Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2012 CUMA 6 HABERLER GENELKURMAY’DAN SERT AÇIKLAMA Tutuklu vekiller konusunda ‘muhalefetin uzlaşamaması’ stratejisi güden hükümet, plan tutmayınca ipe un serdi AKP kaçak dövüşüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tutuklu milletvekilleri konusunda TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in muhalefet partileriyle görüşme kararının ardından “Önce muhalefet arasında anlaşsın” diyerek 3 partinin “uzlaşamayacağı” hesabı yapan AKP, üç partinin uzlaşması üzerine “ipe un sermeye” başladı. AKP’nin hukukçu kurmayları, muhalefetin uzlaştığı yasa değişikliğini “4 ayrı yönden” anayasaya aykırı bulurken AKP kanadından öneri gelip gelmeyeceği konusunda gözler Başbakan Tayyip Erdoğan’a çevrildi. Tutuklu milletvekillerinin durumunun gelecek çarşamba günü yapılması planlanan AKP MYK’de görüşüleceği dile getirilirken AKP, “sorun muhalefetin sorunu” noktasına döndü. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın tutuklu milletvekilleri konusunda, “Tutuklu milletvekilleriyle alakalı hadise muhalefet partilerinin Türkiye’ye eseridir” diyerek 12 Haziran seçimleri sürecin ‘ A N A Y A S A Y A A Y K I R I L I K ’ İ D D İ A S I AKP kulislerinde, muhalefetin üzerinde uzlaştığı CMK’nin 100. madde değişikliği ile ilgili önerisinin anayasaya aykırı olduğu ve Murat Karayılan gibi isimlere Meclis yolunu açabileceği gerekçesiyle soğuk bakılıyor. Öneriyi inceleyen AKP’nin hukukçu kurmayları, önerinin anayasanın “eşitlik” ilkesini düzenleyen 10, anayasanın dokunulmazlıklarla 83. ve devlete karşı suçların tanımlandığı 14. maddeleri ile “mahkemelerin bağımsızlığı”nı düzenleyen 138. maddesine aykırı olacağını savunuyor. AKP’liler tutuklu milletvekilleriyle ilgili konu nun yargıda olduğuna dikkat çekerek 138. maddenin “görülmekte olan bir dava hakkında yasama meclisinde görüşme yapılamayacağına” ilişkin 3. fıkrasının engel olacağını savunuyorlar. Oysa AKP yönetimi, Oslo görüşmeleri nedeniyle İstanbul Özel Yetkili Mahkeme tarafından “ifadeye” çağrılan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı yargıdan kurtarmak için bir çırpıda kamuoyunda “MİT Yasası” olarak bilinen düzenleme ile şike davası sürerken de yine benzer şekilde doğrudan davanın seyrini etkileyebilecek yasal düzenleme yapmıştı. deki tartışmaya yeniden dönmesi dikkat çekti. Gazetecilerin tutuklu milletvekilleriyle ilgili sorusunu yanıtlayan Bozdağ, daha önce de tutuklu isimlerin milletvekili seçildikleri takdirde bunların “otomatik tahliye sonucu doğurmayacağı” konusunu hep dile getirdiklerini belirtti. Buna rağmen muhalefet partilerinin tutuklu isimleri aday göstererek sorunu or taya çıkardığını savunan Bozdağ, “Muhalefetin ortaya koyduğu öneriye baktığınızda da esasında o öneri de pek çok hukuki sakıncaları da içinde barındıran özellikler taşıyor. Değerlendirildikten sonra bir karar ortaya çıkacaktır” dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, tutuklu milletvekillerinin durumuna ilişkin gelinen noktada inisi yatifin Çiçek ile üç muhalefet grubunda olduğunu belirterek “Çünkü tutuklu milletvekilleri onların” dedi. Bir televizyon programında konuya ilişin soruları yanıtlayan Arınç, Bozdağ gibi muhalefetin bu isimleri bile bile aday gösterdiğini yineledi. Muhalefetin hazırladığı teklifin “neredeyse” kişiye özel olduğunu savunan Arınç, “Sadece ‘şu çıksın’ di yemiyorsunuz. Genel yaparsanız uyuşturucu baronlarından tutun pek çok adi suçlular da çıkabilecek. Bu muammayı siz hazırladınız, kilidi çözün. Öyle bir teklifle gelin ki bizim de Adalet Bakanımız ve AK Parti grubumuz buna ‘evet’ desin. Bizim önümüze henüz teklif gelmiş değil ” görüşünü savundu. AKP MYK’de konunun değerlendirileceğini belirten Arınç, “Makuldür bu teklif, gerçekleşsin, yasa haline gelsin denirse AK Parti grubu buna Meclis’te destek verebilir. Ancak ‘Bu teklif uygun değil, şu, şu, şu eksikleri var, bunlar yeni yeni zararlar meydana getirebilir’ derse AK Parti bunun içinde olmaz” dedi. BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ise BDP’nin teklifinin tutuklu milletvekillerinin sorununu çözmeye yönelik olduğunu belirterek “Barış olacaksa siyaset kanallarını açmak zorundasınız. Barış yolları, siyaset kanalları açılırsa Karayılan da isterse siyasete katılır” dedi. ‘TSK’yi tahrik ediyorlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, bazı yazar, konuşmacı ve meslek kuruluşu temsilcilerinin ebedi başkomutan Atatürk başta olmak üzere tarihe mal olmuş asker kişilerin şerefle taşıdıkları askeri unvanlarını bile seviyesizce alay konusu yaptıkları belirterek “Astlıküstlük münasebetlerini ve dünyanın en disiplinli ordusu olarak gösterilen ordumuzda disiplin anlayışını zedelemeye yönelik söz ve yazılarla TSK’yi ve onun değerli mensuplarını tahrik etmeye çalışmaları, talihsizliktir” dedi. asın ve ifade özgürlüğünü istismar’ Açıklamada şunlar kaydedildi: “Tahrik amaçlı olan ve yapıcı eleştiri sınırlarını aşan bu tür iddia ve yorumların, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin fedakâr ve kahraman mensuplarının moral motivasyonunu ve görevini en iyi biçimde yapma azim ve gayretini zaafa uğratmayı hedeflediği üzüntü ve endişe ile izlenmektedir. Bazı yazar, konuşmacı ve meslek kuruluşu temsilcilerinin; basın ve ifade özgürlüğünü istismar ederek başta Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tarihe mal olmuş asker kişilerin de şerefle taşıdıkları askeri unvanlarını bile seviyesizce alay konusu yapmaları, astlıküstlük münasebetlerini ve dünyanın en disiplinli ordusu olarak gösterilen ordumuzda disiplin anlayışını zedelemeye yönelik söz ve yazılarla Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve onun değerli mensuplarını tahrik etmeye çalışmaları talihsizliktir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kahraman ve fedakâr mensupları; en kıdemsiz erinden en yüksek rütbeli general/amiraline kadar, hiçbir tahrike kapılmadan, çelikleşmiş bir birlik ve bütünlük içinde, anayasamızın temel niteliklerine ve parlamenter demokratik sisteme sıkı sıkıya bağlı olarak ülkemize ve yüce milletimize hizmet etmeye devam edecektir.” ‘B Balyoz davasında avukatlar yine duruşmaya girmedi. Mahkeme başkanı Diken ‘tehdit edildiklerini’ söyledi Barodan 107. madde uyarısı HATİCE TUNCER Balyoz davasında, sanık avukatlarının büyük çoğunluğunun duruşmalara girmeme eylemi 15 gün aradan sonra dün de sürdürüldü. İstanbul Barosu ile davaya bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi arasında protestocu avukatlar yerine atama yapılması konusunda müzekkere ve karşı cevap şeklinde karşılıklı atışma yaşandı. Mahkemenin, avukat atanmadığı durumda yasal işlem yapılacağı uyarısına İstanbul Barosu, TCK 107. maddedeki “Bir kişiyi veya kurumu kanun dışı işlem yapmaya zorlayanların 13 yıla kadar hapis” cezasına çarptırılacağına ilişkin hükmü ile karşılık verdi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken ise “Baro bizi tehdit ediyor. 107. madde uyarısı hiç hoş değil” diye konuştu. İstanbul’da 1. Ordu’da 57 Mart 2003 tarihlerindeki seminerde “Balyoz darbe planı” yapıldığına ilişkin 250’si tutuklu 365 sanıklı davaya dün Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişiğindeki duruşma salonunda devam edildi. Sanık avukatları, “tanık dinletme ve darbe planı içerdiği iddia edilen dijital veriler konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması” konusundaki talepleri kabul edilene kadar duruşmalara girmeme protestosunu sürdürdü. Duruşmaya 30’a yakın sanığın savunmasını üstlenen 7 avukat katılırken diğer avukatlar izleyici sıralarından takip etti. Mahkemenin müzekkerelerine gelen cevap yazılarını üye hâkim Ali Efendi Peksak okudu. İstanbul Barosu Başkanlığı’nın mahkemeye gönderdiği 12 Nisan 2012 tarihli yazıda, mahkemenin avukatları duruşmalara girmeyen sanıkları müdafi görevlendirmesini isteyen müzekkeresine dikkat çekildi. İstanbul Barosu’nun yazısında, baroların kanunlara ve meslek kurallarına göre hareket ettiği ifade edilerek “Barolar, mahkemenin sübjektif değelendirmelerine göre hareket edemez” denildi. CMK’nin ilgili maddelerinde, baroların zorunlu müdafi görevlendirilmesine ilişkin esasların belirlendiğinin altı çizilen yazıda, “Bir avukatla vekâlet ilişkisi devam eden sanığa zorunlu müdafi görevlendirilemeyeceği” kaydedildi. İstanbul Barosu’nun yazısında, sanıklara müdafi atanmasını isteyen İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Sanıklara zorunlu müdafi görevlendirmeyen İstanbul Barosu hakkında yasal işlem yapılacağı uyarısında bulunduğu” anımsatıldı. Yazıda, “Baro mahkemenin subjektif yorumlarına değil kanunlara bağlıdır. Mahkemenin bu yazısı başkanlığımızı yasadışı işlem yapmaya zorlama anlamına gelmektedir” denilerek TCK’nin 107. maddesine dikkat çekildi. İstanbul Barosu’nun yazısı üzerine Başkan Ömer Diken, “Baro bizi tehdit ediyor ve denetliyor. Bir meslek kuruluşu mahkemenin ara kararını subjektif olarak değerlendiriyor. CMK 107. maddenin hatırlatılması hoş olmayan bir davranış” diye konuştu. Bazı sanıklar ise “Siz de tehdit ettiniz” diye bağırdı. Başkan Ömer Diken, daha sonra “Savcının esas hakkındaki mütalaasına, tanık ifadelerine, bilirkişi raporlarına karşı beyanı olan var mı?” diye sordu. 7 avukat, savcının mütalaasına karşı savunma yapacağını açıkladı. Emekli Tuğgeneral Recep Rıfkı Durusoy, Başkan Diken’e “Delilleri tartışamayacak mıyız?” diye sordu. Diken “İşte o aşamadayız. Avukatınız duruşmaya girerse bu konuda söz vereceğim” dedi. Tutuksuz sanık emekli hâkim Albay Emin Hakan Özbek şunları söyledi: “Benim seminerle ilgim yok. İster AKP hükümeti, ister başka hükümet, seçilmişlere saygı göstermek gerekir. Ben darbeci zihniyetin TSK’den temizlenmesini istiyorum.” ARSENAL’İN 3. RAPORU: Kayıt tarihi 2006’dan önce olamaz İstanbul Haber Servisi ABD’de faaliyette bulunan Arsenal şirketi tarafından hazırlanan uzman raporunda, Gölcük Donanma Komutanlığı’nda 6 Aralık 2010 tarihinde bulunan 1 No’lu CD’deki dokümanların en erken 2006 yılında kaydedilmiş olduğu saptandı. Eskişehir’de emekli Albay Hakan Büyük’te bulunan flaş bellekteki dokümanların kaydedildikleri tarihte var olmayan olaylara gönderme yaptığına dikkat çekildi. Arsenal’in 1 Mayıs 2012 tarihli raporunda “Son kayıtlarının yapılmasının akabinde 2003’te CD’ye kaydedilmiş gibi görünen dokümanların, Office 2007’den önce mevcut olmayan ClearType yazı karakterlerine ve XML şemalarına referanslar taşıması mümkün değildir. Gölcük’teki 1 No’lu CD, en erken 2006 ortasında oluşturulmuş olabilir” denildi. COŞKUN, AÇIKLAMAYI DEĞERLENDİRDİ 7 avukat duruşmaya girdi ‘Mahkeme savunmaya baskı yapıyor’ Balyoz davasında mahkeme heyetini protesto için duruşmalara girmeyen avukatlar, öğle arasında Silivri Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Avukat Salim Şen tarafından okunan açıklamada mahkemenin 108 avukat hakkında suç duyurusunda bulunduğuna dikkat çekilerek “Mahkeme yargılamanın başından itibaren verdiği hukuka aykırı kararlarına bir yenisini daha eklemiştir. Bu kararlar ile savunma makamı üzerinde baskı ve yaptırımlar doruk noktasına ulaşmıştır. Mahkemenin son kararıyla yargılamada asli suje olan avukatları davadan el çektirme gayretine devam etmektedir” denildi. Açıklamada “Biz avukatların da mahkemenin takındığı tutumun tek nedeni dijital verilerin sahte olduğunun mahkeme tarafından araştırılmasına karar verilmesi olup bu talebimizden geri dönmeyeceğiz” ifadeleri yer aldı. ‘Yıpratmayı başka yerde arasın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasının hedefi olduğu ileri sürülen isimlerden gazetemiz yazarı Bekir Coşkun, “Ben üstüme alınmıyorum. Genelkurmay, bir saldırı, bir küçümseme, bir yıpratma arıyorsa onu başka yerde arasın” değerlendirmesini yaptı. Genelkurmay Başkanlığı’nın dün yaptığı açıklamanın, gazetemiz yazarı Bekir Coşkun’un “Paşa” başlıklı yazısı ile İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın “Türk Silahlı Kuvvetleri yok, Türk silahsız kuvvetleri var” sözlerine yönelik olduğu ileri sürüldü. Açıklamayı değerlendiren Coşkun, TSK’nin açıklamasını kendi üzerine alınmadığını belirterek “Genelkurmay’ın açıklamasının benim ‘Paşa’ başlıklı yazımla ilintilendirildiğini görüyorum. Birincisi, ben 25 senedir pazar günleri kuşları, sincapları, kedileri, köpekleri yazarım. Bu da bir hayvan öyküsüdür. Bir sürü paşa vardır, paşa büfe, paşa restoran, paşa plajı var. Zeki Müren’e paşa derlerdi. Türkiye’de bir sürü de papağana, kediye, köpeğe paşa adı takılır. Kaldı ki askerlerin paşa unvanını kullanmaları engellenmiştir zaten. Ne alakası var, estağfurullah diyorum ben burada. Eğer Genelkurmay’ın alınması gereken bir şey varsa, TSK’ye televizyonlarda, siyasi platformlarda bunca saldırı, yaralayıcı ve kırıcı sözlere, olup bitenlere alınsın. Bir saldırı, bir küçümseme, bir yıpratma arıyorsa onu başka yerde arasın. Askerlerle ilgili o kadar küçük düşürücü ifadeler yer aldı, bütün bunlara alınmadılar da benim mizah yazıma niye alınsınlar. Basın özgürlüğü gününde kalkıp da medyanın, ima yoluyla yazarların hedef alınması ayrıca hiç yakışık almadı” dedi. Kocasakal ise, “Eğer TSK beni hedef alıyorsa üzülürüm” derken şu görüşleri dile getirdi: “Ben Eskişehir’deki bir panelde konuştum ve ‘Biz zannettik ki ordumuz var. O güçlü ordu bizi korur. Artık TSK vesaire yerine Türk silahsız kuvvetleri var’ dedim. Orada ‘Türk silahsız kuvvetleri’ diye bahsettiğim halkın ta kendisiydi. Salona artık siz varsınız, TSK’den bir medet ummamak lazım, Cumhuriyeti artık siz koruyacaksınız demeye çalıştım.” ŞULE PERİNÇEK ERGENEKON ÜYESİ SAYILDI İstanbul Haber Servisi Doğu Perinçek’in eşi, İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi Şule Perinçek, özel yekili mahkeme savcısı Cihan Kansız’ın hazırladığı ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13 Nisan 2012’de kabul ettiği iddianamede adının “Ergenekon Terör Örgütü sanıkları” arasında sayıldığını belirterek “Bunu ne siyasi, ne hukuki ne de ahlaki açıdan anlamanın olanağı hiç yoktur” dedi. Perinçek, bunun hukuken yalan bir ifade olduğunu belirterek yasal haklarını arayacağını söyledi. Tüm Türkiye’den İzmir’e gelerek cübbeleriyle ÖYM’lere karşı yürüyecekler Avukatlar alanlara çıkıyor YABANCILARDAN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VURGUSU Haber Merkezi 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde ulusal ve uluslararası meslek örgütleri Türkiye’de basın özgürlüğü alanında yaşanan kısıtlamalara dikkat çekti. Alman Gazeteciler Birliği’nden yapılan açıklamada, Türkiye’de basın özgürlüğü alanındaki kısıtlamalara karşı uluslararası baskının arttırılmasının mevcut durumun düzeltilmesine katkı sağlayabileceği vurgulandı. Alman Sosyal Demokrat Parti Hamburg Eyalet Milletvekili Ali Rıza Şimşek de, Başbakan Erdoğan’ın her 3 ayda bir gazetecilerin genel yayın yönetmenleri ile bir araya gelmesini basın özgürlüğü açısından “zedeleyici” bulduğunu söyledi. Alman “Hamburger Abendblatt” gazetesi yazarlarından Thomas Frankenfeld de kısıtlanmış bir basın özgürlüğünün demokrasiye zarar verdiğini söyledi. OZAN YAYMAN Başkan Diken’in tepkisi KCK operasyonu: 36 gözaltı ? Yurt Haberleri Servisi Aksaray polisi, terör örgütü PKK’nin şehir yapılanması KCK’ye yönelik dün sabah saatlerinde operasyon düzenledi. Yapılan baskında, KCK üyesi olduğu öne sürülen, Aksaray Üniversitesi’nde öğrenim gören K.A. (23) ve Y.A. (24) adlı kız öğrenciler ile A.K. (23), M.S.D. (24), R.A. (28), H.Y. (25) ve M.D. (25) gözaltına alındı. KCK operasyonlarında Tokat’ta 10, Mardin’in Ömerli ilçesinde ise 19 kişi gözaltına alınarak sorgulanmak üzere Emniyet’e götürüldü. Canlı kalkan eylemi bitti ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) DTK Eşbaşkanı ve Van Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP’li Milletvekili Emine Ayna ve BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, önceki gün kalabalık bir grupla, 6 PKK’linin öldürüldüğü Bingöl’ün Genç ilçesi yakınındaki dağlık alana giderek ölen PKK’lilerin cenazelerini aradı ve canlı kalkan eylemi yaptı. Bölgeye yakın olan köylüler, PKK’li teröristlerin cenazelerinin, Malatya Adli Tıp Kurumu’na götürüldüğünü belirtince grup eyleme son verdi. İZMİR İzmir Barosu öncülüğünde geçen yıl yayımlanan ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılması istemini içeren deklerasyonun karşılığını bulmaması üzerine avukatlar, yarın alanlara çıkıyor. Tüm Türkiye genelinden İzmir’de bir araya gelecekler avukatlar, cübbeleriyle kent sokaklarında yürüyecek ve özel yetkili mahkemelerin savunma hakkını kısıtladığına vurgu yapacak. İzmir Barosu Başkanı Sema Pektaş, yarın İzmir’de büyük bir hukukçu kitlesi beklediklerini söyleyerek “Görevimizi yerine getirebilmek için sokakta olmamız gerekiyorsa, sokaklara çıkıyoruz ve adalet istemimizi yineleyeceğiz” dedi. Pektaş, yarın saat 12.00’de İzmir’in merkezi Cumhuriyet Meydanı’nda, cübbeleriyle bir araya gelerek kent merkezinde Gündoğdu Meydanı’na doğru yürüyüş korteji oluşturacaklarına dikkat çekerek “Çağrımız salt hukukçulara yönelik değil. Adalet arayışında olan tüm yurttaşları, etkinliğimize bekliyoruz” dedi. C MY B C MY B