14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2012 PERŞEMBE 4 HABERLER Hakan Fidan’ı kurtarma yasasında ‘Başbakan’ın görevlendirmesine’ ilişkin muğlaklık sıkıntı yarattı Resmi Derin Devlet “Derin devlet” demokrasilerde bulunmaması gereken, ama yapısı ne olursa olsun, her devlette duruma göre az ya da çok var olan bir gerçektir. Demokrasinin onsuz olmazı şeffaflık ilkesine taban tabana zıt olan derin devletin karanlık ve derin dehlizlerinde, yasaya aykırı işlerin failleri, sorumluları, suçluları kaybolur giderler, bunlar bulunamazlar ve dolayısıyla hesap da sorulamaz. Devletin hikmetinden sual olunmadığı tarihin geçmiş dönemlerinde, hukuk, insan hakları gibi sınırlamalar yoktu ki devletin “derin”i, “sığ”ı olsun. Gerektiğinde tüm devlet baştan aşağı derin devlet olurdu, kimse hesap soramazdı. Esas olan “hikmeti hükümet” (raison d’Etat) idi. Her şeyi kapsardı onun alanı. Zaman içinde, “hikmeti hükümet”in kapsama alanı daralmaya başladıkça demokrasi de gelip oturdu, devlet eylemleri şeffaf olması, her fiilinin hesabını vermesi gereken bir örgüte dönüştü. Bir ülkenin gerçek demokrasi mi, demokrasi benzeri mi, yoksa yapay demokrasi mi olduğunun en iyi ölçütü ise şeffaf devletle derin devletin işgal ettikleri alanların birbirlerine oranlarıdır. ??? Bir ülkede, derin devletin yüzeyinin genişliği ile demokrasinin ölçüsü birbirleriyle ters orantılıdır. Ve demokrasilerde, esas olan şeffaf devlettir; derin devletin alanı istisnadır. Tabii Türkiye’de durum böyle değildir. Derin devlet konusunda Türkiye’de yaygın olan bir başka garabet ise toplumun bu kavramı iyiden iyiye güçlendirecek bir davranış içinde olmasıdır. Gerçekten de, “derin devlet” bir yazgı gibi kabul edilerek efsaneleştirilmektedir. Gözümüzün önünde cereyan eden olayların, herkesin bildiği, tanıdığı, teşhis ettiği sorumluları ortadayken, onu bir giz perdesine büründürüp hemen “derin devlet” savını ortaya atmaya yalnız Türkiye’de rastlanır. Oysa ortada, derin devlet falan yoktur, her şey göz önündedir. Her şey elimizin altında resmi devletin sığ sularının ortasında görünür yerdedir, dönüp bakmak yeter. Bu olgunun en çarpıcı örneği, Hrant Dink olayıdır. ??? Hrant’ın öldürüleceğini herkes biliyordu. Cinayet de herkesin gözü önünde işlendi. Sorumlular Trabzon Vilayeti’nde, Trabzon Emniyeti’nde, İstanbul Vilayeti’nde, İstanbul Emniyet’inde ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nde herkesin adlarını bildiği, suretlerini televizyonda gördüğü kişilerdi. Ama siyasi iktidar onların hesap vermesini istemiyordu, kimini terfi ettirdi, kimini devlet memuru yaptı. Siyasi iktidarın sorumluluğunu gözden kaçırmak isteyenler, hemen yapıştırdılar: Hrant Dink cinayeti derin devletin işi. Halt etmişlerdi! Hrant Dink cinayeti derin devletin değil, düz, sığ devletin işiydi. Şu anda MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı kurtarmak için çıkarılmak istenen yasa, ne kuş ne deve demokrasimize ve dünya literatürüne yeni bir kavram hediye ediyor. Bu kavram, “resmi derin devlet”tir. Derin devlette hesap sorulamaz, suç gayri resmi karanlık dehlizlerde kaybolup gider. Şimdi Başbakan’ın özel görevlendirdiği kişiler hakkında Başbakan’ın izni olmadıkça dava açılamayacağı hükmü, yeni dokunulmazlar, yeni hesap sorulmazlar yaratacak. Artık, Başbakan’ın görevlendirdiklerinden derin devletteki gibi hesap sorulmayacak. Olayın failleri resmen bilinecek, ama yine de hesap sorulamayacak. Çünkü o kişiler Başbakan’ın koruması altında olacaklar.“Resmi derin devlet” işte budur. Bürokraside talimat kaygısı BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağrılması üzerine harekete geçen AKP’nin MİT Yasası’nda değişiklik yapan yasa önerisi, Başbakan’ın görevlendirmesine ilişkin tam bir mekanizma belirlememesinden ötürü bürokraside kaygı yarattı. Yasa önerisiyle, “MİT mensuplarının veya başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendirilenlerin; görevini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı” haklarında soruşturma yapılması Savcı Sarıkaya için yeşil ışık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Sadullah Ergin, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve görevliler hakkında soruşturma başlatan Özel Yetkili Savcı Sadrettin Sarıkaya hakkında HSYK tarafından başlatılan incelemeye onay vereceğini söyledi. Bakan Ergin, gazetecilere yaptığı açklamada “3. Daire’nin bugüne kadar yaptığı değerlendirmelere genel itibarıyla katıldım. Çok aykırı bir şey yoksa tabii ki bugüne kadarki inceleme soruşturma kararlarının tamamına onay vermiş durumdayım” dedi. başbakanın iznine bağlı olacak. Öneriye göre, MİT mensupları veya başbakanın özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendirdiği kişilerin soruşturmasında Ceza Muhakemesi Yasası’nın 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan özel yetkili mahkemelerin görev alanına giren suçları işledikleri takdirde de başbakanın izni gerekecek. Ancak bu noktada Başbakan’ın “özel görev ifade etmek” için hangi yasal dayanak çerçevesinde görevlendirme yapacağı bilinmiyor. Bunun yazılı bir talimat olup ol mayacağı, sözlü talimatların bu kapsama girip girmeyeceği konusundaki muğlaklık ortaya çıktı. Yasa önerisinin bu ayrıntıyı düzenlememiş olması “Başbakan’ın şifahi talimatı, özel görev ifası için yeterli olur mu” sorusunu da beraberinde getirdi. Üst düzey bir bürokrat, “Bu gelişmeler sonrasında kritik görevlerde atacağımız her adımda en üst düzeyde yazılı siyasi talimat istemek durumdayız” görüşünü dile getirdi. Aynı bürokrat, “Yazılı siyasi talimat olmadan, inisiyatif alarak atacağımız her adım, sıkıntıya neden olabilecek gibi görünüyor. O nedenle siyasi iradenin yazılı talimatı büyük önem taşıyor” değerlendirmesini yaptı. YALÇIN AKDOĞAN ‘AKPcemaat arasında çekişme yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılmasıyla bir kez daha gündeme gelen iktidar partisi ile Gülen cemaati arasında çatışma olduğu iddialarına, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan’dan yanıt geldi. Akdoğan, AKP ile cemaatin bugüne kadar çatışmadığını, bundan sonra da çatışmayacağını savundu. Yeni Şafak gazetesinde Yasin Doğan takma adıyla yazılar kaleme alan AKP Milletvekili Yalçın Akdoğan, “Her türlü oyunun farkındayız...” başlığını attığı ve gazetenin manşetinden “Bu oyun bozulur” başlığıyla duyurulan yazısında, iki yapı arasında bir çatışma yaşanmadığını ve yaşanmayacağını belirtti. Akdoğan, “Bugün bazılarının anlamadığı şudur: Başbakan Erdoğan’ı gönülden seven cemaat mensupları ile Hocaefendi’ye sevgi besleyen AK Partililer arasında bir çatışma ve çekişme olamaz, bunlar birbirinden ayrılamaz, çünkü bunlar aynı insanlardır” dedi. Akdoğan, “AKP ile Gülen cemaati arasında hiçbir zaman bir çatışma ve çekişme yaşanmamıştır, bundan sonra da yaşanmayacaktır. Bu sadece gönül birlikteliği değil, büyük Türkiye idealinde temerküz eden bir amaç ve hedef birlikteliğidir.” Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce de, “Son tuzak: iktidarcemaat” başlıklı köşe yazısında benzer görüşleri savundu. Gülerce, MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılmasının ciddi bir soruna dönüştüğünü belirterek “Hazır kıta bekleyenler, ‘YargıMİT çatışması’ yaftası ile başlatılan tartışmayı, ‘Cemaatiktidar kavgası’, ‘asıl hedef Başbakan’ noktasına taşıdılar” dedi. Gülerce, Ergenekon davasını sulandırmak isteyen medyanın bu süreci fırsat olarak gördüğünü ileri sürdü. BAŞBAKAN YARDIMCISI BOZDAĞ İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ‘Stratejik görevlerde izin olmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MİT müsteşarı ve görevlilerine özel yetkili mahkemeler karşısında yasal düzenlemeyle zırh oluşturulurken gözler başka kesimlere de bu olanağın sağlanıp sağlanmayacağına çevrildi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Sadece MİT’in için düzenlemeyi doğru bulmayacağını” belirtirken Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise “İzin mekanizmasının bütün herkesle alakalı olmasını ben kendi açımdan doğru görmem.” dedi. CNN Türk televizyonunun sorularını yanıtlayan Bozdağ,“Ben katalog suçlarla ilgili bir izin mekanizmasının bütün herkesle alakalı olmasını kendi açımdan doğru görmem. Oradaki işin niteliğiyle alakalı. Oradaki düzenleme ve yapıyı birbirinden ayırmak lazım. Özel birtakım görevlerle ilgili, ülkenin güvenliğiyle alakalı, gerçekten stratejik birtakım görevlerle alakalı düşünülebilir. Zaten bizim sistemimizde izin var. Pek çok devlet memurunun izinsiz yargılandığı bir yapı yok. Katalog suçlarla ilgili bir istisna var. Onun dışında bir de Yolsuzlukla Mücadele Kanunu’nun çerçevesinde bir istisna var. Diğer konularla ilgili de stratejik birtakım görevlerde bulunanlarla ilgili bir izin sistemine ihtiyaç var. Zaten bu MİT Kanunu’nda var. 26. maddesi zaten görevin niteliğinden doğan suçlar veya görev sırasında işlendiği iddia olunan suçlarla ilgili takibat Başbakan’ın iznine bağlıdır, diyor. Açık hüküm var” dedi. kin olarak da,“Olmazsa olmaz değil, ihtiyaç ortadan kalktığında bu mahkemeler kaldırılacak” dedi. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise CHP’li Turgut Dibek’in soru önergesine verdiği yanıtta MİT’in istihbari çalışmalarını mevzuata uygun şekilde, terörle mücadele konusunda yürütülen faaliyetlerin bir parçası olarak yerine getirdiğini belirtti. namikzafer@yahoo.com Gülerce: Son tuzak Öcalan gerginliği Terör örgütü liderinin yakalanışının 13. yıldönümü nedeniyle bölgedeki kentlerde esnaf kepenk açmadı MAHMUT ORAL / CİVAN DEĞER/ CİHAN ORUÇOĞLU ADALET KOMİSYONU EMNİYET’TE MİT TEMİZLİĞİ Görevden alınan iki müdürünekibidağıtıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) KCK soruşturmasında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasının ardından görevden alınan İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan ve Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün ekibi de dağıtıldı. Hakan Fidan’ın “şüpheli” olmasına neden olan soruşturmada aktif rol alan 9 emniyet amirinin görev yerleri değiştirildi. Özel Yetkili İstanbul Savcısı Sadrettin Sarıkaya tarafından KCK soruşturması kapsamında Müsteşar Hakan Fidan ve 4 eski MİT yöneticisini 7 Şubat günü ifadeye çağırması üzerine yargı ile hükümet arasında başlayan kriz henüz son bulmamışken dün akşam saatlerinde dikkat çeken bir gelişme daha yaşandı. Görevden alınan polis şefleri Atayün ve Demirhan’ın ekiplerinde yer alan 9 personelin görev yerleri de değiştirildi. TEM Şube Müdürlüğü’nde görevli 1 müdür yardımcısı, 2 emniyet amiri, 1 başkomiser ve 1 komiser ile İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli 2 emniyet amiri, 1 başkomiser ve 1 komiser, İstanbul Valiliği tarafından Emniyet’in başka birimlerinde görevlendirildi. Görevden alma talimatının bizzat İçişleri Bakanlığı tarafından verildiği kaydedildi. htiyaç bitince kaldırılacak’ Bozdağ, AKP ile Gülen cemaati arasındaki kavga iddialarına, AKP’nin herkesle kavgalı gösterilmeye çalışıldığı, 75 milyon insanı bir gördükleri cevabını verdi. Bozdağ, kamuyoyunda sıkça tartışılan ve eleştirilen özel yetkili mahkemelere iliş ‘İ DİYARBAKIR/ BATMAN/İSTANBUL Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanışının 13. yıldönümü nedeniyle bölgedeki kentlerde olaylar çıktı. Esnafın kepenk açmadığı bölgede, BDP ve bazı sivil toplum kuruluşlarının binalarına siyah bez asıldı. İstanbul’da Öcalan’ın yurtdışında yakalanıp ve Türkiye’ye getirilmesini protesto eden Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) üyesi yaklaşık 40 kişi gözaltına alındı. Taksim Meydanı’nda “15 Şubat uluslararası komplosunu lanetliyoruz” pankartı ile çıkmak isteyen gruba çevik kuvvet ekipleri barikat kurarak izin vermedi. Bekâr Sokak’a giren topluluk oturma eylemi yaparak, durumu protesto etti. Grubun dağılmaması üzerine, polis aralarında BDP İstanbul Eşbaşkanları Asiye Kolçak ve Ali Rıza Bilgili’nin de bulunduğu 40 kişiyi gözaltına aldı. DİYARBAKIR: BDP Diyarbakır İl Başkanlığı’nın Batıkent mevkisinde yapacağı basın açıklaması öncesi geniş güvenlik önlemleri alan polis, bölgeye kimsenin girmesine izin vermedi. Parkın giriş kapıları zincirlendi ve üzerine asma kilit vuruldu. Bunun üzerine aralarında milletvekilleri Nursel Aydoğan ve Ayse Tuğluk’un da bulunduğu grup, Belediye Konukevi’ne yürüdü. DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, “Sayın Öcalan bir direniş yürütüyor. Ne pahasına olursa olsun bu direnişin arkasında duracağız. Biz şehitlerimize söz verdik, ya özgürlük ya özgürlük” dedi. Kent genelinde çok yoğun önlem alınmasına karşın birçok noktada göstericiler yollara çöp konteynırlarını çekerek trafiği engelledi. ‘Çete kurma’ tartışması BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Batman’da yurttaşlara seslendi. HAKKÂRİ: Nöbetçi eczane ve fırınlar dışında tüm işyerlerinin kapalı olduğu kentte polis olası olaylara karşı geniş güvenlik önlemi alırken çevre yolu üzerinde bir araya gelen ve yüzü kapalı 50 kişilik bir gruba polis müdahale etti. Polis grubu dağıtmak için gözyaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanırken göstericiler de polise molotofkokteyli ve taşlar ile karşılık verdi. ŞIRNAK: Şırnak’ın Cizre ilçesi Nur Mahallesi yakınlarındaki Cizreİdil karayolu üzerinde toplanan ve yolda taşlarla barikat kuran kalabalık bir grup, karayolunu bir süre trafiğe kapatarak terör örgütü PKK ve Öcalan lehine slogan attı. Göstericiler, polisin uyarısına havai fişek, molotofkokteyli, taş ve ses bombalarıyla karşılık verdi. Göstericiler, polise yönelik 50’yi aşkın ses bombası attı. Polis panzeri üzerinde patlayan ses bombaları ve havai fişekler ile molotofkokteylleri, polisin göstericilere gaz bombasıyla müdahale etmesi, Nur Mahallesi sakinlerine de zor anlar yaşattı. VAN: Van merkez, Erciş ve Başkale ilçelerinde esnafın büyük bölümü kepenk açmadı. Sessizliğin hâkim olduğu kentte polis, başta Cumhuriyet Caddesi, AKP il binası, Maraş Caddesi olmak üzere kentin büyük bölümünde yoğun önlemler aldı. BATMAN: Fırın ve eczanelerin dışında esnafın büyük bir bölümünün kepenk açmadığı Batman’da, kontaklar kapatıldı, öğrenciler okulları boykot etti. Yurttaşler evlerinden çıkmadı. BDP’li Batman Belediyesi önünde toplanan yurttaşlara seslenen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AKP hükümetinin Kürtlere “siyasi soykırım” uyguladığını belirtti. Son dönemde KCK operasyonları kapsamında sayısız tutuklamalar yapıldığını vurgulayan Demirtaş, “AKP faşistçe bir politika izliyor” dedi. ŞANLI URFA: Birçok mahallelede esnaf kepenk açmadı. BDP il binası başta olmak üzere birçok sivil toplum örgütünün binalarına siyah bez asıldı. MARDİN: Mardin’in Kızıltepe, Nusaybin, Derik, Mazıdağı ve Dargeçit ilçelerinde fırın ve eczaneler dışında esnaf kepenk açmadı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve teşkilat yöneticilerinin soruşturma ve yargılanmalarını başbakan iznine bağlayarak yargıdan kurtarma düzenlemesi TBMM’de jet hızıyla görüşülürken yargının hızlandırılması paketi, alt komisyona havale edildi. Muhalefetin, tutukluluk süreleri, tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması, özel yetkili mahkemelerin sınırlandırılmasıyla ilgili yasa önerileri de alt komisyonda yargı paketi kapsamında değerlendirilecek. MİT’e zırh yasasının görüşmelerinde Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile CHP’liler arasında, “Başbakan’a çete kurma yetkisi veriliyor” kavgası çıktı. CHP’li Ali Rıza Öztürk, “Başbakan’a çete kurma yetkisi verilmektedir” dedi. Bu sözler üzerine Bozdağ ve CHP’liler ayağa kalkararak birbirine karşı bağırdı. Bozdağ, “Türkiye’nin Başbakanı’nı çete kurmakla, mafya kurmakla, infaz timleri kurmakla itham etmek çok büyük saygısızlıktır” derken CHP’li Öztürk, “Ben Başbakan çete kuruyor demedim. Sensin saygısız sayın bakan! Çete kurduruyor ve başına Başbakan’ı geçiriyorsunuz. Bu yargıya müdahalenin daniskasıdır” diye yanıt verdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle