10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 TBMM Başkanı Çiçek: Tutuklu vekillerle ilgili kararlar adalete uygun olmalı ‘İnatla değil hukukla’ UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA TBMM Başkanı Cemil Çiçek, KCK sanığı, BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın tutukluluğunun devamı yönünde verilen kararın diğer 7 tutuklu milletvekilinin durumu hakkında belirleyici olmaması gerektiğini belirterek, “Her milletvekilinin durumu ayrı ayrı değerlendirilmeli” dedi. Çiçek, “hâkimlerin inat duygusu içinde değil hak ve hukuka saygı çerçevesinde karar vereceklerine inandığını” vurguladı. Çiçek, geçen hafta düzenlediği basın toplantısında, 3. yargı paketi kapsamında, TBMM adli kontrol Başkanı düzenlemeÇiçek sinde yapılan değişiklikler sonrasında tutuklu vekillerin tahliye edilmeleri beklentisini dile getirerek, “Ümit ederim mahke ‘Her vekil için ayrı inceleme yapılmalı’ TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Faysal Sarıyıldız hakkındaki kararın bu hafta Ergenekon ve Balyoz davalarından tutuklu yargılanan gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal ve MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan ile KCK davasının diğer tutuklu milletvekillerinin tahliye taleplerine ilişkin yapılacak değerlendirmeleri etkilememesi gerektiğini belirtti. Çiçek, “Tutuklu milletvekillerinin davalarına birden çok mahkeme bakıyor. Ergenekon sanığı olanlar var, Balyoz sanığı olanlar var ve KCK sanığı olanlar var. Zaten sıkıntı da burada. Mahkemelerin yapması gereken bu davaların her birinde, her sanığın durumunu ayrı ayrı incelemektir. Hepsinin durumu aynı olmayabilir. Mahkemeler her dosyayı ayrı değerlendirmelidir” görüşünü dile getirdi. Hep Yoksullar Ölür Ölüm, en çok yoksulları seviyor. Ölüm en kolay yoksulları buluyor, yoksulları yakalıyor. Samsun’da su baskını oluyor, kapıcı dairesinde yaşayanlar “boğularak” ölüyor. 2., 3. katta, hatta 1. katta oturanlar kurtuluyor, bodrumda yaşayanlar boğuluyor. Kentsel dönüşüm oluyor, insanlar gecekondulardan yüksek binalara taşınıyor. Dönüşüm yoksulları yine bodrumlara hapsediyor. Ankara’da kaldırımda göçük oluyor, yeni Meclis inşaatında çalışmaya başlamış insanlar ölüyor. Tuzla tersanelerinde patlama oluyor, işçiler ölüyor... Yoksullar köyden kente göç ediyor, yıllarca kot taşlıyor ve sonra silikozis hastası olup ölüyorlar. Erzurum’un Aşkale ilçesinde baraj göletinde devrilen elektrik direğini onarmaya giden 5 işçi, buzlar kırılınca hayatları için yalvararak, bağıra bağıra ölüyor. Zonguldak’ta madenlerde göçük oluyor, işçiler toprağın altında kalıyor. Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde kömür sahasında meydana gelen göçüklerde 11 kişi ölüyor, çoğunun cesetleri bile çıkarılamıyor. Ailelerinin ziyaret edecekleri bir mezar taşı bile yok... Hep yoksullar ölüyor ve sonra onlar “istatistik” oluyor, “sayı” oluyor! İş kazaları, sel felaketleri istatistiklerinde kalıyorlar! Çoğunun adlarını bile bilmiyoruz... Aileleri yaslarını tutuyor, iktidarlar ölümlerine “mazeretler” uyduruyor... meler, Meclis’in verdiği mesajı iyi anlamıştır” demişti. Çiçek’in yanı sıra hükümet yetkililerinin aynı yöndeki değerlendirmelerine rağmen, KCK davasına bakan Diyarbakır Özel Yetkili Mahkemesi, yasa onaylanarak yürürlüğe girmesinden sonra yaptığı değerlendirmede, sanıklardan Sarıyıldız’ın tutukluluk halinin devamına karar vermişti. Belki o zaman kabul edilir.” Çiçek, “Yapılan değişiklik ve verilen mesajlar nedeniyle davalara bakan hâkimler bir inatlaşma duygusu içinde mi hareket edecekler?” sorumuza ise, “Hiçbir hâkim mesleğini inatlaşma duygusuyla yapmaz. Tam tersine hak ve hukuka saygıyla karar vereceklerine inanıyorum” yanıtını verdi. ‘Hak ve hukuka saygı’ ‘Sarıyıldız yine başvursun’ Cemil Çiçek, Faysal Sarıyıldız hakkındaki kararı dün Cumhuriyet’e şöyle değerlendirdi: “Meclis’in mesajının iyi anlaşılması lazım. En içten temennim bu arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmasıdır. Eğer o milletvekilimizin talebi bu kez reddedildiyse ileride belki bir ay sonra tekrar başvururlar yine değerlendirilir. Ellerinde alternatif çoğaldı Meclis’ten çıkan yasa değişikliğinin adli kontrol üzerindeki üst sınırı kaldırmasının önemini vurgulayan Çiçek, “Hâkimlerin önüne birden fazla alternatif koymuş olduk. Yapacakları değerlendirmede elleri daha rahatlamış durumda” diye konuştu. Polis Akademisi Başkanlığı’na yeni atanan Prof. Fındıklı’nın kitabında akıl almaz ifadeler ‘Kadının bebeklisi makbul’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Polis Akademisi Başkanlığı’na yeni atanan Prof. Dr. Remzi Fındıklı’nın geçen yıl kaleme aldığı bir kitabında tartışma yaratacak ifadeler kullandığı ortaya çıktı. Özellikle kadını aşağılayan sözlerin dikkat çektiği kitapta; “Laiklik din dışı bir hayat şeklidir”, “Batı terbiye edilmemiş attır”, “Fakirin aklı olsa, fakir olmazdı”, “Demokrasi vasat insanlar yönetimidir”, “Dinsiz insan dengesiz insandır”, “Erkeğin göbeklisi kadının da bebeklisi makbuldür” gibi ifadeler yer aldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Zühtü Aslan’ı Anayasa Mahkemesi üyeliğine getirmesinden sonra, Polis Akademisi Başkanlığı’na Prof. Dr. Fındıklı, 26 Haziran’da atanmıştı. Devletin güvenlik politikalarının şekillendiği, Emniyet’e uzman kadroların yetiştirildiği Polis Akademisi’ni yöneten Remzi Fındıklı’nın 2011 tarihli “Hasılı Kelam” (Sözün Özü) isimli kitabından tartışma yaratan ifadeler çıktı. Milliyet gazetesinde Tolga Şardan’ın haberine göre akademinin kantininde de satılan kitapta yer alan bazı sözler, konu başlıklarıyla şöyle: Anayasa: Anayasa, gizli bir devlet yapılanmasıdır. Türkiye’de anayasa yok, paşa yasa vardır. Askeri bir anayasa ile ancak asgari bir demokrasi olabilir. Türk anayasaları, daha ilk kabul edildiği gün eskimeye başlar. Türk anayasaları insanları kul, toplumu da potansiyel suçlu sayar. Dürüst medyaya sahip olan ülkelerde askeri darbe olmaz, çünkü darbeleri teşvik ve tahrik eden medyadır. Türkiye’de yargı hukukun değil devrimlerin koruyucusudur. Türk yargısı bağımsız değil bakımsızdır. Kadın: Bal arıdan, kavga karıdan olur. Kadının cihadı, eşiyle güzel geçinmesidir. 15’inde kız ya erde, ya yerde olmalıdır. Tarlayı taşlı yerden kızı gardaşlı yerden al. Fakirlik fikirsizliktir, fakirin aklı olsa fakir olmazdı. Karısını aldatan adam herkesi aldatır. Malı ile cömertlik edenler şerefli, bedeni ile cömertlik edenler şerefsizdir. İşin eve, avradın ere, paranın da ele yakını makbuldür. Cumhuriyet ve devlet: Cumhuriyetin değil hukuk devletinin ilkeleri olur, cumhuriyet eğer kalplerde değil, sadece metinlerde ise çökme yolundadır. Devlete evet, devletçiliğe hayır. Devletçilik, demokrasi ve hukuk devleti dışı tek parti sistemi uygulamasıdır. Derin devlet, gizli devlet, yani askerdir. Devletin derini olmaz, milletin derini olur. Türkiye’de ihtilal kültürü var ama itidal kültürü yoktur. Türkiye’de resmi ideoloji, askerlik yoluyla halka aktarılıyor. Demokrasi: Bürokrasi demokrasinin yabanisidir. Et yiyenler, her zaman ot yiyenlere hükmeder. İslami demokrasi çoğunluğa değil çoğulculuğa dayanmakta İktidara ‘İliştirilmiş’ Gazetecilik! Ankara temsilcimiz Utku Çakırözer geçen hafta bir gazetecilik dersi verdi. İktidara “iliştirilmiş” gazetecilik yapanlar, mesleğin en temel kurallarını hiçe saydılar. İktidar istemedi, patronlar izin vermedi diye Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’la röportaja gidemediler. Neymiş? “Propaganda olurmuş”! Sorularınızı özgürce sorarsanız hani önünde el pençe divan durduğunuz Başbakan Tayyip Erdoğan’a soramadığınız hiç de propaganda falan olmaz. Kamuoyunun “bilgilenme” hakkı ve basının da “bilgilendirme” görevinin gereğini yerine getirmiş olursunuz. Yurttaşlar okur, bilgilenir ve bu bilgiler ışığında özgürce yorumunu yapar. Ayrıca, asıl sorgulanması gereken basının “iktidar propagandası” değil mi? Basının görevi iktidarı sorgulamak, eleştirmektir. Her dönemin muktedirleri karşısında baş eğmek, onların propagandasını yapmak değil! Gazete patronlarının “gazeteci” olmadığı ve “holding patronu”na dönüştüğü zamanlarda gazetecilerin “gerçeği, yalnızca gerçeği” söylemeleriyazmaları kolay olmuyor. Patronların başka “iş”leri olunca, gazetelerinde çalışanların da “iliştirilmiş” gazetecilikten başka seçenekleri kalmıyor... Meslek adına ne hazin günler!.. HOLLANDE AÇIKLADI Yeni Ermeni tasarısı sinyali B.Ç. davasında aldığı 13 yıllık cezası onanan eski PARİS (AA) Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesinin suç sayılmasını öngören yeni bir yasa tasarısını tekrar gündeme getireceğini bildirdi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan, Fransız Haber Ajansı’na yapılan açıklamaya göre Hollande, Fransa Ermeni Dernekleri Koordinasyon Komitesi yetkilileriyle telefonda yaptığı görüşmede, seçim kampanyasında verdiği sözleri tutarak yeni bir yasa tasarısı hazırlığı içine gireceği taahhüdünde bulundu. Hollande’ın, yeni tasarı hazırlanması konusundaki görüşlerinden vazgeçmediği belirtilen açıklamada, yeni tasarının tekrar anayasa konseyinden reddedilmemesi için hazırlık yapıldığı ifade edildi. Hollande’ın bu ay sonuna kadar Fransa’daki Ermeni dernekleri yetkilileriyle yeni tasarının hazırlanması konusunda görüşeceği bildirildi. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşmenin ardından, anayasa konseyinin iptal ettiği yasanın tekrar gündeme getirilmesinin mümkün gözükmediğini söylemişti. Söz konusu yasanın eski Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin döneminde Fransa parlamentosunda kabul edilmesi Türk ve Fransız ilişkilerinde büyük gerginlik yaratmıştı. Vakit gazetesi yazarı 6 yıl daha hapis yatacak Hüseyin Üzmez için Vekillere Yanıt Yok TBMM’nin 4 Temmuz’da sona eren yasama yılının ardından “TBMM 24. Dönem 1. ve 2. Yasama Yılı Faaliyet Raporu” da açıklandı. Rapora göre, Dilekçe Komisyonu’na toplam 8 bin 710 başvuru yapıldı. Komisyona başvuranların 7 bin 732’sini erkekler, 869’unu ise kadınlar oluştururken, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve yurttaşların ortak imzasıyla gönderilen dilekçe sayısı 109 oldu. Toplu imzalı dilekçelerdeki imza sayısı yaklaşık 213 bin olarak belirlenirken, başvuru yapılan iller arasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli, yüzde 27 oranıyla birinci sırada geldi. Başvurularda Tunceli’yi, yüzde 18.61 oranıyla İstanbul, yüzde 7.61 oranıyla Ankara ve yüzde 6.41 oranıyla Elazığ izledi. Komisyona en az başvuru yapılan iller sırasıyla Çankırı, Kilis ve Kars oldu. Başvuruların yüzde 23’ünü kişisel istek ve şikâyetler oluştururken, bunu yüzde 21 oranıyla kamu kurumlarından şikâyet, yüzde 11 ile sosyal güvenlik işlemleri, yüzde 9 ile personel işlemleri ve yüzde 8 ile adalet ve güvenlikten doğan şikâyet konuları izledi. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu da 2 bin 800 bireysel başvuru yapıldı. TBMM’nin denetim faaliyetleri kapsamında ise 24. dönemde sözlü ve yazılı olarak toplam 11 bin 318 önerge verildi. TBMM’ye sunulan önergelerin yalnızca 2 bin 792’sine süresi içinde yanıt verilirken süresi geçtikten sonra yanıtlanan ve yanıtlanmayan toplam önerge sayısı ise 8 bin 526 olarak ortaya çıktı. TBMM’ye 2 bin 177 sözlü soru önergesi verilirken 451 önergeye genel kurulda yanıt verildi. 8 önerge geri çekilirken, 174 önerge ise içtüzüğe uygun olmadığı gerekçesiyle iade edildi. Yanıt verilmeyen sözlü soru önergesi sayısı 1445 oldu. TBMM Başkanlığı’na verilen yazılı soru önergelerinin sayısı ise 9 bin 141 olarak belirlendi. 2 bin 341 önerge süresi içerisinde 3 bin 470 önerge ise süresi geçtikten sonra yanıtlandı. 150 yazılı önerge içtüzüğe uymadığı gerekçesiyle iade edilirken, 1770 önerge yanıtlanmadı. Yanıt bekleyen 1406 önerge var... yakalama emri BURSA (Cumhuriyet) Yargıtay 14. Ceza Dairesi, eski Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’e Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 13 yıl 1 ay 15 günlük hapis cezasını onadı. Üzmez’in, beraat ettiği “kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” suçundan yeniden yargılanmasına karar verildi. Üzmez hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Üzmez görüldüğü yerde tutuklanacak. Bursa’da B.Ç. isimli 12 yaşındaki kız çocuğuna yazlığında cinsel istismarda bulunmak suçlamasıyla gözaltına alınan ve tutuklanan Hüseyin Üzmez, yaklaşık 4 yıllık yargılamanın sonunda cinsel istismardan 13 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası almış, hürriyeti tahdit suçundan B.Ç’nin annesi Livaze Ç’yle birlikte beraat etmişti. Üzmez, yakalandığında onanan cezasından sonra yaklaşık 6 yıl daha cezaevinde yatacak. Ayrıca “kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” suçlamasıyla da aynı mahkemede yargılanmaya devam edilecek. Üzmez hakkında, 2 yıl önce aynı ceza verilmiş, Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Bursa Barosu ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun temyizi üzerine cezayı usulden bozmuştu. Üzmez ile birlikte L.Ç’nin annesi yeniden yargılanmaya başlanmıştı. Üzmez’in cinsel istismarına uğrayan B.Ç’nin istismardan ruhen ve bedenen zarar görmediğine yönelik Adli Tıp Kurumu’nun bir raporuna dayanılarak Hüseyin Üzmez tahliye edilmiş, itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu B.Ç’nin zarar gördüğüne yönelik raporu üzerine yeniden tutuklanmıştı. Sağlık sorunlarını gerekçe gösteren Üzmez, tutuksuz yargılanıyordu. dır. Demokrasilerde üniforma değil özgürlüğün simgesi olan forma giyilir. Demokrasi bir sağduyu rejimidir, sol kulağını kapatırsan sağduyulu olursun. Laiklik ve din: Dinine sahip ol ki hangi milletten olduğun belli olsun. Dinsiz insan, dengesiz ve densiz insandır. Türk inkılabı kitapsız (dinsiz), aydınları da Allahsızdır.(Peyami Safa). Entelektüel, Türk toplumunda itirazın adıdır. Laiklik, imanın yerine aklı egemen kılmaktır. Laiklik din ile devletin değil devlet ile kilisenin ayrılmasıdır. Müslümanın kocası koç, Müslüman olmayanın kocası hiç olur. Savaşta ölmek kişiyi şehit yapmaz, şehidi şehit yapan inancı ve ölüş sebebidir. Türk olmak kader, Müslüman olmak ise bir takdirdir. Batı: Avrupa gün batımı ve karanlık yer demektir. Avrupa, Hıristiyanlık, akıl ve demokrasidir. Rektör Hıristiyanlıkta doğru yolu gösteren adam demektir. Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül, Mahmut Lıcalı [email protected] C MY B C MY B TBMM tatile girdiğinden köşemiz de tatile giriyor. Yeni yasama yılında buluşmak üzere.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle