28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 TEMMUZ 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Balbay, tahliye taleplerinin gündemde olduğu sırada ‘ilginç’ bir tanığın mahkemeye çağırıldığını söyledi 7 ‘Bu dönemde manidar’ HATİCE TUNCER Gergin Bekleyiş Gölgede ölçülen ısı 32’yi gösteriyor. Üstelik bunaltıcı nem nefes almayı bile güçleştirecek durumda. CHP milletvekilleri Mustafa Balbay, 1223; Prof. Dr. Mehmet Haberal, 1181; MHP milletvekili Engin Alan, 703 gündür demir parmaklıkların arkasında; maviye, yeşile ve kahverengiye hasretler. KCK tutuklularından Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın tutukluluğu 9 ayı doldurmuş! Doğu Perinçek, özge oğlu Mehmet Perinçek’in özgürlüklerini yitireli geçen zamanı hesaplamak bile zor! Kamuoyu, şiddet yöntemine başvurarak özerk bir Kürdistan oluşturmak amacıyla kurulduğu ileri sürülen “gizli” KCK örgütüne üye olduğu savı ile tutuklanmamış olsaydı, Prof. Ersanlı Barış ve Demokrasi Partisi’nin Türk kökenli belki de tek üyesi olduğunu açıklamak gereğini duymayacaktı. BDP’nin de tıpkı AKP, CHP, MHP gibi TBMM’de grubu da bulunuyor. Tutuklanması, üyesi olduğu partinin sadece Kürt kökenlilere değil, her yurttaşa açık olduğunu göstermeye vesile olmuş! Görüyorsunuz ki bu temmuz sıcağında kafaları daha da karıştıracak tüm olgular, TBMM’nin 3’üncü yargı paketi içinde çıkarmış olduğu “denetimli serbestlik hükümleri” ile birlikte Silivri ve Diyarbakır’daki özel yetkili mahkemelerin yargıçlarının önünde. Söz konusu yasa, Çankaya’da jet hızı ile onaylandı. Sayın Cumhurbaşkanı, bu hızlı onaylamayı, bir an önce yürürlüğe girmesi gibi insani bir duyguya bağlayarak açıkladı. On gün önce Ankara Temsilcimiz Utku Çakırözer ile birlikte görüştüğümüz TBMM Başkanı Cemil Çiçek, özellikle tutuklu vekillere demir kapıları açacak olan yasa için TBMM’nin üstüne düşen görevi yaptığını ve şimdi sıranın adalet dağıtan yargıçlarda olduğunu ifade ediyordu. Birikimli bir avukat, eski bir Adalet Bakanı ve yetenekli bir siyaset adamı olarak üstü örtülü mesajlarıyla adalet perisini insaflı davranmaya çağırıyor Sayın Çiçek. Zulümhanede tutuklu bulunanlar sadece gazeteciler değil. Darbe yapmayı TSK’den ayrıldıktan sonra akıl ettiği“!” ileri sürülen emekli Genelkurmay Başkanı, üst rütbeli general ve amiraller ve öteki rütbelerden subaylar da var. Öteden beri zihnimi kurcalayan, ancak Türk ordusu mensuplarına yakıştırmaktan kendimi alıkoyduğum bir kuşku vardı: Balyoz ve Ergenekon suçlamalarının gizli sahipleri, üst rütbede olan muvazzaflar tutuklanırsa 30 Ağustos 2012’de önleri açılır diye mi bu tür ihbarları hazırladılar? Dün medyada yer alan yorumlar arasında benim kuşkumu paylaşanları görünce, o kuşkuyu kâğıda dökmeye karar verdim. Ve bu yazıya “Gergin Bekleyiş” adını koyarken, ucu açık tutuklamaların adaleti nasıl hançerlediğini de düşünmenizi istedim. Mahkemede gerginlik Ergenekon davasında, eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in tedavi sürecine ilişkin dönemin Ankara İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Mustafa Bolkan’ın tanık olarak ifadesi alındı. CHP İzmir Milletvekili ve yazarımız Mustafa Balbay, 3. yargı paketi kapsamında tahliye taleplerinin gündemde olduğuna dikkat çekerek “Tam da böyle bir dönemde buraya böyle bir tanık çağrılıyor. ‘Balbay’ın notları’, ‘Haberal’ın tedavisi’ gündeme getiriliyor. Manidar değil mi” diye konuştu. Bolkan’ın ek klasörlerde yer almayan İs Davanın 201. oturumunu açan Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, tanık dinleneceğini söyledi. Bu sırada sanık avukatlarından Celal Ülgen söz istedi, ancak Başkan Çalmuk söz vermeyeceğini söyledi. Israr eden avukat Ülgen, “Söz vermek zorundasınız” diye masaya vurdu. Başkan Çalmuk’un dışarı çıkaracağı uyarısı üzerine avukat Ülgen “Ben kişi değilim, avukatım. Beni dışarı çıkaramazsınız. Siz çık derseniz çıkmam” dedi. Mahkeme, Ülgen hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına ve İstanbul Barosu’na yazı yazılmasına karar verdi. tanbul Terörle Mücadale Şube Müdürlüğü’nde 24 Ağustos 2009’da alınan ifadesi, 3 yıl sonra 29 Mayıs 2012’de mahkemeye gönderildi. Duruşmalara katılmayan CHP’li vekil Prof. Mehmet Haberal, Bolkan’ın Başkent Üniversitesi Hastanesi’ni suçlayan ifadeleri nedeniyle dünkü duruşmaya öğleden sonra geldi. Terörle Mücadele Şubesi’nin çağrısı üzerine ifade verdiğini anlatan Bolkan, 6 Kasım 2006’da yaşamını yitiren Ecevit’in Başkent Üniversitesi’nde tedavi edildiği Mayıs 2002 tarihinde Ankara İl Sağlık Müdürü Yardımcısı olduğunu anlattı. Ecevit 29 Mayıs 2002’de Başkent Üniversitesi Hastanesi’nden dönemin Ankara İl Sağlık Müdürü Taner Gökçınar’ın kendisini çağırarak Ankara Valisi Yahya Gür’ün Ecevit’e acil durumda müdahale için bir ekip ku rulması talimatını aktardığını anlattı. Ecevit’e acil durumda verilecek sıvı konusunda endişe ettiğini belirten Bolkan, şunları anlattı: “Başkent Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Rengin Erdal hanıma gidip acil durumda nasıl bir sıvı kullanmamız gerektiğini sordum. ‘Hasta sizin, bizi ilgilendirmez’ yanıtını verdi. Şoke olmuştum. Bu etik olarak da uygun bir davranış tarzı değildi. Du rumu sağlık il müdürüne aktardım. Sağlık Bakanı Osman Durmuş’a durumu iletti. Bu aşamada bizim bir şey yapmamamızı söylemişler. Biz de ekibi lağv ettik.” Çalmuk, Bolkan’a Emniyet’te “Mustafa Balbay’ın notlarında ‘57. hükümetin başının düşmesi özel bir planlamaydı’ ibarelerinin geçtiği anlaşılmıştır. Bahsi geçen özel planlama o dönemlerde Başkent Üniversitesi’de rahatsızlığından dolayı yattığı zaman zarfı olabilir mi” diye sorulduğunu anlattı. Balbay ise söz alarak “Bilgisayarımdan çıktığı ve bana ait olduğu iddia edilen notların hukuki delil olarak kullanılamayacağına ilişkin TÜBİTAK raporları var” diye açıklama yaptı. Balbay, “Size Başkent Üniversitesi’nden hiç söz edilmeseydi. Bana ait olduğu iddia edilen notlardaki ‘Irak’a saldırıya hayır dediği için mi bitirmek istediler’ cümlesini okusaydı, yine aynı cevabı verir miydiniz” diye sordu. Bolkan, Başkent Üniversitesi Başhekimi’nin tavrının ifadesindeki düşüncelerine neden olduğunu anlattı. Bolkan’a çok sayıda soru yönelten Balbay, “Bizim bilmediğimiz devlet kurumlarında gizli tedavi diye kayıt dışı bir şey mi var” diye konuştu. Bolkan, “Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a acil müdahaleye ilişkin yazılı emir bulunmaz” dedi. Balbay, “Amirleriniz kimdir? 1 numara vali mi, 2 numara Sağlık Müdürü mü, 3 numara kim” diye sordu. Bolkan’ın “1 numara il sağlık müdürü, 2 mumara vali” diye yanıt vermesi üzerine Başkan Çalmuk, “Ergenekon’un 1numarası” tartışmalarına gönderme yaparak Balbay’a “Bu numara sorularının özel bir anlamı yok değil mi” diye sordu. Balbay “Burada numara çok” diye yanıt verince Çalmuk, “Artık başka numaraya geçelim” dedi. ‘Notlar delil olamaz’ 68’İ TUTUKLU 273 SANIKLI DAVADA 4 YILDA 18 İDDİANAME BİRLEŞTİRİLDİ, 5 MİLYON EVRAK TOPLANDI Ergenekon dosyasında suçlu bile kaybolur İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında, birleştirilen 18 iddianame, 68’i tutuklu toplam 273 sanıkla devam ederken 3. yargı paketi kapsamında tahliye beklentisi yaşanıyor. 2008’den bu yana birleştirmelerle genişleyerek süren davada sanıklar ve avukatlar davanın “hangi aşamada” olduğunu anlamakta güçlük çekiyor. 3 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan CHP İzmir milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın yanı sıra avukatlar da heyete “Davanın hangi aşamasındayız” diye soruyor. “Kuvvetli suç şüphesi” ile milletvekilleri, gazeteciler, profesörler, tahliye edilmezken 4 yılı aşkın süredir tutuklu yargılanıyor. Ergenekon dava dosyası kabardıkça “adil yargılama”nın gerçekleştirileceğine ilişkin “şüphe” de kuvvetleniyor. Davada sanıklar hakkında, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek”, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmek”, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek”, “silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek ya da üyelik” suçlamalarıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis ve çeşitli ağır hapis cezaları isteniyor. Balbay son olarak “Burada bir konuda anlaşabilen dört kişi bile yok” diyerek “Bu davalar dava değil. 19 iddianame, 5 milyon ek delil klasöründen adalet çıkmaz. Burada suçlu bile kaybolur. 50 yıla eşdeğer duruşma oldu. Hâlâ örgüt bulunamadı. Örgütü bilen de çıkmadı” demişti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri’de görülen Ergenekon davasında, 4 yılda toplam 18 iddianame birleştirildi. Birçok dava da “birleştirme” talebiyle sırada bekliyor. 5 milyon civarında evrak toplandığı belirtilen ve her geçen gün de yeni evrakın geldiği dava, bu hacimdeki evrakla içinden çıkılamaz bir hale geldi. Birinci Ergenekon sanıkları 2007 ve 2008’in ilk aylarından bu yana cezaevinde 4. yıllarını doldurdu. 2009 yılından bu yana tutuklu yargılanan İkinci Ergenekon sanıkları da 3. yıllarını tamamladı. İrtica ile Mücadele Eylem Planı dosyası sanıkları ise 2010 yılından bu yana tutuklu Tutuklandıktan sonra milletvekili seçilen Mustafa Balbay, Cumhuriyet gazetesinin Ankara temsilcisi olarak çalışırken temmuz 2008’de gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra Mart 2009’da yeniden gözaltına alındı ve tutuklandı. Gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal, 12 Haziran 2011 seçimlerinde CHP’den milletvekili seçilmesine karşın tahliye edilmediler. Tutuksuz sanık eski Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün de Ankara milletvekili seçildi. Milletvekilleri ‘Burada numara çok’ ‘Tam üstümüze basılıyor’ Rektörler ? Ergenekon davalarında 14’ü gizli olmak üzere 100’e yakın tanık dinlendi. Davada eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu tutuklu bulunuyor. Başkent Üniversitesi kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, Nisan 2009’dan bu yana kalp rahatsızlığına karşın tahliye edilmedi. Eski 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Rıza Ferit Bernay ve Uludağ Üniversitesi’nin eski rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran dava başlamadan tahliye edildi. Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve halen 28 Şubat soruşturmasından tutuklu bulunan eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz soruşturma sırasında serbest bırakılmıştı. Daha sonra Kemal Gürüz tutuklandı. Akademisyenler Doç. Dr. Ümit Sayın ve Prof. Dr. Emin Gürses de 2 yıl cezaevinde yattıktan sonra tahliye edildi. Eski Ankara İl Sağlık Müdür Yardımcısı Bolkan’ın ifadeleri üzerine Prof. Haberal duruşmaya katıldı. Bolkan’ın ifadelerine gönderme yapan Haberal “45 yıllık meslek hayatımda yeni bir şey daha öğrendim. Belgesiz, izinsiz tıp da varmış” diye konuştu. Haberal, Prof. Dr. Rengin Erdal’ın Ecevit ile ilgili olarak “Hasta sizin, bizi ilgilendirmez” dediği iddiasını şu sözlerle yalanladı: “Rengin Hanım böyle bir şey yapmaz, yapamaz. ‘Bizi ilgilendirmez’ sözü Hipokrat yemini ile bağdaşmaz. Tanık, iddiasını belgelendirmek zorundadır ” diye konuştu. Çalmuk’un, “Haberal’ın bilgisi olduğunu neye bağlıyorsunuz” sorusuna tanık Bolkan, başhekimin amirinin bunu bilmemesinin Andıcı duruşmaları sırasında sanık komutanmümkün olmadığını söyledi. Habeların beyanları gerekçe gösterilerek eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Baş ral’ın, “Bakara suresini okuyun. İfbuğ hakkında suç duyurusunda bulunuldu. İlker tiranın insan öldürmekten daha da günah olduğunu öğrensin” dedi. Başbuğ 6 Ocak 2012 ifadeye çağrıldı ve tutukHaberal, Bolkan’ın “Ecevit’e acil landı. Başbuğ, İrtica ile Mücadele Eylem Planı Ergenekon soruşturmalarının ilk dalgasında gözaltına alınıp tutuklanan müdahale için sağlık ekibi kuruldavasıyle birleştirilen İnternet Andıcı davasıKuddusi Okkır, ağır hastalığı nedeniyle ailesinin uzun süren mücademası konusunda sözlü talimat venın ilk duruşmasına katıldı. Başbuğ, neden lesi sonunda tahliye edildi. Ancak Okkır tahliyesinden kısa süre sonra rildiği, yazılı belge olmadığı” şeksavunma yapmayacağına ilişkin bir açıkdava başlamadan 6 Temmuz 2008’de yaşamını yitirdi. Gazetemiz yazarı lama yaptı. İnternet Andıcı davasının 5 İlhan Selçuk tutuksuz yargılandığı 1. Ergenekon davasında savunmasını lindeki ifadesini de eleştirerek “VaNisan 2012 tarihindeki duruşmasınyapamadan, dava başladıktan 2 yıl sonra 21 Haziran 2010’da yaşamını yili bey sözlü talimat verecek. Kimda mahkeme, İkinci Ergenekon tirdi. Gazeteci Engin Aydın 11 Ocak 2009’da tutuklandıktan 11 gün sonra tahsenin haberi olmayacak. Böyle bir davası ile birleştirmesi liye edildi. Aydın 2. Ergenekon davasında savunmasını yapamadan 6 Şubat şey olamaz” diye konuştu. Haberal kararı verdi. 2011’de Ankara’da evinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. mahkemenin tanık hakkında suç duyurusunda bulunmasını istedi. yargılanıyor. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Ocak 2012 tarihinde tutuklandı ve mahkemenin birleştirme kararıyla “uçsuz bucaksız” Ergenekon dosyasına katıldı. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, İşçi Partililer, gazetemiz yazarları, milletvekilleri, gazeteciler, siyasi parti genel başkanları, generalden teğmene emekli ve muvazzaf askerler, sendikacılar, akademisyenler, polis müdürleri, organize suçtan başka davalardan hükümlü ve tutuklular, bir torbaya atılmış durumda. Birleştirilen davalarda bugüne kadar toplam 499 duruşma gerçekleştirildi. 14’ü gizli tanık 100’e yakın tanık dinlendi. Mahkeme, dava sırasında milletvekili seçilen Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tutukluluk halinin devamı konusunda, kamuoyu ve TBMM’deki tartışmalara karşın ısrar etti. 3. yargı paketi kapsamında “adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasında” süre sınırlaması kaldırılınca davada tahliye umutları belirdi. Aralarında Balbay, Prof. Dr. Haberal, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un da bulunduğu sanıklar “uygun görülen adli kontrol sistemi uygulanarak” tahliyelerini talep ettiler. Ümraniye’de bir gecekonduda 12 Haziran 2007 tarihinde 27 adet el bombası ve patlayıcıların bulunmasının ardından başlayan soruşturma dalgalar halinde devam etti. En büyük operasyonların 2008’in ilk aylarında gerçekleştirildiği soruşturma “Ergenekon” adıyla anılmaya başlandı. Sabaha karşı evi basıldı 21 Haziran 2010 tarihinde kaybettiğimiz gazetemiz imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk da 21 Mart 2008 tarihinde sabaha karşı evi basılarak gözaltına alındı. 22 Mart günü gece yarısı nöbetçi hâkimlik tarafından serbest bırakıldı. Ana Ergenekon davası Birinci Ergenekon davası, Danıştay’a silahlı baskın ve Cumhuriyet gazetesine bombalı saldırı davası, Cumhuriyet’e molotofkokteyli atılması dosyalarıyla birleşErgenekon davasında teğtirildi. Birinci Ergenekon davası menden generale 68 emekli 27 Nisan 2012 tarihindeki 225. ve muvazzaf subay ile astduruşmada kapatılarak İkinci Ersubay yargılanıyor. Eski Genelkurmay Başkanı genekon davasıyla birleştirildi. emekli Orgeneral İlker Başİstanbul 13. Ağır Ceza Mahkebuğ’un da aralarında bulunmesi birleştirme kararında “daduğu üçü orgeneral, 19 vaların sanıkları arasında huemekli asker tutuklu bulukuki ve fiili irtibat nuyor. Üçü emekli orgenebulunması”nı gerçekçe gösterdi. ral, 18 emekli asker ise tuDavaların birleştirildiği ilk duruştuksuz yargılanıyor. ma 7 Mayıs tarihinde yapıldı. Perinçek’in oğlu Mehmet Perinçek’in de aralarında bulunduğu 14 sanıklı İşçi Partililer ile Aydınlık davası 7. duruşmasında 14 Haziran’da Ergenekon ile birleştirildi. İrtica ile Mücadele Eylem Planı ve İnternet Bazı sorularına başkan Çalmuk’ün “yorum” olduğu gerekçesiyle izin vermemesi üzerine Balbay, tanık Bolkan’ın Emniyet’te verdiği ifadede çok ciddi suçlamalar içeren yorumlar yaptığına dikkat çekti. Balbay, 3. yargı paketindeki yasal değişiklikleri anımsatarak “Yeni çıkan yasada her şeyin somut olgulara dayandırılacağı belirtiliyor” dedi. Çalmuk ise “Taleplerle ilgili konuları gerekçeleriyle söyleyeceğiz” dedi. Balbay, Bolkan’a Emniyet’te sorulan sorulara ilişkin “Bu sorular şuna benziyor. Tuncay Özkan ‘Alkollüyken namaz kılınmaz’ diyor. Ağızdan ağza dolaştıktan sonra ‘Tuncay Özkan namaz kılınmaz’ diyor diye aktarılıyor” şeklinde benzetme yaptı. Başkan Çalmuk, “Tam ortasına bastınız” sözleri üzerine Balbay, “Bizim de tam üstümüze basılıyor” dedi. Ecevit hükümetinin sarsıntılı dönemine ilişkin sekiz kitap yayımlandığına dikkat çeken Balbay, “Ecevit ile 20022003 yıllarında uzun sohbetlerimiz oldu. Sağlığı gayet yerindeydi” diye konuştu. MÜŞAHEDE ALTINA ALINDI Askerler ‘İzinsiz tıp da varmış’ Eruygur Adli Tıp’ta İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasının tutuksuz sanığı emekli Orgeneral Şener Eruygur, cezai ehliyetinin olup olmadığının incelenmesi için Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Ana dava ile birleştirilen 2. Ergenekon iddianamesinin 1 No’lu sanığı eski Jandarma Genel Komutanı ve eski Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur’un avukatı Filiz Esen, müvekkilinin 78 yaşlarında bir çocuk gibi olduğunu belirtmişti. Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Şener Eruygur’un Adli Tıp İhtisas Kurulu’nda gözlem altında tutularak cezai ehliyetinin olup olmadığına ilişkin rapor hazırlanması” kararı doğrultusunda Eruygur, Adli Tıp Kurumu’nda müşahade altına alındı. Şener Eruygur dün, saat 08.30 sıralarında Yenibosna’da bulunan Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Eruygur’un bulunduğu araca bir ambulans da eşlik etti. Eruygur’un bir süre burada müşahade altında tutulacağı belirlendi. Eruygur, Eylül 2008 tarihinde, tutuklu bulunduğu Kocaeli F Tipi Cezaevi’nde düşerek beyin kanaması geçirmişti. 21 Eylül 2008 tarihinde tahliye edilen emekli Orgeneral Şener Eruygur, 3 yılın ardından ilk kez 25 Haziran’da duruşmaya katılmıştı. Eruygur, anne, baba adını hatırlayamamış, avukatını kızı zannetmişti. Başbuğ da Ergenekon sanığı Savunmalarını yapamadılar Kuddusi Okkır C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle