18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MART 2012 SALI 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Evrilme yaşama Soran, yavaş girer. Birkaç sorgulayan, nesil sürebilir ve araştıran, analiz ve bazen sonuçları sentez yapan bir Prof. Dr. OSMAN İNCİ hissetmeden eğitim sistemi süreçler birbirini bilindiği gibi izler. Türkiye çağdaş eğitimin yaklaşık yarım tanımlarından yüzyıldır evrilme birisidir. Tüm sürecindedir. Önce dünyada ve anayasal altyapı hazırlandı, 12 Eylül 2010 ülkemizde aradığımız eğitim sistemi bu anayasa referandumu en önemli evrilme temel öğeleri taşımalıdır. Nitelikli eğitim tarihidir. Genetik yapıyı etkileyecek, sonraki olmadan nitelikli insan yetiştiremeyiz. Biz nesillere yansıyacak düzeyde ülkenin bu altyapıyı beklerken farklı bir evrilme kromozomlarına müdahale edilmekte. sürecine giriyoruz. Eğitimciler bu süreçte Dinsel anlayışı yönetim yapısına egemen görev ve sorumluluklarını yapmak kılmak artık gizlenmemektedir. Bu konuda durumundadır. en önemli çalışma ve yapılanma, eğitim Bireyler yaşamlarındaki, uluslar ise sistemini etkileyenlerdir. Türkiye’de bu tarihlerindeki yanlış ve doğrulardan ders amaçla kurulan ve eğitim kurumlarına alırlar. Kişisel ve ulusal tarihlerden ders yönelik çalışan vakıf, öğrenci yurdu, özel alınırsa tarih yinelenmekten kurtulur. Aydın dershane, kuruluş, pansiyon evlerin sayısı tarih bilinci olandır. Biz tarihi doğru okumak birkaç bini geçmiş durumda. (Dershane ve yorumlamak durumundayız. Ülkemizde sistemi milli eğitimimizin omurgası oldu son çeyrek yüzyılda yaşanan değişimlerde artık.) Bu altyapı yatırımlarından sonra aydınların sorumluluğu yadsınamaz. gelinen nokta artık sistem değişikliğidir. Özellikle üniversitelerin ve akademik Milli eğitim sistem değişikliği yasal altyapısı kamuoyunun sorumluluğu çok büyüktür. tamamlanmak istenmektedir. İşte 4+4+4 Aydın, çağının tanığıdır ve aynı zamanda olarak adlandırılan ve 12 yıllık “kesintisiz” çağı değiştiren, yönlendiren ve eğitim olarak sunulan, bu sistem güdüleyendir. değişikliğidir. Son zamanlarda Osmanlılığa bir saygınlık Sayın aydınlarımız ve akademik ve hayranlık yaratılmak istenmekte ve bu kamuoyumuz! Sonuçlardan hepimiz amaçla birçok proje devreye sokulmakta. Amaç Türkİslam sentezi ideolojisini toplum sorumluyuz. Biz susarsak kim konuşacak? Özerk ve özgür kurumlarımız neredeler? yaşamına egemen kılmaktır. Bu projenin Üniversiteleri dahi susan bir toplumda unsurları sırası geldikçe uygulamaya demokrasi olur mu? Yasal yollardan sokulmaktadır. Cumhuriyetin kromozomları toplumu aydınlatma, topluma öncü olma ve genetiği değiştirilmektedir. Altyapı görevinizi bekliyoruz. Eğitimde söyleyecek çalışmaları tamamlanmış olmalı ki son bir sözümüz, yazacak bir satır görüşümüz süreç olan yasal değişim ile taçlandırılacak. yoksa, hangi alanda konuşma hakkımız Devrim hızlı ve anidir. Devrimin sonuçları olacak? yaşama hemen girer. Evrilme ise yavaştır. GÖRÜŞ Bilim ve Eğitim Milletvekillerine Çağrı: 4+4+4’e Geçit Vermeyin 4+4+4 tasarısı, apaçık bir şekilde Türkiye’yi geriye götürecek bir karşıdevrim projesi olup (başta devrim yasalarından Öğretim Birliği Yasası olmak üzere) laik cumhuriyet ilkelerine ihaneti içermektedir. Prof. Dr.Necla Arat Kadın Araştırmaları Derneği Başkanı 4+4+4 Kademeli Eğitim Ta larımızın gelecekleri karartılasarısı, ne yazık ki dinsel refe rak, gelecek kuşaklar üzerinde ranslar üzerinde şekillenen ve adeta kumar oynanarak alınAtatürk devrimleri ile hesap mak isteniyor. laşma amacını güden bir proBaşbakan’ın 4+4+4 projesi, jedir. Bu projeyle eğitim siste dine dayalı iktidarı kurmak, mini kökten değiştirmeyi he devletin ve toplumun yapısını defleyen iktidar, Başbakan’ın daha da İslamileştirmek için haağzından 28 Şubat’ın intika zırlanmış, tümüyle ideolojik mının alındığını şöyle itiraf ve dayatmacı bir projedir. etmektedir: “Şimdi kademeli Bu proje ile 8 yıllık zorunlu eğitimle 28 Şubat’ın son iz kesintisiz eğitim, dörder yıllık üç kademeye ayrılmaktadır. lerini siliyoruz.” Medyadaki yandaş dinci ka İlköğretim gerçekte 4 yıla inlemler ise duruma biraz daha dirilmekte, okula başlama yaaçıklık (!) kazandırarak “28 şı 6 olarak belirlenmekte, okulŞubat’ın yıldönümünde Tür öncesi eğitim ise kapsam dıkiye pisliklerinden birinden şında bırakılmaktadır. Çıraklık daha arındırılıyor. Bu, hal yaşı tasarıda önce 11 olarak ka verilecek en güzel bir önerilmiş, çocukların ucuz işödül… Bir 28 Şubat özrü..” gücü haline getirilecekleri, çodemektedirler. cuk sömürüsünün yaygınlaşa28 Şubat’ın rövanşı çocuk cağı ve bu durumun uluslararası sözleşmelere (örneğin ILO) uymadığı eleştirileri üzerine Eğitim Alt Komisyonu’nda 15’e çıkarılmıştır. En yoğun eleştiri ise 10 yaşında birinci kademeyi (yani ilkokulu) bitiren küçük öğrencilerin örgün öğretimden koparılıp Kuran kurslarına yönlendirileceklerine ilişkin olanıdır. (Çünkü AKP, daha önce kaygılandırıcı bir hazırlık yapmış ve Kuran kurslarına devam etmek için 12 olan yaş sınırlamasını kaldırmıştır.) Bir başka eleştiri konusu da özellikle kız öğrencilerin örgün eğitime katılımlarının engelleneceği; sosyal yaşamdan uzak kalma ve erken yaşta evlendirilme tehlikesini yaşayacakları; bunun sonucunda da toplumun sayıları giderek artacak çocukgelinler, çocukanneler trajedisi ile karşı karşıya kalacağıdır. Tasarıda 710 yaşındaki çocuklarla 1114 yaşlarındaki çocukların aynı mekânda bulunmalarının sakıncaları gerekçe gösterilerek okul binalarının ayrılması da öngörülmektedir. Oysa yeterli sayıda okul binası bulunmadığı herkesçe bilinmektedir. AKP, “ileri demokrasi” maskelemesi altında yapılandırdığı otoriter rejimden güç alarak, şimdi 4+4+4 tasarısıyla İslami gündeminin yeni bir aşamasını sahneye koymaktadır. Genç kuşakların çağdaş eğitim yerine İslamcı eğitim almalarını istemekte, “dindar ve kindar bir kuşak” yetiştirme planı, Başbakan tarafından dile getirilmektedir. Milli Eğitim Bakanı da önce “kademeli eğitime ilişkin kendisinin haberdar olmadığını” söylerken daha sonra “8 yıllık zorunlu kesintisiz eğitimin 28 Şubat ürünü olarak imam hatiplerin önünü kesmek için başlatılan bir sistem olduğunu ve en çok meslek liselerini olumsuz etkilediğini” öne sürmüş; ayrıca “4+4+4 projesinin eğitim sisteminin yapısal sorunlarına ve AKP’nin gelecek hedeflerine yönelik önemli bir düzenleme olduğunu” vurgulamıştır. Ne var ki 4+4+4 projesi, eğitim sisteminin yapısal sorunlarından, örneğin; birleştirilmiş sınıflar uygulamasına, ikili öğretime, 50’nin üzerindeki sınıf mevcutlarına, yetersiz sayıdaki okul binalarına,109 bin civarındaki öğretmen ihtiyacına, taşımalı eğitime deva olacak bir içeriğe sahip değildir. Ama, AKP’nin geçmişten geleceğe uzanan hedefleri arasındaki imam hatiplerin orta kısımlarının yeniden açılması ve kız çocukların ergenlik çağına girmeden örtünmeleri gibi popülist beklentilerini gerçekleştirmesini sağlayacaktır. Üniversitelerde “hukukun arkasından dolanarak” delinen türban yasağı, 4+4+4 ile ilk ve ortaöğretim kurumlarında, “türban özgürlüğüne” dönüşecektir. Temel pedagojik ilkelere aykırılıklarla dolu olan bu tasarı, zaten var olan cinsiyet eşitsizliklerini daha da arttıracaktır. (Nitekim şimdiden karma eğitime son verilmesi, kız ve erkek okullarının ayrı ayrı olması talepleri dillendirilmektedir.) Kısacası, 4+4+4 tasarısı, apaçık bir şekilde Türkiye’yi geriye götürecek bir karşıdevrim projesi olup (başta devrim yasalarından Öğretim Birliği Yasası olmak üzere) laik cumhuriyet ilkelerine ihaneti içermektedir. Milletvekilleri, laik Cumhuriyete bağlılık yeminlerine sadık kalmalı, bu gerici yasa tasarısına geçit vermemelidir. Bari Çocukları Vermeyin!.. Aklı başında olan herkes, temel eğitimi AKP’ye uyduracak kanuna karşı çıkıyor... “Dindar bir nesil yetiştireceğiz” diyen Başbakan’ın ise acelesi var... Yasanın bir an önce çıkması için var gücüyle bastırıyor... Çünkü “dindar nesil” ona, kurmakta olduğu dinci totaliter devlet için lazım... Her okul bir imam hatip olsun istiyor... ? CHP, eğitim sistemini tümden değiştiren bu Cumhuriyete tuzak yasayı engellemek, bu yaşamsal tehdidi durdurmak çabasında... Ama komisyonlarda muhalefet milletvekillerini dövüp dışarı attılar, her maddesini 2.5 dakikada görüşüp kabul ettiler aceleden... Şimdi CHP tepkisini meydana taşıyor... Grup toplantısını bugün Tandoğan Meydanı’nda yapacak... Halkı da çağırdı... ? Şimdi ben millet çoğunluğuna ne yapacağını söyleyeyim: Gitmeyin... Televizyon gösterirse bakarsınız... Eğer dizi yoksa, divanda otururken gözünüze ilişirse “acaba bedava bir şey mi dağıtıyorlar” diye sorarsınız büyük oğlana... Bırakın... İmam lezzetinde yetişsin çocuklar... Sonra aydınlanmayı beklersiniz... Ancak değil ampul, avizeyi soksanız faydası yok... ? Biz azınlık Tandoğan’a gideceğiz... Anneler... Babalar... Dedeler, amcalar, kardeşler, ablalar... Çağdaş yaşamı savunan tüm güçlerin ezildiğini... Laik Cumhuriyeti korumak isteyen herkesin bertaraf edildiğini... Bu çağda dinci bir nesil için sıranın çocuklara geldiğini... Gören, anlayan, idrak eden herkes adına... Hiç olmazsa... Olduğu kadar... ? Siz ‘TiVi’ye bakın... Hukuku, yargıyı, adaleti verdiniz... Aydınlarınızı, yazarlarınızı, çizenlerinizi, hocalarınızı, askerlerinizi, medyanızı, sendikalarınızı, sivil toplum örgütlerinizi, üniversitelerinizi... Sesinizi, soluğunuzu, umutlarınızı verdiniz... Demokrasiyi verdiniz... Cumhuriyet ilkelerini, kurumlarını verdiniz... Atatürk’ü bile verdiniz bre... Sesiniz çıkmadı... Bari çocuklarınızı vermeyin... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle