Katalog

SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2012 PAZAR 6 Geben’in kardeşi Recep Geben Bakan Şahin’e “PKK’lileri davul zurna ile gertirdiniz. Meclis’teki 3 adamı susturamadınız” diye tepki gösterdi. HABERLER CHP lideri Kayseri’deki bombalı saldıyla ilgili AKP’yi sert eleştirdi ‘Neden önlenmedi’ Şehit annesi Bakan Şahin’e seslendi ‘Yeter! Analar artık ağlamasın’ SERMET ÇUHADAR OSMANİYE (Cumhuriyet) Kayseri’de bir polisin şehit olduğu bombalı saldırıyla ilgili konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Kaç kilometreden geliyor bomba yüklü araç? Karakola kadar geliyorlar. Ya haberiniz var, niye daha önce önleyemiyorsunuz? Bu soruyu şimdi biz sormayacak mıyız? Bunu sorduğumuz zaman beyefendiler rahatsız oluyor lar” dedi. Kılıçdaroğlu, dün partisinin Ahmet Şekip Ersoy Kültür Merkezi’nde düzenlenen Osmaniye il kongresinde yaptığı konuşmada, CHP’nin yürüttüğü çalışmaların herkes tarafından görüldüğünü dile getirdi. Kılıçdaroğlu, “CHP’yi herkes görüyor. Bir de beceriksiz yönetimi görüyorsunuz. Adalet ve Kalkınma Partisi... Bunların neresinde adalet var. 34 vatandaşımızı KAHRAMANMARAŞŞehit düşen polis Ahmet Geben gözyaşları arasında toprağa verildi. Şehidin annesi Esma Geben kendisinin elini öperek başsağlığı dileyen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e “Yeter artık efendiler, analar ağlamasın bu işi bitirin efendi. Yavrular ölmesin kuzucukları boynu bükük kalmasın” dedi. Şehit Geben için ilk tören Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nde düzenlendi. Törene, şehit Geben’in ailesi ve yakınları ile askeri ve mülki erkan katıldı. Helikopterle memleketi Kahramanmaraş’a götürülen şehit burada toprdağa verildi. Şehidin 5 yaşındaki oğlu Efe de babasının polis şapkasını takarak, onu son yolculuğuna uğurladı. Saldırılarda yaralanan ve 11 kişi taburcu edilirken tek nisyen yardımcısı İsmail Sakın’ın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu, bildirildi. Bahçeli’den Şahin’e destek PKK üstlendi Saldırıyı bölücü terör örgütü PKK üstlenirken saldırganların Eriş kod adlı Cengiz Özek (24) ve Andok kod adlı Ramazan Yıldız (26) olduğu belirlendi. Teröristlerin Suriye’den giriş yaptıkları ve olayda kullanılan otomobilin Gaziantep’te satıldığı ortaya çıktı. Olayla bağlantılı oldukları iddiasıyla Şanlıurfa Suruç’ta 4 kişi gözaltına alındı. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, tüm zanlıların tespit edildiğini, bağlantılarının ortaya çıkarıldığını söyledi. Saldırının asıl hedefiyle ilgili soru üzerine ise Şahin, “Öngörülen değerlendirmeye göre, oluş şekli, patlayıcının miktarı ve etki gücü itibarıyla çok daha farklı bir hedefe yönelik” yanıtını verdi. ‘Başarılı, gölgelemeyin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Parti Genel Merkezi’nde Ziya Gökalp Kültür ve Sanat Sergi Salonu’nun açılışını yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Uludere katliamıyla ilgili skandal sözleri nedeniyle partisi AKP’den bile sert tepki gören ve istifası istenen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e destek çıktı. Şahin’in, “demokratik açılım zırvası”nın mimarı olarak nitelendirdiği eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dan çok daha başarılı olduğunu savunan Bahçeli, “Bu başarıyı gölgeleyebilecek bir tartışma zeminine ülkeyi sokmamak lazımdır” dedi. Kayseri Pınarbaşı’ndaki olayın çok iyi araştırılması gereken bir konu olduğunu belirten Bahçeli, “Bu kadar yolu bu teröristler veya saldırıyı yapanlar nasıl kat etmişlerdir?” diye sordu. savaş uçağını gönderip, bombalatıp öldürürsün. Dönersin millete dersin ki, ‘Ya öldüler ama benim haberim yok. Sonradan haberim oldu’. Olmaz. O zaman senin başbakanlığın bu ülkede tartışılır. Kusura bakma. Haberin yok sınır ötesine gönderiyorsun. Amerika’nın haberi var, senin haberin yok. Kusura bakma ülkeyi Amerika mı yönetiyor, sen mi yönetiyorsun?” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Ülkeyi sıfır terörle devraldılar. Şimdi neredeyse her gün şehitlerimiz geliyor. Yazık günah değil mi bu ülkeye? Bu ülkede barışı sağlayacak olan, demokrasiyi getirecek olan, hukukun üstünlüğünü egemen kılacak olan parti CHP’dir.” Kılıçdaroğlu, Suriye’deki gelişmelerle ilgili izlenen politikaları da eleştirerek, “Bunlar Suriye’ye gittiler, vizeleri kaldırdılar. Kimsenin bir derdi yoktu. Ama bir sabah kalktık, Suriye’yi bir numaralı düşman ilan etmişler. Niçin? Batının egemen güçleri öyle söyledi diye” diye konuştu. Yeni Döneme Girdik Sanırım giderek şiddetlenecek (enine, boyuna, derinliğine) bir muhalefet dönemine giriyoruz. Özellikle 1 Mayıs 2012, arkasından 19 Mayıs 2012 gösterileri derken işçi muhalefetinin “Büyüyen Türkiye”den daha fazla payını istemesi için grevleri... Fenerbahçe’nin cemaat ve iktidara karşı büyük tepkisi... Avukatların, baroların ve toplumun çeşitli kesimlerinin haksızlıklara, hukuk ihlallerine, Silivri adaletsizliklerine ve zulmüne karşı demokrasi ve hukuk için direnişleri... Yeni muhalefet döneminin güçlü göstergeleri... Bu yeni dönem ne zaman başladı derseniz? Ergenekon, Balyoz, Odatv ve gazeteci dava ve tutuklamalarının üzerinden karanlıksis perdesinin kalkması ve özellikle son bir yıl içinde yaşadığımız küçük “aydınlanma dönemi”nin ardından... İnsanlar, yurtseverler, gazeteciler, subaylar, muhalifler, bilim insanlarımız gerçi içerideler ama davalarda ilk mahkeme kararları nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın hem hukuk hem de giderek daha geniş halk kitleleri içinde, davaların ve yargılananların masumiyetleri görülmüş, kanıtlanmış ve kabul edilmiştir. Hukuksuz, haksız, tamamen düzenbazlıklara dayanarak açılan bütün davaların ergeç varacakları sonuçtur bu. Siz bakmayın yüksek yerlerde oturup sözde adalet adına atıp tutmalara... Avukatlar, barolar hakkında suç duyurularına... Bunlar büyük bir yenilginin dışavurumlarıdır. Bu davalar, sürdürücülerini, hayatları boyu onları izleyecektir. (Barolar ve avukatların direnmesi, demokrasi ve hukuk için en büyük dayanaklarımızdan biridir!) Söz konusu davalar öncesi, tezgâhını kuran iktidar ve yandaşlarının büyük bombardımanı ile sinen kesimler dava süreçlerinde gerçeklerin bir bir ortaya çıkması karşısında uyanmaya başladı. Ben buna “aydınlanma dönemi” diyorum! Bu aydınlanmanın olgusunu, 1 Mayıs’ta “Devrimci Vosvosçular”dan tutun, pek çok küçük okul, mahalle, ev, sokak, neredeyse kuşçulara varıncaya kadar, yüzlerce yeni pankartın arkasında, on kişi yirmi kişi elli kişi, her ne kadarlarsa, yürümelerinde gördüm.. ??? 4+4+4 eğitim yasası ve buna paralel 19 Mayıs’ı okullardan ve halktan uzaklaştırma ve pasta kesme törenine dönüştürme girişimleri de bu “aydınlanma dönemi”ne hizmet etti. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni kaldırma girişimi, gençliğin tam kanına dokundu! Birden fark edildi ki Gençliğe Hitabe büyük bir silah, araç, güç gençlik için. Onun ellerden alınmaya kalkışılması, Hitabe’yi paha biçilmez bir değere yükseltti! Tıpkı 19 Mayıs gibi! Her ne kadar okullarda hazırlıklar yapılıyor, fener alayı düzenleniyor, stadyum gösterileri yapılıyor olsa da siyasi olarak uykuya yatırılmış olan 19 Mayıs 1919’un anlamı parladı birdenbire! Millet, gençlik, varoluşlarının resmi belgesinin de iptal edilmek istendiğini gördü. Samsun’da, İzmir’de CHP’nin katıldığı, İstiklal Caddesi’nde Türkiye Gençlik Birliği’nin öncülük ettiği, Şişli’de Sarıgül’ün öncülüğünde ve daha pek çok kentte düzenlenen başarılı gösteriler bu değerin kanıtlarıydı. Kurtuluş ve Kuruluş’un gerçek tarihini “resmi tarih” diye yoksayarak dip ve kenar notlarıyla, üçüncü, beşinci olaylarla Kurtuluş ve Kuruluş’u yeniden yazabileceklerini sanan uyduruk insanların bugüne kadarki çabalarını, halk, bir 19 Mayıs ile tuvalet kâğıtlarına dönüştürdü! Genç Siviller adıyla ortaya sürülen ve şimdi yok olan, spor pabuç armalı, uyduruk davalar için kullanılanların yerini, devrimci gençlik, devrimci muhalefet, devrimci halk aldı! ??? Yeni dönemin başka bir özelliği, Erdoğan ve ekibinin, iktidarda gücünü koruyabilmek için halk içindeki en gerici değerleri kurumsallaştırma çabaları oluyor. Veya en ilkel ve geri değerleri geri getirerek dayatması! Kürtaj son hamlesi. Üstelik kürtajları, Uludere katliamı ile eşdeğer gören açıklaması doğrusu müthişti ve Türkiye’nin üzerine gelmekte/yuvarlanmakta olan daha büyük toprak kaymalarının işaretleriydi sanki.. Mutlak lider, Türkiye’ye dayatıyor da dayatıyor!.. Kadınlara ait, tamamen onların dokunulmaz alanına el atması, karşımızda ne büyük şiddeti barındıran bir insan olduğunun kanıtı. Dünyada ne kadar özgürlükçü olmayan, dünyanın aşmaya çalıştığı değersiz “değer” varsa, otoriterlik, mutlaklık, tutuculuk, antidemokratlık, antiliberallik... hepsini üstlenen bir kişi. Ulusal bütünlük değil, “ulusal” ayrışmanın giderek daha geniş bir yelpazeye yayılacağı, bir yazımda belirttiğim gibi, “Üçe ayrılmış bir Türkiye” tablosu hızla oluşuyor.. Gazetemizde Barkın Şık’ın “Sessiz Bekçi”, yani kitle gösterilerini elektromanyetik ışınlarla durdurma silahına Emniyet’in gösterdiği ilgi de içine girdiğimiz yeni döneme, iktidarın yanıtı olacak! ‘Gensoru vereceğiz’ ÖĞRETMENLERİ DİNLEDİ Kılıçdaroğlu, partisinin Osmaniye il kongresinde görüştüğü Ataması Yapılmayan Öğretmenler Derneği Başkan Yardımcısı Ayşegül Yılmaz’ın getirdiği dosyayı inceledi. Öğretmenlerin sorunları hakkında bilgi aldı. (Fotoğraf: AA ALİ BAĞRIK) Malatya’da kurulan füze kalkanını da hatırlatan Kılıçdaroğlu, “İstasyona karşı çıkan kimdi? CHP. Ne diyorlardı, ‘NATO’nun’. En son NATO toplantısında ortaya çıktı ki, bu NATO’nun değil. Dışişleri Bakanı hakkında önümüzdeki dönemde gensoru önereceğiz. Bir ülkeyi dış politikada bu kadar büyük açmazlarla karşı karşıya getiren ilk dışişleri bakanıdır” diye konuştu. ULUDERE’NİN 150. GÜNÜ ‘Failler yerine mağdur aileler hedef alındı‘ İstanbul Haber Servisi Uludere’de yakınlarını kaybeden aileler 150 gün geçmesine karşın faillerin halen yakalanmamasını protesto etti. BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Başbakan Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in Uludere ile ilgili açıklamalarını eleştirerek “Bu katliama mazeret üreten ve meşruiyet kazandırmaya çalışan kim varsa, yaşananlarda tetiği çeken kişiden daha çok mesuliyet sahibidir” dedi. Nişanlısı Adem Ant’ı kaybeden Garibe Ürek, “Bu ay düğünüm olucaktı. Düğünümü kana buladılar. Benim çeyizimi ortada bırakan devlettir” diye konuştu. Halkların Demokratik Kongresi üyeleri, Uludere’de olayının sorumlularının halen ortaya çıkarılmamasına tepki gösterdi. Dolmabahçe Sarayı’nın önünde toplanan kalabalık, “Roboski 150 gün oldu, vur emrini kim verdi”, “Eğitim saiyatı değil, insanlık zaiyatı, katilleri biliyoruz Roboski halkı yalnız değildir” pankartları ile “AKP’nin gerçek yüzü İ. Naim Şahin”, “Zulme boyun eğmeyeceğiz” dövizleri taşıyarak, “Katil devlet hesap verecek”, “Kaza değil, resmen katliam” sloganlarını attı. Mağdur aileler ise karanfillerle, öldürülen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı eyleme, yaşananları protesto etmek için öldürülen 34 kişinin isimlerinin ve yaşlarının yazılı olduğu temsili tabutlar getirildi. BDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, failler bulunmazken, mağdur ailelerin hedef alındığını belirterek, Uludere’de kardeşini kaybeden Ferhat Encü’nün tutuklanmasını kınadıklarını söyledi. “Biz 150 gündür yastayız” diyen sanatçı Yasemin Göksu da Uludere’de yaşamını yitirenler için türkü söyledi. Eyleme kaybettiği kardeşinin formasını giyerek katılan Seher Ürek de, “Onu çok özlediğimde formasını giyiyorum, resmine bakıyorum. 150 gündür uyuyamıyoruz. Artık sorumluları yargılayın” diye konuştu. 150 gündür yastayız ‘Unutursak kalbimiz kurusun’ Barış İnisiyatifleri üyeleri de Galatasaray Lisesi önünden Taksim tramvay durağına kadar yürüyüş düzenledi. Grup, tramvay durağında Kürtçe ve Türkçe basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Vur emrini verenlerin derhal açıklanmasını, Kürt halkından özür dilenmesini, Kürt halkının haklarının tanınmasını istiyoruz. Ama Uludere’yi unutursak bunların hiçbirisi gerçekleşmeyecek. Bu yüzden unutursak kalbimiz kurusun” denildi. 1 kişiye 7 milyon 160 bin TL ? ANKARA (AA) Sayısal Loto çekilişinde kazandıran numaralar “5, 11, 29, 33, 36 ve 48” olarak belirlenirken, bir kişi 7 milyon 160 bin 969 lira 30 kuruş ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler 2 bin 318 lira 95’er kuruş, 4 bilenler 36 lira 70’er kuruş ve 3 bilenler 5 lira 55’er kuruş ikramiye kazandı. C MY B C MY B