25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN 2012 CUMARTESİ dishab@cumhuriyet.com.tr 12 DIŞ HABERLER Parlamentolar Arası Diyalog toplantısına katılan Arap vekiller, Ankara’nın Suriye politikasını eleştirdi: Sizin orada ne işiniz var? ahire’de yapılan Türk ve Arap Parlamentolar Arası 4. Diyalog Toplantısı’na ilişkin bilgi veren CHP vekili Korutürk, Arap vekillerin “Sizin bu konulara karışmanız doğru değil” mesajı verdiğini belirtti. BAHADIR SELİM DİLEK K ANKARA Türk ve Arap Parlamentolar Arası Dördüncü Diyalog Toplantısı’na Türkiye’nin Suriye politikasına yönelik eleştiriler damgasını vurdu. Arap parlamenterler, Suriye konusunun Araplar arası bir sorun olduğunu belirterek Türkiye’nin karışmamasını istedi. Toplantı, geçen hafta Arap Baharı’nın başladığı Mısır’ın başkenti Kahire’de yapıldı. Arap parlamenterlerin, Suriye politikası konusunda Türkiye’yi ağır bir dille eleştirdiği toplantıya Türk tarafından TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır ve komisyon üyeleri katıldı. CHP İstanbul Milletvekili emekli Büyükelçi Osman Korutürk, toplantıya ilişkin bilgi verirken, Arap parlamenterlerin, “Sizin niyetiniz oraya müdahale et Şam’ın Midan semtindeki intihar saldırısında 9 kişi öldü. (EPA) Dış Haberler Servisi Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, Fransa’nın Suriye’de Birleşmiş Milletler (BM) onayıyla güce başvurulması çağrısının ve Suriye muhalefetinin BM’de acil bir toplantı talep etmesinin yapıcı bir tutum olmadığını söyledi. Bogdanov, “Bize göre, iç savaştan kaçınmanın tek yolu, en etkili yöntem olan ulusal diyalog. Ateşkes, askerlerin çekilmeleri konuları tabii ki ilke olarak önemli, ancak siyasi sürece bağlı sorunların çözümü de mühim” dedi. Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’nden yapılan yazılı açıklamada da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın NATO ülkelerinin kolektif savunmasını öngören 5. maddeyi gündeme taşımasından duyulan endişe dile getirildi. Açıklamada, “Krizin çözümünde öncü rolü BM Güvenlik Konseyi oy ‘GÜCE BAŞVURMA ISRARI YAPICI DEĞİL’ Ilımlı İslamdan Radikal İslama… İçkinin Afyon’da “valilik kararıyla yasaklanması” aklıma nedense beş yıl önce vali götüren “günahkâr risotto” olayını getirdi… Nereden nereye? Bu ülkede valiler beş yıl önce konuklarına “şaraplı risotto” ikram ediyorlardı… Bugün alkolü yasaklıyorlar. Vali Temel Koçaklar’ın Muğla’da, dönemin İçişleri Bakanı Osman Güneş’e verdiği “risottolu” yemeği hatırladınız mı? Bakan Güneş tabağındaki “risotto”nun tadına doyamayıp aşçıdan tarifini istemişti hani... Aşçı, “soğanı kavurduktan sonra içine pirinç, yavaş yavaş et suyu ve şarap eklenir” deyince bakan kendini kaybetmiş; vali, aşçı, garson, “günahkâr risotto” olayına karışan kim varsa görevden aldırtmıştı… Risotto skandalını Türkiye günlerce konuşmuş, “ateşte buharlaşan yarım bardak şaraba” tahammül edemeyen bakanın bağnazlığı alay konusu olmuş; Muğla valisinin görevinden alınması skandal yaratmıştı. Bugün böyle bir olaya şaşırmak kimsenin aklına gelmez. Zaten bundan böyle “risottolu yemek” sunan vali de çıkmaz. Baksanıza Afyon Valiliği il sınırları içinde alkolü yekten yasaklamak noktasına geldi… Afyonlular alkolü ancak evlerinin içinde tüketebilecek… İran’da da alkol olayı zaten bu. Şeriatla yönetilen İran Cumhuriyeti’nde alkol aslında sadece kamuya açık yerlerde tüketilmiyor. Evlerde, canı çeken İranlı içiyor. Cihana bedel “ılımlı İslam demokrasimiz”, adım adım İran’ın “radikal İslam cumhuriyetine” yaklaşıyor. Devlet yönetimindeki normlar, “laik kriterlerden” her gün bir nebze daha uzaklaşarak, “referansımız İslam” kriterlerine yakınlaşıyor. Erdoğan ünlü “Demokrasi amaç değil, araçtır” söyleşisinde, malum, “Referansımız İslamdır. Referansımıza ters hiçbir şey yapmak ve yaşamak istemiyoruz!” demişti. Türkiye, son dönemde tartışmasız artık tek “referansın” “din” olduğu sürece girdi... Eğitimi şekillendiren “4+4+4” yasasından tiyatro yönetmeliklerine, ülkeyi ekranlara kilitleyen TV dizilerinden yapılacak müstakbel müdahalalere dek yaşamın her alanına yayılan din merkezli referansların yönlendirdiği bir ülke olup çıktı Türkiye. En son Bülent Arınç, “Dizilerde karşı cinsler arasındaki ilişkiler tahammül sınırlarımızı zorluyor” demedi mi? Alkol tüketiminde İran usulü “pilot kent” alıştırmaları yapılırken, “tahammül zorlayan” dizilere de günün birinde sıra gelir ve punduna uydurulan takiyyelerle yasaklar uygulanıverir. Başka türlüsü de zaten düşünülmez… “Her çalının dibi yatak odası gibi, kanıma dokunuyor” diyen emniyet müdürlerinin kol gezdiği bir ülkede; kadın erkek yakınlaşması dizilerde uluorta ne kadar serginebilir? Gerçek yaşam içinde “alkolün” yasak listesine alındığı bir ortamda; dizi kahramanları hiçbir şey olmamış gibi nasıl kafa çekebilir? Referansların ekseni bir kez böyle “laik” değerlerden, dini değerlere kaymaya görsün; yasağın sonu gelmez… Afyon’nun alkol yasakları, yarın başka kentlere sıçrayıverir. Alkolle başlayan liste, bir başka gün kadın erkek ilişkileri başta olmak üzere “muhafazakâr sanattan”, “eğitime” dek yaşamın tüm diğer alanlarına el atan “din referanslarına” eli mahkum dönüş yapar… Önüne geçilemeyen bir yarış fitillenir. Kontrol edilemeyen bir iklim, hava yaratılır. Şerif Mardin 2007’de verdiği bir söyleşide “mahalle baskısı” dediği böyle bir havadan bahsetmişti: “Mahalle baskısı bilinmeyen ve sosyal bilimce ifade edilmesi çok zor olan bir havadır… Mahalle havası dediğimiz şeyin İslami alt çevrelerle yeni bir şekil almış olduğuna inanıyorum... Bu hava İran devriminde de çok etkili olmuştur… Böyle bir hava gelişirse AKP ona biat etmek zorunda kalabilir” demişti. Fazıl Say gibi sıradışı müzisyenlerinden birini, kontrolden çıkan “mahalle baskısı” ortamında fütursuzca linç eden Türkiye, Şerif Mardin’in işte sözünü ettiği o “ağır basınçlı havanın” tam ortasında… Öyle ki artık Say’ın lincine kayıtsız kalamayan İngiliz Daily Telegraph gazetesi bile sonunda sadede gelip; “AKP Türkiye’yi radikal İslama doğru çekiyor” diye yazmak durumunda kaldı. Mardin; meşhur söyleşisini “risotto krizini” yaşadığımız 2007 yazın başında vermişti… “Dindar cumhurbaşkanı” Gül’ün köşke çıktığı 2007 yaz ayları; büyük dönüşümün ilk kırılma noktası oldu. Bunu “yetmez ama evetçilerin” baştacı ettiği ikinci kırılma; 12 Eylül 2010 referandumu izledi ve Türkiye son beş yıl içinde usul usul “deri değiştirdi”. Ana muhalefet bu dönemde kayda değer bir karşı duruş sergileyemedi. Yargı iktidarın etkisine girdi. Medya el değiştirdi… AKP’nin temel aldığı yeni referanslar önünde durabilecek hiçbir güç yok bugün. Dedim ya… Değerler yörüngesi bir kez yer değiştirmeye görsün… namalı. Diğer ‘aktörlerin’ devreye sokulması durumun kötüleşmesine, gerginliğin artmasına yol açabilir” denildi. Suriye’de şiddet dün de durmadı. Şam’ın Midan semtinde düzenlenen intihar saldırısında 9 kişi öldü. Resmi kaynaklar, askeri otobüsü hedef alan intihar saldırısında 20 kişinin de yaralandığını söylediler. Şam’da dün bir patlama daha meydana geldi. Bazı kaynaklar, patlamanın, başkentin sanayi bölgesinde meydana geldiğini duyurdular. Ölü ya da yaralı konusunda bilgi alınamadı. Bir muhalif kaynak patlamanın Lübnan’daki sanayi bölgesinde yaşanmış olabileceğini söyledi. Suriye’de önceki gün de Hama’da büyük bir patlama meydana gelmiş, hükümete göre 16, muhalefete göre 70 kişi ölmüştü. Patlamayla ilgili hükümet ve muhalefet birbirini suçlamıştı. ler’den geliyor. Daha çok bizim politikamızın kontrol altına alınmasına çalıştılar. Sonuç bildirisine öyle bir madde koyalım ki, dışarıdan müdahale olmasın diye düşünüyorlar. Kafalarının arkasındaki o anladığım kadarıyla. Dışardan müdahale isteyenlerin başında da bizi görüyorlar” dedi. mek mi?” diye sorduğunu da dile getirip, “Orada ciddi şekilde Türkiye’nin dış politikasından, Suriye politikasından rahatsız olduklarını ortaya koydular” diye konuştu. Türkiye’nin ağır bir dille eleştirildiğini söyleyen Korutürk, “İfadelerinden bizim bu görüşte olmadığımızı bildikleri, bunun Türkiye’nin genel pozisyonu olduğunu düşündükleri anlaşılıyordu. Ağır şeyler söylediler. ‘Sizin bu konulara karışmanız doğru değil, yersizdir. Arap konuları, Araplarla çözülebilir, sizin oradan ne işiniz var?’ gibi...” dedi. Korutürk, “Sonuç bildirisinde Suriye konusuna değinilmesi gerektiğinde, ‘Dışarıdan müdahaleye ke sinlikle karşı olunduğunun konulması gerekir. Suriye’ye askeri müdahale olmasın’ dediler” diye konuştu. Toplantıda Annan planından çok fazla bahsedilmediğini, ağırlıklı olarak Türkiye’nin üzerinde durulduğunu anlatan Korutürk, “Annan planını da destekliyorlar tabii, Arap Ligi ve Birleşmiş Millet Evde alkol İran’da da serbest Malatya’daki radar sistemi hastalık yayıyor EKBER KARABAĞ Okinawa’dan 9 bin asker gidiyor Dış Haberler Servisi ABD ve Japonya, 9 bin Amerikan deniz piyadesinin Okinawa Adası’ndan çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Washington ve Tokyo tarafından yapılan ortak açıklamada, askerlerin “Japonya dışındaki bölgelere” konuşlandırılacağı bildirildi. 10 bin asker Okinawa’da kalmaya devam edecek. Adadaki askerlerin yarısını çekme kararı Okinawa halkının tepkisini azaltmanın yanı sıra, ABD’nin Asya Pasifik bölgesindeki değişen güvenlik durumuna göre askerlerini yeniden konuşlandırmasını da sağlamış olacak. Anlaşma, Japonya Başbakanı Yoşihiko Noda’nın Washington’a yapacağı resmi ziyaret öncesine denk getirildi. Okinawa’dan asker çekme konusu başlangıçta adadaki tartışmalı Futenma hava üssünün kapatılması konusuyla ilişkilendirilmişti, ancak üssün taşınması için önerilen bölgelerdeki halktan gelen şiddetli itirazlar yüzünden ABD iki konuyu ayrı ayrı ele almaya karar verdi. Son gelen bilgiler, Futenma üssünün nüfusun az olduğu Naha’nın kuzeyinde Camp Schwab’a taşınması konusunda tarafların görüş birliği olduğu yönünde. Okinawa halkı, tehlikeli ve gürültülü buldukları Futenma’nın adadan tamamen gitmesini istiyor. 1995’te 12 yaşındaki bir kız çocuğuna üç askerin tecavüz etmesi dahil, ABD askerlerinin karıştığı olaylar, adada ABD varlığına tepkileri tırmandırmıştı. Okinawa Adası’ndan çekilen Amerikan deniz piyadeleri Guam, Hawaii ve Asya Pasifik bölgesindeki diğer noktalara gönderilecek. ABD’nin Japonya’da toplam 50 bin askeri personeli bulunuyor. (Fotoğraf: EPA) TAHRAN İran Devrim Muhafızları HavaUzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacizade, Malatya’daki NATO füze radar sisteminin Türkiye’de “sakat çocukların doğmasına” sebep olacağını iddia etti. İran’ın yarı resmi Fars ajansına demeç veren Hacizade, Kürecik’te konuşlandırılan sistemden edinilen bilgilerin İsrail ile paylaşıldığını ileri sürerek sistemin Türkiye’de hastalık yaydığını savundu. İranlı komutan, “Türkiye Müslüman halkı, bu sistemin etkisinden dolayı yakın gelecekte sakat, kanserli ve zor tedavi edilir çocukların doğumuna şahit olacak” dedi. Türkiye’de konuşlandıran sistemin 1100 ila 1200 kilometrelik bir alanı kapsayabildiğini söyleyen Hacizade, ABD’nin bu boşluğu doldurmak için “Arapların parasıyla” Basra Körfezi kıyısında yeni bir sistemin temelini atmaya çalıştığını ifade etti. UKRAYNA’DA ART ARDA PATLAMALAR Patlamalarda 9’u çocuk 27 kişi yaralandı. (Fotoğraf: REUTERS) DENİZ BERKTAY KİEV Ukrayna’nın Dnepropetrovsk kentinde dün ardı ardına meydana gelen dört patlamada 9’u çocuk 27 kişi yaralandı. Dnepropetrovsk kentinde bir tramvay durağının yakınındaki çöp bidonunda bulunan patlayıcı maddenin yolcu dolu bir tramvayın yanaştığı sırada in filak etmesi, çok sayıda kişinin yaralanmasına neden oldu. Diğer patlayıcıların da kentin merkez noktalarındaki çöp bidonlarında infilak ettiği belirtiliyor. Saldırının kimler tarafından gerçekleştirildiği henüz netlik kazanmadı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, olayın ülkenin bütününe yönelik bir saldırı olduğunu söyledi. (REUTERS) Pakistan hükümeti, Bin Ladin’in 3 eşi ile 11 çocuğunu özel uçakla Suudi Arabistan’a gönderdi. Dış Haberler Servisi ABD’de bir federal hâkim, El Kaide örgütünün öldürülen lideri Usame bin Ladin’in Amerikan komandoları tarafından öldürüldüğü baskın sırasında ve sonrasında çekilen fotoğraflarının ve video görüntülerinin yayımlanması talebini reddetti. Hâkim James E. Boasberg, fotoğraf ve görüntülerin, denizaşırı ülkelerde Amerikalılara karşı şiddeti körükleyeceği gerekçesiyle kamuoyundan saklandığını bildirdi. Pakistan hükümeti ise Bin Ladin’in 3 eşi ile 11 çocuğunu sınır dışı ederek Suudi Arabistan’a gönderdi. Bin Ladin’in 2’si Suudi Arabistanlı, 1’i Yemenli üç eşi ile çocuklarının başkent İslamabad’da gözetim altında tutuldukları evden alınarak havaalanına götürüldüğü ve kendilerini bekleyen uçağa bindirildikleri öğrenildi. Usame’nin eşlerine sınır dışı Muhalefet karşı duramadı T.C. SİNCAN 5. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2012/6 TAL. 1 Taşınmazın Tapu Kaydı, Halihazır Durumu, İmar Durumu: Ankara İli, Sincan İlçesi, Sincan Mahallesi, Namazoğlu Mevkii, 306 Ada, 8 parselde kayıtlı, 46/462 arsa paylı, 4. Kat 8 Bağımsız Bölüm nolu Mesken vasıflı hacizli taşınmaz satılarak paraya çevrilecektir. Ankara İli, Sincan İlçesi, Plevne Mahallesi, Yazı Caddesi, Orhun Apt. No: 52 adresindeki 8 nolu kömürlük eklentili 4. Kat 8 nolu taşınmazın bulunduğu ana bina betonarme olarak inşa edilmiştir. Bina girişi mozaik kaplama, bina giriş kapısı demir doğramadır. Basamaklar ve sahanlıklar mozaik kaplama, korkuluklar demir doğramadır. 8 nolu daire 3 oda, 1 salon, mutfak, banyo, 2 balkon, wc’den ibarettir. Yaklaşık kullanım alanı 120,00 m2’dir. Dairenin giriş kapısı çelik, iç kapılar ahşap kapı, pencere doğramaları pimapendir. Salon ve odaların tabanı laminat parke, ıslak zeminleri seramik, duvarlar alçı sıva üzeri plastik boyalı, tavanlar boyalı kartonpiyerlidir. Mutfak zemini seramik, duvarlar plastik boyalı, tezgah mermer, tezgah üzeri fayans kaplı, dolaplar yapılıdır. Daire doğalgaz kombilidir. Sincan Belediyesi imar sahası içerisinde olup, belediye hizmetlerinden tamamen yararlanmaktadır. Muhammen Bedeli: 100.000,00 TL Satış Saati: 10.20 10.25 arası Satış Şartları: 1 Birinci açık artırma 11.06.2012 günü yukarıda belirtilen saatler arasında ADLİYE MEZAT SALONU adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ve paylaştırma giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedele alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartiyle 21.06.2012 günü ADLİYE MEZAT SALONU adresinde yukarıda belirtilen saatler arasında ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacakları toplamını, satış ve paylaştırma giderlerini geçmesi ve artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması lazımdır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde Türk Lirası peşin para veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu alım harcı, damga vergisi ile %1 KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye ücreti satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin, yukarıda yazılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İşbu ilan tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 25848) T.C. HENDEK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI SAYI: 2011/347 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci arttırmada 18.05.2012 günü saat: 10.3010.40 arasında menkullerin bulunduğu Hendek Adliyesi Önü Hendek adresinde yapılacak ve kıymetlerin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde 23.05.2012 günü aynı yer ve saatte ikinci arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının alacaklarının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu,mahcuzun satış bedeli üzerinden % oranında KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur.18.04.2012 MUHAMMEN KIYMETİ LİRA: 50.000,00 TL ADEDİ: 1 ad CİNSİ, MAHİYETİ VE ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ: 54 KL 582 plaka sayılı Kia marka sportage 2008 model jeep, siyah renkli direksiyon airbag kısmı yok, koltukları yok, kapı panzotları yok, arka stop lambaları yok, önde lamba, panjur, tampon, stepne, teyp olmayan vasıta “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 26422) Çinli muhalif Çen ev hapsinden kaçtı Dış Haberler Servisi Ev hapsinde tutulduğu Dongşigu şehrinden kaçmayı başaran Çinli muhalif Çen Guançeng, Çin Başbakanı Wen Jiabao’ya hitaben bir video yayımladı.Görme engelli Çen, yayımladığı videoda, başbakandan aile üyelerinin vahşice dövülmesi konusunun soruşturulması dahil üç talepte bulunuyor. Ailesinin güvenliğinin sağlanmasını isteyen Çen, ülkede yolsuzlukla hukuk çerçevesinde mücadele edilmesini istiyor. Evinden pazar günü kaçan Çen’in yeri bilinmemekle birlikte, Pekin’de bir diplomatik misyona sığınmış olabileceği sanılıyor. Çen, 2010’dan bu yana ev hapsinde. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle