19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 2012 CUMA 4 HABERLER CHP’li Tanrıkulu’nun, ‘AKP’nin yaşam hakkı ihlalleri’ raporu 10 yıllık acı bilançoyu ortaya koydu Başa Gelmeden Anlamak Yıllardır, evde çalışıyorum. Gazeteye gönderilen mektupları, dergileri, dosyaları sağ olsunlar, görevli arkadaşlar getiriyorlar. Zaman zaman gecikmeler oluyor. Kimi kitapların eve ulaşması ve benim okuyup, yazmama kadar geçen sürede, başka arkadaşlar konuyu çoktan işlemiş oluyorlar. Soner Yalçın’ın son kitabı “Samizdat” ya da öbür adıyla “Gerçeklere Dayanacak Gücünüz Var mı?” konusunda da öyle oldu. Hem Emre Kongar hem de Orhan Bursalı benden önce yazdılar. Hapisteki diğer yazar arkadaşlarımın eserleri için de durum aynıydı. Hapishanedeki yazarların, gazetecilerin eserleri toplumsal karanlıkta atılmış çığlıklardır. Gözün gözü görmediği ortamlarda, görülmeyenleri duyuran bu çığlıklar tüm tepkilerin yok olmadığının kanıtlarıdırlar. Onların hepsini okuyorum, tıpkı Soner Yalçın’ın Samizdat’ı gibi... Soner Yalçın yıllardır izlediğim bir araştırmacı yazar. Yapıtları içinde birinin (“Efendi”) mesajnı gereğince anlayamadım. Ama diğerlerinin hepsini keyifle, ilgiyle okudum. ??? Gelişmiş ülkelerde, bir kitap iyiyse, ödül alır, en güzel ödül de okuyucunun ilgisidir. Bizde ise, kitap genelde cezasız kalmaz. Yazarı izlenir, kovuşturulur, hatta kimi zaman basılmamış kitaplar yüzünden bile, hapse düşer. Bunları yaşayarak görüp öğreniyoruz. İçeriden yazan arkadaşlarımızın, yazdıklarına bedel ödetildi, kimileri tecride mahkum edildi, kimilerine başka yaptırımlar uygulandı. Şimdi benzeri olaylar, korkarım, Soner Yalçın’ın başına da gelecektir. Yazanlar bunları bilerek yazıyorlar. Yazıyorlar, çünkü ellerinde yazmaktan başka olanak yok. Yazıyorlar, çünkü yazmak onlar için yaşamaktır. Korkmuyorlar mı? Orasını bilemem, ama başlarına ne geleceğini biliyorlar, yine de yazıyorlar. 12 Eylül döneminde, Oktay Akbal’da gördüm yazar cesaretini. İlerlemiş sayılabilecek yaşında hapse düşmekten çekiniyor, bunu belli de ediyordu. Ama herhangi bir konuyu yazmaya geldi mi iş, yine de eleştiriden çekinmiyordu. Nitekim yazılarından dolayı girdi de içeri. Kaleminden başka bir şeyi olmayan yazar demokratik güvenceden de yoksun olduğu dönemlerde, hem çekinir hem de yazar. Destansı değil, insansıdır, yazarın cesareti ve bu yüzden, bence en büyük destandır. ??? Tüm baskılara karşın, ödeyeceği bedeli bilip, göze alarak yazan bütün yazarlar gibi Soner Yalçın’ı da yürekliliğinden dolayı kutluyor, kitabı okumanızı salık veriyorum. Hele L. Göktaş bölümü, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu çok iyi gösteriyor. 25 yıl TSK Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda tabur ve alay komutanlığı yapmış, Azerbeycan, Irak, Suriye, Kırgızistan gibi ülkelerde bulunmuş kıdemli albay rütbesiyle emekli olduğu tarihe kadar PKK’ye karşı girdiği çatışmalarda gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle üç defa altın madalya ile ödüllendirilmiş olan Levent Göktaş. Emekli olduktan sonra avukatlık yaparken 7 Ocak 2009’da, Ergenekon soruşturmasından gözaltına alınıp tutuklandı. Şimdi sözü Soner Yalçın’a bırakıyorum: (s. 27 4. No’lu dipnotu.) “Ankara’da o gün saat 10.00’da büroda Levent Göktaş avukat arkadaşlarıyla televizyonda Ergenekon’un yeni dalgasını seyrediyordu. Yargıtay Cumhuriyet Onursal Başsavccısı Sabih Kanadoğlu’nun evinde de polislerin olduğu haberini alt yazıdan öğrenince, ofiste çalışan avukat meslektaşı ‘Levent Bey hakikaten böyle bir örgüt var mı?’ diye sordu. Levent Göktaş ‘Herhalde var, yoksa bu kadar kişiyi gözaltına alırlar mı?’ dedi. 40 dakika sonra başına gelecekleri henüz bilmiyordu. Bürosu basıldı, gözaltına alındı, tutuklandı. Kimse başına gelmeden anlayamıyor.” Başka yoruma ne hacet! Hak ihlalleri enkazı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “AKP iktidarları döneminde yaşam hakkı ihlalleri” raporunda, “2002’den bu yana faili meçhul cinayet sayısının 129 yargısız infaz, dur ihtarı ve rastgele ateş açma sonucu ölümün 428, gözaltında veya cezaevlerinde ölen sayısının ise 322 olduğunu” söyledi. Tanrıkulu, “Türkiye vicdanını kaybediyor” dedi. Tanrıkulu, dün CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, tablolar eşliğinde ihlalleri an ? 2002’den bu yana 129 faili meçhul cinayet, 428 kişi yargısız infaz sonucu, 322 kişi gözaltında ya da cezaevinde yaşamını yitirdi. ? 20002012 arasında toplumsal olaylara kolluk kuvvetlerinin müdahalesiyle 47 kişi yaşamını yitirdi. ? 20022011 arasında iş kazalarında 10 bin 297 işçi yaşamını yitirdi. lattı. Tanrıkulu, AKP’nin “yaşam hakkıyla ilgili karnesini” anlatırken şu bilgileri verdi: “2002’den bu yana 129 faili meçhul cinayet gerçekleşti. Yargısız infaz, dur ihtarına uymamama veya rastgele ateş açılması onucu 428 kişi hayatını kaybetti. İşkenceye sıfır tolerans vaadiyle halkı kandırmaya çalışan AKP iktidarı döneminde sayısız işkence ve kötü muamele vakaları kayıtlara geçerken, gözaltında veya cezaevlerinde ölüm vakaları artarak devam ediyor. 2002’den bu yana gözaltında veya cezaevinde 322 kişi hayatını kaybetti. 2002 yılından bugüne kadar toplumsal olaylarda kolluk kuvvetlerinin müdahalesi nedeniyle 47 kişi yaşamını yitirdi. AKP iktidarı döneminde 10 bin 297 işçi hayatını kaybetti. Tersanelerde 19852003 yıllara arasında 39 işçi ölmüşken bu sayı, AKP döneminde ise 110’a çıktı. Kadına yönelik şiddetin yüzde 1400 arttığı ortada.” Tanrıkulu, Uludere olayıyla ilgili olarak da, “Faili belli, ama katliamın sorumlularını ortaya çıkarmıyorlar. Komisyona gelen yazıyı biliyorsunuz. Milli Sa vunma Bakanlığı, Genelkurmay’dan gelen o yazıya imza atarak aslında takipsizlik kararının altına imza attı. Adeta olayları aklamaya yönelik, bir takipsizlik kararının gerekçesi gibi yazılmış ” dedi. Tanrıkulu, AKP’nin “notu”yla ilgili soruya da, “Yaşam hakkı bakımından vahim bir tablo, bunun altından kalkamazlar. Türkiye bu gidişle, gelecek dönemlerde yaşam hakkı ihlalleri konusunda AİHM’de yine şampiyonluğu kimseye bırakmayacak. Yaşam hakkı ihlalinde sınıfı geçemezler, sıfır bana göre” yanıtını verdi. ‘FAŞİZM VE CİNSEL AYRIMCILIK VAR’ AKP’LİLERDEN ‘DARBE KOMİSYONU’NA YOĞUN İLGİ RTÜK’te Hitler kavgası ? AKP’li üyeler Hitler’li reklamı yayımlayan kanallara yaptırım uygulanmasına karşı çıkınca sert tartışmalar yaşandı. FIRAT KOZOK Komisyon Erdoğan’ı da dinleyebilir ERDEM GÜL Tertip komitesi üyeleri, Taksim Gezi Parkı’nda biraraya geldi. (HÜLYA KESKİN) ANKARA Hitler’in kullanıldığı ve kadınerkek ayrımcılığı yapan mesajlarıyla tartışma yaratan şampuan reklamına karşı yaptırım uygulayamayan RTÜK’te kavga çıktı. Üst kurulun önceki günkü toplantısında AKP kontenjanından seçilen dört üye reklamı yayımlayan 15 kanala yaptırım uygulanmasına karşı çıktı. CHP, MHP ve BDP’li üyelerin oyları ceza için yeterli olmadı. Üyelerin birbirlerini sert sözlerle eleştirdikleri toplantıda karar çıkmayınca, Reklam Kurulu’nun söz konusu reklamla ilgili kararının beklenmesine karar verildi. Muhalefet temsilcileri 20. yüzyılı kana bulayan faşist diktatör Hitler’in görüntüsünün kullanıldığı ve “Erkeksen ... kullanırsın” sloganıyla kadınerkek ayrımcılığı yapan reklamı yayınlayan 15 kuruluşa ceza verilmesini istedi. Ancak iktidar temsilcileri mevzuatta bu tür reklamlara uygulanacak yaptırımla ilgili bir düzenleme olmadığını belirterek isteme karşı çıktı. AKP’li üyeler ayrıca Reklam Kurulu’nun söz konusu reklama ilişkin bir yaptırım kararı aldığını, bu kararın istenmesini savundular. Ancak üst kurulda yaşanan tartışmalar daha sonra gerilime dönüştü. Edinilen bilgilere göre üyeler birbirlerini sert ifadelerle eleştirdi. Daha sonra yapılan oylamada ceza isteyen üyelerle istemeyen üyelerin sayısı eşit çıktı. Önceki toplantıda ceza verilmesi yönünde oy kullanan AKP’li üye Hasan Tahsin Fendoğlu da kararını değiştirince üst kurul, Reklam Kurulu’nun kararını beklemeye karar verdi. ‘1 Mayıs’ta Taksim’deyiz’ Emek örgütleri birliktelik sağlayamadı. DİSK ve KESK İstanbul’da, Türkİş İzmir’de, Hakİş Ankara’da kutlayacak İstanbul Haber Servisi DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin de aralarında olduğu emek ve meslek örgütleri, işçi sınıfının birlik ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlama kararı aldı. Türkİş, Hakİş, MemurSen, Türkiye KamuSen ve Birleşik Kamuİş ise 1 Mayıs’ı Ankara ve İzmir’de kutlayacak. 1 Mayıs Tertip Komitesi üyeleri, Taksim Gezi Parkı’nda biraraya geldi. Eyleme, DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Başkanı Mehmet Soğan ve TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Hüseyin Demirdizen de katıldı. Eylemciler adına basın açıklaması yapan DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, 1 Mayıs 2012’nin emeğin kazanılmış haklarına yönelik yeni saldırıların gündeme geldiği bir dönemde gerçekleştiğini belirtti. Her türlü hak arama çabasının baskı ve şiddet ile durdurulmak istendiğini vurgulayan Ekici, “1 Mayıs alanlarını, milyonların adalet isteğinin kürsüleri haline dönüştüreceğiz ve taleplerimizle, rengârenk bayraklarımızla, türkülerimizle, halaylarımızla Taksim 1 Mayıs Alanı’nda olacağız” dedi. Türkİş, Hakİş, MemurSen, Türkiye KamuSen ve Birleşik Kamuİş ise 1 Mayıs’ı Ankara ve İzmir’de ortak kutlama kararı aldı. 5 konfederasyon adına yapılan ortak açıklamada, Türkİş, Türkiye KamuSen ve Birleşik Kamuİş’in, 1 Mayıs’ı merkezi olarak İzmir Bornova Meydanı’nda; Hakİş ve MemurSen’in ise merkezi olarak Ankara Tandoğan Meydanı’nda kutlayacakları belirtildi. Açıklamada, Ankara ve İzmir dışında ortaklaşılabilecek tüm bölgelerde kutlamaların katılımcı diğer emek ve meslek örgütleriyle ve emeğe gönül verenlerle gerçekleştirileceği belirtildi. 5 sendikadan ortak açıklama ANKARA 28 Şubat operasyonları yeni dalgalarla sürerken TBMM’de de “darbeleri araştırmak amacıyla oluşturulan” komisyon, mesaiye başlamak için gün sayıyor. AKP milletvekilleri, komisyon üyeliklerine büyük ilgi gösterince, komisyonda üyelik ve başkanlık en gözde görevler haline geldi. Çok sayıda başvuru ve talep nedeniyle komisyon başkanını bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan belirleyecek. Komisyonun, “28 Şubat’ın talimatlarıyla tutuklandım” açıklaması nedeniyle Başbakan Erdoğan’ı dinleyebileceği de belirtiliyor. 17 kişilik komisyonun 10 üyesi AKP’den, 4’ü CHP’den, 2’si MHP’den 1’i ise BDP’den olacak. AKP grup yönetiminin, 10 üyelik için yoğun bir ilgi olması üzerine, başvurular için verdiği son tarih tamamlandı. Üyelik için AKP’den 70 dolayında başvuru oldu. Komisyonda üyelik için başvuran milletvekillerinin araştırılacak dö nemlerde “mağdur” olduklarını gerekçe gösterdikleri gözlendi. Çok sayıda AKP milletvekili, 12 Eylül’de “MHP ve ülkücü kuruluşlar” davalarından yargılanıp hapis yattıklarını gerekçe göstererek bazı AKP milletvekilleri de “sol görüşlü” oldukları için haksızlığa uğradıklarını belirterek komisyona üyelik başvurusu yaptı. 28 Şubat için ise daha çok o dönem RP’li olarak ya da RP’ye destek veren sivil toplum örgütlerinde yer aldıkları için mağdur edildiklerini belirten milletvekillerinden başvurular geldi. Komisyonun, “28 Şubat’ın talimatlarıya tutuklandım” açıklaması yapan Erdoğan’ı da dinlemesinin gündeme gelebileceği belirtiliyor. Erdoğan dışında, yargılamaları başlayan Kenan Evren, Tahsin Şahinkaya ile de görüşülmesi bekleniyor. Komisyonun görev alanlarına giren darbelerin tamamında siyaset ve devlet yönetiminde yer alan Süleyman Demirel de dinlenilecek ilk isimler arasında sayılıyor. Şahin’e tepki: HATAY E TİPİ CEZAEVİ İÇİN İDDİALAR urumsal kimliğimiz zedeleniyor’ Üst kurulun konuyla ilgili karar alamamasına tepki gösteren MHP kontenjanından seçilen üye Esat Çıplak, “Biz reklamın insan üzerindeki etkisine göre hareket etmeliyiz. Söz konusu reklamda bir nefret duygusu, ayrıca cinsel algıda baskı unsuru var. Dolayısıyla cezasız bırakırsak, bundan sonra olabilecek şeylere de yol açmış oluruz. Bu durum RTÜK’ün kurumsal kimliğine de çok büyük zarar veriyor” dedi. CHP kontenjanından seçilen üye Hülya Alp de “Burada hem kadınerkek eşitliği yönünden bir ayrımcı yaklaşım var. Hem de ırkçılığın simgesi olmuş bir kişilik olan Hitler’in erkek gücüyle özdeşleştirilmesi yoluyla ırkçılık vurgusu servisi var. Burada reklam içeriğinde ‘ihlal yoktur’ dememizin önünde en büyük engelimiz yasamız. Çünkü yasamızda ticari iletişim dediğimiz, içine reklamları da alan her türlü ticari iletişim ürünlerine ilişkin hükümler var. Kaldı ki Reklam Kurulu’nun bu ürüne yönelik verdiği karar, bizim bu reklamı yayınlayan kuruluşlara ceza vermemize engel değil” diye konuştu. ‘K İşi gücü bırakmış dinliyor Öğrencilerden yumurtalı protesto Öğrenci Kolektifleri, üniversitelerdeki harçları, taleplerini hiçe sayan YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’yı protesto etmek amacıyla dün Taksim Tünel Meydanı’ndan Galatasaray Lisesi önüne kadar yürüdü. “Boş laf değil, haklarımızı istiyoruz” pankartı açıp “AKP’nin YÖK’üne takla attıracağız”, “Korumanı al, şemsiyeni aç, yumurta geliyor kaç Gökhan kaç” ve “İdris oynasın, Gökhan taklalar atsın” sloganları atan öğrenciler, Galatasaray Lisesi önünde basın açıklaması yaptı. Grup adına açıklama yapan İTÜ öğrencisi Ezgi Taş, “YÖK, üniversitelileri hiçbir şekilde temsil etmeyen ve AKP Gençlik Kolları gibi çalışan Türkiye Öğrenci Konseyi’ni ön plana çıkararak, ‘reformu üniversitelilerle beraber yapıyoruz’ havası yaratmaya çalışıyor” dedi. Öğrenciler, Çetinsaya’ya Galatasaray Postanesi’nden bir sepet yumurta gönderdi. (SERKAN YILDIZ) Mahkumlara psikolojik taciz MERSİN (Cumhuriyet) İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi, Hatay E Tipi Kapalı Cezaevi’nde mahkumlara görüş hakkının kullandırılmadığı, su verilmediği ve günde 34 kez sayım yapılarak mahkumlara psikolojik taciz uygulandığı yönünde şikâyetler aldıklarını belirtti. Hatay E Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşanan hak ihlalleri, ailelerin ve mahkumların İHD’ye başvurmasıyla ortaya çıktı. İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi, daha önce de aynı cezaeviyle ilgili şikâyetler aldıklarını ancak son iki günde kendilerine 8 başvuru ulaştığını belirtti. Tutuklu ve hükümlülerin neredeyse tamamına açık görüş cezası verildiği normalde 1 saat olan kapalı görüş hakkının ancak 10 dakikasının kullandırıldığını söyledi. SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ Kaçırılan askerler için ‘serbest bırakın’ çağrısı Haber Merkezi İHD, MazlumDer, PSAKD ve Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan üç asker, bir polis, bir kaymakam adayının serbest bırakılmasıyla ilgili hükümete ve terör örgütü PKK’ye çağrıda bulundu. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Kemal Bülbül, MAZLUMDER Genel Sekreteri Üstün Bol ve Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, Ankara Rixos Grand Otel’de konuyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Terör örgütü PKK tarafından kaçırılan üç asker, bir polis, bir kaymakam adayının serbest bırakılması çağrısında bulunan STK temsilcileri kaçırılan kişilerin serbest bırakılmalarının bir iyi niyet göstergesi olabileceğini dile getirdiler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in BDP’li milletvekillerinin telefonlarının dinlendiğini açıklamasıyla ilgili olarak, “Şahin’in keyfine göre dinleme yapılıyor. İşi gücü bırakmış, bizi dinliyor. Böyle demokrasilerde böyle bakan. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na sesleniyorum, hâlâ soruşturma açılmadı mı?” dedi. BDP’li Sırrı Süreyya Önder de “Mühim bir eşeklik, ahmaklık yapılmıştır. Bakanın zekâsı, söylediğim söz başka yerlere gider diye düşünmeye yetmiyor. Sanki marifet yapmış gibi, öküzün göle rahatladığı gibi pat pat söyledi” diye tepki gösterdi. C MY B C MY B ğını da ifade eden Tanrıverdi, 5 kişilik koğuşlarda 1015 kişi kaldığını söyledi. Tanrıverdi, “Başvuruları esas alacak şekilde suç duyurusunda bulunacağız. Cezaevindeki insanların birtakım hakları kısıtlanmış olabilir ama temel hak ve özgürlüklerin mutlaka kullandırılması gerekiyor” dedi. Tanrıverdi, Karataş, Adana Kürkçüler, Tekirdağ F Tipi Cezaevi ve Kırıkkale Cezaevi’nden de hak ihlalleri konusunda şikâyetler aldıklarını söyledi. ‘Suç duyurusunda bulunacağız’ Koğuşlarda kapasitenin üzerinde mahkum kaldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle