25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 ŞUBAT 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 11 Prof. Dr. Boratav ve Yeldan’a göre, cari açığın büyüklüğünden çok, finansmanındaki kalitesizlik en büyük risk Bu gidiş, gidiş değil DIŞ KAYNAĞA BAĞIMLI OLDUK Prof. Dr. Korkut Boratav: Ayakta durmak için, yani büyümek için değil ayakta durmak için dahi Türkiye’nin dış kaynağa gereksinimi vardır. Bu zafiyet belirtisidir. Geçen dönemde, Libyalı muhaliflere çanta içerisinde dolar götürüldüğü söylendi. Bu aslında dil sürçmesi ile yapılan itiraftır ama net hata noksan işlemidir. Bu şekilde para götürülebilmişse, benzer şekilde gelebilir. rasyonu gerektiğini anlatan Boratav, “Yeni baştan her şeyin dönüşmesi lazım. Ancak bütün bunları yapmak için de Türkiye’nin ulusal tasarruf oranını yükseltmesi lazım ki hareket serbestisi olsun. Tasarruf oranı düşükse dış açık vermek kaçınılmaz olur” diye konuştu. “Kaynağı belirsiz para girişi” konusunda da değerlendirmelerde bulunan Boratav, eğer Türkiye’deki bankalar offshore işlemleri yapmıyorlarsa, kaynağı belirsiz hesap arttırışı gerçekleştirmiyorlarsa, yani “talimat üzerine meçhul bir şahsa hesap açmıyorlarsa”, paranın da kaydının olacağına işaret etti. Türkiye’deki bankaların, denetim sisteminin “kaynağı belirsiz para” girişini önlediğini tahmin ettiğini belirten Boratav, “Türkiye’deki bankacılığın böyle bir bankacılık olmadığını tahmin ediyorum ama kesin de söyleyemiyorum” dedi. Boratav, bir başka yöntemin de yurtdışından “bavullakamyonla” döviz taşınması olduğunu, bunun da kayıt dışı para girişi anlamına geldiğini kaydetti. Demokrasi Ruhuna El Fatiha TÜSİAD Başkanı’nın söylemi ile “sıradan vatandaşların dehşet, güvensizlik duyguları artarak izledikleri erkler kavgası”, siyasi iktidar gücünü kollama, kurtarma adına atılan adımların her biri, demokrasinin ruhuna fatiha okutturacak acımasızlıkta, gözü kara... Siyasi iktidar kavgalarının doğasında, acımasızlığında, kazanan lider ya da siyasetin karşısında kaybedenin olması bağlantılı öfke, sınır, kural tanımazlık, hırs hep var... Siyasetin, kavgalarının içeriğini en güzel anlatan kitaplar, birinin kazanmasının diğerinin kaybetmesi anlamındaki bu kavganın kuralı gereği, siyasetçilerin rakiplerini yenmek uğruna yapabileceklerinin sınır tanımazlığının zengin örnekleri ile doludur... Tamam da demokratik düzenin geçerliliği, sınırları içinde kalması gibi de bir koşul söz konusu olmalı değil mi? Özel yargının KCK operasyonu üzerinden MİT’çileri içine alan atağında yaşananlar, atılan adımlarda asıl tehdit, iktidar paylaşım kavgası içindeki tarafların görünürde olsun, hukuk devleti düzeni, demokrasi kriterleri kaygılarını bir yana atmış halleri değil mi? Erdoğan iktidarı ile Gülen cemaati iktidar çatışması ekseninde, polisözel yargı yapılanması, MİT örgütlenmesihükümet icraatları hesaplaşması üzerinden, birkaç günde alınan kararlar, açıklamalar.. bir bütün halinde demokrasinin olmazsa olmaz ilkeleri, hakhukuk devleti düzenini ayaklar altına alıyor. Üstüne üstük bu kuralsız taktik savaşlarında taraflar ellerindeki iktidar güçlerini, kelimenin tam anlamı ile “sivil diktatoryal” içerikte kullanmakta bir sakınca görmüyorlar... Güce dayalı, dayatmacı, kuralları çiğnemeye, her türden olabilecek muhalefeti sindirmeye yönelik, göstere göstere yapıyorlar... Anayasal özel güvenceye karşın eski Genelkurmay Başkanı’nın yüce divan yerine, terör örgütü suçlusu olarak tutuklu yargılanmasına ilişkin kararın, MİT’çilerin kişiye özel yasa ile başbakan korumasına alınmaları yasa tasarısının aynı günde haber olması talihsiz bir raslantı olsa da, çivisi çıkmış hakhukuk düzeninin, insan hakları, demokratik düzenin katledilmesinin aynası... Sporda şike davası bile en acımasız uygulaması ile özel yargı, terör örgütü kapsamında, aylar süren tutukluluklar, insan hakları ihlalleri, sivil darbe hukukunun bir ağır sahnelenmiş oyunu daha olarak sergilenirken... Silivri, yargılamaları, askeri darbeler döneminin çilehanelerini aratacak, binlerce mağduru olan bir koca cezaevi olarak karşımızda dururken, bir tek “Başbakan’ın iznine bağlı koruma” kavramı Meclis’ten geçirilebilecek bir yasal hukuk düzenlemesi olabilir mi? ??? Erdoğan iktidarlarının hukuken olabilirliği savunacak halleri olmasa da, siyaseten bu çözümde dayatmalarının elbette anlamı var.. Özel yargı ekseninde Gülen cemaati ile yaşanan iktidar paylaşım çatışmasında çıkan kavganın konusu bu. KCK operasyonları özel yargının bugüne kadarki uygulamalarının aynısı olarak yürütülse, sonuçta doğrudan Başbakan Erdoğan’ın siyasi talimatı ile gündeme girmiş PKK ile uzlaşma eylemleri, iktidar icraatları yargılanacak. Erdoğan iktidarı sadece görevlendirdiği bugünkü MİT başkanı emekli MİT’çilere değil, yaptığı işlere, kadrolarına sahip çıkamayan konuma, yenik düşecek. Gülen cemaati, en yetkin kadroları ile açıkça taraf olduğunu ilan ettiği özel yargı, polis uygulamalarına Erdoğan iktidarından gelen zorunlu freni kaldıramazsa, iktidardaki cemaat gücünden, moral değerlerinden çok şey kaybedecek. Gelinen noktada, iktidar paylaşım çatışmaları, atılan adımların boyutlarında, cemaatin “iktidarlar karşısında bağımsız, tarafsız durma ilkesi” savunmasının artık bir geçerliliği yok. Dinin yorumlanması üzerinden kurulu örgütlenme, dayanışma içeriği öne çıkan bir cemaatin, dünya çapında bir siyasal ağırlık kazanma, İslam dünyasını yönlendirme tezi olabilir mi? Gülen cemaatinin demokrasiyle yönetilmeyen, değişik şeriat yorumlarına bağlı diktatörlük rejimleri olarak karşımıza çıkan şeriatçı örgütlenmelerden, cemaatlerden çok farklı yapısı “ılımlı İslam” tezi ile sınırlı değil. Bütün İslam toplumlarında başka dinlerle diyalog içinde, en çok da gelişmiş, güçlü topulmlar içinde yer alabilecek, ağırlığını koyabilecek İslamcı iktidarların ortak değerlerini, iktidar stratejilerini yaratma iddiasında. Sevmeyenlerinin katında “Amerikancı İslam” kimliği de var. Yani iktidarlar karşısında eşit mesafede, tarafsız durduğu doğru değil. İktidarların içinde, Türkiye’de de çok geçerli olduğu üzere, tüm kamu kurumlarında müritleri ile kadrolaşma iddiası hep önde. AKP’nin iktidar oluşumunda katkısı ne kadar büyükse ağırlığı da o ölçekte. Cemaat kriterlerinin kadrolaştığı kamu kurumları icraatlarındaki yansımaları, kendi kriterlerinin çok katı uygulanması da ortada. Son kararları sınırsız, kontrolsüz verme iddiasındaki Başbakan Erdoğan’ın demokrasinin d’sinden pay almamış, hesap vermez iktidar gücünü kullanma hırsı ile cemaatin siyasi ağırlık koyma iddiası arasındaki çatışmanın boyutları, sonuçları üzerine daha çok şey yaşanacağa benzer... SORUNUN ÖZÜ FİNANSMANDA Prof. Dr. Erinç Yeldan: Kaynağı belirsiz para, yurtdışı sıcak para hareketleri olarak değerlendirmek mümkün. Sorunun özü, cari işlemler açığının rakamsal büyüklüğünde değil finanse ediliş biçiminde yatıyor. Türkiye, özellikle 2011 yaz aylarından başlayarak açığı, kaynağı belirsiz, yurtdışından sıcak kaynaklarla karşılıyor. Cari açığın finansmanındaki bu kalitesizlik 2012 için en önemli risk. zer şekilde dış dünyadan Türkiye’ye bazı çevreleri desteklemek için para girebilir efektif olarak veya offshore yöntemi ile... Bana göre işin özü budur” dedi. Boratav, Araplarla “sıkı fıkı ilişkiler içinde olunduğunun bilindiğine” de işaret etti. Siyasi amaçlı, birilerini desteklemek için verilen paranın kayıtlı da, kayıt dışı da olabileceğine dikkat çeken Boratav, “Kayda geçmemesi isteniyorsa, Libya’daki muhaliflere götürülen para gibi kaynağın Türkiye’ye girmesi de mümkündür” diye konuştu. Türkiye’nin sanayi büyümesinin ithalata bağımlı olduğunu, yurtdışından ithalat olduğu sürece ekonominin genişlediğini belirten Yeldan, “IMF kendi raporunda da belirtti bunu. Bu bir itiraf aslında. IMF’nin Türkiye’ye uzun süredir önermekte olduğu politikaların da iflas ettiğinin itirafı niteliğini taşıyor” dedi. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA İktisatçılar, cari açıktaki 77 milyar 89 milyon dolarlık “rekoru” ve 12.4 milyar dolarlık “kaynağı belirsiz parayı” değerlendirdi. Prof. Dr. Korkut Boratav, cari açığın kronik bir sorun haline geldiğini belirterek, “Ayakta durmak için, yani büyümek için değil ayakta durmak için dahi Türkiye’nin dış kaynağa gereksinimi vardır. Bu da üzücü bir olaydır. Zafiyet belirtisidir” dedi. Finansman kalitesiz Erinç Yeldan, finansal sermaye girişlerinin yavaşlaması ve cari açıktaki “kalitesiz finansman” durması durumunda Türkiye’nin ciddi bir durgunluğa girmesinin kaçınılmaz olacağına dikkat çekerken, 2012’de yaşanacak olan durgunluğun sert mi yoksa yumuşak mı olacağının, cari işlemler açığının finansmanının nasıl gerçekleştirileceğinin sonucuna göre şekilleneceğini söyledi. Kaynağı belirsiz para Geçen dönemde, Libyalı muhaliflere çanta içerisinde dolar götürüldüğünün söylendiğine dikkat çeken Boratav, “Bu aslında dil sürçmesi ile yapılan itiraftır ama net hata noksan işlemidir. Bu şekilde para götürülebilmişse, ben Tasarruf oranı artmalı Cari açık sorununun çözümü için yapısal dönüşüm, planlama ope BEYANNAMELER HAZIR Maliye 1.2 milyon ev sahibinin peşinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maliye Bakanlığı, 1 milyon 200 bin ev sahibine mektup göndermeye başladı. 1 Mart’tan itibaren kira beyannameleri elektronik ortamda doldurulacak. “Ben anlamam diyenler” herhangi bir vergi dairesinden yardım alabilecek. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Biz beyannameleri doldurduk, siz onaylayın, diyoruz. Ancak esas olan mükellefin beyanıdır. Mükellef, verilere bakar, hesabımızı inceler; doğru ise onaylar. Değilse düzeltir” dedi. Bakan Şimşek, Gelir İdaresi Başkanlığı’nda hazırlanan “Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sisteminin” tanıtımı dolayısıyla bir basın toplantısı yaptı. “Amacımız vatandaşların kira beyannamesi verirken işini kolaylaştırmak, beyanname verme maliyetini en aza indirmek, elektronik ortamda beyannameleri alabilmek, vergiyi tabana yaymak” dedi. Yeni sistemle kira beyannamesi veren vatandaşların, bu yükümlülüklerini 7 gün 24 saat internet ortamında yerine getirebileceklerini vurguladı. Beyannamelerde doğrulama işlemi 125 Mart tarihleri arasında yapılabilecek. Bilgi ve yardım için 444 0 189 Vergi İletişim Merkezi’nden yardım alınabilecek. Önümüzdeki dönemde, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kolaylaştırıcı yeni adımlar atacağını ifade eden Şimşek, “Beyanname vermenin maliyetlerini düşürmeye devam edeceğiz” dedi. Bakan Şimşek, bir soru üzerine ocak ayı bütçe gerçekleşme sonuçlarını da açıkladı. Buna göre geçen yıl ocak ayında 1 milyar fazla veren bütçe; bu yıl yüzde 73.1’lik artışla 1.7 milyar TL fazla verdi. B ali’nin verdiği bilgiye göre, İş Bankası 12 ülkede, 48 şube, iki temsilcilik ve toplam 805 çalışanıyla faaliyet gösterirken 2011 sonu itibarıyla bankanın yurtdışı örgütünün yönettiği toplam aktif büyüklüğü de 28.3 milyar liraya ulaştı. Geçen yıl; 65 yeni şube, 401 yeni bankamatik ve 2031 yeni İş Bankalıya bünyesine katan banka, 2011 sonu itibarıyla 24 887 çalışan, 1184 yurtiçi, 17 yurtdışı şube ve 4538 bankamatik ile hizmet veriyor. İş, bir banka kadar büyüdü İş Bankası’nın geçen yıl, kredilerini 27 milyar lira büyüttüğünü söyleyen Bali, ‘Bu rakam, bir orta ölçekli bankanın kredi hacminden fazla’ dedi Ekonomi Servisi İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, ekonomik büyümede beklenen hız kesmenin etkisiyle, bankanın kredilerde yüzde 1517 büyüme ve 4045 şube açmayı hedeflediğini söyledi. Bali, 2011’de kredileri yüzde 43 oranında büyüterek 64.2 milyar liradan 27 milyar liranın üzerindeki bir büyüklükle 91.6 milyar liraya çıktığını belirtti. Bali, 2011 değerlendirmesi ve 2012 beklentilerine ilişkin düzenlediği basın toplantısında, dünya ekonomisi ve Türkiye ekonomisindeki gelişmelere değindi. Aşırı hızlı büyüme dönemlerinin Türkiye ekonomisi için çok da avantajlı dönemler olmadığının altını çizen Bali, böyle dönemlerin ölçek ekonomisinin önemini ortaya çıkardığını, en fazla üretebileni öne çıkaran konjonktürlerin söz konusu olduğunu, Türkiye’nin dünya ticaretinden yüksek düzeyde pay alan bir ülke olmadığını söyledi. Bali’in verdiği bilgiler özetle şöyle: ? Bankanın 2011 yılı solo net kârı bir önceki yıla göre yüzde 10.6 düşüşle 2.67 milyar lira olurken son çeyrek net kârı da ticari bir önceki yılın aynı dönemine göre 43.3 artışla 864.2 milyon lira ile beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşti. kipteki krediler oranı da 2011’de YURTDIŞI AĞI yüzde 2.1 oldu. ? İş Bankası’nın uluslararası GENİŞLEYECEK bankacılık alanındaki hedefi önBankanın celikle bölgesel, daha sonra gloyurtiçindeki güçlü bal bir banka olmak. yapısını destekleyecek ? Banka, bölgesel ve ulusyurtdışındaki genişleme lararası gelişmeleri izleçalışmaları kapsamında, mek, sürdürülebilir ilişkihalen Irak’ın Bağdat, lerin geliştirilmesi ve Türk Gürcistan’ın Batum, ekonomisi için önemli Pakistan’ın Karaçi, pazarlarda faaliyet gösKosova’nın Priştina ve teren bankalar ile işbirliAzerbaycan’ın Baku ği için fırsat aramak, yurtşehirlerinde bankacılık dışındaki mevcut örgüfaaliyetleri konusundaki tün yanında, potansiyel imkânlar değerlendiriliyor. arz eden ve özellikle Türk Mısır’da temsilcilik firmalarının aktif olarak düzeyinde bulunan faaliyet gösterdiği ülkelerde bankacılık faaliyetlerinin yatırım yaparak ilgili ülke ile genişletilmesi Türkiye ve İş Bankası arasındaki yönündeki ilişkileri güçlendirerek daha etkin çalışmalar bir banka olma hedefinde. sürüyor. Fırsatları kolluyor ? Kredi portföyü toplam aktifler içindeki payın 8 puan artışla yüzde 57’ye yükseldi. Menkul kıymetlerin payı yüzde 34’ten yüzde 26’ya geriledi. ? Bankanın sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 14.1 olarak gerçekleşirken 2010’da yüzde 3.6 olan ta ‘Ekonomi yavaşladıkça işsizlik yükselecek’ ? 2011 sonunda ekonomik aktivitenin beklenenden canlı olmasıyla işsizliğin gerilediğini belirten ekonomistlere göre, bu yıl ise ekonomide yavaşlamaya paralel olarak işsizlik yükselecek. Ekonomi Servisi İşsizlik oranı 2011 Kasım döneminde yüzde 9.1, mevsimsellikten arındırılmış işsizlik ise yüzde 9.3 olarak gerçekleşirken ekonomik aktivitenin öngörülenden daha az yavaşlamasıyla, artış beklentisine karşın işsizlik oranının tarihi düşük seviyelere yakın seyrini sürdürdüğünü belirten ekonomistler, 2012’de ise ekonomide yavaşlamaya paralel işsizlik oranında da artış bekliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan verilere göre işsizlik oranı 2011 EkimKasımAralık döneminde, 2010’un aynı dönemine göre 1.9 puan mevsimsellikten arındırılmış işsizlik ise önceki aya göre 0.1 puan geriledi. Kasım döneminde mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısında bir önceki döneme göre 80 bin kişilik artış, işsiz sayısında ise 21 bin kişilik azalış oldu. Önümüzdeki döneme ilişkin öngörüler ise şöyle: BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ: Mevsimsellikten arındırılmış veri kasımda neredeyse yatay kalarak tarihi düşük seviyelere yakın seyrini sürdürdü. İşsizlik oranının yılın kalanında yüzde 9.5’e yükselmesini, yıllık ortalama işsizlik oranının ise yüzde 10’a yakın gerçekleşmesini bekliyoruz. 2012’de ekonomide öngörülen yavaşlamanın iş yaratma kapasitesini sınırlayacak olması nedeniyle işsizlik oranında artış bekliyoruz. Ekspres Invest Başekonomisti Nilüfer Sezgin: Büyüme hızında yavaşlama henüz sınırlı, işgücü piyasası sağlam duruyor. 2012’de ilk çeyrekte ekonomik aktivitede sınırlı yavaşlama öngörüyoruz ve işgücü piyasasına etkisi mevsimsel arındırılmış işsizlikte hafif artış olabilir. TOBB LPG MECLİSİ BAŞKANI EYÜBOĞLU Gaz sızdırmazlık testleri zorunlu olsun Ekonomi Servisi Dünya LPG Birliği (WLPGA) Başkan Yardımcısı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) LPG Meclisi Başkanı Yağız Eyüboğlu, araç muayene istasyonlarında LPG ve CNG takılı araçlar için ‘Gaz Sızdırmazlık Raporu’ aranması zorunluluğunun kaldırılmasına tepki gösterdi. Eyüboğlu, “Güvenlik olmazsa olmaz. Güvenliği ön planda tutmak açısından da gaz sızdırmazlık testlerinin yapılıyor olması lazım. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından zorunluluğu kaldırılan gaz sızdırmazlık testinin tekrar zorunlu hale getirilmesini istiyoruz” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle