18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MAYIS 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yaz bir türlü gelmedi. Mayıs’ın 19’unu da geçtik. Bayramdı, seyrandı, değildi, iyiydi, kötüydü diye yazan, konuşanlarla gelip gitti. Gelecek yıl gerçek anlamıyla gelir, Mustafa Kemal’in yurdu kurtarmak için Samsun’a çıkışı gibi... Mevsimler değişir, insanlar değişmez mi? En kolay değişen insanoğludur. Hiçbir hayvan yaşam boyu değişikliğe uğramaz. Köpek öyle, kedi öyle, keçi öyle. Ama insan!.. ??? Bir bakarsın en azılı bir devrimcidir, toplumda bir büyük değişme ister, bir şeyler yapmaya kalkışır, başı derde girer, hapisler, sürgünler yaşar. Sonra nedense vazgeçer, bu kez ters bir yol tutar, dünkü görüşlerinin aksini savunmaya başlar. Tanıyamazsın, bu adam benim bildiğim, saydığım mı diye... Burda ad vermek olasıydı ama gereksiz. Ne olacak Ahmet, Mehmet, Ali diye yazsam ne değişir? Yazdan söz etmeye başlarken söz dönüp dolaştı. Politika mı, yok canım, durduk yerde niye başımı derde sokayım? Söz ister istemez iktidarı eleştirmeye gelir. Büyük suç sayılır, tek adam saltanatında boyundan büyük konuşmalara kalkışmak!.. ??? Bak, beyaz güller de açtı. Nar ağacı hepsini bastırdı çiçeklenerek! Eskiden yoktu ama kuşlar mı getirdi? Bahçeye yepyeni bir anlam kazandırdı nar ağaçlarının yaprakları, çiçekleri... Kişiye gündelik sıkıntılarını unutturmanın yolu... Doğa, insanın en yakın dostudur, bir bakıma sevgilisi... Üzüntünün doruğunda iken bile seni alır götürür kendi ülkesine. ??? Uzandım koltuğa, elimde gazete. Koca kara başlıklar, korku verici. Kapat gitsin, unut unutabilirsen! Sen yaşlandın, bırak güncel saçmalıkları daha gençlere, kendini genç sayanlara!.. ??? Arılar vız vız çiçekten çiçeğe gidip geliyor. Başımın, elimin üstünden uçup geçiyorlar... Sen onlara dokunmazsan onlar sana bir şey yapmaz. Ama elini bir kaldır, o zaman hemen koşar bir yerine batırırlar iğnelerini... Doğanın sahiplerine dokunmaya gelmez! ??? Sen, yaşlı adam güneş de tepende... Yarın da tepende olacak. Öbür gün de... Bir gün güneş gelmeyecek, sen istesen de... Bırak gazeteyi, bak doğaya. Bugün var ama yarın!.. Belki var, belki yok. 9 Nerdesin Yaz? Dünyanın Bütün Figüranları Birleşin! Bu iktidar zalim bir iktidardır. İkiyüzlü bir iktidardır... Bu iktidarın Başbakanı Mavi Marmara’da vurulanların onurlarını sonuna kadar korurken (ki, bu doğrudur) Uludere’de bizzat devlet tarafından bombalanarak öldürülen çocukların ailelerine fütursuzca, “Al tazminatını, sesini kes!” demektedir. Gene bu iktidarın Başbakanı, Pakistan’da insanlık dersleri verirken, Başbakan’ın neredeyse çocukluğundan beri ideolojik anlamda en yakın arkadaşı İdris Naim Şahin, Uludere’de ölenleri figüran yapıvermiştir. Bakan için, sadece Uludere’de 80 lira bilgisayar borçlarını ödemek için kaçağa çıkan ve bombalanan çocuklar değil, taşeron olarak çalıştıkları işyerlerinde direniş yapan ve özellikle kadın polisler tarafından, çocuklarından zorla koparılan ve gaddarca arabalara bindirilen, kadın işçiler de, hak arayan memurlar da, parasız üniversite isteyen gençler de, roman yazanlar da, resim heykel yapanlar da, Deniz Gezmiş’i ananlar da, içki içenler de kısaca, bu ülkedeki emeğiyle geçinmeye çalışan herkes birer figürandır. O da (içinde kalmış herhalde) dehşet bir korku filminin yönetmeni. Bütün ülkeyi kendi film seti sanıyor. Ve bütün beceriksiz yönetmenler gibi ne söylediğini kulağı duymuyor. İşte İdris Naim Şahin’den tarihe geçecek inciler: 1 Jandarmamız hesaplı ve tedbirli davranmıştır. Tedbirsiz davransa 2 kişi de ölürdü. 2 Sorun sorun diyorlar. Sorun ne? Ben arıyorum sorunu bulamıyorum. Sorun yol mu? Sorun şarkı mı? Sorun kıyafet mi, sorun ibadet mi, sorun hastane mi? (Kürt sorunu için konuşuyor...) 3 Sıkıntı nedir? Özgürlük... Hangi özgürlükten bahsediyorsun? O zaman tutuklanınca da şikâyet etme. Özgürlük yoksa dışarda, farkı yok demek içerinin. Neden şikâyet ediyorsun? Demek ki var dışarda özgürlük... 4 Koskocaman sarayda oturuyorsunuz, hiç gel dediğiniz yok. (Van’daki depremzedelere...) 5 Birileri saptırarak, kendine göre gerekçeler uydurarak, teröre destek veriyor. Neyiyle veriyor, belki resim yaparak, tuvale yansıtıyor, şiir yazarak şiirine yansıtıyor, günlük makale, fıkra yazarak oralarda bir şeyler yazıp çiziyor. 6 Birilerinin kitabı, birilerinin bayramı öldürmekten yanaysa da şu bilinsin ki; 75 milyon vakur ve sessiz yığının silahına da gerek yok, yumruğuna da gerek yok, sadece birer tükürüğü o 75 bin haini yok etmeye yeter ve yetecektir. 7 Gaz bombaları zararsızdır, ihtiyaçlar doğrultusunda ihaleyle yeteri miktarda gaz alımı yapılmaktadır. 8 Erzurum’da 5 TEDAŞ işçisinin yaşamını yitirdiği gölette yaptığı incelemenin ardından geçtiği Pasinler’de “Sayın Bakanın geldiğine çok sevindim” diyen Mustafa Boğaçayır’a “Hadi bir takla at ya da oyna bir göreyim.” 9 Yangın, ya ateşle çıkar, ya bombayla çıkar, ya roketle çıkar, ya benzinle çıkar. Netice itibarıyla yanmıştır, yakılmıştır. Sebebini araştırmak, sebebini söylemek bir şey ifade etmiyor. (Silvan saldırısı için...) 10 Büşra Hanım Türkiye’deki binlerce profesörden bir profesördür. Bu ülkede bütün profesörler tutuklanmış olsa merak eder sorabiliriz, ama binlerce profesörden bir profesör tutuklanmış olabilir. Binlerce kaymakamdan bir tanesi tutuklanmış olabilir, binlerce esnaftan bir tanesi tutuklanmış olabilir. Ve Hüseyin Çelik’e bile “pes” dedirten son açıklama: “Yaşamını yitirenlerin, kaçakçılık yaparak geçimlerini sağladıkları gözden kaçırılmamalıdır. Yanlıştan doğru sonuç çıkmaz. Bu hayatını kaybeden vatandaşlarımız kaçakçılık yaparken hayatlarını kaybettiler. Sağ yakalansalar kaçakçılıktan yargılanacaklardı. Daha ağır bir sonuç olunca, yargılanamaz duruma gelip hayatlarını kaybedince kaçakçılık olayı gölgede kaldı. O bölge Kandil’e doğru bölücü terör örgütü KCK’nin kontrolünde olan bir bölgedir. Bölücü terör örgütünün sıktığı kurşun, attığı bomba, yediği ekmek, giydiği ayakkabı parayla alınıyor. Baronların da parada payı var. Para hareketinin bir bölümü kaçakçılıktır. 34 insanımız, çoğu yaşı küçük gençlerimiz bu olayın sadece figüranlarıdır. O insanlara kaçak malı veren PKK terör örgütüdür. Özür dilenecek mahiyette bir olay değildir. Özür dilenecek bir olay yoktur. O gençlerimiz orada olmamalıydı.” Ama bir teselli var: İyi ki, İdris Naim Şahin’imiz var, böylece AKP’nin yeni seçim stratejisini öğreniyoruz. Ama kim bu çakma milliyetçiliğe prim verebilir ki... Not: Figüranlar günde en az 50 lira alırlar, şimdi bütçede yeni bir kalem açılması gerekiyor. Başlık “figürasyon giderleri.” Bu epey yüklü bir miktar olacak, çünkü 70 milyonluk ülkenin 60 milyonu ne yazık ki, figüran! Başbakan Erdoğan’ın ‘kürtaj cinayettir ve sezaryene karşıyım’ sözlerine kadınlar büyük tepki gösterdi: Bedenimizden elini çek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “sezaryene karşıyım ve kürtaj cinayettir” açıklamalarına CHP’li kadınlardan ve doktorlardan tepki geldi. CHP Mersin Milletvekili, doktor Aytuğ Atıcı açıklamaları cahillik olarak değerlendirirken, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka “Başbakan’ın kadının bedeni üzerinden siyaset yapmayı bırakması gerekiyor” açıklamasını yaptı. ÖDP’DEN ERDOĞAN’A: Katil kim? ÖDP’li kadınlar Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, iktidara geldikleri günden bugüne Başbakan ve AKP’li bürokratlar tarafından kadınlar üzerine sarf edilen namus ve ahlak içerikli ifadelerden sonra kadınların bir de “katillikle” suçlandığı belirtildi. ÖDP’li kadınlar Erdoğan’a şu soruları yöneltti: “Samsun’da daha geçen yıl işsiz bir ailenin 2.5 aylık bebeği Kübra açlıktan ölürken, Antalya’da bir baba 12 yaşındaki kızını borcuna karşılık 5 bin TL’ye 54 yaşındaki bir adama satarken, Siirt’te 4 kız çocuğu, aralarında yerel politikacıların ve devlet görevlilerinin de olduğu 35 kişinin tecavüzüne uğrarken, Metin Lokumcu’nun ölümünü protesto ettiği için Dilşat Aktaş’a ‘Kız mıdır kadın mıdır’ diye hitap edilip, polisler tarafından kalçası kırılırken, 13 yaşındaki bir kız çocuğu N.Ç. 26 kişinin tecavüzüne uğrayıp mahkeme tarafından hakkında rıza ile yaptığı kararı verilirken, kim namuslu, kim ahlaklı, kim katil?” ‘Güneydoğu’yu BDP’den alacağız’ Kadın kollarının Güneydoğu teşkilatlarına seslenen Erdoğan “Ev ev dolaşacaksınız, ev ev dolaşacağız ve bütün bu yapılanları, bütün kardeşlerimize anlatacağız. BDP’nin, PKK’nin oy deposu olmaktan oraları çıkaracağız, hep beraber. Güneydoğu’daki, Doğu’daki kardeşlerim PKK’nin tehditlerine de Allah’ın izniyle bir gün gelecek ‘dur’ diyecekler. Çünkü ‘Her gün ölmektense bir gün ölürüz’ diyecekler ve bir kere ölürüz. İşte AKP’nin hedef olmasının nedeni budur. AKP, bu meseleyi çözüyor olduğu için belli çevreleri rahatsız etmiş durumdadır” dedi. (Fotoğraf: AAMEHMET KAMAN) adın bedeni üzerinden siyaset’ CHP’li Nazlıaka, Erdoğan’ın “kürtaj” ve “sezaryen” ile ilgili sözlerine, “Başbakan’ın açıklamasını son derece hazin buluyorum. Başbakan önce 3 çocuk önerisinde bulundu kadınlara, arkasından bunu 5 çocuğa çıkardı. Arkasından kürtaj ile ilgili böyle bir açıklama yaptı. Avrupa ülkeleri içerisinde kürtajın yasak olduğu tek ülke Malta’dır. Ayrıca Başbakan’ın kadının bedeni üzerinden siyaset yapmayı bırakması gerekiyor” dedi. ‘K Başbakan Erdoğan, kürtaj ve sezaryen karşıtı söylemlerini sürdürdü: Her kürtaj bir Uludere Türban mesajı Erdoğan, hükümetinin kadınlara yönelik adımlarını anlatırken türban mesajı da vererek, “Artık benim hanım kardeşimi, benim kız kardeşimi hiç kimse ama hiç kimse üniversite kapısından geri çeviremez, artık bu gayretlerin içine girenler olursa anlayın ki bu şizofrenik bir vakadır. Bu ülkede faşizan baskılar, artık AKP ile AKP’nin gerçekleştirdiği demokratik reformlarla kaldırılmıştır” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, bir cinayet olduğunu ve bu nedenle karşı çıktığını söylediği kürtaj için “Uludere” benzetmesi yaptı. Erdoğan, “Her kürtaj bir Uludere’dir diyorum” dedi. Erdoğan, partisinin ASKİ Spor Salonu’ndaki Kadın Kolları 3. Olağan Kongresi’ndeki konuşmasında sezaryen ve kürtaj karşıtı söylemlerini sürdürdü. Erdoğan, şöyle konuştu: “Tekrar ediyorum: Ben sezaryenle doğuma karşı olan bir Başbakanım. Bunların planlı yapıldığını biliyorum. Bunun bu ülke nüfusunun artmaması için atılan adımlar olduğunu biliyorum. Bunun bir taraftan da kendilerine mali kaynak teşkil etmesi için adımlar olduğunu biliyorum. İki, kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Bu ifademe karşı çıkan bazı çevrelere ve medya mensuplarına sesleniyorum: Yatıyorsunuz kalkıyorsunuz, Uludere diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere’dir, diyorum. Anne karnında bir yavruyu öldürmenin doğumdan sonra öldürmekten ne farkı var, soruyorum sizlere. Bunun mücadelesini hep birlikte vermeye mecburuz. Bu milleti dünya sahnesinden silmek için sinsice bir plan olduğunu bilmek durumundayız, asla bu oyunlara prim vermemeliyiz. Aksi halde 2037’de ihtiyar bir nüfusla gerileme dönemine gireriz.” uğrayanları düşün’ CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ise Başbakan’ın başka bedenler üzerinden açıklama yapmasını doğru bulmadığını kaydetti. Onur, şöyle devam etti: “Kürtajı yasaklarken tecavüze uğrayıp hamile kalan bir sürü kadını düşünmesi lazım. Ne yapacağız, onları da tecavüzcüleriyle mi evlendireceğiz diye. Başbakan olarak, bu erkek milleti kadınların bedenleri üzerinden ellerini çeksinler.” ‘Tecavüze ‘Tek millet, tek bayrak’ Partisinin Güneydoğu ve Kürt politikalarını da anlatan Erdoğan, demokratik ve kültürel haklar konusunda tüm yasakçı uygulamaları ellerinin tersiyle ittiklerini belirten Erdoğan, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” vurgusunu yinelerken Atatürk’ten alıntı yaparak, “Nitekim, ilk Meclis’te Gazi Mustafa Kemal’in de ifadesi ilginçtir. Meclis’i göstererek ‘Buradaki bu mevcudunuz, Anasırı İslamiye’yi teşkil etmektedir’ diyordu. Yani ‘İslami unsurları oluşturuyor’ diyordu. Bakınız nereden nereye geldik. Şimdi millet kavramını değişik yerlere çekiyorlar. Çekmeyin. Bu millet tek millet. Bunun için de bu ülkede ne kadar etnik unsur varsa bu tek milletin içinde yerini alıyor. Bu vatanın içerisinde ameliyata, operasyona müsaade etmeyiz. Kimse öyle boş hülyalar peşinde koşmasın.” dedi. ölümleri artar’ ‘Anne ve bebek CHP’li Atıcı, Erdoğan’ın sezaryeni cinayet olarak değerlendiren açıklamalarının “ağır bir sorumluluk getirdiğini, cahillik ve bilgisizlik olduğunu” belirterek, “Dünyadaki bütün hekimler gereksiz sezaryene karşıdır. Fakat doğumların yüzde 20’si normal yollarla olamaz” dedi. Atıcı, ayrıca anne ve bebek ölümlerinin artacağına dikkat çekti. Atıcı, “Sağlık sistemi performansı, ‘kaç ameliyat yaptıysan o kadar para veren’ bir sistem olduğu için, bazı doktorlar ve hastanaler ayakta kalabilmek adına sezaryeni tercih ediyor” dedi. Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan ise Başbakan’ın yatak odalarından ve özel yaşamlarından elini uzak tutmasını kaydetti. Akdağ: Gereksiz sezaryene yaptırım olacak Haber Merkezi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sezaryen ve kürtaj karşıtı açıklamasının ardından Sağlık Bakanı Recep Akdağ gereksiz sezaryen yapılması durumunda hastanelere yaptırım uygulanacağını açıkladı. Balıkesir’de soruları yanıtlayan Akdağ “Sezaryen ‘Ben sezaryen istiyorum’ diye asla yapılmaması gereken bir iştir. Şunu açıkça ifade ediyorum, gereksiz yere ihtiyaç olmadığı halde sezaryen oranı çok yüksek olan uzman hekimleri bu husustaki doğum eksikliklerini tamamlamak üzere eğitime alacağız. Bunun ilk uygulamasına haziran ayında başlıyoruz. Ayrıca gereksiz yere sezaryen oranlarını çok yükseltmiş olan özel hastanelerle ilgili yaptırımlarımız olacak. Bunu da önümüzdeki aylardan itibaren bütün Türkiye’de yaşayacağız” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Toprak yerel seçime 1 yıl kala projelerini kamuoyuna anlatacaklarını söyledi ‘Adayımızı halk belirleyecek’ CİHAN ORUÇOĞLU CHP Antalya’da yeni dönem ? ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin Antalya’daki yeni il başkanı Devrim Kök (36) oldu. Kök, il kongresinde kullanılan 593 oyun 263’ünü alırken kongre sürecinde eski CHP Genel Başkanı Baykal’la çalışan Özer Ülken 212 oy aldı. Diğer aday Mustafa Erdem ise 118 oyda kaldı. Sonuçların açıklanmasının ardından Devrim Kök’ü destekleyen partililer büyük bir coşku yaşadı. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve eşi Günseli Akaydın’la sahnede partililere teşekkür eden Kök, partililerin omuzlarında salondan ayrıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, CHP’nin geçmişte olduğu gibi “seçime 5 kala” aday belirleme hatasına düşmeyeceğini belirterek, “Geçmişte, adayın kendi projesiyle çalışması büyük bir hataydı. Seçime 1 yıl kala tüm projelerimizi halka anlatmak istiyoruz. Sadece kamuoyunda bu projeleri en iyi kim taşır halka soracağız. Halktan Erdoğan aldığımız Toprak mesaj ‘PERFORMANS KRİTERLERİNE UYMAYANLARLA DEVAM ETMEYECEĞİZ’ Silivri’de yapılan toplantının pratikte yarar sağladığına dikkat çeken Toprak, “CHP ilk defa belediyelerini performans kriterine tabi tutuyor. Bunu belediye başkanlarımızla paylaştık. Hangi konularda eksikleri var, ne yapmaları gerekli? Bunları kendilerine söyledik. Örneğin, halka ilişkilerde mi, çevrede mi, kültür sanatta mı? Bunları 3’er aylık raporlar halinde kendilerine bildireceğiz. Son 1 yıl kala bu konuda eksiklerini kapatmış mevcut belediye başkanlarımızla yolumuza devam edeceğiz. Kriterleri yerine getirmeyen belediye başkanlarıyla yollarımızı ayıracağız” dedi. Geçtiğimiz günlerde yapılan İstanbul il başkanlığı seçimlerinin “güzel bir demokrasi” örneği olduğunu da anımsatan Toprak, “Çarşaf liste oldu. Bundan sonra yönetime gelen arkadaşlara büyük görevler düşüyor. Bir tek kişiyi dahi kaybetmeye tahamülümüz yok. Bunu çok yakından takip edeceğiz. Bütün sorumluluk ekibin üzerinde” dedi. doğrultusunda adayımızı belirleyeceğiz” dedi. Silivri’de geçtiğimiz çarşamba gerçekleştirilen “Yerel Seçimler İçin Hedef 2014 CHP Yerel Seçim Stratejisi Eylem Planı” toplantısı, CHP’nin yerel seçimler öncesindeki seçim stratejisini ortaya çıkardı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Toprak, CHP’li belediyelere uygulanan “deformasyon”un oldukça ilerlediğini belirtti. CHP’li belediyelerin yaptığı her şeyi örtmek pahasına sürekli baskın düzenlendiğini ifade etti. “CHP olarak ‘seçime 5 kala’ hazırlanmayacağız” diyen Toprak, şunları söyledi: “Önümüzde 2 yıl var. Bu iki yıl içinde yerel se çimlere hazırlanacağız. CHP’nin ve SHP’nin yerelde kaybettiği yerleri alarak genel seçimlere hazırlanacağız. 2014 bizim için çok önemli bir nokta. Silivri’deki toplantı bu nedenle çok önemli. Eksiklerimizi biliyoruz. Biz, seçime çok az bir süre kala hazırlanırdık, şimdi 2 yıl öncesinden hazırlanıyoruz. Yeni CHP anlayışı bu. Geçmişimizle gurur duyuyoruz. Ama geçmişte yaptığımız hatalarla gurur duymuyoruz. Seçime 5 kala aday belirleyip sonra o adayın kendi projesiyle çalışması, o projeyi anlatması büyük bir hataydı. Biz, seçime 1 yıl kala tüm projelerimizi halka anlatacağız. Sadece kamuoyunda bu projeleri en iyi kim taşır bunu da halka soracağız. Halkan aldığımız mesaj doğrultusunda adayımızı belirleyeceğiz. Aday, sosyal demokrat projeleri takip edecek. Yani tüm sorumluluğu ona devredip sadece sen adaysın, proje üret demeyeceğiz.” Marinada sızan gaz işçiyi öldürdü ? MUĞLA (AA) Marmaris’te Albatros Marina’da işçi olarak çalışan Olcay Yardım (24), bir yatın motor dairesinde bakım yaparken yarı baygın dışarıya çıkarak arkadaşlarından yardım istedi. 112’nin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırılan Yardım, müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. İlk belirlemelere göre Yardım’ın, yatın motor dairesinde sızan gazdan zehirlendiği belirlendi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle