27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 NİSAN 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Kayıpkaçağın tüketiciye iadesi için mahkemeler emsal kararlar veriyor, uygulamada değişen bir şey yok Kararlar uygulansın Ekonomi Servisi Kayıp kaçak bedelinin tüketiciye iadesi konusunda mahkemeler emsal kararlar vermeye devam ediyor. Son olarak Sakarya’da yaşayan Necmettin Göymen, kayıp kaçak bedelinin iadesi için Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ’ye (SEDAŞ) yaptığı başvurudan sonuç alamayınca Serdivan Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’na şikâyette bulundu. Göymen, haksız yere alınan kayıpkaçak bedelinin hesaplanarak iadesini talep etti. Başvuru üzerine savunması alınan SEDAŞ, kayıpkaçak bedeli dahil tüm bedellerin ilgili abonelere tahakkuk ettirildiğini ve Enerji Piyasası Denetleme Kurulu’nun (EPDK) bilgisi dahilinde yayımlanan kanun ve yönetmelikler çerçevesinde işlem yaptıklarını belirtti. SEDAŞ, savunmasında hakem heyetlerinin EPDK kararları ve mevzuatla ilgili karar verme yetkisinin bulunmadığı görüşü ? Elektrikte kayıpkaçak bedelinin, tüketiciye ödetilmemesi için çok sayıda mahkeme kararı var. Dün bu yönde bir karar daha verildi. Kararlarda, “teknik kayıp ve kaçağı önlemenin tüketicinin değil, firmanın görevi olduğu, bunun bedelinin tüketiciye ödettirilemeyeceği” vurgulandı. Tüketici örgütleri, hükümet ve dağıtım şirketlerine ‘yanlışta ısrar etmeyin’ çağrısı yaptı. ne yer verdi. Şikâyeti karara bağlayan hakem heyeti, enerjiyi abone olmadan ve hiçbir ücret ödemeden kullanan kişilerin bulunup bedelinin o kişilerden tahsil edilmesinin esas olduğunu kaydetti. SEDAŞ’ın savunmasını yeterli görmeyerek tüketicinin mağdur edildiği sonucuna varan hakem heyeti, kayıpkaçak ve sayaç okuma bedelinin hesaplanarak Göymen’e iade edilmesine karar verdi. SEDAŞ, hakem heyetinin kararına itiraz için tüketici mahkemesi sıfatıyla Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme SEDAŞ’ın başvurusunu reddetti ve özetle “Şirketin kaçakları yerinde tespit edip muhatapları yerine faturalarını düzenli ödeyen vatandaşlara yönelmesinin vicdanda ve yasal çerçevede olumlu yer bulmasına imkân bulunmuyor. Yasal değil” kararına vardı. ‘Gizlemeyin, karara uyun’ Daha önce de Ankara Yenimahalle ve Kahramanmaraş’ta tüketicilerin başvurusu üzerine mahkemeler bu yönde karar vermişlerdi. Öte yandan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, bir genelge yayımlayarak kayıpkaçak elektrik bedelle duğunu bildirdi. Elektrik Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanı faturaları Ali Çetin, yargı kararlarının uygulanmaincelendiğinde sını istedi. Bu kararlar üzerine bazı enerji bedeli bölgelerde dağıtım şirketlerinin “kadışında 9 çeşit yıpkaçak” bedelini faturada açıkdaha vergifon veya ça göstermeyip gizlemeyi tercih et“Deli Dumrul” payı tiğini belirterek şu değerlendirolduğu görülüyor: meyi yaptı: “EPDK, AB tüke? KayıpKaçak tici müktesebatında yer alan Bedeli, Dağıtım Bedeli, şeffaflık ilkesi gereği fatuPerakende Satış Hizmet ralarda ayrıca gösteriliyor Bedeli, Sayaç Okuma diye açıklama yapmıştı. Bedeli, İletim Sistemlerini Şimdi yasal gelişmeler Kullanma Bedeli, Enerji Fonu, karşısında gizli soyTRT Payı, Elektrik Tüketim gun yapmaya kaVergisi ve KDV. rar verdiler. YapFatura tutarları incelendiğinde maları gereken 100 TL’lik bir faturanın yaklaşık 50 kararları uyTL’si enerji bedeli ise 50 TL’si de bu 9 gulamak.” çeşit vergifonlardan oluşuyor. FATURANIN YAKLAŞIK rinin iadesine ilişkin başvurularda tüketi YARISI VERGİ ci sorunları hakem heyetlerinin yetkili olVE FON Mezhebine Göre... Haftanın dış politika gelişmelerinde, Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı eliyle protesto notaları vermek zorunda kaldığı, bir dizi ülke siyasi liderinin birbirinden ağır Türkiye aleyhine çıkışları peş peşe öne çıktı... Suriye cephesi malum. İran derken Irak’tan açıklamayı yapan siyasi liderin mezheplerine göre suçlamalartehdit dozları ağırlaşırken üzerinde durmamız, takılmamız gereken yeni boyut; Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı, ülkemiz adına yürütülen dış politikanın, apaçık kendi iç politikalarına müdahale, yanlı, mezhep kavgalarında taraf, bulaşık olduğu suçlamalarıydı. Elbette Türkiye’yi, izlenen dış politikamızı eleştirenler olup bitenleri kendi mezheplerine göre değerlendiriyorlardı. Çıkarlarına dokunduğu için çıkış, suçlama yaptıkları apaçık olsa da Atatürk’ten bu yana en çok bölgedeki dengeleri, iç savaşlar, mezhepler, ırklar, cemaatler çatışmalarında uzak duruş ilkeleri ile ünlü Türkiye’nin dış politikasının, imajının fena halde yara aldığıydı... Çanakkale kara savaşları zaferinin 97. yıldönümü törenlerinde, Atatürk’ün söylemleri ile öne çıkan, savaşta yana yana ölmüş Anzaklarla şehitlerimizin torunlarının birlikte katıldıkları, “barışa” damga vurulan törenlerin insanın içini ısıtan haberleri ile çelişkili bu haberler, yana yana okunduğunda daha da bir sırıtıyorlar... “Türkiye, içişlerine karıştığı gerekçesiyle Irak’ın geçen pazar verdiği notayı protesto etti. Irak’ın Ankara Maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak notanın kabul edilemez olduğu bildirildi...” Dışişleri Bakanı Davutoğlu düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin hiçbir zaman herhangi bir ihtilafın doğrudan tarafı olmadığını söyledi... Türkiye’nin komşuları ile sıfır sorundan, demokrasinin eksikli de olsa geçerli olduğu tek İslam ülkesi olarak İslam dünyasına rol model olması, ABD ile stratejik ortak, yeni Osmanlıcılık düşleri.. ile yola çıkılmışken gelinen nokta neyin nesi? Yeniden, sil baştan haritaları, sınırları, rejimleri ile değiştirilmek istenen ülkeler, Ortadoğu dünyası, çok hızlı, çok şiddetli bir geçiş sürecini yaşadığı için mi, düzenlemede başrol verilmiş ya da kendisi gönüllü bu role soyunmuş Türkiye’ye, ayakta kalmaya çalışan siyasi liderliklerin mezhebine göre saldırılar şiddetlendi? Yoksa Türkiye başısonu belli olmayan kanlı bir hesaplaşma, ırklarmezhepler çatışmalarında Ortadoğu bataklığına mı çekiliyor? ??? ABD’nin ilk Irak’a yukarıdan müdahalesinin arkasından, dünyanın ekonomik, sosyal, siyasal paylaşım savaşları üzerine teori üretenlerin bir tezi beynime kazılı... “Çokuluslu tekel çıkarları, büyük devletler ekonomiksiyasal çıkar ittifaklarında, gelinen ekonomikaskeri güçler dengeleri noktasında artık zengin kuzey dünyası ülkeleri arasında birinci, ikinci dünya savaşı benzeri savaşlara yer yok. Savaşlar yoksul güney dünyasında, yoksullukta en altta kalmama çıkar savaşları üzerinden, günümüz düzeninin yarattığı ırklardinlermezhepler ayrımcılıkları ekseninde yaşanıyor. Yeni dünya düzeni çarkları, ülkelerin parçalanması sonucunu da üreten bu savaşlardan beslenerek dönüyor, krizlerinden çıkış yolları arıyor... Irak müdahalesinde ABD doğrudan taraf olsa da, bomba ve uçakları ile havada, yukarıda kalıyor...” Sonraki yıllarda köprülerin altından çok sular aktı gibi. Ancak aynı genel açıdan bakıldığında büyük devletler, zengin kuzey dünyasının aralarında doğrudan savaşların tarafı oldukları örneklerden hâlâ çok uzaktayız. Çok kısa bir dönem için çok geçerli olduğu varsayılan “tek kutuplu dünya, tek merkezden yönetim..” dengelerinde yalnız önemli bir değişim gündemde. ABD eksenli tek kutup, merkez kararları ile dünyayı yeniden düzenlemede yetersiz kalıyor. Küreselleşen gerçekte bir tek piyasalar düzeni, paranın kuralları, zengin kuzey dünyası ülkelerinin çıkar ittifakları olunca, ülkelerin insan hakları, demokrasi, sendikal haklar, eşitlik, paylaşım, sosyal devlet.. ilkeleri, dahası evrensel hukukun insanlık eksenli kazanılmış sanılan ne kadar sözleşmesi, değeri varsa.. hepsi için geçerli çok hızlı bir kırılma süreci yaşanıyor... Kuralsız düzenin kuralsız savaşlarında, soyutlanmış kavram; “terör” herkesin mezhebine göre yorumlanmış, hedef alınmış tek ortak düşman gibi... Ortak tanımı, örgütlerin saptanmasında bile uzlaşılamadığından birinin düşmanı, diğerinin özgürlük kahramanı... ABD kendi vatandaşını kendi düşmanı teröre kurban etmemek adına, kendi 12 Eylül’ünün travmasında, terörü odağında yok etme adına Afganistan, 2. Irak işgallerini, doğrudan askeri operasyonlar olarak gündeme getirmedi mi? Sonra işler beklendiği gibi gelişmediğinde; ABD, emperyal çıkarlar adına, götürüsü getirisini aşınca, gerçeği işgal edilen ülkelerdeki milyonların başlarına gelenler umursanmadan, mezhepler, ırklar ekseninde iç savaşlara, bataklığa terk ediliverdiler... Şimdilerde “Herkes başının çaresine baksın, kendi sorunlarını kendi dinamikleri içinde çözsün” sloganı çok moda. Çıkarlar adına olacakları denetleyecek siyasal iktidarlar, ülkelerden bekçilere, silahlı güçlere gereksinim tartışılmaz... Amgen, yerli üretici Mustafa Nevzat’a 700 milyon dolara sahip olacak Türk ilaç devini ABD’li aldı Hisarcıklıoğlu’na yılın girişimcisi ödülü Ekonomi Servisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, genç ve kadın girişimcilere verdiği destek ve Türkiye genelinde girişimciliği teşvik etmesi nedeniyle, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nca (MTSO) “Yılın Girişimcisi” seçildi. Hisarcıklıoğlu, törendeki konuşmasında “74 milyonun zenginleşmesini istiyorsak girişimciye destek olmak zorundayız” dedi. TOBB Başkanı, girişimciliğin hayal ile başladığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, nüfusun yarısının kadın olduğunu, ancak girişimcilikteki oranlarının yüzde 6’da kaldığını belirterek kadınların desteklenmesi gerektiğini ifade etti. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’na ödülünü MTSO Başkanı Bülent Koşmaz ve Meclis Başkanı Tezcan Ödemiş verdi. ? Türkiye’nin en eski ve köklü ilaç firmalarından olan Mustafa Nevzat İlaç, ABD Amgen tarafından satın alındı. Fortune 500 şirketi arasında yer alan Amgen’in hedefi, bölgedeki varlığını güçlendirmek. Ekonomi Servisi ABD’li ilaç şirketi Amgen, Türk ilaç şirketi Mustafa Nevzat’ı 700 milyon dolara satın almak üzere anlaşma sağladığını açıkladı. Yapılan açıklamaya göre, nakit üzerinden gerçekleşecek işlem Amgen’in Türkiye’deki ve bölgedeki varlığını önemli ölçüde büyütecek. Böylece Amgen, Mustafa Nevzat’ın yüzde 95.6’sını satın almış oldu. Açıklamada, işlemin her iki şirketin yönetim kurulu tarafından onaylandığı belirtildi. Amgen Şirket ve Operasyonlar Başkanı Robert A. Bradway, “Mustafa Nevzat’ın çalışanları ve yönetim ekibi ile birlikte; Türkiye ve çevresindeki pazarlarda yüksek kaliteli ve inovatif ilaçlarla faaliyetlerimizi arttırmayı planlıyoruz” dedi. Mustafa Nevzat Genel Müdürü Levent Selamoğlu da “Bu işlem; Mustafa Nevzat, çalışanları ve müşterileri için çok çekici bir fırsat. Birliktelik, Türkiye’de benzersiz kabiliyetleri, bölgede ve diğer gelişmekte olan pazarlarda ise büyüme potansiyeli olan bir lider yaratacak” dedi. Cumhuriyet’le yaşıt şirket, FDA onayı alan ilk üretici ürkiye’nin en eski ve köklü ilaç firmalarından Mustafa Nevzat İlaç, 1923’te kuruldu. Mustafa Nevzat İlaç Sanayii AŞ, mamul ürüne yönelik olarak ABD Gıda ve İlaç Kurumu (FDA) onayı almış ilk Türk ilaç üreticisi. Şirket Mayıs 2007’de Türkiye’den ABD’ye ilk bitmiş ürün ihracatı gerçekleştirdi. Satın alan Amgen de ilk olarak 1980’de AMGen (Applied Molecular Genetics Uy Ford kısa çalışıp daha az üretecek Ekonomi Servisi Almanya’nın Köln kentindeki Ford fabrikası, mayıs ile ekim ayları arasında 16 gün boyunca üretimi durdurarak kısa çalışmaya gidileceğini açıkladı. Ford Köln yönetimi, çalışanlarının zararlarını karşılayacağını açıkladı. Kısa çalışma uygulaması 4 bin çalışanı etkileyecek. Yaz tatilinde sekiz gün boyunca üretim yapılmaması da planlandı. Kısa çalışma uygulamasının nedeni oto ihracatındaki düşüş. Martta yeni otomobil satışları Portekiz ve İtalya’da yarı yarıya, İtalya ve Fransa’da ise dörtte bir oranında azaldı. T gulamalı Moleküler Genetik) adı ile kuruldu. Amgen, faaliyetleri destekleyici kanser tedavisi, anemi tedavisi, romatoid artrit ve psoriatik artrit ve ankilozan spondilit gibi diğer otoimmün hastalıkların tedavisinde dünya genelinde hastalara hizmet edecek şekilde genişlemiş olan bir Fortune 500 şirketi. Türkiye’de 2010’da ofis açan Amgen, bugüne kadar iki ürünü pazara sunmuş bulunuyor. Kıdeme taşeron makyajı ? Kıdem tazminatları ile ilgili çalışmaları başlatan hükümet, kıdem tazminatında yapılacak herhangi bir değişikliği genel grev nedeni sayan işçiyi yumuşatmak için taşeronla ilgili düzenlemeyi de istihdam stratejisi içine aldı. MUSTAFA ÇAKIR bölgesel asgari ücret, esnek çalışma modellerinin yaygınlaştırılması, özel istihdam büroları (kiralık işçilik) düzenlemelerini içeriyor. Yıllardır kıdem tazminatının yüksekliğinden yakınan işverenler, paketin bir an önce çıkmasını istiyor. Genel grev nedeni Türkiye’de var olan esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaşmadığına işaret edilen UİS’de, bazı esnek çalışma biçimleri olarak “uzaktan çalışma, esnek zaman modeli, iş paylaşımı, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi” sıralanıyor. UİS’de “kıdem tazminatının yüksekliğine” de dikkat çekilirken, “İşgücü Piyasasında Güvence ve Esnekliğin Sağlanması Politikaları” başlığı altında, şöyle deniliyor: “Esnek çalışma biçimlerinin uygulanabilirliği arttırılacaktır. Mevzuatta düzenlenmemiş olan esnek çalışma biçimleri için yasal düzenlemeler yapılacaktır. Ekonomik koşullara uygun olarak asgari ücretle ilgili düzenlemeler yapılacaktır. Tüm ANKARA Hükümet, 1 Mayıs öncesinde, emekçilerin sert tepki gösterdikleri, işverenlerin ise bir an önce çıkarılmasını istedikleri Ulusal İstihdam Stratejisi’ni (UİS) yaşama geçirmek için çalışmalarına hız verdi. Ekonomi alanındaki bakanlar paket üzerinde çalışmaya başladı. Hükümet, özellikle kıdem tazminatında yapılacak değişikliğe gelecek tepkileri azaltmak için taşeron işçilerle ilgili düzenlemeyi de paket içerisine aldı. Hükümetin tam da “1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” öncesinde yeniden gündeme getirdiği UİS, kıdem tazminatının fona devredilmesi, işçilerin erişebilirliğini güvence altına alan bir kıdem tazminatı reformu yapılacaktır.” İşçi konfederasyonları kıdem tazminatında getirilmesi planlanan fon uygulamasına tepki gösteriyor. Hükümet, özellikle kıdem tazminatında yapılacak değişikliğe tepkileri azaltmak için taşeron işçilerle ilgili düzenlemeyi de pakete dahil etti. Buna karşın kıdem tazminatı işçi konfederasyonları için “kırmızı çizgi.” Türkİş’in son yapılan 21. Genel Kurulu’nda delegelerin oybirliğiyle “Kıdem tazminatına dokunmak genel grev nedenidir” kararı alınmıştı. DİSK’in de benzer kararları bulunuyor. Apple kârını katladı TTNET, kuruluşunun 6. yıl ınApple martta sona eren reda, 6.1 milmali yılın ikinci çey yon internet Çağrı merkezi CMC, bu yıl ğinde kârını yüzde 94 abonesiyle arttırarak 11.6 milyar do rekte 600 kişiye daha istihdam sağçey dü ny an ın layarak çalışan sayısını 3 bin lara yükseltti. Şirket, ikinci en büyük 10 internet sera göre 700’e çıkarmayı hedefliyor. yıl çen ge nı ışı sat e on iPh vis sağlayıcısı arasına gir en yıdiğini yüzde 88 arttırdı. Şirketin, geç olan CMC açıklamasında her yıl du yurdu. TTNET Genel Mü lar do 0 6.4 e düyüzde 30’un üzerinde büyüdülın 2. çeyreğind rü Tahsi ı döğünü ve bu yıl 15 milyon TL da 5. old n Yılmaz, Avrupa’da hisse başı karı ise bu yılın ayn uklarını belirtti. yatırım yapacağını aktardı. neminde 12.30 dolar oldu. CMC’DEN 600 KİŞİYE İŞ TTNET, dünya liginde AYEDAŞ KAÇAĞA SAVAŞ AÇTI Kayıpkaçak elektrik oranını geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 6.91’e düşüren, tahsilat oranını yükselten İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım (AYEDAŞ), “Toplu Kaçak Elektrik Kontrolü ve Tahsilatı Takip Çalışması” gerçekleştirdiğini açıkladı. Ümraniye AYEDAŞ’ta yapılan çalışma, şirketteki tüm teknik personelin katılımıyla yaklaşık 950 kişi ile gerçekleştirildi. 87 bin 173 adet tesisatta tarama yapılırken 109 tesisat için Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı düzenlendi. AYEDAŞ, bu çalışmaların başka bölgelerde de devam edeceğini duyurdu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle