muller, “Öyle görünüyor ki tüm bu artış insanların ürettiği sera gazlarından kaynaklanıyor... Artık şüpheci olmamak gerekiyor” diyor. Geçen hafta, küresel ısınma konusunu yeniden gündeme taşıyan etkenlerden biri de NASA’nın en etkili iklim değişikliği uzmanı James Hansen’in, Makiko Sato ve Reto Ruedy adlı uzmanlarla birlikte hazırlayarak yayımladığı araştırmanın basındaki yansımaları oldu. Araştırma son dönemde yaşanan aşırı sıcaklarla küre Geç ve yetersiz sel ısınma olgusu arasında doğrudan ilişki kuruyor. Dr. Hansen, bu tür aşırı iklim olaylarının 195080 arasında hemen hiç yaşanmadığını, o zaman bu aşırı olayların “300’de bir” olan olasılığının “bugün 10’da bir”e yükseldiğini vurguluyor. Geçen ay “Kapitalist uygarlık Titanic’e benziyor” yazımda aktardığım gibi, bugün CO2 üretimini toptan durdursak bile, sıcaklık bu yüzyılın sonuna kadar artmaya devam edecek. Umutsuzluğu artıran başka nedenler de var. Kapitalist sınıf, WSJ’de yazan Krupp’un, ısrarla vurguladığı gibi bulunacak, çözümlerin daha fazla devlet müdahalesi getirmemesi, piyasa kurallarıyla çelişmemesi konusunda ısrarlı. Bu yüzden bu mutabakatın yararlı pratik sonuçları olacak gibi görünmüyor. Berkeley Earth’ün nihayet kabul ettiği gibi, ısınmaya yol açan CO2 artışı son 250 yılın, hızlanmasıysa son 50 yılın ürünü. Dr. Hansen’in makalesinde vurgulandığı gibi, iklimde bozulma 1980 sonrası bir gelişme. Bu gözlemlerden iki sonuç çıkıyor: Küresel ısınma esas olarak kapitalizmin (SSCB fabrikalarını da unutmadan) ürünü; hızlanmasıysa, aşırı üretim krizinin patlak vermesine paralel tüketimi, üretimi, hızlandırılmış tüketimi dünya çapına finansallaşmayla da destekleyerek yayma (küreselleşme) atılımının ürünü. Krizinden söz ettiğimiz Fordizm, postFordizm (sermaye birikim rejimleri), adı üstünde, yaygın ve yoğun hidrokarbon temelli yakıt kullanımına dayanıyor. Kimsenin henüz bu rejimden vazgeçmeye niyeti yok, zaten serbest piyasa modeli içinde teknolojik ve demografik olarak da olanaklı değil. Çarşamba günü devam ediyorum. 12 su firmasına yeniden izin çıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanlığı, sağlıksız su ürettiği gerekçesiyle isimlerini açıkladığı 15 firmadan, gerekli koşulları yerine getiren 12’sine yeniden üretim izni verildiğini ve “kimseyi karalamadıklarını” açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, bazı basınyayın organlarında, Bakanlığın sağlıksız su üreten damacana markalarını açıklamakta acele ettiği, yanlış sonuç açıkladığı, numunelerin karıştırıldığı, bazı firmaların aklandıkları yönünde haberlerin yer aldığı anımsatıldı. Dolum tesisinde problem olan firmaların saha verilerinin kamuoyu ile paylaşılmadığının vurgulandığı açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bu durum, firmaların sahadan alınan numunelerinde problem olmadığı anlamına gelmemelidir. Dolum tesisinde problem yaşanan firmaların piyasa ürünlerinde de benzer uygunsuzluklar tespit edilmiştir. Hiçbir firmanın ismi listeye yanlışlıkla yazılmamıştır. Bakanlık tarafından tanınan 1 haftalık süre zarfında firmalar alması gereken önlemleri aldıkları takdirde alınan kontrol numunesinin uygun çıkması gayet tabiidir. Bakanlığımız, şimdiye kadar kimseyi karalamaya çalışmadığı gibi şimdi kimseyi aklamaya da çalışmamaktadır.” Açıklamada, 12 firmanın problemini giderdiği için yeniden su üretimine başlamasına müsaade edildiği, 3 tesisin ise faaliyetinin durdurulduğu bildirildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle